Ebubekir Yasin Dualarim
En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir
Cehennemin Yedi Kapısı Vardır
Kur'an-ı Kerim'de Cehennem Kapıları veya Tabakaları
Cehennemin yedi kapısından maksat bazı tefsirlere göre yedi tabakadır.
«Cüz’ün maksûm» da o kapılardan girerek yerlerini alacak olan guruplardır.
Bazı rivayetlere göre bu tabakalardan ilki olan Hâviye , günahkâr müminler için,
ikincisi Sakar, yahudiler için, üçüncüsü Sa’îr hıristiyanlar için, dördüncüsü Cahîm Sâbie için, beşincisi Lezâ ateşperestler için, altıncısı Hutame putperestler için ve pek çok adlarla anılan yedincisi münafıklar içindir.
Cehennemin Kapilari / Geniş Bilgi İçin Tıklayın
» Cehennemin Kapilari / Resim Görmek İçin Tıklayın
Cehennemin Yedi Kapısı veya Tabakaları Vardır
Ayeti Kerime
Cehennemin yedi kapısı vardır. Onlardan her kapı birer gurup için ayrılmıştır. (Hicr Suresi - 44)
Bu ayet iki şekilde tefsîr edilmiştir:
- Cehenneme girecekler çok olduğu için;
- Cezalandırma, azgınlığın çeşit ve derecelerine göre olacağı için cehennemin yedi kapısı veya tabakası vardır.
Bu kapı veya tabakalar şunlardır: - Cehennem (Kur'an-ı Kerimin yetmiş yedi ayetinde gecmektedir)
- Laza (Alevlenen bir ateşt) "Hayrı' (Allah onu azabdan kurtarmaz) Çünkü o Cehenneın alevli bir ateştir." (Meâric Suresi - 70/15)
- Sair (Cılgın Ateş) "O şeytanlara (ahirette) çılgın ateş azabı hazırladık. " (Mülk Suresi - 67/5). Ayrıca on beş ayette daha bu isimle geçmektedir.
- Sakar (Kırmızı Ateş) "Hem ey Rasûlüm bilir misin, nedir o sakar (Cehennem). " (Müddessir Suresi - 14/27)
- Haviye (Ucurum) "O, kızgın bir ateştir " (Kâria Suresi - 101/9-11).
- Hutame (Kalbleri saran ateşli kaygı) "Şüphesiz o, Hutame ye (ateşe) atılacaktır." (Hümeze Suresi - 104/4)
- Cehim (Yanan kızgın ateş) "Küfredenler ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar Cahim'in yarânıdırlar." (Mâide Suresi - 5/10) [1]
- Soğukla azap (Zemherir)
- Yılan akrep gibi hayvanların sokması
- Başına Topuzla vurulması
- Aç bırakmak
- Zakkum yedirerek bağırsakları parçalması
- Vucudun büyütülerek azabın şiddetlenmesi
- İrinli su içirmek
- Ğayya kuyusuna atmak
- Ucurumlardan yuvarlamak
- Zifiri karanlıkta azap
- Büyük azap veren pis kokulara maruz bırakmak
- Azabların hergün katlanarak çoğaltılması
- Sonsuza kadar azap edilmesi
- Vela taamun illa ğislin (Hakka Suresi - 36) [2]
Ayrıca cehennem azabı sadece ateş değildir.
Birçok azap çeşitleri vardır; birkaçı şöyledir:
"Cehennemde bir yere Zemherir denir, yani, soğuk Cehennemdir.
Soğukluğu pek şiddetlidir. Bir an dayanılmaz. Kâfirlere, bir soğuk bir sıcak, sonra soğuk sonra sıcak Cehenneme atılarak, azap yapılacaktır."
Cehennemde çok soğuk Zemherir azapları bulunduğu, Kimya-i Saadet ve Dürret-ül-Fahire kitabında yazılıdır.
