Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz. Umulur ki, böylece korunmuş (Allah'ın azabından kendinizi kurtarmış) olursunuz.
O Rab ki, yeri sizin için bir döşek, göğü de (kubbemsi) bir tavan yaptı. Gökten su indirerek onunla, size besin olsun diye (yerden) çeşitli ürünler çıkardı. Artık bunu bile bile Allah'a şirk koşmayın.(Bakara Suresi-21-22)
KİTÂBÜ`L-HAC
|
Fasilda
Toplam 92
Hadisi Şerif
|
|
Konu |
Hac Vekâleti
|
Başlık |
Haccın Vücûbuna Dâir Abdullâh İbn-i Abbâs Hadîsi
|
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs
|
Hadis |
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (Vedâ` haccında) Fadl İbn-i Abbâs, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in redîfi idi. Has`am (kabîlesin) den genç bir kadın (istiftâ için) Resûlullâh`a geldi. Bu sırada Fadl kadına, kadın da Fadl` bakmağa başladı. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem hemen Fadh`ın yüzünü (eliyle kadından) başka tarafa çevirdi. Kadın: - Yâ Resûla`llâh! Allâh`ın kulları üzerinde hac husûsundaki farîzası babama çok yaşlı ihtiyarlığında erişti. Deve üzerinde duramıyacak bir haldedir. Kendisinden (vekâleten) ben hac edebilir miyim? diye sordu. Resûlullâh: - Evet, vekâleten hac edebilirsin! diye cevab verdi. Bu sual, cevab Haccetü`l-Vedâ` sırasında vâkı` oldu.
| |
Hadis No |
752
|
|
Konu |
Telbiye
|
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in Zü`l-huleyfe`de Tehlîle Başladığına Dâir İbn-i Ömer Hadîsi
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in "Zülhuleyfe" de devesine bindiğini, sonra devesi kalkıp doğrulasıya değin (yüksek sesle) telbiye, (Lebbeyke, Allâhümme Lebbeyk...) buyurduğunu gördüm, dediği rivâyet edilmiştir.
| |
Hadis No |
753
|
|
Konu |
-
|
Başlık |
Resûl-i Ekrem Râhile Üzerinde Haccetti
|
Ravi |
Enes B. Mâlik
|
Hadis |
Şöyle dediğ rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem râhile üzerinde hac etti. Resûl-i Ekrem`in biniti, ağızını ve yol metâını da taşardı.
| |
Hadis No |
754
|
|
Konu |
Allah Yolunda Savaş;cihat;hacc-ı Mebrûr;kadınların Cihâdı
|
Başlık |
Hazret-i Âişe`nin, Efdal-i Cihâd Hacc-ı Mebrûrdur, Hadîsi
|
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe
|
Hadis |
Sıddîka-i müşârün-ileyhâ demiştir ki: Bir kere ben: - Yâ Resûla`llâh biz cihâdı, ibâdetlerin efdali biliyoruz. Biz, cihâda iştirâk edemez miyiz? diye sordum. Resûlullâh: - Hayır, siz cihâd edemezsiniz. Siz kadınlar için efdal-i cihâd, her halde hacc-ı mebrûr olur, buyurdu.
| |
Hadis No |
755
|
|
Konu |
Haccın Fazîleti
|
Başlık |
Hac Yolunda Refes Ki, Cinsî Mukârenet Ve Devâvisi İle Füsûk, Cidal Yoktur
|
Ravi |
Ebû Hüreyre
|
Hadis |
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu işittim, dediği rivâyet edilmiştir: Kim ki (şu Beyt-i Şerîf`i) Allah rızâsı için ziyârek eder de cinsî mukârenette ve devâisinde bulunmaz ve tarîk-ı tâatten hurûc etmezse, o kimse (günahtan sıyrılıp) anasının onu doğurduğu günkü gibi (temiz bir hayâta) dönüp kavuşur.
| |
Hadis No |
756
|
|
Konu |
Mikat
|
Başlık |
Mevâkit-i Hac Hakkında İbn-i Abbâs Hadîsi Ve Bunların Mekke`ye Bu`d-i Mesâfeleri
|
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs
|
Hadis |
Şöyle rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem (şu mevzi`leri ihrâm için) mîkat tâyin buyurmuştur: Medîneliler için "Zü`l-Huleyfe"yi, Şam, (Mısır, Mağrib) ahâlîsi için "Cuhfe" yi, Necidliler için "Karn-i Menâzil" mevkıini, Yemenliler için "Yelemlem" i. Bu mahaller, Hac, Ömre etmek istiyen bilâd-i mezkûre ahâlîsi ile diğer memleketler halkından yolları bu mevâkıe uğrayan kimselerin mîkatlarıdır. Bunlardan başka bu mîkatlarla Mekke arasındaki memleketler halkı (Âfâkîler) de bulundukları mahallerden ihrâma girerler. Hattâ Mekkeliler de Mekke`den ihramlanırlar.
| |
Hadis No |
757
|
|
Konu |
İhram Namazı;mikat
|
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in Hacca Giderken Şecere Yoliyle Gittiği, Gelirken De Muarres Tarîkıyle Medîne`ye Geldiğine Dâir İbn-i Ömer Hadîsi
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
Şöyle rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Mekke`den dönüşünde) Zü`l-Huleyfe`deki vâdîde devesini çökertti. Sonra inip orada (iki rek`at) namaz kıldı. (İbn-i Ömer`in râvîsi ve kölesi Nâfi` demiştir ki:) Abdullâh İbn-i Ömer radiya`llâhu anhümâ`da burada böyle namaz kılardı.
| |
Hadis No |
758
|
|
Konu |
İhram Namazı;mikat
|
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in Vedâ` Haccında Ömre İle Hacca Birlikte Niyet Ettiğine Dâir Hazret-i Ömer Hadîsi
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
Şöyle rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (Medîne`den çıkarken Zü`l-Huleyfe mescidi yanındaki) Şecere yolunu tâkib ederek çıkmak mu`tâdı idi. Medîne`ye de (Zü`l-Huleyfe mescidinden daha aşağıda ve Medîne`ye daha yakın bulunan) Müarres tarîkıyle girerdi. Yine Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in Mekke`ye giderken Şecere mescidinde namaz kılmak, Mekke`den avdetinde ve vâdînin ortasındaki Zü`l-Huleyfe`de namaz kılmak ve sabaha kadar burada gecele(yerek sabahleyin Medîne`ye teveccüh et)mek âdeti idi.
| |
Hadis No |
759
|
|
Konu |
Hacc-ı Kıran
|
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in Vedâ` Haccında Ömre İle Hacca Birlikte Niyet Ettiğine Dâir Hazret-i Ömer Hadîsi
|
Ravi |
Ömer B. El-hattâb
|
Hadis |
Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in "Vâdi`l-Akîk" de şöyle buyurduğunu işittim, dediği rivâyet edilmiştir: Bana Rabbim tarafından (sefâretle) gelen Cibrîl, bu gece de geldi. Ve: "Bu mübârek vâdîde namaz kıl! Ve ömre içinde hacca niyet ettim, de" dedi.
| |
Hadis No |
760
|
|
Konu |
-
|
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in Vedâ` Haccında Ömre İle Hacca Birlikte Niyet Ettiğine Dâir Hazret-i Ömer Hadîsi
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
Rivâyet olunduğuna göre: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Vedâ Haccı`nda) Vâdi`l-Akîk`ın ortasındaki Zü`l-Huleyfe`de gecelemek üzere devesinden indiği görüldü. (Ashâb-ı Kirâm tarafından) kendilerine: (Ey Risâlet nûru!) Sen, mübârek bir vâdîde bulunuyorsun, (hürmetlere lâyıksın!) denildi.
