(Resûlüm!) De ki (Kulluk ve Dua için) yalvarmanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?.."
(Furkan Suresi- 77)
Rasulullah Efendimizin (a.s) Yaptığı ve Tavsiye Ettiği Dualar Arapça ve Türkçe
Et Tahiyyatü ve Salavatı Okuduktan Sonra // Selam vermeden Önce Okunacak Dualar
Rasulullah (s.a.v.) namazında çeşitli dualar yapardı. Bazen birini, bazen diğerini okuyarak dua ederdi. [1]
Bunların dışında başka duaları da kabul ederdi. “Namaz kılan kişiye, bunlar içinden dilediğini seçmesini emrederdi.” [2]
Bu dualar şunlardır:
Okunacak Dualar Arapça ve Türkçe
1 - ) ★ ⇒ et Tahiyyatü ve Salavatı okunduktan Sonra Okunacak Dualar
⇒ Salavattan Sonra Okunacak Dualar Rabbenâ âtina ⇒ Rabbenâğfirlî ..v.d.. - 1
اللَّهُمَّ إنِّي
أعُوذُ بِكَ مِنْ عذَابِ جهَنَّمَ ، وَمِنْ عَذَابِ القَبرِ، وَمِنْ فِتْنةِ المحْيَا والمَماتِ
وَمِنْ
شَرِّ فِتْنَةِ المَسِيح الدَّجَّالِ
اَللَّهُـمَّ أَعِنِّا عَلَى ذِكْرِكَ، وَشُكْرِكَ، وَحُسْنِ عِبَادَتِكَ
رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
رَبِّ اجْعَلْن۪ي مُق۪يمَ الصَّلٰوةِ وَمِنْ ذُرِّيَّت۪يۗ رَبَّـنَا وَتَقَبَّلْ دُعَٓاءِ
رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ
⇒ Allâhümme innî eûzü bike min azâbi cehennem ve min azâbi’l-kabr ve min fitneti’l-mahyâ ve’l-memât ve min şerri fitneti’l-mesîhi’d-deccâl. ⇒
Allâhümme einnî ala zikrike ve şukrike ve hunu ibadetike ⇒
Allahumme la tuhricna mineddünya illa ma'aşşehadeti vel iman ⇒
Rabbenâ âtina fid'dunyâ haseneten ve fil'âhirati haseneten ve kınâ azâben nâr. ⇒
Rabbenâğfirlî ve li-vâlideyye ve lil-Mu'minine yevme yekûmu'l hisâb.
Allah’ım, cehennem azabından ve kabir azabından, hayat ve ölüm fitnesinden, kör deccalin fitnesine uğramaktan sana sığınırım
Allahım! Seni zikretmek nimetlerine şükretmek ve Sana güzelce ibâdet etmek bana yardım et
Allahım! Bizi dünyadan ancak kelime-i şahadet ve imanla çıkar
Ey bizim Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından koru. (Bakara Suresi - 201)
Rabbim, beni namazı sürekli kılanlardan eyle, zürriyetimi de (soyumdan gelecekleri de). Ey (bizim) Rabbimiz, duamı kabul buyur.
Ey bizim Rabbimiz! Beni, anamı ve babamı ve bütün mü'minleri hesap gününde (herkesin sorguya çekileceği günde) bağışla (İbrahim Suresi - 40 - 41)
"Allahumme la tuhricna mineddünya illa ma'aşşehadeti vel iman."
Anlamı:"Allah'ım! Bizi dünyadan ancak kelime-i şahadet ve imanla çıkar."
Müslim, Mesâcid 128. ⇒ Ayrıca bk. Müslim, Mesâcid 130-134 ⇒ Ebu Davud, Salât 149, 179 ⇒ Nesaî, Sehv 64)
اَللَّهُمَّ
إنِّي أعُوذُ
بِكَ مِنْ
عَذَابِ
الْقَبْرِ و
أعُوذُ بِكَ
مِنْ
فِتْنَةِ
الْمَسيِحِ
الدَّجَّالِ.
و أعُوذُ بِكَ
مِنْ
فِتْنَةِ المَحْيَا
وَالمَمَاتِ.
