ErayKitap Web Sitesine Hoş Geldiniz !
En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir
(Resûlüm!) De ki (Kulluk ve Dua için) yalvarmanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?.."
(Furkan Suresi- 77)
Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) okuduğu ve tavsiye ettiği dualar Hadislerde geçen duaların Arapça, Türkçe okunuşları ve anlamları “Allâh’ım! Sen’in gazabından rızâna, azâbından affına ve Sen’den yine Sana sığınırım!...” (Müslim, Salât, 222) “Allah (c.c) buyurmuştur ki: Kim bana duâ etmezse ona gadab ederim.” (İbn Mâce, Duâ, 1; İbn Hanbel, III, 477) Dua ibadetin özüdür Tirmizi, Daavat 1
Muhammed(a.s)'mın Duaları
Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe
إِنَّ الَّذِينَ عِندَ رَبِّكَ لاَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهِ وَيُسَبِّحُونَهُ وَلَهُ يَسْجُدُونَ Duanın Latince Okunuşu Vezkur rabbeke fî nefsike tedarruan ve hîfeten ve dûnel cehri minel kavli bil guduvvi vel âsâli ve lâ tekun minel gâfilîn(gâfilîne İnnellezîne inde rabbike lâ yestekbirûne an ibadetihî ve yusebbihûnehu ve lehu yescudûn(yescudûne). Duanın Türkçe Manası / Meali Ve sabah ve akşam vakitlerinde Rabbini kendi kendine, korkarak ve yalvararak, sözün sesli olmayanı ile zikret. Ve gâfillerden olma. Muhakkak ki Allah’ın katında olanlar (huzur namazı kılanlar), O’na ibadet etmekten kibirlenmezler. Ve O’nu tesbih ederler. Ve O’na secde ederler. [1]
Muhammed(a.s)'mın Duaları
Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe
★ ⇒ Peygamberimiz Muhammed (s.a.s.)’in Duaları Miladî 571 yılında Mekke’de dünyaya gelen, 610 yılında peygamberlik ile görevlendirilen, 13 yılı Mekke’de 10 yılı Medine’de olmak üzere 23 yıl peygamberlik yapan Hz. Muhammed (s.a.s.), diğer peygamberlerden farklı olarak bir topluma değil bütün toplumlara, bütün insanlara ve cinlere peygamber olarak gönderilmiş, kendisi ile peygamberlik sona ermiştir. O, her konuda mü’minlere örnektir, âlemlere rahmettir. İlk muhatapları olan müşrik Mekke halkını İslâm’a davet etmiş, ancak dirençle karşılaşmış, insanların Müslüman olması için her türlü gayreti sarf etmiş, halkı Müslüman olmuyorlar diye çok üzülmüştür. (İsra Suresi - 6 (Şu’ara Suresi - 3) Yüce Allah, peygamberini teselli etmiş, görevinin sadece tebliğ etmek olduğunu müteaddit defalar kendisine bildirmiş, iman etmekten yüz çevirirlerse şöyle dua etmesini buyurmuştur: 1 - ) Okunuşu: “Hasbiyellâhü lâ ilâhe illâ hû. ‘Aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül-arşil’azîm.” Anlamı: “Bana Allah yeter. O’ndan başka ilâh yoktur. Ben O’na güvendim ve O, büyük Arş’ın Rabbidir.” (Tevbe Suresi - 129) 2 - ) Okunuşu: Kâle rabbıhkum bil hakk(hakkı), ve rabbunâr rahmânul musteânu alâ mâ tasıfûn(tasıfûne). Dedi ki: “Rabbim hak ile hüküm ver. Ve bizim Rabbimiz, sizin (yanlış) vasıflandırmalarınıza rağmen yardım istenilen Rahmân (Allah)’dır.” (Enbiya Suresi - 112) رَبِّ فَلَا تَجْعَلْن۪ي فِي الْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَ 3 - ) Okunuşu: “Rabbi immâ türiyennî mâ yû’adûn. Rabbi felâ tec’alnî fil-kavmiz-zâlimîn.” Anlamı: “Rabbim! Eğer onlara vaad edilen azabı bana mutlaka göstereceksen, Rabbim! Bu durumda beni, o zalimler topluluğunda bulundurma.” (Mü’minûn Suresi - 93–94) 4 - ) Okunuşu: “Rabbi e’ûzü bike min hemezâtiş-şeyâtîn. Ve e’ûzü bike rabbi eyyahdurûn.” Anlamı: “Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım! Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım.” (Mü’minûn Suresi - 97–98) 5 - ) Okunuşu: “Rabbiğfir verham ve ente hayrürrâhımîn.” Anlamı: “Rabbim! Bağışla, merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.” (Mü’minûn Suresi - 118) Beş vakit namaz ve kendisine mahsus olan teheccüt namazı emrinin akabinde (İsra Suresi - 78–79) şöyle dua etmesini istemiştir. 6 - ) Okunuşu: “Rabbi edhılnî müdhale sıdkıvve ahricnî muhrace sıdkıvec’allî milledünke sültânen nasîra.” Anlamı: “Rabbim! Gireceğim yere doğrulukla girmemi sağla, çıkacağım yerden de doğrulukla çıkmamı nasip et ve benim için kendi katından yardım edici bir kuvvet ver.” (İsrâ Suresi - 80) Vahyedilen henüz tamamlanmadan Kur’ân’ı acele okumaması konusunda uyardıktan sonra yüce Allah, şöyle dua etmesini emretmiştir: “Rabbim, ilmimi artır!” (Tâ-hâ Suresi - 114) Yüce Allah’ın peygamberimize emrettiği dualarda, dünyevî ve uhrevî isteklerini özellikle yardım ve ilim isteme, şeytan ve zalimlerden uzak kalma arzusunun öne çıktığını ve dualarda Allah’ın güzel isimleri ve nitelikleri ile övüldüğünü görmekteyiz. Peygamber duaları, Allah’tan ne isteyeceğimiz ve nasıl dua edeceğimiz konusunda bizim için birer örnektir. Peygamberlerin yaptığı duaların dışında Kur’ân’da Havârilerin, Ashab-ı A’râf ’ın, Hz. Musa’ya iman edenlerin, Ashab-ı Kehf ’in, Tâlut’un ve sâlih mü’minlerin yaptığı dua örnekleri de vardır. تُولِجُ اللَّيْلَ فِي الْنَّهَارِ وَتُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَتُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَتُخْرِجُ الَمَيَّتَ مِنَ الْحَيِّ وَتَرْزُقُ مَن تَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ De ki: "Mülkün mâliki olan Allah'ım. Mülkü dilediğine verirsin ve dilediğinden mülkü alırsın. Ve dilediğini azîz kılarsın ve dilediğini zelil edersin. “Hayır” senin elindedir. Muhakkak ki sen herşeye kaadirsin. Tûlicul leyle fîn nehâri ve tûlicun nehâra fîl leyl(leyli), ve tuhricul hayya minel meyyiti ve tuhricul meyyite minel hayy(hayyi), ve terzuku men teşâu bi gayri hısâb(hısâbın). Geceyi gündüzün içine sokarsın ve gündüzü gecenin içine sokarsın. Canlıyı ölüden çıkarırsın ve ölüyü canlıdan çıkarırsın. Ve dilediğin kimseyi hesapsız rızıklandırırsın. ⇒ Ali İmran Suresi - 26-27 ⇒ Zumer Suresi - 46) Yarattıklarının şerrinden. Ve karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden. De ki: “Ben, Felâk’ın Rabbine sığınırım.” Ve düğümlere üfleyenlerin şerrinden. Ve haset ettiği zaman, haset edenin şerrinden. ⇒ Felak Suresi - 1/5 ⇒ Nas Suresi - 1/6 Rasulullah Efendimiz Muhammed (a.s.)'mın Yaptığı ve Tafsiye Ettiği Kur'an-ı Kerim'de ve Hadiste ki Duaları Arapça ve Türkçe Okunuş ve Anlamları Peygamberimiz (s.a.s.) en çok şöyle dua etmiştir: ⇒ Buhari, De’avat, 