ErayKitap Web Sitesine Hoş Geldiniz !
Sünen-i Tirmizi Tercume Abdullah Parlıyan
Sünen-i Tirmizi ✪   Hadis-i Şerif Meali ✪   Tercume Abdullah Parlıyan
26: yiyecek bölümleri
Ø Rasûlullah (s.a.v.)’in sofrası nasıldı?
1788- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), tahtadan yapılmış sini veya masa gibi ayaklı sofralar üzerinde ufak ve ayrı tabaklarda yemek yemediler. Kepeği unundan iyice ayrılmış has ekmek -veya yufka ekmeği- de yemediler.” Bunun üzerine Katâde’ye ne üzerinde yemek yerlerdi diye sordum, Katâde: “Şu yuvarlak deriden sofralar üzerinde” dedi. (Buhârî, Et’ıme: 7)
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.
Muhammed b. Beşşâr diyor ki: Bu hadisin senedinde geçen Yunus; Yunus el İskaf’tır. Abdulvaris, İbn Saîd bu hadisi Saîd b. Ebî Arûbe’den, Katâde ve Enes’den benzeri şekilde rivâyet etmişlerdir.
Ø tavşan eti yenilir mİ?
1789- Hişâm b. Zeyd b. Enes (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Enes (r.a.)’den şöyle dediğini işittim: “Merruzzahran denilen yerde bir tavşanı ürküttük Peygamber (s.a.v.)’in ashabı onun arkasından koştular ben de ona yetişip yakaladım ve tavşanı Ebû Talha’ya getirdim. İnceltilmiş taştan yapılan bir bıçakla onu kesti bir budunu veya kalçasını benimle Rasûlullah (s.a.v.)’e gönderdi. Rasûlullah (s.a.v.)’de ondan yedi. Bunun üzerine ben yedi mi? dedim. Enes’te kabul etti ve yedi dedi.” (Buhârî, Hibe: 4; Ebû Dâvûd, Et’ıme: 26; Müslim, Sayd: 9)
Tirmizî: Bu konuda Câbir, Ammâr, Muhammed b. Safvân’dan (ki Muhammed b. Sayfî de denilir) hadis rivâyet edilmiştir.
Bu hadis hasen sahihtir.
İlim adamlarının çoğunluğunun uygulaması bu hadise göre olup tavşan etinin yenmesinde bir sakınca görmezler.
Bazı ilim adamları ise hayız gören bir hayvan olduğu için tavşan etinin yenmesini hoş görmezler.
Ø keler eti yenir Mi?
1790- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.)’e keler eti yemenin hükmü sorulduğunda; “Keleri ne yerim nede haram kılarım.” Buyurdular. (Müslim, Sayd: 7; Ebû Dâvûd, Et’ıme: 27)
Tirmizî: Bu konuda Ömer, Ebû Saîd, İbn Abbâs, Sabit b. Vedia, Câbir, Abdurrahman b. Hasene’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. İlim adamları kelerin yenmesi hakkında değişik görüşler ortaya koydular. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve başkalarından bir kısmı yenmesine izin verirken bir kısmı yenmesini hoş görmezler. İbn Abbâs’ın şöyle dediği rivâyet edildi: “Rasûlullah (s.a.v.)’in sofrasında keler yendi, Rasûlullah (s.a.v.), hoşlanmadığı için yemedi.”
Ø sırtlan eti yenir mi?
1791- İbn ebî Ammâr (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Câbir’e, sırtlan; av hayvanı mıdır? diye sordum. Evet dedi. Onun etinden yiyebilir miyim? Dedim. Evet dedi. Rasûlullah (s.a.v.) mi böyle buyurdu dedim. Evet dedi. (Ebû Dâvûd, Et’ıme: 31; Nesâî, Sayd: 27; İbn Mâce: Sayd: 15)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Bazı ilim adamları bu hadise göre sırtlan eti yemekte bir sakınca görmezler. Ahmed ve İshâk bunlardandır. Peygamber (s.a.v.)’den sırtlan etinin mekruh olduğuna dair bir hadis rivâyet edilmişse de senedi sağlam değildir.
Bazı ilim adamları sırtlan etinin yenmesini hoş görmezler.
İbn’ül Mübarek bunlardandır.
Yahya b. Kattan diyor ki: Cerir b. Hâzim bu hadisi Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr’den, İbn ebî Ammâr’dan, Câbir’den ve Ömer’den, Ömer’in sözü olarak rivâyet ediyor. İbn Cüreyc’in hadisi daha sahihtir. İbn ebî Ammâr: Abdurrahman b. Abdullah b. Ebû Ammâr olup Mekkelidir.
1792- Huzeyme b. Cez’ (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.)’e sırtlan eti yemenin hükmünü sorduğumda: “Sırtlan eti yiyen var mı?” buyurdular. Sonra kurt eti yemenin hükmünü sordum: “Hayırlı kimseler kurt eti yer mi?” buyurdular. (İbn Mâce: Sayd: 14)
Tirmizî: Bu hadisin senedi sağlam değildir. Bu hadisi sadece İsmail b. Müslim’in, Abdulkerim’den ve Ebû Ümeyye’den rivâyeti olarak bilmekteyiz. Bazı hadisçiler İsmail ve Abdulkerim hakkında söz etmişlerdir. Ebû Ümeyye = Abdulkerim b. Kays b. Ebî’l Muhârik’tır. Abdulkerim b. Mâlik el Cüzerî ise güvenilir bir kimsedir.
Ø at eti yenir mi?
1793- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) bize at etlerinden yedirdi ve bizi eşek eti yemekten yasakladı.” (İbn Mâce, Zebaih: 12; Nesâî, Sayd: 29)
Tirmizî: Bu konuda Esma binti ebû Bekir’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Pek çok kişi bu hadisi Amr b. Dinar vasıtasıyla Câbir’den rivâyet etmişlerdir. Bu hadisi, Hammâd b. Zeyd, Amr b. Dinâr’dan, Muhammed b. Ali’den ve Câbir’den rivâyet etmiştir. İbn Uyeyne’nin rivâyeti daha sahihtir. Muhammed’den işittim şöyle demişti: Sûfyân b. Uyeyne Hammad b. Zeyd’den hafıza yönünden daha sağlamdır.
Ø ehlî eşek eti yenir mi?
