ErayKitap Web Sitesine Hoş Geldiniz !     En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir
  (Resûlüm!) De ki (Kulluk ve Dua için) yalvarmanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?.." (Furkan Suresi- 77)


  Euzu Besmele Hamdele Salvele Hutbeya ve Vaaza Başlarken Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطاَنِ الرَّجِيمِ بِسْــــــمِ ﷲِ اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ ﷲِ سُبْحَانَ رَبِّيَ العَلِيِّ الأَعْلَى الوَهَّابِ

Duanın Latince Okunuşu
Euzu billahi mineş şeytanirracim Bimillahi vel Hamdulillahi ves Salatu ves Selamu ala Rasulullahi Subhane Rabbiyyel aliyyil alal Vehheb
Duanın Türkçe Manası veya Meali
Allah'a Sığınıyorum Rahmetten kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'ın Adıyla Başlıyorum ve Allaha Hamd Olsun Rasulullaha Salat ve Selam Olsun (El Vehheb) [1] Karşılıksız bolca veren en yüce Rabb'im! Sen noksan sıfatlardan münezzehsin [1]

(Bkz..Tirmizî, Deavât, 64/3476) (Bkz..Tirmizî, Vitir, 21/486) (Bkz..İsrâ Sûresi, 17:44.)

Euzu Besmele Hamdele ve Salvele Ne Naman Okunur Düğün Dernek, Her Duanın Başında ve Sonunda, Her Hutbede Her Vaaza Başlamadan önce Okunur Dört Adedtir Birini Tercih Edin
Euzu Besmele | Hamdela | Salvele | Vaaz Duaları
  • [1] : El Vehhab (cellle Celaluhu) Manası
    Karşılıksız bolca veren.
    Vehhâb, Allah’ın çok hîbe eden, çok fazla bağışlayan olduğu anlamına gelir.
    Hak sâhibi olmadıkları halde yarattıklarına çok çok verendir.
    Çok fazla ihsan eden, çeşit çeşit nimetleri daima bağışlayan demektir.
    Bol bol hediyeler veren. Karşılıksız nimetler veren, çok fazla ihsan ede

  •  

    Bir defasında Rasûl-i Ekrem Efendimiz, sahâbîlerden birinin Allâh’a hamd ve Rasûlü’ne salevât getirerek duâya başladığını gördüğünde, onu takdîr ederek: “–Ey namaz kılan zât! Duâ et, (duâna hamdele ve salvele ile başladığın müddetçe) duân kabûl olunur.” buyurmuştur. (Tirmizî, Deavât, 64/3476)


    Nitekim Ömer bin Hattâb -radıyallâhu anh- şöyle demiştir: “Yaptığın duâ yerle gök arasında durur. Peygamber Efendimiz’e salevât getirmedikçe hiçbir duân Allâh katına yükselmez.” (Tirmizî, Vitir, 21/486)


    Hamdele ve salvele duası hakkında
    Hamdele ve salvele, yani, Allah’a hamd ve Resulüne salavat getirmek, bütün alim ve müslümanlar eserlerinin başında kullandığı, sünnete dayanan bir gelenektir.
    İsra suresindeki hamd makamında ki ayetleri de Üstatlar hem Allaha hamd için, hem de bu güzel geleneği devam ettirmek için sürekli kullanıyor.
    Ayetlerin meali de şu şekildedir: Allah'ın adıyla. "Hiçbir şey yoktur ki Onu övüp Onu tesbih etmesin." (İsrâ Sûresi, 17:44.)
    Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O'nu tesbih eder. O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz, onların tesbihini anlamazsınız. O, halîmdir, bağışlayıcıdır. (İsrâ Sûresi - 44) Zât olan Allah'ın adıyla.


