ErayKitap Web Sitesine Hoş Geldiniz !             En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir
بِسْمِ اللهِ اَلْحَمْدُ ِللهِ وَحْدَهُ، وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى مَنْ لاَنَبِيَّ بَعْدَهُ
Allah’a hamd olsun. Salât ve selâm, kendisinden sonra Nebi gelmeyecek olan Muhammed - sallallahu aleyhi ve sellem-’e olsun.
Konularına Göre Hadis-i Şerif Meali / veya Hadis Fihristi
"...Allah ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini kendine din edinmeyen kimselerle.." (Tevbe Suresi - 29)
(Resûlüm! ) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah Ğafur ve Rahimdir.
De ki: Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin Eğer yüz çevirirlerse /itaat etmezlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez (Ali İmran Suresi 31-32)
Hadis Fihristi veya Konularına Göre Hadis Meali HADİS FİHRİSTİ
  = ♦   T   ♦ =  
  • Hadis-i Şerifi inkar edenler için / Koltuğuna Kurulan Karnı Tok Bir Adamın
    “Şunu iyi biliniz ki, bana Kur'an-ı Kerim ile birlikte onun bir benzeri de verilmiştir.
    (Bu konuda) dikkatli olun; (çünkü) koltuğuna kurulan tok bir adamın ‘Size sadece şu Kur'an lazımdır, onda bulduğunuz helali helal, haramı da haram kabul ediniz yeter!’ diyeceği (günler) yakındır...” Bu hadis-i şerif -farklı nüanslarla - kütübü sitte ve diğer bazı kaynaklarda geçmektedir
    Ebu Davud, Sünnet, 5(6), İmaret,33; Tirmizî, İlim, 10; İbn Mace, Mukaddime, 2; Darimî, Mukaddime,49; Ahmed b. Hanbel, 2/367, 4/131-132, 6/8) İLİM BÖLÜMÜ / BÖLÜM: 10 Ø HADİSLERİ İNKAR EDENLER DE OLACAK MI? HADİS NO: 2663


  • TERAVİ NAMAZI
    RAMAZAN GECELERİNDE TERÂVİH NAMAZI KILMAK

    682- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
    Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
    “Ramazan ayının ilk gecesi girince şeytanlar ve cinlerin şerli olanları zincire vurulur, Cehennem kapıları kapatılır ve hiçbiri açılmaz. Cennetin kapıları açılır hiçbiri kapanmaz ve bir seslenen şöyle haykırır:
    “Ey hayır isteyen, ibadet ve kulluğa gel, Ey şer dileyen günahlarından vazgeç Allah’ın ateşten koruduğu kimseler vardır ve
    Ramazan boyunca bu iş her gece yapılır.”
    (Müslim, Sıyam: 1; İbn Mâce, Sıyam: 2)



    683- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
    Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
    “Her kim gerçekten inanarak ve sevâbını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutar gecesini de ibadetle geçirirse geçmiş günahları affedilir.
    Her kim de inanarak ve sevâbını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini değerlendirirse geçmiş günahları bağışlanır.”
    (Buhârî, Terâvîh: 1; Müslim, Sıyam: 40)[1]



    1190. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre
    Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
    "Kim ramazanın faziletine inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek terâvih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır. "
    Buhârî, Îmân 37 ; Müslim, Müsâfirîn 173, 174. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ramazan 1;
    Tirmizî, Savm 1; Nesâî, Kıyâmü'l-leyl 3, Savm 39, 40, Îmân 31, 32; İbni Mâce, İkâmet 173, Sıyâm 3, 39, 40



    1191. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:
    Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem,
    Kesin emir vermeksizin ramazan gecelerinde ibadet etmeyi tavsiye eder ve şöyle buyururdu:
    "Kim ramazanın faziletine inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek terâvih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır. "
    Müslim, Müsâfirîn 174.[2]



    795- Ali (r.a.)’den rivâyete göre:
    “Rasûlullah (s.a.v.), Ramazan’ın son on gününde aile fertlerini ibadet etmeleri için uyandırırdı.”
    (Müslim, İtikaf: 3; Buhârî, Teravih: 6)[3]




    2593 - Hasan Basri (rahimehullah) anlatıyor:
    "Ömer İbnu'l Hattab (radıyallâhu anh), halkı, Übeyy İbnu Ka'b üzerinde topladı. O, bunlara ramazanda yirmi gece namaz kıldırdı. Bu esnada (vitirlerde) sadece son yarıda kunut yaptı, daha önce hiç kunut yapmadı. Son on kalınca cemaate gelmedi, teravihi evinde kıldı. Halk: "Übeyy (cemaatten) kaçtı" dedi."
    Ebü Dâvud, Salât 340, (1428,1429).[4]



    RAMAZANDA GECE KALKIŞI TERAVİH NAMAZI


    3001 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) 'nin anlattığna göre:
    "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) onları, kesin bir emirde bulunmaksızın ramazan gecelerini ihyaya teşvik ederdi.
    (Bu maksadla) derdi ki: "Kim ramazan gecesini, sevabına inanarak ve bunu elde etmek niyetiyle namazla ihya ederse geçmiş günahları affedilir."
    Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) -bu tavsiyesi herhangi bir değişikliğe uğramadan- vefat etti.
    Bu durum (terâvihin ferden kılınması) Hz. Ebu Bekir'in hilafeti zamanında böylece devam etti, Hz. Ömer'in hilâfetinin başında da böyle devam etti.''



    3002 - Bir rivayette şöyle gelmiştir:
    "Kadir gecesinin, kim sevabına inanıp onu kazanmak ümüidiyle ihya ederse geçmiş günahları affedilir.''
    Buharî Terâvih 1, Müslim, Müsâfirîn174 (759); Ebu Dâvud, Salât 318, (1371); Tirmizî, Savm 83, (808) ; Nesâî, Siyam 39, (4,154,155) ; Muvatta, Salât fi Ramazan 2, (1,119).



