Hadis-i Şerifi inkar edenler için / Koltuğuna Kurulan Karnı Tok Bir Adamın
“Şunu iyi biliniz ki, bana Kur'an-ı Kerim ile birlikte onun bir benzeri de verilmiştir.
(Bu konuda) dikkatli olun; (çünkü) koltuğuna kurulan tok bir adamın ‘Size sadece şu Kur'an lazımdır, onda bulduğunuz helali helal, haramı da haram kabul ediniz yeter!’ diyeceği
(günler) yakındır...” Bu hadis-i şerif -farklı nüanslarla - kütübü sitte ve diğer bazı kaynaklarda geçmektedir
Ebu Davud, Sünnet, 5(6), İmaret,33; Tirmizî, İlim, 10; İbn Mace, Mukaddime, 2; Darimî, Mukaddime,49; Ahmed b. Hanbel, 2/367, 4/131-132, 6/8)
İLİM BÖLÜMÜ / BÖLÜM: 10 Ø HADİSLERİ İNKAR EDENLER DE OLACAK MI? HADİS NO: 2663
GÜÇSÜZ MÜSLÜMANLAR İLE FAKİRLERİN ve ADI SANI ANILMAYANLARIN DEĞERİ
254. Hârise İbni Vehb radıyallahu
anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle
buyururken işittim dedi: "Size cennetlikleri bildireyim
mi? Onlar hem zayıf oldukları hemde halk tarafından zayıf
görüldükleri için kimsenin önemsemediği
ve fakat şöyle olacak diye yemin etseler, isteklerini
Allah'ın gerçekleştireceği kimselerdir. Size
cehennemliklerin kimler olduğunu söyleyeyim mi? Katı kalbli,
kaba, cimri ve kurularak yürüyen kibirli kimselerdir.
" Buhârî, Eymân 9, Tefsîru
sûre (68), 1, Edeb 61; Müslim, Cennet 47. Ayrıca bk.
Tirmizî, Cehennem 13; İbni Mâce, Zühd 4
255.
Ebü'l-Abbas Sehl İbni Sa`d es-Sâidî radıyallahu
anh şöyle dedi: Bir gün Hz. Peygamber'in yanından
bir adam geçti. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve
sellem yanında oturan kimseye: - "Şu adam hakkında ne
dersin?" diye sordu. O da: - Bu zât ileri gelen
hatırlı kişilerden biridir. Vallahi böyle bir adam bir kıza
tâlip olsa evlendirilmeye, birine aracılık yapsa sözü
dinlenmeye lâyıktır, diye cevap verdi. Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem bir şey söylemedi. Sonra
oradan biri daha geçti. Peygamber aleyhisselâm yine
yanında oturana: - "Ya bu adam hakkında ne dersin?"
diye sordu. Bu defa o zât: - Yâ Resûlallah!
Bu adam fakir müslümanlardan biridir. Bir kıza tâlip
olsa, istediği kız verilmez. Birine aracılık etse, ricası kabul
edilmez. Konuşmaya kalksa, sözü dinlenmez, dedi. Bunun
üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu: - "Bu sonuncu adam, öteki gibi dünya
dolusu adamdan daha hayırlıdır. " Buhârî,
Nikâh 15, Rikak 16. Hadis Müslim'de yoktur. Ayrıca bk.
İbni Mâce, Zühd 5
256. Ebû
Saîd el-Hudrî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine
göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu: "Cennet ile cehennem münakaşa ettiler.
Cehennem: - Bende zorbalar ve kibirliler var, dedi.
Cennet: - Bende yalnız zayıflar ve yoksullar var, dedi.
Bunun üzerine Allah Teâlâ onların
çekişmesini şöyle halletti: - Ey cennet! Sen benim
rahmetimsin, dilediğime seninle merhamet ederim. Ey cehennem! Sen
de benim azâbımsın. Dilediğime seninle azâb ederim.
Ben her ikinizi de dolduracağım. " Müslim,
Cennet 34; Buhârî, Tefsîru sûre (50), 1,
Tevhîd 25. Ayrıca bk. Tirmizî, Cennet 22
257.
