Kur-an-i-Kerim
بِسْمِ اللهِ اَلْحَمْدُ للهِ وَحْدَهُ، وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى مَنْ لاَنَبِيَّ بَعْدَهُ

<● > Allah'ın Adıyla Başlıyorum <● >
Allah’a hamd olsun. O Tektir. Salât ve selâm, kendisinden sonra Nebi gelmeyecek olan Muhammed’in üzerine olsun

<● > Eraykitap Web Sitesine Hoş Geldiniz ! <● >

<● > En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir <● >
Tarih Boyu Tevhid Düşmanları 💢 İman'ın Dört Esasi




Demokrasi ne demektir


Kelimenin yunanca olması dikkatimizi çekmekte.Çünkü yunanlılar daha önce şehir site devletleri halinde yaşayan ve bu site devletlerini yöneten diktatörlerden kurtulmak için çok çaba harcamış ve sonunda başarılı olmuşlardır.Bu başarı halkın ,diktatörlerden ve dere beylerden kurtulup kendi kendini yönetme arzusu gerçekleşmiş oldu.
Bu uygulanış Atina,Isparta ve larisa gibi yerlerde uygulanmış olduğunu biliyoruz.Yunanlıların tamamına Grek adı verilir.Bu Greklerin inanç yapısı ise çok ilginçtir:çünkü Grek kültürünün temel özelliği çok,demokrasi de bu kültürle aynı paraleldedir.


Bunarı şöyle sıralıya biliriz; 1) efsane,
2) felsefe,
3) tiyatroculuk
4) çok tanrılı inanç ve tanrıların heykellerini yapma ve tapma v.s.
5) temsili ve sözlü sanat gibi tamamen insan aklı ürünü olan ve ateizme dayanan bir inanç ve kültürdür.



Yine Grek’lerin bir kolu olan ve şu anda demokrasinin temellerinde birin oluştura Helenizim:


Helenizimin doğuşu:Yunanistan’ın kuzeyinde kurulan Makedonya Kralı büyük İskender’in,Asya kıtasında bulunan bazı yerleri işgal ettikten sonra bu(Anadolu,Suriye,Filistin,Mısır,Hindistan gibi) yerlerde ki kültür ve medeniyeti yüksek düzeyde olan bu yerlerden etkilenerek,Asya,Avrupa kültürü karışımı sonucu Helenizm adlı ideoloji ortaya çıkmıştır.


Demokrasinin asıl veya ana temellerini oluşturan Roma medeniyeti;

İtalıya yarım adasından,Fırat nehrine kadar uzanan İmparatorluk.


Romalıların işgalcilik yaptığı dönemlerde Grek kültüründen çok etkilenmiş ve bu kültür ve inancı tamamen alıp kendine uygun bir biçimde,sosyal yapısına uydurmuş ve uygulamıştır.Ve m.313.yılında muharref Hıristiyanlığı benimseyene kadar böyle idare edilmiştir.


Muharref Hıristiyanlık:Miladi sıfır yıl kabul edilen bir dönemde İsa (as) dünyaya geliyor.Hz.Allah (c.c.),İsa’ya peygamberlik görevini verip de Romalılara ve Yahudiler gönderince,bu şirk kültürüne;Allah’ın bir İlah ve bir Rabb olduğunu,emretmenin ve yasak koymanın yalnız Allah’a ait olduğunu tebliğ edince,Romalıların vazgeçilmez bir unsuru

haline gelen Grek kültür ve inancıdan ve Roma hukukundan ayrılmayı kabul etmez ve Romalılara la müşterek hareket eden Yahudi’leri de çok tedirgin eder.Ne var ki uzun zaman sonra,Yahudi dönmesi olan Aziz Pauvols isimli bu zalim İsa (as) ın getirmiş olduğu Tevhid dinini (Tevrat ta olduğu gibi) bozmuş,bunun yerine Hıristiyanlık diye teslis inancına bürünmüş,muharref bir din ortaya çıkarmıştır.



