حصن المسلم من أذكار الكتاب والسنة باللغة التركية
بِسْمِ اللّهِ ■ اَلْحَمْدُ لِلّهِ سُبْحَانَ الّذى سَخّرَلَنَا هَذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقْرِنِينَ وَاِنّا اِلَي رَبّنَا لَمُنْقَلِبُونَ اَلْحَمْدُ لِلّهِ - اَلْحَمْدُ لِلّهِ - اَلْحَمْدُ لِلّهِ ■ اَللَّهُ أَكْبَرُ - اَللَّهُ أَكْبَرُ - اَللَّهُ أَكْبَرُ سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي فَاغْفِرْ لِي فَإِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ
Duanın Latince Okunuşu
Bismillahi Elhamdulillahi Sübhânellezî sehhara lenâ hâzâ vemâ künnâ lehû mukrinîn. Ve innâ ilâ rabbinâ le-munkalibûn.
■ Elhamdulillahi - Elhamdulillahi - Elhamdulillahi
■ Allahu Ekber - Allahu Ekber - Allahu Ekber
■ Sübhâneke Allâhümme inni zaletü nefsi fağfirli fe innehu la yeğfiruz zünübe illa Ente
Duanın Anlamı veya Meali
■ Bunu bizim hizmetimize vereni tesbîh ve takdîs ederiz, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik. Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz. (Zuhruf, 13, 14)
Allaha Hamd Olsun - Allaha Hamd Olsun - Allaha Hamd Olsun
■ Allah Tek Büyüktür - Allah Tek Büyüktür - Allah Tek Büyüktür
■ Allahım! Seni tüm noksanlıklardan tenzih ederim. Ben nefsime zulmettim, beni bağışla. Çünkü günahları ancak sen bağışlarsın
Ebu Dâvud, (3/34) ⇒ Tirmizi (5/501) ⇒ bkz. Sahih-i Tirmizi (3/157)
بِسْمِ اللّهِ مَجْرَاهَا وَمُرْسَاهَا إِنَّ رَبِّي لَغَفُورٌ رَّحِيمٌ
وَمَا قَدَرُوا اللّٰهَ حَقَّ قَدْرِه۪ۗ وَالْاَرْضُ جَم۪يعاً قَبْضَتُهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ وَالسَّمٰوَاتُ مَطْوِيَّاتٌ بِيَم۪ينِه۪ۜ سُبْحَانَهُ وَتَعَالٰى عَمَّا يُشْرِكُونَ
Duanın Latince Okunuşu
“Bismillâhi mecrâhâ ve mursâhâ inne rabbî leğafûru’r-rahîm”
■ ve mâ-kaderu’llâhe hakka kadrihî vel‘ardu cemî‘an kabzatühû yevme’l-kıyâmeti ve’s-semâvâtü matviyyâtün bi-yemînihî sübhânehû ve te‘âlâ ammâ yüşrikûn.
Duanın Anlamı veya Meali
■ Onun (Gemini) yüzmesi ve demir atması (durması) Allah’ın adıyladır. Muhakkak ki benim Rabbim mutlaka Gafûr’dur, Rahîm’dir. (Hud Suresi - 41)
■ Onlar Allah'ın kadrini (yüceliğini-kıymetini bilip) hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet günü yer bütünüyle O'nun kabzında-avucundadır. Gökler de O'nun (kudret) eliyle dürülüp-bükülmüştür. O (sübhandır), onların şirk koşmakta olduklarından münezzeh ve yücedir. (Zümer Suresi - 67)
اَللّٰهُ رَبِّي لاَشَرِيكَ لَهُ
بِسْمِ اللّٰهِ اَمَنْتُ بِاللَّهِ وَاعْتَصِمْتُ بِاللَّهِ
بِسْمِ اللّٰهِ تَوَكَّلْتُ عَلَى ٱللهِ وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللَّهِ
Duanın Latince Okunuşu
Allahu Rabbi la şerike lehu
Bismillahi amentu billahi ve'a tesim billahi
Bismillahi tevekkeltu alallahi ve havle ve kevvete illa billahi
Duanın Anlamı veya Meali
Allah (c.c.) benim Rabbimdir O'nun ortağı yoktur (Bir Tektir)
Sefere (yola) çıkmayı düşünerek evinden ayrılan bir kimse yola çıkarken
Allah’ın ismiyle. Allah’a îmân ettim, Allah’a sarıldım, Allah’a tevekkül ettim, güç ve kuvvet ancak Allah’ın yardımıyladır.”
