ErayKitap Web Sitesine Hoş Geldiniz !             En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir
بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ
Konularına Göre Ayeti Kerime Meali / Veya Kur'an Fihristi
İşte bu (Kur'an), kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak bir tek İlah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara (gönderilmiş) bir bildiridir. (İbrahi Suresi - 52)     Diri olanları (Yaşıyan insanları) uyarsın ve kâfirler cezayı hak etsinler diye (Kur'an indirdik) (Yasin Suresi - 70)
Kur'an Fihristi veya Konularına Göre Ayet Meali KUR'AN FİHRİSTİ
  = ♦   S   ♦ =  
SUÇLULAR (MÜCRİMLER)
Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla

10/13- Andolsun, sizden önceki nice nesilleri peygamberleri, kendilerine apaçık deliller getirdikleri halde (yalanlayıp) zulmettikleri vakit helâk ettik. Onlar zaten inanacak değillerdi. İşte biz suçlu toplumu böyle cezalandırırız.



10/17- Artık, Allah’a karşı yalan uydurandan veya O'nun âyetlerini yalanlayandan daha zâlim kimdir? Şüphe yok ki (böyle) suçlular asla kurtuluşa ermezler.



10/50- De ki: “Söyleyin bakalım, onun azabı size geceleyin veya gündüzün (ansızın) gelecek olsa, suçlular bunun hangisini acele isterler?!” (Bunların hiçbiri istenecek bir şey değildir).



10/51- (Onlara) “Azap gerçekleştikten sonra mı ona iman ettiniz? Şimdi mi!? Oysa siz onu acele istiyordunuz” (denilecek).



10/75- Sonra bunların ardından Firavun ile ileri gelenlerine de Mûsâ ve Hârûn’u mucizelerimizle gönderdik. Ama büyüklük tasladılar ve suçlu bir toplum oldular.



10/82- Suçluların hoşuna gitmese de, Allah hakkı sözleriyle gerçekleştirecektir.”



11/116- Sizden önceki nesillerden aklı başında kimseler (insanları) yeryüzünde bozgunculuk yapmaktan alıkoysalardı ya! Ancak içlerinden kendilerini kurtardığımız pek az kimse bunu yapmıştı. Zulmedenler ise içinde şımartıldıkları refahın ardına düştüler ve günahkâr kimseler oldular.



11/52- “Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra ona tövbe edin ki, üzerinize bol bol yağmur göndersin ve gücünüze güç katsın. Günahkârlar olarak yüz çevirmeyin.”



12/110- Nihayet peygamberler ümitlerini kesecek hale gelip yalanlandıklarını düşündükleri sırada, onlara yardımımız geldi de, böylece dilediğimiz kimseler kurtuluşa erdirildi. Azabımız ise, suçlular topluluğundan geri çevrilemez.



14/49- O gün, suçluları zincirlere vurulmuş olarak görürsün.



14/50- Gömlekleri katrandandır. Yüzlerini de ateş bürüyecektir.



14/51- Allah herkese kazandığının karşılığını vermek için böyle yapar. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.



15/12- Aynı şekilde (onların tutumlarına uygun olarak) biz onu suçluların kalbine sokarız.2 2



15/13- Önceki milletlerin (helakine dair Allah’ın) kanunu geçmiş iken onlar buna (Kur’an’a) inanmazlar.



15/14,15- Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıkmaya koyulsalar yine “Gözlerimiz döndürüldü, biz herhâlde büyülenmiş bir toplumuz” derlerdi.



18/49- Kitap ortaya konur. Suçluları, kitabın içindekilerden korkuya kapılmış görürsün. “Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!” derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.



18/53- Suçlular (o gün) ateşi görünce onun içine düşeceklerini iyice anlayacaklar ve ondan kurtuluş yolu da bulamayacaklardır.



20/102- O gün günahkârları, (gözleri korkudan donup) gömgök kesilmiş olarak haşredeceğiz.



20/103,104- Aralarında birbirlerine “(Dünya’da) sadece on (gün) kaldınız” diye gizli gizli konuşacaklar. –Onların, hakkında konuşacakları şeyi biz daha iyi biliriz.- O vakit içlerinden en aklı başında olanları, “Siz sadece bir gün kaldınız” diyecektir.



20/74- Şüphesiz, kim Rabbine günahkâr olarak varırsa, kesinlikle ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de (güzel bir hayat) yaşar.



20/85- Allah, “Şüphesiz, biz senden sonra halkını sınadık; Sâmirî onları saptırdı” dedi.