| |
Hadis No |
761
|
|
Konu |
Hac Menâsikı;ihrama Girmek;ulû`l-emre İtâat
|
Başlık |
İhramlı İken Koku İsti`mâli Hakkında Ya`lâ İbn-i Ümeyye Hadîsi
|
Ravi |
Ya`lâ İbn-i Ümeyye
|
Hadis |
Şöyle rivâyet edilmiştir: Ya`lâ, Ömer İbn-i Hattâb radiya`llâhu anh`e, Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`e vahiy geldiği sırada Resûl-i Ekrem`i bana gösteriniz! de (ye ricâ etmiş) di. Ya`lâ İbn-i Ümeyye diyor ki: - Bir kerre Resûl-i Ekrem, Ashâbından bir cemâat yanında bulunarak (Mekke`ye yakın) Ci`râne mevkiinde iken huzûruna birisi çıkageldi. Ve: - Yâ Resûlu`llâh! Güzel koku sürünmüş olarak Ömre için ihrâma giren bir kimse hakkında ne buyurursunuz? diye sordu. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem bir müddet sükût etti. Sonra kendisine vahiy gelmişti. Ömer radiya`llâhu anh Ya`lâ`ya işâret etti. Ya`lâ da geldi. (O sırada) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in üzerinde bir örtü, kendisini bürümüştü. Ya`lâ başını bu örtünün içine soktu. Ve Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i (vahyin şiddetli ağırlığından) yüzü kızarmış bir halde gördü. Resûl-i Ekrem, nâimin mütereddid nefesi gibi teneffüs ediyordu. Sonra Resûl-i Ekrem`den (tedrîcen) bu hal sıyrıldı. Ve: - Hani ömreden suâl eden kimse nerede, buyurdu. Bunun üzerine (Huzûr-ı Saâdet`e) birisi getirildi. Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm: - Bedenine ve sevbine bulaşan kokuyu üç kere yıka, üzerindeki cübbeyi çıkar, (bu ihrâmı gey), haccında îfâ ettiğin ef`âl-i hac gibi ömrende de işle! buyurdu.
| |
Hadis No |
762
|
|
Konu |
İhrama Girmek;telbiye
|
Başlık |
Bu Husûsta Hazret-i Âişe`nin De Bir Hadîsi
|
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe
|
Hadis |
[Ben Resûlullâh`ı ihrâma girmek istediğinde ihrâm için, (bir de) ihrâmı çıkardığı (nda mehâzîr-i ihramdan tecerrüd) için kokuladım] dediği rivâyet edilmiştir.
| |
Hadis No |
763
|
|
Konu |
Telbiye
|
Başlık |
Telbîd Ve Tehlîl-i Nebevîye Dâir İbn-i Ömer Hadîsi
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (zamklı bir madde ile) başının saçlarını toplamış olduğu halde yüksek sesle telbiye ettiğini işittim, dediği rivâyet edilmiştir.
| |
Hadis No |
764
|
|
Konu |
Telbiye
|
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in İhrâmı Hakkında İbn-i Ömer`in Diğer Bir Hadîsi
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Mescidden başka bir yerde telbiye etmemiştir, ancak Zü`l-Huleyfe mescidinde telbiye buyurmuştur, dediği rivâyet edilmiştir.
| |
Hadis No |
765
|
|
Konu |
Telbiye
|
Başlık |
Arafat`tan Müzdelife`ye Kadar Üsâme`nin, Müzdelife`den De Minâ`ya Kadar Fâzıl İbn-i Abbâs`ın Resûl-i Ekrem`e Deve Üzerinde Redif Olduklarına Dâir İbn-i Abbâs Hadîsi
|
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs
|
Hadis |
Şöyle rivâyet edilmiştir: Üsâme İbn-i Zeyd Arafât`tan Müzdefile`ye kadar Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in redîfi idi. Sonra aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm Müzdefile`den "Minâ" ya gelinceye kadar da Fadl İbn-i Abbâs`ı irdâf etmişti. Bunların her ikisi de Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in "Cemretü`l-Akabe"yi remyedene kadar Telbiyeye devâm buyurduğunu haber vermişlerdir.
| |
Hadis No |
766
|
|
Konu |
Hac Menâsikı;ihrama Girmek;ihramdan Çıkmak;kâ`be`yi Tavaf;sa`y;telbiye
|
Başlık |
Menâsik Hakkında İbn-i Abbâs`ın Cemiyetli Bir Hadîsi
|
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs
|
Hadis |
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullah salla`llâhu aleyhi ve sellem (Haccetü`l-Vedâ` için) gerek zât-i şerifleri, gerek Ashâbı saçlarını taradıkları, güzel kokular süründükleri, (en güzel) izâr ve ridâlarını geydikleri halde Medîne`den (öğle ile ikinde arasında) çıkmışlardı. Resûl-i Ekrem geyilmesi mu`tâd olan izâr ve ridâ nev`inden hiç bir şey`i geymekten kimseyi men` etmedi. Yalnız (kokusu ve rengi) vücûde bulaşacak derece za`feranlı libâsın geyilmesini istemiyordu. (Bu muhteşem hac mevkibi) gündüzün Zü`l-Huleyfe`ye vardı. (Öğle namazını orada kıldı. Ve Zü`l-Huleyfe`de geceledi. Sabahleyin) râhilesine bindi. "Beydâ`" dağına yükselince Resûl-i Ekrem ve Ashâb`ı ihlâl ve telbiye eylediler. Resûl-i Ekrem kurbanlık devesini (boynuna iki nal parçası takarak) kılâdeledi. (Hörgücünün sağ safhasını kanatarak nişanladı). Bu ihlâl ve taklid keyfiyetleri Zilka `de`den beş gün kala (ayın yirmi beşinde) olmuştur. Nihâyet Zilhicce`nin dördüncü günü Resûl-i Ekrem Mekke`ye vardı. Beyt`i tavâf ve Safâ ile Merve arasında sa`yetti. Kurbanlık develerine nişan taktığı için de artık o kurbanlar Bedene olmuş ve bu sebeble Resûl-i Ekrem ihramdan çıkmamıştı. Tavâf ve sa`yden sonra Resûl-i Ekrem Mekke`nin üstündeki "Hacun" mevkiine nâzil oldu. Resûl-i Ekrem hacca niyet ederek ihramlanmıştı. Kâ`be`yi tavâf ettikten sonar Arafât`dan ininceye kadar Kâ`be`ye bir daha yaklaşmamıştır. Resûl-i Ekrem Ashâbına da Beyt`i tavâf ve Safâ ile Merve arasında sa`yetmelerini, sonra saçlarını kestirip ihramdan çıkmalarını emreyledi. Bu emr-i Nebevî kendisiyle berâber kılâdelenmiş kurbanı bulunmayan hacılar hakkında idi. Böyle bir kimse ihramdan çıkmakla berâber yanında zevcesi varsa onunla cinsî münâsebeti, güzel koku sürünmesi, (mu`tâd olan) elbîsesini geymesi halâl olur.
| |
Hadis No |
767
|
|
Konu |
Kâ`be`yi Tavaf;telbiye
|
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in Telbiyesi Hakkında Abdullâh İbn-i Ömer Hadîsi
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
Resûl-i Ekrem`in telbiyesi şöyle olduğu rivâyet edilmiştir: Lebbeyke Allâhümıne Lebbey, Lebbeyke, lâ şerîke lek, Lebbeyke inne`l-hamde ve`n-ni`mete lek, ve`l-mülke lâ şerîke lek = Yâ Rab! Da`vetine kirâren icâbet ettim, her emrini îfâ için dîvânına geldim. Rabb`im! Sen`in her da`vetine icâbet borcumdur. Sen`in saltanatında eşin ve ortağın yoktur. Allâh`ım! Bütün varlığımla Sana yöneldim, ham Sen`indir, ni`met Sen`indir, mülk de Sen`indir, bütün bunlarda eşin ve ortağın yoktur.
