Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) okuduğu ve tavsiye ettiği dualar Hadislerde geçen duaların Arapça, Türkçe okunuşları ve anlamları “Allâh’ım! Sen’in gazabından rızâna, azâbından affına ve Sen’den yine Sana sığınırım!...” (Müslim, Salât, 222) “Allah (c.c) buyurmuştur ki: Kim bana duâ etmezse ona gadab ederim.” (İbn Mâce, Duâ, 1; İbn Hanbel, III, 477) Dua ibadetin özüdür Tirmizi, Daavat 1
Muaz bin. Cebel (r.a) Duaları
Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe
Duanın Latince Okunuşu Allâhümme einnî ala zikrike ve şukrike ve husnu ibadetike Duanın Türkçe Manası / Meali Allahım! Seni zikretmek nimetlerine şükretmek ve Sana güzelce ibâdet etmek bana yardım et [1]
Abdullah bin Mesud'un Duası (r.a)
Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe
Duanın Latince Okunuşu Allahumme inni eseluke imanen la yerteddu ve naimen la yenfudu ve murafakate Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) fi e'ala cennetil khuld Duanın Türkçe Meali / Anlamı Allahım! Senden asla sarsılmayan iman bitmez tükenmez nimet ve KHuld cennetin yüksek makamında Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) arkadaşlık dilerim [1]
[1] : 1746 - İbnu. Mes'ud (r.a) anlatıyor: Resûlullah (a.s) Ebû Bekir Ömer (r.anhümâ) beraber otururlarken ben namaz kılıyordum. (Namazı bitirip) oturunca,
Allah'a sena ile zikretmeye başladım ve arkasından Rasûlullah (a.s)'a salât okuyarak devam ettim. Sanra kendim. için duada bulundum
Allahumme inni eseluke imanen la yerteddu ve naimen la yenfudu ve murafakate Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) fi e'ala cennetil khuld Allahım! Senden asla sarsılmayan iman bitmez tükenmez nimet ve KHuld cennetin yüksek makamında Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) arkadaşlık dilerim (Bu tarzımı beğenmiş olacak ki) Rasûlullah (a.s) İste! İstediğin veriliyor İste! İstediğin veriliyor'' dedi [1] :
Bismillah Hissettiğim ağrının ve hissedeceğim ağrının şerrinden Allah’ın izzet ve kudretine sığınırım
Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe
أَعُوذُ بِعِزَّةِ اللهِ وَ قُدْرَ تِهِ، مِنْ شَرِّ ماَ أَ جِدُ [2] Duanın Latince Okunuşu Bismillah euzu bi izzetillahi ve kudretihi min şerri ma ecidu ve ehaziru Euzu bi izzetillahi ve kudretihi min şerri ma ecidu Duanın Türkçe Meali −‘Vücudunun ağrıyan yerine elini koy ve üç kere: Allah’ın adıyla. Hissettiğim ağrının ve hissedeceğim ağrının şerrinden, Allah’ın izzet ve kudretine sığınırım de’ buyurdu.” [1] ‘Sağ elinle ağrıyan yeri yedi defa ovala ve: ‘Hissettiğin ağrının şerrinden, Allah’ın izzet ve kudretine sığınırım diye dua et’ [2]
Muaz bin. Cebel (r.a) Kısa Açıklama Muaz bin Cebel (r.a.) helal ve haram ilmini en iyi bilen, Kur’an-ı Kerim’i en iyi okuyan genç sahabilerdendir. Resulullah’a (s.a.) ikinci Akabe de biat etmiş 70 Ensar’dan biri olup kendi mallarını ve canlarını korudukları gibi Sevgili Peygamberimizi de koruyacaklarına ve İslâm’ın yayılmasında yardımcı olacaklarına söz veren yiğitlerdendir. Yesrib’e dönünce arkadaşlarıyla küçük birlikler oluşturan Muaz (r.a.) Hz. İbrahim’in (a.s.) yaptığı gibi putlarla mücadeleye başlamıştır. Onların hiçbir fayda getirmeyeceğini hiçbir zararı da önlemeyeceğini müşriklere göstermek istemiştir. Putuna karşı çok itina gösteren Yesrib ileri gelenlerinden Amr ibni Cemuh’un birkaç defa putunu çöplüklere atmış parçalamış, böylece kendine dokunan zararı önleyemeyen nasıl tanrı