اللَّهُمَّ
إنِّي أعُوذُ
بِكَ مِنَ
الْمَأْثَمِ
و
الْمَغْرَمِ
1- “Allahümme! İnnî eûzu bike min azâbi’l-kabri ve eûzu bike min fitneti’l-mesihi’d-deccal, ve eûzu bike min fitneti’l-mahyâ ve’l-memât.
Allahümme! İnnî eûzu bike mine’l-me’semi ve’l-meğram”
Allah’ım! Kabir azabından Mesih Deccal’in fitnesinden hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınıyorum. Allah‘ım!
Allah’ım! Günahlardan (veya günaha yol açacak durumlardan) ve borçtan sana sığınıyorum.” [3]
اَللَّهُمَّ
إنِّي أعُوذُ
بِكَ مِنْ
شَرِّ مَا
عَمِلْتُ و
مِنْ شَرِّ
مَا لَمْ
أَعْمَلْ
بَعْدُ
اََللَّهُمَّ
حَاسِبْنِي
حِسَاباً
يَسِيراً
2 - “Allahümme! İnnî eûzu bike min şerri mâ amiltu ve min şerri mâ lem a’mel [ba’du]”
“Allah’ım! Yaptıklarımın şerrinden ve - henüz - yapmadıklarımın şerrinden [4] sana sığınıyorum.” 5]
3 - “Allahümme! Hâsibnî hisâben yesirâ” “Allah’ım! Hesabımı kolaylaştır.” [6]
اَللَّهُمَّ
بِعِلْمِك
الْغَيْبِ و
قُدْرَتِكَ
عَلىَ الْخَلْقِ؛
أَحْيِنِي
مَا
عَلِمْتَ الْحَياةَ
خَيْراً لِي.
وَتَوَفَّنِي
إذَا كَانَتِ
الْوَفَاةُ
خَيْراً لِى.
اَللَّهُمَّ
وَ
أَسْأَلُكَ
خَشْيَتَكَ
في الْغَيْبِ
و الشَّهادَةِ.
و أَسْألُكَ
كَلِمَةَ
الْحَقِّ (وفي
رواية:
الْحُكْمِ) وَ
الْعَدْلَ في
الْغَضَبِ
وَالرِّضَا. و
أَسْأَلُكَ
الْقَصْدَ
فِي الْفَقْرِ
وَالْغِنَى.
وَ أَسأَلُكَ
نَعِيمًا لاَ
يَبِيدُ. وَ
أَسْأَلُكَ
قُرَّةَ
عَيْنٍ [لاَ تَنْفَدُ
وَ] لاَ
تَنْقَطِعُ
وَ
أَسْألُكَ
الرِّضَى
بَعْدَ
الْقَضاءِ. وَ
أَسْأَلُكَ
بَرْدَ
الْعَيْشِ
بَعْدَ
الْمَوْتِ. وَ
أَسْأَلُكَ
لَذَّةَ
النَّظَرِ
إِلىَ
وَجْهِكَ؟ وَ
[أَسْأَلُكَ]
الشَّوْقَ
إِلىَ
لِقَائِكَ
فِي غَيْرِ
ضَرَّاءِ
مَضَرَّةٍ وَ
لاَ فِتْنَةٍ مُضِلَّةٍ
.
