ErayKitap Web Sitesine Hoş Geldiniz !    En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir   ✪  

Konularına Göre Hadis Meali veya Hadis Fihristi: HADİS FİHRİSTİ -A'dan -Z'ye Size Lazaım Olan Harfi Tıklayın

Hadis Fihristi veya Konularına Göre Hadis Meali   ✪   HADİS FİHRİSTİ   ✪   Ç   Harfi ile Başlayan Konular



ÇEŞİTLİ DUALAR BÖLÜMÜ 1468. Nu'mân İbni Beşîr radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Dua ibadettir. " Ebû Dâvûd, Vitir 23; Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân 3, 41, Daavât 1. Ayrıca bk. İbni Mâce, Duâ 1



1469. Hz. Âişe şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem özlü duaları sever, özlü olmayan duayı yapmazdı. Ebû Dâvûd, Vitir 23



1470. Enes radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem çoğu zaman şöyle dua ederdi: "Allâhümme âtinâ fi'd-dünyâ hasene ve fi'l-âhireti hasene ve kınâ azâbe'n-nâr: Allahım! Bize dünyada da iyilik ver, âhirette de iyilik ver. Bizi cehennem azâbından koru!" Buhârî, Tefsîr 38, Daavât 55; Müslim, Zikr 23, 26, 27.



Müslim'in rivayetinde şu ilâve vardır:
Enes sadece bir dua okuyacağı zaman bunu okurdu. Birkaç dua okuyacağı zaman onlar arasında bunu da okurdu. Müslim, Zikr 26



1471. İbni Mes'ûd radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi: "Allâhümme innî es'elüke'l-hüdâ ve't-tükâ ve'l-afâfe ve'l-gınâ: Allahım! Senden hidâyet, takvâ, iffet ve gönül zenginliği isterim. " Müslim, Zikir 72.




1472. Târık İbni Eşyem radıyallahu anh şöyle dedi:
Bir kimse müslüman olduğu zaman Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ona namaz kılmayı öğretir, sonra da şöyle dua etmesini tavsiye ederdi: "Allâhümmağfirlî verhamnî vehdinî ve âfinî verzuknî: Allahım, beni bağışla, bana merhamet et, rızânı kazandıracak işler yaptır, bana âfiyet ve hayırlı rızık ver. " Müslim, Zikir 35



Müslim'in Târık İbni Eşyem radıyallahu anh'den rivayet ettiğine göre, Târık Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i dinlerken bir adam gelerek: - Yâ Resûlallah! Rabbimden bir şey isteyeceğim zaman nasıl dua edeyim? diye sordu. Resûl-i Ekrem de şöyle buyurdu: - "Allâhümmağfir lî verhamnî ve âfinî verzuknî: Allahım, beni bağışla, bana merhamet et, rızânı kazandıracak işler yaptır ve bana hayırlı rızık ver, de. Bu sözler senin hem dünya hem de âhiret için istemen gereken şeyleri ihtiva eder. " Müslim, Zikir 36



1473. Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua etti: "Allâhümme musarrife'l-kulûb! Sarrif kulûbenâ alâ tâatik: Ey kalpleri yönlendiren Allahım! Kalplerimizi sana itaate yönelt!" Müslim, Kader 17.



1474. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Dayanılamayacak dertten, insanı helâke götürecek tâlihsizlikten, başa gelecek fenalıktan ve düşmanı sevindirecek felâketten Allah'a sığınınız. " Buhârî, Daavât 28, Kader 13; Müslim, Zikir 53.



1475.Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi:
"Allâhümme aslih lî dînillezî hüve ısmetü emrî, ve aslih lî dünyâyelletî fîhâ meâşî, ve aslih lî âhiretilletî fîhâ meâdî, vec'ali'l-hayâte ziyâdeten lî fî külli hayr, vec'ali'l-mevte râhaten lî min külli şer: Allahım! Bütün işlerimin başı olan dinim konusunda hataya düşmekten beni koru! Yaşadığım şu dünyadaki işlerimin yolunda gitmesini sağla! Dönüp varacağım âhiretimi kazanmama yardım et! Hayatım boyunca daha çok hayır yapmama imkân ver! Her türlü kötülükten kurtulmamı sağlayacak bir ölüm nasip et!" Müslim, Zikir 71



1476. Ali radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana: "Allâhümmehdinî ve seddidnî: Allahım! Beni doğru yola ilet ve o yolda başarılı kıl! de" buyurdu. Müslim, Zikir 78.



Başka bir rivayete göre de şöyle buyurdu: "Allâhümme innî es'elüke'l-hüdâ ve's-sedâd: Allahım! Senden beni doğru yola iletmeni ve o yolda başarılı kılmanı niyâz ederim. " Müslim, Zikir 78


1477. Enes radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi: "Allâhümme innî eûzü bike mine'l-aczi ve'l-keseli ve'l-cübni ve'l-heremi ve'l-buhl, ve eûzü bike min azâbi'l-kabr, ve eûzü bike min fitneti'l-mahyâ ve'l-memât: Allahım! Âcizlikten, tembellikten, korkaklıktan, ihtiyarlayıp ele avuca düşmekten ve cimrilikten sana sığınırım. Kabir azâbından sana sığınırım. Hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınırım. " Müslim, Zikir 50.