Buhari, Müslim, İbni Mace ve diğer hadis kitaplarında, yazın sıcaklığı sıcak Cehennemin nefesinden, kışın soğukluğu da
zemherir Cehennemin nefesinden olduğu bildiriliyor. (Örneğin: Buharî, Mevâkît: 9, Müslim, Mesâcid: 185-187; Tirmizî, Cehennem: 9.)
Reşahat kitabında deniyor ki: "Zemherir denilen soğuk Cehennemin azabı çok şiddetlidir."
www.eraykitap.com En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir
Cehennemin yedi kapısı vardır. Onlardan her kapı için birer gurup için ayrılmıştır
Açıklama
[1]: Cehennemin yedi kapısı vardır. Onlardan her kapı için birer gurup ayrılmıştır. (Hicr Suresi - 44)
Cehennemin yedi kapısından maksat bazı tefsirlere göre yedi tabakadır.
Cüz’ün maksûm» da o kapılardan girerek yerlerini alacak olan guruplardır.
Bazı rivayetlere göre bu tabakalardan
İlki olan Hâviye, günahkâr müminler için,
ikincisi Sakar, yahudiler için,
Üçüncüsü Sa’îr hıristiyanlar için,
Dördüncüsü Cahîm Sâbie için,
Beşincisi Lezâ ateşperestler için,
Altıncısı Hutame putperestler için
ve pek çok adlarla anılan yedincisi münafıklar içindir.
[2]: Kaynak Sorularla İslamiyet com
Kur'an-ı Kerim'de Cennet Kapıları veya Tabakaları
Onda onlar için tertemiz kılınmış eşler vardır. Ve onları, 'ne sıcak-ne soğuk, tam kararında gölgeliğe' sokacağız. (Nisa Suresi - 57)
İman edip salih amellerde bulunanlar, biz onları altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Bu, Allah'ın gerçek olan va'didir. Allah'tan daha doğru sözlü kim vardır? (Nisa Suresi - 122) 55- Ömer b. Hattâb (r.a.)’den rivâyet edilmiştir, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kim abdestini güzelce alır ve sonunda;
Eşhedü en lâ ilahe illallahu vahdehû la şerîke leh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasülühü. Allahümecalnî minettevvabîne vecalnî minel mutetahhirîn”
Ben Şâhadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur. O’nun ortağı da yoktur. Ben Şâhadet ederim ki Muhammed O’nun kulu ve Rasuludur derse kendisine Cennetin sekiz kapısı açılır ve dilediği kapıdan içeri girer.
Tirmizi Tercume Abdullah Parlıyan Dua Bölümleri / 41 Ø ABDESTTEN SONRA HANGİ DUA OKUNACAK?
Cennetin Sekiz Kapısı vardır (İbn Hacer 7/28)
» Cennetin Kapilari / Resim Görmek İçin Tıklayın
Cennetin Sekiz Kapısı vardır (İbn Hacer 7/28)
- Firdevs Cenneti "...Firdevs Cennetleri vardır..." (Kehf Suresi - 107)
- Adın Cenneti "...ikamet edilen yer..." (Beyyine Suresi - 7 -8)
- Naim Cenneti "..Mutluluklarla dolu cennetler..." (Şuara Suresi - 85)
- Darul Khuld Cenneti "...Va'd olunan ebedilik cenneti mi..." (Furkan Suresi - 15)
- Cennetül Me'va "...Onlar için Mev'a Cennetleri vardır..." (Secde Suresi - 19)
- Darus Selam Cenneti "...Hoşa gitmeyenden korunnmuş olmak (Yunus Suresi - 25)
- Darul Hüsna Cenneti "...Daha güzel karşılık (Yunus Suresi - 26)
- Darul Mukayeme Cenneti "...Asıl oturulacak yer..." (Fatır Suresi - 35)
- Cennetin Sekiz Kapısı vardır (İbn Hacer 7/28)[1]:
Cennetin Sekiz Kapısı vardır
- Salat Kapısı
- Cihad Kapısı
- Reyyan Kapısı
- Sadaka / Zekat Kapısı
- Af Kapısı
- Hacc Kapısı
- Eyyem /sağ, mübarek / Kapısı
- Zikir ve ilim Kapısı [2]
Bu Bilgilerin Derlendiği Kaynak Sorularla İslamiyet.com
[1]: Cennetin Sekiz Kapısı vardır (İbn Hacer 7/28) [2]: Sorularla İslamiyet com
www.eraykitap.com En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir
İslâm literatüründe cenneti ifade etmek üzere kullanılan isimleri
ve cennet tabakalarını şu şekilde sıralamak mümkündür:
İbn Abbâs (r.a.)'dan gelen bir rivayette,
Cennetin yedi tabakası olduğu haber verilmektedir. Bunlar,
➤ Firdevs,
➤ Adn Cennet'i,
➤ Nâim Cennet'i,
➤ Daru'l-Huld,
➤ Me'va Cennet'i,
➤ Daru's-Selâm ve
➤ İlliyyûn'dur.