    3003 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:
    "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ramazan ayında, diğer aylarda görülmeyen bir gayrete girerdi. Ramazanın son on gününde ise çok daha şiddetli bir gayrete geçerdi.
    Son on günde. Geceyi ihya eder, ailesini de (gecenin ihyası için) uyandırırdı, izârını da bağlardı."
    Buharî, Fadlu Leyleti'l-Kadir 5, Müslim, î'tikâf 8, (1175); Ebu Dâvud, Salât 318; (1376); Tirmizî, Savm 73,(796) ;Nesâî,Kıyâmu 'l-leyl 17, (3, 218).



    3004 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:
    "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ramazanda geceleyin namaz kılardı.
    (Bir gece) gelip yanında ben de namaza uydum. Sonra bir erkek daha geldi, o da namaza uydu, derken (sayımız arttı ve) bir cemaat olduk.
    Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bizim arkasında olduğumuzu hissedince namazı hızlandırdı. Sonra (selam verip) ayrıldı ve evine girdi.
    Orada bizim yanımızda kılmadığı bir namaz kıldı. Sabah olunca kendisine:
    "Bizim arkanıza durduğumuzu geceleyin farketmiş miydiniz?" diye sordum. Bana:
    "Evet. Ve işte bu, beni o yaptığıma sevkeden şeydir. (Yani sizi arkamda hissedince namazı hızlı kılarak yanınızdan ayrıldım)" buyurdu.''
    Müslim Siyam 59, (1104).



    3005 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:
    "Resulullah (aleyhisalâtu vessalâm) (bir gece) mescidde (nafile) namazı kılmıştı.
    Bir çok kimsede (on iktida ederek) namaz kıldı. (Sabah olunca "Resulullah gecleyin mescidde namaz kıldı" diye konuştular.)
    Ertesi gece de Efendimiz namaz kıldı. (Halk yine onları konuştu,katılacakların) sayısı iyice arttı.
    Üçüncü (veya dördüncü) gece halk yine toplandı.(Öyle ki mescid, insanları alamayacak hâle gelmişti.) Ancak aleyhissalâtu vessalâm (bu dördüncü gecede) yanlarına çıkmadı.
    Sabah olunca Efendimiz:
    "Yaptığınızı gördüm. Size çıkmamdan beni alıkoyan şey, namazın sizlere farz oluvermesinden korkmamdır" dedi.
    İşte bu hâdise ramazanda ceryan etmişti."
    Buharî Salatu't-Terâvih 1, Cum'a 29, 5; Müslim, Müsafirîn, 177, (761); Muvatta; Salât-fi'r Ramazan 1, (1, 113); Ebu Dâvud, Salât 318, (1373, 1374); Nesâî, Kıyâmu'l-Leyl: 4, (3, 202).



    3006 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) buyurdular ki:
    "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ramazan'da, mescidin bir kenarında namaz kılan bir guruba uğramıştı.
    "Bunlar ne yapıyor?" diye sordu. "Bunlar, yanlarında (ezberlenmiş fazla) Kur 'an bulunmayan kimselerdir, Übeyy İbnu Ka'b (radıyallahu anh) bunlara namaz kıldırıyor! '' dediler. Efendimiz aleyhissalâtu vesselâm: "İsabet etmişler, bu davranış ne kadar iyi! '' buyurdular.''
    Ebu Dâvud, Salât 318, ( 1377)



    3007 - Hz. Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor:
    "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile (bir ramazan) ayında beraber oruç tuttuk.
    Ay boyunca bize son yedi güne kadar hiç (ziyade) namaz kıldırmadı.
    Ayın son yedinci gününde gecenin üçte biri geçinceye kadar bize namaz kıldırdı. Altıncı gününde yine bir şey kıldırmadı. Beşinci gününde gecenin yarısı geçinceye kadar namaz kıldırdı: Kendisine:
    "Bu gecemizin geri kalan kısmında da bize nafile kıldırsanız! ''dedik. Talebimize karşı:
    "Kim imamla namaza başlar, sonuna kadar devam ederse, kendisine gecenin tamamını namazla geçirmiş (sevabı) yazılır '' buyurdular.
    Sonra Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), aydan son üç gece kalıncaya kadar başka namaz kıldırmadılar.
    Üçüncü gece bize namaz kıldırdılar. Ehline ve kadınlarına dua ettiler. Bize (o kadar uzun) namaz kıldırdılarki "Felâh''ı kaçırmaktan korktuk.
    (Ebu Zerr 'e:) "Felâh '' nedir? diye soruldu:
    "Sahur!'' cevabını verdi. (Sonra ayın geri kalan kısmında bize namaz kıldırmadı.)"
    Ebu Dâvud, Salât 318, (1375); Tirmizı, Savm 81, (805); Nesâî, Sehv 103, (3, 83, 84), Kıyamu'l-Leyl 4, (3, 202).



    3008 - Abdullah İbnu Ebi Bekir anlatıyor:
    "Ubeyy (radıyallahu anh)'i dinledim, diyordu ki:
    "Ramazanda (teravih) namazından ayrılıp, hizmetçilerden alel acele sahuryemeği getirmelerini isterdik, çünkü vaktin çıkmasından korkardık.''
    Muvatta, es-Salât fi'r-Ramazân 7, (1, 116).[5]






    Buhari-32-Kitabu Salat-it-Teravih (Teravih Namazı Kitabı)[1]


    1- Ramazân Gecelerinde İbâdetle Kaaim Olan Kimselerin Fazileti Babı [2]

