Hadis-i Şerifi inkar edenler için / Koltuğuna Kurulan Karnı Tok Bir Adamın
“Şunu iyi biliniz ki, bana Kur'an-ı Kerim ile birlikte onun bir benzeri de verilmiştir.
(Bu konuda) dikkatli olun; (çünkü) koltuğuna kurulan tok bir adamın ‘Size sadece şu Kur'an lazımdır, onda bulduğunuz helali helal, haramı da haram kabul ediniz yeter!’ diyeceği
(günler) yakındır...” Bu hadis-i şerif -farklı nüanslarla - kütübü sitte ve diğer bazı kaynaklarda geçmektedir
Ebu Davud, Sünnet, 5(6), İmaret,33; Tirmizî, İlim, 10; İbn Mace, Mukaddime, 2; Darimî, Mukaddime,49; Ahmed b. Hanbel, 2/367, 4/131-132, 6/8)
İLİM BÖLÜMÜ / BÖLÜM: 10 Ø HADİSLERİ İNKAR EDENLER DE OLACAK MI? HADİS NO: 2663
CÖMERTLİK
545. İbni Mes'ûd radıyallahu
anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu: "Ancak iki kişiye gıbta
edilir: Allah'ın verdiği malı hak yolunda harcamayı başaran
kimse. Yine Allah'ın kendisine verdiği ilim ve hikmet ile
yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına öğreten
kimse. " Buhârî, İlim 15, Zekât
5, Ahkâm 3, Temennî 5, İ'tisâm 13, Tevhîd
45; Müslim, Müsâfirîn 268
546.
Yine İbni Mes'ûd radıyallahu anh'den rivayet edildiğine
göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, ashabına:
- "Hanginize mirasçısının malı, kendi malından
daha sevimlidir?" diye sordu. Onlar : - Ey Allah'ın
Resûlü! Hepimiz malımızı herşeyden fazla severiz,
dediler. Hz. Peygamber de: - "Kişinin kendi malı
hayır yaparak önceden gönderdiği, mirasçısının
malı ise, harcamayıp geriye bıraktığıdır!" buyurdu. Buhârî,
Rikak 12
547. Adî İbni Hâtim
radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Yarım
hurma ile de olsa cehennemden korunun!" Buhârî,
Zekât 9, 10, Menâkıb 25, Rikak 49, 51, Edeb 34,
Tevhîd 36; Müslim, Zekât 66-68. Ayrıca bk.
Tirmizî, Kıyâmet 1, Zühd 37; Nesâî,
Zekât 63, 64; İbni Mâce, Mukaddime 13; Zekât
28
548. Câbir radıyallahu anh şöyle
dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den bir şey
istendiği zaman asla "yok" demezdi. Buhârî,
Edeb 39; Müslim, Fezâil 56
549.
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine
göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, âlâ
şöyle buyurdu: "Her sabah iki melek iner. Biri: -
Ya Rabb!. Cömertlik edene malının karşılığını (halef) ver,
der. Diğeri de: - Ya Rabb!. Cimrilik edenin malını telef et,
diye dua eder. " Buhârî, Zekât
27; Müslim, Zekât 57
550. Ebû
Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, "Allah Teâlâ
şöyle buyurdu" demiştir: "Ey âdemoğlu!
(Allah için) infak et ki, sana da infak olunsun!" Buhâri,
Tefsîru sûre (11) 2; Nefekât 1; Tevhid 35;
Müslim, Zekât 36, 37. Ayrıca bk. İbni Mâce,
Keffârât 15
551. Abdullah İbni
Amr İbni Âs radıyallahu anhumâ'dan rivayet edildiğine
göre bir kimse Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem'e: - Müslümanın hangi ameli daha hayırlıdır?
diye sordu. Hz. Peygamber de: - "Tanıdık tanımadık
herkese yemek yedirmen ve selâm vermendir" buyurdu.
Buhârî, Îmân 6, 20;
İsti'zân 9, 19; Müslim, Îmân 63. Ayrıca
bk. Nesâî, Îmân 12; İbni Mâce,
Et'ime 1.
552. Yine Abdullah İbni Amr İbni
Âs radıyallahu anhumâ'dan rivayet edildiğine göre
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu: "Kırk iyilik vardır. Bunların en üstünü,
birisine sağıp sütünden faydalanması için ödünç
olarak sütlü bir keçi vermektir. Kim, sevâbını
umarak ve mükâfâtını Allah'ın vereceğine
inanarak bu kırk hayırdan birini işlerse, Allah Teâlâ
onu bu sebeple cennete koyar. " Buhârî,
Hibe 35. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Zekât
42
553. Ebû Ümâme Suday
İbni Aclân radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Ey âdemoğlu! İhtiyâcından fazla olan malını
sadaka olarak vermen senin için iyi; vermemen kötüdür.
