Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) okuduğu ve tavsiye ettiği dualar Hadislerde geçen duaların Arapça, Türkçe okunuşları ve anlamlarını sizler için derledik “Allâhım Senin gazabından rızâna azâbından affına ve Senden yine Sana sığınırım (Müslim Salât 222)
🌹 Rasulullah (a.s)'dan Duaları Rivayetlerle bize ulaşan Peygamberimiz' in belirli zamanlarda veya düzenli yaptığı,
mü'minlerin yapmasını istediği veya ashabına öğrettiği duaları bu bölümde bulabilirsiniz
سُبْحَانَ رَبِّيَ العَلِيِّ الأَعْلَى الوَهَّابِ Hadis-i Şerifdeki Duanın Latince Okunuşu Bismillah vel Hamdulillah ves Salatu ves Selamu ala Rasulullah Subhane Subhane Rabbiyel aliyyil alel Vehhab Hadis-i Şerifdeki Duanın Türkçe Manası veya Meali Allah'ın Adıyla Başlıyorum ve Allaha Hamd Olsun Rasulullaha Salat ve Selam Olsun Karşılıksız bolca veren en yüce Rabb'im! Sen noksan sıfatlardan münezzehsin. [1] “Allah (c.c) buyurmuştur ki: Kim bana duâ etmezse ona gadab ederim.” (İbn Mâce, Duâ, 1; İbn Hanbel, III, 477)
Dua'ya Başlaken Okunacak Dualar
1 - ) ✪ Dua Ederken Nasıl Başlamalıyız veya Ne Okuyarak Başlamalıyız لْحَمْدُ لِلَّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ ✪ وَالْعَاقِـبَـةُ لِلْمُـتَّـق۪ينَ ✪ وَلَا عُدْوَانَ إِلَّا عَلَي الظَّالِم۪ينَ وَالصَّلٰاةُ وَالسَّلٰامُ عَلٰى رَسُولِـنَا مُحَمَّدٍ وَأٰلِه۪ وَصَحْبِه۪ٓ أَجْمَع۪ينَ elhmdulillahi Rabil Alemin vel akıbetü lil muttakin vel udavne illa alaz Zalimin ves Salatü ves Selamü ala Rasulina Muhammedin ve alihi ve sahbihi ecmain Şeytanın Şerrinden Allah'a Sığınırım Rahman ve Rahim Allah'ın Adıyla Başlıyorum ve Allaha Hamd Olsun Şonuc Takva sihiblerinindir Zalimlerden Başkasına Düşmalık yoktur Rasulullah'a Ailesine ve Arkadaşlarına Salat ve Selam Olsun سُبْحَانَ رَبِّيَ العَلِيِّ الأَعْلَى الوَهَّابِ Bismillahi vel Hamdulillahi ves Salatu ves Selamu ala Rasulullahi Subhane Rabbiyyel aliyyil alal Vehheb Şeytanın Şerrinden Allah'a Sığınırım Allah'ın Adıyla Başlıyorum ve Allaha Hamd Olsun Rasulullaha Salat ve Selam Olsun Karşılıksız bolca veren en yüce Rabb'im! Sen noksan sıfatlardan münezzehsin. Karşılıksız bolca veren. Vehhâb, Allah’ın çok hîbe eden, çok fazla bağışlayan olduğu anlamına gelir. Hak sâhibi olmadıkları halde yarattıklarına çok çok verendir. Çok fazla ihsan eden, çeşit çeşit nimetleri daima bağışlayan demektir. Bol bol hediyeler veren. Karşılıksız nimetler veren, çok fazla ihsan ede Arapça anlamı : Allaha hamd, Rasulune salat ve selam ve Aline ve ashabinin tümüne olsun
Bir defasında Rasûl-i Ekrem Efendimiz, sahâbîlerden birinin Allâh’a hamd ve Rasûlü’ne salevât getirerek duâya başladığını gördüğünde, onu takdîr ederek:
“–Ey namaz kılan zât! Duâ et, (duâna hamdele ve salvele ile başladığın müddetçe) duân kabûl olunur.” buyurmuştur. (Tirmizî, Deavât, 64/3476)