أَللَّهُمَّ
زَيِّناَّ
بِزِينَةِ
اْلإِيماَنِ
وَ
إجْعَلْناَ
هُدَاًة مُهْتَدِينَ
4- “Allahümme! Bi ilmike’l-ğaybi ve kudretike ale’l-halki; ahyinî mâ alimte’l-hayâte hayran lî, ve teveffenî izâ kâneti’l-vefâtü hayran lî. Allahümme! Ve es’elüke haşyeteke fi’l-ğaybi ve’ş-şehâdeti, ve es’elüke kelimete’l-hakki (Bir rivayette: hükmi) ve’l-adle fi’l-gadabi ve’r-rıdâ, ve es’elüke’l-kasde fi’l-fakri vel-ğınâ, ve es’elüke naîmen la yebîdü, ve es’elüke kurrate aynin [lâ tenfedü] ve lâ tenkati’u, ve es’elüke’r-rıdâ ba’de’l-kadâ, ve es’elüke berde’l-ayşi ba’de’l-mevti, ve es’elüke lezzete’n-nazari ilâ vechike, ve [es’elüke]’ş-şevk ilâ likâike fî gayri darrâ-i mazarratin, ve lâ fitnetin mudilletin. Allahümme! Zeyyinnâ bi-zîneti’l-imân, vec’alnâ hüdâten mühtedîn”
“Allah’ım! Gayba dair bilgin ve yaratılanlar üzerindeki kudretinle sana dua ediyorum. Yaşamak benim için hayırlı olduğu müddetçe beni yaşat. Eğer ölüm benim için daha hayırlı ise beni katına al. Allah’ım! Senden, gizlide ve açıkta senin korkunu duymayı istiyorum. Öfke ve hoşnutluk anlarında hak sözü (bir rivayette: hükmü) söylemeyi ve adaletli olmayı istiyorum. Zenginlikte ve fakirlikte dengeli olmayı istiyorum. Asla tükenmeyecek bir nimet istiyorum. [Son bulmayacak,] kesilmeyecek bir iç ferahlığı istiyorum. Takdirine razı olmayı istiyorum. Öldükten sonra rahat bir yaşantı istiyorum. Yüzünü görmenin hazzını bana nasip etmeni [istiyorum]. Herhangi bir zarardan ve saptıran bir fitneden dolayı olmaksızın seninle buluşmanın özlemini bana bahşetmeni istiyorum. Allah’ım! Bizleri iman süsüyle güzelleştir. Bizleri hidayete eren ve hidayete çağıran insanlar yap.” [7]
Rasulullah (s.a.v.) Ebû Bekr Sıddık’a (r.a.) da şu duayı öğretmiştir:
اَللَّهُمَّ
إنِّي
ظَلَمْتُ
نَفْسِي ظُلْماً
كَثيراً،
وَلاَ
يَغفِرُ
الذُّنُوبَ
إلاَّ أنْتَ،
فَاغْفِرْ
لِي
مَغْفِرَةً
مَنْ عِنْدِكَ،
وَارْحَمْنِي،
إنَّكَ أنْتَ
الْغَفُورُ
الرَّحِيمُ
5- “Allahümme innî zalemtü nefsî zulmen kesîran, ve lâ yağfiru’z-zünûbe illâ ente, fağfir-lî mağfireten min indike, verhamnî, inneke ente’l-gafûru’r-rahîm”
“Allah’ım! Ben kendime çok zulmettim! Günahları ancak sen bağışlarsın. Katından bir mağfiretle beni bağışla. Bana acı. Muhakkak ki sen, bağışlayansın, çok merhametlisin.” [8]
Rasulullah (s.a.v.) Hz. Aişe’ye de şu duayı yapmasını emretmiştir:
اَللَّهُمَّ
إنِّي
أَسْأَلُكَ
مِنَ الْخَيْرِ
كُلِّهِ؛
[عَاجِلِه
وآجِلِهِ] مَا
عَلِمْتُ
مِنْهُ وَمَا
لَمْ أعْلَمْ.
وَأَعُوذُ
بِكَ مِنَ
الشَّرِّ كُلِّهِ
[عَاجِلِه
وآجِلِهِ] مَا
عَلِمْتُ
مِنْهُ وَمَا
لَمْ
أَعْلَمْ. وَ
أَسْألُكَ (و
في رواية:
اللَّهُمَّ
إنِّي
أسْألُكَ)
الْجَنَّةَ
وَمَا
قَرَّبَ
إلَيْهَا
مِنْ قَوْلٍ
أوْ عَمَلٍ.
وَ
أعُوذُبِكَ
مِنَ
النَّارِ
وَمَا قَرَّبَ
إلَيْهَا
مِنْ قَوْلٍ
أوْ عَمَلٍ.
