87) Huzeyfe (r.a.) dan rivayetle, dedi ki: Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Sizden önce yaşamış (ümmetlerden) bir adamın ruhu ile melekler karşılaştılar. Melekler:
“Hiçbir hayır işledin mi?” diye sordular. O da:
“Hayır” dedi. Melekler:
“İyi düşün” dediler. O da:
“İnsanlara borç verirdim ve adamlarıma zor durumda kalanın vereceğini geciktirin (erteleyin), durumu iyi olanın da vereceğini güzellikle alıın “derdim” diye cevap verdi. Allahu Teâlâ:
“Onu bırakın” diye buyurdu.”[1]
v Müslim’de (27/1560) gelen başka bir rivayet lafzı şöyledir:
“Huzeyfe (r.a.) ile Ebû Hüreyre (r.a.) bir araya gelip toplandılar, Huzeyfe şöyle dedi:
“Adamın biri Allahu Teâlâ ile karşılaştı (huzuruna çıktı). Ona:
“Ne işledin?” diye soruldu. O da:
“Hayır namına bir şey yapmadım. Sadece ben mal-mülk sahibi bir kişiyim. İnsanlar benim bu malımdan isterlerdi. Ben de geri ödemeye gücü yetenlerden bu malı geri alırdım, zorlanıp bunu ödemeye gücü yetmeyenleri ise bırakırdım” dedi. Allahu Teâlâ da şöyle buyurdu:
“Siz de kulumu bırakın”
Ebû Mes’ud: “Ben Resûlullah’tan (s.a.s.) işte böylece işittim” dedi.
v Yine Müslim’de (28/1560) gelen Huzeyfe (r.a.) hadisinde Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Adamın biri öldü ve cennete girdi. Kendisine:
“Ne iş yapardın?” diye soruldu.
(Ravi) der ki: Ya zikretti ya da zikir olundu diye rivayet edildi.
O da:
“Ben insanlarla alış-veriş yapardım. Zor durumda olanın vereceğini bekletirdim. Sıkışanların borcunu da bırakırdım” dedi. Bunun üzerine onun günahları bağışlandı.”
Ebû Mes’ud (r.a.): “Bunu, böylece Ben Resûlullah (s.a.s.)’den duydum” dedi.
v Müslim’de (29/1560) geçen bir rivayetin lafzı şöyledir:
“Yüce Allah’a, kendisine Allah’ın çokça mal mülk verdiği bir kulu getirir. Ona:
“Dünyada ne iş yaptın?” diye sordu.
Ravi: “Allah’tan hiçbir sözü de gizlemeyeceklerdir.” (Nisa: 4/42) diye buyurduğunu belirterek der ki:
“Adam:
“Ey Rabbim! Bana malını verdin ve ben de insanlarla alış-veriş yapardım. Benim bir özelliğim vardı, ödenmesi mümkün olan için kolaylık gösterir, ödemesi zor olanı ise bekletirdim”, dedi. Allahu Teâlâ da:
“Ben şüphesiz buna, senden daha hak sahibiyim, kulumu bırakın” diye buyurdu.”
Ukbe bin Âmir ve Ebû Mesûd el-Ensârî dediler ki: Biz bu hadisi aynen Resûlullah (s.a.s.)’den böylece duyduk.”
v Buhârî’de (2077) gelen bir lafız şöyledir:
“Sizden önce yaşamış bir adamın ruhu ile Melekler karşılaştılar. Melekler:
“Hiçbir hayır işledin mi?” dediler. O da:
“Ben adamlarıma zor durumda kalanın vereceğini geciktirin (erteleyin), durumu iyi olandan da vereceğini bırakın derdim” diye cevap verdi. Allah (c.c.):
“Kulumdan bırakın” diye buyurdu.
v Buhârî’de (3451) geçen bir lafız ise şöyledir:
“Sizden önce yaşamış bir adam vardı. Melek bir gün ruhunu almak üzere adama gelir. Kendisine:
“Hiçbir hayır işledin mi?” diye sorulur. O da:
“Bilmiyorum” der. Yine ona:
“İyi bir bak, düşün?” denilir. O da:
“Bilmiyorum ancak ben dünyada insanlarla alış-veriş yapardım, onlara borç verirdim. Ödenmesi mümkün olan için kolaylık gösterirdim, zor olanı da bırakırdım” dedi. Bundan dolayı da Allahu Teâlâ onu cennete koydu.”
***
[1] Müttefekun aleyh. Hadisin lafzı Müslim'e aittir (1560).
________________ oOo _________________