1794- Ali (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), Hayber günü kadınlarla geçici nikah yapmayı ve ehlî eşeklerin etlerinin yenmesini yasakladı.” (İbn Mâce:: Zebaih: 13; Nesâî, Sayd: 31)
Saîd b. Abdurrahman el Mahzûmî, Sûfyân vasıtasıyla Zührî’den, Abdullah ve Hasan’dan -ki ikisi de Muhammed b. El Hanefiyye’nin oğludur- bize hadis aktarmıştır.
Abdullah b. Muhammed, Ebû Haşim diye künyelenir.
Zührî diyor ki: O iki oğuldan en makbul olanı Hasan b. Muhammed’tir. (Benzeri bir ifade ile anlattı.) Saîd b. Abdurrahman’dan başkası ise İbn Uyeyne’den naklederek şöyle diyor: O iki oğuldan en makbul olanı Abdullah b. Muhammed’tir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
1795- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.), Hayber günü yırtıcı hayvanlardan her sivri dişliyi, hedef yapılarak öldürülen hayvan etinden yemeyi ve ehlî (evcil) eşek etlerinin yenmesini haram kıldı.” (İbn Mâce, Sayd: 13)
Tirmizî: Bu konuda Ali, Câbir, Berâ, İbn ebî Evfâ, Enes, Irbâd b. Sâriye, Ebû Sa’lebe, İbn Ömer ve Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Abdulaziz b. Muhammed ve daha başkaları bu hadisi Muhammed b. Amr’dan rivâyet ederek; sadece tekbir konu olan: “Yırtıcı hayvanlardan her sivri dişliyi” yasakladı şeklinde aktarmışlardır.
Ø kafir mecusilerin tencere ve tabaklarından yemek yenir mi?
1796- Ebû Sa’lebe (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’e Mecusilerin tencere ve tabaklarının durumu soruldu da: “Onları tertemiz yıkayın sonra onlar içersinde pişirip yeyin. Ayrıca yırtıcı sivri dişli hayvan etlerinden yemeyi de yasakladı.” (Ebû Dâvûd, Etıme: 45)
Tirmizî: Bu hadis Ebû Sa’lebe’nin rivâyeti olarak meşhurdur. Bu hadis değişik şekillerde de kendisinden rivâyet edilmiştir. Ebû Sa’lebe’nin ismi Cersûb’tur. Cürhüm ve Nâşib olduğu da söylenir. Bu hadis Ebû Kılâbe’den, Ebû Esma er Rahabî’den ve Ebû Sa’lebe’den de rivâyet edilmiştir.
1797- Ebû Sa’lebe el Huşenî (r.a.)’den rivâyet edilmiştir. Ebû Sa’lebe: Ey Allah’ın Rasûlü! Dedi. Biz, Ehli Kitab denilen insanların topraklarında bulunuyor onların tencerelerinde yemek pişirip kaplarından su içiyoruz! Rasûlullah (s.a.v.), o kaplarından başkasını bulamaz iseniz onları güzelce yıkayın su ile temizleyin buyurdu.
Sonra, Ey Allah’ın Rasûlü! Dedi. “Av bölgelerinde bulunuyoruz nasıl yapalım?” Buyurdular ki: Eğitilmiş köpeğini gönderdiğin ve Allah’ın ismini de andığın yani besmele çektiğin vakit o hayvan ölse dahi onu ye. Eğer eğitilmemiş bir köpek yakalamış gelmiş ise İslam’a göre kesildiyse ye. Allah’ın adını anarak yani besmele çekerek okunu fırlatırsan ve silahın hayvanı öldürse bile ye. (Ebû Dâvûd, Etıme: 45)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø katı yağlar içersine fare düşerse ne yapılmalı?
1798- Meymûne (r.a.)’den rivâyet edilmiştir: “Bir fare yağ kabı içerisine ölü olarak bulundu. Bunun hükmü Rasûlullah (s.a.v.)’e sorulunca: “Fareyi ve farenin bulaştığı çevresindeki yağı alın geri kalanını yeyin” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Etıme: 47; İbn Mâce, Etıme: 8)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadis Zuhrî’den, Ubeydullah’tan İbn Abbâs’tan rivâyet edilmiş olup “Meymûne” zikredilmemiştir. İbn Abbâs’ın, Meymûne’den rivâyeti daha sahihtir. Ma’mer, Zührî’den, Saîd b. Müseyyeb’den, Ebû Hüreyre’den bir benzerini rivâyet etmişlerdir ki bu rivâyet pek makbul değildir.
Tirmizî: Muhammed b. İsmail’den işittim şöyle diyordu: Ma’mer’in, Zührî’den, Saîd b. Müseyyeb’den, Ebû Hüreyre’den rivâyet ederek şunları aktarmıştı: Rasûlullah (s.a.v.)’den soruldu da buyurdular ki: Katı yağ ise fareyi ve çevresindeki yağı atın eğer yağ sıvı ise ona yaklaşmayın.” Bu rivâyet hatalıdır Ma’mer bu hadiste hata etmiştir. Muhammed şöyle devam ediyor: Sahih olan; Zührî’nin, Ubeydullah’tan, İbn Abbâs’tan ve Meymûne’den rivâyet edilendir.
Ø sol el ile yemek içmek yasaklanmıştır
1799- Abdullah b. Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Sol elinizle yiyip içmeyin çünkü şeytan sol eliyle yer ve içer.” (Ebû Dâvûd, Etıme: 19; İbn Mâce: Etıme: 8)
Tirmizî: Bu konuda Câbir, Ömer b. Ebî Seleme, Seleme b. el Ekvâ’, enes b. Mâlik ve Hafsa’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Mâlik ve İbn Uyeyne bu hadisi Zührî’den, Ebû Bekir b. Ubeydullah’tan ve İbn Ömer’den rivâyet ettiler. Ma’mer ve Ukayl ise; Zührî, Sâlim, İbn Ömer’den rivâyet etmişlerdir. Mâlik ve İbn Uyeyne’nin rivâyeti daha sahihtir.