وَ أَسْألُكَ
(و في رواية:
اللَّهُمَّ
إنِّي أسْألُكَ)
مِنَ
[الـ]خَيْرِ
مَا سَأَلَكَ
عَبْدُكَ و
رَسُولُكَ
[مُحَمَّدٌ وَ
أَعُوذُ بِكَ
مِنْ شَرِّ
مَا
إِسْتَعاَذَكَ
مِنْهُ
عَبْدُكَ
رَسُولُكَ
مُحَمَّدٌ]. [
وَأسْألُكَ]
ماَ قَضَيْتَ
لِى مِنْ
أَمْرٍ أنْ
تَجْعَلَ
عاَقِبَتَهُ
[لِي] رُشْداً
6- “Allahümme! İnnî es’elüke mine’l-hayri küllihi [â’cilihi ve âcilihi] mâ alimtü minhu ve mâ lem a’lem. Ve eûzu bike mine’ş-şerri küllihi [â’cilihi ve âcilihi] mâ alimtü minhu ve mâ lem a’lem. Ve es’elüke (Bir rivayette: Allahümme! İnnî es’elüke) el-cennete ve mâ karrebe ileyhâ min kavlin ev amelin, ve eûzu bike mine’n-nâri ve mâ karrebe ileyhâ min kavlin ev amelin. Ve es’elüke (Bir rivayette: Allahümme! İnnî es’elüke) min [el]hayri mâ se’eleke abdüke ve rasûlüke [Muhammed ve eûzu bike min şerri mes’teâzeke minhu abdüke ve rasûlüke Muhammed], [ve es’elüke] mâ kadayte lî min emrin en tec’ale âkıbetehu [lî] rüşden”
“Allah’ım! Senden [şimdi ve gelecekte olacak olan,] bildiğim ve bilmediğim bütün hayırları istiyorum. Yine [şimdi ve gelecekte olacak olan,] bildiğim ve bilmediğim bütün kötülüklerden de sana sığınıyorum. Senden [Bir rivayette: Allah’ım! Senden] cenneti ve beni ona yaklaştıracak söz ve amelleri istiyorum. Cehennemden ve ona yaklaştıracak her türlü söz ve amelden sana sığınıyorum. Senden [Bir rivayette: Allah’ım! Senden] kulun ve Rasûlün [Muhammed’in] istediği bütün hayırları istiyorum. [Yine kulun ve Rasûlün Muhammed’in sığındığı bütün kötülüklerden de sana sığınıyorum.] Senden hakkımda takdir etmiş olduğun şeylerin sonunu güzel eylemeni diliyorum.” [9]
7 - Rasulullah (s.a.v.) bir adama: “Namazda neler diyorsun?” diye sordu. Adam:
“Teşehhüdü okuyorum; sonra Allah’tan cenneti istiyor ve cehennemden de O’na sığınıyorum.
Fakat ne senin ve ne de Muaz’ın mırıldandığını ben mırıldanmayı beceremiyorum.” dedi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Biz de cennet ve cehennemle ilgili dualar mırıldanıyoruz.” [10]
8 - Rasulullah (s.a.v.) teşehhüdde bir adamın şöyle dediğini işitti:
اَللَّهُمَّ!
إنِّى
أسْألُكَ يا
اَللّهُ
بِاللَّهِ
الوَاحِدُ
الأحَدُ الصَّمَدُ
الذي لَمْ
يَلِدْ
وَلَمْ
يُولَدُ وَلَمْ
يَكُنْ لَهُ
كُفُواً
أحَدٌ
أنْ
تَغْفِرَ لِي
ذُنُوبِي،
إنَّكَ أنْتَ
الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
“Allahümme! innî es’elüke yâ Allah (Bir rivayette: billah) [el-vahidu] el-ahadu’s-samed, ellezî lem yelid ve lem yûled ve lem yekün lehu küfüven ehad! En tağfire lî zünûbî, inneke ente’l-ğafûru’r-rahîm)
“Allah’ım! Bir ve tek olan, her ihtiyaç için kendisine başvurulan, doğmayan ve doğurmayan, hiçbir dengi de olmayan Allah’ım!
Senden günahlarımı bağışlamanı istiyorum. Muhakkak ki, sen bağışlamasında sınırsız, şefkat ve merhametinde sınırsız olansın.”
Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.): “Kesinlikle bağışlandı, kesinlikle bağışlandı.” [11] buyurdu.
