ErayKitap Web Sitesine Hoş Geldiniz !     En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir
Hadis-i Şeriften Dualar Arapça ve Türkçe Dua ibadetin özüdür Tirmizi, Daavat 1

Hadis-i Şeriften Dualar Arapça ve Türkçe Hadislerde Geçen Dualar
Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) okuduğu ve tavsiye ettiği dualar Hadislerde geçen duaların Arapça, Türkçe okunuşları ve anlamlarını sizler için derledik “Allâh’ım! Sen’in gazabından rızâna, azâbından affına ve Sen’den yine Sana sığınırım!...” (Müslim, Salât, 222)

🌹 Rasulullah (a.s)'dan Duaları Rivayetlerle bize ulaşan Peygamberimiz' in belirli zamanlarda veya düzenli yaptığı, mü'minlerin yapmasını istediği veya ashabına öğrettiği duaları bu bölümde bulabilirsiniz
بِسْمِ اللهِ، واَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ
سُبْحَانَ رَبِّيَ العَلِيِّ الأَعْلَى الوَهَّابِ

Hadis-i Şerifdeki Duanın Latince Okunuşu
Bismillah vel Hamdulillah ves Salatu ves Selamu ala Rasulullah Subhane Subhane Rabbiyel aliyyil alel Vehhab

Hadis-i Şerifdeki Duanın Türkçe Manası veya Meali
Allah'ın Adıyla Başlıyorum ve Allaha Hamd Olsun Rasulullaha Salat ve Selam Olsun Karşılıksız bolca veren en yüce Rabb'im! Sen noksan sıfatlardan münezzehsin. [1]


[1]: İyas bin Seleme ibni'l Ekva (r.anhuma) babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir Ben Rasulullah (a.s)'mın duaya her başladığında mutlaka Subhane Rabbiyel aliyyil alel Vehhab diyerek başladığını işittim Hakim el Müstedrek no:1835 1/676

“Allah (c.c) buyurmuştur ki: Kim bana duâ etmezse ona gadab ederim.” (İbn Mâce, Duâ, 1; İbn Hanbel, III, 477)
Ayşe Annemizin (r.aha) Kadir Gecesi Okuduğu Dualari Arapça ve Türkçe
اَللَّهُمَّ إِنَّكَ عُفُوٌّ كَرِيمٌ تُحِبُّ الْعَفْوَ، فَاعْفُ عَنِّي

Hadis-i Şerifdeki Duanın Latince Okunuşu
Allahumme inneke Afuvvun Kerimun tuhibbul afve fea'fu anni


Hadis-i Şerifdeki Duanın Türkçe Manası veya Meali
Ayşe Annemizin (r.aha) Kadir Gecesi Okuduğu Dualari
Allahım! Şüphesiz ki sen bağışlamayı seven, çok bağışlayıcısın çok cömertsin O halde beni de bağışla

[1]: Tirmizi Deavat -84 - İbn.Mace Dua-5
Ayşe Annemizin (r.aha) Kadir Gecesi Okuduğu Dualari Arapça ve Türkçe
Aişe Annemiz (r.anha)'nın Kadir Gecesi Duasi

3513- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
“Ey Allah’ın Rasûlü! Kadir gecesinin hangi gece olduğunu bilirsem hangi duâyı okumamı tavsiye edersin?” dedim.
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Allahumme inneke Afuvvun Kerimun tuhibbul afve fea'fu anni “Allah’ım sen affedicisin, ikram sahibisin affetmeyi seversin beni de affet [1]

[1]: Sunen-i Tirmizi: Dua Bölümleri / 49 Dua Bölümleri / 85 Ø Dünya ve Ahirette Afiyet İstemek Herşey Yerine Geçer mi ? Tercüme Abdullah Parlıyan
Ayşe Annemizin (r.aha) Okuduğu İsm-i Azam Dualari BİLGİ

Hz. Ayşe (r. Anha) anlatıyor:
Ben, Allah’ın Elçisinin aleyhissaaltü veseelam,
“Allah'ım ben senin pak, güzel, mübarek ve zatına en sevimli ismin ile şüphesiz senden (hayır) dilerim,
o ismin ki onunla çağrıldığın zaman icabet edersin, onunla senden (hayır) istendiği zaman verirsin,
onunla senden rahmet istenildiğinde rahmet eylersin ve sıkıntıdan kurtulmak için onunla senden yardım dilendiği zaman sıkıntıdan kurtarırsın.” diye dua ederken sesini işittim.

