ErayKitap Web Sitesine Hoş Geldiniz !     En İyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir
  (Resûlüm!) De ki (Kulluk ve Dua için) yalvarmanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?.." (Furkan Suresi- 77)
Hadis-i Şeriften Dualar Arapça ve Türkçe
Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) okuduğu ve tavsiye ettiği dualar Hadislerde geçen duaların Arapça, Türkçe okunuşları ve anlamları
“Allâh’ım! Sen’in gazabından rızâna, azâbından affına ve Sen’den yine Sana sığınırım!...” (Müslim, Salât, 222)
“Allah (c.c) buyurmuştur ki: Kim bana duâ etmezse ona gadab ederim.” (İbn Mâce, Duâ, 1; İbn Hanbel, III, 477)
Dua ibadetin özüdür Tirmizi, Daavat 1

  1 - ) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), hasta ziyareti için bir hastanın yanına girdiğinde ona: Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe
لاَ بَأْسَ، طَهُورٌ اِنْ شاَءَ اللهُ

Duanın Latince Okunuşu
la be'se tahurun inşe Allahu
Duanın Türkçe Manası / Meali
‘Beis yoktur, temizlik olur inşallah’ derdi.” [1]

[1]: ⇒ Buhari 12/5698

Rasulullah Efendimizin (a.s) Yaptığı ve Tafsiye Ettiği Dualar Arapça ve Türkçe Okunuş ve Anlamları
Hastalananın Yapacağı Dua
Hasta için Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe Hastaya Okunacak Dualar ve Sureler


Enes'in (r.a.) bildirdiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) müslümanlardan zayıflıktan kuş yavrusu kadar kalmış hasta bir kimseyi ziyaret etti. Allah Resulü ona: "Sen Allah'a herhangi bir şeyle dua ediyor, yahut sadece Allah'tan bir şey istiyor muydun?" dedi. Evet, ben: Allahım! Bana Ahirette bir ceza verecek isen o cezayı bana dünyada ver diye dua ediyordum dedi. Bunun üzerine Allah Resulü: "Sübhanallah! Ona takat getiremezsin (yahut senin buna gücün yetmez) sen: Allahım! Bize dünyada da iyilik ver, Ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru!diye dua etsen ya" buyurdu. Müteâkiben o hasta için Allah'a dua etti, Allah da şifasını verdi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4853 el lulu vel mercan buhari ve müslim ittifak ettikleri hadisler Muhammed Fuad Abdulbaki..:- Zikir, Dua, Tevbe ve İstiğfar


Usame bin Şüreyk (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sahabeler ile beraber iken geldim.
Onlar Nebinin yanında başlarının üzerinde kuş varmış hareket ettiklerinde uçacakmış gibi idiler.
Onlara selam verip oturdum. Civar köylerden bedevi Araplar geldi ve:
−Ya Rasulallah, hasta olduğumuzda tedavi olalım mı? dediler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Evet, tedavi olunuz zira Allah yarattığı her derde deva yaratmıştır. Ancak ihtiyarlık müstesnadır’ buyurdu.”
Ahmed 4/278, Ebu Davud 3855, Tirmizi 2039, İbni Mace 3436



Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle:
‘Allah indirdiği her derde mutlaka şifa da indirmiştir’ buyurdu.” Buhari 5720



Sa’d bin Ebi Vakkas (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e:
−Ya Rasulallah! İnsanların bela yönünden hangisi daha şiddetli olur dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Bela yönünden insanların en şiddetlisi, Nebilerdir. Sonra rütbece en üstün olanlar.
Kul dinine göre belaya uğratılır. Kişi dininde kuvvetli ise belası şiddetli olur.
Eğer dininde zayıf ise o da dinine göre belaya uğratılır. Bela kuldan ayrılmaz (imtihana devam eder) ta ki kul üzerinde hiç günah kalmamış bir halde yeryüzünde gezer olunca onu bırakır’ buyurdu.”
Ahmed 1481 Darimi 2/320, İbni Mace 4023, İbni Hibban Mevarid 699, Albânî Sahihu’l-Cami 992

