Hadis-i Şerifi inkar edenler için / Koltuğuna Kurulan Karnı Tok Bir Adamın
“Şunu iyi biliniz ki, bana Kur'an-ı Kerim ile birlikte onun bir benzeri de verilmiştir.
(Bu konuda) dikkatli olun; (çünkü) koltuğuna kurulan tok bir adamın ‘Size sadece şu Kur'an lazımdır, onda bulduğunuz helali helal, haramı da haram kabul ediniz yeter!’ diyeceği
(günler) yakındır...” Bu hadis-i şerif -farklı nüanslarla - kütübü sitte ve diğer bazı kaynaklarda geçmektedir
Ebu Davud, Sünnet, 5(6), İmaret,33; Tirmizî, İlim, 10; İbn Mace, Mukaddime, 2; Darimî, Mukaddime,49; Ahmed b. Hanbel, 2/367, 4/131-132, 6/8)
İLİM BÖLÜMÜ / BÖLÜM: 10 Ø HADİSLERİ İNKAR EDENLER DE OLACAK MI? HADİS NO: 2663
ET TAHİYYAT - TEŞEHHÜD -
Et Tahiyyata Oturduğumuzda veya Teşehhüd Oturduğumuz zaman okunacak Duaları
★ ⇒ et Tahiyyatu (Teşehhüd de) Okunacak Dualar Günlük Yapılması ve Ezberlenmesi Gereken Dua ve Zikirler ⇒ et Tahiyyatu ve Sonra Okunacak Dualar
Et Tehiyyatü Duasının Arapçası
اَلتَّحِيَّاتُ لِلَّٰهِ وَالصَّلَوَاتُ وَالطَّيِّبَاتُ؛ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ اَيُّهَا النَّبِىُّ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ؛ اَلسَّلاَمُ عَلَيْنَا وَعَلَى عِبَادِ اللهِ الصَّالِحِينَ؛ اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللهُ وَاَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ
Ettehiyyatü Duasının Latince Okunuşu
"Et Tehiyyâatü lillâahi vessalevâatü vettayyibâatü esselâamü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetüllâahi ve berakâatühüü esselâamü aleynâa ve alâa ibâadillâahis salihiyn. Eshedü ellâa ilâahe illallâah ve eshedü enne Muhammeden abdühüü ve rasüülüh."
Et Tehiyyatü Duasının Türkçe Manası
"Her türlü kavlî, bedenî ve mâlî ibâdetler Allâh'a mahsustur.
Ey sâni yüce Peygamber, selâm ve Allâh'in rahmetiyle bereketleri senin üzerine olsun ve selâm bizlere ve Allâh'in sâlih kullarina olsun.
Ben sehâdet ederim (yakînen bilirim) ki, Allâh'tan baska hiçbir ilâh yoktur. Ve şehâdet ederim ki Muhammed Allâh'in kulu ve Resûlüdür."
(Buhârî, “Eźân”, 148, 150 ⇒ Müslim, “Śalât”, 55) ⇒ Nesâî, İftitah: 193 ⇒ İbn Mâce, İkame: 24
Resulullah (s.a.v.) ikinci rekâtı bitirdikten sonra teşehhüd için otururdu.
Kıldığı namaz,sabah namazı gibi iki rekâtlı bir namazsa, iki secde arasında oturduğu hâl üzere sağ ayağı dikip, sol ayağı da yatırarak üzerine otururdu.”[1]
Aynı şekilde üç veya dört rekâtlı namazların da “birinci teşehhüdünde bu şekilde otururdu.”[2]
Namazını düzgün kılmayan kişiye bu şekilde yapmasını emretmiş ve ona şöyle demiştir:
“Namazın ortasında oturduğun zaman eklemlerin sükûnet bulup yerine yerleşecek şekilde otur.
