ErayKitap Web Sitesine Hoş Geldiniz !             En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir
بِسْمِ اللهِ اَلْحَمْدُ ِللهِ وَحْدَهُ، وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى مَنْ لاَنَبِيَّ بَعْدَهُ
Allah’a hamd olsun. Salât ve selâm, kendisinden sonra Nebi gelmeyecek olan Muhammed - sallallahu aleyhi ve sellem-’e olsun.
Konularına Göre Hadis-i Şerif Meali / veya Hadis Fihristi
"...Allah ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini kendine din edinmeyen kimselerle.." (Tevbe Suresi - 29)
(Resûlüm! ) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah Ğafur ve Rahimdir.
De ki: Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin Eğer yüz çevirirlerse /itaat etmezlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez (Ali İmran Suresi 31-32)
Hadis Fihristi veya Konularına Göre Hadis Meali HADİS FİHRİSTİ
  = ♦   C   ♦ =  
  • Hadis-i Şerifi inkar edenler için / Koltuğuna Kurulan Karnı Tok Bir Adamın
    “Şunu iyi biliniz ki, bana Kur'an-ı Kerim ile birlikte onun bir benzeri de verilmiştir.
    (Bu konuda) dikkatli olun; (çünkü) koltuğuna kurulan tok bir adamın ‘Size sadece şu Kur'an lazımdır, onda bulduğunuz helali helal, haramı da haram kabul ediniz yeter!’ diyeceği (günler) yakındır...” Bu hadis-i şerif -farklı nüanslarla - kütübü sitte ve diğer bazı kaynaklarda geçmektedir
    Ebu Davud, Sünnet, 5(6), İmaret,33; Tirmizî, İlim, 10; İbn Mace, Mukaddime, 2; Darimî, Mukaddime,49; Ahmed b. Hanbel, 2/367, 4/131-132, 6/8) İLİM BÖLÜMÜ / BÖLÜM: 10 Ø HADİSLERİ İNKAR EDENLER DE OLACAK MI? HADİS NO: 2663


  • CENAZEDE AĞLAMAK

    Üsame b. Zeyd (r.a.) şöyle anlatır: Biz Peygamber'in (a.s.) yanında bulunduğumuz bir sırada kızlarından biri, Peygamber'i çağırmak için bir haberci gönderdi. Babasına bir çocuğunun yahut bir oğlunun ölüm hâline girdiğini haber veriyordu. Resulüllah kızının gönderdiği elçiye: "Onun (Zeynep) yanına dön ve kendisine şunu haber ver: Şüphesiz ki, Allah'ın aldığı ve verdiği her şey O'na aittir. Her şey Allah katında muayyen bir müddete bağlanmıştır. Yine ona şu emrimi bildir: Sabretsin ve sevabını Allah'tan beklesin." Bunun üzerine elçi geri döndü. Bu defa o (Zeynep) Peygamber'e yeminle, gelmesi için tekrar haber gönderdi. Bu haber üzerine Allah Resulü (a.s.) ve onunla beraber bulunan Sa'd b. Ubade ile Muaz b. Cebel de kalktılar. Ben de onlarla beraber (Zeyneb'in evine) gittim. Çocuk, sanki eski bir kırba içindeki su gibi can çekişir bir vaziyette, Hz. Peygamber'e verildi. Allah Resulü (a.s.) ise göz yaşı döküyordu. Sa'd b. Ubade (hayretle): "Ey Allah'ın Resulü! Bu ne hâl?" dedi. Resulüllah (a.s.): "Bu (göz yaşı), Allah'ın kullarının gönüllerine koyduğu bir rahmettir. Yüce Allah, kullarından ancak merhametli olanlarına rahmet edecektir" buyurmuştur.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1531.



    Abdullah b. Ömer (r.a.) şöyle nakletmiştir:
    Sa'd b. Ubade hastalanmıştı. Resulüllah (a.s.), Abdurrahman b. Avf, Sa'd b. Ebu Vakkas ve Abdullah b. Mesûd ile onu ziyarete geldiler. Hz. Peygamber (a.s.) Sa'd b. Ubade'nin yanına geldiğinde onu ev halkı tarafından çepeçevre kuşatılmış vaziyette buldu. ve; "Öldü mü?" diye sordu. Oradakiler, "Hayır Ey Allah'ın Resulü!" dediler. Bunun üzerine Resulüllah duygulanıp ağladı. Topluluk, onun ağladığını görünce onlarda ağladılar. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Bilmez misiniz? Allah göz yaşı ve üzüntüden dolayı kişiye azap etmez. (Eliyle diline işaret ederek), işte bunun yüzünden (ya) azap eder, veya merhamet eyler" buyurmuştur.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1532