| |
Hadis No |
768
|
|
Konu |
Hac Menâsikı;ihramdan Çıkmak;kurban
|
Başlık |
Menâsik Hakkında Enes İbn-i Mâlik, İbn-i Ömer Ve İbn-i Abbâs`ın Hadîsleri
|
Ravi |
Enes B. Mâlik
|
Hadis |
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (Vedâ` Haccı`na çıkmazdan evvel) öğle namazını Medîne`de biz de kendisiyle berâber olduğumuz halde dört rek`at kıldı. Sonra sabaha kadar orada geceledi. Sonra (sabahlayın devesine) bindi. Resûlullâh üstünde olduğu halde "Beydâ" ya doğruldu. Resûlullâh Allâh`a hamdetti. Tesbîh ve tekbîr eyledi. Sonra hac ile ömreye (niyet ederek) tehlil buyurdu. Maiyyetindeki huccâc da hac ile ömreye niyet ederek ihlâl eylediler. (Ve böylece ihrâma girdiler). Mekke`ye geldiğimizde Resûlullâh nâsa emretti, ihramdan çıktılar, nihâyet yevm-i terviye (ki, Zilhicce`nin sekizinci günüdür) olunca hac için ihrâma girdiler. Râvî Enes İbn-i Mâlik diyor ki: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Medîne`ye geldiğinde de (Kurban Bayramında) yakışıklı iki koç kurban etti.
| |
Hadis No |
769
|
|
Konu |
Hac Menâsikı
|
Başlık |
Menâsik Hakkında Enes İbn-i Mâlik, İbn-i Ömer Ve İbn-i Abbâs`ın Hadîsleri
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
Şöyle rivâyet edilmiştir: İbn-i Ömer Zü`l-Huleyfe`de (râhilesine bindikten sonra) telbiye (ye başlar ve bilâ-inkıtâ` devâm) ederdi. (hudûd-ı) hareme dâhil olunca da telbiyeyi keserdi. Nihâyet "Zî-tuvâ" ya geldiğinde burada gecelerdi. Sabah namâzını kılınca da (Mekke`ye dühûl için) iğtisâl ederdi. İbn-i Ömer, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in de böyle işlediğine sahîhan kanâat ederdi.
| |
Hadis No |
770
|
|
Konu |
Telbiye
|
Başlık |
Menâsik Hakkında Enes İbn-i Mâlik, İbn-i Ömer Ve İbn-i Abbâs`ın Hadîsleri
|
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs
|
Hadis |
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Ben Mûsâ`yı (Ezrak) vâdîsine inerken telbiye eder bir halde gördüm" buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir.
| |
Hadis No |
771
|
|
Konu |
Hac Menâsikı;ihramdan Çıkmak;sa`y
|
Başlık |
Hacc-i Temettü` Hakkında Ebû Mûse`l-eş`arî`nin Mufassal Bir Rivâyeti
|
Ravi |
Ebû Mûsâ El-eş`arî
|
Hadis |
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem (Haccetü`l-Vedâ`dan evvel) beni Yemen`e kendi kavmime (bir vazîf ile) göndermişti. Yemen`e kendi kavmime (bir vazîfe ile) göndermişti. Yemen`den avdetimde Resûl-i Ekrem`e "Bahtâ" da (ihramlı olarak) mülâkî oldum. Resûl-i Ekrem bana: - Ne yolda ihramlandın, diye sordu. Ben de: - Resûlullâh`ın ihramlandığı gibi (Lebbeyk-hân olarak) dedim. Resûl-i Ekrem yine sordu: -Yanında Hedyin, (kurbanın) var mı? Ben: - Hayır, yoktur, dedim Bunun üzerine Resûlullâh bana (tavâf ve sa`y etmemi) emr eyledi. Ben de Beyt`i tavâf ve Safâ ile Merve arasında sa`y ettim. Sonra Resûl-i Ekrem ihramdan çıkmamı emreyledi. Ben de ihrâmımdan çıktım. Ve kavmimden (mehârimimden) bir kadının nezdine geldim. Başımı taradı, yâhud başımı yıkadı. Ömer radiya`llâhu anh (hilâfeti zamânında ve hac mevsiminde Mekke`ye) geldi. Ve dedi ki: Kitâbu`llâh`a mürâcaat edersek, o bize (ba`de`ş-şürû` ömre ile haccı) tamamlamamızı emrediyor. Cenâb-ı Hak (Allah için hac ve ömreyi, kurban keserek tamamlayınız) buyurmuştur. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in sünnetine mürâcaat edersek, o da bize kurban kesene kadar ihramdan çıkmağa müsâade etmemiştir.
| |
Hadis No |
772
|
|
Konu |
Ulû`l-emre İtâat
|
Başlık |
İfrâd, Kırân Ve Temettü` Hakkında Hazret-i Âişe`nin Mufassal İki Rivâyeti
|
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe
|
Hadis |
Hac hakkında rivâyet edilen bir hadîsi (yakında) geçmişti. Bu rivâyette Hazret-i Âişe demiştir ki: Biz, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile berâber hac aylarında, hac gecelerinde, hac zamanlarında (Medîne`den) çıktık ve (Mekke`nin hudûdu olan) "Serif" mevkiine indik. Resûl aleyhi`s-selâm (çadırından) Ashâb`ına karşı çıktı: - Sizden her kimin berâberinde hedyi (kurbanı) yoksa ve haccını ömreye tahvîl etmek isterse, o, (müfriddir, haccını feshedip) ömre yapsın!. Bir kimsenin de berâberinde hedyi varsa o da haccını ömreye tahvîl etmesin! buyurdu. Hazret-i Âişe demiştir ki: - Bu ta`lîm-i Nebevî üzerine Ashab`tan ömreyi iltizâm edenler de oldu, terk edenler de bulundu. Yine Âişe-i Sıddîka demiştir ki: - Fakat Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile Ashâb`ından bir kısmı, bunlar zî-kudret kimselerdi, hediyleri de kendi yanlarında idi. Bunlar, (karin olduklarından haccı feshe), ömreyi iltizâma muktedir değillerdi. (Bundan sonra Hazret-i) Âişe, hadîsin geri kalan kısmını da zikr etti.
| |
Hadis No |
773
|
|
Konu |
İhramdan Çıkmak
|
Başlık |
İfrâd, Kırân Ve Temettü` Hakkında Hazret-i Âişe`nin Mufassal İki Rivâyeti
|
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe
|
Hadis |
Hazret-i Âişe şöyle demiştir: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem ile biz, (eşhür-i hurumda hac seferine) çıktık. (Bu aylarda ömre değil), yalnız hac edilir zannolunurdu. (Mekke`ye) varıp (ömre için) Beyt-i Şerîf tavâf (ve sa`y) edildikte Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: - Hediy sevk etmiyenlerin ihramlarından çıkmalarını emreyledi. Hediy sevk etmiyenler ihramlarından çıktılar. Resûlullâh`ın kadınları da hediy sevk etmemişlerdi. Onlar da ihramlarından çıkmışlardı. [Âişe radiya`llâhu anhâ diyor ki: - Yalnız ben Serif`te hayiz olmuştum, Beyt`i tavâf edememiştim. Teşrık geceleri "Muhassıb" da ben: - Yâ Resûla`llâh! Herkes bir hac, bir ömre ile (Medîne`ye) dönüyor da ben bir hac ile dönüyorum, diye şikâyet ettim. Resûlullâh: - Mekke`ye geldiğimiz gecelerde sen tavâf etmedin mi? diye sordu. Ben: - Hayır, diye cevab verdim. Resûl-i Ekrem: - Öyle ise kardeşinle "Ten`îm"e git, orada ömre ihrâmına gir. Sonra tavâf ve sa`y edip buraya geliniz, buyurdu]. (Ümmü`l-Mü`minîn) Safiyye radiya`llâhu anhâ demiştir ki: Ben de âdetimi görmüştüm. Halkı yolumdan alakoyacağımı zannediyordum. Resûl-i Ekrem: - Ey şeâmeti halkın hareketini durduran kadın!. Sen yevm-i nahirde tavâf (-ı ifâzayı) etmedin mi? buyurdu. Safiyye diyor ki, ben de: - Hayır, yapmadım, diye cevap verdim. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem: - Beis yoktur, (tavâf-ı vedâ hâizden sâkıttır,) haydi yollanınız, buyurdu.
