Kur-an-i-Kerim
بِسْمِ اللهِ اَلْحَمْدُ للهِ وَحْدَهُ، وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى مَنْ لاَنَبِيَّ بَعْدَهُ

<● > Allah'ın Adıyla Başlıyorum <● >
Allah’a hamd olsun. O Tektir. Salât ve selâm, kendisinden sonra Nebi gelmeyecek olan Muhammed’in üzerine olsun

<● > Eraykitap Web Sitesine Hoş Geldiniz ! <● >

<● > En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir <● >
Şüphesiz “Rabbimiz Allah’tır” deyip de, sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: “Korkmayın, üzülmeyin, size (dünyada iken) va’dedilmekte olan cennetle sevinin!” (Fussilet Suresi - 30)

İslamin Temel Kavramlari




Kavramlar, düşüncemizin ve dünya görüşümüzün kalıba dökülmüş ifadeleridir. Onlarla konuşur, onlarla anlaşırız. İnsanlarla tanışmanın ve bilişmenin araçlarıdır . Onlar. Dilin ifadeye dökülüşü, kelimelerin ilimde, edebiyatta ve inanç dünyasında yeniden canlanışıdır kavramlar.



    Bilerek hakkı bâtıl ile karıştırmayın, hakkı gizlemeyin. (Bakara Suresi - 42)
    İndirdiğimiz açık delilleri ve kitapta insanlara apaçık gösterdiğimiz hidayet yolunu gizleyenlere hem Allah hem de bütün lânet ediciler lânet eder. (Bakara Suresi - 159)
    Kendisi için doğru yol belli olduktan sonra, kim Rasul'e karşı çıkar ve müminlerin yolundan başka bir yola giderse, onu o yönde bırakırız ve cehenneme sokarız; o ne kötü bir yerdir. (Nisa Suresi - 115)
    Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; ondan başka günahları dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah'a ortak koşarsa büsbütün sapıtmıştır. (Nisa Suresi - 116)
Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tâbi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler. (Enam Sıresi - 116)


"Rabbimiz Allah'tır" deyip sonra da dosdoğru yaşayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. (Ahkaf Suresi - 13)


Beşeri İdeolojiler veya Dinler İnsanlığa Verdiği Zararlar • •    


İnsalık Tarihinde Karanlık Dönem Yoktur
Bilim adına ortaya atılan insanlık tarihi tamamen yalan ve temeli ateizme dayalı, laik tarihçilerin yazdığı ve insanın atasının maymun olduğunu iddia edecek kadar ileri giden, bu yalancı aşağılık domuzun ve maymunun çocuklarının dediği gibi insanlık tarihinde karanlık bir dönem yoktur. Birde insanların çıplak ve hayvan postlarıyla ve mağaralada yaşamışlar gibi yalanlarıda inandırcı değildir çünkü Yüce ALLAH (c.c.) Şu ayetinde ateist tarihcileri yalanlamaktadır.


"Allah: Birbirinize düşman olarak inin! Sizin için yeryüzünde bir süreye kadar yerleşme ve faydalanma vardır, buyurdu. "Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve orada (diriltilip) çıkarılacaksınız" dedi. (Araf suresi - 25)

Ey Adem oğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık. Takvâ elbisesi... İşte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah'ın âyetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar (diye onları indirdi). (Araf suresi - 26)

Ha bir de mağara döneminden bahsederler ki bu da yalan aşağıdaki hadisi iyi tefekkur etmek lazım... Resulullah (as) Ashab-a Kiramdan Ebu Zer (r.a)'in sorularına cevap olarak yeryüzünde ilk inşa edilen mescidir (Ve aynı zamanda atamız Ademin ve annemiz Havvanın evide inşa edilmiştir çünki sadece iki kişilerdir) "Mescid-i Haram", ikinci inşa edilenin"Mescid-i Aksa" olduğunu...beyan buyurmuştur (Buhârî, Enbiyâ. 10)

Doğrusu biz sizi yeryüzüne yerleştirdik ve orada size geçim vasıtaları verdik. Ne kadar da az şükrediyorsunuz! (Araf suresi - 10)