Yine Hz. Ayşe validemizin bildirdiğine göre,
Resûl-İ Ekrem aleyhissalatü vesselam bir gün,
“Ey Ayşe, Allah'ın hangi isimle çağırıldığı zaman duayı kabul buyuracağını bana gösterip bildirdiğini bilir misin?” buyurdu. Ben,
"Ey Allah’ın Elçisi! Babam anam sana feda olsun, o ismi bana öğret." dedim. O (asm):
“Ey Ayşe, o ismin öğrenilmesi sana uygun değildir.” buyurdu.
Bunun üzerine ben uzaklaşıp biraz oturdum. Sonra kalktım ve O'nun (mübarek) başını öptüm. Daha sonra
“Ey Allah’ın Elçisi, o ismi bana öğret.” diye ricada bulundum. O yine,
“Ey Ayşe, o ismi sana öğretmem uygun değildir. Çünkü şüphesiz senin o isimle dünyalık bir şey istemen senin için uygun olmaz.” buyurdu.
Bunun üzerine ben de kalkıp abdest aldım ve iki rekat namaz kıldıktan sonra:

“Allahümme innî edûkellah ve edûkerrahmân ve edûke’l-berrerrahîm ve edûke biesmâike’l-husnâ küllehâ mâ alimtü minha ve mâ lem a’lem entağfiralî ve terhamenî.

- Allah'ım! Şüphesiz ben seni Allah, diye çağırırım, er-Rahmân diye çağırırım, el-Berr, er-Rahîm, diye çağırırım ve seni bildiğim ve bilemediğim Esmâ-i Husnâ'nın hepsiyle çağırırım ki, beni mağfiret edesin ve bana rahmet edesin.” diyerek dua ve dilekte bulundum. Bunun üzerine Allah’ın Elçisi güldü. Sonra buyurdu ki, “Şüphesiz o isim senin duada andığın isimler içindedir.”
(bk. Müsned, 3/120, 158, 245, 265; 4/ 350, 360; İbn Mace, Dua 9)



Allah'ın ism-i Azam'ının hangi isim veya isimler ya da hangi ayet olduğu konusunda rivayet edilen hadislere göre, âlimlerin değişik görüşleri olmuştur. Bunlardan bazıları özetle şöyledir:
- Lafza-ı Celâl olan; "Allah" ismi
- Tevhîd kelimesi olan; "La ilahe illallah" cümlesi
- "Er-Rahmân, er-Rahîm" isimleri
- "Allah, er-Rahmân, er-Rahîm" isimleri
- "eI-Hayy, el-Kayyûm" isimleri
- "Allahu lâ ilâhe illâ huvel-Hayyü'l-Kayyûm"
- "Lâ ilâhe illâ hüvel-Hayyü'l-Kayyûm"
- "Rabb"
- "Allahu lâ ilâhe illâ huve’l-Ahedü’s-Samed ellezî lem yelid ve lem yûled ve lem yekûn lehû küfüven ehad."
- "el-Hannânü'l-Mennân Bediü's Semâvati ve'l-Ard zü'l-Celâli ve'l-ikram el-Hayyü'l-Kayyûm" (bk. Fethu'l-bârî, XII/526-527)


Bu konudaki farklı rivayetleri ve açıklamaları dikkate alarak, en güzeli ve ideali, ism-i azam konusundaki bütün rivayetlerde geçen isimleri ve cümleleri okuyarak Allah'a dua ve dilekte bulunmak olduğu söylenebilir. (bk. Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: X/41-45)

[1]

[1]: sorularlaislamiyet.com
İsm-i Azam Duası Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe

İsm-i Azam Duası
İsm-i Azam nedir? İsm-i Azam duası diye bir dua var mıdır? İsm-i Azam duası nedir? İşte sadece Peygamberlerin bildiği dua, duaların en büyüğü İsm-i Azam duası...