Sol uyluğunu yatırarak üzerine otur, sonra teşehhüdü oku.”[3]
Ebû Hüreyre (r.a.) şöyle demiştir:
“Dostum Resulullah, bana köpek oturuşu gibi oturmamı yasakladı.”[4]
Başka bir hadiste ise şöyle gelmiştir:
“Resulullah (s.a.v.), şeytan ökçesi oturuşunu yasakladı.”[5]
“Resulullah(s.a.v.) teşehhüd için oturduğu zaman sağ avucunu sağ uyluğunun (bir rivayette: sağ dizinin) üstüne, sol avucunu da sol uyluğunun (bir rivayette: sol dizinin) üstüne koyar, [üstünde yayardı].”[6]
“Sağ dirseğinin iç kısmını[7] sağ bacağının üzerine koyardı.”[8]
“Namazda sol eli üzerine dayanarak oturan bir adamı bu şekilde oturmaktan men etmiş ve şöyle buyurmuştur:
“Bu, yahudilerin namazıdır.”[9]
Başka bir rivayette:
“Bu şekilde oturma; bu azap olunanların oturuşudur.”[10]
Diğer bir rivayette: “Bu, gazaba uğramış olanların oturuşudur.”[11]
Teşehhüdde Parmağı Hareket Ettirmek
“Resulullah (s.a.v.) sol elini sol dizinin üstüne yayar, sağ elinin parmaklarını kapatır, şehadet parmağıyla kıbleye doğru işaret eder ve gözünü ona dikerdi.”[12]
“Resulullah (s.a.v.) parmağıyla işaret ederken başparmağını orta parmağının üzerine koyar,”[13]
bazen “bu iki parmağını halka yapardı.”[14]
“Parmağını kaldırınca hareket ettirerek, dua ederdi.”[15]
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kesinlikle bu, şeytana demirden daha ağır gelir.”[16] Resulullah (s.a.v.) “bu” sözüyle şehadet parmağını kastediyordu.
“Resulullah’in ashabı da birbirlerine bu konuda (yani dua ederken parmakla işaret etme konusunda) serzenişte bulunurlardı.”[17]
“Resulullah(s.a.v.) her iki teşehhüdde de bu şekilde yapardı.”[18]
“Resulullah (s.a.v.) bir adamın iki parmağıyla işaret ederek dua ettiğini görünce:
“Tekle, [tekle]!” buyurdu [ve şehadet parmağını gösterdi].”[19]
Birinci Teşehhüdün Vücûbu ve Burada
Dua Etmenin Meşruluğu
“Resulullah(s.a.v.) her iki rekâtta[20] da “Ettehiyyâtü” duasını okurdu.”[21]
“Oturduğu zaman ilk sözü “Ettehiyyâtü lillahi...” duası olurdu.”[22]
“İlk iki rekâtta[23] teşehhüd yapmayı unutacak olursa, sehiv secdesi yapardı.”[24]
Bu şekilde yapılmasını emreder, şöyle buyururdu:
“Her iki rekâtta bir oturduğunuzda “Ettehiyyâtü...” deyiniz.
Herkes, en çok sevdiği dua hangisi ise [onunla] Allah’a dua etsin.”[25]
Bir rivayet de şöyle gelmiştir:
“Her oturuşta “Ettehiyyâtü...” deyiniz.”[26]
Biraz önce geçtiği üzere Resulullah (s.a.v.) namazını düzgün kılmayan kişiye de bu duayı yapmasını emretmiştir.
“O (s.a.v.), Kur’an’dan sûre öğretir gibi ashabına teşehhüdü de öğretmiştir.”[27]
“Sünnet olan; teşehhüdü gizli okumaktır.”[28]
Kaynak:
[1]:Nesâî, (1/173), sahih senedle rivâyet etmiştir. [Tirmizî, Salat 218 (292), c.1, s.212; Nesaî, İftitah 187 (1159), c.1-2, s.652-653; İbn Mâce, İkametü's-salât 22 (893), c.3, s.142; Ebû Dâvud, Salât 175-176, 176-177 (957,959, 967), c.3, s.505-506, 507, 513-514. Mütercim]
[2]:Buhârî, Ebû Davud.[Buhârî, Sıfatü's-salat 64 (95), c.2, s.816; Müslim, Salat 240 (498), c.3, s.1486; Ebû Dâvud, Salât 115-116 (731), c.3, s.123. Mütercim]
[3]:Ebû Davud ve Beyhakî sahih senedle rivâyet etmiştir.[Ebû Dâvud, Salât 143-144 (860), c.3, s.356. Mütercim]
[4]:Tayâlisî, Ahmed ve İbn Ebû Şeybe. Bkz.: Bu kitap, s.131, dipnot: 4. Bu oturma şekli hakkında Ebû Ubeyde ve başkaları şöyle demişlerdir:
“Bu, köpeğin yaptığı gibi, kalçalarını yere yapıştırıp, ayaklarını dikmek ve ellerini yere koymak sûretiyle oturmaktır.”
