Kur-an-i-Kerim
بِسْمِ اللهِ اَلْحَمْدُ للهِ وَحْدَهُ، وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى مَنْ لاَنَبِيَّ بَعْدَهُ

<● > Allah'ın Adıyla Başlıyorum <● >
Allah’a hamd olsun. O Tektir. Salât ve selâm, kendisinden sonra Nebi gelmeyecek olan Muhammed’in üzerine olsun

<● > Eraykitap Web Sitesine Hoş Geldiniz ! <● >

<● > En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir <● >
Şüphesiz “Rabbimiz Allah’tır” deyip de, sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: “Korkmayın, üzülmeyin, size (dünyada iken) va’dedilmekte olan cennetle sevinin!” (Fussilet Suresi - 30)

İslamin Temel Kavramlari




Kavramlar, düşüncemizin ve dünya görüşümüzün kalıba dökülmüş ifadeleridir. Onlarla konuşur, onlarla anlaşırız. İnsanlarla tanışmanın ve bilişmenin araçlarıdır . Onlar. Dilin ifadeye dökülüşü, kelimelerin ilimde, edebiyatta ve inanç dünyasında yeniden canlanışıdır kavramlar.



    Bilerek hakkı bâtıl ile karıştırmayın, hakkı gizlemeyin. (Bakara Suresi - 42)
    İndirdiğimiz açık delilleri ve kitapta insanlara apaçık gösterdiğimiz hidayet yolunu gizleyenlere hem Allah hem de bütün lânet ediciler lânet eder. (Bakara Suresi - 159)
    Kendisi için doğru yol belli olduktan sonra, kim Rasul'e karşı çıkar ve müminlerin yolundan başka bir yola giderse, onu o yönde bırakırız ve cehenneme sokarız; o ne kötü bir yerdir. (Nisa Suresi - 115)
    Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; ondan başka günahları dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah'a ortak koşarsa büsbütün sapıtmıştır. (Nisa Suresi - 116)
Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tâbi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler. (Enam Sıresi - 116)


"Rabbimiz Allah'tır" deyip sonra da dosdoğru yaşayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. (Ahkaf Suresi - 13)


İbadet Nedir, ibadet ne demek, niçin ibadet edilir ibadetle ile ilgili bilgiler


"(Resûlüm!) De ki: (Kulluk İbadetiniz ve Dua için) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?.." (Furkan Suresi- 77)

“De ki; "Rabbim beni doğru yola, insanların tüm ihtiyaçlarına cevap veren dine, Allah'ın birliğine inanan ve O'na ortak koşanlardan olmayan İbrahim'in inanç sistemine iletti. De ki; "benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm tüm varlıkların Rabbi Allah içindir.O'nun ortağı yoktur. Bana böyle emredildi. Ben müslümanların ilkiyim. " (Enam-161-163)


•  İbadet nedir; İbadet niçin Yapılır, İbadet ne anlama gelir, Niçin ibadet yapılır, Ne amaçla ibadet yapılır.   •


İbadet arapça kökenli bir kelimedir. Sözlükte; boyun eğmek, itaat ve kulluk etmek anlamına gelir.
Istılah Olarak Terim olarak ise Anlamı:
Allah Subhanehu ve Teala’ya saygı, sevgi, şükür ve minnet duygularını ifade etmektir.
Başka öz bir ifade ile gönülden Allah Subhanehu ve Teala’nın yap dediklerini yapmak ve yasakladıklarından kaçınmaktır.

İbadet niçin yapılır
İbadetin bir tek yapılış nedeni vardır. Oda Allah Subhanehu ve Teala emrettiği için ve Allah Subhanehu ve Teala’nın rızasını kazanmak için. Bunun dışındaki amaç ve gayeleri ibadeti ibadet olmaktan çıkarır. Bu nedenle ibadette niyet bu olmalıdır. Zaten niyet ibadetin ruhudur. İbadetin değer ve kıymeti bu niyetle artar ve azalır.