İnsanlık tarihinin karanlık bir dönemi yoktur. laik,ve ateist tarihçilerin uydurması olan karanlık çağ, ilk çağ, orta çağ, yeni çağ ve yakın çağ biçiminde izaha çalışılan insanlık tarihine insanın ve bir müslümanın inanması mümkün değildir. Çünkü kendisine Resuller ve Nebiler vasıtasıyla vahiy yolu ile ilk insana ait bilgiler sosyal hayata dair yaşam biçimi bilgileri verilmişidir...Bu kadar açık ve net...…



İnsan, yeryüzünün imar için Halifesidir
İnsan, yeryüzünde birinci derecede rol ve misyon sahibidir.
Yeryüzündeki hayat biçimlerini değiştirip başkalaştıran, toplumların gelişme doğrultuları ve aşamalarına yön veren insandır.
Yoksa, teknolojik araç ve gereçlerin rolünü büyütüp göklere çıkaran maddeci düşünce akımlarının ileri sürdüğü gibi, ne üretim ve ne de dağıtım araçları,
insanı iradesiz ve bağımlı bir tutsak gibi peşlerinden sürükleyemez...
Kur'an-ı Kerim'in bakış açısına göre insan; yeryüzü halifesi olması sıfatı ile evrenin düzeni içinde amaç konumuna sahip önemli ve belirleyici bir faktördür.


Kuşku yok ki İslâm'ın dünya görüşü doğrultusunda kurulacak bir toplumsal düzendeki insanın konumuyla maddeci dünya görüşlerinin hâkim olduğu bir düzende yaşayan insanın konumu farklı olacaktır. Bu iki ayrı düzende insan hakları anlayışı farklı olacak, insan onuruna verilen değer bir olmayacaktır. Günümüzün maddeci dünyasında gördüğümüz insan özgürlüklerinin, dokunulmazlıklarının ve temel haklarının daha çok, maddî üretim uğruna çiğnenmesi eğilimi, bu ideolojinin insana ve insanın yeryüzündeki rolüne bakış açısının doğal bir sonucundan başka bir şey değildir...


Bütün bunların yanında İslâm'ın insanla ve insanın yeryüzündeki fonksiyonu ile ilgili yüce bakış açısı sayesinde, ahlâklı, inançlı, erdemli, yapıcı ve inançlarına samimi bir şekilde bağlı olan insanlar bu düzende saygın bir yer kazanır, aşağılanmazlar.
Çünkü insanın yeryüzü halifeliği ile ilgili ahit, bu temel değerlere dayanır.
Nitekim yüce Allah incelemekte olduğumuz ayetlerin birinde şöyle buyuruyor:
"Tarafımızdan size bir yol gösterici geldiğinde kim benim hidayetime uyarsa onlar için korku yoktur ve onlar artık hiç üzülmeyeceklerdir." (Bakara Suresi - 38) (Çok geniş bilgi için Bkz... Bakara Suresi 38-39 / Ayetlerin Tefsiri / Fi Zilalil Kuran Tefsiri Şehid Seyyit Kutup )


Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tâbi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler. (Maide Suresi - 116)

"O kullarımı ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline (Allah'ın Sözüne) uyarlar..." (Zümer Suresi - 18)

"Dinlerini parça parça edip guruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur..." (Maide Suresi - 159)


Aşağıda maddeler halin sunacağımız (Beşeri İdeolojiler veya Dinler İnsanlığa Verdiği Zararlar) kısacık bilgilerlebile insanın hem dünya ve hem de Ahiretin ziyaneden veya zarar veren inançlar olduğunu anlarız (Bi-iznillah)
  • Muharref Yahudilik ve   • Muharref Hristiyanlık   • Beşeri Dinler veya ideolojiler Kısa Açıklamalar

  • 1 - ) Muharref Yahudilikl (Bozulmuş)
  • 2 - ) Muharref Hristiyanlık (Bozulmuş)
  • 3 - ) Brahmanizm
  • 4 - ) Budizm
  • 5 - ) Hinduizm
  • 6 - ) Şamanizm
  • 7 - ) Mecusilik
  • 8 - ) Lamaizm
  • 9 - ) Beşeri İdeolojiler
  • 10-) Grek Kültürü
  • 11-) Helenizimin
  • 12-) Demokrasi