“İsm-i Âzâm”, Allah’ın en yüce ismi demektir. Hadislerde Allah’ın ism-i âzamı olarak birden çok isim zikredilmiştir. Bu isimlerin başında lafza-i celal (Allah); sonra “Rahmân, Rahîm, Mennân, Ehad, Samed, Hayy, Kayyûm, Bedî’u’s-semâvâti ve’l-ard, Zû’l-celâli ve’l-ikram, lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illâ ente” isim ve zikirleri gelmektedir (Tirmizî, Deavât, 87; İbn Mâce, Dua, 9; Dârimî, es-Sünen, Fedâilü’l-Kur’an, 14; Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 258). Bu rivayetlerde de görüleceği üzere İsm-i Âzam, Yüce Allah’ın isimlerinden birisidir; özel bir dua adı değildir. Dolayısıyla böyle bir dua yoktur. Ancak Resûlullah İsm-i Âzam anılarak yapılan duaların Allah katında makbul olacağını bildirmiştir. Bunlardan iki rivayet şöyledir:

İSM-İ AZAM DUASI

“Hz. Peygamber (s.a.s.), bir gün camiye girdi. Bir sahabî namaz kılıyordu. Bu sahabî namazdan sonra şöyle diyerek dua etmeye başladı:

اللَّهُمَّ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ الْمَنَّانُ بَدِيعُ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ ذَا الْجَلاَلِ وَالإِكْرَامِ يا حَىُّ يَا قَيُّومُ إِنِّى أَسْأَلُكَ

(Allah’ım! Her türlü övgü sana mahsustur. Senden başka ilah yoktur. (Sen), Mennânsın (Çok nimet veren), gökleri ve yeri yokken vâr edensin, celâl ve ikram sahibisin. Ey yaşayan, diri, canlı, ölümsüz, ezelî ve ebedî olan, zatı ile kâim olan, her şeyin varlığı kendisine bağlı olan, uykusu ve uyuklaması olmayan, varlıkları yöneten, koruyan ve ihtiyaçlarını üstlenen Allah’ım! cümleleri ile sana dua ediyor, senden talepte bulunuyorum). Bu duayı işiten Peygamber (s.a.s.), ‘Bu kimse, Allah’ın İsm-i Âzam’ı ile dua etti ki İsm-i Âzâm ile dua edildiğinde, Allah bu duayı kabul eder ve bu isimle istenince verir’ buyurdu.” (Tirmizî, Deavât, 112; İbn Mâce, Dua, 9; Nesâî, Sehv, 58)

İSM-İ AZAM NEDİR?

“İsm-i Âzam” Allah’ın en büyük ismi mânâsına gelen bir tâbirdir.

Kur’ân-ı Kerîm’de “ism” kelimesi yirmi âyette Allah’a nisbet edilmekle birlikte azam sıfatıyla bir niteleme yer almamaktadır. Bir âyette Rabbin isminin yüce olup hayırlara vesile teşkil ettiği ifâde edilmiş (er-Rahmân 55/78), iki âyette “ism-rabbik” terkibine “azîm” sıfatı (el-Vâkıa 56/96; el-Hâkka 69/52), bir âyette de aynı terkibe “a‘lâ” nitelemesi eklenmiştir. (el-A‘lâ 87/1) Ancak bu âyetlerin üçü de Rabbin isminin tenzih edilmesini emretmektedir. Müfessirler genelde bu tenzihin Allah’ın zâtına râci olduğunu kabul etmekte ve isim kelimesinin bir vâsıta vazîfesi üstlendiğini veya sıfat mânâsına geldiğini belirtmektedir. (Taberî, XXX, 189-190; Zemahşerî, IV, 738; Fahreddin er-Râzî, Mefâtîĥu’l-ġayb, XXXI, 136-138)