9- Bir başkasının da teşehhüdde şöyle dediğini işitti:
اَللَّهُمَّ
إنِّي
أسْألُكَ
بِأنَّ لَ
كَ الحَمْ
دُ،
لاَ إلَهَ
إلاَّ أنْتَ
وَحْدَكَ لاَ
شَرِيكَ
لَكَ
،
المَنَّانُ
،
ياَ
بَدِيعَ
السَّماوَاتِ
وَالأرْضِ
ياَذا
الْجَلاَلِ
وَالإكْرَامِ
يَاحَىُّ يَا
قَيُّومُ
إنِّي أسْألُكَ
الْجَنَّةَ
وَأعُوذُ
بِكَ مِنَ
النَّارِ
“Allahümme! İnnî es’elüke bi enne leke’l-hamdu, lâ ilâhe illâ ente, [vahdeke lâ şerîke leke], [el-mennan], [yâ] bedîa’s-semâvâti ve’l-ard! Yâ ze’l-celâli ve’l-ikram! Yâ hayyu ya kayyûm! [İnnî es’elük][el-cennete ve eûzu bike mine’n-nâr]”
“Allah’ım! Senden bütün hamdlerin sana yapılmasına, senden başka ilâh olmamasına, [senin bir olup ve ortağının olmamasına,] [çok ihsân eden oluşuna] dayanarak istiyorum. Ey gökleri ve yeri yoktan var eden ve bunun için bir örneğe ihtiyaç duymayan! Ey kusursuz yücelik ve ikrâm sâhibi olup, cömertliğinden yarattıklarına da ihsân eden! Ey dâimâ hayât sâhibi ve diri olan, hep var, varlığı ezelî ve sonsuz olan! Ey herşeyi tutan, koruyan! [Senden cenneti [istiyor] ve cehennemden de sana sığınıyorum.]”
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.), ashabına:
“Nasıl dua ettiğini biliyor musunuz?” diye sordu.
Orada bulunanlar: “Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.” deyince
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Allah’a, kendisiyle dua edildiği zaman duayı kabul ettiği,
istendiğinde verdiği ismi azimiyle [12] (Bir rivayette: âzamla) dua etti.” [13]
10 - Hz. Peygamber’in (s.a.v.) teşehhüd ile selâm arasında en son okuduğu dualardan biri de şudur:
اللَّهُمَّ!
اِغْفِرْ لِى
مَا
قَدَّمْتُ، وَمَا
أخَّرْتُ،
وَمَا
أسْرَرْتُ،
وَمَا أعْلَنْتُ،
وَمَا
أسْرَفْتُ،
وَمَا أنْتَ أعْلَمُ
بِهِ مِنِّي،
أنْتَ
المُقَدِّمُ،
وَأنْتَ
المُؤَخِّرُ
لاَ إلَهَ
إلاَّ أنْتَ
“Allahümme! İğfirlî mâ kaddemtü ve mâ ehhartü ve mâ esrartü ve mâ a’lentü ve mâ esraftü ve mâ ente a’lemu bihi minnî, ente’l-mukaddimu ve ente’l-muahhiru, lâ ilâhe illâ ente”
“Allah’ım! Bugüne kadar yaptığım ve bundan sonra yapabileceğim, gizli ve açıktan işlediğim, haddi aştığım ve senin benden daha iyi bildiğin günahlarımı bağışla. Sen, öne geçiren (el-Mukaddim) ve geri bırakansın (el-Muahhir). Senden başka ilâh yok.” [14]
Kaynak:
[1] Metinde “teşehhüdünde” demedik; çünkü hadiste “namazında” denilmekte, teşehhüdle veya başka şeyle kayıtlandırılmamaktadır. Bu ise secde ve teşehhüd gibi dua etmek için uygun olan her yeri içine alır. Nitekim daha önce, secde ve teşehhüdde dua edilmesine ilişkin Hz. Peygamber’in emirleri geçmişti.
[2] Buhârî, Müslim. Esrem şöyle anlatmıştır:
“Ahmed’e: “Teşehhüdden sonra nasıl dua edeyim?” diye sordum. “Hadiste geldiği gibi.” dedi. “Hz. Peygamber (s.a.v.): “Sonra kişi dilediği duayı yapsın.” buyurmadı mı?” dedim. “Kişi, hadiste gelen dualardan dilediğini yapmakta serbesttir.” dedi. Birkaç defa aynı soruyu sordum; o da her seferinde “Hadiste geldiği gibi.” karşılığını verdi. Bunu, İbn Teymiye nakletmiş ve bu tesbiti güzel bulduğunu söylemiştir. Bunu, onun “el-Mecmû’u” (69/218/1) adlı kitabından kendi el yazısından naklettim. İbn Teymiye diyor ki: “el-Dua”nın başındaki “el” takısı, Allah’ın sevdiği duayı göstermekte olup, tür olarak duayı göstermez...” Sonra şöyle der: “En doğrusu şöyle demektir: “Ancak meşru ve sünnet olan dualar yapılabilir. Bunlar ise, hadislerle gelen ve fayda veren dualardır.”
