İslam Alimlerinin Kısaca Hayatı / Biyografisi
En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadet Sağlayan Bilgidir
İmam Tirmizi Kısaca Hayatı
Adı:Muhammed bin İsa b. Sevre b. ed-Dahhâk Künyesi: Ebû İsâ (209-279)
İmam Tirmizi Nisbesi: es-Sülemî; Nisbenin kökeni bir Arap kabîlesidir. Kendisi Arap asıllıdır.
Tirmizî nisbesi ise, beldesi Tirmiz'den gelmektedir. Tirmiz, İran'ın kuzeyindeki Ceyhun nehrinin kuzeyinde bulunan bir şe*hirdir.
Doğum tarihi: Tarihçiler, onun doğum tarihi hakkında kesin bir rakam belirtmemekle birlikte takdirî olarak h. 209 yılını telaf*fuz etmişlerdir. Zehebî, "H. 210 yılı civarıdır" demiştir. Görme özürlü olarak doğduğu söylenmişse de hadis yolculuklarından sonra ileri yaşta görme gücünü yitirdiği bilinmektedir. İmam Tirmizî, Tirmiz şehrinde büyümüş ve ilmî seyahetlerine başlamadan önce oranın alimlerinden hadis dinlemiştir. Dedesi*nin Mervezî olduğunu kendisi ifade eder. Bilâhare Merv'den yani Tirmiz'den ayrılmıştır. Bu sözü, delâlet yoluyla Tirmiz doğumlu oluduğunu göstermektedir.
Öğrenim Hayatı;
Kaynaklar, Tirmizî'nin hadis öğrenimine tam olarak ne zaman başladığını bildirmemektedir. Ancak biyografisi incelendiğinde yirmi yaşında başladığı anlaşılmaktadır. İleri bir yaş olması ba*kımından bir çok büyük hadis imamını dinleme fırsatı olmamıştır. Yine de onlardan öğrencileri vasıtasıyla hadis dinlemiştir.
Görünen odur ki hadis öğrenmek için seyahate çıktığı ilk tarih. 234 yılıdır. Çok güçlü bir hafızaya ve hızlı kavrana gücüne sa*hipti. O kadar ki ezber ve kavrayışta örnek gösteriliri. Bununla ilgili kendi ağzından şöyle bir olay nakledilir:
"Mekke'ye gidiyordum. Bir hocanın hadislerinden iÜ cüz dolu*su yazmıştım. Kendisini bulduğumda, cüzlerin yanımda olduğu zannıyla sordum. O da cevap verdi. Yanımdaki cüzler çaktığımda boş olduklarını gördüm. Hiçbir şey yazılı değildi. Hoca, rivayet ettiği hadisleri okuyor, bir yandan da elimdeki cüıt bakıyordu. Sonunda cüzlerde bir şey yazılı olmadığını fark etti. Saa, Benden mi çekmiyorsun? diye sordu. Durumu kendisine bildirip hadisle*rin tamamının ezberimde olduğunu söyledim. 'Oku c zaman' dedi. Okuduğumda beni tasdik etmeyerek 'Bana gelmede- mi ezberle*din?' diye sordu. Başkalarını okumasını istedim. E; akilde tam kırk hadis okudu ve 'Hadi bir de sen oku' dedi. Tamanm bir harf bile hata etmeden okudum!"
Tirmizî, bu meziyetleri sayesinde karşılaştığı hafız ve şeyhler*den lâyıkıyla istifâde etmiş, büyük hadis ünamlany.a münazara*larda bulunmuştur. Nitekim hocaları Buhârî, Ebû Zur'a er-Râzî ve ed-Dârimî ile münazara ettiği bilinmektedir. Bunun ne kadar güçlü bir hafıza ve anlayışa sahip olduğunun açu tanıtıdır.
Yolculukları:
İmam Tirmizî hadis dağarcığını zenginleştirmek ;çn Horasan, Irak ve Hicaz taraflarına yolculuk etmiştir. Oralardı karşılaştığı hadis şeyhlerinden hadis dinlemiş ve bunları sağlam bir şekilde kavrayarak hadis bilgisini arttırmıştır.
Şam ve Mısra gitmediği bilinmektedir. Bu nedenle o beldelerin hâfizlannık: hadis din*leme imkânı bulamamış, örneğin Hişâm b. Ammâr ve benzerle*rinden vasıtayla olsun hadis alamamıştır.
