Eraykitap Web Sitesine Hoş Geldiniz !           En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir
Resulullah (s.a.v)’mın Devlet Başkanlarına Gönderdiği İslama Davet Mektupları

Resulullah (s.a.v)’mın Devlet Başkanlarına Gönderdiği İslama Davet Mektupları
   Resulullah (s.a.v)’mın İslama Davet Mektupları

Habeş Kralı veya Hükümdarı Necaşiye İslama Davet Mektubu

Habeşe Sefîri Attır ibn Umeyye:
Rasûlullah (S) Amr ibn Umeyye vasıtasıyla bir da'vet-nâme de Habeşistan Meliki Necâşfye gönderdi.
Amr, ashabın bahâdırlarındandı.
Damrî nisbetiyle meşhur olan Abdi Menât oğulları'ndan idi.
Rasûlullah'm dâ'vetnâmesinin metni ve tercemesi şöyledir:

'Bismillâhirrahmânirrahîm.
Allah'ın Peygamberi Muhammed'den Habeşe Meliki Necâşî'ye.
Ey Melik! Müslüman olmanı dilerim.
Ben senin nâmına -Melik, Kuddûs, Selâm, Mü'min, Müheymin (ulu sıfatlarını hâiz) olan- Allah'a hamd ü sena ederim ve şehâdet ederim ki:
îsâ ibn Meryem, Allah'ın ruhu ve kelimesidir.
Allah, o kelimeyi (ki îsâ'ya vücûd veren "Ol'' hitabıdır) ve o ruhu çok temiz ve afîfolan ve dünyâ hayâtından tamâmiyle çekilmiş bulunan Meryem'e nefhetti. Ve bu suretle Meryem îsâ'ya hâmil oldu ve böylece Allah ruhiyle ve nef-hiyle îsâ'yı yarattı.
Nasıl ki Âdem'i de Allah kudret eliyle (ve bir hârika olarak) yaratmıştı.
Ey Melik, seni eşi ve ortağı olmayan bir Allah'a îmâna ve O'na ibâdete ve bana mutâ-baate Allah canibinden gelen şeylere îmâna da 'vet ediyorum.
Çünkü ben Allah'ın bunları tebliğe me'mür Rasûlü'yüm, seni ve askerini Azız ve Celîl Allah 'a da'vet ediyorum.
Şimdi ben size (İslâm umdelerini) tebliğ ettim ve nasihat eyledim, siz de nasihatimi kabul ediniz.

Doğru yola gidenlere selâm olsun". Amr ibn Umeyye bu sefaret vazifesini pek güzel îfâ etmiştir.


İbn İshâk'ın rivayetine göre bu zât Habeşistan'a varıp mektubu Necâşî Ashame'ye verdikten sonra şu hitabede bulunmuştur:
—Muhterem Necâşî Ashame! Bana düşen vazife vaziyeti söylemek, cenabınıza da lütfen dinlemek.
Senin bize karşı gösterdiğin rikkat ve şefkat derecesinde bizim de size samîmî güvenimiz vardır.
Biz cenabınızdan ne gûna hayır ürhîd ettikse muhakkak ona nail olduk.
Hiçbir veçhile endişelenmedik, dâima emin bulunduk.
Biz senin lisânından şu emniyet hüccetini almıştık: "Bizimle sizin aranızda / reddolunmaz bir şâhid, zulüm etmez, âdil bir hâkim olsun".
   Resulullah (s.a.v)’mın İslama Davet Mektupları

Habeş Kralı veya Hükümdarı Necaşiye İslama Davet Mektubun Habeş Kralının Cevabı

‘Resulullah’a selam. İsa hakkında buyurduğun gerçektir. Hak nice buyurdu ise öyledir. Şerefli mektubunuzun içeriğini öğrendim. Allah’ın resulü olduğun doğrudur; gerçek elçisin. İnandım ve sana biat ettim. Amcanın oğlu Cafer’e biat ederek onun elinde Müslüman oldum.”






