82) Ebû Hüreyre (r.a.)’dan rivayetle, Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Allah kulunu sevdiği zaman, Cibril’e seslenir:
“Allah filanca kulunu seviyor sende onu sev” diye buyurur. Bunun üzerine Cibril de onu sever ve sema ehline:
“Şüphesiz Allah filanca kulunu seviyor, sizde onu sevin” diye seslenir. Onlarda bu sefer o kulu severler. Sonra onun için yeryüzü ehlinin (kalbine) bir saygı ifadesi konulur.”[1]
v Yine Buhârî’de (6040) gelen bir rivayet şöyledir:
“Allah kulunu sevdiğinde Cibril’e seslenir:
“Allah filan kulunu seviyor sende onu sev.” der. Cibril’de onu sever ve sema ehline:
“Allahu Teâlâ şüphesiz filan kulunu seviyor, siz de o kulunu sevin” diye seslenir. Böylece sema ehli de onu severler sonar onun için yeryüzü ehlinin (içine) bir saygı yerleştirilir.”
v Yine Buhârî (7485) lafzı şöyledir:
“Allahu Teâlâ kulunu sevdiği zaman Cibril’e:
“Muhakkak ki; Allah filan kulunu seviyor, sende onu sev” diye nida eder. Cibril de onu sever ve semaya seslenip:
“Muhakkak ki Allah, filan kulunu seviyor siz de onu sevin” der. Sema ehli de onu severler. Sonra onun için yeryüzü ehlinin (kalbine) bir saygınlık verilir.”
v Müslim’de (2637) bundan daha tamamlayıcı bir hadis lafzı şöyledir:
“Allahu Teâlâ bir kulunu sevdiği zaman Cibril’i çağırır ve ona: “Ben filanca kulumu seviyorum onu sen de sev” diye buyurur. Cibril’de bunun üzerine hemen onu sever. Sonra sema ehline nida edip:” Allah (c.c.) filanca kulunu seviyor, onu siz de sevin” der. Sema ehline hemen onu severler. Sonra onu severler. Sonra onun için yeryüzü ehlinin (kalbine) bir saygınlık yerleştirilir.
Allahu Teâlâ bir kulunu sevmediği zaman ise; (yine) Cibril’i çağırır ve ona:
“Ben filanca kulumu sevmiyorum, onu sende sevme” diye buyurur. Bunun üzerine Cibril de onu sevmez ve Sema ehline nida edip:
“Allah (c.c.) filanca kulunu sevmiyor. Onu sizde sevmeyin” der. Onlar da onu sevmezler. Sonra onun için yeryüzü ehlinin (kalbine) bir nefretlik yerleştirilir.”
***
[1] Müttefekun aleyh. Lafız Buhârî'ye aittir (3209).
________________ oOo _________________