Kahpelikler vahşet zulüm yeni dünya düzeninde
Zindan karanlığında ya da gün batımında yaylım ateşlerdesin
Sular kurardı buz kesti mevsim
lalan elliler gül bahçelerini hüküm biçtiler külhan sevdalara
Buyur pusuya düşürülmüş bir ölüm sana
Başbağları basmış alçakça haramiler
Dağların öte yüzünde kan otuz üç lale açmış bağlarda
Acı sis içinde gökyüzü yasımızı tutmaya alıştı artık analar
Yaşayan ölümdür güzelim
Bende kalsın hüsran çığlıkları
Kuşan belli bir vakte kadar yücelten sabrı
Öç almak bu ne yaman bir duygu
Ah… Ölmek düşlerin ötesinde
Bir akşam ezan vaktinde Allah-ü Ekber kurşun seslerinde
Ve kırmızı laleler açar muvahhid yüreklerde
Ne zaman çıkacak kayıp Yusuf kör kuyulardan
özgürlüğe kaç adım kaldı
Sabaha daha kaç ölüm var
Çocuklar anladı bu kıyımı
Anlamı kalmadı yaşamanın zulüm saltanatında
Gözlerimde eriyor ufuk, neredesin ey Hüseyin’in kıyamcısı
Yaşamak elimde kaldı bebekler sustu
Neyim varsa yaralı nar ağacına astım
Köle bir ulusta yaşamaktan utanıyorum
Çılgın kahkahalar yüzünde küfrün
Zulasında kalleşlik palı hançer
Bir yüreğin bine ayrılışını gördüm
Geceme sıçrayan matemimle yaralarıma umut bastım.
Kan içicilere kıyıcılara direnmenin sevdasına
Yesinler bakalım mazlumun hakkını Firavun sofralarında
Katilliklerini yansıtsınlar ölümün aynasında
Alınır bir gün intikamlar kutlu bir şafakta
Sorar bir gün bu hesabı Hamzalar, kırılır bir gün kafası Ebu Cehilin
Gün yanığı yüreğimizden akan kanın hesabını
İnsanlığın güzeline yapılan saldırıyı sorar Halitler
Öfkemiz sevdadır çocuğum iyi anla
İyi dinle zulmün yılan ıslıklarını
Dinleki silahına şahince öfkeyi nakışla
Dönünce devran sökünce şafak bileğine kuvvet yiğidim
Zulmün karanlığına bir güneş gibi parla
Yere vursun kendini bu kanlı gün
Dağları iyi kolla can yoldaşım dağları
Yaşayan ölümdür işte eli kanlı avcılar
Direklerde sallanan insan cesetleri
iyi bil ki, bu kahpe düzende zulüm bırakmaz peşini
Sana yaşamak yok, yaşayan ölümdür
Ölümüne dostuz ölüme
Biz ölürsek güzel ölürüz bunu iyi bilin
Sığınarak rabbimize
Lalezar bilmişiz Nemrud’un ateşini
İbrahimi çizgide
Yarılır gökyüzü
Ufkumuza dökülür Rahmanın va’di