Diğer bir rivayete göre, ". . . ve dalai'd-deyni ve galebeti'r-ricâl: Borç altında ezilmekten ve zâlimlerin başa geçmesinden" buyurdu. Nesâî, İstiâze 8. Ayrıca bk. Buhârî, Daavât 36



1478. Ebû Bekir es-Sıddîk radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e:
- Bana bir dua öğret de namazımda okuyayım, dedi. O da şöyle buyurdu:
- "Allâhümme innî zalemtü nefsî zulmen kesîran ve lâ yağfirü'z-zünûbe illâ ente, fağfir-lî mağfireten min indik, ve'rhamnî inneke ente'l-gafûru'r-rahîm: Allahım! Ben kendime çok zulmettim. Günahları bağışlayacak ise yalnız sensin. Öyleyse tükenmez lutfunla beni bağışla, bana merhamet et. Çünkü affı sonsuz, merhameti nihayetsiz olan yalnız sensin, de. "
Buhârî, Ezân 149, Daavât 17, Tevhîd 9; Müslim, Zikir 48.



1479. Ebû Mûsâ el-Eş'arî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi: "Allâhümmağfirlî hatîetî ve cehlî ve isrâfî fî emrî ve mâ ente a'lemü bihî minnî. Allâhümmağfirlî ciddî ve hezlî, ve hataî ve amdî ve küllü zâlike indî.
Allâhümmağfirlî mâ kaddemtü vemâ ahhartü, vemâ esrartü vemâ a'lentü, vemâ ente a'lemü bihî minnî, ente'l-mukaddimü ve ente'l-muahhir, ve ente alâ külli şey'in kadîr: Allahım! Günahlarımı, bilgisizlik yüzünden yaptıklarımı, haddimi aşarak işlediğim kusurlarımı, benden daha iyi bildiğin bütün suçlarımı bağışla! Allahım! Ciddî ve şaka yollu yaptıklarımı, yanlışlıkla ve bilerek işlediğim günahlarımı affeyle! Bütün bu kusurların bende bulunduğunu itiraf ederim. Allahım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim ve açığa vurduğum, ölçüsüz bir şekilde işlediğim ve benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle! Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Senin gücün her şeye yeter" Buhârî, Daavât 60; Müslim, Zikir 70. Ayrıca bk. 1427 numaralı hadisin kaynakları



1480. Âişe radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi: "Allâhümme innî eûzü bike min şerri mâ amiltü ve min şerri mâ lem a'mel: Allahım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım işlerin şerrinden sana sığınırım. " Müslim, Zikir 65, 66. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 32; Nesâî, Sehv 63, İstiâze 58, 59; İbni Mâce, Dua 3



1481. İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in dualarından biri şu idi: "Allâhümme innî eûzü bike min zevâli ni'metike ve tehavvüli 'âfiyetike ve fücâeti nıkmetike ve cemîi sahatik: Allahım! Verdiğin nimetin yok olup gitmesinden, lutfettiğin âfiyetin bozulmasından, ansızın vereceğin cezâdan ve senin gazabını üzerime çekecek her şeyden sana sığınırım. " Müslim, Zikir 96. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 32



1482. Zeyd İbni Erkam'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi: "Allâhümme innî eûzü bike mine'l-aczi ve'l-keseli ve'l-buhli ve'l-heremi ve azâbi'l-kabr. Allâhümme âti nefsî takvâhâ, ve zekkihâ ente hayrü men zekkâhâ, ente veliyyühâ ve mevlâhâ. Allâhümme innî eûzü bike min ilmin lâ yenfa' ve min kalbin lâ yahşa' ve min nefsin lâ teşba' ve min da'vetin lâ yüstecâbü lehâ: Allahım! Âcizlikten, tembellikten, cimrilikten, ihtiyarlayıp ele avuca düşmekten ve kabir azâbından sana sığınırım. Allahım! Nefsime takvâ nasip et ve onu her türlü günahtan temizle; onu en iyi temizleyecek sensin. Ona yardım edip eğitecek sadece sensin. Allahım! Faydasız ilimden, ürpermeyen gönülden, doyma bilmeyen nefisten ve kabul olunmayan duadan sana sığınırım. " Müslim, Zikir 73. Ayrıca bk. Nesâî, İstiâze 13, 65



1483. İbni Abbas radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hep şöyle dua ederdi:
"Allâhümme leke eslemtü ve bike âmentü ve 'aleyke tevekkeltü ve ileyke enebtü ve bike hâsamtü ve ileyke hâkemtü, fağfir-lî mâ kaddemtü vemâ ahhartü vemâ esrartü vemâ a'lentü, ente'l-mukaddimü ve ente'l-muahhir, lâ ilâhe illâ ente: Allahım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana güvendim. Yüzümü, gönlümü sana çevirdim, senin yardımınla düşmanlara karşı mücâdele ettim. Kitabın ile hükmettim. Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim, açığa vurduğum ve senin benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle! Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Senden başka ilâh yoktur. "
Buhârî, Teheccüd 1, Daavât 10, Tevhîd 8, 24; 35. Müslim, Müsâfirîn 199, 201, Zikir 67. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 119; Tirmizî, Daavât 29; Nesâî, Kıyâmü'l-leyl 9; İbni Mâce, İkâme 180



Bazı râviler, "lâ havle velâ kuvvete illâ billâh: Günahtan kaçacak güç, ibadet edecek kuvvet ancak Allah'ın yardımıyla kazanılabilir" cümlesini ilâve etmişlerdir.
Buhârî, Teheccüd 1; Nesâî, Kıyâmü'l-leyl 9