Romalıların,Roma hukuku,Grek kültür ve inancı,Helenist ideolojisini mecz ederek yaşarken bir den bir adam çıkıyor ve diyor ki bu yaşantınız yanlıştır.Bu çağrıyı kabul etmeyen Romalılar takribi M.313 tarihinde Roma Kralı Kostantina ve devlet adamlarıyla birlikte bu bozulmuş Hıristiyanlığı devletin resmi dini olarak kabul etmişlerdir.

Artık Avrupalıların dini Hıristiyanlık dini olmuş ve uzun zaman sonra bu din mensupları yönetimi ele geçirmişler.Yönetimi elinde tutan papaz ve rahipler,çok zalimane(tıpkı Yunan diktatörleri ve derebeyleri gibi)davranmışlar,halka zulmetmişler.Halk ta 1789 yılında Fransa’da devrim yapmış papaz ve rahiplerin yetkisine son vererek,tekrar

Roma hukuku,Grek kültürü,Helenizim ideolojine geri dönmüşler bunun adına da demokrasi diyivermişler.Göklere çıkardıkları,olmazsa olmaz dedikleri demokrasi sistemi kısaca işte bu.Tamamen şirke dayanan inananlarını müşrik yapan ve sekolarist bir dindir.



Şu anda dünyada revaç ta olan ve halk kitleleri tarafından benimsendiği var sayılan demokrasi,aslı tamamen insan aklının ürünü olan ve ilahi kanunları yok sayan,(ama gerektiğinde kullanan),kökü Ateizme,Roma hukukuna,Grek kültür ve inancı,helenist ideolojisine ve muharref Hıristiyanlığa dayanan batıl bir dindir.

Laik’lik ne demektir

Terim olarak lâiklik, Yunanca "laikos" sıfatından elde edilmiştir. Yunancada din adamı sınıfından olmayan, halktan kişilere "laikos" denilmekteydi. Lâtinceye "laicus" ondanda Fransızcaya "laigue" olarak intikal etmiştir. Terim, sözlük anlamıyla; din adamı sınıfından olmayan şahıs, dini olmayan şey, düşünce, sistem ve prensip demektir.


Terim, ilkçağ Yunan medeniyetinden sonraki yüzyıllarda, hristiyanlığın ilk dönemlerinde, dini düzenle kurulmuş bir toplumsal yapıda din adamları sınıfı dışında kalan topluluğuna yunanca "laikoi" İtalyanca "laici" denilmekteydi.


Fransız’cadaki laicite, laic, laicisme sözcükleri bu kökten gelmiştir.


İngilizcedeki "secularism", "secular" kelimeleri de dünyevî (ci) lik, dünyaya ait anlamında lâikliği karşılamaktadır.


Ancak din-devlet ilişkisi bakımından secularizm ile lâiklik arasında hassas bir ayırım söz konusudur. Lâiklik Yunanca bir kökten gelip, Katolik, Ortodox ve Fransız kültüründe kullanılmasına karşılık;


secular, Lâtince kökenli olup Protestan, Anglikan Kilisesi, İngiliz ve Alman kültüründe kullanılmıştır.

Secularism din ve devlet (Kral)'in ayrı ayrı özerk ve bağımsız kurumlar olmalarını savunurken; lâiklik, Katolik hristiyanlığın etkili olduğu dil ve ülkelerde dinin devletin mutlak otoritesi altında olması gerektiğini savunmayı içerir.


Terim, ortaçağın ikinci yarısından itibaren anlam değişikliğine uğrayıp, felsefî ve hukukî bir mahiyet kazanarak devlet yönetimi ile din ilişkilerinin bir tarzını ifade etmeye başladı.


Felsefî lâiklik, iman karşısında insan aklının kendisini yönetecek ilkeleri yine kendi aklınca elde edebileceğine olan sonsuz inanç(:).


