ErayKitap Web Sitesine Hoş Geldiniz !
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali Abdulvahid Metin Kur'an-ı Kerim Meali
37- es-SAFFAT SURESİ
(Mekke’de inmiştir, 182 ayettir.)
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla...
1) Saf saf dizilenlere,
2) O haykırıp sürenlere,
3) Ve o zikir okuyanlara,
4) Yemin ederim ki, ilâhınız birdir.
5) O, hem göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi, hem de doğuların Rabbidir.
6) Biz yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik.
7) Ve itaat dışına çıkan her şeytandan koruduk.
8) Onlar, artık mele-i a'lâ'ya kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar.
9) Kovulup atılırlar. Ve onlar için sürekli bir azap vardır.
10) Ancak bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder.
11) Şimdi sor onlara! Yaratma bakımından onlar mı daha zor, yoksa bizim yarattığımız mı? Şüphesiz biz kendilerini yapışkan bir çamurdan yarattık.
12) Hayır, sen şaşıyorsun. Halbuki onlar alay ediyorlar.
13) Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt almazlar.
14) Bir mucize görseler alay ederler.
15) Bu ancak açık bir büyüdür, derler.
16) "Gerçekten biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, diriltileceğiz?"
17) "İlk atalarımızda mı?"
18) De ki: Evet, hem de hor ve hakir olarak.
19) O korkunç. bir sesten ibaret olacak, o anda hemen onların gözleri açılıp etrafa bakacaklar.
20) Eyvah bize! Bu ceza günüdür, derler.
21) İşte bu; yalanlamış olduğunuz hüküm günüdür.
22) ''Zalimleri, onların aynı yoldaki arkadaşlarını ve tapmış olduklarını toplayın''.
23) ''Allah'tan başka . Onlara cehennemin yolunu gösterin''.
24) ''Onları tutuklayın, çünkü onlar sorguya çekilecekler!
25) Size ne oldu ki birbirinize yardım etmiyorsunuz?
26) Evet, onlar o gün zilletle boyun eğeceklerdir.
27) Onlardan bir kısmı, diğerlerine yönelir, birbirlerini sorumlu tutmaya çalışırlar.
28) Siz bize sağdan gelirdiniz derler.
29) "Bilâkis, derler, siz inanan kimseler değildiniz".
30) "Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu. Fakat siz kendiniz azgın bir toplum idiniz."
31) "Onun için Rabbimizin hükmü bize hak oldu. Biz mutlaka tadacağız."
32) "Biz sizi azdırdık. Çünkü kendimiz de azmıştık."
33) Şüphesiz o gün onlar azapta ortaktırlar.
34) İşte biz, suçlulara böyle yaparız.
35) Çünkü onlara: Allah'tan başka tanrı yoktur, denildiği zaman kibirle direnirlerdi.
36) "Mecnun bir şair için biz tanrılarımızı bırakacak mıyız?" derlerdi.
37) Hayır! O, gerçeği getirdi ve peygamberleri de doğruladı.
38) Kuşkusuz siz acı azabı tadacaksınız.
39) Çekeceğiniz ceza yapmakta olduğunuzdan başka bir şeyin cezası değildir.
40) Ancak Allah'ın hâlis kulları istisnâ edilecek.
41) Bunlar için bilinen bir rızık vardır.
42) (Türlü türlü) meyveler vardır. Ve onlar ağırlanırlar.
43) Naîm cennetlerinde .
44) Tahtlar üzerinde karşılıklı otururlar.
45) Onlara pınardan (doldurulmuş) kadehler dolaştırılır.
46) Berraktır, içenlere lezzet verir.
47) O içkide ne sersemletme vardır ne de onunla sarhoş olurlar.
48) Yanlarında güzel bakışlarını yalnız onlara tahsis etmiş, iri gözlü eşler vardır.
49) Onlar, gün yüzü görmemiş yumurta gibi bembeyazdır.
50) İşte o zaman, birbirlerine dönerek (dünyadaki hallerini) soracaklar.
51) İçlerinden biri: "Benim, bir arkadaşım vardı" der.
52) Derdi ki: Sen de (dirilmeye) inananlardan mısın?
53) Biz ölüp kemik, sonra da toprak haline geldiğimiz zaman (diriltilip) cezalanacak mıyız?
54) Siz işin gerçeğine vâkıf mısınız? dedi.
55) (İşte o zaman konuşan baktı, arkadaşını cehennemin ortasında gördü.
56) "Yemin ederim ki, sen az daha beni de helâk edecektin.
57) Rabbimin nimeti olmasaydı, şimdi ben de (cehenneme) getirilenlerden olurdum" dedi.
58) Birinci ölümümüz hariç, bir daha biz ölmeyecek miyiz?
59) Yalnız ilk ölümümüz, başka ölüm yok ve biz azâba da uğratılmayacağız ha?!"
