"Allahım! Nebimiz Muhammed’e salât ve selâm eyle."
“Kim sabahladığı zaman on kere ve akşamladığı zaman on kere bana salât getirirse, kıyâmet günü şefaatim ona ulaşır.”
Hâdisi Taberâni, biri “Ceyyid” olmak üzere iki senedle hadisi tahric etmiştir. Bkz. Mecmeu’z-Zevâid (10/120) Sahihu’t-Terğib ve’t-Terhib (1/273).
Ayrıca Kısa Salavatlarda Vardır Arapça Salavatı Şerife ‘nin Okunuşu ve Türkçe Anlamı
En kısa olarak,
Allahümme salli ala Muhammed “Allâh’ım, Muhammed’e, salat eyle.”
Aleyhisselam”, “Allah’ın (c.c.) selamı, onun (Peygamberin s.a.v.) üzerine olsun”.
Sallallahu aleyhi ve sellem”, “Allahu Teala, (Peygambere) Ona salatü selam etsin”.
Aleyhissalatu vesselam”, “Allah’ın salatu selamı onun (Peygamberin s.a.v.) üzerine olsun”.
Allahümme Salli Ala Muhammedin ve Ala Ali Muhammed”. (Allahım, Muhammed’e ve aline rahmet eyle).
Allahümme Salli Ala Seyyidina, Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim,
Ey Allahım, Efendimiz, büyüğümüz “Muhammed”e, evladu iyaline, ashabına salatü selam eyle ..Gibi.....
Enes b. Malik (r.a.) şöyle anlattı:
Bir gün Allah Resulü (a.s.) aramızda bulunduğu sırada birden hafifçe uykuya dalmıştı. Sonra gülümseyerek başını kaldırdı. Biz: Seni güldüren nedir? Ey Allah'ın Resulü! dedik. "Hemen az önce bana bir sure indirildi" buyurdu ve: Biz sana gerçekten kevseri verdik, bunun için Rabbine ibadet et ve kurban kes; Asıl soyu kesik olan, o seni kötüleyendirayetlerini okudu. Bitirdikten sonra: "Kevser nedir bilir misiniz?" diye sordu. Allah ve Resulü en iyi bilendir dedik. Buyurdu ki: "O, bir nehirdir. Şanı yüce olan Rabbim onu bana vaat etti. Onun üzerinde pek çok hayır vardır. O bir havuzdur ki ümmetim Kıyamet günü onun başına gelecek. Onun kapları yıldızlar sayısıncadır. Derken içlerinden bir kul hızla çekilir, atılır. Ey Rabbim! O benim ümmetimdendir, derim. Hak Teala buyurur ki: Bilmezsin o (ümmet veya nefis) senden sonra neler neler uydurdu."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 607
Abdullah b. Mesûd (r.a.) şöyle anlattı:
Allah Resulü'nün (a.s.) ardında namaz (oturuşun) da: Allah'a selam olsun, falana selam olsun der idik. Allah Resulü bir gün bize şöyle buyurdu: "Selam Allah'ın kendisidir. Herhangi biriniz namazda oturduğunda: Her türlü övgüler Allah'a döner ve ona aittir. Dualar Allah'adır. Güzellikler de ona aittir. Ey Peygamber, Allah'ın rahmeti ve bereketleri senin üzerine olsun. Bize ve Allah'ın salih kullarına selam olsun desin. Zira bu "Allah'ın salih kullarına" sözünü söylediği vakit göklerde ve yerde olan her salih kulu kapsamış olur. (Bundan sonra da:) Şahadet ederim ki Allah'tan başka mabud yoktur. Yine şahadet ederim ki Muhammed onun kulu ve elçisidir. Bundan sonra istemekten (duadan) dilediğini seçer, yapar."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 609