1800- Sâlim (r.a.)’in babasından rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Biriniz yiyeceğinde sağ eliyle yesin içeceğinde de sağ eliyle içsin. Çünkü şeytan sol eliyle yer içer.” (Ebû Dâvûd, Etıme: 19; İbn Mâce: Etıme: 8)
Ø yemekten sonra parmakları yalamak gereği
1801- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Sizden biri yemek yediğinde parmaklarını yalasın çünkü bereketin yiyeceklerin hangi parçasında olduğunu bilemezsiniz.” (Müslim, Eşribe: 18)
Tirmizî: Bu konuda Câbir, Ka’b b. Mâlik ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu şekliyle sadece Süheyl’in rivâyetiyle bilmekteyiz.
Muhammed’e bu hadis hakkında sordum. Dedi ki: Abdulaziz’in muhtelif hadislerinden olup sadece bu hadisiyle bilinir.
Ø yere düşen lokma ve yiyecek parçaları ne yapılmalı?
1802- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Biriniz bir şey yerken bir parçası yere düşerse, onu alıp üzerindeki bulaşanı giderip yesin şeytana bırakmasın.” (İbn Mâce: Etıme: 13)
Tirmizî: Bu konuda Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir.
1803- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) yemeğini yedikten sonra yemek yediği üç parmağını yalardı ve şöyle buyururdu. Birinizin yiyeceğinden bir parçası yere düşerse düşen parçadan toz toprak ne varsa onu giderip o parçayı yesin o parçayı şeytana bırakmasın. Rasûlullah (s.a.v.), yemek kaplarını tertemiz etmemizi bize emreder ve şöyle buyururdu: “Yemeğinizin hangi parçasında bereketin olduğunu bilemezsiniz.” (İbn Mâce, Etıme: 13)
Tirmizî: Bu hadis hasen garib sahihtir.
1804- Ebû’l Yemân el Mualla b. Râşid (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Sinan b. Seleme’nin çocuk doğuran cariyesi ninem Ümmü Âsım’dan rivâyet ederek şöyle dedi: Nübeyşetül Hayr bize geldi biz bir tabakta yemek yiyorduk, bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu bize aktardı: “Her kim bir kapta yemek yer ve o kabı da tertemiz hale getirirse o tabak kendisi için istiğfar eder yani o kimsenin günahlarının bağışlanmasını ister.” (Ebû Dâvûd, Etıme: 17)
Tirmizî: Bu hadis garib olup bu hadisi sadece Mualla b. Râşid’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Yezîd b. Harun ve hadis imamlarından pek çok kimse bu hadisi Mualla b. Râşid’den rivâyet etmişlerdir.
Ø tabağın ortasından yememeli
1805- İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bereket yemeğin ortasına iner dolayısıyla siz yemeği ortasından değil kenarlarından yeyin.” (Ebû Dâvûd, Etıme: 17)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadis sadece A’ta b. Sâib’in rivâyetiyle bilinmektedir. Şu’be ve Sevrî’de bu hadisi A’ta b. Sâib’den rivâyet etmişlerdir.
Bu konuda İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Ø soğan ve sarımsak yiyen mescidlerden uzak durmalı
1806- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Her kim şundan ilk önce sarımsak dedi sonra sarımsak soğan ve pırasa dedi, mescidlerimize yaklaşmasın.” (Ebû Dâvûd, Etıme: 40)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Tirmizî: Bu konuda Ömer, Ebû Eyyûb, Ebû Hüreyre, Ebû Saîd, Câbir b. Semure, Kurre b. İyas el Müzenî ve İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir.
1807- Câbir b. Semure (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), Medîne’ye hicret ettiğinde Ebû Eyyûb’un evine misafir oldu. Yemek yediği vakit artanını Ebû Eyyûb’e gönderdi. Rasûlullah (s.a.v.), bir gün yemeği hiç yemeden ona geri göndermişti. Ebû Eyyûb Rasûlullah (s.a.v.)’e gelip durumu öğrenmek isteyince; O yemekte sarımsak vardı! buyurdular. Ebû Eyyûb: Sarımsak haram mıdır? Ey Allah’ın Rasûlü! Dedi. Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Hayır fakat ben kötü kokusundan dolayı hoşlanmam.” (Ebû Dâvûd, Etıme: 40)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø pişmiş soğan ve sarımsağın yenebileceği
1808- Ali (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Çevrenizdeki insanları rahatsız ettiği için sarımsak yemek yasaklandı. Ancak pişmiş olursa bu rahatsızlığı yapmayacağı için yenebilir.” (Ebû Dâvûd, Etıme: 27)
1809- Ali (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Sarımsak yemek uygun değildir, pişmiş olursa yenebilir.” (Müslim, Eşribe: 31; İbn Mâce: Etıme: 59)
Tirmizî: Bu hadisin senedi bu şekliyle sağlam değildir. Bu şekilde Ali’nin kendi sözü olarak rivâyet edilmiştir. Şerik b. Hanbel vasıtasıyla mürsel olarak ta rivâyet edilmiştir. Muhammed diyor ki: Cerrâh b. Melîh; doğru dürüst birisidir. Cerrâh b. Zahhak ise orta yollu birisidir.
1810- Ubeydullah b. ebî Yezîd (r.a.)’in babasından rivâyete göre, Ümmü Eyyûb ona şöyle anlattı: “Rasûlullah (s.a.v.), Medîne’ye hicret edip geldiğinde onlara misafir olmuştu. Rasûlullah (s.a.v.), için içersinde bu (soğan, sarımsak) sebzelerinin bulunduğu ağır bir yemek yaptılar. Rasûlullah (s.a.v.), o yemekten hoşlanmadı ve ashabına: Siz o yemekten yeyin. Ben sizden biri gibi değilim ben yanımdaki melek arkadaşımı o koku ile rahatsız edip incitmekten korkarım.” (Müslim, Eşribe: 31; İbn Mâce: Etıme: 59)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir. Ümmü Eyyûb, Ebû Eyyûb el Ensarî’nin hanımıdır.
1811- Ebû’l Âliye (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Sarımsak helal olan rızıklardandır.” (Müslim, Eşribe: 31; İbn Mâce: Etıme: 59)
Tirmizî: Ebû Halde’nin adı Hâlid b. Dinar’dır. Hadisçiler yanında güvenilen bir kişidir. Enes b. Mâlik’e ulaşmış ve ondan hadis işitmiştir. Ebû’l Âliye’nin adı: Rüfey’dir. Riyâhî’de denilir. Abdurrahmam b. Mehdî diyor ki: Ebû Halde seçkin Müslümanlardandır.