(NOT: İbnu’l-Kayyim el-Cevziyye (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir: “Başına bir bela geldiği vakit kerem sahibi kimselerin sabrı ile ona sabret. O seni daha çok kerem sahibi yapar. Onu insanlara şikâyet ettiğin vakit, Rahim olan Allah’ı hiç merhameti olmayanlara şikâyet etmiş gibi olursun.” İbnu’l-Kayyim el-Cevziyye)




2 - ) Abdulaziz bin Suheyb şöyle dedi:
“Ben, Sabit el-Bunânî (Radiyallahu Anh) ile beraber Enes (Radiyallahu Anh)’ın yanına girdim.
Sabit el-Bunânî (Radiyallahu Anh), Enes (Radiyallahu Anh)’a:
–Ya Eba Hamza! Ben hastalandım dedi.
Enes (Radiyallahu Anh):
−Seni Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in rukyesi ile rukye yapayım mı?
(Yani Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in duası ile tedavi edeyim mi?) dedi.
Sabit el-Bunânî (Radiyallahu Anh)’da:
−Evet dedi. Bunun üzerine Enes (Radiyallahu Anh):

اَللَّهُمَّ رَبَّ النَّاسِ، مُذْهِبَ الْبَاسِ، اِشْفِ اَنْتَ الشَّافِي، لاَ شَافِيَ اِلاَّ أَنْتَ، شِفاَءً لاَ يُغاَدِرُ سَقَماً
  • Ezhibil-be’se rabben’nasi eşfi ve enteş’şafi la şifae illa şifauke şifaen la yugadiru sekame
    −‘Ey insanların Rabbi olan Allah’ım! Hastalığı giderip, şifa ver! Sen şifa vericisin. Sen’den başka şifa verici yoktur. Hiçbir hastalık bırakmayacak şekilde şifa ver!’ diyerek dua etti.”
    Buhari 12/5767, ⇒ Tirmizi 980, ⇒ Ebu Davud 3890 ⇒ Buhârî, Merdâ, 20; ⇒ Müslim, Selâm, 46; ⇒ Ebû Dâvud, Tıbb, 18, 19


  • 3 - ) Osman bin Ebi’l-Âs (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
    “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e, Müslüman olduğum günden beri vücudumda hissettiğim bir rahatsızlığı şikâyet ettim.
    Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana:
    −‘Vücudunun ağrıyan yerine elini koy ve üç kere:

    بِسْمِ اللهِ
    أَعُوذُ بِعِزَّةِ اللهِ وَقُدْرَتِهِ مِنْ شَرِّ مَا أَجِدُ وَأَحَاذِرُ
  • Allah’ın ismiyle, de ve yedi kere de:
    Allah’ın adıyla. Hissettiğim ağrının ve hissedeceğim ağrının şerrinden, Allah’ın izzet ve kudretine sığınırım de’ buyurdu.” ⇒ Müslim 2202/67 ⇒


  • 4 - ) Osman bin Ebi’l-Âs (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
    “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldim ve:
    −Bende bir ağrı var, neredeyse beni helak edecek dedim.
    Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana:
    −‘Sağ elinle ağrıyan yeri yedi defa ovala ve:

    أَعُوذُ بِعِزَّةِ اللهِ وَ قُدْرَ تِهِ، مِنْ شَرِّ ماَ أَ جِدُ
  • ‘Hissettiğin ağrının şerrinden, Allah’ın izzet ve kudretine sığınırım diye dua et’ buyurdu. Ben bunu yaptım, Aziz ve Celîl olan Allah bendeki bu ağrıyı giderdi. O günden beri aileme ve başkalarına sürekli bunu tavsiye ediyorum.”
  • Ebu Davud 3891, ⇒ İbni Mace 3522, ⇒ Tirmizi 2162 ⇒ Nesei, ⇒ Taberani, ⇒ Hâkim