Bazı İslam alimleri;”Hevasına (istek arzusuna) muhalefet eden ve Allah c.c. yakinen iman eden her mükellefin meşru fiillerine ibadet denmiştir ”Ubudiyet,ubudet ve abdiyyet (kısaca Abd) Kul ve köle diye kullanılan kelimenin manası; itaat,tevazu göstermek;daha açık ifade ile insanın bir kimseye isyan etmeksizin, mukavemet göstermeden itaat etmesi ve boyun eğmesidir.O kadar ki;kendisine boyun eğilen zat onu dilediği şekilde kullansın ve hizmet ettirsin.Bu etimoloji kökten,kelimenin yapısında mevcut olan kulluk,itaat,ilah edinmek, tapınmak, hizmet, bağlanmak, bağımlı kılmak ve yasak gibi manalar çıkarmışlardır (Curcani - tarifat - 146, Yusuf Kerimoğlu)


Lügat alimler. Bu husus da Resulullah (as) şöyle buyurmuştur;
“üç kişi var ki Ben onların düşmanıyım; Bunlardan birisi,hür bir insanı köle (Abd) ve mülk edinen adamdır…”(Lisan’ul Arabi s.269 )
buradaki Abd kul ve köle manasındadır. Bu hadiste ki sözlük anlamından da anlaşılıyor ki kul (Abd) kelimesinin ifade etmek istediği mana;insanın güç ve kuvvet sahibi, iktidarı elinde tutan birine karşı baş eğmesi, itaat etmesi, sonra kendi hürriyet ve bağımsızlığından feragat etmesi, onun karşısında her türlü mukavemet ve isyanı terk etmesidir…
İşte kulluk ve itaat etmenin gerçek manası budur. Bundan dolayı bir Arap, Abd ve ibadet kelimelerini duyduğu ilk anda zihninde ubudiyet düşüncesi canlanır.
İşte bu yazıyı okuyan insanlarında ibadet ve kul kelimelerini duyunca aşağıda ki ve yukarıda ki bilgiler aklına gelir inşaallah…


Kulun ve kölenin gerçek vazifesi efendisine itaat etmek ve emirlerine sıkı sıkıya bağlanmak olduğuna göre hemen ardından itaat tasavvuru insanın zihnine gelmesi lazımdır.Ayrıca bir kulun veya kölenin,zilleti kabullenip itaat ederek kendisini efendisine teslim etmesi yetmez,bunun yanında gönüllü,verilen nimetlere karşı şükür ve minnet duygularıyla dolu olarak,efendisinin büyüklüğüne inanması ve yüce makamını itiraf etmesi lazımdır.Aldığı ve alacağı nimetlere şükrünü ifade etmesinde ve hizmet görevini yerine getirmesi sırasında durmadan efendisini anar ve yüceltir,yaptığı ibadet veya kulluk için huşu duyar ve iç sevinçi geçirir.Çünkü bilir ki yüce Allah c.c. sinelerden geceni bilir ve sinesinde iman hastalığı olan insanlara Allah c.c.,münafık diyor.(bkz.Bakara Suresi -10 )


“Ancak yine de öğüt ver, çünkü öğüt vermek, mü'minlere fayda verir.Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk (ibadet) etsinler diye yarattım.Ben onlardan rızık istemiyorum,beni beslemelerini de istemiyorum.Şüphesiz rızık veren, güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah'tır”(Zariyat Ssuresi - 55-58)


İşte buraya yazdığım ve yazamadığım şekillere ibadet veya kulluk denir.
Şimdi bu ibadet veya kulluk kelimelerinin ifade ettiği ve etimolojik kökünde bulunan ve mevcut olan anlamları tek tek yazalım.