Ben diyorum ki: Bu, daha önce geçtiği üzere, iki secde arasında yapılan meşru oturma şeklinden farklıdır.
[5]:Müslim, Ebû Avâne ve başkaları rivâyet etmiştir. Hadis, “el-İrvâ”da (316) tahriç edilmiştir.[Müslim, Salat 240 (498), c.3, s.1486. Mütercim]
[6]:Müslim, Ebû Avâne.[Müslim, Mesâcid 115-116 (580), c.3, s.1685-1686; Nesaî, Sehv 32-33 (1266-1267), c. 3-4, s.55-56; Ebû Dâvud, Salât 180-181 (988), c.4, s.38-39. Mütercim]
[7]:Bundan Hz. Peygamber'in (s.a.v.), dirseğini yanından uzak tutmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim İbn kayyim de "Zâdü'l-meâd" adlı kitabında bunu bu şekilde açıklamıştır.
[8]:Ebû Davud ve Nesâî sahih senedle rivâyet etmiştir.[Nesaî, İftitah 11 (889), c.1-2, s.531, Sehv 31, 34 (1265, 1268), c.3-4, s.34, 56; Ebû Dâvud, Salât 114-115, 175-176 (726, 957), c.3, s.114-115, 505-506. Mütercim]
[9]:Beyhakî, Hâkim. Hâkim hadisin sahih olduğunu söylemiş; Zehebî de bu görüşünde ona katılmıştır. Bu ve bir sonraki hadis “el-İrvâ”da (380) tahriç edilmiştir.
[10]:Ahmed ve Ebû Davud sahih senedle rivâyet etmiştir.[Ebû Dâvud, Salât 181-182 (994), c.4, s.45. Mütercim]
[11]:Abdürrezzak rivâyet etmiştir. Abdülhak “el-Ahkâm” adlı kitabında (1284, tahkiki bana aittir) hadisin sahih olduğunu söylemiştir.
[12]:Müslim, Ebû Avâne, İbn Huzeyme. Humeydî “el-Müsned” (1/131) adlı kitabında ve aynı şekilde Ebû Ya’la, sahih senedle İbn Ömer’den şu ziyadeyle rivâyet etmişlerdir: “Bu şeytanın inlemesidir. Onun bu hâline aldanmayın.” Humeydî de namazda parmağını hareket ettirirdi. O şöyle demiştir: Müslim b. Ebû Meryem bana dedi ki: “Bana bir adam, Şam’da bir kilisede, namaz kılan peygamberlere ait resimler gördüğünü ve bu resimlerde de peygamberlerin parmaklarını bu şekilde tuttuklarını gördüğünü anlattı.”
Ben diyorum ki: Bu ilginç ve hoş bir nüktedir. Bu adama kadar senedi de sahihtir.[Müslim, Mesâcid 112-116 (579, 580), c.3, s.1685-1687; Nesaî, İftitah 188 (1060), c.1-2, s.653; Sehv 39 (1275), c.3-4, s.59; Ebû Dâvud, Salât 180-181 (990), c.4, s.41. Mütercim]
[13]:Müslim, Ebû Avâne.[Müslim, Mesâcid 113 (579), c.3, s.1686. Mütercim]
[14]:Ebû Davud, Nesâî, İbnü’l-Cârûd “el-Müntekâ” (208), İbn Huzeyme (1/86/1-2) ve İbn Hibbân “es-Sahih” (485) adlı kitaplarında sahih senedle rivâyet etmişlerdir. İbnü’l-Mulakkin hadisin sahih olduğunu söylemiştir. Hadisin İbn Adiy’de de (1/287) bir şahidi vardır. Osman b. Mukassim hadisin ravisi hakkında şöyle demiştir: “Zayıftır, hadisi yazılır.”[Nesaî, İftitah, 11 (889), c.1-2, s.531, Sehv 31, 34 (1265, 1268), c.3-4, s.34, 56; Ebû Dâvud, Salât 114-115, 175-176 (726, 957), c.3, s.114-115, 505-506. Mütercim]
[15]:Ebû Davud, Nesâî, İbnü’l-Cârûd “el-Müntekâ” (208), İbn Huzeyme (1/86/1-2) ve İbn Hibbân “es-Sahih” (485) adlı kitaplarında sahih senedle rivâyet etmişlerdir. İbnü’l-Mulakkin hadisin sahih olduğunu söylemiştir. Hadisin İbn Adiy’de de (1/287) bir şahidi vardır. Osman b. Mukassim hadisin ravisi hakkında şöyle demiştir: “Zayıftır, hadisi yazılır.”