| |
Hadis No |
774
|
|
Konu |
Hacc-ı Kıran;ihramdan Çıkmak
|
Başlık |
Yine Hazret-i Âişe`nin İhramlanma Hakkında Mühim Bir Rivâyeti
|
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe
|
Hadis |
Âişe-i Sıddîka demiştir ki: Haccetü`l-Vedâ` senesi biz, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile berâber hacca çıktık. Bizden kimimiz ömre niyetiyle ihramlandı. Kimimiz hacca ve ömreye niyet ederek ihramlandı. Kimimiz de hac niyetiyle ihrâma girdi. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de hacca niyet ederek ihramlanmıştı. Fakat yalnız hac için ihrâma giren, yâhud hac ile ömreyi niyette cem` eden hacılar kurban bayramının ilk gününe kadar ihramdan çıkamazlar.
| |
Hadis No |
775
|
|
Konu |
Hacc-ı Kıran
|
Başlık |
Bu Bâbta Hazret-i Osman, Hafsa Ve İbn-i Abbâs`tan Gelen Rivâyetler
|
Ravi |
Osman Ve Alî
|
Hadis |
Mervân İbn-i Hakem rivâyet ederek demiştir ki: Osman ve Alî radiya`llâhu anhümâ`ya (esnâ-yi hacda) şâhid oldum. Osman (halkı Hacc-ı Temettü`den,) ve hac ile ömreyi cem` etmekten (tenzîhen) nehyediyor, (İfrâd`a terğîb ediyor) du. Alî, bu nehyi görünce ömre ile hacca niyet ederek ve: (Lebbeyk) diyerek ihramlandı. Sonra Alî: ben, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in sünnetini kimsenin söziyle terk edemem, dedi.
| |
Hadis No |
776
|
|
Konu |
-
|
Başlık |
Bu Bâbta Hazret-i Osman, Hafsa Ve İbn-i Abbâs`tan Gelen Rivâyetler
|
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs
|
Hadis |
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Câhiliyet devrinde müşrikler hac aylarında ömre etmeği, yeryüzünde işlenen günâhların en ağırı zannederlerdi. Bunlar Muharrem ayındaki hurmeti de Safer ayına naklederek derlerdi ki: devenin arkasındaki yara iyi olur, huccâcın ayak izleri gider, Safer ayı da çıkarsa, artık ömre etmek işte o zaman ömreciye halâl olur. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Ashâbiyle berâber (Zilhicce`nin) dördüncü gecesi sabahında hac niyetiyle telbiye ederek (Mekke`ye) gelmişlerdi. Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm, Ashâb`ına haclarını ömreye çevirmelerini, ve (tavâf, sa`y, tıraşla) ihramdan çıkmalarını emreyledi. (Kendisinde ömre edilmesini ekber-i kebâirden ad ve i`tikâd ettikleri için) hac aylarında ömre ile emredilmesi huccâca ağır geldi. Ve Resûl-i Ekrem`e: - Yâ Resûla`llâh, bu nasıl hıldir, nasıl ömredir? (İhrâmın haram kıldığı şeyleri bu da halâl kılar mı?) diye sordular. Resûl-i Ekrem: - (Eşhür-i hurümdeki) bu ömrenin edâsı da bunların hepsini halâl kılar, buyurdu.
| |
Hadis No |
777
|
|
Konu |
İhramdan Çıkmak;ulû`l-emre İtâat
|
Başlık |
Bu Bâbta Hazret-i Osman, Hafsa Ve İbn-i Abbâs`tan Gelen Rivâyetler
|
Ravi |
Hafsa
|
Hadis |
Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in zevci Hafsa radiya`llâhu anhâ`dan gelen bir rivâyette Hafsâ: - Yâ Resûla`llâh! Nâsa ne oluyor ki, ömre ile ihramdan çıkıyorlar da sen ömreden dolayı ihrâmından çıkmıyorsun? diye sormuş, Resûl-i Ekrem: - Ben başımı telbid, kurbanımı da (Kâ`be nâmına) taklîd ettim. Artık kurban kesmedikçe ihramdan çıkamam, buyurmuştur.
| |
Hadis No |
778
|
|
Konu |
-
|
Başlık |
Bu Bâbta Hazret-i Osman, Hafsa Ve İbn-i Abbâs`tan Gelen Rivâyetler
|
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs
|
Hadis |
Şöyle rivâyet edilmiştir: (Bir kere) İbn-i Abbas`tan birisi (Ebû Cemre) Temettüün hükmünden sormuş ve: - (Ben mütemetti` olarak haccetmek istiyorum), halk beni temettü`den nehyediyor, demiş. İbn-i Abbas da bu adama temettü` ile emretmiş. Ebû Cemre diyor ki: - Ben rü`yamda bana birisinin: "Temettü`, mebrûr bir hacdır, makbul bir ömredir" dediğini görmüştüm. Bu rü`yâmı İbn-i Abbâs radiya`llâhu anhümâ`ya haber verdim. İbn-i Abbâs bana: - Temettû` Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in sünnetidir, dedi. (Ve: Hele yanımda otur da sana biraz dünyâlık vereyim, buyurdu).
| |
Hadis No |
779
|
|
Konu |
Hac Menâsikı
|
Başlık |
Haccın Ve İhramlanmanın Üç Nev`ine Dâir Câbir İbn-i Abdullâh Hadîsi
|
Ravi |
Câbir B. Abdullâh
|
Hadis |
Şöyle rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem (Mekke`ye) kurbanlıklar gönderdiği (hac) günü Câbir Resûlullâh ile haccetti. Kendisiyle kurbanlıklarını (Mekke`ye) sevkeden Ashâb, o günü müfrid bi`l-hac olarak (telbiye edip) ihrâma girmişlerdi. Resûlullâh Ashâb`ına: - Haccınızı ömreye tahvîl ediniz, sonra Beyt`i tavâf ve Safâ ile Merve arasında sa`yederek, saçınızı kestirerek ihramdan çıkınız. Sonra ihramsız olarak (Mekke`de) oturunuz. Terviye, (Zilhicce`nin sekizinci) günü geldiğinde hac (niyyeti) ile (Mekke`de) ihrâma giriniz. Ve evvelki (ihramlandığınız) müfred haccınızı, Hacc-ı Temettü` yapınız! buyurdu. Ashâb-ı Kirâm: - Yâ Resûla`llâh! Biz, (ilk ihramda) hac (diye) tesmiye (ve tasrîh) ettiğimiz halde o haccımızı nasıl müt`a yaparız, demişlerdi. Resûl-i Ekrem: - Siz, benim emrettiğimi işleyiniz!. Eğer kurban sevk etmemiş olsaydım, ben de size emrettiğim gibi işlerdim. Lâkin şimdi kurbanın Minâ`da kesilene kadar ihramlıya harâm olan şeylerden hiç birisi bana halâl değildir, buyurdu. Ashâb-ı Kirâm da Resûlullâh`ın emrettiği gibi işlediler.
| |
Hadis No |
780
|
|
Konu |
-
|
Başlık |
Haccın Ve İhramlanmanın Üç Nev`ine Dâir Câbir İbn-i Abdullâh Hadîsi
|
Ravi |
İmrân İbn-i Husayn
|
Hadis |
"Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem zamânında biz, mütemetti` olarak haccederdik. Kur`ân da (temettuun cevâzı vechile) nâzil oldu. Bir adam da (Hazret-i Ömer) hâlâ gönlü ne dilerse onu söyliyor" dediği rivâyet edilmiştir.
| |
Hadis No |
781
|
|
Konu |
-
|
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in Mekke`ye Tarîk-ı Duhûl Ve Hurûcu
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in Mekke`ye Bathâ-i Mekke`nin "Kedâ`" denilen "Seniyye-i ulyâ" yolundan girdiği, (Küdâ denilen) Seniyye-i süflâdan da avdet buyurduğu rivâyet edilmiştir.
