ErayKitap Web Sitesine Hoş Geldiniz !
En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali...İbn Kesir Ku'an Meali |
019-MERYEM SURESİ
[019.001] Kaf, Ha, Ya, Ayn, Sad.
[019.002] Rabbının, kulu Zekeriyya'ya rahmetinin zikri.
[019.003] Hani o; Rabbına içinden yalvarmıştı.
[019.004] Ve demişti ki: Rabbım; gerçekten kemiklerim yıprandı, baş yaşlılık alevi ile tutuştu. Rabbım; şimdiye kadar sana yalvarmakla bir şeyden mahrum olmadım.
[019.005] Doğrusu ben; kendimden sonra yerime geçecek yakınlarımın iyi hareket etmeyeceklerinden korkuyorum. Karım da kısırdır. Bana katından bir oğul bağışla.
[019.006] Ki bana ve Yakuboğullarına mirasçı olsun. Rabbım; onu razı olunan kıl.
[019.007] Ey Zekeriyya; sana Yahya adında bir oğlan müjdeliyoruz. Daha önce bu adı hiç kimseye vermedik.
[019.008] Rabbım; karım kısır ve ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olur ki? dedi.
[019.009] Öyledir. Rabbım buyurdu ki: Bu, bana çok kolaydır. Daha önce sen yokken seni de yaratmıştım.
[019.010] Öyleyse Rabbım bana bir nişan ver, dedi. Senin nişanın; birbiri ardı sıra üç gece insanlarla konuşmamandır, buyurdu.
[019.011] Bunun üzerine ma'bedden çıkıp kavmine: Sabah akşam Allah'ı tesbih edin, diye işaret etti.
[019.012] Ey Yahya, Kitab'a kuvvetle sarıl. Daha çocuk iken ona hikmet verdik.
[019.013] Katımızdan bir kalb yumuşaklığı ile safiyet verdik. O, takva sahibi biri idi.
[019.014] Anasına ve babasına karşı iyi davranırdı. Baş kaldıran bir zorba değildi.
[019.015] Selam olsun ona, doğduğu günde, öleceği günde ve dirileceği günde.
[019.016] Kitab'da Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak Doğu tarafında bir yere çekilmişti.
[019.017] Onlardan gizlenmek için de bir perde germişti. Derken, Biz de ona ruhumuzu göndermiştik de tam bir insan olarak görünmüştü ona.
[019.018] Rahman'a sığınırım senden, dedi. Eğer takva sahibi isen.
[019.019] O da: Ben, Rabbının sana tertemiz bir oğul vermek için gönderdiği bir elçiden başka bir şey değilim, dedi.
[019.020] Meryem: Benim nasıl bir oğlum olabilir ki; bana hiç bir beşer dokunmamıştır. Ve ben, kötü kadın da değilim, dedi.
[019.021] Bu böyledir, zira Rabbın; bu, Bana kolaydır, onu insanlar için bir ayet ve katımızdan bir rahmet kılacağız, buyuruyor, dedi. Ve iş, olup bitti.
[019.022] Nihayet ona gebe kaldı ve bu sebeple uzak bir yere çekildi.
[019.023] Doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Keşki, dedi; bundan evvel öleydim de unutulup gideydim.
[019.024] Altından ona şu nida geldi: Üzülme sakın, Rabbın senin ayağının altında bir ırmak akıttı.
[019.025] Hurma dalını kendine doğru silkele; üstüne taze hurma dökülsün.
[019.026] Ye, iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görecek olursan; ben Rahman' a oruç adadım. Onun için bugün hiç bir kimseyle konuşmayacağım, de.
[019.027] Derken çocuğu alıp kavmine getirdi. Ey Meryem; andolsun ki utanılacak bir şey yaptın, dediler.
[019.028] Ey Harun'un kızkardeşi; baban kötü birisi değildi, annen de iffetsiz değildi, dediler.
[019.029] Bunun üzerine o, çocuğu gösterdi: Biz beşikteki çocukla nasıl konuşabiliriz? dediler.
[019.030] Çocuk dedi ki: Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. Bana kitabı verdi ve beni peygamber yaptı.
[019.031] Nerede olursam olayım, beni mübarek kıldı ve yaşadığım müddetçe namaz kılmamı ve zekat vermemi emretti.
[019.032] Bir de anneme iyi davranmamı. Ve beni bedbaht bir zorba kılmadı.
[019.033] Selam olsun bana; doğduğum günde, öleceğim günde ve diri olarak kaldırılacağım günde, dedi.
