262. Sa`d İbni Ebû Vakkâs
radıyallahu anh şöyle dedi:
Biz altı kişi Resûl-i
Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte oturuyorduk. Bu
hâli gören müşrikler Peygamber aleyhisselâm'a:
-
Şunları yanından def'et! Bize karşı saygısızlık etmeye
kalkmasınlar, dediler.
Orada benden başka Abdullah İbni
Mes`ûd, Hüzeyl kabilesinden biri, Bilâl ve
adlarını vermek istemediğim iki kişi daha vardı.
Müşriklerin
bu teklifi üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sel-lem'in kalbinden (kendisine kırılmayacağımızdan emin olduğu
için) bizleri oradan uzaklaştırma düşüncesi
geçti. Bunun üzerine Allah Teâlâ şu âyeti
indirdi:
"Sabah akşam Rablerinin rızâsını dileyerek
ona yalvaranları huzurundan kovma!" [En`âm sûresi
(6), 52].
Müslim, Fezâilü's-sahâbe
46
263. Bey`atü'r-rıdvân'a
katılan sahâbilerden Ebû Hübeyre Âiz İbni
Amr el-Müzenî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine
göre birgün Ebû Süfyân, aralarında
Selmân-ı Fârisî, Suheyb-i Rûmî ve
Bilâl-i Habeşî'nin de bulunduğu bir gurup müslümanın
yanından geçti. Onu gören bu müslümanlar:
-
Allah'ın kılıcı Allah düşmanını haklamadı, dediler.
Bunu
duyan Ebû Bekir radıyallahu anh:
- Bu sözü
Kureyş'in büyüğüne ve efendisine mi söylüyorsunuz?
dedi. Sonra da Peygamber aleyhisselâm'ın yanına gelerek bu
olayı anlattı.
O zaman Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi
ve sellem:
- "Ebû Bekir! Bu sözünle belki
de onları gücendirdin. Eğer onları gücendirdiysen,
Rabbini de gücendirdin demektir", buyurdu.
Hz. Ebû
Bekir hemen o yoksul müslümanların yanına gelerek:
-
Kardeşlerim! Yoksa sizleri gücendirdim mi? diye sordu.
Onlar:
- Hayır sana gücenmedik. Allah seni
bağışlasın, kardeş! dediler.
Müslim,
Fezâilü's-sahâbe 170
264.
Sehl İbni Sa`d radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
"Ben ve
yetimi himâye eden kimse cennette şöylece beraber
bulunacağız" buyurdu ve işaret parmağıyla orta parmağını,
aralarını biraz aralayarak, gösterdi.
Buhârî,
Talâk 25, Edeb 24. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd,
Edeb 123; Tirmizî, Birr 14
Hadîs-i şerîf
bir sonraki hadisle birlikte açıklanacaktır.
265.
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine
göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
"Kendi yetimini veya başkasına ait bir yetimi
himâye eden kimseyle ben, cennette şöyle yanyana
bulunacağız. "
Hadisin râvisi Mâlik İbni
Enes, -Peygamber aleyhisselâm'ın yaptığı gibi- işaret
parmağıyla orta parmağını gösterdi.
Müslim,
Zühd 42
266. Yine Ebû Hüreyre
radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bir iki
hurma veya bir iki lokmayla savuşturulan kimse yoksul değildir.
Asıl yoksul, muhtaç olduğu hâlde dilenmeyen
kimsedir. "
Buhârî, Tefsîru
sûre (2), 48; Müslim, Zekât 102. Ayrıca bk. Ebû
Dâvûd, Zekât 24; Nesâî, Zekât
76
Sahîh-i Buhârî ve Sahîh-i
Müslim'deki diğer bir rivayete göre ise Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kapı
kapı dolaşıp bir iki lokma, bir iki hurma ile savuşturulan kimse
yoksul değildir. Asıl yoksul, kendisine yetecek malı bulunmayan,
muhtaç olduğu bilinip de kendisine sadaka verilmeyen ve
kimseden bir şey dilenmeyen kimsedir. "
Buhârî,
Zekât 53; Müslim, Zekât 101. Ayrıca bk. Nesâî,
Zekât 76
267. Yine Ebû Hüreyre
radıyallahu anh'dan rivayet edildiğine göre Peygamber
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kocasız
kadınlarla, yoksulların işlerine yardım eden kimse, Allah yolunda
cihâd etmiş gibi sevap kazanır. "
Râvi diyor
ki, hatta Hz. Peygamber'in:
"O kimse tıpkı geceleri
durmadan namaz kılan, gündüzleri hiç ara
vermeden oruç tutan kimse gibidir" buyurduğunu da
sanıyorum.
Buhârî, Nafakât 1,
Edeb 25, 26; Müslim, Zühd 41. Ayrıca bk. Tirmizî,
Birr 44; Nesâî, Zekât, 78; İbni Mâce,
Ticârât 1
268. Yine Ebû
Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre
Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:
"Yemeklerin
en fenası, davet edildiği zaman gelecek olan kimselerin
çağırılmadığı, gelmeye pek arzulu olmayanların dâvet
edildiği düğün yemekleridir. (Canı istemediği için)
dâvete gitmeyen kimse, Allah'a ve Resûlü'ne
karşı gelmiş sayılır. "
Müslim, Nikâh
110. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 1
Sahîh-i
Buhârî ve Sahîh-i Müslim'de Ebû
Hüreyre'nin şöyle dediği rivayet
olunmuştur:
"Zenginlerin dâvet edilip fakirlerin
çağırılmadığı düğün yemeği ne fena bir yemektir.
