27) Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivayetle, dedi ki: “Resûlullah (s.a.s.)’e: “Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. İçinizdekileri açığa vursanız da gizleseniz de Allahu Teâlâ onunla sizleri hesaba çeker; kimi dilerse bağışlar ve kimi dilerse azaplandırır. Allah her şeye kadir olandır.” (Bakara: 2/284) ayeti nazil olunca, bu ayet Ashabı Kiram’a çok ağır geldi ve direk Resûlullah’a (s.a.s.) geldiler. Sonra dizleri üzere yere oturdular ve:
“Ya Resûlallah! Bize güç yetirebileceğimiz ameller teklif olundu (verildi). Namaz, oruç, cihad, zekat gibi. Ama sana bu ayeti kerime inzal oldu ki buna biz güç yetiremeyiz.” dediler. Resûlullah (s.a.s.) de şöyle buyurdu:
“Yoksa sizler sizden önceki iki kitap ehlinin (yahudi ve hıristiyanların) dediği gibi “İşittik ve isyan ettik” demek mi istiyorsunuz” (Bakara: 2/93) Bilakis “İşittik ve itaat ettik” deyiniz. Rabbimiz bizleri bağışla! Ey Rabbimiz! Dönüş Sana’dır.” Bunun üzerine Ashabı İkram:
“İşittik ve itaat ettik, Rabbimiz Bizleri bağışla, Ey Rabbimiz! Dönüş Sana’dır” dediler. Kendi ayeti kerimeyi okuduğu vakit, dilleri onu yanlış okumuştu.
Bunun üzerine Yüce Allah (c.c.) şu ayeti peşine indirdi:
“O Resûl, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü’minler de. Onların hepsi, “Allah’a, O’nun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman etti. Peygamberlerinden hiç birisini diğerinden ayırmayız (derler). Ve: “İşittik, itaat ettik, bizleri bağışla ey Rabbimiz! Dönüş ancak Sana’dır.” derler.” (Bakara: 2/285)
Bunu yaptıkları vakit Allah (c.c.) bu yaptıkları yanlışları onlardan kaldırıp şu ayeti indirmiştir: “Allah hiçbir kimseye gücünün yeteceğinden başkasını yüklemez. Kazanmış olduğu (şeyler) kendine, yapmış olduğu (şer de) kendine aittir. Rabbimiz! Şayet unuttuysak veya hata işlemiş isek bizi sorumlu tutma!” Bu ayetteki isteğe Allah (c.c.):
“Evet (istediğiniz gibi olsun)” diye buyurdu. Devamla:
“Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklemiş olduğun gibi üzerimize ağır yükler yükleme!” ayetinde Allah (c.c.):
“Evet (istediğiniz gibi olsun)” diye buyurdu.
“Rabbimiz! Güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize yükletme!” Allah (c.c.)
“Evet” diye buyurdu.
“(Allah’ım!) Bizi affet, Bizi bağışla ve bize merhamet et! Sen bizim Mevla’mızsın, kâfir topluluğuna karşı da bize yardımcı ol.” (Bakara: 2/286) Allah (c.c.):
“Evet” diye buyurdu.”[1]
***
28) İbn Abbas (r.huma)’dan gelen rivayette, şöyle dedi: “Şayet içlerinizdekini açığa vursanız da gizleseniz de Allah (c.c.) onunla sizi hesaba çeker.” (Bakara: 2/284) ayeti nazil olunca, Ashabı ikramın kalplerine, daha önceden olmayan bazı (korkular ve ağırlıklar) girdi. Bunu (haber alan) Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“İşittik ve itaat ettik ve teslim olduk” deyiniz.” (Sahabe) dedi ki:
“Bunun üzerine Allah (c.c.) kalplerine imanı yerleştirdi ve şu ayeti inzal buyurdu: “Allah (c.c.) hiçbir kimseye gücünün yeteceğinden başkasını yüklemez, kazandıkları (iyilikler) kendine, yaptıkları (şerler) de kendine aittir. Rabbimiz! Şayet unuttuysak ya da hata yapmış isek bizi sorumlu tutma!” (Bakara: 286) Bu ayete Yüce Allah (c.c.): “Şüphesiz yaptım (sorumlu tutmadım)” diye buyurdu.
“Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklemiş olduğun gibi üzerimize ağır yükler yükleme!” Allahu Teâlâ (yine):
“Şüphesiz yüklemedim” diye buyurdu.
“Bizi bağışla, Bize merhamet et, Sen bizim Mevla’mızsın...” Allah (c.c.):
“Şüphesiz yaptım... bağışladım, merhamet ettim vs...” diye buyurdu.”[2]
[1] Müslim (125).
[2] Müslim (126).