Peygamberimiz (s.a.v.) Habeş Necaşîsi Ashame'ye gönderdiği mektupla ondan neler talep etmiştir, buna karşı Necaşi nasıl davranmıştır, imanını açıklamış mıdır?
Değerli kardeşimiz;
Hicretin 7. senesi, Muharrem ayı idi. Peygamber Efendimiz, ilk önce Amr bin Ümeyye'yi, eline şu mektubu vererek, Habeş Necaşîsi Ashame'ye gönderdi.

"Bismillahirrahmanirrahim! Allah Resûlü Muhammed'den, Habeş Meliki Necâşiye!

"Ey Melik! Müslüman olmanı dilerim. Ben senin namına, Lâ ilâhe illâ Hû, Melik, Kuddûs, Selâm, Mü'min, Müheymin olan Allah'a hamd ü senâ ederim.

"Ve şehâdet ederim ki, Meryem'in oğlu İsâ, Allah'ın kulu ve Kelime'sidir. Allah, O Kelime'yi (ki, İsâ'ya vücud veren "Kün" hitabıdır) ve o ruhu ve çok temiz ve afif olan ve dünya hayatından tamamıyla çekilmiş bulunan Meryem'e nefhetti. Bu surette Meryem, İsâ'ya hamile kaldı. Böylece Allah, İsâ'yı yarattı.

"Nasıl ki, Âdem'i de Allah, kudret eliyle ve bir mu'cize olarak yaratmıştır.

"Ey Melik!

"Seni; eşi, ortağı olmayan bir tek Allah'a imâna ve Ona ibâdete, bana uymaya ve Allah tarafından bana gönderilenlere inanmaya dâvet ediyorum. Çünkü, ben Allah'ın bunları tebliğe memur elçisiyim.

"Seni ve halkını Aziz ve Celil olan Allah'a imana dâvet ediyorum.

"Şimdi ben size İslâm hakikatlarını tebliğ ettim ve nasihatta bulundum. Siz de nasihatımı kabul ediniz!

"Selâm hidâyete tâbî olanlara olsun."1

Medine'den Habeşistan'a gitmek üzere yola çıkan elçi Amr, ayrıca şu vazifeleri de yerine geçirecekti:

a) Daha evvel oraya hicret etmiş bulunan Müslümanları Medine'ye göndermesini Necaşîden istemek,
b) Müslüman muhacirler arasında bulunan Hz. Ümmü Habibe'nin Peygamberimiz (s.a.v.)e nikâhlanmasını Necaşîden talep etmek.
Habeşistan'a varan elçi Amr (r.a.), Necaşîye Peygamber Efendimizin mübârek mektubunu takdim etti.

Necaşî, Peygamberimiz (s.a.v.)in mektubunu hürmetle eline aldı, gözlerine sürdü ve öpüp başına koydu. Sonra da adamlarına okutturdu. Mektubun okunması sona erince, tahtından indi ve mütevazi bir edâ ile yere oturdu. Sonra şehâdet getirerek Müslümanlığını açıkladı. "Eğer, yanına gidebilmem mümkün olsaydı, muhakkak giderdim,"2 dedi. Sonra da, "O, Ehli Kitap olan Yahudi ve Nasranîlerin, geleceğini bekleyip durdukları Ümmî Peygamberdir. Musâ Peygamber 'Merkebe biner' diyerek İsâ Peygamberin geleceğini müjdelediği gibi, İsâ Peygamber de 'Deveye biner' diyerek Muhammed Peygamberin geleceğini öylece müjde vermiştir.3 "Keşke şu saltanata bedel Muhammed-i Arabî'nin hizmetkârı olsaydım. O hizmetkârlık, saltanatın pek fevkindedir"4 diyerek ilâve etti.

Necaşî Ashame, daha sonra fil kemiğinden yapılmış bir kutu getirip, Efendimizin mektubunu içine koydu ve, "Bu mektuplar, kendilerinde bulundukça Habeşlilerde hayır ve bereket eksilmeyecektir"5 dedi.