[019.034] İşte hakkında şüpheye düştükleri Meryem oğlu İsa, hak söze göre budur.
[019.035] Oğul edinmek Allah'a asla yakışmaz. O münezzehtir. Bir işin olmasını istedi mi, ona sadece; ol, der, o da oluverir.
[019.036] Şüphesiz ki Allah; benim de Rabbım, sizin de Rabbınızdır. O'na ibadet edin. İşte dosdoğru yol budur.
[019.037] Fırkalar kendi aralarında ihtilafa düştüler. Vay o büyük günü görecek kafirlerin haline.
[019.038] Bize geldikleri gün; neler görüp işitecekler. Ne var ki zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler.
[019.039] Sen, onları hasret günü ile korkut. O gün, onlar gaflet içinde inanmamakta iken, iş bitirilmiş olur.
[019.040] Şüphe yok ki bütün yeryüzüne ve üzerinde bulunanlara Biz, varis olacağız Ve onlar, Bize döndürüleceklerdir.
[019.041] Kitab'da İbrahim'i de an. Muhakkak ki o, dosdoğru bir peygamberdi.
[019.042] Hani babasına demişti ki: Babacığım; işitmeyen, görmeyen ve sana hiç bir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?
[019.043] Babacığım, doğrusu sana gelmeyen bir ilim bana gelmiştir. Öyleyse bana uy da, seni dosdoğru bir yola ileteyim.
[019.044] Babacığım, şeytana tapma. Çünkü şeytan, Rahman'a başkaldırmıştır.
[019.045] Babacığım, sana Rahman'ın katından bir azabın gelmesinden korkuyorum. Böylece şeytanın dostu olarak kalırsın.
[019.046] Dedi ki: Sen, benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Ey İbrahim, eğer bundan vazgeçmezsen; andolsun ki seni taşlarım, uzun bir müddet benden ayrıl, git.
[019.047] İbrahim dedi ki: Selam olsun sana, senin için Rabbımdan mağfiret dileyeceğim. Zira O, bana karşı çok lütufkardır.
[019.048] Sizi ve Allah'tan başka taptıklarınızı bırakıp çekilirim, Rabbıma yalvarırım. Rabbıma yalvarışımdan ötürü mahrum kalmayacağımı umarım.
[019.049] Onları ve Allah'tan başka taptıklarını bırakıp çekilince; ona İshak'ı ve Yakub'u bahşettik. Ve her birini peygamber yaptık.
[019.050] Bunlara rahmetimizden lutfettik. Onlar için yüce bir doğruluk dili verdik
[019.051] Kitab'da Musa'yı da an. Muhakkak ki o, ihlasa erdirilmiş ve gönderilmiş bir peygamberdi.
[019.052] Ona Tur'un sağ yanından seslendik. Ve onu gizlice söyleşmek için yaklaştırdık.
[019.053] Ve rahmetimizden ötürü ona; kardeşi Harun'u da bir peygamber olarak bağışladık.
[019.054] Kitab'da İsmail'i de an. Muhakkak ki o, vaadine sadık idi ve katımızdan gönderilmiş bir peygamberdi.
[019.055] Kavmine namaz kılmalarını, zekat vermelerini emrederdi. Rabbının katında hoşnudluğu ermişti.
[019.056] Kitab'da İdris'i de an. Muhakkak ki o, dosdoğru bir peygamberdi.
[019.057] Onu yüce bir yere yükselttik.
[019.058] İşte bunlar; Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Adem in soyundan, Nuh ile beraber taşıdıklarımızdan ve İbrahim ile İsrail'in neslinden, hidayete erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdendir. Rahman'ın ayetleri onlara okunduğu zaman; ağlayarak secdeye kapanırlardı.
[019.059] Ama onların ardından namazı bırakan, şehvetlerine uyan bir nesil geldi. Onlar bu azgınlıklarının karşılığını göreceklerdir.
[019.060] Ancak tevbe edip iman ederek salih amel işleyenler müstesnadır. Onlar, hiç bir haksızlığa uğratılmadan cennete girerler.
[019.061] Rahman'ın kullarına gıyaben vaad ettiği Adn cennetlerine. Şüphesiz O'nun sözü yerini bulacaktır.
[019.062] Orada boş sözler değil, sadece selam sözü işitirler ve sabah-akşam rızıklarını hazır bulurlar.
[019.063] İşte bu cennetlere; kullarımızdan takva sahiplerini mirasçı kılacağız.