Hadiste geçen “dua ederdi” sözü hakkında İmam Tahâvî şu açıklamayı yapmıştır: “Bu ifade, parmağı hareket ettirmenin namazın sonunda yapıldığını göstermektedir.”
Ben diyorum ki: Bu hadis, namazda işaret ve parmağı hareket ettirmeyi, selâm verene kadar sürdürmenin sünnet olduğunu göstermektedir; çünkü dua selâmdan öncedir. Bu Malik ve başkalarının görüşüdür. İmam Ahmed’e: “Kişi namazda parmağıyla işaret eder mi?” diye soruldu, o kuvvetli bir vurguyla şöyle dedi: “Evet.” İbn Hânî de “el-Mesail” adlı kitabında (s.80) İmam Ahmed’den nakletmiştir.
Ben diyorum ki: Buradan, teşehhüdde parmağı hareket ettirmenin, Hz. Peygamber (s.a.v.)’den gelen bir sünnet olduğu anlaşılmaktadır. İmam Ahmed ve başka hadis bilginleri bu sünnetle amel etmişlerdir. Bu sebeple bu hareketin abes ve namaza yakışmayan bir davranış olduğunu ileri süren bazıları, Allah’tan korksunlar. Onlar bunun Hz. Peygamber’den (s.a.v.) gelen bir sünnet olduğunu bilmelerine rağmen, bu mantığa dayanarak namazda parmaklarını hareket ettirmemektedirler. Bununla birlikte Arap dili kurallarına ve hadis bilginlerinin hadisi anlama metodlarına aykırı bir şekilde hadisi tevil ederlerken bu tevilde de oldukça zorlanmaktadırlar.
Tuhaf olan şudur ki, onlardan bazıları “İmamın yanıldığını söylemek, onu kötülemeye ve saygısızlığa yol açar.” diyerek, başka konularda, tâbi olduğu imamı, görüşü sünnete ters düşse de savunuyor. Sonra bu sözlerini unutup, Hz. Peygamber’den gelen bu sünneti inkâr ediyor ve onunla amel edenlerle alay ediyorlar. Yaptıkları bu alaylarının, bâtıl yollarla savundukları imamları da içine aldığını farkındalar veya değiller. Onlar burada sünnetle amel etmişlerdir! Hatta onların bu alayları, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) şahsını içine almaktadır. Çünkü sünneti bize getiren odur. Sünnetle alay etmek, Hz. Peygamber’in şahsıyla alay etmek demektir. “Sizden böyle davrananların cezası dünya hayatında ancak…” (Bakara, 85)
İşaretten sonra parmağı indirmek veya bu hareketi “lâ ilâhe illallah” sözüyle sınırlandırmak, sünnette aslı olmayan bir uygulama hatta bu hadisin delâletine göre; sünnete aykırı ve ters düşen bir davranıştır.
“Hz. Peygamber (s.a.v.) namazda parmağını hareket ettirmezdi.” Hadisine gelince; “Daîfu Ebî Davud”da adlı kitapta (175) açıkladığım üzere bu hadisin senedi sabit değildir. Senedi sabit olsa bile hadis olumsuz bir mânayı göstermektedir. Halbuki babın hadisi olumlu bir mânayı gösteriyor. Âlimler tarafından bilindiği üzere olumlu mâna, olumsuz mânaya tercih edilir. Bu sebeple bu hadis, namazda parmağın hareket ettirilmeyeceğini iddia edenlere delil olamaz.[Nesaî, İftitah 11 (889), c.1-2, s.531, Sehv 34 (1268), c. 3-4, s.56; İbn Mâce, İkametü's-salât 27 (911, 913), c.3, s.180-181; Ebû Dâvud, Salât 114-115, 175-176 (726, 957), c.3, s.114-115, 505-506. Mütercim]
[16]:Ahmed, Bezzâr, Ebû Cafer, “el-Emâli” adlı kitabında (60/1) el-Buhterî, “ed-Duâ” adlı kitabında (varak, 73/1) Taberânî, “es-Sünen” adlı kitabında (12/2) Abdülgani el-Makdisî hasen senedle ve yine “el-Müsned” adlı kitabında (249/2) er-Ruyânî ve Beyhakî rivâyet etmiştir.
