ALİMLERE SAYGI
349. Ebû Mes'ûd Ukbe İbni Amr
el-Bedrî el-Ensârî radıyallahu anh'den rivayet
edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
"Cemaata Kur'an'ı en iyi bilen
ve okuyanları imam olsun. Kur'an bilgisinde eşit iseler, sünneti
en iyi bilen; eğer sünnet bilgisinde de denk olurlarsa, önce
hicret etmiş olan; hicret etmekte de aynı iseler, yaşca en
büyükleri imam olsun. Hâkim ve yetkili olduğu
yerde kişiye, izni olmadıkça bir başkası imam olmaya
kalkmasın. Hiç kimse, başkasının evinde, izni olmadıkça
ev sahibinin özel yerine oturmasın. "
Müslim,
Mesâcid 290
Müslim'in bir rivayetinde,
"yaşca en büyük olan" yerine "ilk evvel
müslüman olan" kaydı bulunmaktadır.
Yine bir
rivâyette (Müslim, Mesâcid 291), "Cemaata,
Allah'ın kitabını en iyi bilen ve kıraatta en ileri gelen imam
olsun. Eğer okuyuşları aynı ise, önce hicret eden imam
olsun. Eğer hicrette de aynı iseler, yaşça en büyükleri
imam olsun" buyurulmuştur.
350. Yine Ebû
Mes'ûd radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre
şöyle demiştir:
Resûlullah sallallâhu aleyhi
ve sellem namaza başlayacağımız zaman omuzlarımıza dokunarak
şöyle buyururdu:
-"Düz durun, karışık durmayın.
Sonra kapleriniz de karmakarışık olur. Namazda benim arkama
yaşlı-başlı olanlar dursun. Onların arkasına kendilerinden sonra
gelenler, daha sonra da onlardan sonra gelenler dursun. "
Müslim,
Salât 122. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât
95; Nesâî, Salât 54
351.
Abdullah İbni Mes'ûd radıyallahu anh'den rivâyet
edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:
"Aklı başında ( ve imamlık yapacak
durumda) olanlarınız ( namazda ) benim hemen arkama dursun. Sonra
bu vasıflarda onları takip edenler dursunlar. ( Peygamber
aleyhisselâm bu cümleyi üç defa
tekrarladı. Namazda) Çarşı-pazarlardaki keşmekeş (ve
kargaşaya benzemek) den sakının!"
Müslim,
Salât 123. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât
95; Nesâî, Salât 54; İmâmet 23, 26; İbni
Mâce, İkâmet 45
352. Ebû
Yahyâ (veya Ebû Muhammed) Sehl İbni Ebû Hasme
el-Ensârî radıyallahu anh şöyle dedi:
Abdullah
İbni Sehl ve Muhayyısa İbni Mes'ûd, sulh günlerinde
Hayber'e gitmişlerdi. (İşlerini görmek için
birbirlerinden) ayrıldılar. Neticede Muhayyısa, (buluşma yerine
geldiğinde) Abdullah İbni Sehl'i kanlar içinde can
çekişirken buldu. Onu defnetti ve sonra Medine'ye döndü.
(Abdullah'ın kardeşi) Abdurrahman İbni Sehl (durumu öğrenince
yanına) Mes'ûd'un oğulları Muhayyısa ve Huvayyısa'yı da
alarak Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem'e gitti.
Oradakilerin yaşça en küçüğü olan
Abdurrahman, olayı anlatmaya başladı. Bunun üzerine Hz.
Peygamber:
"Sözü büyüğünüze
bırak, sözü büyüğünüze bırak!"
buyurdu.
Abdurrahman sustu ve olayı ötekiler anlattı.
Neticede Hz. Peygamber:
"Kâtil üzerinde
hakkınız olabilmesi için yemin eder misiniz? buyurdu.
(Ebû Yahyâ, hadisin tamamını nakletti. )
Buhârî,
Cizye 12, Edeb 89, Diyât 22; Müslim, Kasâme 1,
3, 6. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Diyât 8;
Tirmizî, Diyât 4, 22; Nesâî, Kasâme
3, 4, 5; İbni Mâce, Diyet 28
353.
Câbir radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre,
Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem, Uhud Gazvesi'nde
şehid düşenleri her mezara iki kişi konacak şekilde toplattı
ve sonra:
"Bunların hangisi daha çok Kur'an
bilirdi?" diye sordu.
Şehidlerden hangisi gösterilirse,
önce onu kıbleden yana kordu.