derse en hayırlı bir yere çıkmakla nasiblendirilir ve kötü bir yere çıkmanın şerri ondan geri çevrilir.”
(Ali el-Müttâkî, no: 17534)
بِسْمِ ٱللهِ تَوَكَّلْتُ عَلَى ٱللهِ وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللَّهِ
Duanın Latince Okunuşu
"Bismillâhi tevekkeltu alallâhi ve lâ havle velâ kuvvete illâ billâh"
Duanın Anlamı veya Meali
"Allah'ın adıyla (evden çıkıyorum), Allah'a tevekkül ettim, güç kuvvet Allah'tandır"
Ebu Dâvud (4/325) ⇒ Tirmizi (5/490) ⇒ Bkz. Sahih-i Süneni Tirmizi (3/151)
Tirmizi, Daavât 34, (3422) ⇒ Ebü Dâvud, Edeb 112, (5095) ⇒ Nesâi, İstiâze (8,268).
بِسْمِ اللّٰهِ تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّٰهِ. اَللّٰهُمَّ اِنِّى اَعُوذُ بِكَ اَنْ اَضِلَّ اَوْ اُضَلَّ اَوْ اَزِلَّ اَوْ اُزَلَّ اَوْ اَظْلِمَ اَوْ اُظْلَمَ اَوْ اَجْهَلَ اَوْ يُجْهَلَ عَلَىَّ
Duanın Anlamı veya Meali
Peygamber Efendimizin her sabah evden çıkarken okuduğu dua ve anlamı…
Ümmü Seleme -radıyallâhu anhâ-’nın bildirdiğine göre, Allâh Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- evinden her çıktığında
muhakkak yüzünü semâya çevirir ve şöyle duâ ederdi: “Bismillâh! Allâh’a tevekkül ettim.
Allâh’ım! Dalâlete düşmekten ve başkaları tarafından dalâlete sürüklenmekten, kaymaktan ve kaydırılmaktan,
haksızlık yapmaktan ve haksızlığa uğramaktan, câhilce davranmaktan ve câhillerin davranışlarına muhâtap olmaktan Sana sığınırım.”
Ebû Dâvûd, Edeb, 102-103/5094 ⇒ Tirmizî, Deavât, 35
اَللَّهُمَّ فْتَحْ لِى أَبْوَابَ رَحْمَتِكَ
اَللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ
Duanın Latince Okunuşu
Allahummeftah li ebvabe rahmetik
Allahumme inni eselüke min fadlik
Duanın Anlamı veya Meali
Allah’ım! Rahmet kapılarını bana aç.
“Allah’ım! Fazlından (rahmetini) talep ederim.”
(Müslim, el-Câmiu’s-Sahih, II, 155)
بِسْمِ اللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ
اَللَّهُمَّ اعْصِمْنِي مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
Duanın Anlamı veya Meali
Allah’ın adıyla. Salat ve selam, Rasulullah’ın üzerine olsun. Ey Allah’ım! Senin lütfundan isterim. Ey Allah’ım! Beni, kovulmuş şeytandan koru!”
Albani Sahihi İbni Mace 1/129 Allahım! Beni kovulmuş şeytandan koru ⇒ ziyadesi ⇒ İbn-i Mâce’de. Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (1/129).