Ø uyku zamanında kaplar örtülmeli ışıklar söndürülmelidir
1812- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Kapılarınızı örtün, tulumlarınızı bağlayın, kaplarınızın ağzını kapayın, örtülmesi gerekenleri örtün, kandilleri söndürün, çünkü; şeytan kapalıyı açamaz, kırbanın bağını çözemez, kapların örtülerini açamaz. Çünkü fare; kandillerin içindeki yağı ve fitili yemek ister böylece ev halkının başına evlerini yakabilir.” (Müslim, Eşribe: 12; İbn Mâce, Eşribe: 16)
Tirmizî: Bu konuda İbn Ömer, Ebû Hüreyre ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Câbir’den değişik yollardan da rivâyet edilmiştir.
1813- Sâlim’in babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Uyuyacağınız zaman evlerinizde ateşleri söndürünüz, gerekli tedbirleri alınız.” (Müslim, Eşribe: 12; İbn Mâce, Eşribe: 16)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø hurmayı ve benzeri meyveleri ikişer ikişer yememek
1814- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Sahibinden izin almaksızın hurmayı ikişer ikişer yemeyi yasakladı.” (Müslim, Eşribe: 25; Ebû Dâvûd, Etıme: 43)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Bekir’in azâdlı kölesi Sa’d’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø temel gıda maddelerinin evlerde bulundurma gereği
1815- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “(Temel gıda maddelerimizden olan) Hurma bir evde bulunmazsa o evin halkı aç sayılır.” (Ebû Dâvûd, Etıme: 41; İbn Mâce: Etıme: 38)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Rafî’nin hanımı Selma’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Hişâm b. Urve’nin rivâyeti olarak bu şekliyle bilmekteyiz.
Tirmizî: Bu hadis hakkında Buhârî’ye sordum şöyle dedi: Yahya b. Hassân’dan başka bu hadisi rivâyet eden bir kimse tanımıyoruz.
Ø yemek yedikten sonra hamdeden kimseden allah razı olur
1816- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Allah, bir şey yeyip içtikten sonra kendisine hamdeden kimseden razı olur.” (Müslim, Zikir Dua: 24; İbn Mâce: Etıme: 16)
Tirmizî: Bu konuda Ukbe b. Âmir, Ebû Saîd, Âişe, Ebû Eyyûb ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Bu hadis hasen olup pek çok kimse Zekeriyya b. Ebû Zaide’den benzeri şekilde rivâyet etmişlerdir. Bu hadis sadece Zekeriyya b. ebî Zaide’nin rivâyetiyle bilmekteyiz.
Ø Rasûlullah (s.a.v.), cüzzamlı bir kimseyle yemek yemiş midir?
1817- Câbir b. Abdullah (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre; Rasûlullah (s.a.v.), cüzzam hastalıklı birinin elini tutarak yemek kabına kendi eliyle birlikte getirdi ve şöyle dedi: “Allah’ın adıyla Allah’a güvenerek ve ona dayanarak ye.” (Müslim, Selem: 36; İbn Mâce: Tıp: 44)
Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Yunus b. Muhammed’in, Mufaddal b. Fedâle’den rivâyetiyle bilmekteyiz. Mufaddal b. Fedâle: Basralı bir ihtiyardır. Yine Basralı olan başka bir Mufaddel b. Fedâle daha vardır ki: berikinden daha güvenilir ve daha meşhurdur. Şu’be bu hadisi Habib b. Şehîd’den, İbn Büreyde’den; “Ömer bir cüzamlının elinden tutarak…” diye rivâyet etti. Şu’be’nin rivâyeti daha sahih ve sağlamdır.
Ø mümin ile kafirin yedikleri kaç bağırsak doldurur?
1818- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “kafir yedi bağırsak dolduracak kadar yer mümin ise tek bağırsak dolduracak kadar yemek yer.” (İbn Mâce: Etıme: 3; Müslim, Eşribe: 34)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Tirmizî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Ebû Saîd, Ebû Basra el Gıfârî, Ebû Musa, Cehcah el Gıfârî, Meymûne ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
1819- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’e kafir olan bir kimse misafir olarak geldi Rasûlullah (s.a.v.) onun için bir koyundan süt sağılıp ikram edilmesini emretti. Koyundan süt sağıldı misafir içti sonra başka bir koyun sağılmasını emretti koyundan süt sağıldı misafir onu da içti sonra tekrar başka bir koyun sağıldı onu da içti böylece yedi koyun sütünü içmiş oldu. Ertesi sabah Müslüman oldu. Rasûlullah (s.a.v.) yine bir koyundan süt sağılmasını emretti, süt sağıldı misafir içti başka bir koyundan süt sağılmasını emretti süt sağıldı fakat misafir bu sütü içip bitiremedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Mümin bir bağırsak dolduracak kadar içer kafir ise yedi bağırsak dolduracak kadar yer ve içer.” (İbn Mâce: Etıme: 3; Müslim, Eşribe: 34)
Tirmizî: Bu hadis Süheyl’in rivâyeti olarak hasen sahih garibtir.
Ø iki kişinin yemeği üç kişiye yeterlidir
1820- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “İki kişinin yemeği üç kişiye, üç kişinin yemeği de dört kişiye yeterlidir.” (İbn Mâce, Etıme: 2)
Tirmizî: Bu konuda Câbir ve İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Câbir ve İbn Ömer; Peygamber (s.a.v.)’den şöyle rivâyet etmişlerdir: “Tek kişinin yemeği iki kişiye, iki kişinin yemeği dört kişiye dört kişinin yemeği ise sekiz kişiye yeterlidir.”
Muhammed b. Beşşâr; Abdurrahman b. Mehdî vasıtasıyla Sûfyân’dan, Âmeş’den, Ebû Sûfyân’dan, Câbir’den bu hadisi aynı şekilde rivâyet etmiştir.
Ø çekirge yenir mi?
1821- Abdullah b. ebî Evfâ (r.a.)’den rivâyete göre, kendisine çekirge yenilip yenilmeyeceği sorulduğunda şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte altı savaşa katıldım çekirge yiyorduk.” (Ebû Dâvûd, Etıme: 34; Müslim, Sayd: 8)
Tirmizî: Bu hadisi Sûfyân b. Uyeyne, Ebû Yâfûr’dan aynı şekilde rivâyet ederek “altı savaşa” demiştir. Sûfyân es Sevrî ve başkaları ise aynı hadisi Ebû Ya’fûr’dan rivâyet ederek “yedi savaş” demişlerdir.