1484. Âişe radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şu sözlerle dua ederdi:
"Allâhümme innî eûzü bike min fitneti'n-nâri ve azâbi'n-nâr ve min şerri'l-gınâ ve'l-fakr: Allahım! Cehennem fitnesinden, cehennem azâbından, zenginliğin ve fakirliğin şerrinden sana sığınırım. "
Ebû Dâvûd, Vitir 32; Tirmizî, Daavât 77



1485. Ziyâd İbni İlâka'nın rivayetine göre amcası Kutbe İbni Mâlik radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi:
"Allâhümme innî eûzü bike min münkerâti'l-ahlâki ve'l-a'mâli ve'l-ehvâ: Allahım! Kötü ahlâklı olmaktan, fena işler yapmaktan ve yanlış inançlara sapmaktan sana sığınırım. "
Tirmizî, Daavât 126



1486. Şekel İbni Humeyd radıyallahu anh şöyle dedi:
- Yâ Resûlallah! Bana bir dua öğret! dedim. Bunun üzerine bana:
- "Allâhümme innî eûzü bike min şerri sem'î ve min şerri basarî ve min şerri lisânî ve min şerri kalbî ve min şerri meniyyî: Allahım! Kulağımın şerrinden, gözümün şerrinden, dilimin şerrinden, kalbimin şerrinden ve cinsel organımın şerrinden sana sığınırım, de" buyurdu.
Ebû Dâvûd, Vitir 32; Tirmizî, Daavât 74. Ayrıca bk. Nesâî, İstiâze 4, 10, 11, 28



1487. Enes radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi: "Allâhümme innî eûzü bike mine'l-barasi ve'l-cünûni ve'l-cüzâmi ve seyyii'l-eskâm: Allahım! Alaca hastalığından, akıl rahatsızlığından, cüzzâm illetinden ve kötü hastalıklardan sana sığınırım. " Ebû Dâvûd, Vitir 32. Ayrıca bk. Nesâî, İstiâze 36


1488. Ebû Hüreyre radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle dua ettiğini söyledi:
"Allâhümme innî eûzü bike mine'l-cûi feinnehû bi'se'd-dacî', ve eûzü bike mine'l-hiyâneti feinnehâ bi'seti'l-bitâne:
Allahım! Açlıktan sana sığınırım; o insanı avucunun içine alan ne fena bir haldir.
Emanete ihânetten de sana sığınırım; o ne kötü bir huy ve tabiattır. "
Ebû Dâvûd, Vitir 32. Ayrıca bk. Nesâî, İstiâze 19, 20; İbni Mâce, Et'ime 53



1489. Ali radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre anlaşmalı bir köle ona gelerek:
- Borcumu ödeyecek gücüm yok, bana yardım et, dedi. O da:
- Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in bana öğrettiği duayı ben de sana öğreteyim mi? Bunu okumaya devam ettiğin takdirde üzerinde dağ gibi borç olsa bile Allah Teâlâ onu ödemene yardım eder. Şöyle dua et dedi:
"Allâhümmekfinî bi-helâlike an harâmik, ve ağninî bi-fazlike ammen sivâk: Allahım! Bana helâl rızık nasib ederek haramlardan koru! Lutfunla beni senden başkasına muhtaç etme!"
Tirmizî, Daavât 111



1490. İmrân İbni Husayn radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem onun babası Husayn'a dua etmesi için şu iki cümleyi öğretti:
"Allâhümme elhimnî rüşdî ve eiznî min şerri nefsî: Allahım! Beni senin doğru yoluna ilet! Nefsimin şerrinden beni koru!"
Tirmizî, Daavât 70



1491. Ebü'l-Fazl Abbas İbni Abdülmuttalib radıyallahu anh şöyle dedi:
- Yâ Resûlallah! Bana Allah Teâlâ'dan isteyeceğim bir şey öğret, dedim.
- "Allah'dan âfiyet dileyin!" buyurdu.
Aradan birkaç gün geçtikten sonra tekrar yanına geldim ve:
- Yâ Resûlallah! Bana Allah Teâlâ'dan isteyeceğim bir şey öğret, dedim.
- "Ey Abbas! Ey Resûlullah'ın amcası! Allah'tan dünya ve âhirette âfiyet dileyin!" buyurdu.
Tirmizî, Daavât 85. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I, 209



1492. Şehr İbni Havşeb şöyle dedi:
Ümmü Seleme radıyallahu anhâ'ya:
- Ey mü'minlerin annesi! Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem senin yanında bulunduğu zamanlarda en çok hangi duayı okurdu? diye sordum. O da şöyle dedi:
- Çoğu zaman "Yâ mukallibe'l-kulûb! Sebbit kalbî alâ dînik: Ey kalpleri halden hale çeviren Allah! Benim kalbimi dininden ayırma!" diye dua ederdi.
Tirmizî, Kader 7, Daavât 90, 124. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, IV, 182, VI, 91, 251, 294, 302, 315



1493. Ebü'd-Derdâ radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Dâvûd aleyhisselâm şöyle dua ederdi: Allâhümme innî es'elüke hubbeke ve hubbe men yuhibbüke, ve'l-amele'llezî yübelligunî hubbeke. Allâhümmec'al hubbeke ehabbe ileyye min nefsî ve ehlî ve mine'l-mâi'l-bârid: Allahım! Senden seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi ve senin sevgine ulaştıracak amelleri sevmeyi dilerim. Allahım! Senin sevgini bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha ileri kıl!"
Tirmizî, Daavât 73, Tefsîrü'l-Kur'ân 39