    2-...Ebû Hureyre(R)'den haber verdi ki, Rasûlullah (S): "İnanarak ve sevâb umarak ramazânda ibâdetle kaaim olan kimsenin geçmiş günâhları mağfiret olunur" buyurmuştur. îbnu Şihâb şöyle dedi: Ramazân gecelerindeki namaz işi bu hâl üzere iken (yânî kılan yalnız başına kılarken) Rasûlullah vefat etti. Sonra bu iş, Ebû Bekr'in halifeliği zamanında ve Umer'in halifeliğinin başında da Peygamber devrinde olduğu gibi isteyenin cemâatsız olarak yalnız başına kılması suretiyle kılınır oldu [3].Ve yine Mâlik, İbn Şihâb'dan; o da Urve ibnu'z-Zubeyr'den;o,da Abdurrahmân ibn Abdin el-Kaarî'den rivayet etti. Bu Abdurrahman şöyle demiştir: Bir ramazân gecesi Umer ibnu'l-Hattâb(R)'ın beraberinde mescide çıktım. Bir de baktık ki, insanlar yalnız ve dağınık topluluklar hâlinde terâvîh namazı kılmaktalar. Kimisi kendi başına yalnızca namaz kılıyor, kimisi de namaz kılıyor ve bunun namazına bir kısım insanlar uyup namaz kılıyordu.
    Umer: Ben zannediyorum ki, ba dağınık olarak namaz kılan insanları bir tek okuyucu imâmın arkasında toplarsam daha faziletli olacak, dedi. Sonra buna kat'î olarak karar verdi. Ve akabinde (ertesi günü, hicretin 14. senesi içinde) o insanları Ubeyy ibn Ka'b'ın (terâvîh imamlığı) arkasında topladı (Böylece terâvîh namazı cemâatle kılınmağa başlandı). Sonra diğer bir gece yine Umer'in beraberinde mescide çıktım. İnsanlar okuyucu imamlarının namazına uyup namaz kılıyorlardı. Umer bu manzarayı görünce: "Ni'me'l-bid'atu hâzihi (= Şu terâvâhin böyle cemâatle kılınması ne güzel âdet oldu)" diye sevincini belirtti ve: "Fakat bu namazlarını gecenin sonuna bırakıp da bu namazdan sonra uyuyanlar, şimdi namaz kılanlardan daha faziletlidirler" sözünü de ilâve etti. Umer, terâvîhi gecenin sonunda kılmayı kasdediyor. İnsanlar ise terâvîhi gecenin evvelinde kılmakta idiler [4].

    3-...Peygamber'in zevcesi Âişe (R): Rasûlullah (S) geceleyin mesciddeki hücresinde iki yâhud üç gün namaz kıldı; insanlar da O'-nun namazına uyup cemâatle namaz kıldılar... İşte Rasûlullah'ın bu şekilde cemâatle namaz kıldırması hâdisesi, ramazân içindç vâki' oldu, demiştir [5].

    4-...Âişe (R) yeğeni Urve'ye şöyle haber vermiştir: Rasûlul­lah (S) bir gece, gecenin ortasında çıktı da mescıdde namaz kıldı. Bir takım insanlar da O'nun namazına uyup beraberinde namaz kıldılar. Sabah olunca insanlar geceleyin Peygamber'in mescidde namaz kıldırdığını konuştular.Bu haber yayılınca ertesi gece, birinci gecekilerden daha çok insan toplandı ve Peygamber'in beraberinde namaz kıldılar. Sabah olunca insanlar bunu yine aralarında konuşup yaydılar. Üçüncü gecede mescid halkı iyice çok oldu. Rasûlullah yine çıkıp namaz kıldı; insanlar da O'nun namazına uyup namaz kıldılar. Dördüncü gece olunca mescid, toplanan insanları almaktan âciz oldu.

    (Rasûlullah o gece namaza çıkmadı.) Nihayet sabah namazım kıldırmak için çıktı. Sabah namazını kıldırınca yüzünü cemâate karşı yöneltti ve hutbe başlangıcı olarak şehâdet kelimelerini söyledi, sonra "Amma ba'du" hitâb faslı ile başladığı hutbesinde bu gece namazına çıkmamasının gerekçesini şöyle açıkladı: "Şu muhakkak ki, sizin mescidde toplanmanız bana gizli olmamıştır. Şu kadar ki gece namazı üzerinize farz kılınır da sonra onun edasından âciz kalırsınız diye korktum" buyurdu.
    ez-Zuhrî: Nihayet Rasûlullah vefat etti. Ramazân namazı işi, evlerde kılınmak üzere devam edip durdu, dedi [6].

    5-...Bize İsmâîl ibn Ebî Uveys tahdîs edip şöyle dedi: Bana İmâm Mâlik, Saîd el-Makbûrî'den; o da Ebû Seleme ibn Abdirrah-mân'dan tahdîs etti ki, bu Ebû Seleme, Âişe(R)'ye:
    — Rasûlullah'ın ramazândaki gece namazı (kemmiyet ve keyfiyetçe) nasıl idi? diye sordu.
    Âişe de şöyle dedi: — Rasûlullah ne ramazânda, ne de ramazânın gayrı gecelerde onbir rek'at üzerine ziyâde eder değildi. Rasûlullah evvelâ dört rek'at kılardı. Artık o rek'atların güzelliğinden ve uzunluğundan sorma! Sonra dört rek'at daha kılardı. Bunların da güzelliğinden ve uzunlu­ğundan sorma! Sonra üç rek'at kılardı. Ben: Yâ Rasûlallah! Vitr na­mazını kılmadan önce uyur musun? diye sordum. Rasûlullah: "Yâ Âişe! Benim iki gözüm uyur, fakat kalbim uyumaz" buyurdu [7].

    2- Kadir Gecesinin Fazileti Ve Yüce Allah'ın Şii Kavlinin Beyânı Babı [8]
    "Gerçek biz onu (Kur'ân'ı) kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin (o büyük şerefini) sana bildiren nedir?
    Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Onda melekler ve rûh, Rabb Herinin izniyle, herbir iş için iner de iner. O gece,
    tan yeri ağarıncaya kadar bir selâmdır*9 (Kadr suresi 1-5)
    Sufyân ibn Uyeyne: Kur'ân'da bulunan "Mâ edrâke" sorularının cevâblarını Allah muhakkak haber verip bildirmiştir. "Ki ma yudrike" diye sorduğu suâllerinin öcevâblannı ise Allah Kur'ân'da bildirmemiştir, demiştir [9].

