65) Ebû Said El-Hudri’den (r.a.) rivayetle Resûlullah (s.a.s.) şöyle dedi:
“Allah-u Azze ve Celle:
“Ey Âdem” diye buyurur. Âdem de:
“Buyur Rabbim emrine amadeyim, hayır senin iki elinde” der. Allahu Teâlâ:
“Ateşe gidecek kısmı çıkart” diye buyurunca Âdem:
“Ateşe gidecek kısım nedir?” diye sorar. Allah-u Azze ve Celle:
“Her bin kişiden dokuz yüz doksan dokuz kişi” der. Allahu Teâlâ da (devamla) şöyle buyurur:
“O esnada çocuğun saçı başı ağarır: “Ve hamile olan da yükünü bırakır, insanları da sarhoş görürsün, halbuki onlar gerçekte sarhoş değillerdir. Ama Allah’ın azabı şiddetlidir.” (Hac: 22/2).
Bu durum orada bulunanlara çok ağır geldi:
“Ey Allah’ın Resûlü! Bizden birimiz ya o bir adam olursa” derler. Resûlullah (s.a.s.) de:
“Müjdeler olsun! Ye’cüc ve Me’cüc’ten olanlar bin kişi nispetinde olacak. Sizden de (cehennemde) bir kişi nispetinde olacak” diye buyurdu. Sonra da şöyle buyurdu:
“Nefsim elinde olan Allah’a yemin olsun ki! Ben sizlerin, cennet ehlinin dörtte birini oluşturacağınızı umarım” diye buyurunca biz de Allah’a hamd ettik ve tekbir getirdik. (Râvî der ki bir rivayette ise):
“Sonra Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Nefsim elinde olana yemin olsun ki; Ben sizlerin, cennet ehlinin üçte birini oluşturacağınızı umarım.” Başka bir rivayette ise:
“Ben sizlerin Cennet ehlinin yarısı kadarını oluşturacağını umarım. Nitekim sizlerin diğer ümmetlere kıyasla durumunuz, siyah bir öküzün yan tarafındaki beyaz tüy gibisiniz ya da bir eşeğin yanındaki ufak bir alacalık gibisiniz” diye buyurdu.[1]
Hadiste geçen “er-Rakme” den maksat Arap dili gramercilerine göre, hayvanın bacaklarının dip kısımlarındaki beyaz ize denilmektedir. Bazıları da bunun bacaklarındaki dairesel (lekesin) olduğunu söylemişlerdir. Allah en iyisini bilendir.
v Buhârî’nin (3348) rivayet ettiği lafız şöyledir:
“Allahu Teâlâ: “Ey Âdem” diye buyurur. Âdem de:
“Buyur Rabbim, emrine amâdeyim, hayır iki elindedir” der. Allahu Teâlâ da:
“Cehennem ateşine gidecek kısmı ateşten (ayırt edip) çıkart” diye buyurur. Âdem de:
“Ateşe gidecek kısım nedir?” der. Allahu Teâlâ:
“Her bin kişiden dokuz yüz doksan dokuz kişi” diye buyurur ve (devamla): “O esnada çocuğun saçı başı ağarır ve: “Her hamile kalan da yükünü bırakır, insanları sarhoş görürsün, halbuki onlar sarhoş değildirler. Ama Allah’ın azabı şiddetlidir.” (Hac: 22/2) diye buyurur. Sahabeler:
“Ey Allah’ın Resûlü! Bizden birimiz ya o (ateşteki) adam olsa?” diye sorarlar. Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurur:
“Müjdeler olsun! Cehennemde sizlerden, bir kişi nispetince (az) olacak, Ye’cüc ve Me'cüc’ten ise bin kişi nispeti kadar (çok) olacak.” Sonra şöyle buyurdu: “Nefsim elinde olana yemin olsun ki, Ben, sizlerin Cennet ehlinin dörtte birini oluşturacağınızı umuyorum.” Bu cevabı üzerine bizler de Allah’a tekbir getirdik.
Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Ben, sizlerin Cennet ehlinin üçte birini oluşturacağınızı umuyorum.” Bunun üzerine bizler Allah’a tekbir getirdik. Resûlullah (s.a.s.):
“Ben sizin cennet ehlinin yarısını oluşturacağınızı umuyorum” diye buyurunca bizler de Allah’a tekbirler getirdik. Devamla şöyle buyurdu:
“Nitekim sizlerin diğer insanlara kıyasla durumunuz. Beyaz bir öküzün üzerindeki siyah bir tüy gibisiniz ya da siyah bir öküz üzerindeki beyaz bir tüy gibisiniz.”
v Yine Buhârî’de (4741) gelen bir lafız şöyledir:
“Allah-u Azze ve Celle kıyamet gününde:
“Ey Âdem” diye buyurur. Âdem de:
“Emret Rabbim, emrine amadeyim” der. Yüce Allah seslice:
“Allah sana zürriyetinden cehenneme girecek olan kısmını çıkarmanı emreder” diye nida eder. Âdem de:
“Cehenneme gidecek kısım nedir?” diye sorar.
