ErayKitap Web Sitesine Hoş Geldiniz !
insanlara (gönderilmiş) bir bildiridir. (İbrahim Suresi - 52)
[051.001] Esip savuranlara.
[051.002] Yükünü yüklenenlere.
[051.003] Kolayca süzülenlere.
[051.004] İşi ayıranlara and olsun.
[051.005] Size va'dedilen, mutlaka doğrudur.
[051.006] Ceza muhakkak olacaktır.
[051.007] Yolları bulunan göğe andolsun ki.
[051.008] Ey inkarcılar, siz, şüphesiz çeşitli görüştesiniz.
[051.009] Çevrilen, ondan çevriliyor.
[051.010] O çeşitli görüşleri atan yalancılar kahrolsun.
[051.011] Onlar aptallık içinde ne yaptıklarını bilmezler.
[051.012] Ceza günü ne zaman? diye sorarlar.
[051.013] O gün onların ateşe sokulacakları gündür.
[051.014] Azabımızı tadın! Acele gelmesini beklediğiniz şey budur işte denir.
[051.015] Doğrusu Allah a karşı gelmekten sakınanlar, cennetlerde, pınar başlarındadırlar.
[051.016] Rab'lerinin, kendilerine verdiğini alırlar. Çünkü onlar bundan öncede güzel davranırlardı.
[051.017] Geceleri pek az uyurlardı.
[051.018] Seher vaktinde de istiğfar ederlerdi.
[051.019] Mallarında dilenci ve yoksul için bir hak vardı.
[051.020] Kesin inanacak insanlar için yeryüzünde nice deliller vardır.
[051.021] Kendi canlarınızda da nice deliller vardır. Görmüyor musunuz?
[051.022] Rızkınız da, size va'dedilen azab da göktedir.
[051.023] Göklerin ve yerin Rabb'ine and olsun ki bu vaad, sizin konuşmanız kadar kesin ve gerçektir.
[051.024] İbrahim'in şerefli misafirlerinin haberi sana geldi mi?
[051.025] Onlar, İbrahim'in yanına girip «Selam sana» demişlerdi, İbrahim de: «Selam size» demişti. İçinden de, onların «tanınmamış bir topluluk» olduklarını geçirmişti.
[051.026] Gizlice ailesinin yanına gitti, semiz bir buzağı getirdi
[051.027] Onu, önlerine yaklaştırdı «Yemez misiniz?» dedi.
[051.028] Yemediklerini görünce içine bir korku düştü. «Korkma» dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler.
[051.029] Karısı hayretle çığlık içinde geldi. Yüzünü kapayarak «Ben kısır bir koca karıyım» dedi.
[051.030] Dediler ki: «Rabb'in böyle dedi. O, hüküm ve hikmet sahibidir bilendir.»
[051.031] İbrahim: «O halde işiniz nedir ey elçiler?» dedi.
[051.032] Dediler ki: «Biz suçlu bir kavme gönderildik.»
[051.033] Ki onların üzerine çamurdan taşlar salalım;
[051.034] Rabb 'inin katında, haddi aşanlar için işaretlenmiş taşlar.
[051.035] Orada mü'minlerden kim varsa çıkardık.
[051.036] Zaten orada bir ev halkından başka müslüman da bulamadık.
[051.037] Acı azabdan korkanlar için orada bir ibret bıraktık.
[051.038] Musa'nın başından geçenlerde de ibretler vardır. Onu apaçık bir delille Fir'avn'a gönderdik.
[051.039] Fir'avn ordusuyla birlikte yüz çevirmiş ve «Musa, ya bir büyücü ya da bir delidir» dedi.
[051.040] Sonunda onu ve ordularını yakalayıp denize attık. O, kınanmayı haketmişti.
[051.041] Ad kavminde de ibretler vardır. Onlara kasıp kavuran rüzgarı göndermiştik.
[051.042] Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.
[051.043] Semud kavminin başına gelende de ibretler vardır: Onlara, «Bir süreye kadar zevklenin» denmişti.
[051.044] Rab'lerinin buyruğuna baş kaldırdılar, bu yüzden bakıp dururlarken onları yıldırım yakaladı.
[051.045] Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı.
[051.046] Daha önce de Nuh kavmini helak etmiştik. Çünkü onlar da yoldan çıkmış bir toplum idiler.
[051.047] Göğü gücümüzle biz kurduk; şüphesiz biz onu genişleticiyiz.
[051.048] Yeri biz döşedik biz ne güzel döşeyiciyiz.
[051.049] Her şeyden çift çift yarattık ki düşünüp öğüt alasınız.
[051.050] O halde Allah'a koşun. Çünkü ben, sizi O'ndan açık bir şekilde korkutuyorum.
[051.051] Allah ile beraber başka tanrılar uydurmuyorum. Ben size O'nun tarafından görevlendirilmiş apaçık bir uyarıcıyım.
[051.052] İşte böyle, onlardan önce de ne kadar elçi geldiyse mutlaka: «Büyücü veya cinlenmiş» dediler.
[051.053] Bunu birbirlerine vasiyet mi ettiler? Hayır onlar azgın bir topluluktur.
[051.054] Onlardan yüz çevir, sen kınanacak değilsin.
[051.055] Ancak yine de hatırlat, çünkü hatırlatmak, mü'minlere fayda verir. Yalancıların karekteri ve mizaçları hep aynıdır. Sapıklar Hakkı ve Peygamberi hep aynı şekilde karşılamışlardır.
[051.056] Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.
[051.057] Ben onlardan rızık istemiyorum, beni beslemelerini de istemiyorum.
[051.058] Şüphesiz rızık veren, güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah'tır.
[051.059] Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmiş arkadaşlarının payı gibi bir azab payı vardır. Acele etmesinler.
[051.060] Söz verilen günün azabından vay o kafirlerin haline!
|