  • 1 - ) Yahudilik
İbrahim aleyhisselamın vefatından sonra, oğlu, İshak aleyhisselam, bundan sonra da, bunun oğlu Yakub aleyhisselam Peygamber oldular.
Yakub aleyhisselamın diğer ismi, İsrail’dir. Bunun için, Yakub aleyhisselamın oniki oğlundan çoğalan insanlara, Beni İsrail yani İsrail oğulları denilir. Yusuf (a.s)'dan Sonra

Musa aleyhisselam, Harun aleyhisselamı vekil bırakıp, Tur dağına gitti. Orada kırk gün ibadet etti. Allahü teâlânın kelamını işitti. Allahü teâlâ Tevrat kitabını ve on emrin yazılı olduğu iki levhayı indirdi. Tih çölünde, Samiri adında bir münafık, herkesteki altınları, süs eşyasını eritip, bunlardan bir buzağı yaptı. (Musa’nın ilahı budur. Buna tapınız!) dedi. Tapmaya başladılar. Harun aleyhisselamı dinlemediler. Musa aleyhisselam gelip olanları görünce çok kızdı. Samiri’ye lanet etti. Büyük kardeşinin sakalından tutup, darıldı. Pişman olarak, yalvardılar. Musa aleyhisselam, Tevrat’ı ve on emri tebliğ etti. Tevrat’a göre ibadet etmeye başladılar. Sonra yine bozuldular. Yetmişbir fırkaya ayrıldılar.


  • 2 - ) Hristiyanlık
İncil’de Allah’ın bir olduğu, Hazret-i İsa’nın, Allah’ın kulu ve Resulü olduğu yazılı idi. Hazret-i İsa’nın hak olan dini, az zaman sonra Yahudiler tarafından sinsice değiştirildi. Yahudi Bolüs [Pavlos], İsevi görünerek, hakiki İncili yok etti. Sayısız İncillerin yazılmasına sebep oldu. Büyük Kostantin, bütün İncilleri birleştirmek için, miladi 325’de, İznik’te 319 papazı toplayıp, yazdırdığı yeni İncile eski dini olan putperestlikten de birçok şey sokturmuş, yeni bir Hıristiyanlık dini kurmuştu.


Musevilik ve İsevilik - Bütün peygamberlerin getirdiği dinin aslı İslam’dır.
Çünkü itikatta ayrılık yoktur. Sadece amele ait hükümlerde farklar vardır.
Bunun için, her peygamberin getirdiği din, kendi ismiyle anıldı.
Musa aleyhisselamın dinine Musevilik, İsa aleyhisselamın dinine de İsevilik dendi.
Kitapları tahrif edilince, Yahudilik ve Hristiyanlık adını aldılar. Yani Musevilik Yahudilik, İsevilik de Hristiyanlık değildir.



  • 3 - ) Brahmanizm
Brahmanizm, kalıtım yolu ile geçen bir kast bölünmesine dayalı toplumsal bir inancı ihtiva eden Hint dinidir. Kast, imtiyaz bakımından yukarıdan aşağıya doğru kesin ölçülerle sınırlanmış toplumsal sınıfların her biridir. Hindistan’daki İslam âlimlerinden Mazher-i Can-ı Canan hazretleri buyuruyor ki: (Brahmanizm İsa aleyhisselamın miladından asırlarca evvel Hindistan’da zuhur etmiş hakiki, ilahi bir din idi. Sonraları bozularak, kâfir oldular.)


  • 4 - ) Budizm
Brahma inanışının değiştirilmiş bir şeklidir. Buda’nın felsefi düşüncelerini kabul edip yolunda yürümektir.


  • 5 - ) Hinduizm
Çeşitli görüşleri, dini inanışları, mitolojik davranışları ve ibadetleri içine alan ve Hindistan’da yaşayan Hinduların tâbi olduğu inançlar ve görenekler ile dini ve sosyal kurumların tamamına verilen ad. Tek başına bir dini inanış biçimi olmaktan ziyade sosyal bir sistem olarak yaşayan Hinduizmin dini temelleri Veda dinine ve Brahmanizme dayanmaktadır. Bu sebeple zamanımızda Brahmanizmle Hinduizmin birbirinin yerine kullanıldıkları görülmektedir.