[17]:İbn Ebû Şeybe (2/123/2) hasen senedle rivâyet etmiştir.
[18]:Nesâî ve Beyhakî sahih senedle rivâyet etmiştir.[Nesaî, İftitah 189 (1161), c.1-2, s.654. Mütercim]
[19]:İbn Ebû Şeybe (12/40/1 ve 2/123/2) ve Nesâî rivâyet etmiştir. Hâkim hadisin sahih olduğunu söylemiş; Zehebî de bu görüşünde ona katılmıştır. İbn Ebû Şeybe’nin kitabında hadisin şahidi vardır. [Nesaî, Sehv 37 (1272-1273), c. 3-4, s.58. Mütercim]
[20]:Yani ikinci rekâtın ve dördüncü rekatın sonunda. İlk ve ikinci oturmada. Mütercim.
[21]:Müslim, Ebû Avâne.[Müslim, Salat 240 (498), c.3, s.1486. Mütercim]
[22]:Beyhakî, Hz. Aişe rivâyeti olarak ve sahih bir senedle rivâyet etmiştir. İbnü’l-Mulakkin de (2/28) böyle söylemiştir.
[23]:Yani ikinci rekâtın sonunda. Mütercim.
[24]:Buhârî, Müslim. Hadis, “el-İrvâ”da (338) tahriç edilmiştir.[Buhârî, Sıfatü's-salat 65, 66 (96, 97), c.2, s.816; Müslim, Mesâcid 85-87 (570), c.3, s.1644-1645; Nesaî, İftitah 195 (1178-1179), c.1-2, s.663, Sehv 21 (1223-1224), c. 3-4, s.34; İbn Mâce, İkametü's-salât 131 (1206-1207), c.3, s.576-577; Ebû Dâvud, Salât 193-194 (1034), c.4, s.97. Mütercim]
[25]:Nesâî, Ahmed ve “el-Kebîr” adlı kitabında (3/25/1)Taberânî sahih senedle rivâyet etmiştir.
Ben diyorum ki: Hadisin görünen anlamı, sonunda selâm verilmese bile, her teşehhüdde dua etmenin meşru olduğunu göstermektedir. Bu aynı zamanda İbn Hazm’ın görüşüdür.[Nesaî, İftitah 190 (1163), c.1-2, s.654. Mütercim]
[26]:Nesâî sahih senedle rivâyet etmiştir.[Nesaî, İftitah 190 (1166), c.1-2, s.655. Mütercim]
[27]:Buhârî, Müslim.[Buhârî, İsti'zan, Elleri Tutmak, Musafaha; Müslim, Salat 59-61 (142-143), c.3, s.1296, 1299-1300; Ebû Dâvud, Salât 177-178 (970), c.4, s.14-15. Mütercim]
[28]:Ebû Davud, Hâkim. Hâkim hadisin sahih olduğunu söylemiş; Zehebî de bu görüşünde ona katılmıştır. [Ebû Dâvud, Salât 179-180 (986), c.4, s.36; Tirmizî, Salât 216 (290), c.1, s.211. Mütercim] Hadislerle Resulullah'in Namaz Kılma Şekli BİRİNCİ TEŞEHHÜD Teşehhüd Oturuşu sYazarı Muhammed Nâsıruddin el-Elbânî Yayına Hazırlayan Osman Arpaçukuru BEKA YAYINLARI
Konularına Göre Hadis Meali veya Konularına Göre Hadis Fihristi Okuyabilir, bilgisayarınıza indirebilir
("RAR" İndir Linki), ödev ve tezlerinizde kullanabilir ve siteyi referans göstermek ve
değiştirmemek koşuluyla site ve bloglarınızda yayınlayabilir ve kopyalayıp, çoğaltabilirsiniz. v..d.. Download / İndirdikten Sonra Üçretsiz Dağıtabilirsiniz..
En iyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir Eraykitap ilmin kisa yolu
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
|