İSM-İ AZAM DUASI İLE İLGİLİ HADİSLER

İsm-i Âzam hakkında nakledilen hadislerden Esmâ bint Yezîd, Ebû Ümâme, Büreyde b. Husayb, Enes b. Mâlik ve Hz. Âişe yoluyla gelen rivâyetler İbn Mâce’nin es-Sünen’inde mevcuttur. (“Duâ”, 9) Bunların dışında kalan ve dolaylı olarak İsm-i Âzam’ı ilgilendiren rivâyet ise Übey b. Kâ‘b yoluyla gelmiştir. (Müsned, V, 142; Müslim, “Salâtü’l-müsâfirîn”, 258; Ebû Dâvûd, “Vitir”, 17)

Adı geçen ilk iki sahâbî ile Übey b. Kâ‘b’dan gelen rivâyetlere göre Hz. Peygamber İsm-i Âzam’ın Bakara, Âl-i İmrân ve bir rivâyette Tâhâ Sûresi’nde yer alan “Allāhü lâ ilâhe illâ hüve’l-hayyü’l-kayyûm”

اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ
cümlesinden ibaret olduğunu söylemiştir. Büreyde ve Enes b. Mâlik yoluyla gelen rivâyetlerin metinleri farklı kelimelerle de olsa evvelki metin gibi tevhid ilkesini içermekte ve Resûl-i Ekrem’in şu ifâdesiyle sona ermektedir: “Bu duâyı yapan Allah’ın İsm-i Âzam’ı ile dilekte bulunmuş olur. Allah, İsm-i Âzam’ı anılarak kendisinden talepte bulunulduğunda talebi yerine getirir, İsm-i Âzam’la duâ edildiğinde duâyı kabul eder.” (Müsned, III, 120, 158, 245, 265; V, 350, 360; İbn Mâce, “Duâ”, 9)

Muhaddis İbn Hacer’in, İsm-i Âzam hakkında nakledilen rivâyetlerin sened açısından tercih edilmeye en uygun olanı diye nitelediği Büreyde hadisi (Fetĥu’l-bârî, XII, 527) birkaç kelime farkı ile İhlâs Sûresi’ne benzemektedir: “Allah’ım! Senin Allah, âhad ve samed oluşunu, doğurmak, doğmak, dengi ve benzeri bulunmak gibi beşerî özelliklerden münezzeh bulunuşunu vesile edinerek senden talepte bulunuyorum.”

اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ بِأَنَّكَ أَنْتَ اَللّٰهُ الأَحَدُ الصَّمَدُ، الَّذِي لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ، وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ
İSM-İ AZAM DUASININ SIRRI

Hz. Âişe’den gelen iki rivâyetin birinde Resûlullah’ın yaptığı bir duâda Allah’ın asîl (tâhir, tayyib), mübarek ve zâtınca en sevimli ismiyle tevessül ettiği, ayrıca bu isim aracılığıyla duâ edildiği, dilekte bulunulduğu, rahmet ve lutufkârlığı talep edildiğinde Cenâb-ı Hakk’ın kabul ile mukâbelede bulunacağının bildirildiği ifâde edilmiş (İbn Mâce, “Duâ”, 9), ancak isim hakkında bir açıklama yapılmamıştır.

Esmâ-i hüsnâ içindeki üstün konumu göz önünde bulundurulduğu takdirde bunun Allah ismi olabileceğini söylemek mümkündür. İsnadında bazı problemlerin olduğu ifâde edilen aynı rivâyetin devamında kaydedildiği üzere Hz. Âişe, duâların kabulüne vesile olan ismi öğretmesini Resûl-i Ekrem’den istemiş, ancak olumlu cevap alamamıştır. Bunun üzerine Âişe iki rek‘at namaz kılıp içinde Allah, Rahmân, Ber ve Rahîm isimleriyle “senin bütün güzel isimlerin” ifâdesinin geçtiği bir duâ okumuş, duâyı dinleyen Resûlullah, “Benden öğrenmek istediğin isim duânda yer alan isimler arasında bulunmaktadır” demiştir.

İSM-İ AZAM İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER

Âlimlerin İsm-i Âzam ile ilgili görüşlerini üç noktada toplamak mümkündür.