أَعُوذُ بِاللهِ الْعَظِيمِ، وَبِوَجْهِهِ الْكَرِيمِ، وَسُلْطَانِهِ الْقَدِيِمِ، مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيم
Duanın Latince Okunuşu
"Eûzü billahi'l-azîmi ve bi vechihil kerîmi ve suîtânihi'l-kadîmi mineşşey-tânirracîmi
Duanın Anlamı veya Meali
Allah’ın rahmetinden kovulmuş şeytandan, Yüce Allah’a, O’nun kerim vechine (yüzüne) ve ezeli hükümranlığına sığınırım.
Müslim, Ebu Davud, Albani Sahihu’l-Cami, Albani Sahihi İbni Mace
⇒ Ebu Dâvud, Bkz. Sahihü’l-Câmi' (h.4591) ⇒ İbn-i es-Sünnî (h.88); Elbâni “hadis hasendir” der ⇒ Ebu Dâvud (1/126). Bkz. Sahihu’l Cami (1/528)
بِسْمِ اللهِ، وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ اَللَّهُمَّ افْتَحْ ليِ أَبْوَابَ رَحْمَتِكَ
Duanın Latince Okunuşu
Elhamdü lillâhi. Allâhümme salli ve settim alâ muhammedin ve alâ âli muhammedin. Allahümmeğfir lî zünûbî veftah lî ebvâbe rahmetike.
Duanın Anlamı veya Meali
Allah’ın adıyla. Salat ve selam Rasulullah’ın üzerine olsun. Ey Allah’ım! Rahmetinin kapılarını bana aç.”
Sonra içeri girerken "Bismillah" deyip sağ ayağını ileri atarak.
Çıkışta ise, sol ayağını ileri atar ve yukardaki duayı tekrar aynen okur.
Yalnız "Ebvâbe rahmetike" (Senin rahmet kapılarını) yerine "Ebvâbe fadîike" İhsanının kapılarını (bana aç)" de
Müslim (1/126).İbn-i Mâce’nin Sünen’inde Fâtıma-radıyallahu anhâ-’nın hadisin-den:“Allah’ım günahlarımı bağışla ve bana rahmetinin kapılarını aç” Elbâni, Şevâhidi dolayısıyla sahih olduğunu söyler.Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (1/128, 129)
⇒ Darul Kitap İslam Ansiklopedisi:Dualar ve zikirlar İmamı Nevevi:Çeviren: Ali Fikri Yavuz Uysal Yayınları (Gece ve gündüz okunacak dualar-36)
اللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ خَيْرَ الْمَوْلِجِ وَخَيْرَ الْمَخْرَجِ
بِسْمِ اللَّهِ وَلَجْنَا وَبِسْمِ اللَّهِ خَرَجْنَا وَعَلَى اللَّهِ رَبِّنَا تَوَكَّلْنَا
Duanın Latince Okunuşu
Allahümme innî es’elüke hayra’l-mevlici ve hayra’l mahraci.
Bismillâhi velecnâ ve bismillâhi haracnâ ve alâ’llahi Rabbinâ tevekkelnâ
Duanın Anlamı veya Meali
Ebu Mâlik el-Eşarî’den (radiyallahu anh) nakledilen rivayete göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: “Bir kimse evine vardığında;
(Anlamı: “Allah’ım senden hayırla giriş ve hayırla evden çıkış dilerim.
Allah’ın adıyla eve girer, Allah’ın adıyla da çıkarız. Rabbimiz Allah’a tevekkül ederiz.” diye dua etsin. Sonra da ailesine selam versin.”)