1494. Enes radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Yâ ze'l-celâli ve'l-ikrâm: Ey azamet ve kerem sahibi Allahım! duasını ihmâl etmeyip sık sık söyleyiniz. "
Tirmizî, Daavât 92. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, IV, 177



1495. Ebû Ümâme radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem birçok dua okudu, fakat biz ondan hiçbir şey ezberleyemedik. Bunun üzerine:
- Yâ Resûlallah! Pek çok dua okudun, biz onları ezberleyemedik, dedik. O zaman Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:
- "O duaların hepsini içine alan bir duayı size öğreteyim mi? Şöyle deyiniz: Allâhümme innî es'elüke min hayri mâ seeleke minhü nebiyyüke Muhammedün sallallahu aleyhi ve sellem. Ve neûzü bike min şerri mesteâzeke minhü nebiyyüke Muhammedün sallallahu aleyhi ve sellem. Ve ente'l-müsteân, ve aleyke'l-belâğ, ve lâ havle velâ kuvvete illâ billâh: Allahım! Peygamber'in Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in senden dilediği hayırları ben de dilerim. Peygamber'in Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in sana sığındığı şerlerden biz de sana sığınırız. Yardım ancak senden beklenir. İnsanı dünya ve âhirette muradına ulaştıracak sensin. Günahtan kaçacak güç, ibadet edecek kuvvet ancak Allah'ın yardımıyla kazanılabilir. "
Tirmizî, Daavât 89



1496. İbn Mes'ûd radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in dualarından biri şöyleydi:
"Allâhümme innî es'elüke mûcibâti rahmetike ve azâime mağfiretike ve's-selâmete min külli ismin ve'l-ganîmete min külli birrin ve'l-fevze bi'l-cenneti ve'n-necâte mine'n-nâr: Allahım! Senin rahmetini kazandıracak, bağışlamanı sağlayacak işler yapmayı, her türlü günahtan uzak durmayı, bütün iyilikleri işlemeyi, cennete kavuşup cehennemden kurtulmayı nasip etmeni niyâz ediyorum. "
Hâkim, el-Müstedrek, I, 525. Ayrıca bk. Tirmizî, Vitir 17; İbni Mâce, İkâme 189



YANINDA OLMAYAN BİRİNE DUA ETMENİN FAZİLETİ

1497.Ebü'd-Derdâ radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:
"Bir müslüman, yanında bulunmayan bir din kardeşi için dua ederse, mutlaka melek ona, aynı şeyler sana da verilsin, diye dua eder. "
Müslim, Zikir 86. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 29



1498.Ebü'd-Derdâ radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyururdu:
"Bir müslümanın, yanında bulunmayan din kardeşine yapacağı dua kabul olunur. Bir kimse din kardeşine hayır dua ettikçe, yanında bulunan görevli bir melek ona, 'duan kabul olsun, aynı şeyler sana da verilsin' diye dua eder. "
Müslim, Zikir 87, 88. Ayrıca bk. İbni Mâce, Menâsik 5



DUA İLE İLGİLİ BAZI KONULAR

1499. Üsâme İbni Zeyd radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kendisine iyilik edilen bir kimse o iyiliği yapana, cezâkellâhü hayran:
Allah seni hayırla mükâfatlandırsın, derse, ona en iyi şekilde teşekkür etmiş olur."
Tirmizî, Birr 87



1500. Câbir radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kendinize beddua etmeyiniz; çocuklarınıza beddua etmeyiniz; mallarınıza da beddua etmeyiniz. Dileklerin kabul edildiği zamana denk gelir de Allah bedduanızı kabul ediverir. "
Müslim, Zühd 74. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 27



1501. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın!"
Müslim, Salât 215. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 148; Nesâî, Tatbîk 78



1502. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Herhangi biriniz acele etmedikçe duası kabul edilir. (Kul acele ederek) Rabbime kaç defa dua ettim de duamı kabul etmedi, der. "
Buhârî, Daavât 22; Müslim, Zikir 90, 91. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 23; Tirmizî, Daavât 12; İbni Mâce, Dua 7



Müslim'in diğer rivayeti şöyledir:
- "Bir kul günah olan veya akrabası ile darılmasına yol açan bir şeyi dilemedikçe yahut acele etmedikçe duası kabul olunur. "
- Yâ Resûlallah! Acele etmek ne demektir? diye sorulunca da şöyle buyurdu:
- "Nice defalar hep dua ettim de Rabbimin duamı kabul buyurduğunu gördüğüm yok, der. Duasının hemen kabul edilmemesi sebebiyle bıkar ve duayı bırakır. "
Müslim, Zikir 92



1503. Ebû Ümâme radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e:
- Hangi dua daha çok kabul edilir? diye sordular.
- "Gecenin son saatlerinde ve farz namazlardan sonra yapılan dua" buyurdu.
Tirmizî, Daavât 79. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvû' 10; Nesâî, Mevâkît 35, 40



1504. Ubâde İbni's-Sâmit radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Yeryüzünde bir müslüman Allah'tan bir şey dilerse, günah bir şeyi istemediği veya akrabası ile ilgisini kesmeyi arzu etmediği sürece Allah onun dileğini mutlaka yerine getirir veya ona vereceği şey kadar bir kötülüğü kendisinden giderir. "
Orada bulunanlardan biri:
- O takdirde biz Allah'tan çok şey isteriz, deyince, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
- "Allah'ın lutfu dilediğiniz şeylerden daha çoktur" buyurdu.
Tirmizî, Daavât 115. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, III, 18