olur? diyerek onun İslam’a girmesine vesile olmuştur. HZ. İBRAHİM’E (A.S.) BENZETİLİRDİ Abdullah ibni Mes’ud (r.a.) Muaz hakkında, Muaz Allah yolunda bir cemaat gibiydi. Biz onu hep Hz. İbrahim’e (a.s.) benzetirdik. O, insanlara hayrı, iyiliği öğretir, Allah’a ve Resulüne itaat ederdi diye şahadette bulunmuştur. Mus’ab bin Umeyr’in (r.a.) delaletiyle 18 yaşlarında iken İslâm’la şereflenen Muaz bin Cebel (r.a.) genç, zekî, cesur ve çok cömertti. Az konuşur, çok dinlerdi. Rasulullah (s.a.) Medine’ye hicret edince Muaz (r.a.) O’ndan hiç ayrılmadı. Kur’an’ı, İslâm’ı onun tükenmez kaynağından öğrendi. HELALİ VE HARAMI EN İYİ BİLEN SAHABİ Fahr-i kainat (s.a.) Efendimiz onun hakkında “Ümmetimin helal ve haramı en iyi bileni Muaz bin Cebel’dir.” buyurmuşlardır. O, Peygamberimiz hayatta iken Kur’an’ı ezberlemiş ve “Kur’an’ı şu dört kimseden alınız Muaz b Cebel, Ubey b Ka’b, Abdullah b Mes’ud ve Salım Mevla Huzeyfe (r.a.)” iltıfatına mazhar olmuştur. Mekke fethinden sonra yeni Müslümanlara İslâm’ı öğretmesi için din muallimi olarak bırakılmıştır. PEYGAMBERİMİZİN MUAZ BİN CEBEL’E (R.A.) NASİHATLERİ O, güzel konuşur, hikmetli sözler söylerdi. Güzel giyinirdi. Gençliği ve yakışıklılığı ile dikkat çekerdi Rasuli Ekrem (s.a.) Efendimiz de onu adeta bir iman en ve İslâm tebliğcisi olarak yetiştirmek istemişti. Bir gün Muaz’ı karşısına aldı, şu nasihatlarda bulundu. “Ey Muaz! Sana Allah’tan korkmayı, Ona sığınmayı, doğru konuşmayı, verdiğin sözde durmayı, herkese selam vermeyi, iyi işler yapmayı, yetimlere merhamet etmeyi ve tatlı sözlü olmayı tavsiye ederim. Daima Kur’an’la yaşamayı, ahiret hesabının korkusunu içinden çıkarmamayı herkese şefkatli olmayı her yerde ve hiç bir zaman Allah’ı unutmamayı ve her günahın peşinden tevbe etmeyi tavsiye ederim. Ey Muaz! Allah’ı görür gibi ibadet et ve kendini ölmüş gibi bil! Daha mühim bir şey söyleyeyim: “Dilini tut!” Her bir cümlesi birer hayat kandili olan bu öğütler bizlerin de hayatına ışık tutuyor elhamdülillah. Muaz bin Cebel (r.a.) Peygamber mektebinde yetişmiş bir muallim olarak Mekke Medine, Şam, Yemen ve Filistin’e kadar gitmiş, ora halkına Kur’an’ı, İslâm ı öğretmiştir Yemen hükümdarı, İslam’a girdiklerini açıklamak ve halkına İslâm’ı öğretecek bir muallim istemek üzere Medine’ye elçiler göndermişti. İlim, edeb, nezaket ve her türlü güzelliğin kaynağı Peygamber (s.a.) Efendimiz ashabına dönerek: “İçinizdenizden hanginiz Yemen’e gider” buyurur. Hz. Ebubekir (r.a.) “Ben giderim Ya Resulullah” diye ayağa kalkar. Sevgili Peygamberimiz tekrar: “Hanginiz Yemen’e gider?” diye sorar. Bu sefer Hz. Ömer (r.a.) ‘Ben giderim Ya Resulullah” der. Bir müddet sonra tekrar: “İçinizden Yemen’e kim gider'” buyurunca Muaz bin Cebel (r.a.) ayağa kalkar ve “Ya Resulullah ben giderim” der. Resul-i Ekrem (s.a.) Efendimiz “Ey Muaz bu vazife senindir” buyurur. Sevgili Peygamberimiz Muaz’ı (r.a.) uğurlarken bir müddet beraber yürürler ve vedalaşırken: “Muaz, Belki sen bu seneden sonra beni bir daha göremeyeceksin. Belki dönüşünde benim mescidime ve kabrime geleceksin. Sana bir dava getirilirse ne ile hükmedersin?” diye sorar. Muaz (r.a.): “Allah’ın kitabı ile” der. Ya onda cevabını açıkça bulamazsan? “Peygamberin sünneti ile.” Ya onda da bulamazsan? “İctihad eder, anladığımla hükmederim.” diye cevap verir. Sevgili Peygamberimiz “Elhamdülillah! Allah Resulünün elçisi, Resulünün rızasına uygun söyledi.” diyerek memnuniyetim ifade