Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyettik. Davud'a da Zebur verdik. (NİSA SURESİ / 163)
İsmail'i, Elyasa'yı, Yunus'u ve Lut'u da (hidayete eriştirdik). Onların hepsini alemlere üstün kıldık. (EN'AM SURESİ / 86)
Babalarından, soylarından ve kardeşlerinden, kimini (bunlara kattık); onları da seçtik ve dosdoğru yola yöneltip-ilettik. (EN'AM SURESİ / 87)
Ama (azab geldiği sırada) iman edip imanı kendisine yarar sağlamış -Yunus kavminin dışında- bir ülke olsaydı ya! Onlar iman ettikleri zaman dünya hayatında onlardan aşağılatıcı azabı kaldırdık ve onları belli bir zamana kadar yararlandırdık. (YUNUS SURESİ / 98)
Şüphesiz Yunus da gönderilmiş (elçi)lerdendi. (SAFFAT SURESİ / 139)
Hani o, dolu bir gemiye kaçmıştı. (SAFFAT SURESİ / 140)
Böylece kur'aya katılmıştı da, kaybedenlerden olmuştu. (SAFFAT SURESİ / 141)
Derken onu balık yutmuştu, oysa o kınanmıştı. (SAFFAT SURESİ / 142)
Eğer (Allah'ı çokça) tesbih edenlerden olmasaydı, (SAFFAT SURESİ / 143)
Onun karnında (insanların) dirilip-kaldırılacakları güne kadar kalakalmıştı. (SAFFAT SURESİ / 144)
Sonunda o hasta bir durumdayken çıplak bir yere (sahile) attık. (SAFFAT SURESİ / 145)
Ve üzerine, sık-geniş yaprakla (kabağa benzer) türden bir ağaç bitirdik. (SAFFAT SURESİ / 146)
Onu yüzbin veya (sayısı) daha da artan (bir topluluk)a (peygamber olarak) gönderdik. (SAFFAT SURESİ / 147)
Sonunda ona iman ettiler, biz de onları bir süreye kadar yararlandırdık. (SAFFAT SURESİ / 148)
Balık sahibi (Yunus'u da); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde: "Senden başka ilah yoktur, sen yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum" diye çağrıda bulunmuştu. (ENBİYA SURESİ / 87)
Bunun üzerine duasına icabet ettik ve onu üzüntüden kurtardık. İşte biz, iman edenleri böyle kurtarırız. (ENBİYA SURESİ / 88)
Şimdi sen, Rabbinin hükmüne sabret ve balık sahibi (Yunus) gibi olma; hani o, içi kahır dolu olarak (Rabbine) çağrıda bulunmuştu. (KALEM SURESİ / 48)
Eğer Rabbinden bir nimet ona ulaşmasaydı, mutlaka yerilmiş ve çıplak bir durumda (karaya) atılmış olacaktı. (KALEM SURESİ / 49)
Fakat Rabbi onu seçti ve onu salih olanlardan kıldı. (KALEM SURESİ / 50)