1822- İbn ebî Evfâ’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber yedi savaş yaptık çekirge yiyorduk.” (Ebû Dâvûd, Etıme: 34; Müslim, Sayd: 8)
Tirmizî: Şu’be bu hadisi Ebû Ya’fûr’dan ve İbn ebî Evfâ’dan rivâyet ederek şöyle diyor: “Rasûlullah (s.a.v.) ile pek çok savaşa katıldık çekirge yiyorduk.”
Aynı şekilde Muhammed b. Beşşâr, Muhammed b. Cafer’den ve Şu’be’den bu hadisi bize böylece aktarmışlardır.
Tirmizî: Bu konuda İbn Ömer ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Ya’fûr’un ismi: “Vakîd” tir. Aynı zamanda “Vakdan” da denilmektedir. Başka bir Ebû Ya’fûr daha vardır ki onun da ismi Abdurrahman b. Ubeyd b. Bestas’tır.
Ø çekirge de allah’ın ordularından bir ordu mudur?
1823- Câbir b. Abdullah ve Enes b. Mâlik (r.anhüma)’dan rivâyete göre, şöyle demişlerdir: Rasûlullah (s.a.v.) çekirgelerin aleyhine dua ettiği zaman şöyle derdi: Allah’ım büyüklerini öldür küçüklerini helak et, yumurtalarını boz, kökünü kes, geçimliğimiz olan ürün ve rızıklardan onların ağzını uzak tut şüphesiz sen duayı işitensin.
Bir adam Ey Allah’ın Rasûlü! Allah’ın ordularından bir ordu olan çekirgeler ordusunun kökünün kesilmesine nasıl dua edersin? Deyince Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Çekirge balıkların denizde yaydığı bir yaratıktır.” (İbn Mâce, Sayd: 9; ebu Dâvûd: Etıme: 34)
Tirmizî: Bu hadis garib olup sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Hadisin râvîlerinden Musa b. Muhammed b. İbrahim et Teymî hakkında hadisçiler söz etmişlerdir. Çok garib ve münker = hoş karşılanmayan rivâyetleri olan bir kimsedir.
Babası Muhammed b. İbrahim güvenilir bir kimse olup Medînelidir.
Ø pislik yiyen hayvanların eti yenir mi? sütü içilir mi?
1824- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.): “Her türlü pisliklerden yiyen, “cellale” isimli hayvanın etinden yemeyi sütünden içmeyi yasakladı.” (Ebû Dâvûd, Eşribe: 14)
Tirmizî: Bu konuda Abdullah b. Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Aynı hadisi Sevrî, İbn ebî Necîh’den, Mûcâhid’den mürsel olarak rivâyet etmişlerdir.
1825- İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.), hedef dikilerek öldürülen hayvanın etinden yemeyi, pislik yiyen hayvanların sütünden içmeyi, tulumların ağzından su içmeyi yasakladı.” (Nesâî, Dahaya: 41; Ebû Dâvûd, Eşribe: 15)
Muhammed b. Beşşâr dedi ki: İbn ebî Adiyy, Saîd b. ebû Ârube’den, Katâde’den, İkrime’den, İbn Abbâs’tan bu hadisin bir benzerini bize rivâyet etmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Bu konuda Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Ø Rasûlullah (s.a.v.)’de tavuk eti yemiş midir?
1826- Zehdem el Cermî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ebû Musa’nın yanına girdim tavuk yiyordu. Bana yaklaş ta sende ye dedi, çünkü ben Rasûlullah (s.a.v.)’i tavuk yerken gördüm.” (Nesâî, Sayd: 33; Dârimî, Etıme: 22)
Tirmizî: Bu hadis hasendir. Bu hadis Zehdem’den değişik şekilde rivâyet edilmektedir. Bu hadisi sadece Zehdem’in rivâyeti olarak bilmekteyiz. Ebû’l Avvam, Imrân el Kattan’dır.
1827- Ebû Musa (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in tavuk eti yediğini gördüm.” Bu hadis buradakinden daha uzuncadır. (Dârimî, Etıme: 22)
Bu hadis hasen sahihtir. Eyyûb es Sahtiyanî bu hadisi aynı şekilde Kâsım et Temimî’den, Ebû Kılâbe’den ve Zehdem’den rivâyet etmiştir.
Ø Rasûlullah (s.a.v.), toy kuşu etinden yemiş midir?
1828- Sefîne (r.a.)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte toy kuşu etinden yedim” (Ebû Dâvûd, Etıme: 28)
Tirmizî: Bu hadis garib olup sadece bu şekliyle bilmekteyiz. İbrahim b. Ömer b. Sefîne’den, İbn ebî Fûdeyk hadis rivâyet etmiştir. Bu kimseye Büreyd b. Ömer b. Sefîne de denir.
Ø Rasûlullah (s.a.v.), kebab yemiş midir?
1829- Ümmü Seleme (r.anha)’dan rivâyet edilmiştir. “Ümmü Seleme Rasûlullah (s.a.v.)’e kızartılıp kebab haline getirilmiş bir et parçası ikram etmişti de Rasûlullah (s.a.v.) ondan yedikten sonra abdest almaksızın namaza kalktı.” (İbn Mâce, Etıme: 29)
Tirmizî: Bu konuda Abdullah b. Harîs, Muğîre ve Ebû Rafî’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir.
Ø bir yere dayanarak yemek yememek
1830- Ebû Cuhayfe (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ben bir yere dayanarak rahat bir şekilde yemek yemem.” Yani yemek için fazla zaman ayırıp vaktimi orada geçirmem. (Ebu Dâvûd, Etıme: 16; Dârimî, Etıme: 31)
Tirmizî: Bu konuda Ali, Abdullah b. Amr, Abdullah b. Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahih olup sadece Ali b. Akmer rivâyetiyle bilmekteyiz. Şu’be de Sûfyân es Sevrî vasıtasıyla bu hadisi Ali b. Akmer’den rivâyet etmiştir.
Ø Rasûlullah (s.a.v.), bal ve helvayı sever miydi?