İbadet kelimesinin içerdiği manalar kısaca
  • 1 -) Kul ve köle olmak
  • 2 -) Pazarlıksız itaat etmek
  • 3 -) Yardımı sadece ve yalınız Ona istemek
  • 4 -) Yalınız Onu ilah ve ma’bud edinmek
  • 5 -) Nefsini bağımlı kılmak
  • 6 -) Bağlanmak ve hizmet etmek
  • 7 -) Kalbinden huşu ile anmak
  • 8 -) Yasaklarına uymak
  • 9 -) Hürriyet ve bağısızlığından feragat etmek
  • 10 -) Mukavemeti ve isyanı tek etmek
  • 11 -) Verdiği nimetlerine şükretmek
  • 12 -) Yüceliğini ve makamını itiraf etmek
  • 13 -) Tevazu içinde bedenini ve ruhunu amede kılmak
  • 14 -) Dua ve tazzarruyu yalınız Ona yapmak
  • 15 -) Beden ve ruh ile yapılan ibadetlerin tamamını tek ilahın emrettiği gibi yapmak, ( • zaten daha önce görmüştük ilah bölümü 6. maddede ibadetin şeklini ve zamanını belirleyen diye) belki daha vardır ama buraya yazman imkansız. Şimdi bu konu ile alakalı ayet ve hadisleri yazalım;


Bir Kaç Ayeti Kerime
“De ki; "Rabbim beni doğru yola, insanların tüm ihtiyaçlarına cevap veren dine, Allah'ın birliğine inanan ve O'na ortak koşanlardan olmayan İbrahim'in inanç sistemine iletti.De ki; "benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm tüm varlıkların Rabbi Allah içindir.O'nun ortağı yoktur. Bana böyle emredildi. Ben müslümanların ilkiyim. " (Enam Suresi - 161-163)


“Yeryüzünde dirlik-düzen sağlandıktan sonra bozgunculuk çıkarmayınız. Allah'a korku ve umut içinde dua ediniz. Hiç kuşkusuz Allah'ın rahmeti iyi işler yapanlara yakındır.” (Araf Suresi - 56)


“ Üstün iradeli ve merhametli olan Allah'a dayan.O seni namaza durduğunda görür.Secde edenler ile birlikte eğilip dikildiğini de görür.Hiç kuşkusuz O, her şeyi işitir ve her şeyi görür” (Şuara-217-220)


“Rabbiniz buyurdu ki: "Bana dua edin, duanızı kabul edeyim. Bana kulluk etmeye tenezzül etmeyenler, aşağılık olarak cehenneme gireceklerdir….Cehennemin kapılarından, girin orada ebedi kalacaksınız. Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür.”(Mü’min Suresi - 60-76)


Bir Kaç Hadisi Şerif
"Bir kulum farz kıldığım amelleri yaparak bana yaklaştığı gibi, hiçbir şeyle bana yaklaşamaz. Kulum nafile ibadetleri ile de devamlı bana yaklaşır. Nihayet onu severim. Ben bir kulumu sevdiğim zaman, onun işiten kulağı, konuşan dili, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı, anlayan kalbi olurum. O artık benimle işitir, benimle konuşur, benimle görür, benimle tutar, benimle yürür, benimle anlar. Benden bir şey isterse, istediğini veririm; bana sığınırsa kendisini korurum." (Buhari, Rikak, 38; )


"Sizden birisi namaz kıldığında hakikatte Rabbiyle konuşmaktadır. Öyleyse nasıl konuştuğuna dikkat etsin." [Hakim, Mustedrek 1/336]


Allahu tealaya amellerin en sevimlisi azda olsa devamlı olanıdır. (Müslim şerhi Nevevi - Kitâbü-s salâtü-l Misafir, C:6 Sh:319)


Her insan yaşadığı hâl üzere ölür ve her kul öldüğü hâl üzere diriltilir. (Müslim, Cennet:l9, No:2878,4/2206. İbni Hacer-i Heytemî, ez Zevatir, 2/402)