İhtiyacına yetecek kadarını elinde tutmandan dolayı
ayıplanmazsın. İyiliğe, geçimini üstlendiklerinden
başla. Veren el, alan elden üstündür (unutma).
" Müslim, Zekât 97. Ayrıca bk.
Tirmizî, Zühd 32.
554. Enes
radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem, İslâm için kendisinden ne
istenirse onu mutlaka verirdi. Hele bir keresinde yanına gelen
bir adama iki dağ arasını dolduran bir koyun sürüsü
verdi. . . Adam kabilesine dönünce : - Ey milletim!
(Koşun) müslüman olun. Çünkü Muhammed,
fakirlik ve ihtiyaç korkusu duymadan çok büyük
ikrâm ve ihsanlarda bulunuyor, dedi. (Hadisin râvisi
Enes diyor ki), kimileri sırf dünyalık elde etmek için
müslüman olurlardı. Fakat çok geçmeden
müslümanlık onların gözünde, dünyadan ve
dünya üzerindeki her şeyden daha değerli hale gelirdi.
Müslim, Fezâil 57-58
555.
Ömer radıyallahu anh şöyle dedi Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem mal taksim etti. Ben: - Ey
Allah'ın Resûlü! Kendilerine mal verdiğiniz şu
kimselerden başkaları o mala daha layıktır!" dedim.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: - "Onlar beni iki
durumla karşı karşıya bıraktılar: Ya çirkin sözlerle
benden mal isteyecekler, vereceğim. Ya da vermeyeceğim bu defa da
beni cimrilikle suçlayacaklar. Ben cimri değilim"
buyurdu. Müslim, Zekât 127
556.
Cübeyr İbni Mut'im radıyallahu anh şöyle dedi: Huneyn
Gazvesi'nden dönüşte Peygamber sallallahu aleyhi ve
sellem ile birlikte yürürken bedevi arablar ganimetin
taksimini ısrarla istemeye başladılar. Neticede Hz. Peygamber'i
Semüre ağacının altında durdurdular. Cübbesi ağaca
takılıp kaldı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem devesini
durdurup: "Cübbemi verin bana! Şayet şu gördüğünüz
ağaçlar kadar hayvanım olsaydı, onların tamamını size
paylaştırırdım. Siz de benim cimri, yalancı ve korkak olmadığımı
görürdünüz!" buyurdu. Buhârî,
Cihâd 24, Humus 19
557. Ebû
Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu: "Sadaka vermek malı eksiltmez. Kul başkalarının
hatalarını bağışladıkca Allah da onun şerefini arttırır. Kim
Allah için alçak gönüllü davranırsa,
Allah da onu yükseltir. " Müslim,
Birr 69. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 82
558.
Ebû Kebşe Amr İbni Sa'd el-Enmârî radıyallahu
anh'den rivayet edildiğine göre o, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken
dinlemiştir: "Haklarında yeminle söz
söyleyebileceğim üç haslet vardır; iyi
belleyiniz! Sadaka vermekle kulun malı eksilmez. Uğradığı
haksızlığa sabredenin Allah şerefini arttırır. Dilenme
kapısını açan kimseye Allah, fakirlik kapısını açar.
(Veya buna benzer bir cümle söyledi). "Yine
size bir söz daha söyleyeceğim, onu da iyi belleyiniz"
dedi ve şöyle buyurdu: "Dünyada dört kısım
insan vardır: (Birincisi) Allah'ın kendisine mal ve ilim
verdiği kimsedir. Bu kişi Allah'a karşı saygılı davranır,
hısımlarını görüp gözetir, o maldaki Allah'ın
hakkını yerine getirir. Bu, en üst derecedir. (İkincisi),
Allah'ın kendisine ilim verip mal vermediği iyi niyetli kimsedir.
O, iyi niyetle, "Eğer malım olsaydı ben de falan adam gibi
davranırdım" der. Bu, iyi niyetinin karşılığını görür.