  • 5 - ) Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh)’ın hanımı Zeynep (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
    “Yaşlı bir kadın humre hastalığını okumak için bize gelirdi. Abdullah eve gireceği vakit öksürerek ses çıkarırdı. Bir gün Abdullah eve geldi kadın onun sesini işitince korkusundan sedirin altına gizlendi. Abdullah yanıma geldi ve oturdu. Bana dokundu ve (belimde ki) ipi buldu.
    Bana:
    −Bu nedir? dedi.
    Ben de dedim ki:
    −Humreden dolayı benim için okunmuş rukyedir.
    Onu çekip koparıp attı ve şöyle dedi:
    −Andolsun ki Abdullah’ın âilesi şirkten uzaktır.
    Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i şöyle buyururken işittim:
    −‘Şüphesiz temaim ve tivele şirktir.’
    Zeynep (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
    −Ben bir gün dışarı çıktım biri bana baktı ve gözümden yaş aktı. Gözümü okuduğum vakit yaş akması kesildi. Okumayı terk ettiğim vakit ise gözümden yine yaş aktı.
    Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) dedi ki:
    −O şeytandır. Ona itaat ettiğin vakit seni bırakıyor. Ona asi olduğun vakit parmağını gözüne sokuyor. Eğer sen Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yaptığı gibi yapsaydın daha hayırlı ve şifa bulmaya daha layık olurdun. Gözün ağrıdığı zaman, gözüne suyu serpersin ve şöyle dersin dedi.”

    أَذْهِبِ الْبَاسَ رَبَّ النَّاسِ اِشْفِ، أَنْتَ الشَّافِي لاَشِفَاءَ إِلاَّ شِفَاؤُكَ، شِفَاءً لاَ يُغَادِرُ سَقَماً
  • “Ey İnsanların Rabbi! Hastalığını giderip, şifa ver. Sen şifa verensin. Senin şifandan başka hiçbir şifa yoktur. Hiçbir hastalık bırakmayacak şekilde şifa ver!”

  • Temaim: Temime’nin çoğuludur.
    Temime: Nazar boncuğu ve muska demektir. Temime’nin anlamları şunlardır:
    a) Göz değmesini engellemek için boyna takılan bir nesne.
    b) Sırma yahut ipe dizilen alacalı, beyazlı ve siyahlı boyuna asılan boncuktur.
    c) İçerisine sure veya koruma duaları yazılan kolyedir.
    d) Çocukların boyunlarına asılan muskadır.
    Tivele: Karı koca arasında ki muhabbeti artırmak veya onları ayırmak için yapılan şey.
    İbni Mace 3530, ⇒ Ebu Davud 3883, ⇒ Ahmed 3615


    6 - ) Hârice bin Salt et-Temîmî, amcasından şöyle rivayet etti:
    “Amcam, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanına gelip müslüman olmuş.
    Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanından ayrılıp geri dönmüş.
    Daha sonra bir topluluğa uğramış. Onların yanında demirle bağlanmış deli bir adam varmış.
    O delinin ailesi amcama:
    −Bize anlatıldığına göre şu sizin arkadaşınız (Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem) hayırla gelmiş.
    Senin yanında bu deliyi tedavi edecek bir şey var mı? diye sormuşlar. Bunun üzerine amcam şöyle devam etti:
    Deliye:

    بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ ﴿١﴾ الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ ﴿٢﴾ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ ﴿٣﴾ مَلِكِ يَوْمِ الدِّينِ ﴿٤﴾ إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ ﴿٥﴾ اهدِنَا الصِّرَاطَ المُستَقِيمَ ﴿٦﴾ صِرَاطَ الَّذِينَ أَنعَمتَ عَلَيهِمْ غَيرِ المَغضُوبِ عَلَيهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ ﴿٧﴾ ~ اَمن.
  • Fatiha ile rukye yaptım ve deli iyi oldu. Bana yüz tane koyun verdiler. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e gelip bunu anlattım. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
    −‘Bundan başka (okuduğun bir şey) var mı?’ diye sordu. Ben de:
    −Hayır, dedim. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
    −‘O koyunları al! Allah’a yemin ederim ki, batıl rukye karşılığında aldığını yiyen nice insanlar vardır. Allah’a yemin olsun ki, sen hak olan rukye karşılığında aldığını yiyorsun’ buyurdu.”
    Ebu Davud 3896, ⇒ Ahmed 5/221, ⇒ Buhari 12/5771, ⇒ Müslim 2201/65


  • 7 - ) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), âilesinden bir kimse hastalandığı zaman, onun üzerine; Muavvezat’ı okurdu…
    İhlâs Suresi Felak Suresi Nâs Suresi