Abdullah İbnu Mes'ud el-Hüzelî (ra)'nin anlattığına göre, bir adam kendisine "Sırat-ı müstakim (doğru yol) nedir?" diye sordu.
Ona şu cevabı verdi: "Muhammed (sa), bizi sırat-ı müstakimin bir başında bıraktı.
Bunun öbür ucu ise cennete ulaşmaktır.
Bu ana yolun sağında ve solunda başka tali yollar da var.
Bunlardan her birinin başında bir kısım insanlar durmuş oradan geçenleri kendilerine çağırıyorlar.
Kim bu dış yollardan birine sülûk ederse yol onu ateşe götürecektir.
Kim de sırat-ı müstakîme sülûk ederse o da cennet'e ulaşacaktır."
İbnu Mes'ud bu açıklamayı yaptıktan sonra şu ayeti okudu: "
İşte bu benim sırat-ı müstakimimdir, buna uyun. Başka yollara sapmayın, sonra onlar sizi Allah'ın yolundan ayırırlar...." (En'âm Suresi - 152) Kütübü Sitte Hds.No:6 (Rezîn İbnu Muâviye'nin ilâvesidir).


Ubade İbnu's-Sâmit el-Ensarî (ra) hazretleri demiştir ki:
"Resulullah ( as) şöyle buyurdular:
"Kim Allah'tan başka ilâh olmadığına Allah'ın bir ve şeriksiz olduğuna ve Muhammed'in onun kulu ve Resûlu (elçisi) olduğuna,
keza Hz. İsâ'nın da Allah'ın kulu ve elçisi olup, Hz. Meryem'e attığı bir kelimesi ve kendinden bir ruh olduğuna,
keza cennet ve cehennemin hak olduğuna şehâdet ederse, her ne amel üzere olursa olsun
Allah onu cennetine koyacaktır." (Buhârî, Enbiya 47; Müslim, İmân 46, (28); Tirmizî, İmân 17, (2640).-İMÂN VE İSLÂM'IN FAZİLETİ-Kütübü Sitte Hds.No:1)


“Şüphesiz Allah yüzlerinize ve mallarınıza bakmaz,fakat kalbinizdekine (İmana) ve amellerinize bakar.” (Müslim-Birr-33-34)


“Ey kızım Fatıma salih amel yap.Allah katında sana hiçbir şey yapamam”(Buhari-Vasiye-11,İbn Mace Vasiye-6)


Köle'ye "abd" denilmesinin sebebi hem itikad, hem muâmelât ile ilgilidir. Zira Allahû Teâla (cc) istisnasız bütün insanlardan "misak" almıştır. Arâf sûresinin 172'nci ve 173'ncü âyet-i kerimelerine "misak" âyetleri denilmesinin mânâsı budur.


Misak, Allah (cc) ile insan arasında tahakkuk eden bir mukaveledir.
Her müminin "ne zamandan beri müslümansın?" sualine, "galu bela'dan beri" diye cevap vermesinin sebebi budur.
İnsan bülug çağına erdikten sonra İslâm'ı terk eder ve mü'minlere karşı savaşırsa "emanet"e ihanet etmiş olur.
Bu ihanetin tabii sonucu olarak ehliyet ârızası başlar.
Kölelik, misakı inkâr edip, küfrün güçlenmesi için savaşmakla ilgili bir hâdisedir.
Burada şu akla gelebilir: "Hür bir insan kuvvet kullanılarak (inkâr söz konusu olmadan) köle yapılabilir mi?" buna "evet" demek imkânsızdır. Zira hürriyetin kaynağı fıtrîdir. Ehliyet sahibi olan her insan tekliflere muhataptır.


Resûl-i Ekrem (sav)'in "Hür bir kimseyi köle edinenin hasmı (düşmanı) benim" buyurduğu bilinmektedir.
Ayrıca Hz. Abdullah b. Amr'dan rivayet edilen merfuu bir hadis'te: "Üç kişi var ki Allah (cc) oların namazını kabul etmez.
İstemedikleri halde kavminin başına geçen, hür bir insanı köle edinen..." denilmektedir.
Görüldüğü gibi, hür bir kimsenin, İslâm'a karşı savaş açmadığı müddetçe köle edinilmesi mümkün değildir. (Bkz.Y.Kerimoğlu "Hürriyet" maddesi)