Kaab b. Ucra'nın Abdullah b. Ebu Leyla'dan rivayetinde, Abdullah b. Ebu Leyla:
Bir kere Kaab b. Ucra benimle karşılaşınca şöyle dedi: Ey İbn Ebu Leyla! Peygamber'den işittiğim bir selat-u selamı sana hediye edeyim mi? (Bir gün) Allah Resulü (a.s.) yanımıza geldi. Bunun üzerine Ey Allah'ın Resulü! Sana nasıl selam vereceğimizi öğrendik. Fakat sana nasıl dua edeceğiz? diye sorduk. O bize şöyle deyiniz buyurdu: "Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed. Kema sallayte ala ali İbrahim. İnneke hamîdun mecîd. Allahümme barik ala Muhammedin ve ala ali Muhammed. Kema barekte ala ali İbrahim. İnneke hamîdun mecîd."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 614
Ebu Humeyd Saidî (r.a.) şöyle haber verdi:
Kendileri: Ey Allah'ın Resulü! Sana nasıl salat getirip dua edelim diye sormuşlardı. Allah Resulü: Şu duayı okuyunuz buyurdu: Ey Rabbim! Muhammed'e (şerîatını ve şefaatini) kutlu kıl, ailesine ve bütün ümmetine de rahmet eyle! nasıl İbrahim ailesine kutlu kıldın, rahmet ettinse! Muhammed üzerine şeref ve saadeti daim ve mübarek kıl. Kadınlarının ve bütün ümmetinin üzerinde de sabit ve mübarek kıl. Nasıl İbrahim ailesi üzerinde sabit ve mübarek kıldınsa. Ey Rabbim! Sen Hamîd'sin mecîd'sin!.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 615 [4]
483- Ka’b b. Ucre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Ey Allah’ın Rasûlü! Sana selamın nasıl olduğunu öğrendik, şimdi nasıl salavat getireceğimizi öğrenebilir miyiz?
Buyurdular ki; şöyle deyin:
“Allahummesalli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed,
kema salleyte ala İbrahime inneke hamidün mecid
ve barik ala Muhammedin ve ala ali Muhammed
kema barekte ala İbrahim inneke hamidün mecid.”
“Ey Allah’ım Muhammed (s.a.v.)’e, onun soyuna sopuna ve inanan yakınlarına İbrahim ve O’nun soy sopuna hoş muamele ettiğin gibi muamele et, gerçekten sen övülmeye layık şan ve şerefi yüce olansın. Muhammed (s.a.v.)’e onun soy sop ve inanan yakınlarına İbrahim (a.s)’ın soy sopu ve inanan yakınlarını mübarek kılıp bereketli hayatlar nasib ettiğin gibi mübarek kıl. Gerçekten sen övülmeye layık şanı şerefi yüce olansın.”
(Nesâî, Sehv: 46) [5]
Resulullah (s.a.v.) bir adama:
“Namazda neler diyorsun?” diye sordu.
Adam:
“Teşehhüdü okuyorum; sonra Allah’tan cenneti istiyor ve cehennemden de O’na sığınıyorum.
Fakat ne senin ve ne de Muaz’ın mırıldandığını ben mırıldanmayı beceremiyorum.” dedi.
Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Biz de cennet ve cehennemle ilgili dualar mırıldanıyoruz.”[6]
Kaynak:
[1]: Buhari dua www.kitapyurdu.com
[2]: Sunen-i Tirmizi:Tercüme Abdullah Parlıyan:Namaz Bölümleri..:Bölüm: 215 NAMAZLARDA OTURUŞLARDA NE OKUNMALI?
[3]: Sunen-i Tirmizi:Tercüme Abdullah Parlıyan:Namaz Bölümleri..:Bölüm: 216 NAMAZDA OTURUNCA NE OKUNUR?