    أَعُوذُ بِاللهِ السَّمِيعِ الْعَلِيمِ مِنَ الشَّيْطاَنِ الرَّجِيمِ مِنْ هَمْزِهِ وَنَفْخِهِ وَنَفْثِهِ
    بِسْمِ اللهِ الرَّحمن الرَّحِيم قُلْ هُوَ اللهُ أَحَدٌ ﴿١﴾ اَللهُ الصَّمَدُ ﴿٢﴾ لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ ﴿٣﴾ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ ﴿٤﴾ ~ اَ
    أَعُوذُ بِاللهِ السَّمِيعِ الْعَلِيمِ مِنَ الشَّيْطاَنِ الرَّجِيمِ مِنْ هَمْزِهِ وَنَفْخِهِ وَنَفْثِهِ
    بِسْمِ اللهِ الرَّحمن الرَّحِيم قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ ﴿١﴾ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ ﴿٢﴾ وَمِنْ شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ ﴿٣﴾ وَمِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ ﴿٤﴾ وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ ﴿٥﴾ ~ اَ
    أَعُوذُ بِاللهِ السَّمِيعِ الْعَلِيمِ مِنَ الشَّيْطاَنِ الرَّجِيمِ مِنْ هَمْزِهِ وَنَفْخِهِ وَنَفْثِهِ
    بِسْمِ اللهِ الرَّحمن الرَّحِيم قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ ﴿١﴾ مَلِكِ النَّاسِ ﴿٢﴾ إِلَهِ النَّاسِ ﴿٣﴾ مِنْ شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ ﴿٤﴾ الَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ ﴿٥﴾ مِنْ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ ﴿٦﴾ ~ اَ


  • ⇒ ⇒ Müslim 2192/50


  • 8 - ) Suheyl’in babası Ebu Salih (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
    “Eslem kabilesinden bir adam şöyle dedi:
    Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanında oturuyordum, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in sahabelerinden biri gelip şöyle dedi:
    −Ey Allah’ın Rasulü! Bu gece zehirlendim ve sabaha kadar uyuyamadım dedi.
    Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona:
    −‘Seni zehirleyen nedir’ dedi. Sahabe:
    −Akreptir dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
    −‘Eğer sen akşamladığın vakit:

    أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ
  • Yarattığı şeylerin şerrinden Allah’ın tam olan kelimelerine sığınırım diye dua etmiş olsaydın Allah Azze ve Celle dilerse zarar veremezdi’ buyurdu.”
    ⇒ Ebu Davud 3898, ⇒ İbni Mace 3518, ⇒ Müslim 2709/55


  • 9 - ) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), hasta ziyaretine gittiğinde yahut bir hasta Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e getirildiğinde şöyle dua ederdi:

    أَذْهِبِ الْبَاسَ رَبَّ النَّاسِ، اِشْفِ، وَأَنْتَ الشَّافِي لاَ شِفَاءَ إِلاَّ شِفَاؤُكَ، شِفاءً لاَ يُغَادِرُ سَقَماً
  • ‘Ey İnsanların Rabbi! Hastalığını giderip, şifa ver. Sen şifa verensin. Senin şifandan başka hiçbir şifa yoktur. Hiçbir hastalık bırakmayacak şekilde şifa ver!’ diye dua ederdi.”
    Buhari 12/5715, ⇒ Müslim 2191/47, ⇒ İbni Mace 3520


  • 10 - ) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
    ‘Kim, henüz eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret eder de onun yanında yedi kere:

    بِسْمِ اللهِ، أَسْأَلُ اللَّهَ الْعَظِيمَ رَبَّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ أَنْ يَشفِيَكَ
  • Allah’ın adıyla, büyük arşın sahibi yüce Allah’tan sana şifa vermesini dilerim diye dua ederse, Allah o hastayı iyi eder’ buyurdu.”
    ⇒ Ebu Davud 3106, ⇒ Tirmizi 2165, ⇒ Ahmed 1/239


  • 11 - ) Ebu Said el-Hudri (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
    “Cebrail (Aleyhisselam), Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e gelerek:
    –Ey Muhammed! Hastalandın mı? diye sordu.
    Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de:
    –‘Evet’ dedi. Cebrail (Aleyhisselam):