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine
göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu: "Kıyamet günü, dünyada büyük
diye tanınan iriyarı bir adam çıkagelir. Halbuki onun
Allah yanında sinek kanadı kadar bile değeri yoktur. " Buhârî,
Tefsîru sûre (18), 6; Müslim, Münâfikûn
18
258. Yine Ebû Hüreyre
radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, siyah bir kadın
- veya siyah bir genç- Mescid-i Nebevî'yi süpürürdü.
Bir ara Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem o kadını
-veya genci- göremeyince onun nerede olduğunu sordu. -
Öldü, dediler. Hz. Peygamber: - "Bana haber
verseydiniz ya!" buyurdu. Sahâbîler o kadını
-veya genci- önemsememişlerdi. Resûl-i Ekrem
sallallahu aleyhi ve sellem sözüne devamla "Bana
mezarını gösterin" buyurdu. Mezarını gösterdi-ler.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onun cenaze namazını
kıldıktan sonra şöyle buyurdu: "Bu kabirler orada
yatanlar için zifirî karanlıktır. Üzerlerine
kılacağım namaz sebebiyle Allah Teâlâ onların
kabirlerini aydınlatır. " Buhârî,
Salât 72, Cenâiz 67; Müslim, Cenâiz 71.
Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cenâiz 57; İbni
Mâce, Cenâiz 32
259. Yine Ebû
Hüreyre radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem'in şöyle buyurduğunu söyledi: "Saçı
başı dağınık, eli yüzü tozlu, kapılardan koğulmuş
öyleleri vardır ki, bu şöyle olacak diye yemin etseler,
Allah onların dediğini yapar. " Müslim,
Birr 138, Cennet 48
260. Üsâme
radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Peygamber
aleyhisselâm şöyle buyurdu: "Cennetin
kapısında durup baktım. Bir de gördüm ki, içeri
girenlerin çoğu yoksullardı. Zenginler ise hesap görmek
için alıkonulmuştu. Cehennemlik olduğu kesinleşenlerin de
ateşe girmesi emrolunmuştu. Cehennemin de kapısında durup
baktım. Bir de gördüm ki, cehenneme girenlerin çoğu
kadınlardı". Buhârî, Rikak 51,
Nikâh 87; Müslim, Zikir 93
261.
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine
göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu: "Beşikte sadece üç kişi konuştu.
Bunlardan biri Meryem'in oğlu Hz. Îsâ, diğeri Cüreyc
ile macerası olan çocuktur. Cüreyc ibadete düşkün
bir kimseydi. Bir mâbede yerleşip orada ibadet etmeye
başladı. Birgün annesi geldi: - Cüreyc! diye
seslendi. Cüreyc kendi kendine: "Yâ Rabbî
anneme cevap mı versem, yoksa namazıma devam mı etsem" diye
söylendi. Sonra namazına devam etti. Annesi de dönüp
gitti. Ertesi gün annesi yine Cüreyc namaz kılarken
geldi ve: - Cüreyc! diye seslendi. Cüreyc yine
kendi kendine: "Rabbim! Anneme mi cevap vermeli-yim, yoksa
namazıma mı devam etmeliyim" diye söylendi. Sonra
namazına devam etti. Birgün sonra annesi yine Cüreyc
namaz kılarken geldi ve: - Cüreyc! diye seslendi. Cüreyc
içinden: "Rabbim! Anneme cevap mı versem, yoksa
namazıma devam mı etsem" diye söylendi. Sonra da
namazına devam etti. Bunun üzerine annesi: - Allahım!
Fâhişelerin yüzüne bakmadan onun canını alma!
diye beddua etti. Birgün İsrailoğulları Cüreyc ve
ibadete düşkünlüğü hakkında konuşuyorlardı.
Güzelliği ile meşhur bir fâhişe de oradaydı: - Eğer
isterseniz ben onu baştan çıkarabilirim, dedi. Vakit
kaybetmeden Cüreyc'in yanına gitti. Fakat Cüreyc onun
yüzüne bile bakmadı. Cüreyc'in ibadethânesinde
yatıp kalkan bir çoban vardı. Kadın onunla ilişki kurarak
çobandan hâmile kaldı. Çocuğunu dünyaya
getirince, onun Cüreyc'den olduğunu ileri sürdü.