Ben diyorum ki: Bu, dediği gibidir. Ancak duanın fayda verenini bilmek sağlam bilgiye bağlı bir husustur ki, bunu elde edenler de sayıca çok azdır. Bu sebeple uygun ve münasip olan, hadislerde gelmiş bulunan dualarla yetinmektir. Özellikle de dua eden kimse, duasında birtakım taleplerde bulunyorsa... Allah en iyisini bilir.
[Buhârî, Sıfatü's-salat 69 (101), c.2, s.822; Müslim, Salat 55, 57, 58 (402), c.3, s.1295. Mütercim]
[3] Buhârî, Müslim. Bir hadiste Hz. Aişe (r.anha) şöyle demiştir: “Bir kimse Hz. Peygamber’e (s.a.v.): “Ey Allah’ın Rasûlü! Borçtan ne çok Allah’a sığınıyorsun!” dedi. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kişi borçlu olduğu zaman konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz.”
[Buhârî, Sıfatü's-salat 68 (99), c.2, s.820; Müslim, Mesâcid 129 (589), c.3, s.1700; Nesaî, Sehv 64 (1309), c. 3-4, s.84. Mütercim]
[4] “Yaptıklarımın şerrinden”: Yani yaptığım kötülüklerin şerrinden. “yapmadıklarımın şerrinden”: Yani, yapmayıp terk ettiğim iyi davranışların şerrinden.
[Nesâî’de ayrıca şu açıklama getirilmiştir: “Yaptıklarımın ve yapmadıklarımın şerrinden”: Sebep olduğum ve sebep olmadığım kötülüklerin şerrinden.” Bkz. Nesaî, Sehv 63 (1307), c. 3-4, s.83. Mütercim.]
[5] Nesâî sahih senedle ve “es-Sünne” adlı kitabında (370, tahkiki bana aittir, el-mektebü’l-islâmî yayınevi baskısı) İbn Ebû Asım rivâyet etmiştir. İlave, İbn Ebû Asım’a aittir.
[Nesaî, Sehv 63 (1307), c. 3-4, s.83; Ebû Dâvud, Vitr 32 (1550), c.6, s.77. Mütercim]
[6] Ahmed, Hâkim. Hâkim hadisin sahih olduğunu söylemiş; Zehebî de bu görüşünde ona katılmıştır.
[7] Nesâî, Hâkim. Hâkim hadisin sahih olduğunu söylemiş; Zehebî de bu görüşünde ona katılmıştır.
[Nesaî, Sehv 62 (1305-1306), c. 3-4, s.81-82. Mütercim]
[8] Buhârî, Müslim.
[Buhârî, Sıfatü's-salat 68 (100), c.2, s.821; Müslim, Zikr (2705); Nesaî, Sehv 59 (1302), c. 3-4, s.79. Mütercim]
[9] Ahmed, Tayâlisî, “el-Edebü’l-müfred” adlı kitabında Buhârî, İbn Mâce ve Hâkim. Hâkim hadisin sahih olduğunu söylemiş; Zehebî de bu görüşünde ona katılmıştır. Hadisi ben de “es-Sahîha”da (1542) tahriç ettim.
[İbn Mâce, Dua (3846). Mütercim]
[10] Ebû Davud, İbn Mâce ve İbn Huzeyme (1/87/1) sahih senedle rivâyet etmiştir.
[İbn Mâce, İkametü's-salât 26 (910), c.3, s.178; Ebû Dâvud, Salât 123-124 (792-793), c.3, s.234-235. Mütercim]
[11] Ebû Davud, Nesâî, Ahmed ve İbn Huzeyme. Hâkim hadisin sahih olduğunu söylemiş; Zehebî de bu görüşünde ona katılmıştır.