    6-.. Ebû Hureyre(R)'den; Peygamber (S) şöyle buyurmuştur: "Her kim ramazân orucunu- îmânı sebebiyle ve ecrini yalnız A ilah 'tan umarak tutarsa geçmiş günâhları mağfiret olunur. Ve yine her kim îmânından dolayı ve ecrini yalnız Allah'tan umarak Kadir gecesini ibâdetle geçirirse geçmiş günâhları mağfiret edilir" [10].
    Bu hadîsi ez-Zuhrî'den rivayet etmekte Süleyman ibnu Kesîr el-Abdî, Sufyân ibnu Uyeyne'ye mutâbaat etmiştir [11].

    3- Kadir Gecesinin Ramazânın Son Yedisi İçinde Aranması Babı

    7-...İbn Umer (R) şöyle demiştir: Peygamberin sahâbîlerinden bâzı kimselere Kadir gecesi ru'yâda ramazânın son yedi gecesi içinde gösterildi. Rasûhıllah (S) da sahâbîlerine: "Ben sizin ru'yâlarınızın ramazânın son yedi gecesi içinde birbirine uygun düşmüş olduğunu görüyorum. Artık kim Kadir gecesini aramaya çalışacaksa, onu ramazânın son yedi gecesi içinde arasın" buyurdu [12].

    8-...Ebû Seleme şöyle dedi: Ben Ebû Saîd'e sordum. O benim çok sâdık bir dostum idi.
    Ebû Saîd şöyle dedi: Biz Peygamber'-in beraberinde ramazânın ortasındaki on gün içinde i'tikâfa girmiştik.
    Rasûlullah yirminci günün sabahı (i'tikâf yerinden) çıktı da bize bir hutbe yaptı ve bunda şöyle buyurdu:

    "Bana (uykuda) Kadir gecesi (ne âid alâmetler) gösterildi. Sonra o bana unutturuldu -yâhud: Ben onû unuttum.- Sizler Kadir gecesini ramazânın son on günündeki tek sayılı gecelerde arayınız. Çünkü ben (ru'yâmda) kendimi su ve balçık çamuru içinde secde ediyor gördüm.
    Her kim Allah Elçisi'nin beraberinde i'tikâf ediyorsa, şimdi i'­tikâf yerine dönsün!"
    Bu hutbe üzerine biz i'tikâf yerimize döndük. Ve bizler gökte bir bulut parçası görmüyorduk. Derken bir bulut geldi ve (yirmibirinci gece şiddetli bir) yağmur yağdı. Hattâ mescidin tavanı (Peygamber'in secde yerine) aktı. Mescidin tavanı hurma çubuklarından idi. Sabah namazı kılındı. Ben Rasûlullah'ı su ve çamur içinde secde ediyor gördüm. Hattâ namazdan çıktığında Rasûlullah'ın alnında çamur izini gördüm [13].

    4- Kadir Gecesinin Ramazânın Son On Gününden Olan Tek Sayılı Geceler İçinde Aranması Babı [14]
    Bu bâbda Ubâde ibnu's-Sâmit hadîsi de vardır [15]

    9-...Âişe(R)'den (şöyle demiştir):
    Rasûlullah (S):
    "Sizler Kadir gecesini ramazânın son on günündeki tek gecelerde arayınız! buyurdu [16].

    10-... Ebû Saîd el-Hudrî (R) şöyle demiştir:
    Rasûlullah (S) ramazânda, ayın ortasındaki on günde i'tikâf eder idi.Geçen yirminci gecenin akşamı olup da yirmibirinci günü karşılayacağı zaman evine dönerdi. Beraberinde i'tikâf etmiş olanlar da evlerine dönerlerdi. Rasûlullah i'tikâf ettiği bir ramazân ayında, kendisinde evine dönmek âdetinde olduğu gece i'tikâf yerinde ikaamet etti ve insanlara bir hutbe yaptı da, bu hutbede, insani ara Allah'ın dilediği şeyleri emretti. Sonra şöyle buyurdu:
    "Ben şu ayın ortasındaki on günde i'tikâf ederdim. Sonra bana şu gelecek son on gün içinde i'tikâf etmekliğim fikri zahir oldu.
    Şimdi kim benim beraberimde i'tikâf ediyorsa i'tikâf ettiği yerde sabit olsun. Bu Kadir gecesi bana gösterilmişken sonra o bana unutturulmuştur. Artık siz onu son on içinde arayınız.
    Ve yine siz onu bu on içindeki her tek gecede arayınız. Ben (ru'yâda) kendimi bir su ve bir çamur içinde secde eder gördüm".
    İşte bu gece içinde gök boşandı, şiddetli yağmur yağdı. Mescid Peygamber'in secde yerine su akıttı. İşte bu yirmibirinci gecede gözüm gördü. Ben Peygamber sabah namazından döndüğünde kendisi­ne baktım. Peygamber'in yüzü çamur ve su ile dolmuş hâldeydi [17]

    11-...Âişe (R) şöyle demiştir:
    Rasûlullah (S) ramazânın son on günleri içinde i'tikâf eder ve "Kadir gecesini ramazândan son on gece içinde arayınız" buyururdu [18].

    12-...ibn Abbâs(R)'tan:
    Peygamber (S) şöyle buyurmuştur:
    "Siz Kadir gecesini ramazânın son onu içinde arayınız.Kadir gecesi ya ramazândan kalan dokuzuncu gecede, yâhud kalan yedinci gecede, yâhud kalan beşinci gecededir" [19].

    13-... İbnu Abbâs (R) şöyle demiştir:
    Rasûlullah (S):
    "O Kadir gecesi ya ramazânın son on günü içinde geçecek dokuzdadır yâhud kalan yedi içindedir" buyurdu [20].
    Bu hadîsi Eyûb es-Sahtıyânî'den ve Hâlid el-Hazzâ'dan; onlar İkrime'den; o da İbn Abbâs'tan "Kadir gecesini ramazânın yirmi-dördüncü gecesinde arayınız" lâfzıyle rivayet etmesinde Abdulvahhâb da Vuheyb'e mutâbaat etmiştir [21].