    Hamdele
    Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
    "Meşru' işlere Allah'a hamd ile başlanmazsa hayır ve bereketi kesilir." (1)
    "Cenâb-ı Hakk'ın ni'metlerine hamd ü senâ, insanı ni'metin zevalinden emîn kılar." (2) "Allah'a hamdetmek şükrün başıdır. Allah'a hamdetmeyen bir kul O'na şükür etmemiştir." (3)
    "Cenâb-ı Hakk'ı senâ için elhamdülillah demek, yahud Allah'a hamd etmek zikirlerin efdalidir." (4)
    "Cenâb-ı Hakk'a en çok şükür edeniniz, insanlara teşekkürde kusur etmeyeninizdir." (5)
    "Allah'a hamd ile başlanmayan her bir söz kesiktir. " (6)
    "Sözlerin Allah'a en sevimlisi, kulun: Hamdele5.gif demesidir." (7) "Hiç bir tarafı müstesnâ olmamak üzere bütün dünyâ ümmetten sâdece bir adama verilse ve sonra bu kimse "Elhamdülillah" dese, muhakkak ki bu "Elhamdülillah" bütün hepsinden daha kıymetli, daha efdal olurdu." (8)
    "Her gün bir def'a"
    derse cennetteki makamını görmedikçe ölmez, yahud ona gösterilmedikçe ölmez." (9)



    Kim Hamd ederim Allah'a ki, her şey O'nun azameti önünde küçük kalmıştır. Hamdederim Allah'a ki her şey O'nun izzeti karşısında zelîldir.Hamd ederim Allah'a ki her şey O'nun mülk ü saltanatına boyun eğmiştir. Hamd ederim Allah'a ki, her şey O'nun kudretine teslîm olmuştur," derse ve bunu ancak Allah'ın indindekini taleb ederek söylerse Allah ona milyon hasene yazar, derecesini bin kat yüceltir, kıyamet gününe kadar ona istiğfar etmeleri için yetmiş bin melek vazifelendirir." (10)

    "Ibrâhîm -aleyhisselâm- Rabbıne suâl edip: Ey Rab-bim, sana hamdedenin mükâfatı nedir? Allah Teâlâ Cevaben buyurdu ki: Hamd, şükrün anahtarıdır, şükür onunla beraber Rabbü'l-âlemînin Arşına yükselir." İbrâhîm tekrar suâl edip: Ey Rabbim! Seni tesbîh edenin mükâfatı nedir? Allah Teâlâ Cevaben: "Tesbîhin aslının ne demek olduğunu âlemlerin Rabbi Allah bilir." (11) (1) İbn Mâce, Nikâh, 19; Ebû Dâvûd, Edeb, 18. (2) Râmûzü'l-ehâdis. (3) a.e. (4) İbn Mâce, Edeb, 55. (5) Ebû Dâvud, Edeb, II; Tirmizî, Birr, 35; İbn Hanbel, (6) Ebû Dâvud Edeb, 18. (7) Buharî, Tevhîd, 58; Müslim, Salât, 220; Ebû Dâvud, Edeb, 101, Tirmizî, Mevakît 79. (8) Râmûzü'l-ehâdis. (9) el-Câmiu's-Sağir. (10)a.e. (11)a.e.



  • Salvele
    Peygamber -Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem-buyurmuşlardır ki:
    Cenâb-ı Hakk'a rızâya ermiş olarak mülâki olmak arzusunda bulunanlar bana çokça salât göndersinler. " (1)
    "Tahkîkan sizden bana en yakın olan kimse beni çokça salât ve selâmla yâd edenlerdir. " (2)
    "İhtiyâcı bulunan bir şeyi te'minde zorluğa düşen bir kimse bana çokça salât ve selâm göndersin.
    Tahkîkan salât ve selâm gam ve kederleri izâle eyler, rızıkları bollaşdırır, ve müşkilleri hall etmek için yegâne bir vesiledir." (3)
    "Muhakkak ki insanların en ziyâde cimri olanı yanında ismim anılıp da bana salavât ve selâm göndermeyen kimsedir. " (4)
    "Bir kimse yanında ismim zikrolunur da bana salât ve selâm göndermezse o kimse şakîdir." (5)
    Bize olan muhabbetinden dolayı: "Allah Teâlâ Muhammed - aleyhi's-salâtü ve's-selâm-ı lâyık olduğu şekilde mükâfatlandırsın." diyen kimse yetmiş kâtibi bin sabah yormuş olur. (6)
    Yâni bundan hâsıl olacak sevâbı yetmiş kâtib bin gün müddette yazmakla zor bitirirler, demektir.