| |
Hadis No |
782
|
|
Konu |
Hicr-i Kâ`be
|
Başlık |
Kâ`be`yi Kureyş`in Sûret-i İnşâsı Ve Hicr-i İsmâil. Resûl-i Ekrem`in Kâ`be`yi Esâs-ı İbrâhîm`e İrcâ` Etmek Arzusunda Bulunduğuna Dâir Hazret-i Âişe`nin İki Mühim Rivâyeti
|
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe
|
Hadis |
Âişe-i Sıddîka demiştir ki: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`e Hıcr-ı İsmâil`in cidârından sordum: - Yâ Resûla`llâh! Bu duvar Beyt`ten midir? dedim. Resûlullâh cevâben: - Evet, (cidar, Beyt`tendir) buyurdu. Ben yine sordum: - Kureyş`in bu Hıcr`ı Kâ`be`ye idhal ve ilhâka büdceleri kifâyet etmedi, (Beyt`i daralttılar) diye cevab verdi. Ben: - Kâ`be`nin kapısı niçin bu derece yüksektir? diye sordum. Resûl-i Ekrem: - Senin kavmin dilediklerini Beyt`e koymak, dilediklerini de koymamak için, cevâbında bulundu. Sonra Resûl-i Ekrem: Yâ Âişe! Eğer kavmin Kureyş, câhiliyet devrine yakın olmasaydı ben, cidârı (Hıcr`ı) Beyt`e ilhâk etmek, Beyt`in kapısını da zemin (seviyesi) ne indirmek isterdim. Fakat böyle yapıldığında kaviminin kalbinin kırılmasından endîşe ederim, buyurdu.
| |
Hadis No |
783
|
|
Konu |
Hicr-i Kâ`be
|
Başlık |
Kâ`be`yi Kureyş`in Sûret-i İnşâsı Ve Hicr-i İsmâil. Resûl-i Ekrem`in Kâ`be`yi Esâs-ı İbrâhîm`e İrcâ` Etmek Arzusunda Bulunduğuna Dâir Hazret-i Âişe`nin İki Mühim Rivâyeti
|
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe
|
Hadis |
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Hazret-i Âişe`ye cevâben) buyurmuştur ki: kavmin, câhiliyet devrine yakın olmasaydı Beyt`i emreder yıktırırdım. Kâ`be`ye, kendisinden hâric bırakılan Hıcr`ı ilhak ederdim. Beyt`i zemin seviyesine indirirdim. Bâb-ı şarkî ve Bâb-ı garbî olmak üzere iki kapı yapardım. Ve böylece İbrâhim`in (inşâ ettiğ Beyt`in) vaz`-ı aslîsine bâliğ ve vâsıl olurdum.
| |
Hadis No |
784
|
|
Konu |
Mü`min Kâfire Vâris Olmaz
|
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in Doğduğu Hâne-i Saâdetleri`ne Dair Rivayet
|
Ravi |
Üsâme B. Zeyd B. Hârise
|
Hadis |
Rivâyet olunduğuna göre, Üsâme Resûl-i Ekrem`e: - Yâ Resûla`llâh! (Yarın) Mekke`de nereye ineceksiniz, evinize mi? diye sormuş. Resûlullâh şöyle cevap vermiş: - Akîl (burada) evden, menzilden bir şey bırakdı mı ya? Akîl ve kardaşı Tâlib, Ebû Tâlib`e vâris oldular. Halbuki Ca`fer ile Alî radiya`llâhu anhümâ Ebû Tâlib`e vâris olmadılar. Çünkü bunlar Müslim idiler. Akîl ile Tâlib ise kâfir idiler.
| |
Hadis No |
785
|
|
Konu |
-
|
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in Abdü`l-muttalib Oğullariyle Berâber Şa`b-i Benî Hâşim`de Kureyş Tarafından Muhâsara Edilmesi Ve Bir Mu`cize-i Nebeviye
|
Ravi |
Ebû Hüreyre
|
Hadis |
Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (Minâ`dan) Mekke`ye inmek istediğinde: Yarın (öbirisi gün) inşâ-Allâh menzilimiz, Benî Kinâne yurdu olacaktır ki, burada Kureyş ile Kinâne oğulları küfr üzerine ahd etmişlerdi, buyurmuştur. Resûl-i Ekrem Benî Kinâne Hayfi demekle, "Muhassab" mevkiini kasedtmişti. Bu ahd ü peymân, Kureyş ile Benî Kinâne arasında Hâşimîler ve Abdülmuttalib oğulları aleyhine: "Bunlarla kız alıp vermemek, alış veriş etmemek üzere" akdedilmişti. Hâşimîlerle Muttalibîller Resûl-i Ekrem`i Kureyş ile Kinâne`ye inkıyâda iknâ edinceye kadar devâm edecekti.
| |
Hadis No |
786
|
|
Konu |
Kâ`be`nin Tahrîbi
|
Başlık |
Âhir Zamanda Kâ`be`yi İki Habeşlinin Tahrîb Edeceğine Dâir Ebû Hüreyre`nin Bir Rivâyeti
|
Ravi |
Ebû Hüreyre
|
Hadis |
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Kâ`be`yi (âhir-i zamanda) Habeş (liler) den iki cılız bacaklı birisi tahrîb edecektir" buyurduğunu rivâyet edilmiştir.
| |
Hadis No |
787
|
|
Konu |
Aşûre Orucu
|
Başlık |
Ramazan Orucu Farz Kılınmazdan Evvel Müslümanların Âşûrâ Günü Oruç Tuttukları Ve Kâ`be`ye Kisve Geçirdiklerine Dâir Hazret-i Âişe`nin Bir Hadîsi
|
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe
|
Hadis |
Âişe-i Sıddîka demiştir ki: Müslümanlar Ramazan farz kılınmazdan evvel Âşûrâ (Muharrem`in onuncu) günü oruç tutarlardı. Ve o günü Kâ`be`ye (yeni) örtü örterlerdi. Cenâb-ı Hak Ramazan orucunu farz kılınca Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem: "Âşûrâ orucunu tutmak istiyen onu yine tutsun, tutmak istemiyen de tutmasın" buyurdu.
| |
Hadis No |
788
|
|
Konu |
Ye`cüc-me`cüc
|
Başlık |
Ye`cûc Ve Me`cûc`un Hurûcundan Sonra Da Beytu`llâh`ın Haccedileceğine Dâir Ebû Saîd-i Hudrî`nin Bir Hadîsi
|
Ravi |
Ebû Saîd-i Hudrî
|
Hadis |
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Ye`cûc ve Me`cûc`un hurûcundan sonra da Beyt (u`llâh) haccedilir ve ömre edâ olunur" buyurduğunu rivâyet edilmiştir.
| |
Hadis No |
789
|
|
Konu |
Kâ`be`nin Tahrîbi
|
Başlık |
Ye`cûc Ve Me`cûc`un Hurûcundan Sonra Da Beytu`llâh`ın Haccedileceğine Dâir Ebû Saîd-i Hudrî`nin Bir Hadîsi
|
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs
|
Hadis |
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Kâ`be`yi yıkacak olan o apışak, iri ayaklı koyu siyah Habeşîyi Kâ`be`nin (duvar) taşlarını birer birer kopardığını görür gibi biliyorum" buyurduğu rivâyet edilmiştir.
| |
Hadis No |
790
|
|
Konu |
Hacer-i Esvad-i Öpme
|
Başlık |
Hazret-i Ömer`in Hacer-i Esved`i İstilâmından Gâye-i Şerîati Bildiren Bir Sözü
|
Ravi |
Ömer B. El-hattâb
|
Hadis |
Rivâyet olunduğuna göre, Müşârün-ileyh Hazretleri bir haccında Hacer-i Esved`e yaklaşıp (dudaklarını koyarak) takbîl etmiş ve: "Çok iyi bilirim ki, sen zararı ve menfaati olmayan bir taş parçasısın! Eğer Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`in seni takbîl ettiğini görmeseydim aslâ seni takbîl etmezdim" demiştir.
| |
Hadis No |
791
|
|
Konu |
-
|
Başlık |
Beyt`in İçi Putlarla Dolu Bulunmasından Kazâ Ömresinde Resûlullâh`ın Beyt`e Girmediğine Dâir Abdullâh İbn-i Ebî Evfâ Hadîsi
|
Ravi |
Abdullâh İbn-i Ebî Evfâ
|
Hadis |
Şöyle rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (kazâ) ömre (sini îfâ) ederek Beyt (-i Şerîf)i tavâf edip Makâm(-ı İbrâhim) in arkasında namaz kılmıştı. Yanında kendisini halktan setreden birisi de bulunuyordu. O gözcüye birisi gelip, - Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (bu ömresinde) Kâ`be`ye girdi mi? diye sordu. O da: - Hayır, (girmedi) diye cevab verdi.
