Kur-an-i-Kerim
بِسْمِ اللهِ اَلْحَمْدُ للهِ وَحْدَهُ، وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى مَنْ لاَنَبِيَّ بَعْدَهُ

<● > Allah'ın Adıyla Başlıyorum <● >
Allah’a hamd olsun. O Tektir. Salât ve selâm, kendisinden sonra Nebi gelmeyecek olan Muhammed’in üzerine olsun

<● > Eraykitap Web Sitesine Hoş Geldiniz ! <● >

<● > En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir <● >

İman'ın Dört Esasi




Allah’ın bir Rabb olduğuna iman etmek

Bu tevhidi tam olarak anlaya bilmek için Rububiyyet lafzının esas olan “RABB” sözcüğünün anlamını iyi kavramak gerekir.

Rabb kelimesi esas olarak terbiye eden anlamına gelir.Kelime aynı zamanda da ıslah etmek,üzerinde tasarruf da bulunmak,taahhüt etmek,kemale erdirmek,tamamlamak,toplamak,efendisi olmak,kefil olmak,sorumluluğu yüklenmek,malik olmak,bakmak,büyütmek,gözetmek,sözünü geçirmek,istediğini yapabilmek ve yaptıra bilmek,rızık vermek,v.d…bir çok manalarını kapsar.

Allah hakk subhanehu ve teala alemlerin gerçek Rabbi olduğu için Rububiyyet sadece O’na aittir.
Bu konuda Allah’ın tevhidi farzdır.(yani inanmak mecburidir, yoksa Müslüman olmak çok zor) Bütün bu ve diğer sıfatlarıyla Rububiyyet tamamen Yüce Allah aittir.
Allah’ın yarattıklarına bu sıfatları vermek veya başkalarında olduğuna inanmak şirktir.

Çünkü her yünüyle yaratan,her şeye malik ve sahibi O’dur.İşleri idare eden,öldüren ve dirilten,ölüden diri,diriden ölüyü çıkartan,fayda ve zarar vermeye gücü yeten,yükselten ve alçaltan…O’dur.Şimdi bu Rububiyyet tevhidini tek tek yazlım gücümüz nispetinde.Allah’ım hatalarından dolayı Senden beni af etmeni niyaz ederim.Amin Ya Muin.



Rububiyyet Tevhidin Manasını Kısaca Yazalım;
1) - Terbiye eden
2) - Islah etmek
3) - Malik ve Sahip olmak
4) - Toplamak ve yığmak
5) - Mürebbilik-(bakmak,büyütmek ve gözetmek…)
6) - Sorumluluğu yüklenmek
7) - Taahhütte bulunmak
8) - Kemale erdirmek-tamamlamak
9) - İstediğini yapmak ve yaptırmak
10) - İşleri idare etmek,çekip çevirmek
11) - Sözünü geçirmek
12) - Rızık veren (yediren,içiren ve diğer nimetler)
13) - Şifa veren
14) - Fayda ve zarar veren
15) - Alçaltan ve yükselten
16) - Her şeyin üzerine kaim olmak
17) - Yücelik ve riyaset sahibi
18) - Barındıran ve sığılan tek merci
19) - Bir şeyi diğerine ilave edip bağlayan
20) - Din gününün tek sahibi
21) - Tüm alemlerin üzerinde tasarruf da bulunmak
22) - Öldüren,dirilten,ölüden diri,diriden ölüyü çıkaran
23) - Münşi(inşa eden-yani bir şeyi noksanlık noktasına getirinceye kadar bir halden diğer bir hale sokarak sürekli yaratan
24) - Tasarruf yetkilerin tek sahibi
25) - İtaat edilen,İbadet edilen tek ma’bud
26) - Efendiliği ve üstünlüğü kabul edilen
27) - Otorite sahibi,etrafına toplanılan başkan
28) - Durumu düzelten ve ihtiyaçları karşılayan
29) - Hidayet veren…



Bu kelimenin genişliğine,dallı ve budaklı anlamlarına bakıldığında Rabb kelimesinin ne kadar çok manası olduğu anlaşılmaktadır ki ben kısaca yazıdım buraya.Şimdi Kur’an-ı Kerimde ki Rabb kelimesinin kullanımına bakalım:

“Kaldığı evin hanımı onu yatağına çağırdı, kapıları kilitledikten sonra ona "Haydi, gelsene!" dedi. Fakat Yusuf `Allah korusun! Rabbim bana güvenli bir barınak sağladı; hiç kuşkusuz zalimler iflah olmazlar, kurtuluşa eremezler" dedi.”(Yusuf Suresi -23)

Buradaki Rabb; barındıran ve sığınılan manasınsa kullanılmıştır.”
“Ey insanlar, Allah'ın size yönelik nimetlerini hatırlayınız. Size gökten ve yeryüzünden rızık sağlayan Allah'tan başka bir yaratıcı var mı? O'ndan başka ilâh yoktur. Nasıl oluyor da bu gerçeği göz ardı ediyorsunuz?

Buradan da yaratan,rızık veren,göklerin ve yerlerin tek ilahı ve hakimi
“O beni yaratan ve doğru yola iletendir. O beni doyuran ve içirendir.Hastalığımda beni iyileştiren O'dur.O, beni öldürecek ve sonra yeniden diriltecek olandır.Hesaplaşma günü günahlarımı affedeceğini umduğum da O'dur.”(Şuara Suresi - 77-82)


-Buradaki ise;yaratan,hidayet veren,yediren,içiren,şifa veren,öldüren ve dirilten ve af edici manasına kullanılmıştır.
“Yararlandığınız her nimet Allah’tandır. Sonra başınıza bir sıkıntı(keder ve musibet) gelince yalnız O'na yalvarırsınız. Arkasından sıkıntınızı giderince, içinizden bazıları hemen Rabblerine ortak koşarlar”(Nahl Suresi -53-54)


Burada ise;Nimet veren,sıkıntıları,keder ve musibetleri gideren,dua edilen ve duaya karşılık veren…
“De ki; "Allah her şeyin Rabbi iken, ben O'ndan başka bir ilâh mı arayayım? Herkesin işlediği kötülüğün sorumluluğu kendisine aittir. Hiç kimse başkasının kötülüğünün sorumluluğunu taşımaz. Sonunda Rabbinize döneceksiniz. O size anlaşmazlığa düştüğünüz meselelerin içyüzünü bildirecektir.”(Enam Suresi -164)

“ Dönüş veriniz Allah'ın huzurudur. O'nun gücü her şeye yeter.”(Hud Suresi -4)
“Sonra dönüşünüz Rab’inizedir. O size, yaptıklarınızı haber verir. O, kalplerde olanı bilir.”(Zümer-7)
Burada ise;Alemlerin tek rabbi,tek ilah ve ma’bud,huzurunda toplanılan ve anlaşmazlıkları hal eden…
“Rabbinin adını an, bütün varlığında O'na yönel.O doğunun da, batının da Rabbidir, O'ndan başka ilah yoktur. O halde tek dayanağın O olsun.”(Müzzemmil Suresi -9)
Burada ise;dayanılan güvenilen,dünya işlerini idare eden,(O doğunun da,batının da

Rabbidir.demek doğunun ve batının işlerini idare eden demektir.)
“… De ki; "Rabb'imiz bizi bir araya getirecek, sonra aramızdaki uyuşmazlıkları hak uyarınca çözecektir. O son derece âdil bir yargıç ve her şeyi bilendir.”(Sebe Suresi -26)

Burada ise;Bir araya toplayan ve aralarında hüküm vermek manasına…
“Yerde kımıldayan bütün hayvan türleri ve kanatları ile uçan bütün kuş çeşitleri sizler gibi birer ümmetler topluluğudurlar. Biz hiçbir şeyi o kitabın dışında bırakmadık. Sonra bunlar, Rabblerinin huzurunda bir araya getirirler.”Enam-38)

Burada bir araya toplamak,toplananların bilgisi bir kitap ta yazılı olması…
“Sur'a üflenince, kâbirlerinden Rabb'lerine koşarak çıkarlar.”(Yasin Suresi - 51)