    Peygamber -aleyhisselâm-a salât edilinceye kadar her duâ yolda bekler, gitmez, kalır."
    "Allah'ın ismi zikrolunmaksızın ve bana salavât gönderilmeksizin başlanan bir iş kesilir kalır, batar. Bütün bereketlerden mahrum olur" (7)
    "Allah Teâlâ bana ümmetim için iki emân indirdi. Bunlar:
    "Sen onların içinde bulunduğun müddetçe Allah onlara azâb edecek değildir. Onlar istiğfara devâm etdik-leri müddetçe de Allah onlara azâb edici değildir. " (8)
    Ben gidince onların arasında kıyamete kadar istiğfarı bırakdım." (9)


    (1) bk. Tuhfetü'z-zâkirîn, 29. (2) Tirmizî, Ebû Dâvûd.
    (3) Kenzü'l-irfân, 5.
    (4) Tirmizî.
    (5) el-Ezkâr, 107; Tuhfetû'z-zâkirîn, 25 vd.
    (6) Râmûzû'l ehâdis.
    (7) Ebû Dâvud.
    (8) Enfâl Sûresi, 33.
    (9) el-Câmiûs-Sağir.



    Taberanî’nin el-Evsat’ta (h. no: 721) Hz. Ali’den rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
    “Muhammed’e ve onun Âl-i beytine salavat getirilmedikçe, yapılan her dua mahcuptur / perdelidir / engellidir (ilahi kabul huzuruna çıkamaz).” Heysemi, bu hadisin senedinin sahih olduğunu belirtmiştir. (bk. Mecmau’z-Zevaid, h. no.17278)
    Benzer bir rivayeti Deylemi de Hz. Ali’den nakletmiştir. (bk. Deylami, h. no: 4754)

     
    Fedâle b. Ubeyd radıyallahu anh’tan rivayete göre, o şöyle demiştir:
    Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, mescitte oturmakta iken bir adam geldi namaz kıldı sonra şöyle dua etti:
    “Allah’ım beni bağışla bana acı.”
    Bunun üzerine Resûlullah:
    “Ey namaz kılan acele ettin, namaz kılıp oturduğun vakit Allah’a layık olduğu şekilde hamd et, sonra bana salât ve selam et, sonra da yapacağın duayı yap.”
    Bundan sonra başka biri namaz kıldı. Namazdan sonra Allah’a hamd etti ve Peygambere salât ve selam getirdi.
    Başka bir şey yapmadı. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.), o kimseye şöyle buyurdu:
    “Ey namaz kılan kimse! Dua et, duan kabul edilsin.” (Tirmizî, Daavat, 65)
     

     
    Peygamberimize salâvat getirmeden duaların Allah katına yükselmeyeceğini söyleyenler de şu rivayete dayanmaktadırlar:
    Ömer b. Hattâb radıyallahu anh’tan rivayete göre, o şöyle demiştir:
    “Dua gök ile yer arasında durur, Peygamber (s.a.v.)’e salâvat getirinceye kadar o duadan hiçbir şey Allah katına yükselmez.” (Tirmizî, Salât, 352)

    Tirmizi’nin hadislerini şerh eden el-Mübarekfûri, bu sözün Peygamberimize değil; Hz. Ömer’e ait olması ve senedinde bulunan ravi Ebu Kurra el-Esedi’nin mechul/tanınmayan biri olması sebebiyle hadisin zayıf olduğunu söylemiştir. (el-Mübarekfuri, Tuhfetü’l-Ahvezi, c: 2, s: 357, 486. hadisin şerhi.)


  • Hadis Fihristi Daha Geniş Bilgi için Bkz...Salavat Bölümü

  • Allah’ım! Senden Seni sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi ve Senin sevgine ulaştıran ameli yapmayı isterim Arapça ve Türkçe
    اَللّٰهُمَّ إنّ۪ي أَسْأَلُكَ حُبَّكَ وَحُبَّ مَنْ يُحِبُّكَ وَالْعَمَلَ الَّذ۪ي يُبلِّغُن۪ي حُبَّكَ اَللّٰهُمَّ اجْعَلْ حُبَّكَ أَحَبَّ إِلَيَّ مِنْ نَفْس۪ي وَأَهْل۪ي وَمِنَ الْمَاءِ الْبَارِدِ