Nitekim Ömer bin Hattâb -radıyallâhu anh- şöyle demiştir: “Yaptığın duâ yerle gök arasında durur. Peygamber Efendimiz’e salevât getirmedikçe hiçbir duân Allâh katına yükselmez.” (Tirmizî, Vitir, 21/486) Hamdele ve salvele duası hakkında Hamdele ve salvele, yani, Allah’a hamd ve Resulüne salavat getirmek, bütün alim ve müslümanlar eserlerinin başında kullandığı, sünnete dayanan bir gelenektir. İsra suresindeki hamd makamında ki ayetleri de Üstatlar hem Allaha hamd için, hem de bu güzel geleneği devam ettirmek için sürekli kullanıyor. Ayetlerin meali de şu şekildedir: Allah'ın adıyla. "Hiçbir şey yoktur ki Onu övüp Onu tesbih etmesin." (İsrâ Sûresi, 17:44.) Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O'nu tesbih eder. O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz, onların tesbihini anlamazsınız. O, halîmdir, bağışlayıcıdır. (İsrâ Sûresi - 44) Zât olan Allah'ın adıyla. Hamdele Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: "Meşru' işlere Allah'a hamd ile başlanmazsa hayır ve bereketi kesilir." (1) "Cenâb-ı Hakk'ın ni'metlerine hamd ü senâ, insanı ni'metin zevalinden emîn kılar." (2) "Allah'a hamdetmek şükrün başıdır. Allah'a hamdetmeyen bir kul O'na şükür etmemiştir." (3) "Cenâb-ı Hakk'ı senâ için elhamdülillah demek, yahud Allah'a hamd etmek zikirlerin efdalidir." (4) "Cenâb-ı Hakk'a en çok şükür edeniniz, insanlara teşekkürde kusur etmeyeninizdir." (5) "Allah'a hamd ile başlanmayan her bir söz kesiktir. " (6) "Sözlerin Allah'a en sevimlisi, kulun: Hamdele5.gif demesidir." (7) "Hiç bir tarafı müstesnâ olmamak üzere bütün dünyâ ümmetten sâdece bir adama verilse ve sonra bu kimse "Elhamdülillah" dese, muhakkak ki bu "Elhamdülillah" bütün hepsinden daha kıymetli, daha efdal olurdu." (8) "Her gün bir def'a" derse cennetteki makamını görmedikçe ölmez, yahud ona gösterilmedikçe ölmez." (9) Kim Hamd ederim Allah'a ki, her şey O'nun azameti önünde küçük kalmıştır. Hamdederim Allah'a ki her şey O'nun izzeti karşısında zelîldir.Hamd ederim Allah'a ki her şey O'nun mülk ü saltanatına boyun eğmiştir. Hamd ederim Allah'a ki, her şey O'nun kudretine teslîm olmuştur," derse ve bunu ancak Allah'ın indindekini taleb ederek söylerse Allah ona milyon hasene yazar, derecesini bin kat yüceltir, kıyamet gününe kadar ona istiğfar etmeleri için yetmiş bin melek vazifelendirir." (10) "Ibrâhîm -aleyhisselâm- Rabbıne suâl edip: Ey Rab-bim, sana hamdedenin mükâfatı nedir? Allah Teâlâ Cevaben buyurdu ki: Hamd, şükrün anahtarıdır, şükür onunla beraber Rabbü'l-âlemînin Arşına yükselir." İbrâhîm tekrar suâl edip: Ey Rabbim! Seni tesbîh edenin mükâfatı nedir? Allah Teâlâ Cevaben: "Tesbîhin aslının ne demek olduğunu âlemlerin Rabbi Allah bilir." (11) (1) İbn Mâce, Nikâh, 19; Ebû Dâvûd, Edeb, 18. (2) Râmûzü'l-ehâdis. (3) a.e. (4) İbn Mâce, Edeb, 55. (5) Ebû Dâvud, Edeb, II; Tirmizî, Birr, 35; İbn Hanbel, (6) Ebû Dâvud Edeb, 18. (7) Buharî, Tevhîd, 58; Müslim, Salât, 220; Ebû Dâvud, Edeb, 101, Tirmizî, Mevakît 79. (8) Râmûzü'l-ehâdis. (9) el-Câmiu's-Sağir. (10)a.e. (11)a.e. Peygamber -Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem-buyurmuşlardır ki: Cenâb-ı Hakk'a rızâya ermiş olarak mülâki olmak arzusunda bulunanlar bana çokça salât göndersinler. " (1) "Tahkîkan sizden bana en yakın olan kimse beni çokça salât ve selâmla yâd edenlerdir. " (2) "İhtiyâcı bulunan bir şeyi te'minde zorluğa düşen bir kimse bana çokça