Hadis tarihçileri Bağdat'a gittiği hususunda farL görüşler be*lirtmişlerdir. Kimileri, "Bağdat'a gitmiş olsaydı Ahmed b. Hanbel'den muhakkak hadis dinlerdi" derken, Hanb. Bağdat'a yolculuk ettiğinden bahsetmemektedir. Hafız İbn Kckta ve diğer*leri ise gittiğini söylemekte, hatta orada Hasan V es-Sabâh, Ahmed b. Meni' ve Muhammed b. İshâk es-Sâğânî filerden ha*dis dinlediğini ifade etmektedirler.
Görünen odur ki Tirmizî Bağdat'a Ahmed b. Hanbel'în vefatın*dan sonra gitmiştir. Çünkü İbn Nokta'nm saydığı kişiler İmam Ahmed'den daha sonra vefat edenlerdir. Hatîb-i Bağdâdî'nin onu zikretmemiş olması, Bağdat'a gitmediğini göstermez. Zira Târîhu Bağdâd adlı eserinde adlarını zikretmediği daha pek çok kişi var*dır.
Tirmizî bu yolculukların ardından Buhara ve Nisâbur'da bulu*narak bir süre Buhârî'nin halkasına katılmıştır. Bu süreçte onun*la münazara edecek liyâkata ulaşmış, kendisinden çok istifâde etmiştir.
İmam Tirmizî'nin ziyaret ettiği şehirler: 1-Horasan, 2-Basra, 3-Kûfe, 4- Vâsıt, 5- Bağdat, 6- Mekke, 7- Medine, 8- Rey.
Hocaları:
Hocalarından bazıları:
Kuteybe b. Saîd, İshâk b. Râhevev: Muhammed b. Amr es-Sevvâk el-Belhî, Mahmûd b. Gaylân, İsaal b. Musa el-Fezârî, Ahmed b. Menî', Ebû Mus'ab ez-Zührî, Bişi: Muâz el-Akdî, Hasan b. Ahmed b. EM Şu'ayb, Ebû Ammâr i-Hüseyn b. Harîs, el-Mu'ammer Abdullah b. Muâviye el-Cuma^: Abdülcebbâr b. el-Alâ, Ebû Kureyb, Ali b. Hicr, Ali b. Saîdb. Mesrûk el-Kindî, Amr b. Ali el-Fellâs, İmrân b. Mûsâ el-Kaziii Muhammed b. Humeyd er-Râzî, Muhammed b. Râfi, Muhammrf b. Ebî Yahya el-Adenî, Nasr b. Ali, Hennâd b. es-Seriyy, Yahya: Ekseni, Yahya b. Talha el-Yerbû'î, Yûsuf b. Hammâd el-Mari İbrahim b. Abdullah el-Herevî, Suveydb. Nasr el-Mervezî.
Tirmizî'nin sahip olduğu en eski kaynaklar Mâlik ve i Hammâd'ın hadisleri ile, el-Leys, Kays b. er-Rebî'in hadislerimi Nazil olan isnâdları ise bol miktarda Buhârî ile Hişâm ; Ammâr'm öğrencilerin den di.
Menkıbeleri:
imam Tirmizî geniş ilminin yanı sıra salâh ve istikâmet h anılan bir zât idi. "Kişi, arkadaşının dini üzeredir" sözü ortada e arkadaşları çağının en âlim ve zâhid insanları iken başka turfa olabilir miydi?!
ileri derecede vera' ve zühd sahibi bir insandı. Dünyayı umu-samazdı. Bütün kaygısı, ilim ve onunla amel etmekti. Allah ka*kmandan çok ağlardı. Hatta bu yüzden gözlerini kaybetmiş b insandı. Sahip olduğu ilmi yaymaya çok özen gösterirdi.
Bu ademleri sayesinde halk içinde sayılan ve sevilen bir insan olmuş*tu.
Eserleri:
Tirmizî, ilmini eserlerine emanet etmiş âlimlerdendi. Bu eser*ler kendinden sonra büyük şöhret kazanmış ve büyük imam on*larla bilinir olmuştur. Büyük hadis imamlarından aldığı feyz ve bereketi yansıtan bu eserler, gerçekten çok faydalı bilgiler içerdiği için İslam âleminin dört bir yanında, asırlarca ilgi ve kabul gör*müştür. Tirmizî'nin sonraki ulemâ üzerindeki ihsan ve faziletinin en önemli kaynağı bu eserleri olmuştur.
a. Ulaşan eserleri
1-el-Câmiu's-sahîh; Sünen adıyla bilinen eseri olup ilminin se*viyesine delâlet eden canlı bir tanıktır. İslam kültür tarihinin en önemli kaynaklarından ve Kütüb-i Sitte olarak bilinen altı büyük kitabın üçüncüsüdür. Müslümanlar arasında elden ele dolaşan, defalarca yazılıp basılmış bir eserdir.