    5- İnsanların Kavga Etmeleri Sebebiyle Kadir Gecesinin Ta'yîni Bilgisinin Kaldırılması Babı [22]

    14-... Bize Enes ibn Mâlik (R) tahdîs etti ki, Ubâde ibnu's-Sâmit (R) şöyle demiştir:
    Peygamber (S) Kadir gecesini bizlere haber vermek üzere (hücresinden) çıktı.
    Derken müslümânlardan iki kişi kavga ettiler. Bunun akabinde Peygamber: "Ben sizlere Kadir gecesini haber vermek üzere çıkmıştım. Fulan ile fulan kimseler birbirleriyle kavga ettiler de (Kadir gecesinin ta'ymine âid olan bilgi kalbimden) kaldırıldı [23].
    Belki de sizler için bu daha hayırlıdır. Artık sizler Kadir gecesini (yirmiden sonraki) dokuzuncu veya yedinci veya beşinci gecelerde arayınız" buyurdu [24].
    6- Ramazânda Son On İçinde Sıkı Çalışmak Babı
    15-..Âişe (R) şöyle demiştir:
    (Ramazânın son) onu girince Peygamber (S) izârım sağlamca bağlar, gecesini (ibâdetle ihya eder, ehl ve ailesini de (ibâdet için) uyandırırdı [25]**[6]**




       Kaynak:
    [1]:Sunen-i Tirmizi:Tercüme Abdullah Parlıyan:Oruc Bölümü..:BÖLÜM: 1 RAMAZAN AYININ DEĞER VE KIYMETİ
    [2]:Muvahhid-1.16 İslami Kütüphane siyer-i nebi ve hadis..:Riyazi'üs salihin..:
    [3]:Sunen-i Tirmizi:Tercüme Abdullah Parlıyan:Oruc Bölümü..:bölüm: 73 Rasûlullah (s.a.v.), Ramazan’ın son on gününde ne yapardı?
    [4]:Kütübüssitte7300..:Namaz..:Kunut
    [5]:Kütübüssitte7300..:Namaz Bölümü..:RAMAZANDA GECE KALKIŞI TERAVİH NAMAZI
    **[6]** :Darul Kitap İslam Ansiklopedisi-Hadis-Hadis Kitapları-Sahihler-Sahihi Buhari.::Teravih Namazı Kitabı..:Çeviren: Mehmed Sofuoğlu-Ötüken Neşriyat
    Mütercim Mehmed Sofuoğlu'un Açıklamaları Ve Kaynakları
    [1] Terâvîh,Tervtha'mn cem'idir. Tervîha, teslime vezninde, ramazân gecelerine mahsûs olan namazın.her dört rek'atına isim olmuştur. Bu, Rahat kelimesinden tef İledir,selâmdan teslime gibi merre vahidedir.İki selâm verme arasında bir mikdâr rahat ve İstirahat olunduğundan böyle isimlendirilmiştir (Kaamûs Ter.).
    Tervîha aslında iki selâmdan sonraki oturuşun ismidir. Ve her dört rek'ata mecazen tervîha denilmiştir. Bu suretle tervîha şer'î ıstılahlar sayısına girmiştir. "Terâvîh namazı" ta'bîrinin sahâbîler zamanından beri kullanıldığı İbn Abbâs'ın bir hadîsiyle sabit oluyor.

    [2] Âlimler bu hadîslerdeki "Ramazân kıyâmı"ndan maksadın, ramazân namazı olduğunu yânî az olsun, çok olsun; ramazân gecelerinde kılınan terâvîh namazı olduğunu belirtmişlerdir.
    inanarak ve (âhiret sevabını) umarak ramazân ibâdetini yerine geti­ren kimsenin geçmiş günâhları mağfiret olunur".

    [3] Yânî bu ramazân namazı, diğer deyişle terâvîh namazı işi, Peygamber'in sağlı-ğındaki iki üç gecelik uygulama müstesna, Peygamber'in hayâtında Ebû Bekr'­in halifeliğinde ve Umer'in halifeliğinin baş kısmındaki müddet içinde, isteyen herkesin bu namazı kendi basına cemâatsiz olarak kılması suretiyle devam edip geldi. Sonra Umer bu namazın cemâatle kılınması âdetini getirdi.

    [4] Umer'in "Bu terâvîhin cemâatle kılınması ne güzel âdet oldu" sözü, teravihin cemâatle kılınmasını teşvîki ve buna rağbetlendirmeyi ihtiva etmektedir. Çün­kü Arapça'da Ni'me lâfzı, bir medh fiilidir.
    Umer'in yeniden uygulamaya konulan bu güzel âdeti bid'.at diye ta'bîr et­mesi, bu namazın Peygamber'in sağlığında ve Ebû Bekr'in halifeliği zamanın­da cemâatle kılınmasına devam edilmemiş olmasından; yâhud gecenin evvelinde kılınmış olmasından; veya rek'at sayısının en sahîh rivayete göre ziyâde edilmiş olmasından dolayıdır.
    Bid'at, aslında Rasûlullah zamanında mevcûd olmayan dînî bir İşi yeniden îcâd etmekten İbarettir. Terâvîh namazının cemâatle kılınması ise bid'atin bu umûmî ma'nâsına elbette dâhil değildir. Çünkü Namaz Kitâbi'nda geçtiği ve biraz sonra da yine geleceği gibi Peygamber (S) bu namazı hayâtında iki, üç gece ce­mâatle kıldırmıştır. Sonra bir gerekçe ileri sürüp cemâatle kıldırmayı terketmiş ve herkesin yalnız olarak evinde kılmasını tavsiye etmiştir.
    Umer zamanında Ubeyy ibn Ka'b'ın imamlığı arkasında cemâatle kılınan bu terâvîh namazının kaç rek'at kılındığı bildirilmemiştir. Bu rek'atların sayısı hakkında ayrı ayrı görüşler vardır. Muvatta'da, Muhammed ibn Yûsuf'tan; o da es-Sâib ibn Yezîd'den bu namazın onbir rek'at; diğer bir rivayette onüç rek'­at olduğu rivayet edilmiştir. Bu hadîsi Abdurrazzâk da d"iğer bir tarîkten olmak üzere yirmibir rek'at olarak rivayet etmiştir. Yİrmiüç rek'at, otuz üç rek'at gibi diğer rivayetler de vardır. İbn İshâk: Onbir ve onüç rivayetleri bu hususta işit­tiklerimin en sabit olanıdır. Bu sayı, Âişe'nin, Peygamber'in gece namazı hak­kındaki hadîsine de muvafık olandır, demiştir (Fethu'l-Bârî).

