61) Ebû Hüreyre (r.a.) dan rivayetle, dedi ki: Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Allah-u Azze ve Celle buyurdu ki: “Kim Benim veli kuluma düşmanlık beslerse ona savaş açarım. Kulum Bana kendine farz kılmış olduğum amellerden daha sevimli bir amel ile yaklaşamaz. Kulum Bana nafile ibadetlerle de yaklaşmaya devam ederse; Ben de onu severim. Onu sevdiğim zaman işiten kulağı olurum, gören gözü olurum, tutan eli olurum, yürüyen ayağı olurum. Benden bir şey isterse istediğini veririm. Bana sığınacak olursa Ben de onu korurum. Mü’min kulumun canını almakta tereddüt ettiğim kadar hiçbir şeyde tereddüt etmiş değilim. O ölümü istemez iken, Ben de onun uzun yaşaması ile fena duruma düşmesini istemem.”[1]
Hadisin sonlarından anlaşılan şudur: Ölüm vakti gelince mü’minin karşılaştığı hâlleri görmeyi kerih görmesidir. Mesela Ruhun cesetten çıkması, ölüm sarhoşluğu ve ruhun bedenden kabzedilme dehşeti vs... gibi. Yoksa buradaki “ölümü istemez” sözünden maksat bazı insanların sandığı gibi Allah (c.c.)’ın kuluna ölümü sevimsiz göstermesi ya da “kul Allah ile karşılaşmayı istemiyor” değil.
Allahu Teâlâ en iyisini bilir.
***
[1] Buhârî (6502).
________________ oOo _________________