<● > Allah'ın Adıyla Başlıyorum <● >
Allah’a hamd olsun. O Tektir. Salât ve selâm, kendisinden sonra Nebi gelmeyecek olan Muhammed’in üzerine olsun
<● > Eraykitap Web Sitesine Hoş Geldiniz ! <● >
<● > En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir <● >
İman'ın Dört Esasi
💢
Allah’ın haram kıldığını helal ve helal kıldığını haram kılmak
Allah’ın helal kıldığını haram kılmak,haram kıldığını helal kılmak küfürdür ve şahadeti bozan hususlardandır.Yüce Allah (c.c.)şöyle buyuruyor:
“Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak "Bu helâldir, şu da haramdır" demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler”(Nahl-116)
Şüphesiz ki yalanın en büyüyü:Allah’ın helal kıldığını haram ve haram kıldığını da helal saymaktır
“ (Haram ayları) ertelemek, sadece kâfirlikte ileri gitmektir. Çünkü onunla, kâfir olanlar saptırılır. Allah'ın haram kıldığının sayısını bozmak ve O'nun haram kıldığını helâl kılmak için (haram ayını) bir yıl helâl sayarlar, bir yıl da haram sayarlar. (Böylece) onların kötü işleri kendilerine güzel gösterilmiştir. Allah kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.”(Tevbe 37)
müslüman,Allah’ın hükmünü bilmeden;Allah ve Resulünden önce görüşünü söyleyemez.Allah’ın hükmünü bilmeden konuşmaması,”Allah tan başka ilah (kanun ve hüküm koyan)yoktur.Ve Muhammed O’nun Resulüdür” şahadetinde,doğru sözlü oluşunun ispatıdır.ki Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Allah'ın ve Resûlünün önüne geç meyin. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir.”(Hucurat 1)
Önüne geç meyin anlamı:Allah,Resulünün aracılığı ile hükümü belirtmeden,yani şu helaldir veya şu haramdır şu iyidir şu kötüdür vs.siz hüküm belirtmeyin.Çünkü siz kulsunuz,kullara hüküm koyma yetkisi verilmemiştir.Yalınız bu konuda Resulullah’a yetki verilmiştir.Çünkü Allah ile irtibatı kullar arasında o sağlamaktadır.Bu konuda hadiler vardır:
Mikdâm İbnu Ma'dîkerib (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Haberiniz olsun, rahat koltuğunda otururken kendisine benim bir hadisim ulaştığı zaman kişinin: "Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı vardır. Onda nelere helâl denmişse onları helâl biliriz. Nelere de haram denmişse onları haram addederiz" diyeceği zaman yakındır. Bilin ki, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın haram kıldıkları da tıpkı Allah'ın haram ettikleri gibidir" Ebu Dâvud, Sünne, 6, (4604); Tirmizî, İlm 60, (2666); İbnu Mace, Mukaddime 2,
Ebu Dâvud'un rivayetinin baş kısmında şu ziyâde vardır: "Haberiniz olsun, bana Kitap ve bir o kadar da (sünnet) verildi." Rivayetin gerisi yukarıdaki mânada devam eder. Ebu Dâvud'un rivayetinin sonunda şu ziyade de mevcuttur: "Haberiniz olsun (Kur'an'da zikri geçmiyen) ehlî eşeğin eti de size helâl değildir, vahşi hayvanlardan parçalayıcı dişi (köpek dişi) olanlar, keza muâhedeli olanların yitikleri de haramdır. Ancak eşya sâhibi, ihtiyacı olmadığı için, kasten terk etmişse o müstesna. Bir kimse bir kavme uğradığı zaman, ona ikram etmek, o kavme vazife olur. Şayet ikram etmezlerse, o kimse, hak ettiği ikramın mislince onları cezalandırır."
İbnu Mes'ud (radıyallahu anh)'un şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Muhakkak ki, en güzel söz Allah'ın kitabıdır. En güzel yol da Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'in yoludur. İşlerin en kötüsü de dine aykırı olarak sonradan çıkarılanıdır. Size vâdedilen mutlaka yerine gelecektir. Siz Allah'ı aciz bırakamazsınız." Buhârî, İ'tisam 2, Edeb 70.
Yine aynı sahâbe (Ebu Musa) (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki:
"Benim misalimle Cenab-ı Hakk'ın benimle göndermiş bulunduğu şeyin misâli şu adamın misali gibidir: "Bir adam kendi kavmine gelip: "Ben gözlerimle düşman ordusunu gördüm, tehlikeyi haber veriyorum, tedbir alın!" der. Kavminden bir kısmı tavsiyesine uyup, geceleyin, telaşa düşmeden oradan uzaklaşır. Bir kısmı da bu haberciyi yalanlar ve yerinden ayrılmaz.