1505. İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir keder ve üzüntü hissettiği zaman şöyle dua ederdi:
"Lâ ilâhe illallâhü'l-azîmü'l-halîm. Lâ ilâhe illallâhü rabbü'l-arşi'l-azîm. Lâ ilâhe illallâhü rabbü's-semâvâti ve rabbü'l-ardı ve rabbü'l-arşi'l-kerîm: Azamet ve hilim sahibi olan Allah'tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Azametli arşın sahibi olan Allah'tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Göklerin rabbi, yerin rabbi ve yüce arşın rabbinden başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. "
Buhârî, Daavât 27, Tevhîd 22, 23; Müslim, Zikir 83. Ayrıca bk. Tirmizî, Duâ 39; İbni Mâce, Duâ 17 *[1]



ZİKİR, DUA, TEVBE VE İSTİĞFAR
Ebu Hureyre'nin (r.a.) haber verdiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Aziz ve Celil Allah şöyle buyurur: Ben kulumun beni zannettiği gibiyim. Kulum beni anarken ben muhakkak onunla beraber bulunurum. Eğer o beni gönlünde gizlice zikrederse, ben de onu gönlümde zikrederim. Eğer o beni bir cemaat içinde zikrederse, ben de onu o cemaatten daha hayırlı bir cemaat içinde zikrederim. Kulum bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. Kulum bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. o bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak varırım."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4832



Ebu Hureyre'nin (r.a.) rivayet ettiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.): "Allah'ın kendine has doksan dokuz ismi vardır. Her kim bunları ezberlerse Cennete girer. Şüphesiz Allah tektir, teki sever" buyurmuştur. Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4835



Enes b. Malik (r.a.)
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Sizden biriniz dua ettiği zaman azimli ve kararlı olsun. Ve sakın: Allahım, dilersen bana ver! demesin. Çünkü Allah'ı zorlayacak (hiç bir kuvvet) yoktur" demiştir. Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4837



Ebu Hureyre'den (r.a.) rivayet edildiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Biriniz dua ettiği zaman sakın: Allahım, dilersen beni affet demesin. Kesin, kararlı ve azimli istesin, rağbeti büyültsün. Çünkü Allah'a, vereceği hiçbir şey büyük gelmez."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4838



Enes b. Malik (r.a.)
Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu söylemiştir: "Sizden biriniz başına gelen herhangi bir zarardan dolayı sakın ölümü temenni etmesin. Mutlaka isteyecekse: Allahım, yaşamak benim için hayırlı ise beni yaşat. Benim için ölmek hayırlı ise beni öldür! desin."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4840



Habbab (r.a.) rivayetinde Kays b. Ebu Hazım şöyle dedi:
Habbab'ın (r.a.) yanına hasta ziyareti için girmiştik. Karnına yedi dağlama yapılmıştı. Habbab hastalığının şiddetli ızdırabını ifade ederek: Eğer Allah Resulü bizim ölümü istememizi yasaklamış olmasaydı muhakkak ölümü isterdim, dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4842



Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Sizden hiç biriniz ölümü temenni etmesin ve ölüm kendisine gelmeden evvel ölümü dilemesin. Çünkü biriniz öldüğü zaman ameli kesilir. Ve muhakkak ki ömür, Müminin ancak hayrını artırır."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4843



Ubade b. Samit'ten rivayet edildiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a kavuşmayı severse, Allah da ona kavuşmayı sever. Her kim de Allah'a kavuşmayı istemezse, Allah da ona kavuşmayı istemez."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4844



Hz. Aişe (r.ah.)
Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Her kim Allah'a kavuşmayı severse, Allah da ona kavuşmayı sever. Her kim de Allah'a kavuşmaktan hoşlanmazsa, Allah da ona kavuşmayı hoş görmez," buyurdu. Ben: Ey Allah'ın Peygamberi, bu, ölümden hoşlanmamak mıdır? Öyle ise bizler hepimiz ölümden hoşlanmayız dedim. Bunun üzerine Allah Resulü: "Öyle değil, lâkin Mümin Allah'ın rahmeti ile, rızası ile ve Cenneti ile müjdelendiği zaman, Allah'a kavuşmayı sever, Allah da o mümin kula kavuşmayı sever. Kâfir olan ise Allah'ın azabı ile, hoşnutsuzluğu ile müjdelendiği zaman Allah'a kavuşmaktan hoşlanmaz, Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4845



Ebu Musa (r.a.)
Hz. Peygamber'in (a.s.): "Her kim Allah'a kavuşmayı severse, Allah da ona kavuşmayı sever. Her kim de Allah'a kavuşmaktan hoşlanmazsa, Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz" buyurduğunu bildirmiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4848



Enes'in (r.a.) bildirdiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) müslümanlardan zayıflıktan kuş yavrusu kadar kalmış hasta bir kimseyi ziyaret etti. Allah Resulü ona: "Sen Allah'a herhangi bir şeyle dua ediyor, yahut sadece Allah'tan bir şey istiyor muydun?" dedi. Evet, ben: Allahım! Bana Ahirette bir ceza verecek isen o cezayı bana dünyada ver diye dua ediyordum dedi. Bunun üzerine Allah Resulü: "Sübhanallah! Ona takat getiremezsin (yahut senin buna gücün yetmez) sen: Allahım! Bize dünyada da iyilik ver, Ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru!diye dua etsen ya" buyurdu. Müteâkiben o hasta için Allah'a dua etti, Allah da şifasını verdi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4853