"Abd" ıstılâhını bu şekilde ortaya koyduktan sonra günümüze bir göz atalım.
İslâm topraklarında, Allah (cc)'ın indirdiği hükümleri inkâr eden veya kabul ettiğini iddia etmekle beraber çağımıza uymaz" gerekçesi ile uygulamayan siyasi güçler iktidardadırlar. Lâ ilâhe (ilâh yoktur, putun hükmü yoktur, tâgût'u inkâr ederiz) diye haykıran ve İllallah (yalnız Allah vardır, O'na itaat ederiz) diye tasdikte bulunan mü'minler "Kul" olma şuurunu ayakta tutmak zorundadırlar. • • Aksi takdirde "tâgût'a kulluktan kaçınmış" olamazlar.
"Her kavme Allah'a ibadet edin ve tâgût'a kulluktan kaçının diye (tebligat yapması için) peygamberler göndermişizdir." (Nahl sûresi - 36) meâlindeki âyet-i kerime iyi tefekkür edilmelidir.(Kelimeler ve Kavramlar Y.K.oğlu abd maddesi)


Biz insanlara düşen önemli görev Nemrut, Firavun, Şeddat, Ebucehil, Musolli, Hitler, Kar-makxs, M.kemal veya isimleri her gün değişen kafir, facir, zalim ve tağut insanların ideolojilerini tarihin çöplüğüne bir daha çıkmamak üzere atmaktır.


Onların yardımcıları ve halkı onlara (yani tağuta) kulluğa davet eden mel’e ve mütrafinin, (başka bir deyişle kafir aydın insanların) gibi sinsi, çıkarcı ve münafıkların, düzenbaz sahtekarların telkin ve söylemlerini de dikkate almadan ve önemsemeden, gerçekten insanlığa huzur, ekonomi refahlığı, namuslu bir yaşam, mal, can, akıl, din ve namusunu garanti altına alan ilahi bir sistem olan İslam dururken,
ne diye sömürücülerin adeti olan demirde, tunçtan, alcıdan,tahtadan vs istismarcılar tarafından yaptırılmış ve insan onurunu zedeleyen, kendisi gibi yaratılmış olan şeylere saygı duruşu, çelenk koyma, ilke inkilaplarına tabi olalım bu batıl din ve ideolojilerin dünya ya saadet getirmediği şu anda ortadadır, bunların neyine tabi olunuyor bilemiyorum...



Şimdi bir bakın şu yukarıda saydığımız diktatörlerin, lider olarak kabul ettirilen, baş komutan olduğunu iddia edilen, aydınlık günler getirdi denilen adamların biz insanları neye çağırdıklarına


“Kâfirler, mü'minlere "Bizim yolumuza uyun da günahlarınızı biz yüklenelim derler. Oysa onların, mü'minlerin omuzlarındaki hiçbir günahı yüklenmeleri söz konusu değildir. Onlar kesinlikle yalan söylüyorlar. Kafirler, hem kendi günah yüklerini ve hem de bu yüklerin yanında başka birçok günah yüklerini taşıyacaklar ve kıyamet günü düzmece iddiaları konusunda kesinlikle sorguya çekileceklerdir.” (Ankebut - 12-13)


"Bizim yolumuza uyun” dedikleri yollar neymiş bir görelim; laiklik ve demokrasi, kapitalizm, liberalizm, kominizm, Kemalizm, Budizm, Brahmanizm v.s...Bütün bunlar ve buraya yazamadığımız nice izimler. Bizleri bunlara ibadet etmeye çağıran zorbaları tez elden ret etmeli ve yalınız Allah ibadet edeceğimizi ilan etmeliyiz ki bunlardan kurtulalım.