Ancak sabahleyin ordu onları yakalar ve imha eder. İşte bu temsil bana itaat edip getirdiklerime uyanlarla, bana isyan edip Cenab-ı Hakk'tan getirdiklerimi tekzip edip yalanlayanları göstermektedir." Buhârî, Rikak 26; Müslim, Fezâil 15, (2283).
İnsanın kendi nefsine karşı sorumluluklarını, insan eşya ilişkilerini ve insanın birbiri ile olan ilişkilerini izah edebilmek için, öncelikle teklif ve mükellef kavramlarını izah etmek durumundayız.
Allahû Teâla (cc)'nın imtihan için beyan buyurduğu emir ve nehiylerin tamamına teklif adı verilmiştir.
Malûm olduğu üzere, insanın lehindeki ve aleyhindeki haklarına sahip olabilmesine de "ehliyet" denilmiştir.
Allah Teâla (cc)'nın tekliflerine muhatap olabilmek için ehliyet şarttır. İslâm'ın emir ve yasakları karşısında sorumlu olan insana (erkek veya kadın) mükellef denilir.
Her mükellefin, yapmak veya yapmamak hususunda sorumlu tutulduğu amelleri ef al-i mükellefin (mükellef olan kimsenin fiilleri) şeklinde ifade etmek mümkündür.
Bu noktada karşımıza hüküm vezen (hâkim) ve hükme muhatab olan (mahkûm) çıkar.
Kelime-i şehadeti ikrar ve tasdik eden her insan, Allahû Teâla (cc)'nın Hakim-i Mutlak olduğunu ve O'nun her emrini "işittim ve itaat ettim" tavrıyla karşılayacağını taahhüt etmiştir. Dolayısıyla helâl ve haram hudutları, imtihan hayatının en önemli unsurlarıdır.
Zira bir kimse; helâlin haram olduğuna veya haramın helâl olduğuna inanırsa kâfir olur. Bu sebeple; her mükellefin; "helâl" ve "haram" hususunda ilim sahibi olması farz-ı ayndır.
Bu girişten sonra meselemize geçebiliriz.Önce kelime üzerinde duralım. Helâl kelimesi; Halleyehıllû-hıllen-hâlen fiil kökünden masdardır.
Lûgatte; düğümü çözmek, yükü indirmek, borcu ödemek ve ağırlıktan kurtulmak gibi manâlara gelir.
İmam Fahrüddin-i Razi: "Helâl, kendisinden mahzurluk düğümü çözülen mübah demektir. Bu kelimenin aslı akd (düğümlemek) kelimesinin zıddı olan hall (çözmek) mastarıdır." diyerek, meseleye açıklık getirmiştir. nitekim İslâm ümmetinin işlerini düzene koyan kimseler ehl-i hal ve'1- akd denilmiştir.
İslâmî ıstılâhta "yapılması caiz olan bütün ameller ve yenilmesi-içilmesi mübah olan bütün nimetler" helâl kavramı ile açıklanmıştır. (bkz.Kelimeler ve Kavramlar)
Büyük Günahlar
1 - ) Allah’a şirk koşmak-bu günah af dışında ki günahtır
2 - ) Haksız yere masum bir insanı öldürmek
3 - ) Namuslu ve iffetli kadına zina iftirası atmak
4 - ) Sihir ve büyü yapmak
5 - ) İslam dini için savaşıldığı sırada savaştan kaçmak
6 - ) Yetimin malını haksız yere yekem veya gasp etmek
7 - ) Mü’min anne ve babaya itaatsizlik yapmak
8 - ) Haramda ısrar etmek (Yukarıdakileri Abdullah b.Ömer rivayet etmiştir)
9 - ) Faiz almak ve vermek (Ebu Hureyre’de Rivayet)
10 - ) İçki içmek(Hz Ali’den rivayet)
11 - ) Yalan yere şahitlik yapmak (Hz.Ebubekir’den rivayet)
12 - ) Çocuğun öldürülmesi (Abdullah b.Mesuttan rivayet)
13 - ) Komşunun haliyle zinalaşmak (Abdullah b. Mesuttan rivayet) (Buhari-hn:1148-1673)
Kur’an-ı Kerim’de Mü’minler uyarılmıştır:
“De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Allah'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allah'ın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız. (Enam-151)
“Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir yere sokarız. Allah'ın sizi, birbirinizden üstün kıldığı şeyleri (başkasında olup da sizde olmayanı) hasretle arzu etmeyin…”(Nisa-31-32-)
Bu konuda Resulullah (as) şöyle buyuruyor:
“Eğer sizler günah işlemeyen birer kul olsaydınız,yemin ederim ki,Allah,sizin yerinize,günah işleten,sonra tevbe eden,bağışlanma ve af dileyen kullar yaratırdı.(Müslim-Tevbe-9)
