ErayKitap Web Sitesine Hoş Geldiniz !

بِسْمِ اللهِ اَلْحَمْدُ ِللهِ وَحْدَهُ، وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى مَنْ لاَنَبِيَّ بَعْدَهُ
Allah’a hamd olsun. Salât ve selâm, kendisinden sonra Nebi gelmeyecek olan Muhammed - sallallahu aleyhi ve sellem-’e olsun.
İşte bu (Kur'an), kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak bir tek ilah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara (gönderilmiş) bir bildiridir. (İbrahim Suresi - 52)

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali     Abdulvahid Metin Kur'an-ı Kerim Meali



54- el-KAMER SURESİ

(Mekke’de inmiştir. 55 ayettir.)

 

Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla...

1) Saat yakınlaştı ve ay yarıldı.

2) Eğer bir ayet görseler, yüz çevirirler ve: “Süregelen bir sihirdir.” derler.

3) Yalanladılar ve hevalarına uydular. Halbuki her işin ka-rarlaştırılmış bir vadesi vardır.

4) Andolsun, onlara kendisinde alıkoyucu özelliği olan ha-berler gelmiştir.

5) En üstün seviyede ve yeterli bir hikmettir. Uyarılar ise fayda vermiyor.

6) O halde onlardan yüz çevir. O günde o çağırıcı bilinme-dik bir şeye çağırır.

7) Gözleri zillet ve dehşetten düşmüş olarak, sanki yayılan çe-kirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.

8) Boyunlarını çağırana doğru uzatmış olarak koşarlarken, ka-firler: “Bu, zorlu bir gündür.” derler.

9) Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanlamıştı; böylece kulumuzu yalanladılar ve: “Delidir.” dediler. O, baskı altına alınıp engellenmişti.

10) Sonunda Rabbine dua etti: “Gerçekten ben, yenik düşmüş durumdayım. Artık sen intikam al.”

11) Biz de bardaktan boşalırcasına akan bir su ile göğün ka-pılarını açtık.

12) Yeri de coşkun kaynaklar halinde fışkırttık da su, önceden takdir edilmiş bir emir üzere birbirine kavuştu.

13) Ve onu da tahtaları ve çivileri olan üzerinde taşıdık.

14) Gözlerimiz önünde akıp-gitmekteydi. İnkar-nankörlük e-dilmiş olana bir mükafat olmak üzere.

15) Andolsun ki biz onu bir ayet olarak bıraktık. O halde var mı ibret alıp düşünen?

16) Şu halde benim azabım ve uyarıp-korkutmam nasılmış?

17) Andolsun biz Kur’an’ı zikir için kolaylaştırdık. O halde var mı ibret alıp düşünen?

18) Ad da yalanladı. Şu halde benim azabım ve uyarmam nasılmış?

19) Muhakkak biz üzerlerine uğursuz olan ve sürekli olan bir günde, gürültülü ve soğuk bir rüzgar gönderdik.

20) İnsanları koparıp atıyordu. Sanki onlar kökünden kopmuş hurma kütükleri idiler.

21) Şu halde benim azabım ve uyarıp-korkutmam nasılmış?

22) Andolsun biz Kur’an’ı zikir için kolaylaştırdık. O halde var mı ibret alıp düşünen?

23) Semud da uyarıları yalanladı.

24) Dediler ki: “Bizden biri olan bir beşere mi uyacağız? Bu durumda gerçekten biz bir sapıklık ve çılgınlık içinde oluruz.”

25) “Zikir, içimizden ona mı bırakıldı? Hayır, o çok yalan söyleyen, kendini beğenmiş bir şımarıktır.”

26) Yarın kimin mağrur ve şımarık bir yalancı olduğunu bilip-öğreneceklerdir.

27) Gerçekten biz onlara fitne olmak üzere o dişi deveyi gön-deririz. Artık onları gözetle, sabret!

28) Ve onlara, suyun aralarında kesin olarak pay edildiğini ha-ber ver. Her biri su içme sırasında hazır olsun.

29) Derken arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağını kesip hayva-nı ayağından biçip yere devirdi.

30) Şu halde benim azabım ve uyarıp-korkutmam nasılmış?

31) Çünkü biz onların üzerine bir tek çığlık gönderdik. Böyle-ce onlar ağıldaki çalı-çırpı olan kuru ot gibi oluverdiler.

32) Andolsun biz Kur’an’ı zikir için kolaylaştırdık. O halde var mı ibret alıp düşünen?

33) Lut kavmi de uyarıları yalanladı.

34) Biz, üzerlerine taş yağdıran bir rüzgar gönderdik. Lut’un ailesi müstesna; onları seher vaktinde kurtardık.

35) Tarafımızdan bir nimet olmak üzere. İşte biz, şükredenleri böyle mükafatlandırırız.

36) Oysa andolsun, zorlu yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. Fakat onlar, bu uyarıları kuşku ile karşılamışlardı.

37) Andolsun onlar misafirlerine dahi kötülük yapmak istedi-ler de gözlerini silme kör ettik. “Şimdi azabımı ve uyarılarımı tadın!”

38) Andolsun yerini bulmuş ve geri çevrilemez bir azab, sa-bahleyin erkenden onları bastırdı.

39) Şimdi azabımı ve uyarmamı tadın!

40) Andolsun biz Kur’an’ı zikir için kolaylaştırdık. O halde var mı ibret alıp düşünen?

41) Andolsun Firavun ailesine de uyarıp-korkutanlar gelmişti.

42) Ayetlerimizin tümünü yalanladılar. Biz de onları üstün, güçlü ve kudretli olanın yakalayışıyla yakalayıverdik.

43) Sizin kafirleriniz bunlardan daha mı hayırlıdır? Yoksa ki-taplarda sizin için bir beraat mı var?

44) Yoksa onlar: “Biz birbirine yardım eden bir topluluğuz.” mu diyorlar?

45) Yakında o topluluk yenilecek ve arkalarını dönerek kaça-caklardır.

46) Asıl onlara vadedilen saattir. O saat daha büyük bir bela ve daha acıdır.

47) Şüphesiz suçlular sapıklıkta ve çılgın ateş içindedirler.

48) Azabın içinde yüzükoyun sürünecekleri gün cehennemin dokunmasını tadın!

49) Hiç şüphesiz biz her şeyi bir kader ile yarattık.

50) Bizim emrimiz, bir göz kırpması gibi yalnızca bir keredir.

51) Andolsun biz, benzerlerinizi helak ettik. O halde var mı bir düşünen?

52) İşledikleri herşey de defterlerdedir.

53) Küçük büyük herşey satır satırdır.

54) Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nehirdedirler.

55) Sıdk meclisinde, gayet muktedir bir melikin yanın-dadırlar.











سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
  En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir     Hatalarım ve yanlışlarım varsa lütfen ya uyarın     ebubekiryasin_@hotmail.com     yada af edin








Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali online okuyabilir, facebook, twitter gibi diğer sosyal ağlarda paylaşabilir,
bilgisayarınıza indirebilir, ödev ve tezlerinizde kullanabilir ve siteyi referans göstermek koşuluyla
telif hakkı ödemeksizin site ve bloglarınızda yayınlayabilir ve kopyalayıp, çoğaltabilirsiniz.
NOT: TİCARİ OLARAK KULLANILAMAZ