(Ebu Davud, es-Sünen, IV, 486) ⇒ Ebu Dâvud, Edeb, 112, (5096)
اللَّهُمَّ إنِّي أعُوذُ بِكَ مِنْ عذَابِ جهَنَّمَ ، وَمِنْ عَذَابِ القَبرِ، وَمِنْ فِتْنةِ المحْيَا والمَماتِ وَمِنْ شَرِّ فِتْنَةِ المَسِيح الدَّجَّالِ
Duanın Latince Okunuşu
Allâhümme innî eûzü bike min azâbi cehennem ve min azâbi’l-kabr ve min fitneti’l-mahyâ ve’l-memât ve min şerri fitneti’l-mesîhi’d-deccâl
Duanın Anlamı veya Meali
Allah’ım, cehennem azabından ve kabir azabından, hayat ve ölüm fitnesinden, deccalin fitnesine uğramaktan sana sığınırım
Buhâri (2/102); Müslim (1/412). Lafızlar, Müslim'e âittir. ⇒ Müslim, Mesâcid 128 ⇒ Ayrıca bk. Müslim, Mesâcid 130-134 ⇒ Ebu Davud, Salât 149, 179 ⇒ Nesaî, Sehv 64)
اَللّٰهُمَّ إِنّ۪ي أَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ وَمِنْ عَذَابِ النَّارِ وَمِنْ فِتْنَةِ الْمَحْيَا وَالْمَمَاتِ وَمِنْ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ
Duanın Latince Okunuşu
“Allâhümme innî eûzü bike min azâbi’l-kabr ve min azâbi cehennem ve ve min fitneti’l-mahyâ ve’l-memât ve min şerri fitneti’l-mesîhi’d-deccâl.”
Duanın Anlamı veya Meali
“Yâ Rabbi! Kabir azâbından, Cehennem azâbından, hayatın ve ölümün iptilâlarından ve Deccâl’in fitnesine uğramaktan Sana sığınırım!”
Buhârî, Cenâiz, 88 ⇒ Müslim, Mesâcid, 128-134. Ayrıca bk. Müslim, Mesâcid 130-134 ⇒ Ebu Davud, Salât 149, 179 ⇒ Nesaî, Sehv 64)
اَلَّلهُمَّ اِنِّى اَعُو ذُ بِكَ مِنَ الْكَسَلِ وَالْبُخْلِ وَالْهَرَمِ وَالْمَأْثَمِ وَالْمَغْرَمِ وَمِنْ فِتْنَةِ الْقَبْرِ وَعَذَابِ الْقَبْرِ وَمِنْ فِتْنَةِ النَّارِ وَعَذَابِ النَّارِ وَمِنْ شَرِّ فِتْنَةِ الْغِنَى وَاَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْفَقْرِ وَاَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْمَسِىحِ الدَّجَّالِ
Duanın Latince Okunuşu
Allâhümme inni e’ûzu bike minel-keseli, vel-heremi vel-me’semi vel-meğrami, Ve min fitnetil-kabri ve ‘azabil-kabri, Ve min fitnetin-nari ve ‘âzabin-nari, Ve min şerri fitnetil-ğına, Ve e’ûzu bike min fitnetil-fakri, Ve e’ûzu bike min fitneti’l-mesihıd-deccal.
Duanın Anlamı veya Meali
Anlamı: Allah’ım! Tembellikten, düşkünlük derecesinde yaşlılıktan, günahtan ve borç yükünden, kabir fitnesinden ve kabir azabından, cehennem fitnesinden ve cehennem azabından, zenginlik ve fakirlik şerrinden sana sığınırım. Fakirlik fitnesinden sana sığınırım. Deccal Mesih’in fitnesinden sana sığınırım
Buharî, De’avat, 38 ⇒ Nesaî, İstiaze, 26–27)
اَلَّلهُمَّ اِنِّى اَعُو ذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ جَهَنَّمَ وَاَعُو ذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ وَاَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْمَحْىَا وَالْمَمَاتِ وَاَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ الْمَسِىحِ الدَّجَّالِ
Duanın Latince Okunuşu
Allâhümme! İnni e’ûzu bike min ‘azabi cehenneme ve e’ûzu bike min ‘azabil-kabri, Ve e’ûzu bike min fitnetil-mahya vel-memati, Ve e’ûzu bike min şerril-mesihıd-deccal.