[019.064] Biz, ancak Rabbının emri ile ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bu ikisi arasındaki her şey, O'nundur. Ve Rabbın unutkan değildir.
[019.065] Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbıdır. O halde O'na ibadet et ve bu ibadetinde devamlı ol. Sen, hiç O'nun için bir adaş bilir misin?
[019.066] İnsan der ki: Ben, öldüğümde mi diriltileceğim?
[019.067] İnsan hiç düşünmez mi ki; kendisi önceden bir şey değilken, Biz yarattık onu.
[019.068] Rabbına andolsun ki; Biz, onları da, şeytanları da beraber mutlaka haşr edeceğiz. Sonra cehennemin yanında diz çöktürerek hazır bulunduracağız.
[019.069] Sonra her toplumdan Rahman'a karşı en çok başkaldıranları ortaya koyacağpız.
[019.070] Cehenneme en çok layık olanları elbette Biz, biliriz.
[019.071] Sizden oraya gitmeyecek hiç kimse yoktur. Bu, Rabbının yapmayı üzerine aldığı kesin bir hükümdür.
[019.072] Sonra Biz, takvaya erenleri kurtaracağız. Zalimleri de orada diz üstü çökmüş olarak bırakacağız.
[019.073] Ayetlerimiz kendilerine açıkça okunduğu zaman; küfreden o adamlar mü'minlere: Bu iki takım insanın hangisinin makamı daha iyi ve yeri daha güzeldir? derler.
[019.074] Onlardan önce nice nesilleri yok ettik ki, varlıkça ve gösterişçe bunlardan çok daha üstündüler.
[019.075] De ki: Rahman; sapıklıkta olanın günlerinin uzunluğunu uzattıkça uzatır. Nihayet tehdit edildikleri azabı veya kıyamet gününü gördükleri zaman; kimin yerinin daha kötü ve taraftarlarının daha güçsüz olduğunu bileceklerdir.
[019.076] Allah, hidayete erenlerin hidayetini artırır. Baki kalacak salih ameller Rabbının katında hem sevab olarak daha hayırlı, hem de netice olarak daha hayırlıdır.
[019.077] Ayetlerimizi inkar eden; bana elbette mal ve çocuk verilecektir, diyeni gördün mü?
[019.078] O, görülmeyeni mi biliyor yoksa Rahman katından bir söz mü almış?
[019.079] Hayır, onun söylediğini yazacağız ve azabını uzattıkça uzatacağız.
[019.080] Onun söylemekte olduğuna Biz, mirasçı olacağız. Kendisi Bize tek olarak gelecektir.
[019.081] Onlar; kendilerine güç kazandırsın diye, Allah'ı bırakarak ilahlar edindiler.
[019.082] Hayır, onlar kendilerinin ibadetlerini inkar edecekler ve aleyhlerine döneceklerdir.
[019.083] Bilmiyor musun ki; kafirlerin üzerine, onları kışkırtan şeytanlar gönderdik.
[019.084] Şu halde sen, onlara karşı acele etme. Biz, onların günlerini saydıkça sayıyoruz.
[019.085] O gün muttakileri Rahman'ın huzurunda, O'na gelmiş konuklar olarak toplarız.
[019.086] Mücrimleri de suya götürür gibi cehenneme süreriz.
[019.087] Rahman'ın katında, ahid almış olanlardan başkası asla şefaatta bulunamayacaktır.
[019.088] Bir kısım kimseler: Rahman çocuk edindi, dediler.
[019.089] Andolsun ki; ortaya çok kötü bir şey attınız.
[019.090] Neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak ve dağlar göçecekti;
[019.091] Rahman'a çocuk isnad etmelerinden ötürü.
[019.092] Oysa Rahman'a çocuk edinmek yaraşmaz.
[019.093] Çünkü göklerde ve yerlerde olan her şey, Rahman'a kul olarak gelecektir.
[019.094] Andolsun ki; ilmi onları kuşatmış ve teker teker saymıştır.
[019.095] Hepsi kıyamet günü O'na tek olarak gelecektir.
[019.096] Muhakkak ki iman edip salih amel işleyenleri, Rahman sevgili kılacaktır.
[019.097] İşte Biz; bunu muttakilere müjdeleyesin ve inatçı bir kavmi uyarasın diye senin dilinde indirerek kolaylaştırdık.
[019.098] Onlardan önce nice nesilleri yok ettik. Şimdi onlardan hiç bir varlık emaresi hissediyor veya bir ses işitiyor musun?
|