    بِسْمِ اللهِ أَرْقِيكَ، مِنْ كُلِّ شَيْءٍ يُؤْذِيكَ، مِنْ شَرِّ كُلِّ نَفْسٍ أَوْ عَيْنِ حَاسِدٍ، اَللهُ يَشْفِيكَ،
    بِسْمِ اللهِ أَرْقِيكَ
  • –Allah’ın ismiyle seni rahatsız edecek her şeyden, her bir canlının zararından hasetçinin gözünden, seni okuyup sana dua ederim. Allah sana şifa versin. Allah’ın adıyla sana dua edip nefes ederim dedi.”
    ⇒ Müslim 2186/40, ⇒ İbni Mace 3523


  • 12 - ) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
    Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şu rukye ile rukye yapardı (Yani şu dua ile hastaları okurdu):

    أَذْهِبِ الْبَاسَ رَبَّ النَّاسِ بِيَدِ كَ الشِّفَاءُ لاَ كاَ شِفَ لَهُ إِلاَّ أَنْتَ
  • “Ey İnsanların Rabbi! Bu hastalığı gider. Şifa ancak Senin elindedir. Onu Senden başka kaldıracak yoktur.”
    ⇒ Müslim 2191/49, ⇒ Buhari 12/5768


  • 13 - ) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hastaya şöyle rukye yapardı (Yani hastaya şu duayı okurdu):

    بِسْمِ اللهِ، تُرْبَةُ أَرْضِنَا، بِرِيقَةِ بَعْضِنَا، يُشْفَى سَقِيمُنَا، بِإِ ذْنِ رَبِّنَا
  • “Allah’ın ismiyle. Şu bizim yurdumuzun toprağı ile bağzımızın tükürüğüdür. Rabbimiz izniyle hastamız şifalanır.”
    ⇒ Buhari 12/5768, 5769, ⇒ Müslim 2194/54 ⇒ Ebu Davud 3895, ⇒ İbni Mace 3521



  • Ebû Saîd (r.a.)’den rivâyete göre, Cibril, Rasûlullah (s.a.v.)’e geldi ve
    “Ey Muhammed hasta mısın? Bir şikayetin var mı? dedi.
    Peygamber (s.a.v.)’de
    “Evet” deyince;
    Cibril: “Allah’ın adıy ila sana zarar veren her şeyden her şahıs ve hased eden her gözden, senin korunmanı isterim.
    Yine Allah’ın adıyla senin korunmanı isterim.
    Allah sana şifalar versin” diye dua etti ve böylece dua edilmesini öğretmiş oldu.
    (İbn Mâce, Tıp: 36)



    Abdulaziz b. Suheyb (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
    “Ben ve Sabit, Enes’in yanına gitmiştik. Sabit dedi ki:
    “Ey Ebû Hamza biraz rahatsızım”
    Bunun üzerine Enes:
    “Rasûlullah (s.a.v.)’in okuduğu şekilde sana okuyayım mı?
    Sabit’te “Evet” dedi.
    Bunun üzerine Enes:
    “Allah’ım, ey insanların Rabbi, hastalık ve sıkıntıların gidericisi şifa ver sen şifa verensin senden başka şifa veren yoktur, öyle bir şifa ki hiçbir hastalık bırakmasın” duasını yaptı.
    (Buhârî, Merda: 20; Ebû Dâvûd, Tıp: 19) [1]

    [1]:Sunen-i İmam Tirmizi Cenaze Bölümü Hadis No 972-973:Tercume:Abdullah Parlıyan
    Allah’ım! Senden Seni sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi ve Senin sevgine ulaştıran ameli yapmayı isterim Arapça ve Türkçe
    اَللّٰهُمَّ إنّ۪ي أَسْأَلُكَ حُبَّكَ وَحُبَّ مَنْ يُحِبُّكَ وَالْعَمَلَ الَّذ۪ي يُبلِّغُن۪ي حُبَّكَ اَللّٰهُمَّ اجْعَلْ حُبَّكَ أَحَبَّ إِلَيَّ مِنْ نَفْس۪ي وَأَهْل۪ي وَمِنَ الْمَاءِ الْبَارِدِ