    Enes b. Malik'in (r.a.) naklettiğine göre:
    Allah Resulü (a.s.): "Gerçek sabır musibetle ilk karşılaşıldığında tahammül edebilmektir" buyurmuştur.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1534



    Ömer b. Hattab'ın (r.a.) rivayet ettiğine göre:
    Hz. Peygamber: "Ölü, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle azap olunur" buyurmuştur.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1536



    İbn Ömer'in (r.a.) şöyle söylediğini
    Abdullah b. Ubeydullah b. Ebu Müleyke haber vermiştir: İbn Ömer'in yanında oturuyordum. Biz Osman'ın kızı Ümmü Eban'ın cenazesini bekliyorduk. Onun yanında Osman b. Amr da vardı. Daha sonra İbn Abbas da geldi. Onu bir kimse elinden tutarak getiriyordu. Öyle zannediyorum ki o kimse İbn Abbas'a, İbn Ömer'in bulunduğu yeri haber verdi. Böylece İbn Abbas geldi ve benim yanıbaşıma oturdu. Böylece ben, İbn Ömer ile İbn Abbas'ın arasına oturmuş oldum. Bu sırada evden kadınlardan bir feryat yükseldi. Bunun üzerine İbn Ömer Osman b. Amr'a kalkmasını ve onları nehy etmesini istercesine, Allah Resulü'nün (a.s.): "Şüphesiz ki ölü, ailesinin kendisine ağlamasından dolayı azap edilir." buyurduğunu işittim dedi. Abdullah bu rivayeti umumi manada, herhangi bir kayıt koymadan haber verdi. Bunun üzerine İbn Abbas şöyle dedi: Biz Müminler'in Emîri Ömer b. Hattab (r.a.) ile beraber bulunuyorduk. (Mekke ile Medine arasındaki) Beyda mevkiinde durakladığımızda bir ağacın altına inmiş bir kimse göründü. Ömer bana, git bak, bu zat kimdir? bana bildir dedi. Ben de gittim, bir de baktım ki o Suheyb idi. Hemen Ömer'e döndüm ve ona; bana bu zatın kim olduğunu sana bildirmemi emretmiştin. O zat Suheyb'dir dedim. Ömer (r.a.) ona emret, bize katılsın dedi. Ben: Suheyb'in beraberinde ailesi de vardır, dedim. Ömer: Beraberinde ailesi olsa da, dedi. (Ravi Eyyûb ihtimalli olarak, ona emret bize katılsın, dediğini de nakletti.) Nihayet beraber Medine'ye geldik. Çok zaman geçmeden Ömer yaralandı. Suheyb Vah kardeşim! Vah arkadaşım! diyerek (ağlaya ağlaya) geldi. Ömer "Bilmezmisin yahut işitmedin mi ki," (ravi Eyyûb Yahut da şöyle demiştir, dedi: Bilmedin, işitmedin mi ki): Allah Resulü (a.s.): "Ölü, ailesinin kendisine bazı ağlamalarından dolayı azap olunur" buyurmuştur, dedi. Ravi şöyle ilâve etmektedir: Abdullah, kendi rivayetini kayıtsız olarak haber verdi. Ömer ise: Ağlamanın bazısı sebebiyle diye kayıtlı söyledi. Sonra kalkıp Aişe'nin yanına girdim ve kendisine İbn Ömer'in söylediği hadisi naklettim: Bunun üzerine Aişe (r.ah.) şöyle dedi: "Hayır! Allah'a yemin ederim ki, Resulüllah (a.s.) kesinlikle; ölü, bir kimsenin ağlamasıyle azap olunur" dememiştir. Fakat Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Allah, ailesinin ağlamasından dolayı kâfirin azabını artırır. Hiç şüphesiz, güldüren de ağlatan da Allah'tır.Ve hiç bir günahkâr diğerinin günahını çekmez.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1543



    Muğire b. Şu'be (r.a.) Allah Resulü'nden (a.s.) şöyle işittiğini haber vermiştir:
    "Her kim için, üst baş yırtılarak, çığlık ve feryat ile ağlanırsa bundan dolayı o kimse, Kıyamet günü muhakkak azap görür."
    Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1549