    [5] Hadîsin bâb başlığına delîlliği meydandadır. Çünkü hadîs terâvîh hakkındadır. Buhârî bu hadîsi Teheccüd Bâbları, "Peygamber'in gece ibâdetine teşvîki bâ-bı"nda tam olarak zikretmişti. Burada o hadîsin sâdece baş ve son fıkralarını alıp, çok kısaltılmış olarak getirmiştir. Hadîsin sonundaki "Bu ramazân içinde idi'' fıkrası, bu kılman namazın ramazândaki gece namazı, yânî terâvîh namazı olduğunu işaret etmektedir.

    [6] Hadîsin bâb başlığına delîüiği bundan önceki hadîsin delâleti gibidir. Bu hadîs buradaki isnâd ve metnin aynısıyle Cumua Kitabı, "Hutbede senadan sonra Am­ma ba'du diyen kimse bâbı"nda geçmişti.
    Peygamber'in gece namazına mescidde cemâatle devam edilmesine müsâa­de etmeyip, bu suretle özür beyân etmesi, ümmetine olan rahmet ve re'fetinin kemâlini gösteren açık delillerden biridir.

    [7] Hadîsin bâb başlığına delîlliği "Rasûlullah ne ramazânda ne de gayrında onbir rek'at üzerine ziyâde etmezdi" sözünden alınır. Bu hadîs Teheccüd Kitabı, "Pey­gamber'in ramazâzanda ve gayrısmda kıldığı gece namazı bâbı"nda da geçmiş­ti. Peygamber'in gece namazının rek'at sayısı hakkında Âişe ve İbn Abbâs'tan gelen bu en kuvvetli rivayetlere göre, Peygamber'in kıldığı sekiz rek'atm rama­zândaki teravihi, diğer gecelerde ise teheccüd namazı olduğu sabit oluyor..
    Ebû Seleme, ramazânın şeref ve faziletinden dolayı Peygamber'in rama­zândaki teheccüd namazının keyfiyyet ve kemmiyetinde bir değişiklik olabile­ceğini tahmîn ederek, Âişe'den yalnız ramazândaki gece namazını sormuştu. Fakat Âişe, sorucuda hiç şübhe bırakmamak İçin Peygamber'in hem ramazân­daki, hem ramazândan başka gecelerdeki namazına teşmîl ederek cevâb vermiştir. Âişe'nin verdiği bu cevâbda, Peygamber'in ne ramazânda, ne diğer gecelerde kıldığı gece namazlarında onbir rek'attan fazla kılmadığını bildirmiştir. Bu he-* sâbda üç rek'at vitr namazı dâhil bulunduğundan, Peygamber'in kıldırdığı te-râvîh namazının sekiz rek'attan İbaret olduğu anlaşılır.
    îbn Hıbbân ile îbn Huzeyme'nin Sahih Merinde Câbir (R)'den, Rasûlullah'ın sahâbîler ile sekiz rek'at terâvîh, sonra da vitr namazı kıldıklarını rivayet etmiş­lerdir: (Tecrîd Ter., IV, 86-87).
    Âişe'nin "Onların güzelliğinden ve uzunluğundan sorma!" demesi, Pey­gamber'in Allah huzurundaki hudû' ve huşû'unun bu rek'atların hepsinde de­vam edip uzadığının ifadesidir. Bu o kadar açık idi ki, bunu ne senin sormana, ne de benim cevâb vermeme luzûm yoktur, demiş oluyor.
    Bu hadîsteki "Rasûlullah dört rek'at kıldı" sözünden, nafile olan gece na­mazında bir selâm ile döFt rek'at kılmanın efdallığı sabit oluyor. Ebû Hanîfe'-nin mezhebi için bu hadîs en kuvvetli hüccettir.
    "Sonra üç rek'at kılardı" sözü de Hanefîler için vitr namazının bir selâm ile üç rek'at olduğuna en sarih hüccettir. Gerçi vitr bahsinde de geçtiği üzere Peygamber'in bir rek'at ile de vitr kıldığı sahîh rivayet ile sabit olmuştur. Fakat Hanefîler bu bir rek'atın, kendisinden önceki iki rek'atı tekleştirdiğine kaani'-dirler.
    Hadîsin son fıkrası uyku ile Peygamber'in abdestinin bozulmadığını isbât etmektedir (Keza, IV, 143-145).

    [8] Dünyâ ve âhiretin bütün hayırlarını cami olan Kur'ân bu gecede indirildiği; bunda yapılan ibâdet ve hayırların bereketi-yönünden içinde kadir gecesi bulunmayan bin aydan hayırlı olduğu; "Her hikmetli iş, tarafımızdan sâdır olan bir emr ile onda ayrı/ir "(ed-Duhân:4) âyeti gereğince gelecek seneye kadar cereyan edecek herşey hakkındaki Allah'ın ezelî kaza ve takdiri bunda meleklere izhâr ve teblîğ olunduğu için (yânî bu kadar değerleri ihtiva ettiği İçin) bu geceye Kadir Gecesi ismi verilmiştir.
    Yine gece, bu kadar azamet, değer ve faziletleri hâiz bulunduğu için Kur'­ân'da onun adiyle ve onun meziyetlerini bildiren müstakil bir sûre İndirilmiştir. İşte içinde ismi ve ihtiva ettiği büyük değerleri ayrı ayrı zikredildîği için Buhârî bu sûreyi tam olarak başlıkta getirmiş ve böylece gecenin büyük fazl ve ölçüye sığmaz değerini Kur'ân'la delili endir mistir.