    Duanın Latince Okunuşu
    Allahümme innî es'eluke hubbeke ve hubbe men yuhibbuke ve'l-amele’l-lezi yübelliğuni hubbeke. Allahummec'al hubbeke ehabbe ileyye min nefsî ve ehlî ve mine'l- mâil bârid.
    Duaların Türkçe Meali veya Manası
    Allah’ım! Senden Seni sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi ve Senin sevgine ulaştıran ameli yapmayı isterim. Allah’ım! Senin sevgini, bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha sevgili kıl. [1]
    [1] : Tirmizî (Deavât 73)
    Yatarken Uyanırken Eveden Çıkarken Akşam ve Sabahları ✪ Bilhassa Çarşı ve Pazara Giderken Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe
    لاَ اِلٰهَ اِلاَّ ٱللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ ٱلْمُلْكُ وَلَهُ ٱلْحَمْدُ يُحْيِى وَيُمِيتُ وَهُوَ حَىٌّ لاَ يَمُوتُ بِيَدِهِ ٱلْخَيْرُ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

    Duanın Latince Okunuşu
    "Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerikeleh lehü'l mülkü ve lehü'l-hamdü yuhyi ve yümiytü ve hü ve hayyün lâ yemütü biyedihi'l-hayr ve hü ve alâ külli şey'in kadir."

    Duaların Türkçe Meali veya Manası
    "Allâh'dan başka hiçbir ilah yoktur. Ancak tek o vardır. Onun ortağı yoktur. Öldürür ve diriltir. O diridir, ölmez. Hayır, onun yed-i kudretindedir. O, her şeye kaadirdir." [1]

    [1]: Tirmizi, (5/291); Hâkim, (1/538); Elbâni, Sahih-i İbn-i Mâce (2/21); Sahih-i Tirmizi (3/152).
     
    Ümmeti Muhammede (a.s) Dualar Arapça ve Türkçe
        Allahım beni Annemi babamı bütün müminleri (Kadın Erkek) bütün müslümanları (Kadın Erkek) hepsini afv-ı mağfiret eyle

    اَللّٰهُمَّ حَبِّبْ إِلَيْنَا الْإِيمَانَ وَزَيِّنْهُ فِي قُلُوبِناَ وَكَرِّهْ إِلَيْنَا الْكُفْرَ وَالْفُسُوقَ وَالْعِصْيَانَ وَاجْعَلْنَا مِنَ الرَّاِشدِينَ اَللّٰهُمَّ تَوَفَّنَا مُسْلِمِينَ وَأَحْيِنَا مُسْلِمِينَ وَأَلْحِقْنَا بِالصَّالِحِينَ اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ اْلاَحْيَاءِ مِنْهُمْ وَاْلاَمْوَاتِ بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ وَسَلاَمٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ وَالْحَمْدُ للهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

  • Hadis-i Şerifdeki Duanın Latince Okunuşu
    "...Allâhümme habbib ileynel-îmâne ve zeyyinhü fî kulûbinâ ve kerrih ileynel-küfra ve’l- füsûka vel‘ısyâne vec- ‘alnâ miner-râşidîn. Allâhümme teveffenâ müslimîne ve ahyinâ müslimîne ve el-hıknâ bis-sâlihîne..." Allahüm meğfirli veli valideyye velil müminine vel müminat vel müslimin vel müslimet el ahya-i min hüm vel emvat bi Rahmetike ya erhamer Rahimin
    ve Selamun alal murselin vel hamdulillahi rabbil alemine
    "...Allâhümme teveffenâ müslimîne ve ahyinâ müslimîne ve el-hıknâ bis-sâlihîne..."
    Hadis-i Şerifdeki Duanın Türkçe Manası veya Meali
    "..Allah’ım! Bize imanı sevdir, kalblerimizi imanla süsle. Bize küfrü, itaatsizliği ve isyanı sevdirme, kerih göster, bizi doğru yolu bulanlardan eyle. Allah’ım! Müslümanlar olarak canımızı al, Müslümanlar olarak dirilt, rezil olmadan ve fitneye uğramadan sâlih kullarının arasına dâhil eyle..." [1] Allahım beni Annemi babamı bütün müminleri (Kadın Erkek) bütün müslümanları (Kadın Erkek) hepsini afv-ı mağfiret eyle. Onlardan ölenleride af eyle . bi Rahmetike ya erhamer Rahimin Alemlerin Rabbi Allah'a Hamd olsun ve Selam gönderilen Resullerin Üzerine Olsun [2]

    [1]: (Hâkim, De’avât, no:1868 Uhud Duasından) [2]: (Saffat Suresi - 181 -182)

  •