Kur-an-i-Kerim
بِسْمِ اللهِ اَلْحَمْدُ للهِ وَحْدَهُ، وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى مَنْ لاَنَبِيَّ بَعْدَهُ

<● > Allah'ın Adıyla Başlıyorum <● >
Allah’a hamd olsun. O Tektir. Salât ve selâm, kendisinden sonra Nebi gelmeyecek olan Muhammed’in üzerine olsun

<● > Eraykitap Web Sitesine Hoş Geldiniz ! <● >

<● > En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir <● >

İman'ın Dört Esasi




İbadet // İbadet Ne Demektir
Bazı İslam alimleri;”Hevasına (istek arzusuna) muhalefet eden ve Allah c.c. yakinen iman eden her mükellefin meşru fiillerine ibadet denmiştir”(Curcani-tarifat-146,Y.K.oğlu)

Ubudiyet,ubudet ve abdiyyet (kısaca Abd) Kul ve köle diye kullanılan kelimenin manası;itaat,tevazu göstermek;daha açık ifade ile insanın bir kimseye isyan etmeksizin,mukavemet göstermeden itaat etmesi ve boyun eğmesidir.O kadar ki;kendisine boyun eğilen zat onu dilediği şekilde kullansın ve hizmet ettirsin.Bu etimoloji kökten,kelimenin yapısında mevcut olan kulluk,itaat,ilah edinmek,tapınmak,hizmet,bağlanmak,bağımlı kılmak ve yasak gibi manalar çıkarmışlardır lügat alimler.Bu husus da Resulullah (as) şöyle buyurmuştur; “üç kişi var ki Ben onların düşmanıyım;Bunlardan birisi,hür bir insanı köle (Abd) ve mülk edinen adamdır…”(Lisan’ul Arabi s.269-Dört Terim Mevdudi)buradaki Abd kul ve köle manasındadır.



Bu hadiste ki sözlük anlamından da anlaşılıyor ki kul (Abd) kelimesinin ifade etmek istediği mana;insanın güç ve kuvvet sahibi,iktidarı elinde tutan birine karşı baş eğmesi,itaat etmesi,sonra kendi hürriyet ve bağımsızlığından feragat etmesi,onun karşısında her türlü mukavemet ve isyanı terk etmesidir…İşte kulluk ve itaat etmenin gerçek manası budur.Bundan dolayı bir Arap,Abd ve ibadet kelimelerini duyduğu ilk anda zihninde ubudiyet düşüncesi canlanır.İşte bu yazıyı okuyan insanlarında ibadet ve kul kelimelerini duyunca yukarıda ki bilgiler aklına gelir inşallah…



Kulun ve kölenin gerçek vazifesi efendisine itaat etmek ve emirlerine sıkı sıkıya bağlanmak olduğuna göre hemen ardından itaat tasavvuru insanın zihnine gelmesi lazımdır.Ayrıca bir kulun veya kölenin,zilleti kabullenip itaat ederek kendisini efendisine teslim etmesi yetmez,bunun yanında gönüllü,verilen nimetlere karşı şükür ve minnet duygularıyla dolu olarak,efendisinin büyüklüğüne inanması ve yüce makamını itiraf etmesi lazımdır.Aldığı ve alacağı nimetlere şükrünü ifade etmesinde ve hizmet görevini yerine getirmesi sırasında durmadan efendisini anar ve yüceltir,yaptığı ibadet veya kulluk için huşu duyar ve iç sevinçi geçirir.Çünkü bilir ki yüce Allah c.c. sinelerden geceni bilir ve sinesinde iman hastalığı olan insanlara Allah c.c.,münafık diyor.(bkz.Bakara-10 )



“Ancak yine de öğüt ver, çünkü öğüt vermek, mü'minlere fayda verir.Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk (ibadet) etsinler diye yarattım.Ben onlardan rızık istemiyorum, beni beslemelerini de istemiyorum.Şüphesiz rızık veren, güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah'tır”(Zariyat 55-58)


İşte buraya yazdığım ve yazamadığım şekillere ibadet veya kulluk denir.Şimdi bu ibadet veya kulluk kelimelerinin ifade ettiği ve etimolojik kökünde bulunan ve mevcut olan anlamları tek tek yazalım.İbadet kelimesinin içerdiği manalar kısaca:


1)-Kul ve köle olmak
2)-Pazarlıksız itaat etmek
3)-Yardımı sadece ve yalınız Ona istemek
4)-Yalınız Onu ilah ve ma’bud edinmek
5)-Nefsini bağımlı kılmak
6)-Bağlanmak ve hizmet etmek
7)-Kalbinden huşu ile anmak
8)-Yasaklarına uymak
9)-Hürriyet ve bağısızlığından feragat etmek
10)-Mukavemeti ve isyanı tek etmek
11)-Verdiği nimetlerine şükretmek
12)-Yüceliğini ve makamını itiraf etmek
13)-Tevazu içinde bedenini ve ruhunu amede kılmak
14)-Dua ve tazzarruyu yalınız Ona yapmak
15)-Beden ve ruh ile yapılan ibadetlerin tamamını tek ilahın emrettiği gibi yapmak,(zaten daha önce görmüştük ilah bölümü 6. maddede ibadetin şeklini ve zamanını belirleyen diye) belki daha vardır ama buraya yazman imkansız.Şimdi bu konu ile alakalı ayet ve hadisleri yazalım;



“De ki; "Rabbim beni doğru yola, insanların tüm ihtiyaçlarına cevap veren dine, Allah'ın birliğine inanan ve O'na ortak koşanlardan olmayan İbrahim'in inanç sistemine iletti.De ki; "benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm tüm varlıkların Rabbi Allah içindir.O'nun ortağı yoktur. Bana böyle emredildi. Ben müslümanların ilkiyim. "(Enam-161-163)


“Yeryüzünde dirlik-düzen sağlandıktan sonra bozgunculuk çıkarmayınız. Allah'a korku ve umut içinde dua ediniz. Hiç kuşkusuz Allah'ın rahmeti iyi işler yapanlara yakındır.”(Araf-56)

“ Üstün iradeli ve merhametli olan Allah'a dayan.O seni namaza durduğunda görür.Secde edenler ile birlikte eğilip dikildiğini de görür.Hiç kuşkusuz O, her şeyi işitir ve her şeyi görür”(Şuara-217-220)

“Rabbiniz buyurdu ki: "Bana dua edin, duanızı kabul edeyim. Bana kulluk etmeye tenezzül etmeyenler, aşağılık olarak cehenneme gireceklerdir….Cehennemin kapılarından, girin orada ebedi kalacaksınız. Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür.”(Mü’min-60-76)



Hadisler:
“Şüphesiz Allah sizin vucudlarınıza ve yüzlerinize bakmaz.Fakat kalplerinizdekine (İmana) bakar.”diğer hadis ise
“Şüphesiz Allah yüzlerinize ve mallarınıza bakmaz,fakat kalbinizdekine(İmana) ve amellerinize bakar.”(Müslim-Birr-33-34)
“Ey kızım Fatıma salih amel yap.Allah katında sana hiçbir şey yapamam”(Buhari-Vasiye-11,İbn Mace Vasiye-6)
“Kulum Bana,kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli hiçbir şeyle yaklaşamaz”(Buhari-?



Köle'ye "abd" denilmesinin sebebi hem itikad, hem muâmelât ile ilgilidir. Zira Allahû Teâla (cc) istisnasız bütün insanlardan "misak" almıştır. Arâf sûresinin 172'nci ve 173'ncü âyet-i kerimelerine "misak" âyetleri denilmesinin mânâsı budur. Misak, Allah (cc) ile insan arasında tahakkuk eden bir mukaveledir. Her müminin "ne zamandan beri müslümansın?" sualine, "galu bela'dan beri" diye cevap vermesinin sebebi budur. İnsan bülug çağına erdikten sonra İslâm'ı terk eder ve mü'minlere karşı savaşırsa "emanet"e ihanet etmiş olur. Bu ihanetin tabii sonucu olarak ehliyet ârızası başlar. Kölelik, misakı inkâr edip, küfrün güçlenmesi için savaşmakla ilgili bir hâdisedir.Burada şu akla gelebilir: "Hür bir insan kuvvet kullanılarak (inkâr söz konusu olmadan) köle yapılabilir mi?" buna "evet" demek imkânsızdır. Zira hürriyetin kaynağı fıtrîdir. Ehliyet sahibi olan her insan tekliflere muhataptır.Resûl-i Ekrem (sav)'in "Hür bir kimseyi köle edinenin hasmı (düşmanı) benim" buyurduğu bilinmektedir.