1. Başta Ca‘fer es-Sâdık, Cüneyd-i Bağdâdî, İbn Cerîr et-Taberî, Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî, İbn Hibbân ve Bâkıllânî olmak üzere bazı âlimler İsm-i Âzam diye bir şeyin bulunmadığını söylemişlerdir. (Fahreddin er-Râzî, Levâmiu’l-beyyinât, s. 92-94; İbn Hacer, XII, 526) Buna göre rivâyetlerde yer alan Âzam kelimesi “büyük, yüce” mânâsındaki azîm yerine kullanılmış olup buradaki yücelik harflerden oluşan isme değil onun delâlet ettiği zâta aittir. Kul samimiyetle duâ ettiği takdirde dileği kabul edilir.

2. İsm-i Âzam aslında var olmakla birlikte Kadir gecesi, duâ ve ibâdetlerin makbul olduğu Cuma gününde gizlenmiş husûsî vakit gibi sadece Allah tarafından bilinmektedir. Ayrıca bu ismin Esmâ-i Hüsnâ içinde bulunduğunu söylemek veya kulun duygulandığı her ilâhî ismin İsm-i Âzam olabileceğini kabul etmek de mümkündür. (Süyûtî, II, 135-136)

3. İsm-i Âzam mevcut olup insanlar tarafından bilinmektedir. Bu telakkiye göre sözü edilen isme “en büyük” denilmesinin sebepleri sadece kâinatı yaratan ve yöneten en yüce varlığa nisbet edilmesi, içeriğinin zengin ve sevabının çok olması ve duaların kabulüne vesile teşkil etmesi gibi hususlardır.

İbn Hacer ve Süyûtî, İsm-i Âzam’ın niçin ibaret olabileceği konusunda ileri sürülen görüşleri benzer bir şekilde sıralamışlardır. (Fetĥu’l-bârî, XII, 526-527; el-Ĥâvî li’l-fetâvâ, II, 136-139) Bu tür listelerde kaydedilen metinlerin bir kısmı yukarıda sözü edilen hadislere dayanmakta, bir kısmı da şahsî tahminlerle belirlenmektedir. Süyûtî’nin listesinde on altıya kadar çıkan bu metinlerin başında Allah ismi (veya O’na râci “hüve[hû]” zamiri) gelmektedir. En uzunu bir satır tutan metinlerde işlenen ortak tema Allah’ın birliği, engin merhameti ve kâinatı yaratıp yönetmesidir.

HZ. YUNUS’UN (A.S.) DUASI

İsm-i Âzam metinleri arasında yukarıda zikredilenlerden başka besmele, kelime-i tevhîd, Esmâ-i Hüsnânın tamamı, Allahümme, rabbi rabbi, mâlikü’l-mülk, zü’l-celâli ve’l-ikrâm ve Hz. Yûnus’un -aleyhisselâm- duâsı olan “Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü mine’z-zâlimîn”

لَّا إِلَهَ إِلَّا أَنتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنتُ مِنَ الظَّالِمِينَ
ibareleri kaydedilebilir.

Şiî âlimlerinin İsm-i Âzam hakkındaki genel kanaatleri de farklı bir vaziyet arzetmemektedir. Onlardan nakledilen rivâyetlerin birinde (Muhammed el-Garavî, s. 63) İsm-i Âzam’ın imamlardan ibaret olduğu, âmellerin makbul sayılabilmesi için Şiî imamlarının tanınıp benimsenmesinin gerektiği yolundaki telakkiye itibar etmek mümkün değildir.

İsm-i Âzam hakkında nakledilen rivâyetlerle ileri sürülen fikirlerin incelenmesinden anlaşılacağı üzere böyle bir ismin mevcudiyeti kesin olarak sabit değildir.

Sahih-i Müslim’de yer alan (“Śalâtü’l-müsâfirîn”, 258) ve aslında İsm-i Âzam adını içermeyen Übey b. Kâ’b rivâyetinin dışında konuyla ilgili olarak Sahîhayn’de herhangi bir nakle rastlanmamıştır. Diğer bazı hadis kaynaklarında yer alan rivâyetler isnad açısından pek sağlam görülmemiş ve bu sebeple naslarda geçmeyen bazı İsm-i Âzam metinlerinin tesbiti cihetine gidilmiştir. Ancak bu tür tesbitler herkesi ilgilendiren bir konuma sahip olmayıp sadece belirleyicisini veya mânevî yönelişi ona paralel olanları etkileyebilir. Bütün ilâhî isimlerin mânalarını içerdiği göz önünde bulundurularak Allah lafzına öncelik vermek, buna besmeleyi ve kelime-i tevhîdi de eklemek mümkündür.

