158. Ebû Hüreyre radıyallahu
anh'den rivâyet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Herhangi
bir konuyu size emredip yasaklamadığım sürece, siz de beni
kendi halime bırakınız. Sizden önceki ümmetleri çok
sual sormaları ve peygamberlerine karşı münakaşaya dalmaları
helâk etti. Size herhangi bir şeyi yasakladığım zaman ondan
kesinlikle sakınınız, bir şeyi emrettiğimde de onu, gücünüz
yettiği ölçüde yerine getiriniz. " Buhârî,
İ'tisâm 2; Müslim, Hac 412, Fezâil 130-131.
Ayrıca bk. Tirmizî, İlim 17; Nesâî, Hac 1; İbni
Mâce, Mukaddime 1
159. Ebû Necih
İrbâz İbni Sâriye radıyallahu anh şöyle
dedi: "Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize
çok tesirli bir öğüt verdi. Bu öğütten
dolayı kalpler ürperdi, gözler yaşardı. Bizler: - Ey
Allah'ın Resûlü! Bu öğüt, sanki ayrılmak
üzere olan birinin öğüdüne benziyor, bari
bize bir tavsiyede bulun, dedik. Bunun üzerine: - "Size,
Allah'a çok saygı duymanızı, başınıza bir Habeşli köle
bile emir olsa, onu dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim.
Benden sonra sağ kalıp uzunca bir hayat sürenler pek çok
ihtilaflar görecekler. O zaman sizin üzerinize gerekli
olan, benim sünnetime ve doğru yolda olan Hulefâ-yi
Râşidîn'in sünnetine sarılmanızdır. Bu
sünnetlere sımsıkı sarılınız. Sonradan ortaya çıkarılmış
bid'atlardan şiddetle kaçınınız. Çünkü
her bid'at dalâlettir, sapıklıktır" buyurdular. Ebû
Dâvûd, Sünnet 5; Tirmizi, İlim 16. Ayrıca bk.
İbni Mâce, Mukaddime 6
160. Ebû
Hüreyre radıyallahu anh'den rivâyet edildiğine göre
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "İstemeyenler
dışında, ümmetimin tamamı cennete girer" buyurdu. Bunun
üzerine: - Ey Allah'ın elçisi, cennete girmeyi kim
istemez ki? denildi. Peygamber Efendimiz: - "Bana itaat
edenler cennete girer, bana karşı gelenler cenneti istememiş
demektir" buyurdu. Buhârî,
İ'tisâm 2
161. Ebû Müslim
(veya Ebû İyâs) Seleme İbni Amr İbni Ekvâ
radıyallahu anh'ın naklettiğine göre, bir adam Resûl-i
Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem' in yanında sol eliyle yemek
yedi. Peygamber Efendimiz adama: - "Sağ elinle ye"
buyurdu. Adam: - Bir türlü yapamıyorum, dedi. Bunun
üzerine Peygamberimiz: - "Yapamaz ol" diye
beddua etti. Çünkü adamın Resûl-i
Ekrem'i dinlememesi, kibrinden dolayı idi. Bu beddua üzerine,
adam elini ağzına götüremez oldu. Müslim,
Eşribe 107. Ayrıca bk. Buhârî, Et'ime 2; Ebû
Dâvûd, Et'ime 19; Tirmizî, Et'ime 47; İbni
Mâce, Et'ime 8
162. Ebû
Abdullah Nu'mân İbni Beşîr radıyallahu anhümâ'dan
rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu: "Ya saflarınızı
düzeltirsiniz, ya da Allah Teâlâ sizin aranıza
düşmanlık, buğz ve kalblerinize ihtilâf koyar da
birbirinizden yüz çevirirsiniz. " Buhârî,
Ezân 71; Müslim, Salât 127. Ayrıca bk. Ebû
Dâvûd, Salât 93; Tirmizî, Mevâkît
53; İbn Mace, İkâme 50
Müslim'in bir başka
rivâyeti şöyledir: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem sanki okları düzeltir gibi saflarımızı
düzeltirdi. Bizim buna alıştığımızı görünceye
kadar böyle yapmaya devam etti. Kendisi bir gün namaza
çıktı ve namaz kıldıracağı yerde durdu. Tam tekbir almak
üzere iken göğsü saf hizasından dışarı çıkmış
bir adam gördü. Bunun üzerine şöyle
buyurdu: "Ey Allah'ın kulları! Ya saflarınızı
düzeltirsiniz, ya da Allah Teâlâ sizin aranıza
düşmanlık, buğz ve kalblerinize ihtilâf koyar da
birbirinize yüz çevirirsiniz. " Müslim,
Salât 128
163. Ebû Mûsâ
radıyallahu anh şöyle dedi: Medine'de bir ev, geceleyin
ev halkı ile birlikte yanmıştı. Durum Peygamber Efendimiz'e haber
verilince: - "Ateş size düşmandır. Uyuyacağınız
zaman onu söndürünüz" buyurdular.
Buhârî, İsti'zan 49 ; Müslim,
Eşribe 101. Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb, 46
164.
Yine Ebû Mûsâ el-Eş'arî radıyallahu
anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Allah'ın benimle
göndermiş olduğu hidâyet ve ilim, yeryüzüne
yağan bol yağmura benzer. Yağmurun yağdığı yerin bir bölümü
ve-rimli bir topraktır: Yağmur suyunu emer, bol çayır ve
ot bitirir. Bir kısmı da suyu emmeyip üstünde tutan
çorak bir yerdir. Allah burada biriken sudan insanları
faydalandırır. Hem kendileri içer, hem de hayvanlarını
sular ve ziraatlarını o su sayesinde yaparlar. Yağmurun yağdığı
bir yer daha vardır ki, düz ve hiçbir bitki bitmeyen
kaypak arazidir. Ne su tutar, ne de ot bitirir. İşte bu, Allah'ın
dininde anlayışlı olan ve Allah'ın benimle gönderdiği
hidâyet ve ilim kendisine fayda veren, onu hem öğrenen
hem öğreten kimse ile, buna başını kaldırıp kulak vermeyen,
Allah'ın benimle gönderdiği hidâyeti kabul etmeyen
kimsenin benzeridir. " Buhârî,
İlim 20; Müslim, Fezâil 15
165.