  • 6 - ) Şamanizm
Nuh aleyhisselamın ve Yafes’in dinini, nasihatlerini unutarak, hayvan gibi yaşamaya başladılar. Yıldızlara, aya, güneşe, heykellere, cinne tapınmaya koyuldular. Çeşit çeşit yollara ayrıldılar. Böyle, uydurulan, meydana çıkan sapık yollardan biri, Şamaniliktir


  • 7 - ) Mecusilik
İran ve Hindistan halkından bir kısmının mensup olduğu bozuk inanışlardan biridir. Bu inancı kabul edenlere “Mecusi”, rahiplerine de “Muz” denir. Hindistan ve civarında yaygın bulunan Brahmanların bir şubesi olan Mecusiler, ateşe, ineğe, timsaha taparlar.


  • 8 - ) Lamaizm.
Tibet ve Moğolistan’da halkın çoğunluğunun inandığı bozuk bir inançtır. Tibetçede bulunan “La-ma” (= üstün) dan doğan bu kelime, aynı zamanda bir unvan olarak da kullanılır. Lamaizm, Budizm ile tabiata tapınmanın, bir tür karışımıdır. •


Çok Daha Geniş Bilgi için Bkz..Huzura Doğru.com Bu Bilgiler Alındığı Site      Çok Daha Geniş Bilgi için Bkz.. Beşeri Dinler ve Demokrasi ne demektir


  • 9 - ) İdeoloji ne demektir
Kelimenin aslı Latincedir. İdea, "görünen biçim, fikir" sözcüğü ile logos "bilgi" sözcüğünün birleşmesi ile yapılmış ve düşünceyi inceleyen bilim (ideler bilimi) anlamında ileri sürülmüştür. Siyasî ve ictimaî bir doktrin meydana getiren ve bir hükümetin, bir partinin veya bir sosyal sınıfın hareketine yön veren, düşünce sistemine ideoloji denir. (Kelimeler ve Kavramlar Yusuf Kerimoğlu - İdeoloji Bölümü)


İdeoloji ile ilgili en geniş bilgiye Cemil Meriç'in Umrandan Uygarlığa isimli eserinde rastlıyoruz İdeolojinin, kaypak ve karanlık bir mefhum olduğunu, Büyük Fransız İhtilâlinden sonra "felsefeye" başka bir isim bulmak gerektiğini, zira felsefenin kiliseden koptuğunu, bunun için "ideoloji" kelimesinin Destut de Tracy tarafından uydurulduğunu ( 1796) izah eden Cemil Meriç, bütün Fransızca sözlüklerin, bu kelimeye verdikleri mânâyı tek tek beyan etmektedir. (Cemil Meriç, Ümrandan Uygarlığa, İst. 1967, sh. 230 vd.)
Kelimeler ve Kavramlar Yusuf Kerimoğlu
Bazı alimlerin kaydettiğine göre:
"Hakikat biz onlara "Kendinizi öldürün yahud yurtlarınızdan çıkın" diye yazsaydık, içlerinden birazı müstesna olmak üzere bunu yapmazlardı." (En Nisa Suresi: 66) ayeti indiği zaman bir sahabe: "Eğer Allahu Teala (cc) bize bunu emretse, hiç tereddüt etmeden kendimizi öldürürdük" demiştir.

Resul-i Ekrem (sav) sahabesinin sözünü duyunca, çok sevinmiş ve "-Ümmetimin içinde öyle yiğitler var ki, kalblerindeki iman yalçın kayalardan daha sağlamdır." ( İbn-i Kesir - Tefsiru'l Kur'an'il Aziym - Beyrut: 1969 C:1 Sh: 522.) buyurmuştur.

Allahu Teala'nın (cc) rızasını kazanmaya gayret eden sahabe-i kirama; ins ve cin şeytanları, akla-hayale gelmeyecek tuzakları kurmuşlardır.