[4]: el lulu vel mercan buhari ve müslim ittifak ettikleri hadisler Muhammed Fuad Abdulbaki ..:Namaz Bölümü
[5]: Sunen-i İmam Tirmizi Tercume:Abdullah Parlıyan..:Vıtr Bölümü Hadis No 483:
[6]: Ebû Davud, İbn Mâce ve İbn Huzeyme (1/87/1) sahih senedle rivâyet etmiştir.[İbn Mâce, İkametü's-salât 26 (910), c.3, s.178; Ebû Dâvud, Salât 123-124 (792-793), c.3, s.234-235. Mütercim] Hadislerle Hz. Peygamber'in Namaz Kılma Şekli Yazarı Muhammed Nâsıruddin el-Elbânî Yayına Hazırlayan
Osman Arpaçukuru BEKA YAYINLARI
[7]: “es-Sahîh” adlı kitabında (2/324) Ebû Avâne ve Nesâî rivâyet etmiştir.[Nesaî, Sehv 52 (1292), c. 3-4, s.72. Mütercim]
[8]: Sahâbîler: “Ey Allah’ın Rasûlü! Sana nasıl selâm vereceğimizi biliyoruz. (yani teşehhüdde) Peki, sana nasıl salâvat getireceğiz?” dediler. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:“Allahümme salli alâ Muhammedin... deyin.” Hz. Peygamber (s.a.v.) teşehhüdlerden birini tercih ederek diğerini bırakmamıştır. Hadis, birinci teşehhüdde de salâvat okumanın meşru olduğuna delildir. “el-Ümm” adlı kitabında yazdığına göre; İmam Şafiî’nin görüşü de budur. Şafiî mezhebinde doğru olan da budur. İmam Nevevî de “el-Mecmû” adlı kitabında (3/460) bu görüşü açıkça dile getirmiş ve “er-Ravza” adlı kitabında (1/263, el-Mektebü’l-islâmî yayınevi baskısı) bunu tercih etmiştir. Vezir b. Hubeyre el-Hanbelî’nin de “el-İfsâh” adlı kitabındaki tercihi budur. “Zeylü’t-Tabakât” (1/280) adlı kitabında İbn Receb de bu görüşü nakletmiş ve benimsemiştir. Teşehhüdde Hz. Peygamber’e (s.a.v.) salâvat getirme konusunda birçok hadis nakledilmiştir ve hiçbirinde herhangi bir teşehhüd kaydı yoktur. Bilakis bu konudaki hadislerin genel lafızlarla gelmiş olup, her iki teşehhüdü de içine almaktadır. Bunların hepsini “el-Asl”da dipnot olarak açıkladım. Anlamca birbirini destekler mahiyette olsalar da aradığımız şartları taşımadığı için bunların hiçbirini kitabın metnine koymadım. İlk teşehhüdde salâvat okunmayacağını söyleyenler itibar edilebilir sahih hiçbir delile sahip değildirler. Nitekim “el-Asl”da bunu ayrıntılı olarak anlattım. Ayrıca birinci teşehhüdde “Allahümme salli alâ Muhammed” sözünden fazlasını okumanın mekruh olduğunu görüşünün de sünnetten hiçbir dayanağı yoktur. Aksine biz bununla yetinen kimsenin, Hz. Peygamber’in (s.a.v.): “Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed...” deyiniz.” emrini yerine getirmemiş olduğunu düşünüyoruz. Konunun detayları bulunmakta olup, bunları “el-Asl”da naklettik.
[9]: Hz. Peygamber’e salât getirmenin anlamı hakkında en güzel yorum Ebü’l-Âliye’ye aittir. Buna göre; Allah’ın Hz. Peygamber’e salât etmesi, onu övmesi ve yüceltmesidir. Meleklerin ve başkalarının Hz. Peygamber’e salât etmesi, bunları onun için Allah’tan istemeleridir. İstemekten maksat ise, bunların aslını değil, fazlasını vermesini talep etmektir Hafız İbn Hacer, “Fethü’l-Bârî” adlı kitabında bunu bu şekilde açıklamış ve salâtın rahmet ve merhamet olarak açıklandığı meşhur yorumu reddetmiştir. İbn Kayyim de “Cilâü’l-efhâm” adlı kitabında daha fazlasına ihtiyaç olmayacak derecede geniş bilgi vermiştir, dileyen oraya bakabilir.