20/86- Bunun üzerine Mûsâ öfke dolu ve üzgün bir halde halkına döndü. “Ey kavmim! Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmadı mı? (Ayrılışımdan sonra) çok zaman mı geçti, yoksa üzerinize Rabbinizden bir gazap inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz söze uymadınız (ve buzağıya taptınız)?” dedi.



25/21- Bize kavuşacaklarını ummayanlar, “Bize melekler indirilseydi, yahut Rabbimizi görseydik ya!” dediler. Andolsun, onlar kendi benliklerinde büyüklük tasladılar ve büyük bir taşkınlık gösterdiler.



25/22- Fakat melekleri görecekleri gün, işte o gün suçlulara hiçbir müjde yoktur. “Eyvah! Biz Allah’ın rahmetinden tamamen uzaklaştırılmışız”1 diyecekler.



25/31- Biz, işte böyle, her peygamber için suçlulardan bir düşman yarattık. Yol gösterici ve yardım edici olarak Rabbin yeter.



26/200- İşte böylece biz onu (Kur’an’ı) suçluların kalbine soktuk.



26/201,202,203- Onlar, farkında olmadan ansızın kendilerine gelecek olan elem dolu azabı görüp de, “Bize mühlet verilmez mi?” demedikçe, ona inanmazlar.



26/204- Bizim azabımızın çabuklaşmasını mı istiyorlar?



26/205- Ey Muhammed! Ne dersin; biz onları yıllarca (dünya nimetlerinden) yararlandırsak,



26/206- Sonra da kendilerine tehdit edildikleri şey gelse, (halleri nice olurdu?)



26/207- (Dünyada) yararlandırıldıkları şeyler onlara fayda sağlamazdı.



26/99- Bizi ancak (önderlerimiz olan) suçlular saptırdı.”



27/69- De ki: “Yeryüzünde dolaşın da suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.”



28/78- Kârûn, “Bunlar bana bendeki bilgi ve beceriden dolayı verilmiştir” dedi. O, Allah’ın kendinden önceki nesillerden, ondan daha kuvvetli ve daha çok mal biriktirmiş kimseleri helak etmiş olduğunu bilmiyor muydu? Suçlulukları kesinleşmiş olanlara günahları konusunda soru sorulmaz (Çünkü Allah hepsini bilir).



30/47- Andolsun, senden önce biz nice peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik. Peygamberler onlara apaçık mucizeler getirdiler. Biz de suç işleyenlerden intikam aldık. Mü’minlere yardım etmek ise üzerimizde bir haktır.



30/55- Kıyametin kopacağı gün suçlular, (dünyada) bir andan fazla kalmadıklarına yemin ederler. Onlar (dünyada haktan) işte böyle döndürülüyorlardı.



32/12- Suçlular Rablerinin huzurunda boyunlarını büküp, “Rabbimiz! (Gerçeği) gördük ve işittik. Artık şimdi bizi (dünyaya) döndür ki, salih amel işleyelim. Biz artık kesin olarak inanmaktayız” dedikleri vakit, (onları) bir görsen!



32/13- Eğer dileseydik herkese hidayetini verirdik. Fakat benim, “Andolsun, cehennemi hem cinlerden hem de insanlardan dolduracağım” sözüm gerçekleşecektir.



32/14- (Onlara şöyle denilecek:) “O halde bu gününüze kavuşmayı unutmanıza karşılık azabı tadın. Biz de sizi unuttuk. Yapmakta olduklarınıza karşılık ebedi azabı tadın.”



32/22- Kim, Rabbinin âyetleri kendisine hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalimdir? Şüphesiz ki biz suçlulardan intikam alıcıyız.



36/59- (Allah şöyle der:) “Ey suçlular! Ayrılın bu gün!”



37/22,23,24- Allah meleklere şöyle emreder: “Zulmedenleri, eşlerini ve Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.



37/25- Onlara, “Ne diye yardımlaşmıyorsunuz?” denir.



37/26- Hayır, onlar bugün teslim olmuş kimselerdir.



37/27- Birbirlerine yönelip sorarlar (çekişirler).



37/28- Şöyle derler: “Siz bize sağdan gelirdiniz. Bize haktan yana görünürdünüz.”



37/29- Diğerleri de onlara şöyle derler: “Hayır, siz zaten mü’min kimseler değildiniz.”



37/30- “Bizim, sizin üzerinizde hiçbir hakimiyetimiz yoktu. Hatta siz azgın bir kavimdiniz.”



37/31- “Artık Rabbimizin sözü (azap) bizim hakkımızda gerçekleşti. Biz onu mutlaka tadacağız.”