2- el-îlel; îlel-i Kebîr adıyla da bilinen eşsiz bir çalışmadır. Ka*dı Ebû Tâlib'in tertibiyle bize ulaşan eser, Sünen'in eki olarak ba*sılmıştır. Çok faydalı bir eserdir.
3- eş-Şemâil; Peygamber Efendimiz'in (sav) sıfat ve şemailini nakleden bir eser olup defalarca şerh edilmiştir. Müteaddit baskı*lan mevcuttur. 4- Tesmiyetu Ashâbi Resûlillah (sav); Esmâu's-sahâbe adıyla da bilinen bir eser olup basılmıştır.
b. Ulaşmayan eserleri:
1- Kitâbu't-târîh.
2- Kitâbu'z-zühd.
3- el-Esmâ ve'l-kunâ.
Bir de fıkha dair bir telifinin olduğu söylenmiştir.
Vefatı:
imam Tirmizî, Hicrî 279 yık receb ayının onüçüncü pazartesigecesi Tirmiz'e bağlı Buğ köyünde vefat etmiştir.
ALLAH RAZI VE RAHMET EYLESIN
Ne Dediler
Tirmizî'nin ilmî büyüklüğü hakkında hocası Buhârî'nin tanık*lığı herkesin önüne geçmiştir. Buharı ona şöyle demiştir: Benin senden istifâdem, senin benden istifâdenden daha çoktur.
1- Ömer b. AUek: Buharı vefat ettiğinde, Horasan'da ilim, hıiz vera' ve zühd bakımından Ebû İsâ gibi bir halef bırakmamıştır.
2- İbn Hıbbân: Ebû İsâ hadis toplayan, tasnif eden, ezberleyen ve dersini yapan bir zât idi.
3- Ebû Ya'lâ el-Halîlî: Üzerinde ittfîak edilmiş bir sika, emâne: ve ilimle şöhret bulmuş bir zât idi.
4- Ebû Sâd el-İdrîsî: Hadis ilminde kendisine uyulan imamlar dan biridir. Sünen, Tarîh ve İleli telif etmiştir. Bunlar, ilmine ha kim ve dürüst bir zâtın telifleridir. Ezberde parmakla gösteriler bir imamda.
5- Mübarek b. el-Esîr: Hadis hafızı büyük imamlardan biridir
6- Hafız el-MLzzî: Parmakla gösterilen hadis imamlarından Yüce Allah'ın Müslümanları faydalandırdığı zevattan biridir.
7- Zehebî: Önde gelen hafız, üstün yetenekli bir hadis imam: dır.
8- İbn Kesîr: Devrinin sahasında imam olan zâtlarından bin*dir.
ibn Hazm'ın değerlendirmesi:
Ulemâ arasında sadece İbn Hazm el-Endelusî farklı bir değe: lendirmede bulunarak onun TVIeçhûl' bir râvi olduğunu söylemi! tir. Ulemâ onun bu hükmünü ittifakla reddetmiş ve bunu İt: Hazm'ın hadis ilmiyle ilgili bilgisinin sığlığına yormuşlardır. Cte-lara göre İbn Hazm'ın onu tanımayışı, onun değil bizzat kendk nin kusur ve eksikliğidir.
ibn Hazm'ın bu değerlendirmesi, bütün ilim ve faziletine rai-men aleyhinde bir puan olarak görülebilir.
________________ oOo _________________
Kaynak Guraba Bir Damla
________________ oOo _________________
Copyright © 2009 - 2025 Eraykitap Web Sitemizdeki eserler ticari olmamak şartıyla ve hizmet gayesiyle kişisel olarak kullanılabilir, kopyalanabilir, çoğaltılabilir, dağıtılabilir. İzin alınmaksızın hiçbir kurum, kuruluş, sivil toplum örgütü, dernek, yayın organı ve firma adına reklam amaçlı / amaçsız çoğaltılamaz ve dağıtılamaz bunun Dişında Sitesindeki Tüm Meteryalları Kullanmak Serbestir ---
Eraykirap Ana Sayfaya Dön ///
---