| |
Hadis No |
792
|
|
Konu |
Kâ`be`ye Konan Putlar
|
Başlık |
Feth-i Mekke Günü Resûlullâh`ın Emri Üzerine Beyt-i Şerîf Putlardan Tathîr Edilirken Ellerinde Fal Kalemleriyle Hazret-i İbrâhîm Ve İsmâil`in Sûretleri De Çıkarıldığında: Allâh Bunu Yapanları Helâk Etsin, Buyurduğu. Bundan Sonra Beyt`e Dâhil Olduğu
|
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs
|
Hadis |
Şöyle rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (Fetih günü Mekke`ye) geldiğinde Kâ`be`ye girmekten çekindi. Çünkü Kâ`be`de (câhiliyyetin) âlihe (edindiği putlar) vardı. Resûl aleyhi`s-selâm bunların çıkarılmasını emretti. (Ashâb tarafından) bu putlar çıkarıldı. (Bilhassa) İbrâhim ve İsmâil (aleyhime`s-selâm) ın sûretlerini de ellerinde ezlâm (denilen fal kalemleri) olduğu halde çıkardılar, Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem Allâh`a yemîn ederim ki, bu put-perestler pek iyi bilirlerdi ki: bu iki Peygamber hiç bir zaman erzâk-ı maksûmelerini böyle münker şeylerle aramış ve dilemiş değillerdir" buyurdu. Sonra Beyt`e dâhil oldu. Ve Beyt`in her tarafında Tekbir getirdi. Fakat Beyt`te namaz kılmadı.
| |
Hadis No |
793
|
|
Konu |
Remel;tavafın İlk Üç Şartından Koşmak (remel)
|
Başlık |
Beyt-i Şerîfi Tavâfın Üç Şavtinde Remelin Sebebi
|
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs
|
Hadis |
Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem Ashâb`iyle berâber (kazâ ömresi için Mekke`ye) geldiklerinde: (tavâf edilirken) müşrikler: - Ey Muhammed ümmeti! (Bakınız) Peygamberiniz size takaddüm ediyor, sizi Medîne`nin hummâsı zaîf düşürmüş, di (ye istihzâ eyle) mişlerdi. Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (buna vâkıf olunca) Ashâb`ına: - Tavâfın üç Şavtında koşmalarını, Rükneyn (-i Yemâneyn) arasında da (mu`tâd üzere) yürümelerini emreyledi. Resûl-i Ekrem`i, tavâfın bütün Şavtlarında (ki, yedidir) koşmalarını emretmeğe mâni` bir şey varsa, o da ancak Ashâb`ına acımasından ibârettir.
| |
Hadis No |
794
|
|
Konu |
Hacer-i Esved`i Selâmlama (istilâm);istilâm;remel;tavafın İlk Üç Şartından Koşmak (remel)
|
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in Sûret-i Tavâfına Dâir Abdullâh İbn-i Ömer Hadîsi
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (Haccetü`l-Vedâ`da) Mekke`ye geldiği zaman ilk tavâf ettiğinde Hacer-i Esved`i istilâm ettiğini, yedi tavâftan (ilk) üçünde yürürken müsâreat buyurduğunu gördüm, demiştir.
| |
Hadis No |
795
|
|
Konu |
Hz. Peygamber`in Sünnetine Bağlılık;remel;tavafın İlk Üç Şartından Koşmak (remel)
|
Başlık |
Remel Hakkında Hazret-i Ömer`den Gelen Bir Rivâyet. Ve Remelin Bir Ta`rîfi
|
Ravi |
Ömer B. El-hattâb
|
Hadis |
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Biz neden bu remele devâm ediyoruz? (Vaktiyle) biz, müşriklere reml ile (kuvvetli) görünmek isterdik. Halbuki Cenâb-ı Hak, onları mahv ü helâk etmiştir. Bundan sonra Hazret-i Ömer: Remel, bir şeydir ki, onu Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem işlemiştir. Biz, Peygamber`in bu sünnetini terk etmeği sevmeyiz, demiştir.
| |
Hadis No |
796
|
|
Konu |
Hacer-i Esved`i Selâmlama (istilâm);istilâm;rükn-ü Yemânî`yi İstilâm
|
Başlık |
Kâ`be-i Muazzama`nın Erkânı. Ve Resûl-i Ekrem`in Rükn-i Hacer-i Esved İle Rükn-i Yemânî`yi Her Zaman İstilâm Buyurduklarına Dâir İbn-i Ömer Hadîsi
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şu iki Rükn-i Yemânî`yi istilâm ettiğini gördüğüm zamandanberi (Harem-i Şerîf) kalabalık olsun tenhâ bulunsun, bu iki rüknü istilâm etmeği hiç bir zaman bırakmadım" demiştir.
| |
Hadis No |
797
|
|
Konu |
Hacer-i Esved`i Selâmlama (istilâm);istilâm
|
Başlık |
Haccetü`l-vedâ`da Resûl-i Ekrem`in Deve Üzerinde Mihcen İle İstilâm Buyurduğuna Dâir İbn-i Ömer Rivâyeti
|
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs
|
Hadis |
"Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Haccetü`l-Vedâ`da Mihcen (denilen değnek) ile (Hacer-i Esved`i) istilâm ederek deve üzerinde tavâf etti" dediği rivâyet edilmiştir.
| |
Hadis No |
798
|
|
Konu |
Hacer-i Esved`i Selâmlama (istilâm);istilâm
|
Başlık |
Haccetü`l-vedâ`da Resûl-i Ekrem`in Deve Üzerinde Mihcen İle İstilâm Buyurduğuna Dâir İbn-i Ömer Rivâyeti
|
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs
|
Hadis |
Birisi İbn-i Ömer`den Hacer-i Esved`i istilâmın hükmünü sormuş. İbn-i Ömer de: - Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`in Hacer-i Esved`i istilâm (yâni eliyle mess) ettiği ve takbîl buyurduğunu gördüm, diye cevab vermiş. Sâil: - Ya müzâhemeye uğrarsam? Ne dersin!. Ya kalabalığa tesâdüf edersem? Ne hükmedersin!. diye tekrar sormuş. İbn-i Ömer (bu mütevâlî süallerden ictihâd ile hadîse muâraza edildiğini anlayıp müteessir olarak): - Ey Sâil! Sen bu "ne dersin!" suallerini Yemen`e (uzak) kıl!. (Ben sana) Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem, bu (mübârek) taşı messetti, takbîl buyurdu, (diyorum) demiştir.
| |
Hadis No |
799
|
|
Konu |
-
|
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in, Ebû Bekr Ve Ömer`in Mekke`ye Girdiklerinde İlk Edâ Ettikleri İbâdet, Abdest Alıp Tavâf Etmek Olduğuna Dâir Hazret-i Âişe Rivâyeti
|
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe
|
Hadis |
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Mekke`ye) geldiğinde îfâya başladığı ilk ibâdet olmak üzere abdest aldı. Sonra tavâf etti. Sonra Resûl-i Ekrem bu tavâf ve sa`yi ömre addetmedi, Resûl-i Ekrem`den sonra Ebû Bekr ve Ömer radiya`llâhu anhümâ`da Resûl-i Ekrem gibi haccettiler. (Tavaf ve sa`yi ömre saymadılar).
| |
Hadis No |
800
|
|
Konu |
Sa`y;tavaf Namazı
|
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in Tavâftan Sonra İki Rek`at Namaz Kılıp Sonra Safâ İle Merve Arasında Sa`y Ettiğine Dâir İbn-i Ömer Hadîsi
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in tavâfı hakkında rivâyet olunan bir hadîsi yakında geçmişti. Bu rivâyette de İbn-i Ömer: "Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm`ın tavâftan sonra iki rek`at (Tavâf) namazı kılıp sonra Safâ ile Merve arasında sa`y etti" hadîsini ziyâde etmiştir.