salât ve selâm göndersin. Tahkîkan salât ve selâm gam ve kederleri izâle eyler, rızıkları bollaşdırır, ve müşkilleri hall etmek için yegâne bir vesiledir." (3) "Muhakkak ki insanların en ziyâde cimri olanı yanında ismim anılıp da bana salavât ve selâm göndermeyen kimsedir. " (4) "Bir kimse yanında ismim zikrolunur da bana salât ve selâm göndermezse o kimse şakîdir." (5) Bize olan muhabbetinden dolayı: "Allah Teâlâ Muhammed - aleyhi's-salâtü ve's-selâm-ı lâyık olduğu şekilde mükâfatlandırsın." diyen kimse yetmiş kâtibi bin sabah yormuş olur. (6) Yâni bundan hâsıl olacak sevâbı yetmiş kâtib bin gün müddette yazmakla zor bitirirler, demektir. Peygamber -aleyhisselâm-a salât edilinceye kadar her duâ yolda bekler, gitmez, kalır." "Allah'ın ismi zikrolunmaksızın ve bana salavât gönderilmeksizin başlanan bir iş kesilir kalır, batar. Bütün bereketlerden mahrum olur" (7) "Allah Teâlâ bana ümmetim için iki emân indirdi. Bunlar: "Sen onların içinde bulunduğun müddetçe Allah onlara azâb edecek değildir. Onlar istiğfara devâm etdik-leri müddetçe de Allah onlara azâb edici değildir. " (8) Ben gidince onların arasında kıyamete kadar istiğfarı bırakdım." (9) (1) bk. Tuhfetü'z-zâkirîn, 29. (2) Tirmizî, Ebû Dâvûd. (3) Kenzü'l-irfân, 5. (4) Tirmizî. (5) el-Ezkâr, 107; Tuhfetû'z-zâkirîn, 25 vd. (6) Râmûzû'l ehâdis. (7) Ebû Dâvud. (8) Enfâl Sûresi, 33. (9) el-Câmiûs-Sağir. Duâ, Ruhun gıdası, kalbin nuru, ibâdetlerin özüdür. Duâ, ızdırapların, maddî ve manevî dertlerin şifa kaynağıdır. Duâ, ümit ve huzur menbaıdır. Yaşama aşkını dirilten bir rahmettir. Duâ, hayrı çeker, belâ ve zararı defeder.Duanın edepleri nelerdir? Dua ederken nelere dikkat etmeliyiz? Hangi dualar daha makbuldür? Duâ, insanı belâdan korur, inmiş ve inecek musîbetlere karşı bir kalkandır. Belâların etkisini azaltır, Allah'ın kaderini hafifletir. Sevgili Peygamberimiz (asm): "Duâ, rahmet kapılarının anahtarı, mü'minin silâhı, dinin direğidir. Duâ, ibadettir, ibâdetin özüdür. (Sünen-i Tirmizi) buyurmaktadır. Ayet ve hadislere göre dua etmenin usul ve adabı şu şekildedir; Duâ, mutlaka kabul olunacak bir ibâdettir. Ancak duayı Peygamberimizin yaptığı ve bildirdiği şu şartlara uygun olarak yapmak lâzımdır: 1- Vücud, helal kazançla alınmış, helal gıdalarla beslenmelidir. (İbn Kesir, Bakara, 168 tefsiri) 2- Abdestli olmalı, Kıbleye yönelinmeli ve eller semâya açılmalıdır. (Tirmizî, İbn Mâce, Ebû Dâvud) 3- Duaya eûzü-besmele, Allah'a hamd ve Peygamberimize salât ve selâm İle başlanmalıdır. (Sünen-i Tirmizî) 4- Zulümler terkedilmeli ve tövbe edilmelidir. 5- Günahı gerektirecek isteklerde bulunulmamalı ve acele edilmemelidir. Zîra, Hz. Muhammed (asm) şöyle müjdelemektedir: "Yeryüzünde Allah'a duâ eden her bir mü'minin Allah (cc) (ya duasını kabul ederek) ona istediğini verir. Ya da isteğine eş değerde olacak bir kötülüğü ondan giderir. Veyahut âhirette karşılığını bulur..." (R- Safihîn) Duâ eden, duasının yararını ya hayatında, ya da âhirette muhakkak görür. 