26) Ebû Hüreyre (r.a.)’dan rivayetle, dedi ki: “Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Allah-u Azze ve Celle her gece dünya semasına iner tâki son gecenin üçte birlik vakti geçene dek.
“Kim Bana duada bulunursa Onun duasına icabet edeyim. Kim bir şeyler isterse, onun da isteğini vereyim, Kim de mağfiret isterse ona (da) mağfiret edeyim?” diye buyurur.”[1]
v Yine Müslim’de (169/758) gelen bir rivayet lafzı şöyledir:
“Allah-u Azze ve Celle, ilk gecenin üçte birlik vakti geçene dek her gece dünya semasına iner ve: “Her şeyin hükümranı Benim”, “Her şeyin Hükümranı Benim” diye buyurur ve (devamla): “Kim Bana dua ederse, onun duasına icabet edeyim? Her kimde Benden isterse, ona vereyim? Ve kim de istiğfar istiyorsa onu da mağfiret edeyim?” diye buyurur. Bu durum sabahın aydınlanmasına kadar da devam eder.”
v Müslim’de (170/758) gelen bir lafızda yine şöyledir:
“Gecenin yarısı ya da üçte birlik bölümü geçince, Allahu Teâlâ dünya semasına iner ve: “Yok mu Benden (bir şeyler) isteyen, Bende ona vereyim?, Yok mu Bana dua eden, Ben de icabet edeyim?, Yok mu Benden mağfiret isteyen, Ben de mağfiret edeyim?” diye buyurur. Bu durum sabah vaktinin doğmasına kadar da devam eder.”
v Kendisinden gelen (171/758) başka bir hadis lafzı ise şöyledir:
“Allah (c.c.) gecenin yarısı ya da son gecenin üçte birlik diliminde yeryüzü semasına iner ve: “Kim Bana dua ederse, ona icabet edeyim? Kim de Benden isterse ona vereyim. Fakir ve mazlum olmayan kimseye kim borç verir.” diye buyurur.”[2]
v Buhârî’nin rivayetindeki lafız ise şöyledir:
“Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ, her gece, son gecenin üçte birlik dilimi geçene dek dünya semasına iner ve:
“Kim Bana dua ederse ona icabet edeyim? Kim de, bir şeyler isterse ona vereyim? Ve her kim de mağfiret isterse ona mağfiret edeyim?” diye buyurur.”
v Müslim’in (172/785) Ebû Said El-Hudri ve Ebû Hüreyre (r.a.)’nin hadislerindeki rivayetlerine göre Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdular:
“Allahu Teâlâ iki gecenin üçte birlik vakti geçene kadar mühlet verip (sonra) dünya semasına iner ve: “Mağfirete ermek isteyen var mı?”; Tevbe eden yok mu?, Dua eden yok mu?” diye buyurur. Bu durum sabah olana kadar da devam eder.”[3]
***
[1] Müttefekun aleyh. Hadisin lafzı Müslim (758) ve Buhârî’ye aittir (1145).
[2] Hadiste geçen "Fakir" lafzı, hakkında Arap Dil gramercileri şöyle demişlerdir: "A'demerracul" cümlesinin kullanımı kişi fakirleştiği zaman kullanılır. Mâden, Adîm ve Adûn lafızları bunlardandır. Allah en iyisini bilir, hadiste geçen borçtan maksat ise; itaat amelleridir. Zekat, namaz, oruç, zikir ve buna benzer itaat amelleri gibi Allah-u Teâlâ kullarına güzel muamelesi dolayısıyla ve onları iyiliğe teşvik etmek için =borç= olarak isimlendirmiştir. Allah en iyisini bilicidir.
[3] Buhârî (1145), Müslim (758).