Ebu Hureyre'nin (r.a.) rivayetinde Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurdu:
"Allah Teala'nın yeryüzünde seyahat eden bir takım fazla melekleri vardır. Bunlar zikir meclislerini araştırırlar. İçinde Allah'ın zikredildiği bir meclis bulduklarında onlarla beraber otururlar ve birbirlerini kanatları ile kuşatırlar. Ta ki onlarla sema arasındaki mesafeyi doldururlar. Cemaat dağıldığında, yükselip semaya çıktıkları zaman Aziz ve Celil olan Allah onları pek iyi bildiği halde meleklere: "Sizler nereden geldiniz?" diye sorar. Melekler: Biz yeryüzünde senin bir takım kullarının yanından geldik ki onlar seni tesbih ediyorlar, seni tekbir ediyorlar, tehlilde bulunuyorlar, sana hamd ediyorlar ve senden istiyorlar derler. Allah: Benden ne istiyorlar? buyurur. Melekler: Senden Cennetini istiyorlar derler. Allah: Onlar benim Cennetimi görmüşler mi? buyurur. Melekler: Hayır, Rabbimiz! Eğer onlar Cennetimi görmüş olsalardı nasıl olurdu? buyurur. Melekler: Senden eman dilerler, derler. Benden niçin eman diliyorlar? diye sorar. Senin Cehenneminden Ya Rabbi! diye cevap verirler. Onlar benim Cehennemimi görmüşler mi? der. Hayır, cevabını verirler. Acaba Cehennemimi görmüş olsalar ne yaparlar? der. Senin mağfiretini talep etmektedir derler. Bunun üzerine Allah: Ben onlara mağfiret eyledim. Onlara bütün istediklerini ihsan ettim ve eman istedikleri şeyden de kendilerine eman verdim buyurur. Melekler: Ya Rabbi! O zikredenlerin içinde günahı çok olan filan kimse de vardı. Sadece oradan geçiyordu da onlarla beraber oturuvermiştir derler. Allah: Ben onu da mağfiret ettim. O cemaat öyle kemal sahibi kimselerdir ki onlarla beraber oturan kimseler şaki olamaz! buyurur."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4854



Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Her kim günde yüz kere Bir ve ortaksız olarak Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur. Mülk onundur, hamd onundur, o herşeye kadirdir! derse bu dua o kimse için on köle azat etme sevabına denk olur. Ve kendisine yüz hasene yazılır, yüz günah da silinir. O gün akşamlayana kadar şeytandan korunmuş olur. Ve hiç bir kimse onun yaptığından daha faziletli bir iş yapamaz. Meğer ki ondan daha çok okuyan bir kimse olsun. Ve her kim günde yüz kere: Subhanallah ve bi-hamdihi (Allah'ı, ona hamd ederek tesbih ederim) derse o kimsenin günahları deniz köpüğü kadar bile çok olsa dökülür."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4857



Ebu Eyyûb Ensari (r.a.)
Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: Her kim on kere "Tek ve ortaksız olan Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur. Mülk onundur, hamd onundur. O, her şeye kadirdir!" derse İsmail Peygamber'in neslinden dört kişi azat etmiş gibi olur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4859



Ebu Hureyre (r.a.)
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu, demiştir: "Dile hafif, mizanda ağır, Allah'a sevgili olan iki kelime (iki cümlecik) vardır. Bunlar: Subhanallahi ve bi-hamdihi, subhanallahi'l-azim (Allah'ı, ona hamd ederek tesbih ederim, büyük Allah'ı tesbih, ederim)'dir."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4860



Ebu Musa (r.a.) şöyle dedi:
Biz bir seferde Peygamber'in maiyetinde bulunduk. İnsanlar tekbir getirirken seslerini yükseltmeğe başladılar. Bunun üzerine Peygamber (a.s.): "Ey insanlar, kendinize acıyınız! Çünkü siz ne sağıra dua ediyorsunuz, ne de gaibe. Muhakkak ki siz, en iyi işiten ve size çok yakın olana dua ediyorsunuz. Ve O her zaman sizinle beraberdir" buyurdu. Ebu Musa dedi ki: Bu sırada ben Peygamber'in arkasında idim ve: Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur! sözlerini söylüyordum. Allah Resulü: "Ey Abdullah b. Kays! Ben sana Cennet hazinelerinden bir hazineyi göstereyim mi?" buyurdu. Ben de: Evet, Ya Resulüllah! dedim. Resulüllah: "La havle ve la kuvvete illa bi'llah de" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4873



Ebu Bekr (r.a.)
Bir defa Allah Resulü'ne: Bana bir dua öğret de namazımda okuyayım demiş. Allah Resulü (a.s.) da: "Şüphesiz ben kendime büyük (Kuteybe: çok) zulmettim. Günahları mağfiret edecek de ancak sensin. Öyle ise makamından bana mağfiret ve bana merhamet eyle. Şüphesiz ki Ğafur ve Rahim sensin! de" cevabını vermiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4876



Enes b. Malik (r.a.)
Allah Resulü (a.s.): "Allahım! Ben acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, bunaklık derecesine varan ihtiyarlıktan ve cimrilikten sana sığınırım. Kabir azabından, hayatın ve ölümün fitnelerinden de sana sığınırım!" buyururdu, demiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4878



Ebu Hureyre'den (r.a.) rivayet edildiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.), kötü hükümden, bedbahtlık erişmesinden, düşmanların gülmesinden ve belanın çetinliğinden Allah'a sığınırdı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4880