    Hz. Aişe (r.ah.) şöyle haber vermiştir:
    Allah Resulü (a.s.) (Mute şehitleri) Zeyd b. Harise, Cafer b. Ebu Talib ve Abdullah b. Revaha'nın şahadet haberleri kendisine ulaştığında Mescitte oturdu. Oldukça üzüntülü görülüyordu. Ben kapının görülebilecek bir aralığından kendisine bakıyordum. Bu sırada Resulüllah'a birisi geldi ve: Ey Allah'ın Resulü! Cafer'in kadınları (ağlaşıyorlar) dedi ve bağırıp çağırarak ağladıklarını söyledi. Hz. Peygamber de o kimseye, gitmesini ve kadınları bu çığlıktan men etmesini istedi. Bunun üzerine o kimse gitti. Sonra yine Peygamber'e gelip kadınların kendisine itaat etmediklerini söyledi. Resulüllah ona ikinci defa gidip kadınları vazgeçirmesini emretti. O adam gitti. Sonra tekrar geldi ve: Ey Allah'ın Resulü kadınlar bize üstün geldiler dedi. Ravi Aişe (r.ah.) dedi ki, Resulüllah o adama: "Haydi git, bu kadınların ağızlarına toprak saç" buyurdu, bende o adama: "Allah seni zelil etsin! ne Resulüllah'ın sana verdiği emri yerine getirdin, ne de hüzün içinde bulunan Peygamber'in kendi hâline bıraktın!" dedim.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1551



    Ümmü Atiye (r.ah.) şöyle bildirmiştir:
    Resulüllah (a.s.) biz kadınlardan biatla birlikte ölüye saç-baş yolarak ağlamayacağımıza dair söz almıştı. Beş kadından başka bizden hiçbir kadın sözünde durmadı. (Bu beş kadın): Ümmü Süleym, Ümmül-Ala, Muaz'ın karısı olan Ebu Sebre kızı, yahut Ebu Sebre kızı ve Muaz'ın karısı.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1552



    Ümmü Atiye (r.ah.) "Biz kadınlara cenazeleri takip etmek yasaklandı. Cenazeler ardından gitmek bizim üzerimize vacip kılınmadı."
    Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1555



    Ümmü Atiye (r.ah.) şöyle anlatır:
    Biz kızını yıkarken, Peygamber (a.s.) yanımıza girip şöyle buyurdu: "Kızımı su ve sidr ile üç veya beş, hatta gerek görürseniz Fazla da yıkayabilirsiniz. En son yıkayışta kâfur yahut kâfur cinsinden bir koku kullanınız. Yıkamayı bitirdiğinizde bana bildiriniz. "Biz yıkamayı bitirince Peygamber'e haber verdik. Resulüllah bize hıkıv denilen kendi izarını verdi ve: "Bunu kızıma iç gömleği yapınız!" buyurdu.
    Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1557 [1]



    Enes İbni Mâlik radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre
    Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, (çocuğunun) mezarı başında (bağıra-çağıra) ağlayan bir kadının yanından geçti.
    Ona:
    - “Allah’dan kork ve sabret!” buyurdu.
    Kadın:
    - Çek git başımdan; zira benim başıma gelen felâket, senin başına gelmemiştir, dedi.
    Kadın Resulullah (as) tanıyamamıştı. Kendisine, onun Resulullah (as) olduğunu söylediler.
    Bunu duyar duymaz Resulullah (as) kapısına koştu, orada
    kapıcılar yoktu. (Özür beyân etmek üzere Resulullah (as)’e:
    - Sizi tanıyamadım, dedi.
    Resulullah (as)de:
    - “Sabır dediğin, felâketle karşılaştığın ilk anda dayanmaktır” buyurdu.
    Buhârî, Cenâiz 32, 43; Ahkâm 11; Müslim, Cenâiz l4-l5.[2]




       Kaynak:
    [1]:el lulu vel mercan buhari ve müslim ittifak ettikleri hadisler Muhammed Fuad Abdulbaki YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI:
    [2]:Muvahhid 1.16 İslam Kütüb Hanesi Riyazussalihin








  • Konularına Göre Hadis Meali veya Konularına Göre Hadis Fihristi Okuyabilir, bilgisayarınıza indirebilir ("RAR" İndir Linki), ödev ve tezlerinizde kullanabilir ve siteyi referans göstermek ve değiştirmemek koşuluyla site ve bloglarınızda yayınlayabilir ve kopyalayıp, çoğaltabilirsiniz. v..d.. Download / İndirdikten Sonra Üçretsiz Dağıtabilirsiniz..

    En iyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir   Eraykitap ilmin kisa yolu

  • سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
  • Tirmizî’nin bir rivayeti şöyledir: 2663- Ebû Rafî (r.a.)’den rivâyete göre, -başkaları bu hadisi merfu olarak rivâyet ettiler şöyle demiştir: “Dikkat edin! Sizden birinizi; emrettiğim veya yasakladığım konulardan birisi kendisine ulaşınca koltuğuna yaslanmış durumda iken, bilmiyorum Allah’ın kitabında ne bulursak ona uyarız (hadisleri tanımayız derken) bulmayayım.

    İLİM BÖLÜMÜ / BÖLÜM: 10 Ø HADİSLERİ İNKAR EDENLER DE OLACAK MI? HADİS NO: 2663 / DEVAMI İÇİN BKZ...