Ayrıca Hz. Abdullah b. Amr'dan rivayet edilen merfuu bir hadis'te: "Üç kişi var ki Allah (cc) oların namazını kabul etmez. İstemedikleri halde kavminin başına geçen, hür bir insanı köle edinen..." denilmektedir. Görüldüğü gibi, hür bir kimsenin, İslâm'a karşı savaş açmadığı müddetçe köle edinilmesi mümkün değildir. (Bkz. "Hürriyet" maddesi).



"Abd" ıstılâhını bu şekilde ortaya koyduktan sonra günümüze bir göz atalım. İslâm topraklarında, Allah (cc)'ın indirdiği hükümleri inkâr eden veya kabul ettiğini iddia etmekle beraber çağımıza uymaz" gerekçesi ile uygulamayan siyasi güçler iktidardadırlar. Lâ ilâhe (ilâh yoktur, putun hükmü yoktur,tâgût'u inkâr ederiz) diye haykıran ve İllallah (yalnız Allah vardır, O'na itaat ederiz) diye tasdikte bulunan mü'minler "Kul" olma şuurunu ayakta tutmak zorundadırlar. Aksi takdirde "tâgût'a kulluktan kaçınmış" olamazlar.·"Her kavme Allah'a ibadet edin ve tâgût'a kulluktan kaçının diye (tebligat yapması için) peygamberler göndermişizdir." (Nahl sûresi: 36) meâlindeki âyet-i kerime iyi tefekkür edilmelidir.(Kelimeler ve Kavramlar Y.K.oğlu abd maddesi)



Biz insanlara düşen önemli görev nemrut,firavun,şeddat,ebucehil,musolli,Hitler, karmaks,m.kemal veya isimleri her gün değişen kafir,facir,zalim ve tağut insanların ideolojilerini tarihin çöplüğüne bir daha çıkmamak üzere atalım.Onların yardımcıları ve halkı onlara(yani tağut) kulluğa davet eden mel’e ve mütrafin,(başka bir deyişle aydın insanların) gibi sinsi,çıkarcı ve münafıkların,düzenbaz sahtekarların telkin ve söylemlerini de dikkate almadan ve önemsemeden,gerçek ten insanlığa huzur,ekonomi refahlığı,namuslu bir yaşam,mal,can,akıl,din ve namusunu garanti altına alan ilahi bir sistem olan İslam dururken, ne diye sömürücülerin adeti olan demirde,tunçtan,alcıdan,tahtadan vs istismarcılar tarafından yaptırılmış ve insan onurunu zedeleyen,kendisi gibi yaratılmış olan şeylere saygı duruşu,çelenk koyma ibadeti,onlar adına bayram diye konulan günleri kaldırmalı yada en azından fert olarak iltifat etmemek,toplumu bu konuda uyarmalı ve men etmeli, bu batıl din ve ideolojilerin dünyaya saadet getirmediği şu anda ortadadır,bunların neyine tabi olunuyor bilemiyorum...


Şimdi bir bakın şu yukarıda saydığımız diktatörlerin,lider olarak kabul ettirilen,baş komutan olduğunu iddia edilen,aydınlık günler getirdi denilen adamların biz insanları neye çağırdıklarına;

“Kâfirler, mü'minlere "Bizim yolumuza uyun da günahlarınızı biz yüklenelim derler. Oysa onların, mü'minlerin omuzlarındaki hiçbir günahı yüklenmeleri söz konusu değildir. Onlar kesinlikle yalan söylüyorlar.Kafirler, hem kendi günah yüklerini ve hem de bu yüklerin yanında başka birçok günah yüklerini taşıyacaklar ve kıyamet günü düzmece iddiaları konusunda kesinlikle sorguya çekileceklerdir.”(Ankebut-12-13)



"Bizim yolumuza uyun” dedikleri yollar neymiş bir görelim;laiklik ve demokrasi,kapitalizm,liberalizm,kominizm,Kemalizm,Budizm,Brahmanizm v.s...Bütün bunlar ve buraya yazamadığımız nice izimler.Bizleri bunlara ibadet etmeye çağıran zorbaları tez elden ret etmeli ve yalınız Allah ibadet edeceğimizi ilan etmeliyiz ki bunlardan kurtulalım.Bakın Rabbimiz azze ve celle ne buyuruyor:


“Yüce Allah meleklerine emreder: "(Allah’ın bir ilah ve Rabb olduğunu inkar eden) Zalimleri, onların aynı yoldaki(liderleri,mel’e ve mutraf) arkadaşlarını ve Allah’tan başka (taptıklarına) onlara cehennemin yolunu gösterin.Durdurun onları, çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.”(Saffet-22-24)Bu zalim ve iş birlikçi insanlara karşı ;Allah subhanehu ve teala biz kullarını uyarıyor:


“Ey Muhammed! De ki: "Sizin, Allah'ı bırakıp da kulluk ettiklerinize kulluk etmek bana yasak kılınmıştır. Zira bana Rabbimden belgeler gelmiştir. Ben, alemlerin Rabbine teslim olmakla emrolundum."(Mümin-66)


“ Meryem oğlu Mesih sadece bir peygamberdir. Ondan önce de birçok peygamber gelip geçmiştir. Annesi de özü-sözü doğru bir kadındı. Her ikisi de (öbür insanlar gibi) yemek yerlerdi. Bak biz onlara ayetlerimizi nasıl açık açık anlatıyoruz ve sonra bak onlar bu ayetleri nerelerinden çarpıtıyorlar!De ki; "Allah'ı bırakıp size ne zarar ve ne de yarar dokundurmaya gücü yetmeyen nesnelere mi tapıyorsunuz? Oysa Allah her şeyi işitir ve her şeyi bilir.”(Maide-75-76)


"Sizleri, Allah'ı bir yana bırakarak taptığınız putlarla baş başa bırakarak bir yana çekiliyor ve Allah'a yalvarıyorum. Umuyorum ki, Rabbime yalvarırsam kötü olmaktan kurtulurum."(Meryem-48)


“…İşte Rabb'iniz bu Allah’tır. Egemenlik O'nun tekelindedir. O'nu bir yana bırakarak taptığınız düzmece ilahlar bir çekirdek kabuğunun bile sahibi değildirler.Eğer onları imdadınıza çağırırsanız, çağrınızı işitmezler. Sesinizi işitseler bile size karşılık veremezler. Üstelik kıyamet günü, sizin kendilerini Allah'a ortak koşmuş olmanızı reddederler. Hiç kimse, her şeyin içyüzünü bilen Allah gibi sana haber vermez.”(Fatır-13-14)


“Tağuta kulluk etmekten kaçınan ve Allah'a yönelenlere müjde var. Müjdele kullarımı.Onlar ki, sözü dinler ve onun en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahipleridir.”(Zümer-17-18)


“ Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratmış olan Allah'a kulluk ibadet ediniz ki; Allah'ın azabından korunabilesiniz.”(Bakara-21)


“Sonra Musa ile kardeşi Harun'u ayetlerimiz ile ve açık kanıtla destekli olarak gönderdik.Firavun ile onun önde gelen mel’e ve mutraf adamlarına. Fakat onlar büyüklük kompleksine kapılarak iman etmeye yanaşmadılar. Zaten onlar kendilerini beğenmiş kimselerdi.Onlar dediler ki; "Kendimiz gibi birer insan olan şu iki adama mı inanacağız ki, onların soydaşları bize ibadet ediyorlar.?"(Mü’Minun-45-47)



“ İbrahim'i de peygamber olarak gönderdik. Hani o soydaşlarına dedi ki; "Allah'a kulluk ediniz, O'ndan korkunuz. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.Sizler Allah'ı bir yana bırakarak birtakım putlara tapıyor, düzmece iddialar ortaya atıyorsunuz. Allah'ı bir yana bırakarak taptığınız putlar size rızık veremezler. Rızkınızı Allah katında arayınız, O'na kulluk ediniz, O'na şükrediniz, O'nun huzuruna döndürüleceksiniz.”(Ankebut-16-17)



Bu iki ayette İbrahim (as),puta tapanlara karşı söylemesi gereken her şeyi söylemiştir. 1)-İbadeti yalınız Allah’a yapınız,2)-Allah’tan korkun,3)-putları dikmeyin ve onlara saygı duruşu durmayın,onlara ibadet etmeyin,rızkı Allah’tan isteyin,4)-Yalınız Allah’a kulluk edin,nemruta,yıldızlara ve putlara değil,5)Allah’a şükredin,6)-Allah’ın huzurunda toplanıp hesap vereceksiniz ,putların değil v.s…