Bera b. Azib'in (r.a.) bildirdiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Yatağına vardığın zaman evvela namaz abdesti gibi bir abdest al. Sonra sağ tarafına yat. Sonra da: Allahım! Kendimi sana teslim ettim. İşimi sana ısmarladım. Arkamı sana dayadım. Çünkü ümidim de sendedir, korkum da sendendir. Senden sığınacak ve Senden kurtulacak yer varsa yine sensin. İndirdiğin Kitabına ve gönderdiğin Peygamber'ine iman ettim, de. Bunlar son sözün olsun. Şayet o gece ölecek olursan fıtrat üzere ölmüş olursun." Bera: Bu sözleri iyice ezberlemek için onları Peygamber'in huzurunda tekrar ettim de: "Gönderdiğin Resulüne iman ettim" dedim. Allah Resulü (duadaki resul ve nebi kelimelerinin değiştirilerek söylenmesine razı olmayıp): "Gönderdiğin Peygamberine iman de" buyurdu. Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4884



Ebu Hureyre'den (r.a.) nakledildiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Biriniz yatağına girdiği zaman izarının kenarıyla yatağını tutup silksin ve besmele çeksin. Çünkü kendisinden sonra (yani dünden beri) yatağında ne kaldığını bilemez. Yatmak istediği zaman, sağ yanı üzerine yatsın da şöyle dua etsin: Allahım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih eylerim. Ya Rabbim! Ancak seninle yan tarafımı yatağıma koydum. Ve onu ancak seninle kaldırırım. Eğer canımı alacaksan sen ona mağfiret eyle. Ve eğer bırakacak isen, sen onu, salih kullarını muhafaza ettiğin himayenle muhafaza eyle!"
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4889



İbn Abbas'tan (r.a.) nakledildiğine göre:
Resulüllah (a.s.) şöyle der idi: "Allahım! Kendimi yalnız sana verdim, yalnız sana iman ettim. Yalnız sana güvendim. Yalnız sana yöneldim. Ancak senin uğrunda düşmanla mücadele ettim. Allahım! Beni dalalete düşürmenden senin izzetine sığınırım. Senden başka hiçbir mabud yoktur. Sen hiç ölmeyecek olan ebedi dirisin. Halbuki cinler ve insanlar öleceklerdir."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4894



Ebu Musa'nın (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle dua ederdi: "Allahım! Günahımı, bilgisizliğimi, her işimde israfımı ve benden daha iyi bildiğin bütün kusurlarımı mağfiret eyle. Allahım! Ciddi hâlimi, şakamı, hatamı ve bilerek işlediğimi affeyle. Bunların hepsi bende vardır. Allahım! evvelden yaptığım, sonradan yapacağım, gizlediğim, açığa vurduğum ve benden daha iyi bildiğin bütün günahlarımı mağfiret eyle. Öne geçiren ancak sensin. Geriye bırakan da sensin ve sen her şeye kadirsin."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4896



Ebu Hureyre'nin (r.a.) ifade ettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) her zaman şöyle der idi: "Bir Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur. Allah, ordusunu aziz kıldı, kuluna da yardım etti. Tek başına da kavimlere galebe çaldı. Allah'tan başka hiç bir şey yoktur."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4903



Ali'nin (r.a.) anlattığına göre:
Fatıma, değirmen taşı çevirmekten dolayı elinde meydana gelen rahatsızlıktan şikâyet etmişti. O sırada Peygamber'e de bir çok esirler gelmişti. Fatıma gittiyse de babasını bulamadı. Aişe'ye rastladı ve derdini ona haber verdi. Peygamber (a.s.) geldiğinde Aişe, Fatıma'nın geldiğini ona haber verdi. (Ali dedi ki:) Bunun üzerine Peygamber bize geldi. Biz de yataklarımıza girmiştik. Hemen kalkmaya davrandık. Peygamber: "Yerlerinizde durun!" buyurdu ve ikimizin arasına oturdu. Hatta ben göğsümün üzerine ayağının soğukluğunu hissettim. Sonra Allah Resulü: "İyi dinleyiniz! Ben size, benden istediğinizden daha hayırlı olan bir şey öğreteyim mi? Siz yatağınıza girdiğiniz zaman otuz dört defa "Allah'ü ekber" dersiniz. Otuz üç defa "sübhanallah" dersiniz. Otuz üç defa da "elhamdülillah" dersiniz. Bunları söylemeniz sizin için bir hizmetçiden daha hayırlıdır" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4906



Ebu Hureyre'den (r.a.) bildirildiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Sizler horozun ötmesini işittiğiniz zaman Allah'ın fazlından isteyiniz. Çünkü o melek görmüştür. Merkebin anırmasını işittiğinizde de şeytandan Allah'a sığınınız. Çünkü o şeytan görmüştür."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4908



İbn Abbas'ın (r.a.) anlattığına göre:
Allah'ın Peygamber'i (a.s.) sıkıntı esnasında şöyle buyururdu: "Azamet ve vakar sahibi Allah'tan başka ilah yoktur. Büyük Arş'ın sahibi Allah'tan başka ilah yoktur. Göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve kıymetli Arş'ın Rabbi Allah'tan başka mabud yoktur."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4909



Ebu Hureyre'den (r.a.) nakledildiğine göre:
Allah Resulü (a.s.): "Biriniz acele ederek: Ben dua ettim fakat kabul olunmadı demedikçe duası kabul edilir" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4916