Resul-i Ekrem (sav) "şeytanların kurdukları tuzaklarla ilgili olarak" şöyle buyurmuştur:
"-Şeytan Müslüman olmak isteyenlerin önüne geçti ve "Dinini, babanın, atalarının dinini bırakıp da, Müslüman mı oluyorsun?" dedi.
Onlar dinlemediler ve Müslüman oldular.
(Şeytan) Hicret edenlerin yoluna çıktı ve "Öz vatanını, malını ve kıymetli her şeyini terkedip, hicret mi ediyorsun?" diye sordu.
Müslüman bu vesveseye kulak asmadı ve hicret etti.
Şeytan cihada giden mü'minlerin yolunu kesti ve "Öldürebilirsin! Ancak unutma ölebilirsin de!..
Eğer ölürsen; karını başkası alır ve malını paylaşırlar. Gel bu cihad işinden vazgeç!.."teklifinde bulundu. Mücahid dinlemedi ve cihad etti." (Sünen-i Nesai - İst: 1401 K. Cihad: 19.) İçinde yaşadığımız alem, bir imtihan dünyasıdır. Şikayeti bir kenara bırakıp, teklifleri sabırla eda etmemiz zaruridir. Meselenin özü budur. Birbirimize dua edelim.

Daha Geniş Bilgi için Bkz.. Fıkıh Köşesi Atalar Dini-1 Yusuf Kerimoğlu
Daha Geniş Bilgi için Bkz.. Fıkıh Köşesi Atalar Dini-2 Yusuf Kerimoğlu


Demokrasi kelimesinin Yunanca olması dikkatimizi çekmekte. Çünkü Yunanlılar daha önce şehir site devletleri halinde yaşayan ve bu site devletlerini yöneten diktatörlerden kurtulmak için çok çaba harcamış ve sonunda başarılı olmuşlardır.
Bu başarı halkın, diktatörlerden ve dere beylerden kurtulup kendi kendini yönetme arzusu gerçekleşmiş oldu.
Bu uygulanış Atina, Isparta ve larisa gibi yerlerde uygulanmış olduğunu da biliyoruz.
Yunanlıların tamamına Grek adı verilir.
Bu Greklerin inanç yapısı ise çok ilginçtir çünkü Grek kültürünün temel özelliği çok, demokrasi de bu kültürle aynı paraleldedir. Şimdi Demokrasi temelini oluşturan etkenlere bir göz atalım


  • 10 - ) Grek Kültürünü şöyle sıralıya biliriz

  • Efsane,
  • Felsefe,
  • Tiyatroculuk,
  • Çok tanrılı inanç ve tanrıların heykellerini yapma ve tapma v.s.
  • Temsili ve sözlü sanat gibi tamamen insan aklı ürünü olan
  • ve ateizme dayanan bir inanç ve kültürdür.


  • 11 - ) Helenizimin doğuşu

Yine Grek’lerin bir kolu olan ve şu anda demokrasinin ana temellerinde birin oluştura Helenizim: Yunanistan’ın kuzeyinde kurulan Makedonya Kralı büyük İskender’in, Asya kıtasında bulunan bazı yerleri işgal ettikten sonrabu (Anadolu, Suriye, Filistin, Mısır, Hindistan gibi) yerlerde ki kültür ve medeniyeti yüksek düzeyde olan bu yerlerden etkilenerek, Asya, Avrupa kültürü karışımı sonucu Helenizm (Hellen) adlı ideoloji ortaya çıkmıştır.

(Makedonya Kralı büyük İskenderden soran Hellenizm; bel ki milattan beşyüz sene önce yaşayan, bazı Yunan filozoflarının da geliştirerek bir ateist düşünce ortaya çıkarmışlardır . Şu an da demokrasinin ana temellerinde birin oluşturan Helenizimdir)
C. Henry Dawson: "Hellenizmi bir yana bırakacak olursak; ne Batı medeniyeti, ne Avrupa insanı düşüncesinin doğması mümkün değildir"
(Henry Dawson-Batı'nın Oluşumu-İst.:1976 Dergah Yay. Sh:25.)