Dün Nuh (as)’un karşısına duran,mazlum,mustazaf ve fakir insanlar Nuh’un davetin icabet ederek mü’min olanları,yalınız Allah’a ibadet etmek isteyen bu insanları hile,desise ve korku ile aldatmaya kalkan mel’e ve mutrafinler,İbrahim(as)’in İslam’i tebliği karşısına dikilen nemrut, mel’e Azeri,ve diğer mutrafları,Musa(as)’nın tebliğinin karşısına dikilen firavun,haman,Karun,mel’e ve mutrafları,son Nebi ve Resul Muhammed (as)’in de karşısına dikilen cahili bir inada sahip,putlara ibadet edilmesin den yana olan ebucehil ve diğer mel’e ve mutraflarının akıbetleri ne olduğu artık herkes tarafından bilinmektedir.Şu anda yine insanlık önünde firavun.nemrut.mel’e ve mutraflar gibi duran insanları ve yandaşlarını,Allah’ın dini İslam’a davet ediyorum ve tarihin çöplüğüne atılan tağutların akıbetlerine siz de düşmeyin.



Kur’an-ı Kerim,İslam şeriatı karşısına dikilen,insanların Allah’a ibadet etmelerini engelleyen kafir,zalim tağut ları cehennem kütükleri olmasın diye şöyle uyarıyor:

“Biz, onları (firavun,nemrut,m.kemal v.s…)öyle baş kumandan,önderler kıldık ki:Sadece ateşe çağırırlar ve kıyamet günü yardım görmezler.Hem bu dünyada arkalarına bir lanet takmışlardır hem de kıyamet gününde onlar,çirkinleştirilmiş,iğrenç kimselerden olacaklardır.”(Kasas-41-42) Bu baş kumandanlar kendileri Allah’a ibadet etmedikleri gibi insanların büyük bir kısmını da Allah’a ibadet etmekten alı koydular.Tıpkı firavun gibi:


“Firavun kavmini ve kendisine tabi olanları (İslam dan,müslüman olmaktan) saptırdı ve onları (kavmini ve tabi olanları) doğruyola da iletmedi”(Taha-79)

“Ölüm sana gelinceye kadar Allah’a ibadet et…”?

Mü’mminler olarak,Allah’ın dini İslam’ı yer yüzüne hakim kılmak için mücadele veren ve yalınız Allah’a itaat ve ibadet eden kimseler olmak zorunda olduğumuzu asla unutmamalıyız.Bir de Allah’ı yalınız ibadet ilahı olarak görmek hartasına düşmeyelim.Çünkü Allah,ibadet edilen bir ilah olmakla beraber hayatın her alanına kanun koyan,öylece yaşamamızı isteyen ilahtır. Ves Selam…Allah anlamayı,inanmayı ve ibadet etmeyi bize ve ümmeti Muhammed nasip etsin.Amin ya muin…



Allah'ım (c.c) Yalınız Sana Kulluk eder ve Yalnız Senden Yardım isterim
EBUBEKİR YASİN
Kur'an ve Sunnetin aydınlığında buluşmak ümidi ile…





سُبْحاَنَكَ اَللّٰهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
سُبْحَانَكَ اَللّٰهُمَّ وَبِحَمْدِكَ اَشْهَدُ اَنْ لَا اِلٰهَ اِلَّا أَنْتَ وَحْدَكَ لَاشَرِيكَ لَكَ اَسْتَغْفِرُكَ وَاَتُوبُ اِلَيْكَ



En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir

Kur'an'ın gölgesi altında yaşamak bir nimettir. Sadece onu tadanın alabileceği bir nimet. İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran bir nimet. Allah'a hamdolsun ki, bana ömrümün bir bölümünü Kur'an'ın gölgesi altında yaşama imkanını bağışladı. Bu dönemde hayatımın bugüne kadar ki bölümünde hiç tatmamış olduğum bir nimetin hazzını duydum. İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran nimetin hazzını.. Kur'an-ın Gölgesinden Mesajlar Şehid Seyyit Kutup

Rabb olarak Allah'tan, Din olarak İsalam'dan, Resul ve Nebi olarakta Muhammed'ten(a.s) Razı oldum; ve kayıtsız ve şartsız teslim oldum Sen Şahitsin Rabbin EBUBEKİR YASİN Kuran ve Sunnetin aydınlığında buluşmak ümidi ile…




Eraykitap ilmin kısa yolu © 2009 - 2025 Tüm hakları saklıdır. // Designed by Eraykitap.com //