“Her Ademoğlu hata eder.Hata edenlerin en hayırlısı ise,hatalarının ardından hemen tevbe edendir…”(Timizi-Kıyamet-49)
Ayrıca Büyük Günahlar
1 - ) Allah’a şirk koşmak-bu günah af dışında ki günahtır
2 - ) Haksız yere masum bir insanı öldürmek
3 - ) Namuslu ve iffetli kadına zina iftirası atmak
4 - ) Sihir ve büyü yapmak
5 - ) İslam dini için savaşıldığı sırada savaştan kaçmak
6 - ) Yetimin malını haksız yere yekem veya gasp etmek
7 - ) Mü’min anne ve babaya itaatsizlik yapmak
8 - ) Haramda ısrar etmek (Yukarıdakileri Abdullah b.Ömer rivayet etmiştir)
9 - ) Faiz almak ve vermek (Ebu Hureyre’de Rivayet)
10 - ) İçki içmek(Hz Ali’den rivayet)
11 - ) Yalan yere şahitlik yapmak (Hz.Ebubekir’den rivayet)
12 - ) Çocuğun öldürülmesi (Abdullah b.Mesuttan rivayet)
13 - ) Komşunun haliyle zinalaşmak (Abdullah b. Mesuttan rivayet) (Buhari-hn:1148-1673)
Kur’an-ı Kerim’de Mü’minler uyarılmıştır:
De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin
-sizin de onların da rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve
Allah'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allah'ın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız. (Enam Suresi -151)
Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir yere sokarız.
Allah'ın sizi, birbirinizden üstün kıldığı şeyleri (başkasında olup da sizde olmayanı) hasretle arzu etmeyin…”(Nisa Suresi-31-32-)
Bu konuda Resulullah (as) şöyle buyuruyor:
Eğer sizler günah işlemeyen birer kul olsaydınız,yemin ederim ki,Allah,sizin yerinize,günah işleten,sonra tevbe eden,bağışlanma ve af dileyen kullar yaratırdı.(Müslim -Tevbe -9)
Her Ademoğlu hata eder.Hata edenlerin en hayırlısı ise,hatalarının ardından hemen tevbe edendir…”(Tirmizi-Kıyamet-49)
"Biz insana anne-babasına iyilik etmeyi tavsiye ettik. Eğer onlar seni, (gerçekliği) hakkında hiçbir bilgin olmayan bir şeyi, bana ortak koşmanı için zorlarlarsa, (bu hususta) onlara itâat etme. Dönüşünüz banadır. O zaman size yaptıklarınızı haber veririm." (el-Ankebût, 29/8).
Biz insana anne-babasını tavsiye ettik. Anası onu zayıflık üstüne zayıflık çekerek (karnında) taşımıştır. Onun (memeden) ayrılması da iki yıl içinde olmuştur. (Bunların hepsi, güç şeylerdir. Onun için biz insana) '-Bana ve anne-babana şükret. Dönüş banadır, (diye öğüt verdik). Eğer onlar seni hakkında bir bilgin olmayan bir şeyi bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itâat etme. Onlarla dünyada iyi geçin ve bana yönelen kimsenin yoluna uy. Sonra dönüşünüz banadır. (O zaman ben) size yaptıklarınızı haber vereceğim" (Lokman, 31/14,15).
Allah'ın Rasûlü Hz. Muhammed (s.a.v) de, şirki helâk edici büyük günahların başında saymıştır: Bu hususu belirten bir hadiste şöyle buyurmuştur:
Helak edici yedi şeyden sakının:
1- Allah'a şirk (ortak) koşmak;
2- Sihir (ve büyücülük gibi göz boyayan, aldatıp oyalayan şeyler)le meşgul olmak;
3- Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymak;
En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir
Kur'an'ın gölgesi altında yaşamak bir nimettir. Sadece onu tadanın alabileceği bir nimet. İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran bir nimet.
Allah'a hamdolsun ki, bana ömrümün bir bölümünü Kur'an'ın gölgesi altında yaşama imkanını bağışladı. Bu dönemde hayatımın bugüne kadar ki bölümünde hiç tatmamış olduğum bir nimetin hazzını duydum. İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran nimetin hazzını.. Kur'an-ın Gölgesinden Mesajlar Şehid Seyyit Kutup
Rabb olarak Allah'tan, Din olarak İsalam'dan, Resul ve Nebi olarakta Muhammed'ten(a.s) Razı oldum;
ve kayıtsız ve şartsız teslim oldum Sen Şahitsin Rabbin EBUBEKİR YASİN Kuran ve Sunnetin aydınlığında buluşmak ümidi ile…