Daha Geniş Bilgi için Bkz.. Fıkıh Köşesi Yusuf Kerimoğlu

  •12 - ) Demokrasinin asıl veya ana temellerini oluşturan Roma medeniyeti
İtaliya yarım adasından, Fırat nehrine kadar uzanan İmparatorluk.
Romalıların işgalcilik yaptığı dönemlerde Grek kültüründen çok etkilenmiş ve bu kültür ve inancı tamamen alıp kendine uygun bir biçimde, sosyal yapısına uydurmuş ve uygulamıştır. Ve m.313.yılında muharref Hristiyanlığı benimseyene kadar böyle idare edilmiştir.


  • Muharref (Bozulmuş) Hristiyanlık
Miladi sıfır yıl kabul edilen bir dönemde İsa (as) dünyaya geliyor. Allah Subahehu ve Teala, İsa’ya (a.s) Peygamberlik görevini verip de Romalılara ve Yahudiler gönderince, bu şirk putperest inanç ve kültürüne; Allah’ın Subahehu ve Teala, bir İlah ve bir Rabb olduğunu, emretmenin ve yasak koymanın yalnız Allah’a Subahehu ve Teala, ait olduğunu tebliğ edince, Romalıların vazgeçilmez bir unsuru haline gelen Grek kültür inancıdan ve Roma hukukundan ayrılmayı kabul etmez ve Romalılara la müşterek hareket eden Yahudi’leri de çok tedirgin eder...


• Ne var ki uzun zaman sonra,Yahudi dönmesi olan Aziz Pauvols isimli bu zalim, İsa (as)'ın getirmiş olduğu Tevhid dinini (Tevratı bozdukları gibi) Hristiyanlığı da bozmuşlar, bunun yerine Hristiyanlık diye teslis / üç tanrı / inancına bürünmüş, muharref bir din ortaya çıkmış oldu...


• Romalıların, Roma hukuku, Grek kültür ve ateist inancı, Helenist ideolojisini mecz ederek yaşarken Allah'ın Resulu İsa (a.s), çıkıyor ve diyor ki bu yaşantınız yanlıştır (detaya girmiyorm). Bu çağrıyı kabul etmeyen Romalılar takribi M.313 tarihinde Roma Kralı Kostantina ve devlet adamlarıyla birlikte bu bozulmuş Hristiyanlığı devletin resmi dini olarak kabul etmişlerdir. Artık Avrupalıların dini Hristiyanlık dini olmuş ve uzun zaman sonra bu din mensupları yönetimi ele geçirmişler. Yönetimi elinde tutan papaz ve rahipler, çok zalimane (tıpkı Yunan diktatörleri ve derebeyleri gibi) davranmışlar, halka zulmetmişler....



• Halk ta 1789 yılında Fransa’da devrim yapmış papaz ve rahiplerin yetkisine son vererek, tekrar
  • Roma hukuku
  • Grek kültürü
  • Helenizim ideolojine geri dönmüşler bunun adına da
  • laik demokrasi diyivermişler.



Göklere çıkardıkları, olmazsa olmaz dedikleri demokrasi sistemi kısaca işte bu.
Tamamen şirke dayanan inananlarını müşrik yapan ve sekolarist bir dindir.
O günden beri laik demokrasiye gönül verenler adı ne olursa olsun,
Din iman tevhid hakk hakikat tanımadan getirmişler halkı müslüman olan memleketlere monte etmişler...



• Şu anda dünyada revaç ta olan ve halk kitleleri tarafından benimsendiği var sayılan demokrasi,
aslı tamamen insan aklının ürünü olan ve ilahi kanunları yok sayan, (ama t.c.gerektiğinde kullandığı), kökü

  • Ateizme
  • Roma hukukuna
  • Grek kültür ve laik inancına
  • Helenist ideolojisine
  • Muharref Hristiyanlığada kısmen dayanan batıl ve beşeri bir dindir...
Not: •Tamamen • Dünyaya • Yönelik İlahi Kanunları Yok Sayan ve Ahiret Olmayan Beşeri Bir Dindir...


Böyle bir mevzunun en başında, İslam’ın, insanların dünya ve ahiret mutluluğunu hedefleyen ilahi kaynaklı bir din, demokrasinin ise, insanların kendi akıl, irade ve bilgi birikimine dayalı olarak ortaya çıkardıkları bir yönetim biçimi olduğunu vurgulamak gerekir.



