ErayKitap Web Sitesine Hoş Geldiniz !
insanlara (gönderilmiş) bir bildiridir. (İbrahim Suresi - 52)
[069.001] Elbette gerçekleşecek olan
[069.002] Nedir o muhakkak gerçekleşecek olan
[069.003] O gerçekleşecek olanı sana bildiren nedir?
[069.004] Semûd ve Âd, mutlaka patlak verecek olan kıyameti yalan saydılar.
[069.005] Böylece Semûd korkunç bir sesle yıkıma uğratıldı.
[069.006] Âd'a gelince onlar da, uğultu yüklü, azgın bir kasırga ile yıkıma uğratıldı.
[069.007] Onu, yedi gece ve sekiz gün, aralık vermeksizin onların üzerine musallat etti. Öyle ki, o kavmi, orada içi kof hurma kütükleriymiş gibi onların çarpılıp yere yıkıldığını görürsün.
[069.008] Şimdi onlardan hiç arta kalan görüyor musun?
[069.009] Firavun, ondan öncekiler ve yerle bir olan şehirler o hata ile geldiler.
[069.010] Böylece Rablerinin elçisine isyan ettiler. Bu yüzden onları, şiddeti gittikçe artan bir yakalayışla yakaladı.
[069.011] Sular kabarınca biz sizi akıp giden (gemide) taşıdık ki;
[069.012] Onu size bir ibret yapalım ve belleyen kulaklar onu bellesin.
[069.013] Sura birinci üfleme üflendiği,
[069.014] Yer ve dağlar yerlerinden kaldırılıp bir çarpışla birbirlerine çarpıldığı zaman,
[069.015] İşte o vak'a olmuştur.
[069.016] Gök yarılmış, o gün o; zayıflamış sarkmıştır.
[069.017] Melekler de onun kenarlarındadır. O gün Rabblerinin tahtını, bunların da üstünde sekiz (melek) taşır.
[069.018] O gün hesap için huzura alınırsınız. Hiç bir sırrınız gizli kalmaz.
[069.019] Kitabı sağından verilen: «Alın kitabımı okuyun,
[069.020] Ben hesabımın inceleneceğini sezmiştim» der.
[069.021] Artık o memnun edici bir hayat içindedir.
[069.022] Meyvelerin devşirilmesi kolaydır.
[069.023] Yüksek bir bahçede ki,
[069.024] Geçmiş günlerde yaptığınız işlerden ötürü afiyetle yiyin için.
[069.025] Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: «Keşke bana kitabım verilmeseydi,
[069.026] Şu hesabımı hiç görmemiş olsaydım!
[069.027] Keşke (ölüm işimi) bitirmiş olsaydı!
[069.028] Malım bana hiçbir fayda vermedi,
[069.029] Gücüm benden yok olup gitti.»
[069.030] Tutun onu, bağlayın onu,
[069.031] Sonra cehenneme sallayın onu.
[069.032] Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun onu!
[069.033] Çünkü o Büyük Allah â inanmıyordu.
[069.034] Yoksulu doyurmaya önayak olmazdı.»
[069.035] Bugün onun için candan bir dost yoktur.
[069.036] İrinden başka yiyecek yoktur.
[069.037] Onu (bile bile) hata işleyenlerden başkası yemez.
[069.038] Yoo yemin ederim; gördüklerinize
[069.039] Ve görmediklerinize ki,
[069.040] O (Kur'an), elbette şerefli bir peygamberin sözüdür.
[069.041] O, bir şairin sözü değildir. Ne de inanıyorsunuz!
[069.042] Bir kâhinin sözü de değildir. Ne kadar da az düşünüyorsunuz!
[069.043] Kur'an alemlerin Rabbinden indirilmiştir.
[069.044] Eğer Muhammed, bize karşı ona bazı sözler katmış olsaydı.
[069.045] Biz onu kuvvetle yakalardık,
[069.046] Sonra onun şah damarını koparırdık.
[069.047] Hiçbiriniz de onu koruyamazdınız.
[069.048] Doğrusu Kur'an Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir öğüttür.
[069.049] İçinizde yalanlayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz.
[069.050] Doğrusu Kur ân inkarcılar için bir üzüntüdür.
[069.051] O, şüphesiz kesin gerçektir.
[069.052] Öyleyse ey insanlar! Çok büyük olan Rabbinin adını tesbih et.
|