1831- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), helva ve balı severdi.” (İbn Mâce, Etıme: 36; Dârimî: Etıme: 34)
Bu hadis hasen sahih garibtir. Ali b. Müshir bu hadisi Hişâm b. Urve’den rivâyet etmiştir. Bu hadis hakkında daha fazla söz edilmiştir.
Ø et suyu gıda olarak etin aynısı mıdır?
1832- Abdullah el Müzenî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Et satın aldığınızda suyunu bol miktarda koyunuz yemekte et yiyemeyen kimse suyundan yesin çünkü iki etin birisi et suyudur. (Yani haşlanmış etin besin değeri iki parça olup birisi ette diğeri de etin suyundadır.) (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Bu konuda Ebû Zerr’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis garib olup sadece bu şekliyle Muhammed b. feza’nın rivâyetiyle bilmekteyiz.
Muhammed b. Feza’nın adı Muabbir’dir. Süleyman b. Harb bu kimse hakkında söz etmiştir. Alkame b. Abdullah ise Bekir b. Abdullah el Müzenî’nin kardeşidir.
1833- Ebû Zerr (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Biriniz yapılan hiçbir iyiliği küçük görmesin. İyilik yapmak için hiçbir şey bulamazsa kardeşini güler yüzle karşılasın et satın alıp pişirmek istersen suyunu bol döküp iyilik olması için komşuna bir miktar ondan ver.” (İbn Mâce, Etıme: 58; Dârimî, Etıme: 37)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Şu’be bu hadisi Ebû Imrân el Cevnî’den rivâyet etmektedir.
Ø tirit yemeğinin yemekler arasındaki üstünlüğü
1834- Ebû Musa (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Erkeklerden pek çok kimse olgunluğa erişti kadınlardan ise Imrân kızı Meryem ve Firavun’un karısı Asiye kemale erişenlerden oldu. Âişe’nin diğer kadınlara üstünlüğü tirit yemeğinin diğer yemeklere üstünlüğü gibidir.” (Buhârî, Enbiya: 34; Nesâî, Muaşeret: 3)
Tirmizî: Bu konuda Âişe ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø et nasıl yenmelidir?
1835- Safvân b. Ümeyye (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Eti dişlerinizle ısıra ısıra yiyiniz çünkü bu şekil yemek daha lezzetli ve daha hoştur.” (İbn Mâce, Etıme: 27; Ebû Dâvûd, Etıme: 20)
Tirmizî: Bu konuda Âişe ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadisi sadece Abdulkerim’in rivâyeti olarak bilmekteyiz. Bazı ilim adamları; Abdulkerim el Muallim hakkında söz etmişlerdir. Eyyûb es Sahtiyanî hafızası yönünden bu kimseyi eleştirmiştir.
Ø et bıçakla kesilerek te yenilebilir mi?
1836- Amr b. Ümeyyete et Damrî (r.a.)’den rivâyete göre, bizzat kendisi: “Rasûlullah (s.a.v.)’in kızartılmış koyun budundan keserek yediğini ve abdest almadan namaza gittiğini görmüştür.” (Ebû Dâvûd, Etıme: 20)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu konuda Muğıre b. Şu’be’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Ø Rasûlullah (s.a.v.), etin hangi çeşidini severdi?
1837- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.)’e pişmiş et getirildi ve ön budu kendisine takdim edildi, kendisi ön budu severdi ve onu dişleriyle ısıra ısıra yedi.” (Ebû Dâvûd, Etıme: 20)
Tirmizî: Bu konuda İbn Mes’ûd, Âişe, Abdullah b. Cafer ve Ebû Ubeyde’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Hayyan’ın ismi Yahya b. Saîd b. Hayyan’dır. Ebû Zür’a b. Amr b. Cerîr’in ismi ise Herim’dir.
1838- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.)’e etler içerisinde ön but daha sevimliydi. Fakat et ve etli yemeklerini çok az bulurlardı. Etlerin içersinde ön kol daha kolay piştiği için severlerdi.” (İbn Mâce, Etıme: 28; Ebû Dâvûd, Etıme: 20)
Tirmizî: Bu hadis garibtir. ancak bu şekliyle bilmekteyiz.
Ø sirke azık ve katık olabilir mi?
1839- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Sirke ne güzel katıktır.” (İbn Mâce, Etıme: 33; Ebû Dâvûd, Etıme: 39)
Tirmizî: Bu konuda Âişe ve Ümmü Hanî’den de hadis rivâyet edilmiştir. Abde b. Abdullah el Huzâî el Basrî, Muaviye b. Hişâm vasıtasıyla Sûfyân’dan, Muharib b. Disar’dan, Câbir’den rivâyet edilerek Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Sirke ne iyi azıktır.”
Tirmizî: Bu hadis Mübarek b. Saîd’in rivâyetinden daha sahihtir.
1840- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Sirke ne güzel azıktır.” (İbn Mâce, Etıme: 33; Ebû Dâvûd, Etıme: 39)
Abdullah b. Abdurrahman, Yahya b. Hassân vasıtasıyla Süleyman b. Bilâl’den aynı senedle bu hadisin bir benzerini rivâyet ederek: “Sirke ne güzel katık ve azıktır” demiştir.
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir. Bu hadisin Hişâm b. Urve’nin rivâyetinden olduğunu sadece Süleyman b. Hilâl’in hadisinden bilmekteyiz.
1841- Ebû Tâlib’in kızı Ümmü Hanî (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), yanıma geldi ve yanınızda bir şey var mı? buyurdular. Ben de: Hayır hiçbir şey yok sadece bir kaç parça kurumuş ekmek ve sirke vardır dedim. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.); sirkesi bulunan bir ev katıktan yoksun sayılmaz buyurdular.” (İbn Mâce, Etıme: 33; Ebû Dâvûd, Etıme: 39)
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. Ümmü Hanî’nin hadisini ancak bu şekliyle bilmekteyiz.
Ebû Hamza es Sûmâlî’nin ismi Sabit b. ebû Safiyye’dir. Ümmü Hanî’, Ali b. ebî Tâlib’den bir sûre sonra vefat etmiştir.
Muhammed’e bu hadis hakkında sordum. Dedi ki: Şa’bi’nin Ümmü Hanî’den hadis işittiğini bilmiyorum. Ebû Hamza senin yanında nasıl bir kimsedir, dediğimde Ahmed b. Hanbel onun hakkında ileri geri konuşmuşlar benim yanımda ise orta yollu bir kimsedir dedi.