    [9] Sufyân ibn Uyeyne'den olan bu ta'lîki Muhammed ibn Yahya ibn Ebî Umer, kendi îmân Kitâbı'nda senediyle mevsûlen. rivayet etmiştir.

    [10] Hadîsin başlığa delîlliği "Men kaame leylete'l-kadiri..." ifâdesİndedir. Kadir gecesinde kaaİm olmak yalnız namazla değil, diğer ibâdet nevi'leriyle de olur. Kur'ân okunur, duâ edilir, ilmî çalışmalar yapılır. Bunların hepsi Kadir gece­sinde İbâdetle kaaim olmakta dâhildir.

    [11] Bu mutâbaatı ez-Zuhlî, ez-Zuhriyyât isimli eserinde mevsûlen rivây« etmiştir.

    [12] Hadîsin son fıkrası bâb başlığına delîlliğe uygun düşmüştür

    [13] Hadîsin başlığa delîlliği "Kadir gecesini ayın son on günü içinde arayın?" kav-, ündedir. Buhârî bu hadîsi Sahîh 'inin birçok yerlerinde getirmiştir. Bu yerlerden biri Salât Kitabı, "Çamur içinde burun üzerine secde etmek bâbı"dır.
    Müslim'deki bu Ebû Saîd hadîsinin yine Ebû Seleme'den gelen rivayet ta­rîkinde daha fazla bilgiler vardır: Ebû Saîd şöyle demiştir: Rasûlullah (S) rama-- zânın ilk on gününde i'tikâf etti. Sonra ortadaki on günde keçeden yapılmış bir Türk çadırında i'tikâf etti. Kapı yerinde bir hasır bulunuyordu. Ebû Saîd dedi ki: Rasûlullah bu hasırı eliyle aldı, çadırın bir tarafına koydu. Sonra başını dışan çıkardı. Mescidde bulunan kimselere söz söylemeye başladı. İnsanlar Rasû-lullah'a yaklaştılar. Şöyle buyurdu: "Ben şu Kadir gecesini arayarak ilk on günde i'tikâf etmiştim. Sonra ortadaki on günde i'tikâfa devam ettim. Sonra bana ge­len melek geldi ve bana: Kadir gecesi son on gündedir, denildi. Benimle beraber i'tikâfta bulunanlar dilerlerse son on günde de i'tikâf etsinler!" buyurdu. Bu­nun üzerine insanlar Rasûlullah'la i'tikâfa girdiler. Rasûlullah: "Kadir gecesi bana tek gecede gösterildi..." buyurdu... Hadîsin buradan aşağısı Buhârî'deki rivayetin aynıdır.

    [14] Bu başlıkta Kadir gecesinin ramazâna mühasır olmasının, sonra ramazândan son on gece içinde olmasının, sonra da tek geceler içinde olmasının râcihliğine işaret vardır. Kadir gecesi hakkında gelen haberlerin toplamının delâlet etmek­te olduğu da bundan ibarettir (Ibn Hacer).

    [15] Yânî bu başlığa delîl olacak hadîsler arasında Ubâdetu'bnu's-Sâmit (R)'in riva­yet ettiği hadîs de vardır. Bu Ubâde hadîsi bundan sonraki bâbda gelecektir.

    [16] Hadîsin başlığa delîlliği meydandadır.

    [17] Başlığa delîlliği "Onu son on içinde arayınız....'" kavimdedir. Bu hadîs, bun­dan önceki bâbda da biraz farklıca ve kısa bir metin ile geçmişti

    [18] Başlığa delîlliği meydândadır.

    [19] Arabça yazışmada usûl, ayın onbeşİne kadar günlerin sayısı olduğu gibi yazılır. Fakat onbeşinden sonraki yarım ayda, ayın sonuna kaç gün kaldıysa yazma tâ­rihinde o zikredilir. Meselâ ramazânın yirmibeşinci günü tesbîti arzu edilen bir hâdiseye "ırtüj ö? ^£ !rr^- J, £j= Ramazânın bitimine beş gün kala vâki' oldu" denir. Bu hadîslerdeki târihler de böyledir. Binâenaleyh Kadir gecesini yirbirinci, yirmiüçüncü, yirmibeşinci gecelerde arayınız demek olur.

    [20] Son ondan dokuz gece geçtiğine göre ramazânın yirmidokuzuncu gecesi olur. İkinci fıkrada iki ihtimâl vardır: Ramazânın yirmiüçüncü gecesi olmak yâhud yirmiüçüncü geceden ramazânın sonuna kadar geri kalan yedi geceden gayrı mu­ayyen bir gecede bulunmak (Kirmanı).

    [21] Bu mutâbaatı Ahmed ibn Hanbel ile îbnu Ebî Umer kendi müsnedlerinde mevsûl olarak getirmişlerdir.
    Bu mutâbaa hadîsinin burada zikredilmesi müşkil sayılmıştır. Çünkü baş­lık tekler İçin, bu İse çifttir. Bu müşkile şöyle cevâb verildi: Enes: "Peygamber (S) yirmiüçüncü ve yirmidördüncü geceleri de araştırırdı" hadîsini rivayet etti. Yânî Peygamber Kadir gecesini kalan yedi gece içinde arardı. Eğer ay tamam ise Kadir gecesi yirmidördüncü gecedir; nakıs ise yirmiüçüncü gecedir. Belki İbn Abbâs bu yirmidört ile sâdece ihtiyatı kasdetmiştir.
    Bir de bununla murâd yirmidördün tamâmında arayınız demektir ki, o da yirmibeşinci gecedir, denildi.
    Buhârî rahmetli çok kerre bir başlık zikreder ve onun beraberinde, başlıkla arasında en küçük münâsebet bulunan muhalif haberi de sevkeder. Bunu asıl hadîsin muhalifinin de sabit olduğunu bildirmek için yapar (Kastallânî).