Bu tabakalardan her birinde, müminlerin yaptıkları iyi işler karşılığında girecekleri veya yükselecekleri derece veya mertebeler vardır.
İslâm literatüründe cenneti ifade etmek üzere kullanılan isimleri ve cennet tabakalarını şu şekilde sıralamak mümkündür:
1. Cennet:
Ebedî saadet yurdunu ifade etmek üzere Kur'an'da, çeşitli hadislerde ve diğer İslamî eserlerde yer alan isimler içinde en çok kullanılan,
içindeki bütün mekân ve imkânları kapsayacak şekilde muhtevası geniş olan bir terimdir.
Kur'an'da yüz kırk yedi yerde geçmektedir.
İslam literatüründe ebedî saadetle ilgili vaadler, özendirici anlatım ve tasvirler genellikle cennet ismi etrafında yoğunlaşmıştır.
Diğer isimler tekil olarak kullanıldığı halde, cennetin çok sayıdaki ayette çoğul şekliyle de (cennât) yer alması,
saadet yurdunun belli bir bölgesinin değil; tamamının adı olduğunu gösterir.
2. Cennetü'n-Naîm:
On üç ayette geçmektedir. Arapça'da "refah, huzur, mutlu hayat" anlamına gelen nimet kelimesinden
daha kapsamlı bir muhtevaya sahip olan naîm, insana mutluluk veren maddî ve manevî bütün güzellikleri ifade etmektedir.
Buna göre cennâtü'n-naîm; mutluluklarla dolu cennetler manasına gelir.
"Beni cennetü'n-naîmin vârislerinden kıl." (Şuarâ, 26/85)
3. Adn cenneti:
En belirgin anlamı ile ikamet etme, ikamet edilen yer demek olan adn, on bir ayette kullanılmıştır.
Adn'in, cennetin belli bir bölümünün adı olduğu veya çoğul şeklinde kullanılışına bakarak, onun tamamını ifade eden bir isim olduğu anlaşılır.
"Şüphesiz ki, iman edenler ve güzel amel işleyenler yok mu, işte onlar mahlukatın en hayırlısıdır.
Onların Rableri katındaki mükâfatı, zemininden ırmaklar akan, içinde devamlı olarak kalacakları Adn cennetleridir.
Allah onlardan râzı olmuş, onlar da O'ndan râzı olmuşlardır. Bu, Rabbinden korkan O'na saygı gösterenler içindir." (Beyyine, 98/7-8)
4. Firdevs:
Özellikle, içinde üzüm bulunan bağ bahçe anlamına gelir.
İki ayette geçer. Firdevs, cennetin tamamını ifade eden bir isim olabileceği gibi, onun ortası, en yüksek ve en değerli bölgesinin özel adı da olabilir.