Bakın Rabbimiz azze ve celle ne buyuruyor:
“Yüce Allah meleklerine emreder: "(Allah’ın bir ilah ve Rabb olduğunu inkar eden) Zalimleri, onların aynı yoldaki (liderleri, mel’e ve mutraf) arkadaşlarını ve Allah’tan başka (taptıklarına) onlara cehennemin yolunu gösterin. Durdurun onları, çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.” (Saffet Suresi -22-24)


Bu zalim ve iş birlikçi insanlara karşı ;Allah subhanehu ve teala biz kullarını uyarıyor:
“Ey Muhammed! De ki: "Sizin, Allah'ı bırakıp da kulluk ettiklerinize kulluk etmek bana yasak kılınmıştır. Zira bana Rabbimden belgeler gelmiştir. Ben, alemlerin Rabbine teslim olmakla emrolundum." (Mümin Suresi - 66)


“Meryem oğlu Mesih sadece bir peygamberdir. Ondan önce de birçok peygamber gelip geçmiştir. Annesi de özü-sözü ve namusu doğru bir kadındı. Her ikisi de (öbür insanlar gibi) yemek yerlerdi. Bak biz onlara ayetlerimizi nasıl açık açık anlatıyoruz ve sonra bak onlar bu ayetleri nerelerinden çarpıtıyorlar! De ki; "Allah'ı bırakıp size ne zarar ve ne de yararı dokundurmaya gücü yetmeyen nesnelere mi tapıyorsunuz? Oysa Allah her şeyi işitir ve her şeyi bilir.” (Maide Suresi - 75-76)


"Sizleri, Allah'ı bir yana bırakarak taptığınız putlarla baş başa bırakarak bir yana çekiliyor ve Allah'a yalvarıyorum. Umuyorum ki, Rabbime yalvarırsam kötü olmaktan kurtulurum." (Meryem Suresi - 48)


“…İşte Rabb'iniz bu Allah’tır. Egemenlik O'nun tekelindedir. O'nu bir yana bırakarak taptığınız düzmece ilahlar bir çekirdek kabuğunun bile sahibi değildirler.Eğer onları imdadınıza çağırırsanız, çağrınızı işitmezler. Sesinizi işitseler bile size karşılık veremezler. Üstelik kıyamet günü, sizin kendilerini Allah'a ortak koşmuş olmanızı reddederler.Hiç kimse Her şeyin içyüzünü bilen Allah gibi sana haber vermez.” (Fatır Suresi - 13-14)


“Tağuta kulluk etmekten kaçınan ve Allah'a edenlere müjde var. Müjdele kullarımı.Onlar ki, sözü dinler ve onun en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahipleridir.” (Zümer Suresi - 17-18)


“ Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratmış olan Allah'a kulluk ibadet ediniz ki; Allah'ın azabından korunabilesiniz.” (Bakara Suresi - 21)


“Sonra Musa ile kardeşi Harun'u ayetlerimiz ile ve açık kanıtla destekli olarak gönderdik.Firavun ile onun önde gelen mel’e ve mutraf adamlarına. Fakat onlar büyüklük kompleksine kapılarak iman etmeye yanaşmadılar. Zaten onlar kendilerini beğenmiş kimselerdi.Onlar dediler ki; "Kendimiz gibi birer insan olan şu iki adama mı inanacağız ki, onların soydaşları bize ibadet ediyorlar.?" (Mü’Minun Suresi - 45-47)


“ İbrahim'i de peygamber olarak gönderdik. Hani o soydaşlarına dedi ki; "Allah'a kulluk ediniz, O'ndan korkunuz. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.Sizler Allah'ı bir yana bırakarak birtakım putlara tapıyor, düzmece iddialar ortaya atıyorsunuz. Allah'ı bir yana bırakarak taptığınız putlar size rızık veremezler. Rızkınızı Allah katında arayınız, O'na kulluk ediniz, O'na şükrediniz, O'nun huzuruna döndürüleceksiniz.”(Ankebut Suresi - 16-17)


Bu iki ayette İbrahim (as), puta tapanlara karşı söylemesi gereken her şeyi söylemiştir.
  • 1. İbadeti yalınız Allah’a yapınız,
  • 2. Allah’tan korkun,
  • 3. putları dikmeyin ve onlara saygı duruşu durmayın,onlara ibadet etmeyin,rızkı Allah’tan isteyin,
  • 4. Yalınız Allah’a kulluk edin,nemruta,yıldızlara ve putlara değil,
  • 5. Allah’a şükredin,
  • 6. Allah’ın huzurunda toplanıp hesap vereceksiniz ,putların değil v.s…