| |
Hadis No |
801
|
|
Konu |
İnsan Şahsiyetine Hürmet
|
Başlık |
Vedâ` Haccından Bir Sene Evvel Beyt-i Şerîf`i Çıplakların Ve Müşriklerin Tavâf Etmeleri Yasak Olduğu İ`lân Edildiğine Dâir Ebû Hüreyre Rivâyeti
|
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs
|
Hadis |
Şöyle rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Kâ`be`yi tavâf ederken bir insan geçti. Bu zavallının eli, başka bir insana bir kayışla, yâhud bir iple, yâhud bunlardan başka (mendil gibi) bir şey ile bağlanmıştı. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (şafkatli) eliyle bu bağı kopardı. Bundan sonra yanındaki adama: "bu zavallıyı eliyle yed!" buyurdu.
| |
Hadis No |
802
|
|
Konu |
Hz. Ebûbekr`in Hac Emirliği;kâ`be`yi Çıplak Tavaftan Men;müşrik Âdetlerinin Kaldırılması;müşrikler Kâ`be`ye Yaklaşamaz
|
Başlık |
Vedâ` Haccından Bir Sene Evvel Beyt-i Şerîf`i Çıplakların Ve Müşriklerin Tavâf Etmeleri Yasak Olduğu İ`lân Edildiğine Dâir Ebû Hüreyre Rivâyeti
|
Ravi |
Ebû Hüreyre
|
Hadis |
Ebû Bekr-i Sıddîk radiya`llâhu anh Vedâ Hacc`ından (bir sene) evvel taraf-ı Peygamberî`den Emîr-i Hac olarak (Mekke`ye) gönderildiğinde Ebû Bekr de Ebû Hüreyre`yi Kurban bayramının ilk günü Minâ`da büyük bir cemâat içinde halka (şu iki maddeyi) i`lâna me`mur etmiştir (Ebû Hüreyre): Ey nâs iyi biliniz! Bu yıldan sonra müşriklerin haccetmeleri, çıplakların da Kâ`be`yi tavâf eylemeleri yasaktır! (demiştir).
| |
Hadis No |
803
|
|
Konu |
Hac Menâsikı
|
Başlık |
Vedâ` Haccından Bir Sene Evvel Beyt-i Şerîf`i Çıplakların Ve Müşriklerin Tavâf Etmeleri Yasak Olduğu İ`lân Edildiğine Dâir Ebû Hüreyre Rivâyeti
|
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs
|
Hadis |
"Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Vedâ haccında) Mekke`ye geldi. (Beyt`i) tavâf, ve Safâ ile Merve arasında sa`y etti. Ve bu tavaftan sonra tâ Arafât`tan dönünceye kadar Kâ`be`ye yaklaşmadı.
| |
Hadis No |
804
|
|
Konu |
Hacıları Ağırlamak
|
Başlık |
Vedâ` Haccından Bir Sene Evvel Beyt-i Şerîf`i Çıplakların Ve Müşriklerin Tavâf Etmeleri Yasak Olduğu İ`lân Edildiğine Dâir Ebû Hüreyre Rivâyeti
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
İbn-i Ömer: "Abbâs İbn-i Abdülmuttalib radiya`llâhu anh huccâca şerbet dağıtmak için Minâ gecelerinde Mekke`de ikâmet etmek üzere Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`den izin istedi. Resûl-i Ekrem de müsâade buyurdu" demiştir.
| |
Hadis No |
805
|
|
Konu |
Zemzem Suyu
|
Başlık |
Vedâ` Haccından Bir Sene Evvel Beyt-i Şerîf`i Çıplakların Ve Müşriklerin Tavâf Etmeleri Yasak Olduğu İ`lân Edildiğine Dâir Ebû Hüreyre Rivâyeti
|
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs
|
Hadis |
Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (Harem-i Şerifteki) şerbet dağıtılan sebîl mahalline geldi. Ve şerbet istedi. Abbâs (radiya`llâhu anh) oğluna: - Ey Fadl! Anana git, yanındaki (husûsî) şerbetten Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`e getir!. dedi. Resûlullâh: - (Hayır) bana bu şerbetten ver buyurdu. Abbâs: - Yâ Resûla`llâh! Halk, buradaki şerbete ellerini sokuyorlar, demişti. Resûl-i Ekrem: - İşte halkın içtiği bu şerbetten ver! buyurdu.. Ve Abbâs`ın sunduğu umûmî şerbetten içti. Sonra Resûlullâh Zemzem kuyusuna geldi. Benî Abbâs (burada huccâcı) sulayorlardı. Ve kuyudan su çekiyorlardı. Resûlullâh: - (Ey Abdülmuttalib oğulları) çekiniz! Siz, hayırlı bir iş işleyorsunuz, di(ye taltîf buyur)ldı. Sonra Resûlullâh: - Halkın (su çektiğime imtisâl etmek için) tehâcüm etmesi endişesi olmasaydı, ben de devemden iner, hattâ kuyunun ipini, [eliyle mübârek omuzuna işâret ederek] şuraya kor, (sizin gibi çeker) dim, buyurdu. Yine İbn-i Abbâs radiya`llâhu anhümâ`dan gelen bir rirvâyette İbn-i Abbâs: "Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`e Zemzem suyundan sundum. Risâlet-maâb ayakta olduğu halde içti" demiştir. Yine İbn-i Abbâs`tan gelen bir rivâyette: "Resûlullâh, o günü deve üzerinde idi" demiştir.
| |
Hadis No |
806
|
|
Konu |
Sa`y
|
Başlık |
Bakara Suresinin 158 Nolu Âyet-i Kerîmesinin Sebeb-i Nüzûlüne Dâir Hazret-i Âişe`nin Âlimâne Bir Mütâlâası
|
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe
|
Hadis |
Âişe-i Sıddîka`dan kızkardeşinin oğlu Urve İbn-i Zübeyr, Allâhu Teâlâ`nın: "Safâ ile Merve Allâh`ın şiâr ve alâmetlerinden (iki tepe) dir. Kim ki Beytullâh`ı ziyâret veya ömre ederse, bu iki tepe arasında sa`yetmesinde günah yoktur" meâlindeki kavl-i şerîfinin hükmünden sorup. Şu halde: - Yemîn ederim ki, hiç bir kimse Safâ ile Merve arasında sa`yetmemekten dolayı günahkâr olmaz, (sa`y mübah olur) demiştir. Hazret-i Âişe şöyle cevab vermiştir: - Ey kardeşimin oğlu, ne fenâ söz söyledin. Eğer bu âyet-i kerîmenin hükmü senin te`vîl ettiğin gibi (sa`y mübah) olsaydı, âyet-i kerîme: "Safâ ile Merve arasında sa`y etmemekte günâh yoktur" sûretinde olurdu. Şu kadar ki, bu âyet-i kerîme Ensâr hakkında inzâl buyurulmuştur: Ensâr, müslüman olmazdan evvel "Menât-i Tağiye" putuna teabbüd için ihrâma girerlerdi. Bu puta (dikili bulunduğu) "Müşelled" mevkiinde ibâdet ederlerdi. Ensâr`dan ihramlanan kimseler, (kendi putları karşısında merkûz olan) Safâ ile Merve putları arasıda sa`yetmeği günâh addederlerdi. Ensâr müslüman olunca müşkül addettikleri bu vaziyeti Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`den sordular. Ve: - Yâ Resûla`llâh! Safâ ile Merve arasında sa`yetmek bize girân geliyor, dediler. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak: (Safâ ile Merve şeâir-i ilâhiyyedendir...) meâlindeki âyet-i kerîme`yi inzâl buyurdu. Âişe radiya`llâhu anhâ: - Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem Safâ ile Merve arasında sa`yi (lisân-ı Kur`an`la) teşrî` buyurdu. Bunlar arasında sa`yi terk etmek kimse için câiz değildir, demiştir.
| |
Hadis No |
807
|
|
Konu |
Remel;tavafın İlk Üç Şartından Koşmak (remel)
|
Başlık |
Bakara Suresinin 158 Nolu Âyet-i Kerîmesinin Sebeb-i Nüzûlüne Dâir Hazret-i Âişe`nin Âlimâne Bir Mütâlâası
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem tavâf-ı kudûmu (kezâ tavâf-ı rüknü) edâ ederken, (ilk) üç (şavtı) nda remel (ki, meşy-i serî`) ile, dördünde de (mu`tâd üzere) yürürdü. Safâ ile Merve arasında tavâf ederken de Batn-i Mesîl`de (Mîl-i ahdâr hizâsında remelin fevkınde) sa`yederdi.