Hadislerle Resulullah'in Namaz Kılma Şekli HZ. PEYGAMBER’E (S.A.V.) SALÂVAT Yazarı Muhammed Nâsıruddin el-Elbânî Yayına Hazırlayan
Osman Arpaçukuru BEKA YAYINLARI
[10]: Ahmed ve Tahâvî sahih senedle rivâyet etmiştir. Buhârî ve Müslim de “ehlibeytihi” lafzı olmadan rivâyet etmiştir.[Buhârî, Daavat 33, Enbiya 8; Müslim, Salat 69 (407), c.3, s.1315; Nesâî, Sehv 54 (1294), c.3-4, s.74; Ebû Dâvud, Salât 178-179 (979), c.4, s.28-29; Muvatta, Kasru's-Salât 66, c.1, s.209). Mütercim]
[11]: Hadiste köşeli parantez içinde geçen iki ilave [ ], Buhârî, Tahâvî, Beyhakî, Ahmed ve Nesâî’nin rivâyetlerinde bulunmaktadır. Ayrıca üç ve yedi numaralı salavatlar farklı yollardan da gelmiştir. Bu sebeple, İbn Kayyim’in “Cilâü’l-efhâm” adlı kitabında (s.198), hocası İbn Teymiye’nin “el-Fetâvâ” adlı kitabındaki (1/16) açıklamalarını temel alarak: “Hiçbir sahih hadiste ‘İbrahim ve âli İbrahim’ sözleri yanyana gelmemiştir.” demiş olması seni yanıltmasın. Gördüğün gibi biz sana sahih bir hadis naklettik. Gerçekte bu, bu kitabın faydalarından biri, rivâyetleri dikkatlice araştırıp, bir araya getirerek birleştirmiş olmasındandır. Böyle bir çalışmayı bizden önce hiç kimse yapmış değildir. İhsan Allah’ındır; O’na şükreder ve minnet duyarız. İbn Kayyim’in yanıldığını gösteren hususlardan biri de, kendisi, içinde reddettiği ifadeler de bulunduğu hâlde yedi numaralı salâvatı sahih kabul etmiş olmasıdır. [Buharî, Enbiya 8; Nesaî, Sehv 51 (1288), c. 3-4, s.70. Mütercim]
[12]: Buhârî, Müslim, “Amelü’l-yevm ve’l-leyle” adlı kitabında (162/54) Nesâî, Humeydî (138/1) ve İbn Mendeh (68/2) rivâyet etmiştir. İbn Mendeh hadis için: “Bu, sahih olduğunda ittifak edilmiş olan bir hadistir.”demiştir.[Buharî, Daavat, Peygambere Salavat 33, Enbiya 8; Müslim, Salat 66 (406), c.3, s.1310. Mütercim]
Hadislerle Resulullah'in Namaz Kılma Şekli HZ. PEYGAMBER’E (S.A.V.) SALÂVAT Yazarı Muhammed Nâsıruddin el-Elbânî Yayına Hazırlayan
Osman Arpaçukuru BEKA YAYINLARI
[13]: Ahmed, Nesâî ve “el-Müsned” adlı kitabında (varak, 44/2) Ebû Ya’lâ sahih senedle rivâyet etmiştir.[Nesaî, Sehv 51, 52 (1288-1290), c. 3-4, s.70-72. Mütercim]Hadislerle Resulullah'in Namaz Kılma Şekli HZ. PEYGAMBER’E (S.A.V.) SALÂVAT Yazarı Muhammed Nâsıruddin el-Elbânî Yayına Hazırlayan Osman Arpaçukuru BEKA YAYINLARI
[14]: Müslim, Ebû Avâne, “el-Musannef” adlı kitabında (2/132/1) İbn Ebû Şeybe, Ebû Davud ve Nesâî (159-161) rivâyet etmiştir. Hâkim hadisin sahih olduğunu söylemiştir.[Müslim, Salat 65 (405), c.3, s.1309; Nesaî, Sehv 49 (1285), c. 3-4, s.67-68; Ebû Dâvud, Salât 178-179 (977), c.4, s.27. Mütercim] Hadislerle Resulullah'in Namaz Kılma Şekli HZ. PEYGAMBER’E (S.A.V.) SALÂVAT Yazarı Muhammed Nâsıruddin el-Elbânî Yayına Hazırlayan
Osman Arpaçukuru BEKA YAYINLARI
[15]: Buhârî, Nesâî, Tahâvî ve “Fazlu’s-salâti ale’n-nebî” (I. baskı, s. 28; II. Baskı, s. 62. el-Mektebü’l-İslâmî yayınevi baskısı, benim tahkikimle) rivâyet etmiştir.[Buharî, Daavat, Peygambere Salavat 33; Nesaî, Sehv 53 (1293), c. 3-4, s.73; Ebû Dâvud, Salât 178-179 (981), c.4, s.31. Mütercim] Hadislerle Resulullah'in Namaz Kılma Şekli HZ. PEYGAMBER’E (S.A.V.) SALÂVAT Yazarı Muhammed Nâsıruddin el-Elbânî Yayına Hazırlayan
Osman Arpaçukuru BEKA YAYINLARI
[16]: Buhârî, Müslim ve Nesâî (164/59).[Buharî, Enbiya (Allah İbrahim'i Dost Edindi) 8; Daavat (Peygamberden Başkasına Salavat Getirilir mi?) 33; Müslim, Salat 69 (407), c.3, s.1315; Nesaî, Sehv 54 (1294), c. 3-4, s.74. Mütercim]Hadislerle Resulullah'in Namaz Kılma Şekli HZ. PEYGAMBER’E (S.A.V.) SALÂVAT Yazarı Muhammed Nâsıruddin el-Elbânî Yayına Hazırlayan
Osman Arpaçukuru BEKA YAYINLARI
[17]: Nesâî (47/159), Tahâvî ve “el-Mu’cem” adlı kitabında (79/2) Ebû Saîd b. el-A’rabî sahih senedle rivâyet etmiştir. İbn Kayyim “Cilâü’l-efhâm” adlı kitabında (s.14-15) hadisi Muhammed b. Serrâc’a nispet ederek sahih olduğunu söylemiştir.