Burada da toplamak ve yığmak…
“Deki; `Ey kitap ehli, sizinle aramızda ortak olan şu söze geliniz: Sırf Allah'ın kulluk edelim, hiçbir şeyi O'na ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp birbirimizi rab edinmeyelim.”(Ali İmran Suresi -64)

Burada kulluk edilen ma’bud…
“Onlar Allah dışında hahamlarını, rahiplerini ve Meryem oğlu İsa'yı rabler edindiler. Oysa onlara sadece tek ilaha, kendisinden başka ilah olmayan ve onların yakıştırma ortaklarından uzak olan Allah'a kulluk etmeleri emredilmişti.”(Tevbe Suresi -31)

Burada da;Emir,yasak,helal,haram,önder,rehber,kanun,efendi,v.d…Bu son iki ayette rabden amaç,genellikle ümmet ve toplulukların önder,rehber ve liderlerin,alimlerin vs,belirleyici(yani kanun,helal,haram,konması gibi)edindikleri kimselerdir.Onlar emir ve yasaklarına boyun eğerler,şeriat ve kanunlarına tabi olurlar.Allah’ın gönderdiği hiçbir delile dayanmaksızın helal ve haram dediklerine inanırlar.Bütün bunlarla beraber kedilerinin de kanun,emir ve yasak koyabileceklerine inanılır.Hakimiyeti insana tanırlar.İşte bu şirkin taa kendisidir.Aşağıda ki ayet ne kadar manidardır.Hiç böyle bir Rabbe ortak koşulur mu?


“…Bu evin(Kabenin) Rabbine kulluk etsin onlar. O Rabb ki kendilerini açlıktan doyurmuş ve korkudan güvenliğe eriştirmiştir.”(Küreyiş Suresi -3 -4)

Mekke müşrikleri edindikleri putlara Rablik özeliklerini vererek,onları yüceltiyor ve hayatlarını onlar adına ortaya koydukları düzen ve nizama göre yönetiyorlardı,günümüzde laik ülkelerde olduğu gibi putların huzurunda merasimler tertip ederlerdi,kurban keserek ihtiyaçlarını onlardan(putlardan) karşılamasını istiyorlardı.Yine müşrik Mekke site devletinde toplanıp kanun çıkarma yere olarak da Dar un nedve diye bilinen parlamento da yapıyorlardı.Dar un nedve diye bilinen meclislerine kırk(40) yaşını doldurmamış hiçbir tağut (Kanun yapıcı)ları giremezdi,ancak kırk (40) yaşını doldurmuş tağutlar girer kanun yaparlardı ve putun böyle istiyor diye de halkı kandırırlardı.Ve uymayan insanlara cezai müeyyide uygularlardı.Mekke’ye ilk putu Amr b.Luhay isminde bir müşrik getirmiş ve müşrikle ona tapar olmuşlardı.



Günümüze gelince…Belki bugün kelime olarak Rabb kullanılmıyor ama verilen yetkiler,yapılar,uygulamalar,tespit edilen kanunlar,çıkarılan koruma kanunları ve dokunulmaz diyerek adeta rab haline getirilen Mustafa kemal ile hübelin farkı ne acaba,onu korumaya ve insanları onun ilke ve inkilaplarına uymaya zorlayan insanın ilk putçu Amr b.Luhay’la ne farkı var.Her fırsatta Müslümanların karşısına dikilen,onları mahkum eden,Allah’a kulluk yapanlara mürteci,İslam dininde irtica diyerek naralar atan bu laik generaller ve onların çömezi durumundaki gazete köşe yazarların,laiklik elden gidiyor diye nara atan işadamları diye ortaya çıkan hortumcu ve soyguncu bu adamların Amr b.Luhay dan ne farkı var,bilen biri varsa bana haber versin.