Câbir radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre,
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu: "Benim ve sizin durumunuz, ateş yakıp da,
ateşine cırcır böcekleri ve pervaneler düşmeye
başlayınca, onlara engel olmaya çalışan adamın durumuna
benzer. Ben sizi ateşten korumak için kuşaklarınızdan
tutuyorum, siz ise benim elimden kurtulmaya, ateşe girmeye
çalışıyorsunuz. " Müslim, Fezâil
19. Ayrıca bk. Buhârî, Rikâk 26; Tirmizî,
Edeb 82
166. Câbir radıyallahu
anh'den rivâyet olunduğuna göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem parmakları yalamayı, yemek tabağını
silmeyi emretti ve: "Sizler, gerçekten bereketin
hangisinde olduğunu bilemezsiniz" buyurdu. Müslim'in
bir başka rivayeti şöyledir: Resûl-i Ekrem
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sizden
birinizin lokması düştüğünde hemen onu alsın ve
üze-rine yapışanları temizleyip yesin, onu şeytana
bırakmasın. Parmaklarını yalamadıkça da elini mendile
silmesin. Çünkü o kimse, bereketin yemeğin
neresinde olduğunu bilemez. " Yine Müslim'e ait bir
diğer rivâyet şöyledir: Peygamberimiz şöyle
buyurmuşlardır: "Şüphesiz şeytan sizden birinizin
her işinde hazır olur. Hatta yemeği esnasında bile yanında
bulunur. Sizin birinizin lokması düşerse, üzerine
yapışanları temizleyip yesin. Lokmasını şeytana bırakmasın.
" Müslim, Eşribe 133-135.
167.
İbni Abbâs radıyallahu anhümâ şöyle
dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, va'z etmek
üzere aramızda doğrulup ayağa kalktı ve şöyle
buyurdu: "Ey insanlar! Şüphesiz ki siz yalınayak,
çıplak ve sünnetsiz olarak Allah'ın huzuruna
toplanacaksınız. 'İlk defa yoktan var ettiğimiz gibi yeniden
yaratacağız, bu va'dimizdir. Biz gerçekten bunu yapmaya
muktediriz' [Enbiyâ sûresi (21), 104]. Haberiniz
olsun! Kıyamet günü insanların ilk giydirileni İbrahim
aleyhisselâm'dır. Haberiniz olsun! Ümmetimden bir
takım kimseler getirilip sol tarafa, cehennem tarafına sevk
edileceklerdir. Ben: - Ey Rabbim! Bunlar benim ashâbım,
benim ümmetim, derim. Bunun üzerine: - Sen, bunların
senden sonra ne bid'atler ortaya çıkarıp ne kötülükler
yaptıklarını bilmezsin, denir. Bunun üzerine ben, sâlih
kul İsâ aleyhisselâm'ın dediği gibi derim: "Ben
aralarında bulunduğum sürece durumlarını gözettim;
fakat sen beni öldürüp aralarından alınca, onların
denetleyicisi ve gözetleyeni sadece sen oldun. Sen her şeye
hakkıyla şâhitsin. Onları cezalandıracaksan şüphesiz
ki onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlayacaksan, mutlak
güçlü ve hikmet sahibi ancak sensin" [Mâide
sûresi (5), 117-118]. Bunun üzerine bana şöyle
denilir: Gerçekten onlar, sen kendilerinden
ayrıldığından beri, topukları üzerinde geri dönüp,
dindarlıktan dinsizliğe yönelmeye devam ettiler. " Buhârî,
Enbiyâ 8, Rikâk 45; Müslim, Cennet 58. Ayrıca
bk, Tirmizî, Kıyâmet 3; Nesâî, Cenâiz
119
168. Ebû Saîd Abdullah İbni
Mugaffel radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem sapan taşı atmayı yasakladı
ve: "Sapan taşı av avlamaz, düşman öldürmez.
Sadece göz çıkarır ve diş kırar" buyurdu.
Buhârî, Edeb 122; Müslim, Sayd
54. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Diyât 19, Edeb
166; Nesâî, Kasâme 40; İbn Mace, Sayd 11
Müslim'in bir başka rivâyeti şöyledir:
İbni Mugaffel'in yakınlarından biri sapanla taş atmıştı. İbni
Mugaffel o kimseyi sapanla taş atmaktan nehyetti ve kendisine
şunları söyledi: Şüphesiz Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem sapanla taş atmayı yasakladı ve: -
"Bununla av avlanılmaz" buyurdu. Bu adam daha sonra
yine atınca, İbni Mugaffel şunları söyledi: -Ben sana
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in bundan
nehyettiğini haber veriyorum, sen ise aynı şeyi yapıyorsun. Eğer
bunu bir daha yapacaksan, seninle asla konuşmayacağım. Müslim,
Sayd 56
169. Âbis İbni Rabîa
şöyle dedi: Ben, Ömer İbni Hattâb'ın
Hacerülesved'i öptüğünü gördüm.
O esnada diyordu ki: Ben senin taş olduğunu, bir fayda ve
zarar veremeyeceğini bili-yorum. Şâyet Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem' in seni öptüğünü
görmeseydim, ben de öpmezdim. Buhârî,
Hac 50; Müslim, Hac 251<[1]/FONT>
|