37/32- “Evet, biz sizi saptırdık. Çünkü biz de sapkın kimselerdik.”



37/33- Artık onlar o gün azapta ortaktırlar



37/34- İşte biz suçlulara böyle yaparız.



37/35- Çünkü onlar, kendilerine, “Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur” denildiği zaman inanmayıp büyüklük taslıyorlardı.



37/36- “Biz, deli bir şair için ilahlarımızı mı terk edeceğiz?” diyorlardı.



37/37- Hayır, öyle değil. O, hakkı getirmiş, (önceki) peygamberleri de tasdik etmiştir.



37/38- Şüphesiz siz mutlaka elem dolu azabı tadacaksınız.



37/39- Siz ancak işlediklerinizin karşılığı ile cezalandırılırsınız.



43/74- Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklardır.



43/75- Azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde ümitsizdirler.



43/76- Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar, kendileri zâlim idiler.



43/77- (Görevli meleğe şöyle seslenirler:) “Ey Mâlik! Rabbin bizim işimizi bitirsin.” O da, “Siz hep böyle kalacaksınız” der.



43/78- Andolsun, size hakkı getirdik. Fakat çoğunuz haktan hoşlanmayanlarsınız.



43/79- Yoksa (gerçeği kabul etmeme konusunda) bir işe kesin karar mı verdiler? Şüphesiz biz de (onları cezalandırmakta) kararlıyız.



43/80- Yoksa onların sırlarını ve gizli konuşmalarını duymadığımızı mı sanıyorlar? Hayır öyle değil, yanlarındaki elçilerimiz (melekler) yazmaktadırlar.



44/22- Sonra Mûsâ Rabbine, “Bunlar günahkâr bir toplumdur” diye seslendi.



44/37- Bunlar mı daha hayırlı, yoksa Tübba’5 kavmi ile onlardan öncekiler mi? Onları helâk ettik. Çünkü onlar suçlu kimselerdi.



45/31- İnkâr edenlere gelince onlara şöyle denir: “Âyetlerim size okunmuştu da sizler büyüklük taslamış ve günahkâr bir kavim olmuş değil miydiniz?”



46/24- O azabı vâdilerine doğru yayılan bir bulut olarak gördüklerinde, “Bu bize yağmur getiren bir buluttur” dediler. Hûd, “Hayır, o sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde elem dolu azabın bulunduğu bir rüzgârdır” dedi.



46/25- “O, Rabbimin emriyle her şeyi yerle bir eder.” Derken evlerinden başka hiçbir şeyleri görünmez hâle geldiler. İşte biz, suç işleyen toplumu böyle cezalandırırız.



46/26- Andolsun, size vermediğimiz imkân ve iktidarı onlara vermiştik. Kendilerine kulaklar, gözler ve kalpler vermiştik. Fakat kulakları, gözleri ve kalpleri kendilerine bir yarar sağlamadı. Çünkü Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlardı. Alaya aldıkları şey onları kuşattı.



51/31- İbrahim onlara: “O halde asıl işiniz nedir ey elçiler?” dedi.



51/32,33,34- Onlar şöyle dediler: “Biz suçlu bir kavme (Lût’un kavmine), üzerlerine çamurdan, pişirilmiş ve Rabbinin katında haddi aşanlar için belirlenmiş taşlar yağdırmak için gönderildik.”



54/47- Şüphesiz suçlular (müşrikler) sapıklık ve ateşler içindedirler.



54/48- Yüzüstü ateşe sürüklendikleri gün kendilerine, “Cehennemin dokunuşunu tadın!” denecek.



55/41- Suçlular simalarından tanınır da, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.



55/42- O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?



55/43- İşte bu suçluların yalanladıkları cehennemdir.



55/44- Onlar, cehennem ateşi ile yüksek derecede kaynar su arasında gider gelirler.



6/123- İşte böyle, her memlekette günahkârları oranın ileri gelenleri kıldık ki oralarda hilekârlık etsinler. Halbuki onlar hilekârlığı ancak kendilerine yaparlar. Ama farkında olmuyorlar.



6/124- Onlara bir âyet geldiği zaman, “Allah elçilerine verilenin bir benzeri bize de verilinceye kadar asla inanmayacağız” derler. Allah elçilik görevini kime vereceğini çok iyi bilir. Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılık ve yapmakta oldukları hilekârlık sebebiyle çetin bir azap erişecektir.



6/147- Eğer seni yalanlarlarsa, de ki: “Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. (Bununla beraber) suçlu bir toplumdan onun azabı geri çevrilmez.”