[Nesaî, Sehv 58 (1301), c. 3-4, s.78; Ebû Dâvud, Salât (985), c.4, s.34-35. Mütercim]
[12] Hadiste Allah’ın güzel isim ve sıfatlarıyla tevessül edildiği geçmektedir. Bu, Allah’ın: “En güzel isimler (el-esmâü'l-hüsnâ) Allah'ındır. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin.” (A’raf, 180) buyruğunda emretmiş olduğu şeydir.
Bunun dışındaki “makamı için”, “hakkı için” ve “hürmetine” gibi ifadelerle yapılan tevessüllere gelince, Ebû Hanife ve arkadaşları bunun mekruh olduğunu söylemişlerdir. Mekruhluk, herhangi bir ifade ile kayıtlanmadığı zaman haramlık anlamındadır. Maalesef aralarında âlimlerin de bulunduğu pek çok insan, bu meşru tevessülden yüz çevirmektedir. En hafif tanımlamayla ihtilaflı olduğu söylenebilecek olan bid’at tevessüle olan bağlılıklarının yanı sıra neredeyse hiçbirinin, Allah’ın güzel isim ve sıfatlarıyla yapılan bu meşru tevessülü yaptığını duyamazsın. Sanki başkası caiz değilmişcesine bid’at olan tevessüle devam etmektedirler. Şeyhülislâm İbn Teymiye’nin bu konuda “et-Tevessül ve’l-vesîle” adında çok güzel bir kitabı var ki, incelenmelidir. Bu kitap, alanında benzeri olmayan çok önemli bir kitaptır. Benim de “et-Tevessül envâuhu ve ahkâmuhu” adında, iki baskısı yapılmış olan bir kitabım bulunuyor. Konusu ve kitabın anlatım tarzı bakımından bu da oldukça önemli bir kitaptır. Bu kitapta, bazı çağdaş doktorların ortaya attığı şüphelere cevaplar da bulunmaktadır. Allah bizlere de onlara da hidayet etsin.
[13] Ebû Davud, Nesâî, Ahmed, “el-Edebü’l-müfred” adlı kitabında Buhârî, Taberânî ve “et-Tevhîd” (44/2, 67/1, 70/1-2) adlı kitabında İbn Mendeh sahih senedlerle rivâyet etmişlerdir.
[Nesaî, Sehv 58 (1300), c. 3-4, s.77-78; Ebû Dâvud, Vitr 23 (1495), c.5, s.491. Mütercim]
[14] Müslim, Ebû Avâne.
[Müslim, Salatu'l-Müsâfirîn 201 (771), c.4, s.2193. Mütercim]
Hangi Dua Daha Çok Kabul Edilir? Gecenin son saatlerinde ve farz namazlardan sonra yapılan dua.
Ebû Ümâme radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e:
- Hangi dua daha çok kabul edilir?, diye sordular.
- Gecenin son saatlerinde ve farz namazlardan sonra yapılan dua, buyurdu.
Kaynak Site
(Tirmizî, Daavât 79 ; Ebû Davûd, Tatavvû‘ 10; Nesâî, Mevâkît 35, 40)
212- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ezan ile kamet arasında yapılan dua geri çevrilmez.” Tirmizi Sunen-i Tercüme Abdullah Parlıyan Namaz Bölüm / 158
Dua
Efendimizden dualar
peygamberimizin duaları
hayra yormak
Dua
yakarış
Allah'tan af dileme
pişmanlık
bağışlama
Rahmet
merhamet
itiraf
Dua
peygamberimizin duaları
Efendimizden dualar
hataya düşmekten korunma
Allah'a sığınma
Konularına Göre Dua Meali veya Konularına Göre Dua Fihristi Arapça Latince Okunuşları ve Türkçe Anlamları
Okuyabilir, bilgisayarınıza indirebilir, ödev ve tezlerinizde kullanabilir ve siteyi referans göstermek ve
değiştirmemek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin site ve bloglarınızda yayınlayabilir ve kopyalayıp, çoğaltabilirsiniz. ve Dağıtabilirsiniz..
En iyi Bilgi Dünya ve Ahiret Saadeti Sağlayan Bilgidir Eraykitap
Konularına Göre Dua Fihristte ki Duaların Arapça ve Türkçe olarak ✪ Resimleri / Fotoğrafları var idirmek için Tıklayın
|