Meselâ; "lâik ahlâk" denilince, dini olan ve tevhidi inanç ilkeleri ile ilişkisi olmayan, otoritesini ya toplumdan ya da ferdin vicdan ve iradesinden alan, kendisini akıl ilkelerine göre düzenleyen ahlak demektir. .Meclis araştırma komisyonu,yolsuzlukların temelinde laik ahlakı olduğunu açıklanmaktadır.10/09/2003 tarihli tüm laik ve Kemalist gazeteler de yer almaktadır…


 

Lâik ahlâk, ahlâkî değer ve davranışların temelinden dini çekip almak; yerine din dışı, söz gelimi Liberalist veya Sosyalist ilke ve kuralları yerleştirmek demektir. Lâik ahlâk, zaman zaman toplumsal özelliklerde de ortaya çıkmıştır

Lâik bilim, ilkçağ Grek aklının fizik üzerine dile getirdiği görüş ve düşüncelerle, geleneğin Rönesanstan beri süregelen kesintisiz açıklamaları yoluyla, meydana gelen oluş ve bozuluş (mebde ve mead)ların temelinde bulunan ilâhi iradeyi inkâr eden anlayıştır. Kâinatta meydana gelen değişmelerin Allah'ın tasarrufu ile değil, yalın kat niceliklerle (ölçülebilen
değişmeler) açıklamasını yapan ve fizik değişmelerin nedenlerini, değişenin kendi iç dinamiğinde gören, sebep-sonuç ilişkisini nesneler dünyasında arayan ve bulduğunu sanan, dolayısıyla âleme hükmeden bir ilâhi güç ve iradeyi kabul etmeyen açıklama tarzı, bilimin lâik tarzıdır.(Şias)

 


13 - Abdullah İbnu Mes'ud el-Hüzelî (r.a)'nin anlattığına göre, bir adam kendisine "Sırat-ı müstakim (doğru yol) nedir?" diye sordu. Ona şu cevabı verdi:"Muhammed (a.s), bizi sırat-ı müstakimin bir başında bıraktı. Bunun öbür ucu ise cennete ulaşmaktır. Bu ana yolun sağında ve solunda başka tali yollar da var. Bunlardan her birinin başında bir kısım insanlar durmuş

oradan geçenleri kendilerine çağırıyorlar. Kim bu dış yollardan birine sülûk ederse yol onu ateşe götürecektir. Kim de sırat-ı müstakîme sülûk ederse o da cennet'e ulaşacaktır." İbnu Mes'ud bu açıklamayı yaptıktan sonra şu ayeti okudu: "İşte bu benim sırat-ı müstakimimdir, buna uyun. Başka yollara sapmayın, sonra onlar sizi Allah'ın yolundan ayırırlar...." (En'âm 152) (Rezîn İbnu Muâviye'nin ilâvesidir).







Allah'ım (c.c) Yalınız Sana Kulluk eder ve Yalnız Senden Yardım isterim
DERLEYEN EBUBEKİR YASİN
💢 Kur'an ve Sunnetin aydınlığında buluşmak ümidi ile…


بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ
سُبْحاَنَكَ اَللّٰهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
سُبْحَانَكَ اَللّٰهُمَّ وَبِحَمْدِكَ اَشْهَدُ اَنْ لَا اِلٰهَ اِلَّا أَنْتَ وَحْدَكَ لَاشَرِيكَ لَكَ اَسْتَغْفِرُكَ وَاَتُوبُ اِلَيْكَ



En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir

Kur'an'ın gölgesi altında yaşamak bir nimettir. Sadece onu tadanın alabileceği bir nimet. İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran bir nimet. Allah'a hamdolsun ki, bana ömrümün bir bölümünü Kur'an'ın gölgesi altında yaşama imkanını bağışladı. Bu dönemde hayatımın bugüne kadar ki bölümünde hiç tatmamış olduğum bir nimetin hazzını duydum. İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran nimetin hazzını.. Kur'an-ın Gölgesinden Mesajlar Şehid Seyyit Kutup

Rabb olarak Allah'tan, Din olarak İsalam'dan, Resul ve Nebi olarakta Muhammed'ten(a.s) Razı oldum; ve kayıtsız ve şartsız teslim oldum Sen Şahitsin Rabbin EBUBEKİR YASİN Kuran ve Sunnetin aydınlığında buluşmak ümidi ile…




Eraykitap ilmin kısa yolu © 2009 - 2025 Tüm hakları saklıdır. // Designed by Eraykitap.com //