6- Duâ ihlasla ve ısrarla yapılmalıdır. Zira; Resûlullah (asm) üçer defa duasını tekrar ederdi. (Ebû Dâvud, İbn Sünnî) 7- Diğer müslümanların aleyhine ve zararına isteklerde bulunulmamalıdır. Ailesine, çoluk-çocuğuna ve malına beddua etmemelidir. (A'raf, 55-56. R. Salihin) 8- İslama aykırı isteklerde bulunulmamalıdır. 9- Duâ esnasında bağırıp-çağırmamalı ve zoraki edebî sanat gösterilerinde bulunulmamalıdır. Baş göğe dikilmemeli, Allah'a yalvarman, O'ndan korkarak ve umarak duâ edilmelidir. Ölüden, tekkeden, türbeden velîden değil bizzat Allah'tan istenmelidir. (Enbiya, 90. A'raf, 55) 10- Beş vakit farz namazın ardından yapılacak duâ ile gece yarısından sonra (seher vakti) yapılacak duâ müstehap olacak duaların başındadır. (Süneni Tirmizi, Müslim) 11- Ezanla farz namaz için getirilen ikâmetler arasında yapılan dualar, makbul dualardır. (Buhari) 12- Namazda secdede iken yapılan dualar, makbul dualardır. (C. Sağîr) 13- Cuma günü yapılan dualar, makbul dualardır. (İbni Mâce) 14- Ramazan geceleri, Ramazan ve Kurban bayramları geceleri, Mîraç, Berât ve Kadîr geceleri de duaların daha çok makbul olduğu vakitlerdir. 15- Mazlumun bedduası, misafirin duası ve ana-babanın çocuğuna duası makbul dualardır. (Tirmizî) 16- Hastanın, oruçlunun iftar vaktindeki duası, ihramlının duası ve bir müslümanın diğer müslüman, kardeşine gıyabında yaptığı dualar makul dualardır. 17- Kim, musibet, ve şiddet zamanında duasının kabul edilmesini severse, genişlik zamanında çok duâ etmelidir. (Tirmizi, Hâkim el-Müstedrek) 18- Peygamberlerden ve ashaptan nakledilen dualarla duâ edilmelidir. 19- Yukardaki şartlardan sonra yapacağı duanın mutlaka kabul olunacağı inancıyla canı gönülden, ihlasla duâ edilmelidir. Dalgın ve ne istediğini bilmeyen bir kalble duâ edilmemelidir." (Tirmizî) 20- Duaya başlarken olduğu gibi, bitirirken de Allah'a hamd ve resulüne salât ve selâm ile bitirilmelidir. 21- Duâ sonunda âmin diyerek eller yüze sürülmelidir. Yukarıdaki izah ettiğimiz şekilde duâ edildiğinde Cenabı Hak, isteyenin, duâ edenin ve kendisine yalvaranın duasını kabul edeceğini Kur'an-ı Kerim'in Bakara Suresinin 186. ayetinde açıkça beyan etmektedir. Kul, kendisine en yakın olarak Allah'ı bulmalı ve hiç unutmamalıdır... Duanın kabulü ve Allah'ın rızasını almak için, hayatımızı İslam'a göre düzenlemeli ve yaşamalıyız ki, Allah'tan istemeye yüzümüz olsun... (Dualar ve Zikirler, İmam Nevevi) Dua ederken dikkat etmemiz gerekenler 1-Şerefli Vakitleri Gözetmek; Senenin Arefe gününü, aylardan Ramazan ayını, haftanın Cuma gününü ve saatlerin de seher vaktini gözetmek. Nitekim Allah Teala 'Sabahın erken vakitlerinde de istiğfar ederlerdi.' buyurmaktadır. (Zariyat, 18) 2-Şerefli Halleri Fırsat Bilmek; Ebu Hureyre (ra) şöyle der: "Gök kapıları Allah yolunda, Allah'ın düşmanlarıyla çarpışanların safları düşman saflarına yaklaştığı zaman açılır ve yine o kapılar, yağmur yağdığı zaman, farz namazlar için kamet edildiği zaman açılırlar. Bu bakımdan bu vakitlerde dua etmeyi bir ganimet bilin." Kulun, rabbine en yakın olduğu hal secde ettiği haldir. Bu nedenle secdenizde çok dua ediniz!" (Müslim) "Oruçlu bir kimse'nin duası geri çevrilmez." (Tirmizi) 3- Kıbleye Yönelerek Dua