Kur-an-i-Kerim
بِسْمِ اللهِ اَلْحَمْدُ للهِ وَحْدَهُ، وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى مَنْ لاَنَبِيَّ بَعْدَهُ

<● > Allah'ın Adıyla Başlıyorum <● >
Allah’a hamd olsun. O Tektir. Salât ve selâm, kendisinden sonra Nebi gelmeyecek olan Muhammed’in üzerine olsun

<● > Eraykitap Web Sitesine Hoş Geldiniz ! <● >

<● > En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir <● >

İman'ın Dört Esasi




Allah’ın İndirdiği Hüküm Ve Kanunlarla Elinde İmkan Varken Hükmetmemek
💢 Abbas'tan (r.a.) şöyle bir rivayette bulunur:
"Kasden inkâr ederek Allah'ın hükümleriyle hükmetmeyen kimseler kâfirlerdir.
(Allah'ın hükümlerini) Kabul ettiği hâlde onunla hükmetmezse zalim veya fasık olur."



💢 "Bir kimse Allah'ın hükümleriyle hükmetmezse dahi, kalbiyle o hükümlerin doğruluğuna inanırsa kâfir olmaz.
Zira küfür, hak olan hükümleri kalbiyle inkâr ve lisanıyla reddetmektir .
Fasık, kalbiyle tasdik ettiği için mü'mindir.
İmanla beraber Allah'ın hükümlerinin aksi ile hüküm vermek diğer günahlar kabilindendir.
En doğru olan görüş budur." İmam Fahrüddin Razi *//* Tefsir-i Kebir *//* 💢 Sorularla İslamiyet.com




Allah’ın vaaz etmediği hükümlerle,kendini veya insanlara hükmetmekte şahadet davasını bozan hususlardadır.Çünkü Yüce Allah şöyle buyuruyor:


“Allah’ın indirdiği(kanuan ve hükümleri)yle hükmetmeyenler kafirlerin taa kendileridir.”(maide-44)



“Sana indirilene ve senden önce indirilen(Allah’ın kanun ve hükmüne)iman ettik diye boş iddiada bulunanlara görmüyor musun?
Bunlar karşı çıkmakla, tanımamakla emredildikleri Tağut’un hakemliğine başvurmak istiyorlar. Şeytan onları koyu bir sapıklığa düşürmek istiyor.

Onlara `Allah'ın indirdiğine ve Peygamber'e geliniz' dendiğinde o münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün.
Peki, nasıl oluyor da kendi elleri ile işledikleri kötülük yüzünden başlarına bir musibet gelince sana koşarak
`Biz sadece iyilik yapmak, uzlaşma sağlamak istemiştik' diye Allah adına yemin ederler.”Nisa 61-63)




“Hayır, hayır! Rabbine andolsun ki, onlar aralarında çıkan anlaşmazlıklarda senin hakemliğine
başvurmadıkça sonra da vereceğin karara, gönüllerinde hiçbir burukluk duymaksızın, kesin bir teslimiyetle uymadıkça mümin olamazlar.”Nisa-65)




“ Sana da daha önceki kutsal kitabı onaylayıcı ve içeriğini koruyucu olan bu hak kitabı indirdik.
Buna göre onların arasında Allah'ın indirdiği ayetlere göre hüküm ver, sana gelen gerçekten saparak onların keyfi arzularına uyma.

49- O halde onların arasında Allah'ın indirdiği ayetlere göre hüküm ver, onların keyfi arzularına uyma, onların seni
Allah'ın indirdiği hükümlerin bir kısmından bile şaşırtmalarından sakın, eğer sana sırt çevirirlerse bil ki,

Allah, günahlarının bazısı yüzünden onları cezalandırmak istiyor. Kuşku yok ki, insanların çoğu fasıktır.”(Maide-48-49)



47- Bazı kimseler "Allah'a ve Peygamber'e inandık ve direktiflerine uymayı kabul ettik" derler. Fakat bazıları bu sözlerinden sonra sırt çevirirler. Bunlar mü'min değildirler.



Aralarındaki davalarda Allah'ın ve Peygamberin vereceği hükme uymaya çağırıldıklarında bir bölümünün bu çağrıya yüz çevirdiğini görürsün.
Eğer davanın haklı tarafı iseler, Peygamber'e tam bir teslimiyetle koşa koşa gelirler. Acaba kalplerinde hastalık mı var?