eder ve Muaz’a (r.a.) ‘Allah seni musibetlerden, insanların ve cinlerin şerrinden muhafaza eylesin” diye dua ederler. Muaz (r.a.) Yemen de uzun müddet kalır. Sevgililer sevgilisinin dar-ı bekaya irtihalleri haberini Yemen’de iken alır. Sonra Medine’ye döner. Hz. Ebubekir, Muaz’ı (r.a.) müşavere heyetine alır. Hz. Ömer (r.a.) devrinde de aynı vazifeye devam eder. Suriye valisinin Kur’an’ı ve İslâm’ı öğretecek muallim istemesi üzerine Hz Ömer (r.a.), Resulullah (s.a.) zamanında Kur’an’ı ezberleyen Ubade ibnu’s Samit’i (r.a.) Humus’a, Ebu’d Derda’yı (r.a.) Şam ‘a, Muaz bin Cebel’i (r a) de Filistin’e gönderir. Orada İslâm’ın yayılmasına gayret ederler. Muaz (r.a) Filistin de veba hastalığına yakalanır 640 tarihinde Kudüs ile Remle arasında Amvas köyünde 35 yaşlarında vefat eder. Cenab-ı Hak’tan onun tebliğ ruhunu bizlerde de göstermesini ve şefaatlerine nail eylemesini niyaz ederiz. Amin. Kaynak: Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi, 1993 – Temmuz, Sayı: 089, Sayfa: 026
Allah’ım! Senden Seni sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi
ve Senin sevgine ulaştıran ameli yapmayı isterim
Arapça ve Türkçe Duanın Latince Okunuşu Allahümme innî es'eluke hubbeke ve hubbe men yuhibbuke ve'l-amele’l-lezi yübelliğuni hubbeke. Allahummec'al hubbeke ehabbe ileyye min nefsî ve ehlî ve mine'l- mâil bârid. Duaların Türkçe Meali veya Manası Allah’ım! Senden Seni sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi ve Senin sevgine ulaştıran ameli yapmayı isterim. Allah’ım! Senin sevgini, bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha sevgili kıl. [1]
Yatarken Uyanırken Eveden Çıkarken Akşam ve Sabahları ✪ Bilhassa Çarşı ve Pazara Giderken Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe
Duanın Latince Okunuşu "Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerikeleh lehü'l mülkü ve lehü'l-hamdü yuhyi ve yümiytü ve hü ve hayyün lâ yemütü biyedihi'l-hayr ve hü ve alâ külli şey'in kadir." Duaların Türkçe Meali veya Manası "Allâh'dan başka hiçbir ilah yoktur. Ancak tek o vardır. Onun ortağı yoktur. Öldürür ve diriltir. O diridir, ölmez. Hayır, onun yed-i kudretindedir. O, her şeye kaadirdir." [1] Allahım beni Annemi babamı bütün müminleri (Kadın Erkek) bütün müslümanları (Kadın Erkek) hepsini afv-ı mağfiret eyle "...Allâhümme habbib ileynel-îmâne ve zeyyinhü fî kulûbinâ ve kerrih ileynel-küfra ve’l- füsûka vel‘ısyâne vec- ‘alnâ miner-râşidîn. Allâhümme teveffenâ müslimîne ve ahyinâ müslimîne ve el-hıknâ bis-sâlihîne..." Allahüm meğfirli veli valideyye velil müminine vel müminat vel müslimin vel müslimet el ahya-i min hüm vel emvat bi Rahmetike ya erhamer Rahimin ve Selamun alal murselin vel hamdulillahi rabbil alemine "...Allâhümme teveffenâ müslimîne ve ahyinâ müslimîne ve el-hıknâ bis-sâlihîne..." Hadis-i Şerifdeki Duanın Türkçe Manası veya Meali "..Allah’ım! Bize imanı sevdir, kalblerimizi imanla süsle. Bize küfrü, itaatsizliği ve isyanı sevdirme, kerih göster, bizi doğru yolu bulanlardan eyle. Allah’ım! Müslümanlar olarak canımızı al, Müslümanlar olarak dirilt, rezil olmadan ve fitneye uğramadan sâlih kullarının arasına dâhil eyle..." [1] Allahım beni Annemi babamı bütün müminleri (Kadın Erkek) bütün müslümanları (Kadın Erkek) hepsini afv-ı mağfiret eyle. Onlardan ölenleride af eyle . bi Rahmetike ya erhamer Rahimin Alemlerin Rabbi Allah'a Hamd olsun ve Selam gönderilen Resullerin Üzerine Olsun [2] |