"Şüphesiz, iman edip güzel amel işleyenler için barınak olarak Firdevs cennetleri vardır." (Kehf, 18/107)
5. Hüsnâ:
İyilik yapanlara Allah tarafından daha büyük bir iyilikle karşılık verileceğini, ayrıca buna bir de ilave (ziyade) yapılacağını ifade eden
Yunus 26. ayetindeki hüsnâ (daha güzel, daha iyi, en güzel, en iyi) kelimesinin cennet anlamına geldiği müfessirlerin büyük
çoğunluğu tarafından kabul edilmiştir. Ayetteki "ziyade"den maksat da, cennetten Allah'ı görme şerefine nail olmaktır.
"Güzel davrananlara hüsnâ (daha güzel karşılık), bir de ziyade/fazlası vardır.
Onların yüzlerine ne bir toz (kara leke) bulaşır ne de bir horluk (gelir)
İşte onlar cennet ehlidirler. Ve onlar orada ebedî kalacaklardır." (Yûnus, 10/26)
6. Dârüs's-Selâm:
Maddî ve manevî âfetlerden, hoşa gitmeyen şeylerden korunmuş olma manasındaki selâm
ile dâr/yurt kelimesinden oluşan bu terkip, iki ayette cennetin adı veya tabakası olarak zikredilmiştir.
Cennetin esenlik yurdu olduğu şüphesizdir. Gerçek esenliğin ancak cennette bulunabileceği,
sonsuz hayatın, ihtiyaç bırakmayan zenginliğin, zillete yer vermeyen şeref ve üstünlüğün, eksiksiz bir sıhhatin sadece orada mevcut olduğu anlaşılır.
"Halbuki Allah, Dârü's-Selâm'a çağırıyor ve O, dilediği kimseleri dosdoğru
bir yola hidayet buyurur." (Yûnus, 10/25)
7. Dârü'l-Mukame:
Asıl durulacak yer, ebedî ikamet edilecek yurt manasındaki bu terkip de cennete girenlerin
Allah'a hamd ve şükür sırasında bulundukları mekân için kullanacakları bir tabir olmalıdır.
"O (Rab) ki lütfuyla bizi Dârü'l-Mukameye / asıl oturulacak yurda
(cennete) yerleştirdi. Artık orada bize ne bir yorgunluk dokunacak,
ne de orada bize bir usanç gelecektir." (Fâtır, 35/35)
8. Cennetü'l-Me'vâ:
"İman edip güzel amel işleyenlere gelince, onlar için Me'vâ cennetleri vardır."
(Secde, 32/19)
Bu isimlerin dışında,
"ev, konak, şehir, ülke" anlamlarına gelen "dâr"
kelimesi, Kur'an'da dâru'l-huld (ebediyet / sonsuzluk yurdu),
dâru'l-âhire (âhiret yurdu), âkıbetü'd-dâr, ukbe'd-dâr
(dünya yurdunun sonu) terkipleriyle cennet anlamında kullanılmıştır.
Her ne kadar İbn Abbâs Cennet'in tabakalarını yedi ile sınırlandırmışsa da, ayetlerden anlaşıldığına göre,
Cennet'in bir çok tabakası vardır. Burada İbn Abbâs'ın haber verdiği ve ayetlerde adları geçen Cennet tabakaları, Cennet'in en yüksek tabakalarıdır.
Çünkü bu tabakalarda da bir çok tabaka vardır.
Nitekim Allah Teâlâ'nın
"Nâim Cennetleri" veya
"Firdevs Cennetleri" şeklindeki çoğul ifade eden ayetleri buna delildir.
Ayrıca Ümmü Hârise Hadisinde bu gerçek Hz. Peygamber (asm)'in dilinden ifade olunmuştur.