Dün Nuh (as)’un karşısına duran,mazlum,mustazaf ve fakir insanlar Nuh’un davetin icabet ederek mü’min olanları,yalınız Allah’a ibadet etmek isteyen bu insanları hile,desise ve korku ile aldatmaya kalkan mel’e ve mutrafinler,


İbrahim(as)’in İslam’i tebliği karşısına dikilen nemrut, mel’e Azeri,ve diğer mutrafları

Musa(as)’nın tebliğinin karşısına dikilen firavun,haman,Karun,mel’e ve mutrafları,

Son Nebi ve Resul Muhammed (as)’in de karşısına dikilen cahili bir inada sahip,putlara ibadet edilmesin den yana olan ebucehil ve diğer mel’e ve mutraflarının akıbetleri ne olduğu artık herkes tarafından bilinmektedir. Şu anda yine insanlık önünde firavun.nemrut.mel’e ve mutraflar gibi duran insanları ve yandaşlarını,Allah’ın dini İslam’a davet ediyorum ve tarihin çöplüğüne atılan tağutların akıbetlerine siz de düşmeyin.

Kur’an-ı Kerim,İslam şeriatı karşısına dikilen,insanların Allah’a ibadet etmelerini engelleyen kafir,zalim tağut ları cehennem kütükleri olmasın diye şöyle uyarıyor:

“Biz, onları (firavun,nemrut,m.kemal v.s…) öyle baş kumandan,önderler kıldık ki:Sadece ateşe çağırırlar ve kıyamet günü yardım görmezler.Hem bu dünyada arkalarına bir lanet takmışlardır hem de kıyamet gününde onlar,çirkinleştirilmiş,iğrenç kimselerden olacaklardır.” (Kasas Suresi - 41-42)


Bu baş kumandanlar kendileri Allah’a ibadet etmedikleri gibi insanların büyük bir kısmını da Allah’a ibadet etmekten alı koydular.Tıpkı firavun gibi:

“Firavun kavmini ve kendisine tabi olanları (İslam dan,müslüman olmaktan) saptırdı ve onları (kavmini ve tabi olanları) doğruyola da iletmedi” (Taha Suresi -79)

Mü’mminler olarak,Allah’ın dini İslam’ı yer yüzüne hakim kılmak için mücadele veren ve yalınız Allah’a itaat ve ibadet eden kimseler olmak zorunda olduğumuzu asla unutmamalıyız. Bir de Allah’ı yalınız ibadet ilahı olarak görmek hartasına düşmeyelim.Çünkü Allah,ibadet edilen bir ilah olmakla beraber hayatın her alanına kanun koyan,öylece yaşamamızı isteyen ilahtır. Ves Selam…Allah anlamayı,inanmayı ve ibadet etmeyi bize ve ümmeti Muhammed nasip etsin.Amin ya muin…[1]

O İslâm ki, yalnız dâva, yalnız dirayet, yalnız dille ifade edilen söz, yalnız kalpte cereyan eden tasavvur, yalnız şahısların namazda, hacc da, oruçta eda ettikleri vecibelerden ibaret değildir.

İslâm, teslimiyettir, itaat ve tabiiyettir, Allah Subhanehu ve Teala'nın kitabının kulların hayatına hâkim olmasıdır.
Bugün 'biz müslümanız' deyip de Allah Subhanehu ve Teala'nın kitabı ile hükmetmeye çağırıldıkları zaman ondan yüz çevirip arkalarını dönenler de ehl-i kitab'a benzemektedirler.