60) Şüphesiz bu, büyük kurtuluştur.
61) Çalışanlar, böylesi bir kurtuluş için çalışsınlar.
62) Şimdi ziyafet olarak, cennet ehli için anılan bu nimetler mi daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?.
63) Biz onu (zakkumu) zalimler için bir fitne (imtihan) kıldık.
64) Zira o, cehennemin dibinde bitip yetişen bir ağaçtır.
65) Tomurcukları sanki şeytanların başları gibidir.
66) Ondan yerler ve karınlarını ondan doldururlar.
67) Sonra zakkum yemeğinin üzerine onlar için, kaynar su karıştırılmış bir içki vardır.
68) Sonra kesinlikle onların dönüşü, çılgın ateşe olacaktır.
69) Kuşkusuz onlar atalarını dalâlette buldular .
70) Şimdi de kendileri onların peşlerinden koşturuyorlar.
71) Andolsun ki, onlardan önce eski milletlerin çoğu dalâlete düştü.
72) Kuşkusuz, biz onlara uyarıcılar göndermiştik.
73) Uyarılanların âkıbetinin ne olduğuna bir bak!
74) Allah'ın ihlâslı kulları müstesna.
75) Andolsun, Nuh bize yalvarıp yakardı. Biz de duayı ne güzel kabul ederiz!
76) Kendisini ve ailesini büyük felâketten kurtardık.
77) Biz yalnız Nuh'un soyunu kalıcı kıldık.
78) Sonradan gelenler içinde ona iyi bir nam bıraktık
79) Bütün âlemlerden Nuh'a selam olsun!
80) İşte biz iyileri böyle mükâfatlandırırız.
81) Zira o, bizim inanmış kullarımızdan idi.
82) Nihayet ötekileri (inanmayanları) suda boğduk.
83) Doğrusu İbrahim de onun bir kolundandır.
84) Çünkü o, Rabbine selim bir kalp ile gelmişti.
85) Hani babasına ve kavmine demişti ki: “Nelere ibadet ediyorsunuz?”
86) “Bir takım uydurma yalanlar için mi Allah’tan başka ilahlar istiyorsunuz?”
87) “Alemlerin Rabbi hakkındaki zannınız nedir?”
88) Derken yıldızlara bir göz attı.
89) “Ben, doğrusu hastayım.” dedi.
90) Hemen ondan yüz çevirip uzaklaştılar.
91) Sonra gizlice putlarına varıp: “Yemez misiniz?” dedi.
92) “Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?”
93) Derken onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi.
94) Hızlıca ona yönelip geldiler.
95) “Yonttuğunuz şeylere mi ibadet ediyorsunuz?”
96) “Oysa sizi de yapmakta olduklarınızı da Allah yaratmıştır.”
97) Dediler ki: “Onun için bir bina yapın da onu alevli ateşin içine atın.”
98) Böylelikle ona bir tuzak hazırlamak istediler. Biz de onları en aşağılıklar kıldık.
99) Dedi ki: “Şüphesiz ben, Rabbime gidiciyim; pek yakında beni hidayete erdirecektir.”
100) “Rabbim, bana salihlerden bağışla.”
101) Biz de onu itaatkâr bir çocukla müjdeledik.
102) Böylece onun yanında koşabilecek çağa erişince dedi ki: “Oğlum, gerçekten ben rüyamda seni boğazladığımı görüyorum. Bak artık, sen ne düşünürsün?” Dedi ki: “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap! İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.”
103) Böylece ikisi de teslim olup onu alnı üzerine yatırdı.
104) Biz ona: “Ey İbrahim!” diye seslendik.
105) “Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.”
106) “Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı.”
107) “Ve ona büyük bir kurbanı fidye olarak verdik.”
108) Sonra gelenler arasında ona bıraktık.
109) İbrahim’e selâm olsun.
110) Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.
111) Şüphesiz o, mü’min kullarımızdandı.
112) Biz ona, salihlerden bir nebi olarak İshak’ı bağışladık.
113) Ona ve İshak’a bereketler verdik. İkisinin soyundan, ihsanda bulunan da var; açıkça kendi nefsine zulmeden de.
114) Andolsun biz Musa'ya da Harun'a da nimetler verdik.
115) Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.
116) Kendilerine yardım ettik de galip gelen onlar oldu.
117) Her ikisine de apaçık anlaşılan bir kitabı verdik.
118) Her ikisini de doğru yola ilettik.
119) Sonra gelenler içinde, namlarına şunu bıraktık.
120) Musa ve Harun'a selam olsun.
121) Doğrusu biz, iyileri böylece mükâfatlandırırız.
122) Şüphesiz, ikisi de mümin kullarımızdandı.
123) İlyas da şüphe yok ki, peygamberlerdendi.