Usame b. Zeyd'ten (r.a.) nakledildiğine göre:
Allah Resulü (a.s.): "Cennet kapısının önünde durdum. Bir de gördüm ki Cennete girenlerin çoğu fakirlerdir. Mevki sahipleri ise hapsolunmuşlardır. Yalnız Cehennemlikler müstesna. Onların Cehenneme konulmaları daha önce emrolunmuştu. Cehennem kapısı önünde de durdum. Bir de baktım ki Cehenneme girenlerin çoğu kadınlardır" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4919



Imran b. Husayn (r.a.)
Allah Resulü'nün (a.s.): "Cennet sakinlerinin en azı kadınlardır" buyurduğunu rivayet etmiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4921



Usame b. Zeyd (r.a.) şöyle dedi:
Allah Resulü: "Benden sonra erkeklere, kadınlardan daha zararlı bir fitne ve imtihan sebebi bırakmadım" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4923



İbn Ömer'den (r.ahm.) nakledildiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur:
"Bir zamanlar üç kişi yolda giderlerken yağmura tutulmuşlar.
Bunlar hemen dağdaki bir mağaraya sığınmışlar.
Derken mağaranın ağzı, dağdan kopup düşen büyük bir kaya ile kapanmış.
Bunun üzerine birbirlerine: Bakın, hayatınızda sırf Allah için işlediğiniz bir takım iyi ameller varsa onlar vasıtasıyla Allah'a dua ediniz.



Belki Allah bu kayayı açar! dediler. Bunlardan birisi: Allahım! Bilirsin ki benim, yaşlı ihtiyar anamla babam, bir karım ve bir kaç küçük çocuğum vardı. Ben her gün onlar için koyunları otlatırdım. Koyunları onların yanına sürüp getirdiğim zaman sütlerini sağar, evvela ana babamdan başlayarak çocuklarımdan önce onlara süt içirirdim. Şu var ki bir gün ağaçlık beni uzağa götürmüştü de akşama kadar gelememiştim. Geldiğimde de anam ile babamı uyumuş halde bulmuştum. Her gün sağmakta olduğum gibi sütleri sağdım ve süt bakracını getirdim. Baş uçlarında durdum. Onları uykularından uyandırmaya kıyamıyor, anam ve babamdan önce çocuklara içirmeyi de istemiyordum. Halbuki çocuklar ayağımın dibinde ağlaşıyorlardı. Ta fecr doğuncaya kadar benim ve çocukların hâli devam etmişti. Hiç şüphe yok sen pek iyi bilmektesin ki ben ana babama yaptığım bu derin hizmeti yalnız senin rızan için yapmıştım. Şu kayayı bir parça arala da oradan gök yüzünü görelim! diye dua etti. Bunun üzerine Allah kayayı araladı ve o delikten gökyüzünü gördüler.



Onlardan bir diğeri: Allahım! Şu muhakkak ki benim amcamın bir kızı vardı.
Ben onu, erkeklerin kadınları sevmekte oldukları sevginin en şiddetlisi ile sevmiştim. Ben kendisiyle evlenmek istedim.
O, ben kendisine yüz dinar getirmedikçe kabul etmedi. Ben bu parayı kazanmak için yoruldum.
Nihayet yüz dinarı toplayıp amcamın kızına getirdim. Bacaklarının önüne oturduğum zaman kız bana:
Ey Allah'ın kulu! Allah'tan kork. Mührü haksız yere açma! dedi.
Bunun üzerine ben de kalktım.
Sen pek iyi bilmektesin ki bu işi sırf senin rızan için yapmadığımı biliyorsun. Bu kayadan bir delik aç dedi. Bunun üzerine Allah onlar için biraz daha açtı.



Öteki de: -Allahım! Ben bir ölçek pirinç mukabilinde bir işçi tutmuştum. İşçi işini bitirdiği zaman: Bana hakkımı ver dedi. Ben de ona ölçeğini verdim. Fakat o adam bunu istemedi, bırakıp gitti. Ben onu ekmeye devam ettim. Nihayet ondan çobanlarıyla birlikte bir sürü sığır elde ettim. Bir müddet sonra o işçi geldi ve: Allah'tan kork, benim hakkıma zulmetme dedi.
Ben: Şu sığırların ve çobanların yanına git ve onları al, dedim. Bunun üzerine işçi: Allah'tan kork, benimle alay etme dedi. Ben: Hayır seninle alay etmiyorum. Şu sığırları ve çobanlarını al, dedim. Bunun üzerine alıp götürdü.
Şüphesiz sen biliyorsun ki ben bunu senin rızanı talep için yaptım. Bizim için deliğin kalanını da aç diye dua etti. Allah onlar için mağaranın kalan deliğini de açtı." Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4926*[2]




   Kaynak:
[1]: Muvahhid 1.16 İslam Kütüb Hanesi Riyazussalihin
*[2]el lulu vel mercan buhari ve müslim ittifak ettikleri hadisler Muhammed Fuad Abdulbaki ZİKİR, DUA, TEVBE VE İSTİĞFAR:




Konularına Göre Hadis Meali veya Konularına Göre Hadis Fihristi Okuyabilir, bilgisayarınıza indirebilir ("RAR" İndir Linki), ödev ve tezlerinizde kullanabilir ve siteyi referans göstermek ve değiştirmemek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin site ve bloglarınızda yayınlayabilir ve kopyalayıp, çoğaltabilirsiniz. v..d.. Üçretsiz Dağıtabilirsiniz..
En iyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir  
Eraykitap ilmin kisa yolu

Kütübü-s Sitte | Hadis Bilgisi | Ahad Hadis | Meşhur Hadis

Zayıf Hadis | Mütavatir Hadis | Uydurma Hadis | Münafıkların - Vasıfları