1842- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Katık olarak sirke ne güzeldir.” (İbn Mâce, Etıme: 33; Ebû Dâvûd, Etıme: 39)
Bu hadis Mübarek b. Saîd’in hadisinden daha sahihtir.
Ø yaş hurma ile karpuz birlikte yenir mi?
1843- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre: “Peygamber (s.a.v.) yaş hurma ile karpuzu birlikte yerdi.” (Ebû Dâvûd, Et’ıme: 44)
Tirmizî: Bu konuda Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bazıları bu hadisi Hişâm b. Urve’den, babasından mürsel olarak rivâyet etmişler ve “Âişe’den” dememişlerdir.
Bu hadisi aynı zamanda Yezîd b. Rûman, Urve ve Âişe’den rivâyet etmiştir.
Ø yaş hurma ile salatalık beraber yenir mİ?
1844- Abdullah b. Cafer (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) yaş hurma ile salatalığı birlikte yerdi.” (İbn Mâce, Etıme: 37; Ebû Dâvûd, Etıme: 44)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir. Bu hadisi sadece İbrahim b. Sa’d’ın rivâyetiyle bilmekteyiz.
Ø deve idrarı şifa olarak kullanılabilir mi?
1845- Enes (r.a.)’den rivâyet edilmiştir; “Ureyne Kabilesinden bazı kimseler Medîne’ye geldiler ve Medîne’nin havası onlara ağır geldi. Peygamber (s.a.v.) onları zekat develerinin bulunduğu Medîne dışındaki bir yere gönderdi ve tedavi için develerin sütlerinden ve idrarlarından içmelerini emretti.” (Müslim, Kasame: 2; Nesâî, Tahrimüddem: 7)
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir. Bu hadis başka şekillerde de Enes’den rivâyet edilmiştir. Ebû Kılâbe, bu hadisi Enes’den, Saîd b. ebî Ârube de Katâde yoluyla Enes’den rivâyet etmiştir.
Ø yemekten önce ve sonra elleri yıkamak
1846- Selman (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Tevratta okuduğuma göre yemeğin bereketinin yemekten sonra elleri yıkamak olduğunu okudum. Sonra bu konuyu Rasûlullah (s.a.v.)’e hatırlatarak Tevratta okuduğumu haber verdim. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): “Yemeğin bereketi yemekten önce ve sonra elleri yıkamaktır” buyurdular. (Ebû davud, Etıme: 11)
Tirmizî: Bu konuda Enes ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadisi sadece Kays b. Rabî’ın rivâyetiyle bilmekteyiz. Kays b. Rabi’in hadiste zayıf olduğu kaydedilmiştir. Ebû Haşim er Rummânî’nin ismi: Yahya b. Dinar’dır.
Ø abdest, namaz kılınacağında alınır
1847- İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) tuvaletten çıktıktan sonra kendisine yemek hazırlanmıştı ve halk sana abdest suyu getirelim mi? dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ben namaz kılacağım da abdest almakla emrolundum.” (Ebû Dâvûd, Etıme: 11)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Amr b. Dinar bu hadisi Saîd b. Huveyris vasıtasıyla İbn Abbâs’tan rivâyet etmiştir. Ali b. el Medînî, Yahya b. Saîd’in şöyle dediğini nakletti”Sûfyân es Sevrî, yemekten önce el yıkamayı ve tabağın altına pide ve yufka koymayı hoş görmezdi.”
Ø yemeğe başlarken besmele çekmek
1848- Ikraş b. Zübeyd (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Mürre b. Ubeyd oğulları malların zekatlarını benimle Rasûlullah (s.a.v.)’e gönderdiler. Medîne’ye Rasûlullah (s.a.v.)’in yanına geldim onu Muhâcir ve Ensâr arasında oturur buldum. Ikraş şöyle devam etti: Sonra Rasûlullah (s.a.v.), elimden tutarak Ümmü Seleme’nin evine götürdü ve yemek var mı? buyurdu. Arkasından parça eti bol büyük bir kap ve tirit getirildi. Ondan yemeye yöneldik, derken ben elimi kabın her tarafında dolaştırmaya başladım. Rasûlullah (s.a.v.)’de kendi önünden yemekteydi. Rasûlullah (s.a.v.) sol eliyle benim sağ elimi tuttu ve şöyle dedi: “Ey Ikraş! Bu tek çeşitten oluşan bir yemektir, bir yerden ye.”
Sonra içinde çeşitli hurma bulunan veya -Şek, Ubeydullah’tan gelmiştir- Olmuş ve yaş hurma bulunan bir tabak getirildi. Ben kendi önümden yemeye başladım. Rasûlullah (s.a.v.)’in eli ise tabak etrafında dolaşmaya başladı ve Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ey Ikraş! İstediğin yerden ye bu bir çeşit değildir. Sonra bize su getirildi Rasûlullah (s.a.v.), ellerini yıkadı avuçlarının ıslaklığı ile yüzünü kollarını ve başını sıvazladı ve dedi ki: Ey Ikraş! Ateşin değdiği şeylerden dolayı alınacak abdest budur.” (İbn Mâce, Etıme, 7; Ebû davud, Etıme: 15)
Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Alâ b. Fadl’ın rivâyetiyle bilmekteyiz. Alâ bu hadisi tek başına rivâyet etmektedir. Ikraş’ın Peygamber (s.a.v.)’den sadece bu hadisini biliyoruz.
Ø kabak yemeği nasıldır?
1849- Ebû Talût (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Enes b. Mâlik’in yanına girdim kabak yiyor ve şöyle diyordu: “Ne güzel bitkisin sen Rasûlullah (s.a.v.)’in seni sevmesinden dolayı bana ne kadar sevimlisin.” (Ebû Dâvûd, Etıme: 21; İbn Mâce, Etıme: 26)
Tirmizî: Bu konuda Hakîm b. Câbir ve babasından da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle garibtir.
1850- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in yemek kabı içerisinde kabağı araştırdığını gördüm bu yüzden kabağı severim.” (İbn Mâce, Etıme: 26; Ebû Dâvûd, Etıme: 21)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadis değişik şekillerde de yine Enes’den rivâyet edilmiştir.
Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’in önünde kabağı görmüş ve bu nedir? Demişti; “Bu kabaktır” dedi. Bizde ondan sonra yemeklerimizde kabağı çoğaltmıştık.
Ø zeytin yağı yemek olarak ve tedavi de kullanılır mı?
1851- Ömer b. Hattâb (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Zeytin yağını yiyin ve sürünün çünkü o bereketli bir ağacın ürünüdür.” (İbn Mâce, Et’ıme: 34; Dârimî, Etıme: 346)
Tirmizî: Bu hadisi sadece Abdurrezzak’ın, Ma’mer’den rivâyetiyle bilmekteyiz. Abdurrezzak bu hadisin senedinde karışıklığa düşmüştür. Kimi rivâyette “Ömer’den” derken bazen de şüphe ederek: “Ömer’in Peygamber (s.a.v.)’den aktardığını zannediyorum” demekte. Bazen de: “Zeyd b. Eslem’den ve babsından” diyerek mürsel olarak rivâyet etmiştir.
Ebû Dâvûd Süleyman b. Ma’bed; Abdurrezzak vasıtasıyla Ma’mer’den, Zeyd b. Eslem’den, babasından geçen hadisin bir benzerini bize rivâyet etti ve “Ömer’den” demedi.
1852- Ebû Esîd (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Zeytin yağını yeyiniz ve sürününüz çünkü o bereketli bir ağaçtandır.” (İbn Mâce, Et’ıme: 34; Dârimî, Etıme: 346)
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle garibtir. Bu hadisi sadece Sûfyân es Sevrî’nin Abdullah b. İsa’dan rivâyetiyle bilmekteyiz.
Ø köle ve hizmetçilerle birlikte yemek yemek
1853- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu bize haber vermiştir: “Sizin birinizin hizmetçisi pişirdiği, hazırladığı yemeğin ateşine ve dumanına katlanıyorsa o hizmetçiyi elinden tutarak kendisiyle beraber aynı sofraya oturtsun, eğer bunu yapamaz ise o yemekten ona da yedirsin.”
(İbn Mâce, Et’ıme: 50; İbn Mâce, Etıme: 19)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ebû Hâlid, İsmail’in oğludur. İsmi: Sa’d’tır.
Ø yemek yedirmenin değer ve kıymeti
1854- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Selamı yaygınlaştırın, yemek yediriniz ve savaşlarda kafirlerin başlarını uçurunuz ki Cennetlere varis olasınız.” (İbn Mâce, Etıme: 23; Dârimî, Etıme: 39)
Tirmizî: Bu konuda Abdullah b. Amr, İbn Ömer, Enes, Abdullah b. Selam, Abdurrahman b. Âişe, Şüreyh b. Hanî ve babasından da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: İbn Ziyâd’ın, Ebû Hüreyre’den rivâyet ettiği bu hadis hasen sahih garibtir.
1855- Abdullah b. Amr (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Rahman olan Allah’a kulluk yapın, yemek yedirin, selamı yaygınlaştırın ki Cennete selametle giresiniz.” (İbn Mâce, Etıme: 23; Dârimî, Etıme: 39
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ø akşam yemeğini terketmek ihtiyarlık getirir mi?
1856- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Bir miktar hurma bile olsa akşam yemeğini yeyiniz, çünkü akşam yemeğini kaldırmak ihtiyarlık ve güçsüzlüğe sebep olur. (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Bu hadis hoş karşılanmayan münker hadislerdendir. Ancak bu şekliyle bilmekteyiz. Anbese hadis konusunda zayıf olduğu söylenmiştir. Abdulmelik b. Allak bilinmeyen meçhul bir kimsedir.
Ø yemek nasıl yenmeli?
1857- Ömer b. ebî Seleme (r.a.)’den rivâyete göre, Ebû Seleme’nin oğlu Ömer, Rasûlullah (s.a.v.)’in yanına girmişti o anda Rasûlullah (s.a.v.)’de yemek yiyordu. Rasûlullah (s.a.v.), çocuğa: “Yaklaş bismillah de sağ elinle ve önünden ye” buyurdular. (Dârimî, Etıme: 9; Ebû Dâvûd, Etıme: 19)
Tirmizî: Bu hadis ayrıca Hişâm b. Urve’den, Ebû Vecze es Sa’dî’den, Müzeyneli bir kişiden ve Ömer b. ebî Seleme’den de rivâyet edilmiştir. Hişâm b. Urve’nin arkadaşları bu hadisin rivâyetinde ihtilaf etmişlerdir.
Ebû Vecze es Sa’dî’nin adı Yezîd b. Ubeyd’tir.
1858- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Yemek yiyeceğinizde Bismillah deyin başında unutursa hatırladığı an önünde de sonunda da bismillah desin.” (Ebû Dâvûd, Etıme: 15)
Aynı sened ile Âişe’nin şöyle dediği rivâyet edilmiştir. “Rasûlullah (s.a.v.), ashabından altı kişi ile yemek yiyordu. Derken bir arabi geldi bismillah demeden iki lokma aldı ve yemek bitiverdi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Bu kimse bismillah demiş olsaydı bu yemek hepimize yetecekti.”
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ümmü Gülsüm, Ebû Bekir es Sıddık’ın oğlu Muhammed’in kızıdır.
Ø yemeklerden sonra eller mutlaka yıkanmalıdır
1859- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Şeytan (veya değişik mikrop, böcek ve bakteriler) hassas ve yalayıp yok edicidirler kendinizi ondan koruyun. Her kim elinde yemek bulaşığı ve kokusu varken yatıp uyursa ve geceleyin kendisine bir şey olursa kendisinden başka kimseyi suçlamasın.” (Ebû Dâvûd, Et’ıme: 53; İbn Mâce, Et’ıme: 22)
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle garibtir.
Ayrıca bu hadis Süheyl b. ebî Salih’in babasından Ebû Hüreyre’den de rivâyet edilmiştir.
1860- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Her kim elinde yemek bulaşığı ve kokusu varken yatıp uyursa bu yüzden başına bir iş gelirse kendisiden başka kimseyi suçlamasın.” (Ebû Dâvûd, Et’ıme: 53; İbn Mâce, Et’ıme: 22)
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu şekliyle A’meş’in rivâyeti olarak biliyoruz.
Hatalarım ve yanlışlarım varsa ya uyarın ebubekiryasin_@hotmail.com yada af edin |