"
Buhârî, Nikâh 72;
Müslim, Nikâh 107. Ayrıca bk. İbni Mâce, Nikâh
25
269. Enes İbni Mâlik radıyallahu
anh'den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu:
"Her kim iki kız çocuğunu
yetişkinlik çağına gelinceye kadar büyütüp
terbiye ederse, kıyamet günü o kimseyle ben şöyle
yanyana bulunacağız" buyurdu ve parmaklarını bitiştirdi.
Müslim, Birr 149. Ayrıca bk. Tirmizî,
Birr 13
270. Âişe radıyallahu anhâ
şöyle dedi:
Yanında iki kız çocuğu bulunan bir
kadın gelerek bir şeyler istedi. Evde bir hurmadan başka bir şey
yoktu. Onu çıkarıp kadına verdim. Kendisi hiç
tatmadan hurmayı ikiye bölerek çocuklarına verdikten
sonra kalkıp gitti. Bu sırada Peygamber aleyhisselâm
yanımıza geldi. Ben bu olup biteni kendisine anlatınca şöyle
buyurdu:
"Her kim kız çocukları yüzünden
bir sıkıntıya uğrar da onlara iyi bakarsa, bu çocuklar onu
cehennem ateşinden koruyan bir siper olurlar. "
Buhârî,
Zekât 10, Edeb 18; Müslim, Birr 147. Ayrıca bk.
Tirmizî, Birr 13
271. Âişe
radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Sırtına iki çocuğunu
almış yoksul bir kadın çıkageldi. Ona üç hurma
verdim. O da çocuklarına birer hurma verdi; öteki
hurmayı yemek için ağzına götürmüştü
ki, çocukları onu da istediler. Kadıncağız yemek istediği
bu hurmayı çocuklarına bölüştürdü.
Kadının bu tutumuna hayran kaldım ve yaptığını Resûlullah'a
anlattım. Şöyle buyurdu:
"Bu şefkati sebebiyle Allah
Teâlâ o kadına mutlaka cenneti vermiş (veya) bu
sebeple onu cehennemden âzâd etmiştir. "
Müslim,
Birr 148
272. Ebû Şüreyh Huveylid
İbni Amr el-Huzâ`î radıyallahu anh'den rivayet
edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle
buyurdu:
"Allahım! İki zayıf kimsenin, yetimle kadının
hakkını yemekten herkesi şiddetle sakındırıyorum. "
Nesâî,
es-Sünenü'l-kübrâ, 'İşretü'n-nisâ,
64, (V, 363). Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 6
273.
Sa`d İbni Ebû Vakkâs'ın oğlu Mus`ab radıyallahu
anhümâ şöyle dedi:
(Babam) Sa`d, daha aşağı
seviyedekilere göre kendisinin üstün olduğunu
düşünürmüş. Bunun üzerine Resûl-i
Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuş:
"Allah
size yardım edip rızık veriyorsa, bu, aranızdaki zayıflar
sâyesinde değil midir?"
Buhârî,
Cihâd 76
274. Ebü'd-Derdâ
Uveymir radıyallahu anh şöyle dedi:
Ben Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken
duydum:
"Fakirleri kollayıp gözetiniz. Aranızdaki
zayıflar sâyesinde Allah'dan yardım görüp ve
rızıklandığınızdan şüpheniz olmasın. "
Ebû
Dâvûd, Cihâd 70. Ayrıca bk.
Tirmizî, Cihâd 24; Nesâî, Cihâd 43
Kaynak::
Muvahhid 1.16 İslam Kütüb Hanesi Riyazussalihin
YETİM MALI YEMENİN HARAMLILIĞI
1618. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
- "Yedi helâk ediciden kaçının!" Sahâbîler:
- Ey Allahın Resûlü! Bunlar nelerdir? diye sordular.
Hz. Peygamber:
- "Allah'a ortak koşmak, sihir (büyü) yapmak,
Allah'ın haram kıldığı bir nefsi haksız yere öldürmek,
faiz yemek, yetim malı yemek, savaş meydanından kaçmak,
evli, namuslu ve hiç bir şeyden haberi olmayan kadınlara zina isnad etmektir, " buyurdu.
Buhârî, Vasâyâ 23, Tıb 38, Hudûd 44; Müslim, Îmân 145. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vasâyâ 10; Nesâî, Vasâyâ 12[1]
Hz. Aişe (r.ah.),
Her kim fakir ise meşru surette yesin...ayetinin tefsirinde: Bu ayet yetimin malına bakan, onu ıslah eden velinin muhtaç olduğu zaman o maldan yiyebileceği hakkında indirildi demiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5339[2]
Kaynak:
[1]:Muvahhid 1.16 İslam Kütüb Hanesi Riyazussalihin
[2]:el lulu vel mercan buhari ve müslim ittifak ettikleri hadisler Muhammed Fuad Abdulbaki ..:Tefsir Bölümü
Konularına Göre Hadis Meali veya Konularına Göre Hadis Fihristi Okuyabilir, bilgisayarınıza indirebilir
("RAR" İndir Linki), ödev ve tezlerinizde kullanabilir ve siteyi referans göstermek ve
değiştirmemek koşuluyla site ve bloglarınızda yayınlayabilir ve kopyalayıp, çoğaltabilirsiniz. v..d.. Download / İndirdikten Sonra Üçretsiz Dağıtabilirsiniz..
En iyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir Eraykitap ilmin kisa yolu
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