Etmek; Selman-ı Farisi Resulullah'ın (cc) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: Muhakkak Rabbimiz hicap edici ve Kerim'dir. Kulları ellerini dergah-ı izzetine kaldırdıkları zaman o elleri boş çevirmekten hayâ eder. (Tirmizi) 4-Sessizce Ve İhlasla Dua Etmek; "Rabbinize yalvararak ve gizlice dua edin. Muhakkak ki Allah, bağırıp çağırarak haddi aşanları sevmez." (Araf, 55) Kur'an-ı Kerim'de mealen buyruluyor ki: "İhlaslı olarak dua edin!" (Mümin, 65) 5- Duayı Kafiyeli Okumamaya Çalışmak; Hz. Peygamber (asm) duayı kafiyeli söylemek suretiyle ifrata kaçmayı şu hadisiyle yasaklamıştır: Duada seci' (kafiyeli okumaktan) yapmaktan kaçının. "Ey Allahım! Ben senden cenneti isterim ve cennete yaklaştırıcı söz ve amelleri isterim. Cehennemden sana sığınırım. Ona yaklaştırıcı söz ve amellerden de sana sığınırım." demeniz kafidir. 6-Yalvarış, Korku, İstek ve Sığınma; "Onlar, hayırlara koşarlar. Umarak ve korkarak bize dua ederler." (Enbiya, 90) Hz Peygamber şöyle buyurmuştur: "Allah Teala bir kulunu sevdiği zaman, onun yalvarış ve yakarışlarını duymak için onu belalara müptela kılar."(Deylemi) 7- Duanın Kabul Olunacağına Kesinlikle İnanmak; "Kabul edileceğine yüzde yüz inanarak Allah Teala'ya dua ediniz ve biliniz ki, muhakkak Allah Teala, gafil bir kalpten gelen duayı kabul etmez." (Tirmizi) "Dua edenin ya günahı affolur veya hemen hayırlı karşılığını görür yahut ahirette mükâfatını bulur." (Deylemi) 8- Duada Israrla Yapmak; "İbn Mesut (ra) Hz. Peygamber'in, dua ettiği zaman duasını üç defa tekrarladığını, Allah'tan istediği zaman istediğini üç defa tekrarladığını söylemektedir." (Müslim) "Herhangi biriniz acele etmedikçe duası Allah tarafından kabul olunur. Acele etmek şu demektir: 'Ben dua ettim, duam kabul edilmedi.' Bu nedenle ey Allah'ın kulu! Dua ettiğin zaman Allah'tan çokça iste. Çünkü sen Kerim ve cömert bir zattan istiyorsun." (Müslim ve Buhari) 9- Allah'ın Zikriyle Duaya Başlamak; Hz Peygamber'den şöyle rivayet edilmektedir: Siz Allah Teala'dan bir ihtiyacınızı istediğiniz zaman, önce salavat getirmekle başlayınız. Çünkü Allah Teala'nın şanına yakışmaz ki, kendisinden iki türlü ihtiyaç istendiğinde birisini (salavat-ı şerifeyi) kabul edip diğerini reddetsin! 10- Duanın Kabulü Edep İledir; Duanın kabul olunmasının temeli edeptir ki o da, tevbe etmek, bütün varlığıyla Allah Teala'nın ibadetine yönelmektir. Malik Bin Dinar (ra) şöyle demiştir: İsrailoğullarında büyük bir kıtlık meydana geldi. Birkaç defa yağmur duasına çıkmalarına rağmen, yağmurun yüzünü göremediler. Bunun üzerine Allah Teala, peygamberlerine şöyle vahiy gönderdi: 'Onlara söyle ki, sizler necis bedenlerinizle benim huzuruma geliyorsunuz. Kana boyanmış ellerinizi benim dergâhıma uzatıyorsunuz. Mideleriniz haramla dolu olduğu halde geliyorsunuz. Şimdi ise benim gazabım sizin üzerinize daha da artar. Bu durumda bana gelmeniz sizi gittikçe benden uzaklaştırır; (bu söylediklerimden tevbe eder gelirseniz, o zaman size rahmet ederim. Aksi takdirde rahmetin yüzünü göremezsiniz. (İhya-i Ulum'id-Din)
[1]: DUANIN FAZİLETİ VE VAKTİ :KutubuSitte7300 |