    [22] el-Lahvu, mahv vezninde, birinci bâbdan, bir adama sövmek ma'nâsmadır; bi­rinci bâbdan ve ağacın kabuğunu soymak ma'nâsmadır. el-Lıhye, sakala denir. ei-Lahy, lâm'm fethi ve hâ'mn sükûnuyle çene ke­miğine denir ki, sakal biten yerdir.
    el-Mutâhat ve el-Lİhâ': Münazaa ve mücâdele eylemek ma'nâsmadır (Kaamûs Ter.).

    [23] Unuttum demektir. Nitekim bu hadîsin diğer rivayetinde " ı^-ii = Kadirin hangi gece olduğunu unuttum" buyurulmuştur

    [24] Kadir gecesinin gizlenmesi hikmeti: Allah bir takım işleri, bir takım gizli masla­hatlardan dolayı gizlemiştir. Kadir gecesini, senenin bütün gecelerinde gizlemiştir. Tâ ki mü'minler bu mübarek geceye tesadüf etmek için her geceyi ganimet bil­sinler de ibâdetle ihya etmeye, hiç olmazsa akşam ve yatsı namazlarını cemâatle kılmağa çalışsınlar. Cumuanm her saatinde mütefekkir ve şuurlu bir hâlde bu­lunsunlar diye cumua gününde icabet saatini gizlemiştir. Orta namazı beş vakit namaz içinde; İsmi A'zam'ı şâir İlâhî isimler arasında; ilâhî rızâyı bütün tâat ve ibâdetler içinde gizlemiştir. Kıyametin kıyamı, ölüm zamanı gibi daha bir ta­kım şeyleri âid oldukları eşya arasında gizlemiştir. Hepsinde müşterek bulunan gaye, mü'minleri Allah'a mukaddes vazifelerine ve dînî vecîbelerine daimî bağ­lı bulundurmaktır (Tuhfetu'l-Merdiyye). ( = Hakk'ın tecellî edip yaklaştığı bütün geceler birer Kadir gecesidir. Nitekim bütün buluşma günleri birer toplanma günüdür" (İbnu Fârid). Bir Özetleme; Buraya kadar geçen hadîslerle daha başka hadîslere dayanan âlimler Kadir gecesini ta'yîn hususunda değişik tahminler ileri sürmüşlerdir. Ramazânın 1, 17, 18, 19, 21, 23, 25, 27, 29, 30'uncu günlerinden herbirine tutunanlar vardır. Bâzılan ramazanın tek gecelerinde, bâzıları da bütün gecelerinde aranmalıdır de­mişlerdir. Bâzısı bütün senenin belli olmayan bir gecesinde olabilir, demiştir. ^ Râfızîler'den bir taife İse Kadir gecesinin tamâmıyle kaldırıldığını iddia etmiş­tir. Şübhesiz bu sonuncu iddia bunca sahîh hadîslerle reddedilmiştir.
    Halkın Kadir gecesi ramazânın 27'inci gecesidir diye i'tikaadma gelince, bu, Kadir gecesi hakkında âlimlerin görüşlerinden sâdece birisidir ve sâdece bir tahmindir, kat'iyet yoktur.
    Sahîh hadîslerde ramazânın mahdûd ve muayyen günlerinde aranması tav­siyeleri ise bu hadîslerin söylendiği zamanlara, günlere mahsûs tahmînleri işa­retlenmektedirler.

    [25] Metindeki "izârı sağlamca bağlamak" ta'bîri, ibâdet için ciddî bir çalışma ve gayret sarfetmeden kinayedir. Bâzı âlimler bu ta'bîri kadınlara yaklaşmaktan, çekinme ma'nâsıyle tefsir etmişlerdir.
    Bu gecelerde ibâdete, nafile ve bilhassa kazaya kalan borç namazları öde­meye, Kur'ân okumaya, ders okuyup okutmaya, Allah'ı çok zikretmeye, duâ etmeye husûsî bir gayret ve çalışma yapılmalıdır.
    Bir hadîste mü'minlerin anası Âişe (R) şöyle demiştir:
    Ben Rasûlullah(S)'a
    — Yâ Rasûlallah! Kadir gecesine tesadüf edip bilirsem onda nasıl duâ ede­yim? diye sordum.
    Rasûlullah (S):
    — "Kul Allahumme inneke afavvun, tuhıbbu'l-af vefa'fuani" Yâ Allah şübhesiz ki sen çok affedicisin, affı seversin. O hâlde beni de affeyle!) de" buyurdu (Tirmizî).









  • Konularına Göre Hadis Meali veya Konularına Göre Hadis Fihristi Okuyabilir, bilgisayarınıza indirebilir ("RAR" İndir Linki), ödev ve tezlerinizde kullanabilir ve siteyi referans göstermek ve değiştirmemek koşuluyla site ve bloglarınızda yayınlayabilir ve kopyalayıp, çoğaltabilirsiniz. v..d.. Download / İndirdikten Sonra Üçretsiz Dağıtabilirsiniz..

    En iyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir   Eraykitap ilmin kisa yolu

  • سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
  • Tirmizî’nin bir rivayeti şöyledir: 2663- Ebû Rafî (r.a.)’den rivâyete göre, -başkaları bu hadisi merfu olarak rivâyet ettiler şöyle demiştir: “Dikkat edin! Sizden birinizi; emrettiğim veya yasakladığım konulardan birisi kendisine ulaşınca koltuğuna yaslanmış durumda iken, bilmiyorum Allah’ın kitabında ne bulursak ona uyarız (hadisleri tanımayız derken) bulmayayım.

    İLİM BÖLÜMÜ / BÖLÜM: 10 Ø HADİSLERİ İNKAR EDENLER DE OLACAK MI? HADİS NO: 2663 / DEVAMI İÇİN BKZ...