Bunu duyan halk Cüreyc'in yanına gelerek onu alaşağı ettiler
ve ibadethânesini yıkarak kendisini dövmeye
başladılar. Cüreyc: - Niçin böyle
davranıyorsunuz? diye sorunca: - Sen bu fâhişe ile zina
etmişsin ve senin çocuğunu doğurmuş, dedi-ler. Cüreyc: -
Çocuk nerede? diye sordu. Çocuğu alıp ona
getirdiler. Cüreyc: "Yakamı bırakın da namaz kılayım"
dedi. Namazını kılıp bitirince çocuğun yanına geldi ve
karnına dokundu: "Söyle çocuk! Baban kim?"
diye sordu. Çocuk: - Babam falan çobandır,
diye cevap verdi. Bunu gören halk Cüreyc'in
ellerine kapanarak öpmeye ve ellerini onun vücuduna
sürerek af dilemeye başladılar: - Sana altın bir mâbed
yapacağız, dediler. Cüreyc: - Hayır, eskiden olduğu gibi
yine kerpiçten yapın, dedi. Ona kerpiçten bir mâbed
yaptılar. (Beşikte konuşan üçüncü
şahsın macerası şöyledir:) Çocuğun biri annesini
emerken cins bir ata binmiş ve iyi giyinmiş yakışıklı bir adam
oradan geçti. Onu gören anne: - Allahım! Benim
oğlumu da böyle yap! diye dua etti. Emmeyi bırakan çocuk
o adama bakarak: - Allahım! Beni onun gibi yapma! dedi ve yine
emmeye koyuldu. Ebû Hüreyre der ki: - Çocuğun
emmesini anlatırken, Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sel-lem'in şehâdet parmağını ağzına alıp emişi hâlâ
gözümün önündedir. Resûl-i Ekrem
sözüne şöyle devam etti: "Câriyenin
birini: - Zina ettin, hırsızlık yaptın diye döverek
oradan geçirdiler. Câriye ise: - Bana Allah'ım
yeter; O ne güzel vekildir (hasbiyellâhü ve
ni`mel vekîl) diyordu. Bunu gören anne: -
Allahım! Çocuğumu onun gibi yapma! diye dua etti. Memeyi
bırakan çocuk câriyeye baktı ve: - Allahım! Beni
onun gibi yap! dedi. Bunun üzerine anne ile çocuğu
konuşmaya başladılar. Anne: - Yakışıklı bir adam geçti.
Ben de "Allahım! Benim oğlumu da böyle yap!" diye
dua ettim. Sen ise "Allahım! Beni onun gibi yapma!"
dedin. O câriyeyi zina ettin, hırsızlık yaptın diye döverek
götürdüler. Ben "Allahım! Çocuğumu
onun gibi yapma!" diye dua ettim. Sen ise "Allahım!
Beni onun gibi yap!" dedin. Niçin? diye sordu. Çocuk
dedi ki: - O adam zâlimin tekiydi. Onun için ben
"Allahım! Beni onun gibi zorba yapma!" diye dua ettim.
O câriye zina etmediği hâlde zina ettin diye
dövüyorlardı. Hırsızlık yapmadığı hâlde,
hırsızlık yaptın diyorlardı. Bunun için de "Allahım!
Beni onun gibi yap!" diye dua ettim. Buhârî,
Amel fi's-salât 7, Mezâlim 35, Enbiyâ 48, 54;
Müslim, Birr 7, 8 *[1]
Kaynak: [1]:
Muvahhid 1.16 İslam Kütüb Hanesi Riyazussalihin
Konularına Göre Hadis Meali veya Konularına Göre Hadis Fihristi Okuyabilir, bilgisayarınıza indirebilir
("RAR" İndir Linki), ödev ve tezlerinizde kullanabilir ve siteyi referans göstermek ve
değiştirmemek koşuluyla site ve bloglarınızda yayınlayabilir ve kopyalayıp, çoğaltabilirsiniz. v..d.. Download / İndirdikten Sonra Üçretsiz Dağıtabilirsiniz..
En iyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir Eraykitap ilmin kisa yolu
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
|