Resûl-i Ekrem Efendimizin bu mektubuna benzeyen bir mektubun, halen Şam'da bir şahsın elinde olduğundan bahsedilmektedir. Mezkûr şahıs, bu mektubu bir Habeş pazarından aldığını söylemiştir.

Verilen bilgilere göre; mektup, takriben 23x33 ebâdında bir deri üzerine kahverengi mürekkeple yazılmıştır.

Mektubun 17. satırının sonunda yuvarlak mühür izi vardır. Bu mühür, 2,5 cm çapındadır ve aşağıdan yukarıya doğru "Muhammed" bir satır, "Resûl" bir satır, "Allah" lafzı da bir satır olmak üzere üç satır halindedir.6

Amr bin Âs'ın Necaşîden isteği

Kureyşin siyâset adamı Amr bin Âs o sırada Habeşistan'da bulunuyordu. Amr bin Ümeyye'nin Necaşînin huzuruna girip çıktığını gördü. Buna çok kızdığı gibi, bir fırsatını bulup Hz. Amr'ın vücudunu ortadan kaldırmayı bile tasarladı. Bu maksatla bir gün Necaşînin huzuruna çıktı ve şöyle dedi:

"Ey hükümdar! Senin yanına birinin girip çıktığını görüyorum ki, o bize düşman bir adamın elçisidir. Onu bana teslim et de öldüreyim."
Bu teklif Necaşîyi fena halde kızdırıp hiddete getirdi. Elinin tersiyle Amr'ın burnuna kuvvetli bir darbe indirdi. O anda Amr, burnunun kırıldığını zannetti.

.Necaşî, daha sonra hiddetli bir şekilde şöyle dedi:

"Sen, Mûsâ Peygambere gelmiş olan Nâmûs-ı Ekberin (Cebrâil) kendisine vahiy getirdiği bir zâtın elçisini öldürmek için sana vermemi istiyorsun, öyle mi?"

Amr, "Ey hükümdar," dedi, "gerçekten o, bir peygamber midir?"

Necaşî şu cevabı verdi:

"Yazıklar olsun sana, ey Amr! Sen, benim sözüme kulak ver de ona hemen tâbi ol. Çünkü, yemin ederim ki, o, hak üzeredir ve kendisine karşı koyanları mağlup edecektir. Musâ Peygamberin Firavuna ve ordusuna galebe çaldığı gibi."

Artık, Amr'ın hidâyete erme zamanı gelmişti. Necaşîye, "Sen, benim ona İslâmiyet üzere bîatımı alır mısın?" diye teklifte bulundu.
Necaşî, teklifini kabul etti. O da Peygamberimiz (s.a.v.) nâmına Necaşîye İslâmiyet üzere bîat etti. Fakat, bu imânını arkadaşlarından gizli tuttu. Hicretin 7. yılında Habeşistan'da İslâmiyetle şereflenen Amr bin Âs, bir sene sonra Hicretin 8. senesinde Medine'ye gelip Hz. Resûlullahın huzurunda imanını izhar edecektir.

Müslüman olduğunu çekinmeden açıklayan Habeş Necaşîsi Ashame, elçi Amr bin Ümeyye'ye bir mektup verdi. Mektupta Hz. Resûlullahın isteklerini yerine getirdiğinden bahsediyordu. Ayrıca kendisine kıymetli hediyeler de gönderdiğini haber veriyor, arzu ettikleri takdirde kendisinin de yanına gelebileceğini açıkça ifâde ediyordu.7

1. Taberî, 3:89; Zâdü'l-Meâd, 3:71; İnsanü'l-Uyûn, 3:293.
2. Tabakât, 1:258.
3. Mektûbat, s. 159.
4. Zâdü'l-Meâd, 3:71; İnsanü'l-Uyûn, 3:294.
5. Tabakât, 1:258; İnsanü'l-Uyûn, 3:293.
6. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, İslâm Peygamberi, 1:201.
7. Taberî, 3:89; Zâdü'l-Meâd, 3:71-72.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet





Peygamber Efendimiz (sav)'in Habeşistan Kralı'na gönderdiği tebliğ mektubu
Sorularla İslamiyet.com