Ümmü Harise Bedir'de şehit olan çocuğu hakkında Hz. Peygamber (asm)'den bilgi almak üzere gelmiş ve ona
Rasûlullah bir çok Cennet olduğunu belirterek, çocuğunun da "Firdevs-i Â'lâ'da" olduğunu söylemek suretiyle teselli etmiştir
[Mansur Ali Nâsıf, et-Tâcü' el-Câmi' li'l-Usul, fi Ahadisi'r-Rasûl, İstanbul (t.y.), V/4033].
Nitekim Müslim'in Ebû Sâid el-Hudrî'den rivayet ettiği hadiste de,
Allah yolunda cihat edenlerin, cihatları sebebiyle Cennet'te yüz derece yükselecekleri, her derecenin arasının ise, yer ile gök arasındaki mesâfe kadar olduğu,
Hz. Peygamber (asm) tarafından haber verilmektedir (Müslim, İmâre, 116).
Hadiste sözü edilen dereceler konusunda ise şu ihtimaller öne sürülmüştür.
Bu dereceleri zahiriyle anlamak mümkündür. Gerçekten söz konusu derecelerin, zahirinden anlaşıldığı üzere,
birbirinden daha yüksek menziller (tabakalar) olması muhtemeldir.
Buna karşılık, yükseklikten kasdın, Cennet'teki nimetlerin çokluğu, insanın veya bir başka yaratığın hiç aklına bile gelmemiş,
gönlünden dahi geçmemiş iyiliklerin büyüklüğü veya çokluğu anlamında olması muhtemeldir.
Zira Allah Teâlâ'nın mücâhide lutfettiği iyilik veya cömertlik türleri birbirinden çok farklıdır, birbirinden üstündür.
Buna göre, nimetlerin fazilet (üstünlük) konusundaki farklılıkları uzaklık açısından yer ile gök arasındaki mesafe gibidir.
Fakat el-Kadî Iyad (544/1149) birinci görüşü tercih etmiştir [en-Nevevi, Şerhu Müslim, Kahire (t.y.), XIII/28].
Yine Buhârî'nin bir rivayetinde Hz. Peygamber (asm), Allah yolunda savaşan mücâhidler için
Cennet'te yüz derece (tabaka) hazırlandığını ve iki derecenin arasının yerle gök arası gibi olduğunu haber
vermekte ve sözlerine devamla "Allah'dan istediğiniz zaman Firdevs'i isteyin...
Çünkü Firdevs, Cennet'in ortası ve Cennet'in en yükseğidir (...). Firdevs'ten Cennet nehirleri doğar" buyurmaktadır. (Buhârî, Cihad 4)
Aynî, "Firdevs, Cennetin ortasıdır (vasatıdır)." cümlesini, Cennet'in en iyi yeri veya üstünü (efdali) olarak yorumlar ve bu görüşüne,
"Böylece sizi en hayırlı bir ümmet kıldık." (Bakara, 2/143)
ayetinde geçen "vesetan" kelimesini delil getirir (el-Aynî, Umdetü'l-Kârî fî Şerhi Sahihi'l-Buhârî, İstanbul 1309, VI/539).
Çeşitli rivayetlerde Firdevs Cenneti'nin güzellikleri dile getirilmiştir.
Diğer taraftan hadiste söz konusu edilen Cennet dereceleri arasındaki mesafelerin çeşitli rivayetlere göre "yüz senelik mesafe", "beş yüz senelik mesafe" şeklinde değiştiğine işaret edelim (el-Aynî, aynı yer).
Bütün bu ayet, hadis ve âlimlerin yorumlarından Cennet'in birçok tabakası olduğu anlaşılmaktadır. Bu tabakalardan bazılarının daha yüce ve nimetlerinin daha güzel veya daha efdal olması sebebiyle isimleri bize bildirilmiştir. Firdevs Cenneti mertebece en yüksek olan Cennet tabakasıdır. (Ayrıca bk. et-Taberi, Tefsir, Mısır 1954, XVI/37-38)
Bu Bilgilerin Derlendiği Kaynak Sorularla İslamiyet.com Selam ve dua ile...
|