Hadis-i şeriflerde de "din" kökünden türeyen kelimeler çeşitli tip ve anlamlarıyla kullanılmıştır.
  • 1. ) Boyun eğmek, itaat ve ibadet etmek: "Akıllı kişi nefsine boyun eğdiren ve onu (Allah'a) ibadet ettirendir.
  • 2. ) İnanç ve ibadet
  • 3. ) Hayır olsun, şer olsun karşılık:Nasıl davranırsan, öyle karşılık görürsün.



   [1]: Bu Bilgilerin Derlendiği Kaynaklar ..:
Yusuf Kerimoğlu Kelimler Kavramlar
Mevdudi Kuranda Dört Terim
Şamil Ansiklopedis (Şias) Şamil y.e…
Tasavvuf ve İslam Yöneliş y.e. Porf.İbrahim Sarmış Kitaplarından derlenmiştir
Bu kitaplarından derlenmiştir yazar ve yayın evi sahiplerinden Allah Subhanehu ve Teala Onları mukafatlandırsın

Daha Geniş Bilgi için Bkz.. Kur'an'da Tört Terim Mevdudi

Batıl Dinlerin Özellikleri ve Doğuş Sebepleri
BATIL DİNLERİN ÖZELLİKLERİ
1- İnsanlar tarafından ortaya konmuştur.
2- Çok tanrılı dinlerdir.
3- Mensuplarının başka bir din seçme hakkı yoktur.
4- İlme akla yer vermez.
5- Ruhlara, gök cisimlerine, güç sezilen varlıklara tapılır.
6- Hayat, ıstırap kabul edilir. Doğan için ağlanırken ölen için de kurtulduğu kabul edilir.


BATIL (SAPIK) DİNLERİN DOĞUŞ SEBEPLERİ:
1- İnsanın inanma, tapınma ihtiyacından,
2- Olaylar karşısında sığınma, korunma ihtiyacından,
3- Bazı yerlerde ve varlıklarda güç sezme sonunda,
4- Ölen büyüklerin öldükten sonra heykellerinin yapılıp tapınılması sonucu,
5- Gerçek inancın bozulması ve yaratıcı inancın şekillendirilmesi ile,
6- Toplum düzenini sağlamak için koyulan kuralların dine dönüşmesi (Konfüçyüs gibi) sebeplerden dolayı batıl dinler doğmuştur. Mustafa Öselmiş


Kuran ve Sunnetin aydınlığında buluşmak ümidi ile…
Allah’ım, Senden asla sarsılmayan iman, bitmez tükenmez rızık ve cennet-i KHuldun yüksek derecesinde Resulullah’a (a.s) beni ve ailemi arkadaş yapmanı Sendan istirham ederim.
(istirham etmek. yalvarmak, dilemek, rica etmek, istemek) Derleme Ebubekir YASİN



سُبْحاَنَكَ اَللّٰهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
سُبْحَانَكَ اَللّٰهُمَّ وَبِحَمْدِكَ اَشْهَدُ اَنْ لَا اِلٰهَ اِلَّا أَنْتَ وَحْدَكَ لَاشَرِيكَ لَكَ اَسْتَغْفِرُكَ وَاَتُوبُ اِلَيْكَ



En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir

Kur'an'ın gölgesi altında yaşamak bir nimettir. Sadece onu tadanın alabileceği bir nimet. İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran bir nimet. Allah'a hamdolsun ki, bana ömrümün bir bölümünü Kur'an'ın gölgesi altında yaşama imkanını bağışladı. Bu dönemde hayatımın bugüne kadar ki bölümünde hiç tatmamış olduğum bir nimetin hazzını duydum. İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran nimetin hazzını.. Kur'an-ın Gölgesinden Mesajlar Şehid Seyyit Kutup

Rabb olarak Allah'tan, Din olarak İsalam'dan, Resul ve Nebi olarakta Muhammed'ten(a.s) Razı oldum; ve kayıtsız ve şartsız teslim oldum Sen Şahitsin Rabbin EBUBEKİR YASİN Kuran ve Sunnetin aydınlığında buluşmak ümidi ile…




Eraykitap ilmin kısa yolu © 2009 - 2025 Tüm hakları saklıdır. // Designed by Eraykitap.com //