Allahu Teâlâ: “Her bin kişiden – Râvî burada tereddüt ederek: “Zannımca: Dokuz yüz doksan dokuz kişi diye söyledi, diyor.- O sıra, hamile olan karnındakini bırakır, çocuğun saçı başı ağarır. “İnsanları sarhoş görürsün, gerçekte ise sarhoş değillerdir. Ama Allah’ın azabı şiddetlidir.” (Hac: 22/2) diye buyurur.” Bu husus sahabelere ağır gelir ta ki yüzlerinin şekli şemaili değişti. Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurur:
“Ye'cüc ve Me’cüc’ten olanlar dokuz yüz doksan dokuz kişi nispetince olacak. Sizler ise bir kişi nispetince olacaksınız.
Ve sonra sizler beyaz bir öküzün yan tarafında bulunan tek bir siyah kıl gibisiniz ya da siyah bir öküzün yanındaki beyaz kıl gibisiniz.
“Ben sizin Cennet ehlinin dörtte birlik bölümünü oluşturacağınızı umarım” diye buyurur. Biz de bundan dolayı tekbir getirdik.
Sonra “Cennet ehlinin üçte biri oluşturacağınızı umarım”, deyince tekbir getirdik. Sonra da cennet ehlinin yarısı deyince tekbir getirdik.”
v Buhârî’de yine (6503) gelen bir hadis lafzı şöyledir:
“Allahu Teâlâ:
“Ey Âdem” diye buyurur. Âdem de bunun üzerine:
“Buyur Rabbim, Emrindeyim, hayır iki elindedir” der. Allahu Teâlâ da:
“Cehennem ateşine girecek bir kısmı oradan çıkar” diye buyurur. Âdem
“Cehennem ateşine girecek bir kısım nedir?” diye sorar. Allah-u Azze ve Celle de:
“Her bin kişiden dokuz yüz doksan dokuz kişiyi” diye buyurur. Bu esnada çocuğun saçı ağarır, her hamile olan da yavrusunu bırakır (doğurur) ve “insanları (ölüm) sarhoşluğunda görürsün halbuki onlar sarhoş değildirler. Ama Allah’ın azabı şiddetlidir.” (Hac: 22/2)
Bu durum Sahabeye çok ağır gelir. Onlar:
“Ya Resûlallah! Bizden birimiz ya o (ateşteki) adam olsa?” diye sorarlar. Rasûlullah (s.a.s.) da:
“Müjdeler olsun! Ye'cüc ve Me’cüc’ten bin kişi, sizlerden de bir kişi nispetinde olacak. Nefsim elinde bulunan Allah’a yemin olsun ki, Ben sizin cennet ehlinin üçte biri nispetinde olacağınızı umuyorum.” diye buyurunca (Sahabeler):
“Biz de Allah’a hamd ettik ve tekbir getirdik.” dediler. Resûlullah (s.a.s.) sonra şöyle buyurdu:
“Nefsim elinde olana yemin olsun ki, Ben sizin cennet ehlinin yarısı kadar olacağınızı umuyorum. Şüphesiz sizlerin diğer topluluklara kıyasla durumunuz siyah bir öküzün üzerindeki beyaz tüy gibidir. Ya da eşeğin bacaklarının yanındaki beyaz iz gibidir.”
v Buhârî’de (7483) kısaltılmış bir lafız olarak şöyle gelmiştir:
“Emret Rabbim, emrindeyim” der. Allah-u Azze ve Celle de seslice:
“Muhakkak ki Allah sana, cehennemde senin zürriyetinden bulunan bir kısmı cehennemden çıkartmanı emrediyor” diye nida eder.”
***
65) Ebû Hüreyre (r.a.)’dan gelen rivayette Nebî (s.a.s.) şöyle buyurur:
“Kıyamet gününde ilk çağrılacak kişi Âdem’dir. ona zürriyeti gösterilir ve:
“Bu sizin babanız Âdem’dir” denilir. O da:
“Emret Rabbim, emrindeyim” der. Allahu Teâlâ:
“Cehenneme gidecek olan zürriyetinden olan bir kısmını ateşten çıkart” denilir. Âdem de:
“Ey Rabbim! Kaç kişiyi çıkartayım?” der. Allahu Teâlâ da:
“Her yüz kişiden doksan dokuzunu çıkart” diye buyurur. Bunun üzerine sahabeler:
“Ey Allah’ın Resûlü! Şayet bizden her yüz kişiden doksan dokuzu alınmaz ise öyleyse bizden kaç kişi kalır ki?” dediler. Resûlullah (s.a.s.) de:
“Benim ümmetimin diğer ümmetlere kıyasla durumu siyah bir öküzün üzerindeki beyaz tüy gibidir” diye buyurdu.[2]
[1] Müttefekun aleyh. Hadisin lafzı Müslim’e aittir (222).
[2] Buhârî (6529).
________________ oOo _________________