6/54- Âyetlerimize iman edenler sana geldikleri zaman de ki: “Selam olsun size! Rabbiniz kendi üzerine rahmeti (merhameti) yazdı. Şöyle ki: Sizden kim cahillikle bir kabahat işler de sonra peşinden tövbe eder, kendini düzeltirse (bilmiş olun ki) O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

6/55- Suçluların yolu da açığa çıksın diye âyetleri işte böyle ayrı ayrı açıklarız.

7/133- Biz de, her biri ayrı ayrı birer mucize olmak üzere başlarına tufan, çekirge, ürün güvesi (haşerât), kurbağalar ve kan gönderdik. (Hiçbirinden ders almadılar.) Büyüklük tasladılar ve suçlu bir kavim oldular.

7/40- Âyetlerimizi yalanlayanlar ve o âyetlere uymayı kibirlerine yediremeyenler var ya, onlara göklerin kapıları açılmaz. Onlar, deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete de giremezler!6 Biz suçluları işte böyle cezalandırırız.

7/41- Onlar için cehennem ateşinden döşek, üstlerinde de cehennem ateşinden örtüler var. İşte biz zalimleri böyle cezalandırırız.

7/83- Bunun üzerine biz de onu ve karısı dışında aile fertlerini kurtardık. Karısı ise azab içinde kalanlardan oldu.

7/84- Onların üstüne bir azap yağmuru yağdırdık.”Bak, suçluların akıbeti nasıl oldu.

74/38- Herkes kazandığına karşılık bir rehindir.

74/39- Ancak ahiret mutluluğuna eren kimseler başka.

74/40,41,42- Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?”

74/43- Onlar şöyle derler: “Biz namaz kılanlardan değildik.”

74/44- “Yoksula yedirmezdik.”

74/45- “Bâtıla dalanlarla birlikte biz de dalardık.”

74/46- “Ceza gününü de yalanlıyorduk.”

74/47- “Nihayet ölüm bize gelip çattı.”

74/48- Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez.

74/49- Böyle iken onlara ne oluyor da, öğütten yüz çeviriyorlar?

74/50,51- Onlar sanki arslandan kaçan yaban eşekleridirler.

74/52- Hatta onlardan her bir kişi, kendisine açılmış sahifeler verilmesini istiyor.

74/53- Hayır, hayır! Onlar ahiretten korkmuyorlar.

76/16- Gümüşten billur kaplar ki, onları (ihtiyaca göre) ölçüp düzenlemişlerdir.

76/17- Orada kendilerine, katkısı zencefil olan içecekle dolu bir kâseden içirilir.

76/18- Orada bir pınar ki ona “selsebil” adı verilir.

77/46- Ey inkar edenler! (Dünyada) yiyin ve birazcık yararlanın! Şüphesiz sizler suçlularsınız.

77/47- O gün vay yalanlayanların haline!

77/48- Onlara, “Rükû edin (namaz kılın)” dendiği zaman rükû etmezler.

77/49- O gün vay yalanlayanların haline!

77/50- Onlar artık ondan (Kur’an’dan) sonra hangi söze inanacaklar?

8/8- Bu, suçlular hoşlanmasa da Allah’ın hakkı ortaya çıkarması ve batılı ortadan kaldırması içindi

83/29- Şüphesiz günahkârlar, (dünyada) iman edenlere gülüyorlardı.

83/30- Mü’minler yanlarından geçtiğinde birbirlerine kaş göz ederek onlarla alay ediyorlardı.

83/31- Ailelerine dönerken zevk ve neşe içinde gülüşe gülüşe dönüyorlardı.

83/32- Mü’minleri gördükleri vakit, “Hiç şüphe yok, şunlar sapık kimselerdir” diyorlardı.

83/33- Halbuki onlar, mü’minlerin başına bekçi olarak gönderilmemişlerdi.

9/66- Boşuna özür dilemeyin! Çünkü siz, (sözde) iman ettikten sonra küfrünüzü açığa vurdunuz. İçinizden (tövbe eden) bir zümreyi affetsek bile, suçlarında ısrar etmeleri sebebiyle, diğer bir zümreye azap edeceğiz.




Konularına Göre Ayet Meali veya Konularına Göre Kur'an Fihristi Okuyabilir, bilgisayarınıza indirebilir ("RAR" İndir Linki), ödev ve tezlerinizde kullanabilir ve siteyi referans göstermek ve değiştirmemek koşuluyla site ve bloglarınızda yayınlayabilir ve kopyalayıp, çoğaltabilirsiniz. v..d.. Download / İndirdikten Sonra Üçretsiz Dağıtabilirsiniz..

En iyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir   Eraykitap ilmin kisa yolu
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