Daha Geniş Bilgi için Bkz.. sorularlaislamiyet.com      Daha Geniş Bilgi için Bkz.. Müslümanlar için hangi yönetim modeli idealdir      Daha Geniş Bilgi için Bkz.. İslam'da Demokrasinin Hükmü ve Particilik     


Daha Geniş Bilgi için Bkz.. Kelimeler ve Kavramlar Yusuf Kerimoğlu





Batıl Dinlerin Özellikleri ve Doğuş Sebepleri
BATIL DİNLERİN ÖZELLİKLERİ
1- İnsanlar tarafından ortaya konmuştur.
2- Çok tanrılı dinlerdir.
3- Mensuplarının başka bir din seçme hakkı yoktur.
4- İlme akla yer vermez.
5- Ruhlara, gök cisimlerine, güç sezilen varlıklara tapılır.
6- Hayat, ıstırap kabul edilir. Doğan için ağlanırken ölen için de kurtulduğu kabul edilir.


BATIL (SAPIK) DİNLERİN DOĞUŞ SEBEPLERİ:
1- İnsanın inanma, tapınma ihtiyacından,
2- Olaylar karşısında sığınma, korunma ihtiyacından,
3- Bazı yerlerde ve varlıklarda güç sezme sonunda,
4- Ölen büyüklerin öldükten sonra heykellerinin yapılıp tapınılması sonucu,
5- Gerçek inancın bozulması ve yaratıcı inancın şekillendirilmesi ile,
6- Toplum düzenini sağlamak için koyulan kuralların dine dönüşmesi (Konfüçyüs gibi) sebeplerden dolayı batıl dinler doğmuştur. Mustafa Öselmiş

  • Beşeri Dinler veya ideolojiler Tamamen • Dünyaya • Yönelik • İlahi Kanunları Yok Sayan ve Ahiret Olmayan • Hayayı ve Ahlakı Pek Önemsemeyen Bir Dindir...
  • Muharref Yahudilik ve Muharref Hristiyanlık da haham ve papazların çıkarları için ayata tutulan birer kazanç kapısı olup İslam hariç bütün beşeri din veya ideolojiye ayak uydurarak hayatını idame etmektedir.

“Kim dinini münaşakalara hedef yaparsa çok sık görüş değiştirir” (Ömer b. AbdulAziz Sünneni Darimi-1/91, K.M..29)

Kuran ve Sunnetin aydınlığında buluşmak ümidi ile…
Allah’ım, Senden asla sarsılmayan iman, bitmez tükenmez rızık ve cennet-i KHuldun yüksek derecesinde Resulullah’a (a.s) beni ve ailemi arkadaş yapmanı Sendan istirham ederim.
(istirham etmek. yalvarmak, dilemek, rica etmek, istemek) Derleme Ebubekir YASİN



سُبْحاَنَكَ اَللّٰهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
سُبْحَانَكَ اَللّٰهُمَّ وَبِحَمْدِكَ اَشْهَدُ اَنْ لَا اِلٰهَ اِلَّا أَنْتَ وَحْدَكَ لَاشَرِيكَ لَكَ اَسْتَغْفِرُكَ وَاَتُوبُ اِلَيْكَ



En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir

Kur'an'ın gölgesi altında yaşamak bir nimettir. Sadece onu tadanın alabileceği bir nimet. İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran bir nimet. Allah'a hamdolsun ki, bana ömrümün bir bölümünü Kur'an'ın gölgesi altında yaşama imkanını bağışladı. Bu dönemde hayatımın bugüne kadar ki bölümünde hiç tatmamış olduğum bir nimetin hazzını duydum. İnsan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran nimetin hazzını.. Kur'an-ın Gölgesinden Mesajlar Şehid Seyyit Kutup

Rabb olarak Allah'tan, Din olarak İsalam'dan, Resul ve Nebi olarakta Muhammed'ten(a.s) Razı oldum; ve kayıtsız ve şartsız teslim oldum Sen Şahitsin Rabbin EBUBEKİR YASİN Kuran ve Sunnetin aydınlığında buluşmak ümidi ile…




Eraykitap ilmin kısa yolu © 2009 - 2025 Tüm hakları saklıdır. // Designed by Eraykitap.com //