15) Ebû Hüreyre (r.a.)’dan rivayet edilmiştir: “Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki:
“Allahu Azze ve Celle buyurdu: “Âdemoğlunun her bir işi kendinedir. Oruç hariç; o benim içindir, onun karşılığını ben veririm. Aynı zamanda oruç bir kalkandır. Sizden birinizin oruçlu bir günü olunca, o gün kötü konuşmaktan mutlaka kaçınsın, gürültü de çıkarmasın. Birisi kendisine söver ya da sataşırsa, “Ben oruçluyum.” desin.
Muhammed’in nefsi elinde olana yemin olsun ki, oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoştur. Oruçlu iken iki rahatlık bulunmaktadır. İftar ettiği zaman iftarın rahatlığı, Rabbine kavuştuğu zamanda orucun rahatlığını duyar.”[1]
vYine Müslim’de gelen bir rivayet lafzı şöyledir:
“Allah Azze ve Celle buyurdu ki: “Âdemoğlunun her bir ameli kendine aittir, oruç ise bundan müstesnadır. O bana ait olup, karşılığını da ben veririm. Muhammed’in nefsi elinde olana yemin olsun ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah (c.c.) katında misk kokusundan daha hoştur.”
v Buhârî’nin rivayetindeki lafız ise şöyledir (7492):
“Allah Azze ve Celle buyurdu ki: “Oruç bana ait olup, onun karşılığını da ben vereceğim. Sadece benim için kulum şehvetini, yemesini ve içmesini terk etti. Oruç (ateşten koruyan) bir kalkandır. Oruçlu kimse için iki rahatlık vardır: Birisi iftar ettiği zamanki rahatlığı, birisi de Rabbiyle karşılaştığı zamanki rahatlığı. Oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur.”
v Yine Buhârî’den gelen (7538) bir rivayet lafzı şöyledir:
“Her amelin bir kefâreti bulunmaktadır. Oruç ise, ancak bana ait olup, onun mükafatını ben vereceğim. Oruçlunun ağız kokusu, Allah Azze ve Celle katında misk kokusundan daha hoştur.”
v Yine Buhârî’de (1894) gelen (başka) bir rivayet lafzı şöyledir:
“Oruç (ateşten koruyan) bir kalkandır. Oruçlu olan kimse sövmesin, cahillik etmesin. Birisi kendisine sataşırsa ya da sövecek olursa, iki kere “Ben oruçluyum.” desin. Nefsim elinde olan Allahu Azze ve Celle’ye yemin olsun ki, oruçlu bir kimsenin ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur. Oruçlu yemesini, içmesini ve şehvetini benim için terk eder, oruç benim için olup, onun karşılığını ben veririm. İyiliğin karşılığı on katıyladır.”
v Müslim’in (164/1151) rivayet ettiği lafız ise şöyledir:
“Âdemoğlunun her bir amelinin karşılığı kat kat verilir. İyiliğe on kattan yedi yüz kata ve bundan fazlasıyla (Allah’ın dilediği miktara kadar) karşılık verilir. Allahu Azze ve Celle buyurdu ki: “Oruç hariç. Çünkü oruç benim için ve sadece karşılığını ben veririm. Oruçlu benim için şehvetini ve yemesini kesti. Oruçlu kimse için iki sevinç vardır: Birisi iftar ettiği zamanki sevinci, diğeri ise Rabbiyle karşılacağı zamanki sevincidir. Oruçlu bir kimsenin ağız kokusu, Allah (c.c.) katında misk kokusundan daha hoştur.”
v Buhârî’nin (5927) başka bir lafzında şöyle buyurulmuştur:
“Âdemoğlunun bütün amelleri kendisine aittir. Oruç bundan müstesna, çünkü oruç benim içindir. Onun karşılığını ancak ben veririm. Oruçlu bir kimsenin ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur.”
***
[1] Müttefekun aleyh. Lafız Müslim'e aittir (163/1151).