    Duanın Latince Okunuşu
    Allahümme innî es'eluke hubbeke ve hubbe men yuhibbuke ve'l-amele’l-lezi yübelliğuni hubbeke. Allahummec'al hubbeke ehabbe ileyye min nefsî ve ehlî ve mine'l- mâil bârid.
    Duaların Türkçe Meali veya Manası
    Allah’ım! Senden Seni sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi ve Senin sevgine ulaştıran ameli yapmayı isterim. Allah’ım! Senin sevgini, bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha sevgili kıl. [1]
    [1] : Tirmizî (Deavât 73)
    Yatarken Uyanırken Eveden Çıkarken Akşam ve Sabahları ✪ Bilhassa Çarşı ve Pazara Giderken Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe
    لاَ اِلٰهَ اِلاَّ ٱللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ ٱلْمُلْكُ وَلَهُ ٱلْحَمْدُ يُحْيِى وَيُمِيتُ وَهُوَ حَىٌّ لاَ يَمُوتُ بِيَدِهِ ٱلْخَيْرُ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

    Duanın Latince Okunuşu
    "Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerikeleh lehü'l mülkü ve lehü'l-hamdü yuhyi ve yümiytü ve hü ve hayyün lâ yemütü biyedihi'l-hayr ve hü ve alâ külli şey'in kadir."

    Duaların Türkçe Meali veya Manası
    "Allâh'dan başka hiçbir ilah yoktur. Ancak tek o vardır. Onun ortağı yoktur. Öldürür ve diriltir. O diridir, ölmez. Hayır, onun yed-i kudretindedir. O, her şeye kaadirdir." [1]

    [1]: Tirmizi, (5/291); Hâkim, (1/538); Elbâni, Sahih-i İbn-i Mâce (2/21); Sahih-i Tirmizi (3/152).
     
    Ümmeti Muhammede (a.s) Dualar Arapça ve Türkçe
        Allahım beni Annemi babamı bütün müminleri (Kadın Erkek) bütün müslümanları (Kadın Erkek) hepsini afv-ı mağfiret eyle

    اَللّٰهُمَّ حَبِّبْ إِلَيْنَا الْإِيمَانَ وَزَيِّنْهُ فِي قُلُوبِناَ وَكَرِّهْ إِلَيْنَا الْكُفْرَ وَالْفُسُوقَ وَالْعِصْيَانَ وَاجْعَلْنَا مِنَ الرَّاِشدِينَ اَللّٰهُمَّ تَوَفَّنَا مُسْلِمِينَ وَأَحْيِنَا مُسْلِمِينَ وَأَلْحِقْنَا بِالصَّالِحِينَ اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ اْلاَحْيَاءِ مِنْهُمْ وَاْلاَمْوَاتِ بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ وَسَلاَمٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ وَالْحَمْدُ للهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

  • Hadis-i Şerifdeki Duanın Latince Okunuşu
    "...Allâhümme habbib ileynel-îmâne ve zeyyinhü fî kulûbinâ ve kerrih ileynel-küfra ve’l- füsûka vel‘ısyâne vec- ‘alnâ miner-râşidîn. Allâhümme teveffenâ müslimîne ve ahyinâ müslimîne ve el-hıknâ bis-sâlihîne..." Allahüm meğfirli veli valideyye velil müminine vel müminat vel müslimin vel müslimet el ahya-i min hüm vel emvat bi Rahmetike ya erhamer Rahimin
    ve Selamun alal murselin vel hamdulillahi rabbil alemine
    "...Allâhümme teveffenâ müslimîne ve ahyinâ müslimîne ve el-hıknâ bis-sâlihîne..."
    Hadis-i Şerifdeki Duanın Türkçe Manası veya Meali
    "..Allah’ım! Bize imanı sevdir, kalblerimizi imanla süsle. Bize küfrü, itaatsizliği ve isyanı sevdirme, kerih göster, bizi doğru yolu bulanlardan eyle. Allah’ım! Müslümanlar olarak canımızı al, Müslümanlar olarak dirilt, rezil olmadan ve fitneye uğramadan sâlih kullarının arasına dâhil eyle..." [1] Allahım beni Annemi babamı bütün müminleri (Kadın Erkek) bütün müslümanları (Kadın Erkek) hepsini afv-ı mağfiret eyle. Onlardan ölenleride af eyle . bi Rahmetike ya erhamer Rahimin Alemlerin Rabbi Allah'a Hamd olsun ve Selam gönderilen Resullerin Üzerine Olsun [2]

    [1]: (Hâkim, De’avât, no:1868 Uhud Duasından) [2]: (Saffat Suresi - 181 -182)

  •