Duanın Anlamı veya Meali
Allah’ım! Cehennem azabından sana sığınırım. Kabir azabından sana sığınırım. Hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınırım. Mesih Deccal’in şerrinden sana sığınırım
(İbn Hıbban, İstiaze, 999 ⇒ Nesaî, İstiaze, 27, 47 ⇒ Buharî, De’avat, 37)
اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ النَّارِ وَعَذَابِ النَّارِ، وَفِتْنَةِ الْقَبْرِ وَعَذَابِ الْقَبْرِ، وَشَرِّ فِتْنَةِ الْغِنَى، وَشَرِّ فِتْنَةِ الْفَقْرِ. اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ. اَللَّهُمَّ اغْسِلْ قَلْبِي بِمَاءِ الثَّلْجِ وَالْبَرَدِ، وَنَقِّ قَلْبِي مِنَ الْخَطَايَاكَمَانَقَّيْتَ الثَّوْبَ الْأَبْيَضَ مِنَ الدَّنَسِ، وَبَاعِدْ بَيْنِي وَبَيْنَ خَطَايَايَ كَمَا بَاعَدْتَ بَيْنَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ. اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ الْكَسَلِ والهَرَمِ، وَالْمَأْثَمِ وَالْمَغْرَمِ
Duanın Anlamı veya Meali
"Allahım!Cehennem fitnesi ve cehennem azabından, kabir fitnesi ve kabir azabından, zenginlik ve fakirlik fitnesinin şerrinden sana sığınırım. Allahım! Mesîh Deccâl [1]
fitnesinin şerrinden sana sığınırım. Allahım! Kalbimi, kar ve dolu suyu ile yıka ve beyaz elbiseyi kirden temizlediğin gibi kalbimi günahlardan temizle. Doğu ile batının arasını uzaklaştırdığın gibi, benimle günahlarımın arasını uzaklaştır. Allahım! Tembellik, yaşlılık, günah ve borçtan sana sığınırım. Buhâri (7/161) ⇒ Müslim (4/2078) ⇒
[1]: Nesâî,Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (s.173 ⇒ irvâu’l-Ğalîl (1/135- 2/94)
Mesîh Deccâl'in zuhûr etmesi; Kıyâmetin büyük alâmetlerindendir. Yeryüzünün zâlim krallarından birisi gibi zuhûr edecektir. Önce peygamber, daha sonra da rab olduğunu iddiâ edecektir.Halktan câhil insanlar ona tâbi olacak, ancak Allah'ın sâlih kulları ona karşı gelecek ve onun yalancı olduğunu söyleyeceklerdir. Yeryüzünde -Mekke ve Medîne dışında- köy köy, kasaba kasaba, şehir şehir, ülke ülke atıyla dolaşarak basmadık yer bırakmayacaktır. Yeryüzünde kalması kırk gün olacaktır. Ancak bu kırk günün bir günü; bir sene, bir günü bir ay, bir günü bir hafta ve geri kalan günleri de normal günler gibi olacaktır.Yâni toplam kalacağı gün; bir sene, iki ay, on beş gün olacaktır. Mesîh adıyla anılmasının sebebi; bir gözünün kör olmasından veya -Mekke ve Medîne dışında- yeryüzünde basmadık yer bırakmayacak olmasından dolayıdır. Deccâl adıyla anılmasının sebebi ise; çok yalan söyleyerek bâtılı hak göstermesinden dolayıdır. (Çeviren)
اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْتَخِيرُكَ بِعِلْمِكَ، وَأَسْتَقْدِرُكَ بِقُدْرَتِكَ، وَأَسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ الْعَظِيمِ، فَإِنَّكَ تَقْدِرُ وَلاَ أَقْدِرُ، وَتَعْلَمُ وَلاَ أَعْلَمُ، وَأَنْتَ عَلاَّمُ الْغُيُوبِ، اَللَّهُمَّ إِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أَنَّ هَذَا الأَمْرَ وَيُسَمِّي حَاجَتَهُ- خَيْرٌ ليِ فيِ دِينِي وَمَعَاشِي وَعَاقِبَةِ أَمْرِي - َوْ قَالَ: عَاجِلِهِ وَآجِلِهِ - فَاقْدُرْهُ ليِ وَيَسِّرْهُ ليِ ثُمَّ بَارِكْ ليِ فِيهِ، وَإِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أَنَّ هَذَا الأمْرَ شَرٌّ ليِ فيِ دِينيِ وَمَعَاشِي وَعَاقِبَةِ أَمْرِي - أَوْ قَالَ عَاجِلِهِ وَآجِلِهِ - فَاصْرِفْهُ عَنيِّ، وَاصْرِفْنيِ عَنْهُ، وَاقْدُرْ لِيَ الْخَيْرَ حَيْثُ كَانَ، ثُمَّ أَرْضِنيِ بِهِ
Duanın Latince Okunuşu
“Allâhumme innî estehîruke bi-ilmike ve estakdiruke bikudratike ve es’eluke min fadlike’l-azîm. Feinneke takdiru velâ ekdiru ve ta’lemu vela â’lemu ve ente allâmu’l-ğuyûb. Allâhumme in kunte ta’lemu enne hâzâ’l, emre hayrun lî fî dînî ve meâşî ve âkibeti emrî âcili emrî ve âcilihi fakdirhu lî ve yessirhu lî summe bârik lî fîh. Ve in kunte tâ’lemu enne hâza’l-emre şerrun lî fî dînî ve meâşî ve âkıbeti emri âcili emrî ve acilihî fasrifhu annî vasrifnî anhu va’kir liyelhayra haysu kâne sume ardinî bih. “
Duanın Anlamı veya Meali
74- Câbir b. Abdullah -Allah ondan râzı olsun- şöyle der:
"Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- bize, Kur’ân’dan bir sûre öğretir gibi tüm işlerde istihâre etmeyi öğretir ve şöyle buyururdu:
-Sizden biriniz bir işi yapmaya karar verirse, (beş vakit) farz namazın dışında iki rekat (nâfile) namaz kılsın. Sonra şöyle desin:
-Allahım! İlmine başvurarak senden (bu iki şeyden) en hayırlı olanını isterim. Kudretine dayanarak senden (bu iki şeyden) en uygun olanını takdir etmeni isterim.Senden, yüce ihsanını isterim.Sen güç yetirirsin, ben güç yetiremem.Sen bilirsin, ben bilemem.Sen bilinmeyenleri en iyi bilensin. Allahım! Bu işi -(burada ihtiyacını söyler)- benim için; dinimde, yaşantımda ve işimin sonunda iyi biliyorsan, onu bana takdir et, kolaylaştır ve sonra bereketli kıl. Bu işin benim için; dinimde, yaşantımda ve işimin sonunda şerli olarak biliyorsan, onu benden, beni de ondan uzaklaştır ve benim için nerede olursa hayır olanı takdir et. Sonra, beni ondan (takdir ettiğin hayırdan) razı kıl." [1]
(Ey Nebi! İstişâreye gerek duyulan) iş hakkında onlara danış.
(İstişâreden sonra) kararını verdiğin zaman, artık Allah’a tevekkül et. Şüphesiz Allah, (kendisine) tevekkül edenleri sever.” [2]
[1] Buhâri (7/162) ⇒ [2] Âl-i İmrân Sûresi: 159
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Değeri ziyaretci Kardeşlerim bu duaların hepisini ezberlemek mecburiyeti yoktur
Kolayınıza ve dilinize yatkın olan birkaç duayı ezberlemeniz yeteridir