İSM-İ AZAM DUASI İLE İLGİLİ İDDİALAR

İsm-i Âzam ile alâkalı olarak rivâyet edilen hadisler ve bu konuda ciddi âlimler tarafından ileri sürülen fikirler bu isim aracılığıyla duâların kabul edilmesi hedefine yöneliktir. Dua ruhun yücelişi ve kulun Allah’ı kendisine yakın hissedişinden ibaret olduğu (el-Bakara 2/186), ayrıca ibadetin özünü teşkil ettiğine göre (Tirmizî, “Duâ”, 1) İsm-i Âzam’la maddî sonuçların değil mânevî kazançların elde edilebileceği açıktır. Bu sebeple mevcudiyeti kesin olmayan, eğer varsa hangi isimden veya isimler grubundan oluştuğu bilinmeyen İsm-i Âzam’ı Hurûfîlik alanına çekip ondan maddî sonuçlar beklemek din, bilim ve akılla uzlaştırılması mümkün olmayan bir davranıştır. Bu tür telâkkiler arasında İsm-i Âzam’ın hastalıklara şifâ olduğu, büyüyü bozduğu, iki kişi arasında sevgi veya nefretin doğmasını sağladığı, seyir hâlinde olan gemiyi durdurduğu vb. iddialar zikredilebilir. (Ahmed b. Ali el-Bûnî, s. 86-89; Muhammed el-Garavî, s. 58-59) [1]

[1]: islamveihsan.com
 
Ümmeti Muhammede (a.s) Dualar Arapça ve Türkçe
    Allahım beni Annemi babamı bütün müminleri (Kadın Erkek) bütün müslümanları (Kadın Erkek) hepsini afv-ı mağfiret eyle

اَللّٰهُمَّ تَوَفَّنَا مُسْلِمِينَ وَأَحْيِنَا مُسْلِمِينَ وَأَلْحِقْنَا بِالصَّالِحِينَ
اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَ الْمُسْلِم۪ينَ وَالْمُسْلِمَاتِ أَلْاَحْـيَآءِ مِـنْـهُمْ وَالْاَمْوَاتِ رَبَّنَا اغْفِرْ لَـنَا ذُنُـوبَـنَا بِفَضْلِكَ وَجُودِكَ وَكَرَمِكَ يَآأَكْرَمَ الْاَكْرَم۪ينَ وَيَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ وَسَلاَمٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ وَالْحَمْدُ للهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

  • Hadis-i Şerifdeki Duanın Latince Okunuşu
    "...Allâhümme teveffenâ müslimîne ve ahyinâ müslimîne ve el-hıknâ bis-sâlihîne..."
    Allahüm meğfirli veli valideyye velil müminine vel müminat vel müslimin vel müslimet el ahya-i min hüm vel emvat Rabbenağ firlena zunubena bi fadlike ve cudike ve keremike bi Rahmetike ya ekremel ekremin ve ya erhamer Rahimin
    ve Selamun alal murselin vel hamdulillahi rabbil alemine

    Hadis-i Şerifdeki Duanın Türkçe Manası veya Meali
    "..Allah’ım! Müslümanlar olarak canımızı al, Müslümanlar olarak dirilt, rezil olmadan ve fitneye uğramadan sâlih kullarının arasına dâhil eyle..." [1] Allahım beni Annemi babamı bütün müminleri (Kadın Erkek) bütün müslümanları (Kadın Erkek) hepsini afv-ı mağfiret eyle. Onlardan ölenleride af eyle . bi Rahmetike ya erhamer Rahimin Alemlerin Rabbi Allah'a Hamd olsun ve Selam gönderilen Resullerin Üzerine Olsun [2]

    [1]: (Hâkim, De’avât, no:1868 Uhud Duasından) [2]: (Saffat Suresi - 181 -182)

  •