55 ⇒ Muslim, Dua, 72; İbn Hıbban, Ed’ıye, No: 900 ⇒ Muslim, Zikir ve Dua, 35 ⇒ İbn Hıbban, Ed’ıye, No: 960 ⇒ Hakim, De’avat, No: 1973 ⇒ Hakim, De’avat, No: 1916 ⇒ Tirmizî, De’avât, 98; ⇒ İbn EbîŞeybe, Dua, 35, No: 29345) Anlamı: “Allah’ım! Senden başka ilâh yoktur, Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, Sana hamd ederim, ben kötü bir fiil işledim ve nefsime zulmettim, bana merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın. Allah’ım! Senden başka ilâh yoktur, Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, Sana hamd ederim, ben kötü bir fiil işledim ve nefsime zulmettim, bana merhamet et ve tövbemi kabul et, şüphesiz Sen tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın.” ⇒ İbn Ebi Şeybe, Dua, 19, No: 29242 ⇒ Buhari: 11/96 ⇒ Ebu Davud: 5067 “Allah(c.c.)ım! Senin yardımınla akşama girdik, senin yardımınla sabaha kavuştuk, senin yardımınla diriliyor ve senin kudretinle ölüyoruz ve dönüş yalnız sanadır.” ⇒ İbn Mace, Dua: 14 ⇒ et-terğıb ve et-terhib: 1/76 ⇒ Ebu Davud, At’ime:15 ⇒ Tirmizi, deavat: 107 ⇒ Müslim, müsafirin:6 ⇒ Buhari, teheccüd: 25 ⇒ İbni Mace, Teharet: 9 ⇒ İbni Mace, taharet:10 ⇒ Tirmizi, deavat: 3 ⇒ Ebu Nuaym ⇒ İbnüs-sünni, El- Ezkar: 270 30 - ) Aksırma Esmasında Aksıran kimsenin; “Elhamdulilllah” “Allah(c.c.)’a hamd olsun” demesi, o’nu işiten kimsenin de: “Yerhamukeallah” “Allah(c.c.) sana merhamet etsin” demesi gerekir. Aksıran kişi, yanında “Yerhamukeallah” denildiğini duyunca: Yehdina ve yehdikumullah ” “ Allah(c.c.) bize ve size hidayet versin” veya, “Yehdikumullahu ve yuslihu balekum” “Allah(c.c.), sizi doğru yola yöneltsin ve işlerinizi düzeltsin” demelidir. ⇒ Buhari, Edep: 125 ⇒ Zuhruf Suresi 13-14 ⇒ Ebu Davud, Edeb: 112 ⇒ Tirmizi, deavat: 34 ⇒ Buhârî, Deavât 6, 7, 13, 15, Tevhid 13; ⇒ Müslim, Zikir, 59. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sabah uyandığında şu duayı okurdu: “Bizi öldürdükten sonra tekrar hayat veren Allah’a hamdolsun! Zaten dönüşümüz de O’nadır .” ⇒ Buhârî, Deavât 7, 15, Tevhid 13; Müslim, Zikir, 59. Peygamberimiz (sav) bir gün sabah namazını kılmak üzere erkenden yanımdan çıktı. Kuşluk vaktinden sonra geri döndü. Cüveyriye hâlâ oturuyordu. Allah Rasûlü (sa): ‘Hâlâ yanından ayrılırken seni bıraktığım durumda mısın?’ diye sordu. Cüveyriye: Evet deyince, Peygamberimiz (sav) şöyle buyurdu: ‘Andolsun senden (ayrıldıktan) sonra dört kelimeyi üç defa tekrarladım. Eğer bunlar sabahtan beri senin söylediklerinle tartılacak olursa hiç şüphesiz benim söylediklerim seninkilerden ağır basacaktır. (Söylediklerim şunlardır): “Yarattıklarının sayısınca, zatını hoşnut edecek kadar, arşının ağırlığınca ve kelimeleri sayısınca yüce Allah’ı hamd ile tesbih ederim.” ⇒ Buhârî, Deavât 7, 15, Tevhid 13; Müslim, Zikir, 59. ⇒ Buhari, Teheccüd, 21, Deavât, 51; Müslim, Mesâcid, 139. ⇒ Tirmizi, Dua, 29; Kıyâme, 8; Tefsiru sure 39/7. ⇒ Buhârî, Deavât 7, 15, Tevhid 13; ⇒ Müslim, Zikir, 59. ⇒ Ebu Davud, Taharet, 17; ⇒ Tirmizi, Taharet, 5. ⇒ Müslim, İman, 10 (46); Salât, 7(13);13 (46). لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ⇒ Müslim, Zikr, 37 (2698) Not: Bu hadis-i şerifte farz namazlardan sonra 33’er defa yapılan tesbihata işaret vardır. Yüzüncüsü şu sözdür: ⇒ (Ebu Davud, Edeb, 101) ⇒ (Buhârî, Bedü’l-Hak, 11) Not: Başka bir rivayette: “Her kim bunu her akşamladığında ve her sabahladığında (yüz defa) söylerse” şeklinde geçmektedir. Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: «Müezzin “Allahuekber Allahuekber” “Allahuekber Allahuekber” diye karşılık verse, sonra müezzin “Eşhedü en lâ ilâhe illallah” deyince sizden birisi “Eşhedü en lâ ilâhe illallah” diye karşılık verse, müezzin “Eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah” deyince biriniz “Eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah” diye karşılık verirse, sonra müezzin “Hayyeale’s-salâh” deyince, o da “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” diye karşılık verirse, müezzin sonra “Hayyealel-felâh” deyince, o da “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” diye karşılık verirse, müezzin “Allahuekber Allahuekber” deyince, o da “Allahuekber Allahuekber” dese, sonra müezzin “Lâ ilâhe illallah” deyince, o da cân-ı gönülden “Lâ ilâhe illallah” diye karşılık verirse Cennete girer.» ⇒ Müslim, el-Câmiu’s-Sahih, II, 4 (Hadis no: 876) Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem sabah namazını kılıp selam verdikten sonra şöyle dua ederdi: “Allâhumme innî es eluke ‘ilmen nâfi‘an ve rızgan tayyiben ve ‘amelen mutekabbelen.” “Ey Allahım! Senden yararlı ilim, güzel (helal) rızık ve makbul amel dilerim.” ⇒ İbn Mâce, es-Sünen, II, 85, (Hadis no: 925) Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: “Vallahi ben günde yetmiş defadan fazla Allah’tan beni bağışlamasını diler, ona tövbe ederim.” Bu hadis-i şerife göre; (Estağfirullahe ve etûbu ileyh) “Allah’tan bağışlanma diler, O’na tövbe ederim.” şeklinde istiğfarda bulunmak sünnettir. ⇒ Buhârî, Daavât 3. “Kim bir şey yer ve; (Elhamdu lillahillezi et'ameni, hazatta'ame ve rezeganihi min ğayri havlin minni vela kuvvetin.) (Bana bu yiyeceği yediren ve tarafımdan hiçbir güç ve kuvvet olmadan bunu bana rızık kılan Allah’a hamdolsun) derse geçmiş günahları affolunur.” ⇒ (Ebû Dâvud, Libâs 1) “Sana «Seyyidü’l-istiğfar: Tövbe Duasının Efendisi» olan duayı öğreteyim mi?” diyerek kendisine aşağıdaki duayı okumasını tavsiye etmiştir: Allâhümme ente rabbî, lâ ilâhe illâ ente, halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va’dike mesteta’tu, eûzü bike min şerri mâ sana’tu, ebûu leke biniğmetike aleyye ve ebûu bizenbî fağfirlî feinnehu lâ yağfiru’z-zünûbe illâ ente. (Allah’ım sensin benim Rabbim, senden başka gerçek ilah yok. Beni sen yarattın, ben senin kulunum. Ben gücüm yettiğince sana verdiğim sözüm ve senin vaadin üzereyim. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım. İşte verdiğin nimetlerle senin huzurundayım, günahlarımla huzurundayım. Beni affet, çünkü günahları ancak sen affedersin.) Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem ona bu duayı öğrettikten sonra şöyle buyurmuştur: “Sizden her kim bunu (kalben tasdik ederek) akşamleyin söyler ve sabaha varmadan ölürse Cennet ehlinden olur. Yine kim bunu sabah söyler ve akşama varmadan ölürse yine o kimse cennet ehlinden olur.” ⇒ Buhari, el-Câmiu’s-Sahih, VIII, 83 (6306) “Kim ezanı işittiği zaman; Allahümme rabbe hazihi’d-da’veti’t-tâmmeh, ve’s-salâti’l-gâimeh, âti Muhammedeni’l-vesîlete ve’l-fazîlete veb’ashü makâmem-Mahmûdeni’l-lezî vaadteh (Bu tam davetin ve kılınacak namazın sahibi olan Allah’ım! (Efendimiz) Muhammed’e vesîle makamını ve fazileti ikram eyle. O’na vaat ettiğin Makam-ı Mahmud’u ihsan eyle.) diye dua ederse, kıyamet günü ona şefaatim vacip olur.” ⇒ Buharî, Ezan 8; Müslim, Salat 11, (384)) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Yunus Peygamberin (aleyhisselam) balığın karnında iken yaptığı duası Lâ ilâhe illâ ente, sübhâneke, innî küntü mine’z-zâlimîn «Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Şüphesiz ben zalimlerden oldum.» (Enbiya Suresi -87) ayeti idi. Onun bu duasını herhangi bir şey hakkında bir Müslüman yapacak olursa, Allah elbette onun duasını kabul eder.” ⇒ Tirmizi, es-Sünen, V, 529 Hz. Fatıma radiyallahu anhâ elleri un öğütmekten, yük taşımaktan dolayı yıpranmış bir halde Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in yanına geldi. Bir hizmetçi istedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Ashabı Suffe için yiyecek bulamadığından “Bu hizmetçiyi (şu an için) bulamazsın” diyerek ona şöyle buyurdu: “Hizmetçi edinmekten daha hayırlı olanı sana söyleyeyim mi? Yatağına girdiğinde 33 defa Subhânellah diyerek tesbih edersin, 33 defa Elhamdülillah diyerek tahmîd edersin, 34 kez de Allahüekber diyerek tekbir getirirsin. Böylece 100’e tamamlarsın. Bu senin için daha hayırlıdır.” Hz. Fatıma radiyallahu anhâ da Allah ve Resûlü’nün rızasını tercih etti. ⇒ Müslim, el-Câmiu’s-Sahih) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in arkasında namaz kılmak için Mescid-i Nebî’ye varınca Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem ona üç defa “Söyle” buyurdu. O her defasında sükût etti. Nihayet Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Sabah ve akşam Felak ve Nâs suresiyle birlikte İhlâs suresini oku. Bunlar, her türlü kötülükten korunman için sana yeter.” ⇒ Tirmizi, es-Sünen, V, 567 “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, (bir gün) yanımıza çıkageldi. Ona ‘Ey Allah’ın Resulü! Sana nasıl selâm vereceğimizi öğrendik, fakat sana nasıl salavât getireceğiz?’ diye sorduk. Bunun üzerine Resulullah sallallahu aleyhi vesellem: Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ salleyte alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdun mecîd. Allâhümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ bârekte alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdun mecîd. ‘Allah’ım! İbrâhîm’in ev halkına rahmet ettiğin gibi Muhammed’e ve Muhammed’in ev halkına da rahmet eyle. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin. Allah’ım! İbrâhîm’in ev halkına hayır ve bereket lütfettiğin gibi Muhammed’e ve Muhammed’in ev halkına da hayır ve bereket ihsan eyle. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin.’ diye dua ediniz, buyurdu.” ⇒ Buhari, el-Câmiu’s-Sahih - IV, 1802 ⇒ ⇒ Not: “Resulullah (s.a.s)’e selam verme, tahiyyat duâsında ‘Esselâmü aleyke eyyühe’n-nebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtühü’ (Ey Peygamber! Selam, Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerine olsun.) şeklinde geçmektedir.” “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ile birlikte bir seferde bulunuyorduk. Tepeye çıkınca tekbiri yüksek sesle getirmeye başladık. ‘Seslerinizi azaltın. Çünkü siz duymayan, görmeyen birine seslenmiyorsunuz. Bilakis işiten ve gören Allah’a dua ediyorsunuz.’ buyurdu. Daha sonra yanıma geldi. O sırada ben kendim duyacak şekilde/içimden Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh “Güç ve kuvvet ancak Allah’a mahsustur” diyordum. Bana şöyle buyurdu: “Güç ve kuvvet ancak Allah’a mahsustur” de! Zira bu kelimeler cennet hazinelerindendir.” ⇒ Buhari, el-Câmiu’s-Sahih - IX, 144 Allâhümme rabbenâ âtinâ fi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhirati haseneh ve kınâ azâbe’n-nâr “Allah’ım! Bize dünyada iyilik ver, âhirette de iyilik ver. Bizi cehennem azâbından koru!” ⇒ Buhari, el-Câmiu’s-Sahih - VIII, 103 Lâ ilâhe illâllahu vahdehu lâ şerîke leh lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr “Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Onun hiçbir ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır. O her şeye güç yetirendir.” derse on köle azat etmiş gibi sevap alır. Bununla ona yüz sevap yazılır. Yüz de günahı silinir. Akşamlayıncaya kadar o gün şeytandan korunur. Bundan daha çok söyleyen birinden başka hiç kimse onun aldığı sevaptan daha faziletlisini alamaz.” ⇒ Buhari, el-Câmiu’s-Sahih - IV, 153 “Sa’d b. Ebi Vakkâs, Resulullah (sallallahu aleyhi vesellem) ile birlikte önündeki hurma çekirdekleriyle veya çakıl taşlarıyla tesbih çeken bir kadının yanına geldi. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem kadına: ‘Bundan daha kolayını -veya daha faziletlisini- sana haber vereyim mi?’ diye sordu. Sonra kadına; Sübhânallâhi adede mâ halaka fi’s-semâi ve Sübhânallâhi adede mâ halaka fi’l-arzi ve Sübhânallâhi adede mâ halaka beyne zâlike ve Sübhânallâhi adede mâ hüve hâlik. (Anlamı: ‘Ben Allah’ı gökyüzünde yarattıkları sayısınca ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim. Ben Allah’ı yarattıkları sayısınca ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim. Ben Allah’ı yer ile gök arasında yarattıkları sayısınca ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim. Ben Allah’ı bundan sonra yaratacakları sayısınca ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim’) dersin buyurdu ve ardından şöyle ekledi: «AllahuEkber» de, «el-Hamdulillâh»i da, «Lâ ilâhe illallâh»ı da, «Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh»ı da bu şekilde söylersin.” ⇒ Tirmizi, es-Sünen - V, 562 Elhamdülillahillezî kesânî hazâ ve razakanîhi min gayri havlin minnî velâ kuvveh ‘Bunu bana giydirip, tarafımdan bir güç ve kuvvet olmaksızın beni bununla rızıklandıran Allah’a hamdolsun.’ diye dua ederse geçmiş günahları affedilir.” ⇒ Dârimî es-Sünen, II, 378 “Bir kimse evine vardığında; Allahümme innî es’elüke hayra’l-mevlici ve hayra’l mahraci. Bismillâhi velecnâ ve bismillâhi haracnâ ve alâ’llahi Rabbinâ tevekkelnâ (Anlamı: “Allah’ım senden hayırla giriş ve hayırla evden çıkış dilerim. Allah’ın adıyla eve girer, Allah’ın adıyla da çıkarız. Rabbimiz Allah’a tevekkül ederiz.” diye dua etsin. Sonra da ailesine selam versin.”) ⇒ Ebu Davud, es-Sünen, IV, 486 “Biriniz mescide girdiğinde (öncelikle) Nebî’ye sallallahu aleyhi vesellem selam versin. Sonra şöyle dua etsin: Allahummeftah li ebvabe rahmetik Allah’ım! Rahmet kapılarını bana aç. ⇒ Müslim, el-Câmiu’s-Sahih, II, 155 “Biriniz mescidden çıkarken Nebî’ye (sallallahu aleyhi vesellem) selam versin. Sonra şöyle dua etsin: Allahumme inni eselüke min fadlik “Allah’ım! Fazlından (rahmetini) talep ederim.” ⇒ Müslim, el-Câmiu’s-Sahih, II, 155 (Allahümme innî eûzübike min azâbi’l-kabri ve min azâbi’n-nâri ve min fitneti’l-mahyâ ve’l-memâti ve min şerri fitneti’l-mesîhi’d-Deccâl.) “Allahım! Kabir azabından, cehennem azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden, Mesih Deccal fitnesinin şerrinden Sana sığınırım.” ⇒ Buharî, el-Câmiu’s-Sahih, I, 211) “Kim sabahladığında üç kere (Euzubillahi’ssemî’il-alîm mine’şşeytâni’rracim.) der ve Haşr suresinden üç âyet okursa, Allah onun için yetmiş bin meleği vekil tayin eder. Onlar, akşam oluncaya kadar kendisine rahmet okurlar. Şâyet o gün ölecek olsa şehit olarak ölür. Akşam vaktinde aynı şekilde okuyacak olsa, keza sabaha kadar aynı şeyler söz konusu olur.” ⇒ NOT: ⇒ “Haşr suresinden üç ayetle” kastedilen surenin son üç ayetidir (Yani Hüvellâhüllezî ile başlayan ayetler) ⇒ et-Tirmizi, es-Sünen, V, 182 “Kim malâyânî konuşmaların çok olduğu bir mecliste bulunur ve oradan kalkmadan önce şu duayı okursa bu yerde oturmaktan dolayı hâsıl olan günahından arınmış olur: (Sübhâneke Allâhümme ve bihamdike eşhedü en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyke.) Allah’ım! Seni hamdinle tesbih ederim. Senden başka ilah olmadığına şehâdet ederim. Senden mağfiret dilerim. Sana tövbe eder ve affımı dilerim.” ⇒ Tirmizi, es-Sünen, V, 371 “Kim bir yerde konakladığı zaman şu duayı okursa, oradan ayrılıncaya kadar ona hiçbir şey zarar vermez” buyurmuştur: Eûzü bikelimâtillahi’ttâmmâti min şerri mâ khalâka “Allah’ın eksiksiz, mükemmel kelimeleri ile yarattıklarının şerrinden Allah’a sığınıyorum.” ⇒ Müslim, el-Câmiu’s-Sahih, VIII “Bakara suresinin sonundaki iki ayeti geceleyin kim okursa, o iki ayet ona kâfi gelir.” NOT: Bakara Suresi’nin son iki ayeti 285 ve 286. ayetlerdir ⇒ (Yani Âmenerrasûlü ile başlayan ayetler.) Buhari, el-Câmiu’s-Sahih, V, 107) “Allah’tan âfiyet iste!” Birkaç gün sonra tekrar yanına gittim. Yine “Ey Allah’ın Resûlü, Allah’tan bir isteğim olduğunda yapabileceğim duayı bana öğret” dedim. Efendimiz (sav) bana şöyle buyurdu: “Allah’tan dünya ve ahiret için afiyet isteyin.” ⇒ Tirmizi, es-Sünen, V, 534) “Dilde hafif, mizanda ağır iki kelime vardır. Onlar Rahman katında sevimlidir. (Bu kelimeler şunlardır:) (Sübhânallâhi ve bi-hamdihi Sübhânallâhi’l-azîm) “Allah’ı hamdiyle birlikte noksanlıklardan tenzih ederim. Yüce Allah’ı noksanlıklardan tenzih ederim.” ⇒ Buhârî, Deavât 65, Eyman 19 (Allahumme innî es’eluke’l-hudâ ve’t-tukâ ve’l-ıffete ve’l-gınâ) “Allah’ım! Senden hidayet, takvâ, iffet ve gönül zenginliği isterim’ diye dua ederdi.” ⇒ Müslim, Zikir 72 (2721) Allah’ım! Gazabından rızana, azabından affına, senden Sana sığınırım. Senin kendi Zatını övdüğün gibi ben Seni övemiyorum. ⇒ Malik, Dua, No: 497
Allah’ım! Senden Seni sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi
ve Senin sevgine ulaştıran ameli yapmayı isterim
Arapça ve Türkçe Duanın Latince Okunuşu Allahümme innî es'eluke hubbeke ve hubbe men yuhibbuke ve'l-amele’l-lezi yübelliğuni hubbeke. Allahummec'al hubbeke ehabbe ileyye min nefsî ve ehlî ve mine'l- mâil bârid. Duaların Türkçe Meali veya Manası Allah’ım! Senden Seni sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi ve Senin sevgine ulaştıran ameli yapmayı isterim. Allah’ım! Senin sevgini, bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha sevgili kıl. [1]
Yatarken Uyanırken Eveden Çıkarken Akşam ve Sabahları ✪ Bilhassa Çarşı ve Pazara Giderken Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe
Duanın Latince Okunuşu "Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerikeleh lehü'l mülkü ve lehü'l-hamdü yuhyi ve yümiytü ve hü ve hayyün lâ yemütü biyedihi'l-hayr ve hü ve alâ külli şey'in kadir." Duaların Türkçe Meali veya Manası "Allâh'dan başka hiçbir ilah yoktur. Ancak tek o vardır. Onun ortağı yoktur. Öldürür ve diriltir. O diridir, ölmez. Hayır, onun yed-i kudretindedir. O, her şeye kaadirdir." [1] Allahım beni Annemi babamı bütün müminleri (Kadın Erkek) bütün müslümanları (Kadın Erkek) hepsini afv-ı mağfiret eyle "...Allâhümme habbib ileynel-îmâne ve zeyyinhü fî kulûbinâ ve kerrih ileynel-küfra ve’l- füsûka vel‘ısyâne vec- ‘alnâ miner-râşidîn. Allâhümme teveffenâ müslimîne ve ahyinâ müslimîne ve el-hıknâ bis-sâlihîne..." Allahüm meğfirli veli valideyye velil müminine vel müminat vel müslimin vel müslimet el ahya-i min hüm vel emvat bi Rahmetike ya erhamer Rahimin ve Selamun alal murselin vel hamdulillahi rabbil alemine "...Allâhümme teveffenâ müslimîne ve ahyinâ müslimîne ve el-hıknâ bis-sâlihîne..." Hadis-i Şerifdeki Duanın Türkçe Manası veya Meali "..Allah’ım! Bize imanı sevdir, kalblerimizi imanla süsle. Bize küfrü, itaatsizliği ve isyanı sevdirme, kerih göster, bizi doğru yolu bulanlardan eyle. Allah’ım! Müslümanlar olarak canımızı al, Müslümanlar olarak dirilt, rezil olmadan ve fitneye uğramadan sâlih kullarının arasına dâhil eyle..." [1] Allahım beni Annemi babamı bütün müminleri (Kadın Erkek) bütün müslümanları (Kadın Erkek) hepsini afv-ı mağfiret eyle. Onlardan ölenleride af eyle . bi Rahmetike ya erhamer Rahimin Alemlerin Rabbi Allah'a Hamd olsun ve Selam gönderilen Resullerin Üzerine Olsun [2] |