Bir insan kendini her noktada kanun koymaya yetkin görüyorsa,birde polis ve jandarma baskı uygulayarak kendi putlarına taptırmaya,ana dilini konuşuyor diye masum insanları devamlı olarak öldürüyor,sindirmeye çalışıyorsa bunda daha zalim kim olabilir.Şimdi bende müslümanım diyen laik ve Kemalist generaller,laik ve Kemalist iş adamları (ki çoğu hırsız ve haksız kazanç sağlayarak zengin olmuşlardır) laik ve Kemalist gazeteciler ve onlara çanak tutan köşe yazarları (ki çoğu eski komünistler ve davalarını paraya değiştiren döneklerdir) laik ve Kemalist bürokratlar,laik ve Kemalist koca prof’lar doç’lar öğretim görevlileri,laik ve Kemalist sağcı,solcu ve ülkücü insanlar;Kur’an-ın tarifine göre mel’e ve mütrafindirler.Ve bu insanların tamamı İslam’ın ve Müslümanların önünde Çin seti gibi durarak çıkarların,Müslümanların kanı ve namusu üzere kurulan zalim,laik t.c. koruyor ve mazlum halkı soyuyorlar.Sonrada kalkıp halkın kendi kendini yönetiyor yalanını atıyorlar.Eğer farkında iseniz hep laik ve Kemalist diye çok tekrar ettim.Çünkü Türkiye’de laik ve Kemalist olmayana hayat hakı pek fazla tanınmaz,bu tavır insanların dürüst olmaların önlüyor ve iki yüzlü olmaya zorluyor ve fıtrat bozukluğu meydana getirmekte etrafta dalkavuk insanda geçilmiyor hep riyakara gösterişe düşkün sahtekarları çoğalmaktadır.Şu TÜBİTAK ve YÖK’ün haline bir bakın içler acısı tek amaçları laiklik ve Kemalizm başka hiçbir kural tanımıyorlar.Bunların Amr b. Luhay dan ne farkları var söyleyin lütfen.



“De ki; "Allah her şeyin Rabbi iken, ben O'ndan başka bir Rabb mı arayayım?(Bu asla olmaz,benim Rabbim Allah’tır)...(Enam-164) “Daha çocuk doğar doğmaz,sütü anne göğsünde üretmekte ve görünmeyen bir güç,kendisine sütü emme ve yutma yolunu göstermektedir.Yaratıcı,hayatın ilk gününden ölümüne kadar,gelişmesi,büyümesi ve yaşaması için,hayatının her safhasındaki gerekli olan tüm araçları çevresindeki dünyada var etmiş ve yaratmış bulunmaktadır.”(K.İman Esasları-Buruc y.s.179) Bu gerçekleri bilen ve inkar eden insanlara diyorum ki:Allah’a iman edin ve başka rabler edinmeyin ahrette çok pişman olacaksınız faka işe yaramayacak.



Allah'ım (c.c) Yalınız Sana Kulluk eder ve Yalnız Senden Yardım isterim
EBUBEKİR YASİN
Kur'an ve Sunnetin aydınlığında buluşmak ümidi ile…





سُبْحاَنَكَ اَللّٰهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
سُبْحَانَكَ اَللّٰهُمَّ وَبِحَمْدِكَ اَشْهَدُ اَنْ لَا اِلٰهَ اِلَّا أَنْتَ وَحْدَكَ لَاشَرِيكَ لَكَ اَسْتَغْفِرُكَ وَاَتُوبُ اِلَيْكَ



En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir

Kur'an'ın gölgesi altında yaşamak bir nimettir. Sadece onu tadanın alabileceği bir nimet. İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran bir nimet. Allah'a hamdolsun ki, bana ömrümün bir bölümünü Kur'an'ın gölgesi altında yaşama imkanını bağışladı. Bu dönemde hayatımın bugüne kadar ki bölümünde hiç tatmamış olduğum bir nimetin hazzını duydum. İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran nimetin hazzını.. Kur'an-ın Gölgesinden Mesajlar Şehid Seyyit Kutup

Rabb olarak Allah'tan, Din olarak İsalam'dan, Resul ve Nebi olarakta Muhammed'ten(a.s) Razı oldum; ve kayıtsız ve şartsız teslim oldum Sen Şahitsin Rabbin EBUBEKİR YASİN Kuran ve Sunnetin aydınlığında buluşmak ümidi ile…




Eraykitap ilmin kısa yolu © 2009 - 2025 Tüm hakları saklıdır. // Designed by Eraykitap.com //