124) Milletine: sakınmaz mısınız?
125) Yaratanların en iyisini bırakıp da Ba'l'e mi taparsınız? demişti.
126) "Sizin de Rabbiniz, sizden önce gelen atalarınızın da Rabbi olan Allah'ı?"
127) Bunun üzerine İlyas'ı yalanladılar. Onun için onların hepsi (cehenneme) götürüleceklerdir.
128) Ancak Allah'ın ihlâslı kulları müstesna.
129) Sonra gelenler içinde, kendisine bir ün bıraktık,
130) "İlyas'a selâm!" dedik.
131) Şüphesiz biz, iyileri işte böyle mükâfatlandırırız.
132) Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandı.
133) Lût da elbette peygamberlerdendi.
134) Hani biz Lût'u ve ailesinin hepsini kurtardık.
135) Ancak geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında,
136) Sonra diğerlerini yok ettik.
137) Siz onların yanlarından geçip gidiyorsunuz: sabahleyin
138) Ve geceleyin. Hâla akıllanmayacak mısınız?
139) Doğrusu Yunus da gönderilen peygamberlerdendi.
140) Hani o, dolu bir gemiye binip kaçmıştı.
141) Gemide olanlarla karşılıklı kur'a çektiler de kaybedenlerden oldu.
142) Yunus kendini kınayıp dururken onu bir balık yuttu.
143) Eğer Allah'ı tesbih edenlerden olmasaydı,
144) Tekrar diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı.
145) Halsiz bir vaziyette kendisini dışarı çıkardık.
146) Ve üstüne kabak türünden geniş yapraklı bir nebat bitirdik.
147) Onu, yüz bin veya daha çok kişiye peygamber olarak gönderdik.
148) Sonunda ona iman ettiler, bunun üzerine biz de onları bir süreye kadar yaşattık.
149) Putperestlere sor: Kızlar Rabbinin de erkekler onların mı?
150) Yoksa biz melekleri onların gözü önünde kız olarak mı yarattık?
151) Dikkat edin, kesinlikle yalan uydurup söylüyorlar ki;
152) "Allah doğurdu" diyorlar. Onlar şüphesiz yalancıdırlar.
153) Allah, kızları oğullara tercih mi etmiş!
154) Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?
155) Hiç düşünmüyor musunuz?
156) Yoksa sizin açık bir deliliniz mi var?
157) Doğru sözlülerden iseniz, kitabınızı getirin!
158) Allah ile cinler arasında da bir soy birliği uydurdular. Andolsun, cinler de kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini bilirler.
159) Allah, onların isnat edegeldiklerinden yücedir, münezzehtir.
160) Allah'ın ihlâsa erdirilmiş kulları müstesnadır.
161) Sizler ve taptığınız şeyler!
162) Hiçbiriniz, Allah'a karşı azdırıp saptıramazsınız.
163) Cehenneme girecek kimseden başkasını.
164) "(Melekler şöyle derler:) Bizim her birimiz için, bilinen bir makam vardır."
165) " Şüphesiz biz,orada sıra sıra dururuz."
166) "Ve şüphesiz Allah'ı tesbih ederiz."
167) "Putperestler şöyle diyorlardı".
168) "Eğer öncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsaydı",
169) "Mutlaka Allah'ın ihlâslı kulları olurduk!" .
170) İşte şimdi onu inkâr ettiler. Ama ileride bileceklerdir!
171) Andolsun ki, peygamber kullarımıza söz vermişizdir:
172) Onlar mutlaka zafere ulaşacaklardır.
173) Bizim ordumuz şüphesiz üstün gelecektir.
174) Onun için sen bir süreye kadar onlara aldırma.
175) Onların halini gör, onlar da görecekler.
176) Azabımızı acele mi istiyorlar?
177) Azap yurtlarına indiğinde, uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) sabahı ne kötü olur!
178) Sen bir zamana kadar onlara aldırma.
179) Onların halini gör, onlar da göreceklerdir.
180) Senin izzet sahibi Rabbin, onların isnat etmekte oldukları vasıflardan yücedir, münezzehtir.
181) Gönderilen bütün peygamberlere selam olsun!
182) Alemlerin Rabbi olan Allah'a da hamd olsun!
En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir Hatalarım ve yanlışlarım varsa lütfen ya uyarın ebubekiryasin_@hotmail.com yada af edinسُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali online okuyabilir, facebook, twitter gibi diğer sosyal ağlarda paylaşabilir,
bilgisayarınıza indirebilir, ödev ve tezlerinizde kullanabilir ve siteyi referans göstermek koşuluyla
telif hakkı ödemeksizin site ve bloglarınızda yayınlayabilir ve kopyalayıp, çoğaltabilirsiniz.
NOT: TİCARİ OLARAK KULLANILAMAZ