Buhâri,
Cenâiz 72, 75, 78, Meğâzî 26. Ayrıca bk. Ebû
Dâvûd, Cenâiz 27; Nesâî, Cenâiz
62; İbni Mâce, Cenâiz 28; Tirmizî, Cenâiz
31
354. İbni Ömer radıyallahu
anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Peygamber
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Rüyamda
dişlerimi misvaklıyordum. Yanıma biri diğerinden daha yaşlı iki
kişi geldi. Ben misvakı küçüğüne vermek
istedim. " Bana:
"Büyüğe ver denildi. Ben
de büyüğe verdim. "
Müslim,
Rü'yâ 19, Zühd 70 (senedli), Buhârî,
Vudû' 74 (senedsiz)
355. Ebû
Mûsâ radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
"Saçı-sakalı ağarmış müslümana,
aşırı gitmeyip ahkâmıyla amel etmekten kaçınmayan
Kur'an hâfızına ve âdil hükümdara saygı
göstermek, Allah Teâlâ'ya duyulan saygı ve
ta'zimden ileri gelir. "
Ebû Dâvûd,
Edeb 20
356. Amr İbni Şuayb'ın, babası
aracılığı ile dedesinden rivâyet ettiğine göre
Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu.
"Küçüklerimize acımayan,
büyüklerimizin (büyüklük) şerefini
tanımayan bizden değildir. "
Ebû
Dâvûd, Edeb 58; Tirmizî, Birr 15
Hadisin
son kısmı Ebû Dâvûd'un rivayetinde "büyüklerin
hakkını tanımayan" şeklindedir.
357. Meymûn
İbni Ebû Şebîb rahimehullah'dan rivâyet
edilmiştir. Demiştir ki:
Birgün Hz. Âişe'ye bir
dilenci geldi. Aişe radıyallahu anhâ ona bir parça
ekmek verdi. Kılığı kıyâfeti düzgün bir başka
adam geldi. Onu da sofraya oturtarak yemek ikram etti. Bu
(farklı) davranışının sebebini soranlara Âişe şöyle
cevap verdi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem,
"İnsanlara mevki, makam ve seviyelerine göre muamele
ediniz" buyurmuştur.
Ebû Dâvûd
, Edeb 20
Ebû Dâvûd, Meymûn
İbni Ebû Şebîb'in Hz. Âişe ile görüşmediğini
söylemektedir.
Müslim, Sahîh'inin baş
kısmında (I, 6) bu hadisi senedsiz olarak nakleder:
Âişe
radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine göre
Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bize
"İnsanlara seviyelerine göre muamele etmemizi tavsiye
buyurdu" demiştir.
Hâkim Ebû Abdullah bu
hadisi Ma'rifetü ulûmi'l-hadîs adlı eserinde (s.
49) nakletmiş ve "sahih" olduğunu söylemiştir.
358. Abdullah İbni Abbâs radıyallahu anhümâ
şöyle dedi:
Uyeyne İbni Hısn Medine'ye geldi ve yeğeni
Hür İbni Kays'a mi-safir oldu. Hür, Hz. Ömer'in
danışma meclisi üyelerindendi. Zaten genç olsun yaşlı
olsun âlimler (Kurrâ) Hz. Ömer'in danışma
meclisinde bulunurlardı. Bu sebeple Uyeyne, yeğeni Hür İbni
Kays'a:
- Yeğenim, senin devlet başkanı yanında itibarın
yüksektir. Beni kendisiyle görüştür, dedi.
Hür, Ömer'den izin aldı. Uyeyne Hz. Ömer'in
yanına girince:
- Ey Hattab oğlu! Allah'a yemin ederim ki,
bize fazla bir şey vermi-yorsun. Aramızda adâletle de
hükmetmiyorsun, dedi.
Ömer hiddetlendi. Uyeyne'ye
ceza vermek istedi. Bunu sezen Hür:
- Ey mü'minlerin
emiri! Allah, peygamberine "Affı seç, iyiliği emret,
câhillerin kusuruna bakma" [A'râf sûresi
(7), 199]buyurdu. Benim amcam da câhillerdendir, dedi.
(Râvi diyor ki:) Allah'a yemin ederim ki, Hür bu
âyeti okuyunca Ömer, Uyeyne'yi cezalandırmaktan
vazgeçti. Zaten Ömer, Allah'ın kitabına son derece
bağlı idi.
Buhârî, Tefsîru
sûre (7) 5, İ''tisam 2
359. Ebû
Saîd Semüre İbni Cündeb radıyallânu anh
şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
hayattayken ben çocuk denecek yaştaydım. Bu sebeple
kendisinden (duyduklarımı) ezberliyordum. Ne var ki, burada hazır
bulunan yaşlı kimselere duyduğum saygı, onları söylemekten
beni alıkoyuyor.
Buhârî, Hayz 29;
Müslim, Cenâiz 88-[1]
Kaynak:
[1]: Muvahhid 1.16 İslam Kütüb Hanesi Riyazussalihin