131) Ebû Hüreyre (r.a.) dan gelen rivayette, Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Allahu Teâlâ: “Ben salih kullarıma hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir beşer kalbin hatırından geçirmediği şeyleri (ikramları) hazırladım” diye buyurdu.”[1]
v Buhârî de (3244) gelen başka bir rivayet lafzı şöyledir:
“Allahu Teâlâ: “Ben salih kullarıma hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir beşer kalbin hatırından geçirmediği şeyleri (ikramları) hazırladım.” diye buyurdu.” İstiyorsanız şu ayeti okuyun: “Gözleri aydınlatan ne nimetler gizlendiğini hiçbir kimse bilmez.” (Secde: 32/17) Ayetin hepsi.
v Buhârî’de (4779) yine geçen başka bir rivayette şöyledir:
“Allah-u Tebâreke ve Teâlâ: “Ben salih kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir beşerin hatırına getirmediği şeyleri (nimetleri) hazırladım” diye buyurdu.” Ebû Hüreyre dedi ki:
“İsterseniz şu ayeti Kerime’yi okuyunuz: “Gözleri aydınlatan nimetler gizlendiği hiçbir kimse bilmez.” (Secde: 32/17) ayetin hepsi.
v Yine Buhârî (4780) de geçen bir rivayet lafzı şöyle gelmiştir:
“Allahu Teâlâ: “Ben salih kullarıma hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir beşer kalbin hatırından geçirmediği şeyleri hazırladım. Allah’ın sizlere (bu sözlerle) muttâli kıldığı şeylerden geç. Bir de bunlardan başka onun sizlere muttali kılmadığı şey vardır ki, o, en büyük olandır.” diye buyurdu.” Sonra da Nebî (s.a.s.) şu ayeti okudu: “Gözleri nurlandıran ne nimetler gizlendiğini hiçbir kimse bilmez.” (Secde: 32/17) ayetin hepsi.
Hadiste geçen: “mâutli’tum aleyhi” kavline gelince bunun manası şudur: “Allah’ın (c.c.) sizlere (bu sözlerle) muttâli kıldığı şeylerden geç. Bir de bunlardan başka onun sizlere muttâli kılmadığı şey vardır ki o, en büyüktür. Allah en iyisini bilir.
v Müslim de (4/2824) geçen bir rivayet de şöyledir:
“Allahu Teâlâ şöyle buyurdu: “Ben salih olan kullarıma gözün görmediği, kulağın işitmediği ve hiçbir Beşer kalbin hatırına gelmeyecek olan şeyleri (nimetleri) hazırladım. Allah’ın sizlere (bu sözlerle) muttâli kıldığı şeylerden geç. Bir de bunlardan ayrı olarak onun sizlere muttâli kılmadığı şey var ki o, en büyüktür.”
Nebî (s.a.s.) sonra da şu ayeti okudu: “Özleri nurlandıran ne nimetler (ikramlar) gizlendiğini hiçbir kimse bilmez.” (Secde: 32/17) Ayetin hepsi.
v Başka bir lafzı da (2824) şöyledir: Allah (c.c.) şöyle buyurdular: “Ben salih kullarıma; hiçbir Beşer kalbin hatırından geçirmediği nimetleri hazırladım.”
Yüce Allah’ın ayetinde, doğrular mahiyette şöyle buyurulmuştur: “Gözleri nurlandıran ne nimetler gizlendiğini hiç kimse bilmez.” (Secde: 32/17) Ayetin hepsi.
v Konu ile ilgili son bir hadiste İmam-ı Müslim’in “Sahih” eserinde (2825), Sehl bin Sad es-Sa’idiy (r.a.) hadisidir. Kendisi şöyle dedi: “Ben Resûlullah (s.a.s.)’in meclisinde bir defasında (oturur iken) cenneti vasfettiğine ve konuyu bitirdikten sonra da hadisin sonlarında şöyle buyurduğuna şahit oldum:
“Orada (cennette) hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir Beşer kalbin hatırından geçirmediği nimetleri hazırlamıştır.” Sonra da Nebî (s.a.s.) şu ayeti Kerîmeyi okudu:
“Yanları yataklarından uzak kalır. Rablerinden korkarak ve ümit ederek dua ederler. Onlara vermiş olduğumuz rızktan da infak ederler. Onlara vermiş olduğumuz rızktan da infak ederler. Onlar o işlediklerine mükafat olarak gözleri aydınlatan ne nimetler gizlendiğini hiçbir kimse bilmez.” (Secde: 32/16-17)
***
[1] Müttefekun aleyh. Lafız Buhârî'ye (7498) aittir.
________________ oOo _________________