Ben diyorum ki: İşte bu salâvatta “İbrahim ve âli İbrahim” birlikte yer almıştır. İbn Kayyim ve hocasının kabul etmediği budur. Bu konuyu daha önce ele almış ve karşıt cevabını da vermiştik (s.139-140). Burada tekrar etmeye gerek yok.[İbn Mâce, İkametü's-salât 25 (906), c.3, s.166.Mütercim]
Hadislerle Resulullah'in Namaz Kılma Şekli HZ. PEYGAMBER’E (S.A.V.) SALÂVAT Yazarı Muhammed Nâsıruddin el-Elbânî Yayına Hazırlayan
Osman Arpaçukuru BEKA YAYINLARI
Allah ve melekleri Peygamber'e çok salevât getirirler Ey müminler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin (Ahzab Suresi - 56)
Açıklama:
Allah’ın salevâtı, rahmet etmek ve kulunun şânını yüceltmektir.
Meleklerin salevâtı, Peygamber’in şânını yüceltmek, müminlere bağış dilemek anlamınadır.
Müminlerin salâtı ise, dua anlamına gelmektedir.
Allah bütün müminlere, peygamberlerine salât ve selâm getirmelerini emretmekte ve ona saygı göstermelerini istemektedir
. «Allahümme salli alâ Muhammedin» demek salât, «Esselâmü aleyke eyyühe’n-nebiyyü» demek selâmdır.
Peygamberimizden rivayet edilen çok sayıda salevât-ı şerîfe vardır. Bunları okumak, mümkün olduğu kadar çok salât ve selâm getirmek,
Peygamber’in sevgisini celbeder, şefâatine sebep olur. “Tahkîkan sizden bana en yakın olan kimse beni çokça salât ve selâmla yâd edenlerdir.” (Tirmizî, Vitr, 21/484)
24 - .......Abdullah ibn Mes'ûd (R) şöyle demiştir:
Bizler namaz içinde "es-Selâmu ala'llâhi, es-selâmu alâfulânin"derdik.
Peygamber (S) bir gün bize şöyle buyurdu:
— "Şübhesiz Selâm, Allah'ın kendisidir.
Herbiriniz namaz içinde oturduğu zaman
et-Tahiyyâtu lillâhi ve's-salavâtu vet-tayyıbâtu. Es-Selâma aleyke eyyuhe 'n-nebiyyu ve Rahmetli İlâhi ve berekâtuhû.
es-Selâmu aleynâ ve alâ ibâdi'ilâhi's-sâlihin' desin.
O bunu söylediği zaman, gökte olan ve Yer'de olan her sâlih kula isabet etmiş olur.
Sonra da 'Eşhedu en lâ ilahe ille 'ilah ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve rasûluhu' (desin)
Bundan sonra da dilediği senayı seçer !
es-Sahîh” adlı kitabında (2/324) Ebû Avâne ve Nesâî rivâyet etmiştir.[Nesaî, Sehv 52 (1292), c. 3-4, s.72 [1]