Yoksa Peygamber'in gerçekten peygamber olup olmadığı hususunda kuşkulu mudurlar? Yoksa Allah'ın ve Peygamber'in kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar. Hayr, aslında onlar zalimdirler.Aralarındaki davalarda Allah'ın ve Peygamberin vereceği hükme uymaya çağırılan mü'minlerin söyleyebilecekleri tek söz

"Duyduk ve uyduk" sözüdür. İşte mutlu sona erenler onlardır.Allah'a ve Peygambere itaat edenler, Allah'dan korkup buyruklarım çiğnemekten kaçınanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlarda. (Nur-47-52)




Hiç kuşkusuz, birilerine karşı bazılarını kayırma kuşkusundan uzak tek hüküm Allah'ın hükmüdür.
Çünkü Allah adildir ve hiç kimseye haksızlık etmez. Bütün yaratıklar onun katında eşit durumdadırlar.

Onlardan birisine bir diğerinin çıkarı için haksızlık etmez. Onun hükmü dışındaki bütün hükümler haksızlık edebilirler, zannı altındadırlar.
Çünkü insanlar kanun koyarlarken ve hükmederlerken çıkarlarını göz önünde bulundurma eğiliminden kurtaramazlar kendilerini.

Gerek fert, gerek sınıf, gerek devlet olarak hükmetmeleri bu gerçeği değiştirmez.


Bu fert kanun koyduğu zaman, bir fert bir konuda hükmettiği zaman, koyduğu kanunla, verdiği hükümle kendini ve çıkarını korumayı göz önünde bulundurması kaçınılmazdır.
Bir sınıf diğer bir sınıf için, bir devlet diğer bir devlet için, bir pakt için kanun koyduğu zaman da durum bundan ibarettir.

Ama Allah kanun koyduğu zaman herhangi bir kimsenin korunması, herhangi bir kimsenin çıkarının göz önünde bulundurulması, söz konusu olamaz.
Ve bu, mutlak adaletten ibaret olur? Allah'ın kanun koyuculuğu dışında hiçbir kanun koyucu buna güç yetiremez, onun hükmünden başka hiçbir hüküm bunu gerçekleştiremez.



Bu yüzden Allah'ın ve Peygamberinin hükmünden memnun olmayanlar zalim kimselerdir. Adaletin gerçekleşmesini, hakkın egemen olmasını istemezler. Aslında onlar Allah'ın hükmü ile haksızlığa uğrayacaklarını düşünmezler ve O'nun adaletinden de kesinlikle kuşku duymazlar.




"Hayır, aslında onlar zalimdirler."


Gerçek mü'minlere gelince, onlar Allah'a ve Peygamberine -salât ve selâm üzerine olsun- karşı bundan farklı bir edep tavrı takınırlar. Aralarında baş gösteren sorunların çözümü için Allah'ın ve Peygamberin hükmüne başvurmaya çağrılınca daha değişik bir şey, mü'minlere yakışan, kalplerin nurla aydınlandığını gösteren bir söz söylerler. (Fi Zilalil Kur’an porf.Dr.Seyyid Kutub Derleyen: Şevke Mücahid)

Allah'ım (c.c) Yalınız Sana Kulluk eder ve Yalnız Senden Yardım isterim
27.07.2002 15:23:15 EBUBEKİR YASİN

Kur'an ve Sunnetin aydınlığında buluşmak ümidi ile…





بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ
سُبْحاَنَكَ اَللّٰهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
سُبْحَانَكَ اَللّٰهُمَّ وَبِحَمْدِكَ اَشْهَدُ اَنْ لَا اِلٰهَ اِلَّا أَنْتَ وَحْدَكَ لَاشَرِيكَ لَكَ اَسْتَغْفِرُكَ وَاَتُوبُ اِلَيْكَ



En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir

Kur'an'ın gölgesi altında yaşamak bir nimettir. Sadece onu tadanın alabileceği bir nimet. İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran bir nimet. Allah'a hamdolsun ki, bana ömrümün bir bölümünü Kur'an'ın gölgesi altında yaşama imkanını bağışladı. Bu dönemde hayatımın bugüne kadar ki bölümünde hiç tatmamış olduğum bir nimetin hazzını duydum. İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran nimetin hazzını.. Kur'an-ın Gölgesinden Mesajlar Şehid Seyyit Kutup

Rabb olarak Allah'tan, Din olarak İsalam'dan, Resul ve Nebi olarakta Muhammed'ten(a.s) Razı oldum; ve kayıtsız ve şartsız teslim oldum Sen Şahitsin Rabbin EBUBEKİR YASİN Kuran ve Sunnetin aydınlığında buluşmak ümidi ile…




Eraykitap ilmin kısa yolu © 2009 - 2025 Tüm hakları saklıdır. // Designed by Eraykitap.com //