Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla
Kuranda Peygamberler:
Allah tarafından Ademoğullarından Resul ve Nebi Atanması
“De ki: Ben peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahy edilene uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım. De ki: Hiç düşündünüz mü ?...”
(Ahkaf-9-10)
Hadis;”Bütün peygamberler anaları ayrı babaları bir kardeştirler.Ve dinleri de birdir”
(Müslim-Fedila-143-144-Ebu Davud-Sünne-13)
“Allah Âdem'i, Nuh'u, İbrahim ailesi ile İmrân ailesini seçip âlemlere üstün kıldı. Bunlar birbirinden gelme bir nesillerdir. Allah işiten ve bilendir.(Ali İmran-33-34-)
“İşte bu, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz delillerimizdir. Biz dilediğimiz kimselerin derecelerini yükseltiriz. Şüphesiz ki senin Rabbin hikmet sahibidir, hakkıyle bilendir. Biz O'na İshak ve (İshak'ın oğlu) Yakub'u da armağan ettik; hepsini de doğru yola ilettik. Daha önce de Nuh'u ve O'nun soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u doğru yola iletmiştik; Biz iyi davrananları işte böyle mükâfatlandırırız. Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas'ı da (doğru yola iletmiştik). Hepsi de iyilerden idi. İsmail, Elyesa', Yunus ve Lût'u da (hidayete erdirdik). Hepsini âlemlere üstün kıldık. Onların babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarına da (üstün meziyetler verdik). Onları seçkin kıldık ve doğru yola ilettik. İşte bu, Allah'ın hidayetidir, kullarından dilediğini ona iletir. Eğer onlar da Allah'a ortak koşsalardı yapmakta oldukları amelleri elbette boşa giderdi.”(Enam-83-88)
Ayetlerde Nuh ve İbrahim'in (selâm üzerlerine olsun) dışında onyedi nebi ve resul sayılmaktadır. Diğerlerine de, "Babalarından, soylarından ve kardeşlerinden..." şeklinde işaret edilmektedir. Bu kafile değerlendirilirken de "Biz iyi hareket edenleri işte böyle mükafatlandırırız..." "Her birine alemlerin üstünde yüksek meziyetler verdik..." "Bir kısmını da seçip doğru yola eriştirdik..." denmektedir. Bütün bu değerlendirmeler, şu ulu kafilenin elde ettiği iyilikleri, Allah tarafından seçilişlerini ve doğru yola iletilişlerini göstermektedir.
Buna göre, iman kafilesine öncülük yapan şu seçkin topluluk, yüce Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir. Bu topluluğun Allah'dan getirdiği hidayet, Peygamberimizin ve O'na inananlar için bir örnek konumundadır. O halde uyulacak tek yol göstericilik budur, sadece onun hükmüne başvurulur. Ona çağrılır ve onunla müjde verilir.[1]
Bu ayetler ve hadislerden de anlaşacağı gibi,Kur’an,Muhammed (as)ın yeni bir şey getirmediğini,tarihte ilk defa böyle bir iddia etmediğini vurgulamakta,Onun gerçekte kendisinden önce gelen bütün peygamberler hep aynı kaynaktan vahiy aldığını ve tüm Nebi ve Resullerin getirdikleri hak ve gerçeğin aynısını getirdiğini açıkça beyan etmektedir.Bu noktayı Resulullah
(as) bir hadisinde,şu yukarıda ki veciz ifadelerle işaret etmiştir. Bu hadisten
Tevhid’le ilgili prensiplerin hiçbir devirde ve hiçbir Nebi ve Resulün
tebliğinde değişmediğini anlıyoruz.Hatta ilk Nebi Adem’in tebliği ne ise,ondan
sonra gönderilen bütün Nebi ve Resullerin tebliği de hep aynı olmuştur.
İNSANLARIN PEYGAMBERLERE OLAN İHTİYACI
İnsanlar kendi akıllarıyla Yüce Allah’ın varlığını ve birliğini anlayıp
kavrayabilirler. Fakat ona nasıl kulluk ve ibadet edileceğini, âhiretle ilgili
işleri, oradaki ödül ve cezanın nasıl olacağını dosdoğru bilmezler. İşte
insanların bu ihtilaçlarını karşılamak için Yüce Allah peygamberler
göndermiştir. Onlara her şeyi bildirmiş ve onları insanlara doğru yolu
göstermeleri için görevlendirmiştir.
Allah kendisinin varlığını, bir tek oluşunu, ortağının bulunmadığını Ona bu
dünyada gözlerin ulaşamayacağını unutan, Allah’ı taşlardan, heykellerden,
putlardan ibaret sanan o insanları uyarmak için peygamberler göndermiştir.
Peygamberler de bu gerçekleri o insanlara açıkça haber vermişlerdir. Fakat
insanların alıştıkları bu şeylerden ve düşüncelerden uzaklaşmaları,
peygamberlere inanarak onların Allah’tan getirdiği haberlere uymaları kolay
olmamıştır. Bununla beraber çoğunluk peygamberlere inanmış ve onların gösterdiği
doğru yolda yürümüştür. Doğru yolu göstermek için gönderilmiş olan peygamberler,
ahlâkı güzelleştirmek ve olgunlaştırmak için de güzel bir örnek olmuşlardır.
İnsanlar dünyada çalışmakla her şeye ulaşabilirler ve en yüksek mertebelere
çıkabilirler, fakat peygamber olamazlar. Çünkü peygamberlik insanın kendi
çalışma ve gayretine dayanan bir hüner değildir. Onu Yüce Allah dilediğine
verir. Çalışıp çabalamakla peygamber olunmaz. Bu husus Kuran’da " Allah
peygamberliği kime vereceğini daha iyi bilir." ( En’am : 124 ) âyeti ile
açıklanmıştır.[2]