İkisinin sevabı eşittir. (Üçüncüsü),
Allah'ın mal verip ilim vermediği kimsedir. O bilgisizliği
yüzünden malını gelişi güzel harcar, Allah'a karşı
sorumlu davranmaz, hısımlarını görüp gözetmez, o
malda Allah'ın hakkı olduğunu idrak etmez. Böylesi kişi, en
kötü durumdadır. (Dördüncüsü),
Allah'ın ne mal ne de ilim verdiği kimsedir. Bu kişi der ki,
"Eğer malım olsaydı, ben de falan gibi yer-içerdim".
Bu da niyetinin karşılığını görür. Binaenaleyh bu iki
kişinin vebâli eşittir. " Tirmizî,
Zühd 17
559. Âişe radıyallahu
anhâ'dan rivayet edildiğine göre, Resûl-i
Ekrem'in ailesi bir koyun kesmişlerdi. Peygamber sallallahu
aleyhi ve sellem bir ara: - "Ondan geriye ne kaldı?"
diye sordu. Hz. Aişe: - Sadece bir kürek kemiği kaldı,
cevabını verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber; -
"Desene bir kürek kemiği hariç, hepsi duruyor!"
buyurdu. Tirmizî, Sıfatu'l-kıyâme
35
560. Esmâ Binti Ebû Bekir
radıyallahu anhumâ'dan rivayet edildiğine göre Esmâ,
"Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle
buyurdu" demiştir: - "Kesenin ağzını sıkma! Allah da
sana sıkarak verir!" Bir rivayette (Müslim, Zekât
88) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "İnfak et sayıp
durma, Allah da sana karşı nimetini sayıp esirger. Paranı
çömlekte saklama, Allah da senden saklar. " Buhârî,
Zekât 21; Müslim, Zekât 88. Ayrıca bk. Ebû
Dâvûd. Zekât 46; Tirmizî, Birr 40; Nesâî,
Zekât 62
561. Ebû Hüreyre
radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre o, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu
işitmiştir: "Cimri ile cömerdin durumu, göğüsleri
ile köprücük kemikleri arasına zırh giyinmiş iki
kişinin durumuna benzer. Cömert, sadaka verdikce, üzerindeki
zırh genişler, uzar, ayak parmaklarını örter ve ayak
izlerini siler. Cimri ise, bir şey vermek istediğinde zırhın
halkaları birbirine iyice geçer, onu sıkıştırır;
genişletmek için ne kadar çalışsa da başaramaz.
" Buhârî, Cihâd 89; Zekât
28, Talâk 24; Libâs 9; Müslim, Zekât
76-77. Ayrıca bk. Nesâî, Zekât 61
562.
Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet
edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu: "Kim, helâl kazancından bir
hurma kadar sadaka verirse, - ki Allah, helâlden başkasını
kabul etmez - Allah o sadakayı kabul eder. Sonra onu dağ gibi
oluncaya kadar, herhangi birinizin tayını büyüttüğü
gibi, sahibi adına ihtimamla büyütür. " Buhârî,
Zekât 8; Tevhîd 23; Müslim, Zekât 63, 64.
Ayrıca bk. Tirmizî, Zekât 28, Nesâî,
Zekât 48; İbni Mâce, Zekât 28
563.
Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet
edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu: Sahrada yolculuk yapmakta olan adamın biri, yolculuk
esnâsında, bulut içinden "falanın bahçesini
sula!" diye bir ses duydu. Bunun üzerine o bulut, kara
taşlık bir yere saptı ve oraya suyunu boşalttı. Adam derelerden
birinin o suyun tamamını topladığını hayretle gördü ve
suyu takip etti. Bir de baktı ki, adamın biri bahçesinde
elindeki kürekle suyu oraya buraya çevirip bahçesini
suluyor. Ona: - Ey Allahın kulu! Adın nedir? diye sordu.
Adam, daha önce buluttan duyduğu ismi söyledi,
peşinden de: - Ey Allahın kulu! Adımı niçin soruyorsun?
dedi. O da: - Ben şu suyu yağdıran buluttan, "senin adını
vererek falanın bahçesini sula!" diye bir ses
duymuştum da onun için soruyorum. Sen ne yapıyorsun ki bu
lutfa mazhar oluyorsun? dedi. Bahçe sahibi: - Madem ki
merak ediyorsun söyliyeyim; "Ben bu bahçenin
ürününü hesap ederim; üçte birini
sadaka olarak dağıtırım, üçte birini çoluk-çocuğumla
birlikte yerim, üçte birini de tohumluk olarak
ayırırım" dedi. Müslim, Zühd 45 Kaynak:: Muvahhid 1.16 İslam Kütüb Hanesi Riyazussalihin
|