| |
Hadis No |
808
|
|
Konu |
Hac Menâsikı
|
Başlık |
Haccın Ömreye Tahvîline Dâir Câbir İbn-i Abdullâh Rivâyeti
|
Ravi |
Câbir B. Abdullâh
|
Hadis |
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Ashâbiyle berâber hacca ihramlandıklarında Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile Talha`dan bir de Yemen`den gelen Alî radiya`llâhu anh`ten başkasının hedyi yoktu. Alî kurbanını yanında getirmişti. Ve: "Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in ihrâma girdiği gibi ihramlandım" demişti. (Mekke`ye geldiğmizde) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Ashâbına: - (İhramlanırken niyet ettikleri) haccı, ömreye tahvîl etmelerini, tavaf (ve sa`y) eylemelerini, sonra saçlarını kestirip ihramdan çıkmalarını, yalnız yanında hedyi (, kurbanı) bulunanların ihramlarını muhâfaza etmelerini emreyledi. (Fesh-i hacca memur olan Ashâb, bu hâle taaccüb ederek): - (Bu ne haldir?) Biz, kadınlarımızdan bile müstefîd olarak Minâ`ya gideceğiz (de Resûlullâh ihramlı ve mahrum kalacaktır), demişlerdi. Ashâb arasında söylenen bu söz Resûl-i Ekrem`e erişince, cevâben: - Hac aylarında ömrenin cevâzını şimdi hatırladığım (gibi) ihrâma girerken de derpîş eylemiş olsaydım, hediy sevk etmezdim. Ve yanımda kurbanım olmasaydı, şimdi (ben de sizin gibi) ihramdan çıkardım, buyurdu.
| |
Hadis No |
809
|
|
Konu |
Hac Menâsikı
|
Başlık |
Haccın Ömreye Tahvîline Dâir Câbir İbn-i Abdullâh Rivâyeti
|
Ravi |
Enes B. Mâlik
|
Hadis |
Enes İbn-i Mâlik`ten birisi (, hadîsin râvîsi Abdülâziz İbn-i Refî`): - Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`den hatırladığın bir şey`i (yâni) terviye (Zilhicce`nin sekizinci) günü öğle ile ikindi namazlarını nerede kıldığını bana haber verir misin? diye sormuş. Enes İbn-i Mâlik: - Minâ`da kıldı, diye cevab vermiş. (Abdü`l-Azîz): - Minâ`dan dönüş günü ikindi namazını nerede kıldı? diye sormuş. Enes İbn-i Mâlik: - Ebtah (yâni Muhassab) de kıldı, diye cevab vermiş. Bundan sonra Enes: - Ey sâil! Sen de ümerânın işlediği gibi işle, demiştir.
| |
Hadis No |
810
|
|
Konu |
-
|
Başlık |
Resûlullâh`ın Arafat`ta Oruçlu Olmadığına Dâir Ümm-i Fadl`ın Rivâyeti
|
Ravi |
Ümm-i Fadl
|
Hadis |
Ümm-i Fadl: (Arafat`ta) Arefe günü Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in oruçlu bulunmasından halk şek etmişti. Ben, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e bir (bardak) şerbet (yâhud süt) gönderdim. Resûlullâh da içti, demiştir.
| |
Hadis No |
811
|
|
Konu |
Hac Menâsikı;vakfe
|
Başlık |
İbn-i Ömer İle Haccâc`ın Arafat`ta Vakfe Hâdisesi
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
Müşârün-ileyh Hazretleri (oğlu Sâlim`le berâber) arefe günü zevâl-i şems sırasında (Arafat`a) gelmiş ve (Emîr) Haccâc`ın (ekâbire has) çadırı önünde yüksek sesle: - (Haccâc nerededir? diye) seslenmişti. Haccâc, üzerinde sarı bir maşlahla çadırdan çıkıp: - Ne var? Yâ Ebâ Abdurrahmân! (İbn-i Ömer`in künyesidir) dedi. İbn-i Ömer de: - Eğer sünnete ittibâ` etmek istersen zevâl-i şems, (tam hutbe zamânı) dır, (yürüyünüz!) demiş. Haccâc: - Şu saat mi? diye sormuş. İbn-i Ömer de: - Evet, bu saat demiş. Haccâc: - Biraz beni bekleyiniz; başımı yıkayayım; sonra çıkarım, demiş. İbn-i Ömer (devesinden) inip Haccâc çıkıncaya değin intizâr etmiş. Nihâyet Haccâc çıkmış, (birlik) yürümüş(ler. Giderken) babasiyle berâber bulunan Sâlim İbn-i Abdullâh Haccâc`a: - Sünnet-i Nebeviye`ye uymak istersen hutbeyi kısalt, vakfeyi ta`cîl et! demiştir. Bunun üzerine Haccâc Abdullâh İbn-i Ömer`e (istifham-kârâne) bakmağa başlamıştır. Abdullâh İbn-i Ömer Haccâc`ın bu tereddüdünü görünce: - Sâlim doğru söylüyor, demiştir.
| |
Hadis No |
812
|
|
Konu |
Vakfe
|
Başlık |
Hums Bid`ati
|
Ravi |
Cübeyr B. Mut`im
|
Hadis |
Arefe günü devemi kaybetmiş ve onu aramağa çıkmıştım. Bu sırada Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`i Arafat`ta vakfe ederken gördüm. Ve: "Va`llâhi, burada vakfe eden Resûlullâh, (Ashâb-ı) humüstendir. Bilmem ki Arafat`ta niçin vakfe ediyor?" dedim.
| |
Hadis No |
813
|
|
Konu |
-
|
Başlık |
Resûl-i Ekrem`in Arafat`tan Sûret-i İfâzasına Dâir Üsâme İbn-i Zeyd Hadîsi
|
Ravi |
Üsâme B. Zeyd B. Hârise
|
Hadis |
Üsâme`ye: - Haccetü`l-Vedâ`da Arafat`tan (Müzdelife) ye dönüldüğünde Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem nasıl hareket buyurdu? diye sorulmuş. Üsâme: - Resûlullâh, sür`atle betâet arasında mutavassıt bir halde seyretti. Fakat hâlî bir sâha bulunca sür`atle hareket ederdi, demiştir.
| |
Hadis No |
814
|
|
Konu |
Acele Etmek
|
Başlık |
Arafat`tan Müzdelife`ye Dönüldüğündea Yolda Acele Ve Gürültü Edenlere Resûl-i Ekrem Kamçısı İle İşâret Ederek: Ey Nâs, Ağır Olunuz! Buyurmaları
|
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs
|
Hadis |
Abdullâh, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`le berâber Arefe günü (Arafat`tan Müzdelife`ye) dönmüştü. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem arkasında (bâzı kimselerin) bağırıp çağırdığını, devesini döğdüğünü işitince, Resûlullâh bunlara kamçısiyle işâret ederek: "Ey nâs! Ağır olunuz!. Hayır, acele yürümekle te`mîn edilmez, buyurdu, demiştir.
| |
Hadis No |
815
|
|
Konu |
Hac Menâsikı
|
Başlık |
Arafat`tan Müzdelife`ye Dönüldüğündea Yolda Acele Ve Gürültü Edenlere Resûl-i Ekrem Kamçısı İle İşâret Ederek: Ey Nâs, Ağır Olunuz! Buyurmaları
|
Ravi |
Ebû Bekr`in Kızı Esmâ`
|
Hadis |
(kölesi Abdullâh İbn-i Keysân`ın) rivâyetine göre: Esmâ` (Hazretleri) akşamla yatsı namazlarının cem` edildiği gece Müzdelife`ye nâzil olmuş ve orada geceleyip namaz kılmıştı. (Abdullâh diyor ki:) bir saat namaz kıldıktan sonra: - Oğlum, ay battı mı? diye sordu. Ben: - Hayır, (batmadı) diye cevab verdim. Bir saat daha namaz kıldıktan sonra: - Oğlum, ay battı mı? diye (tekrar) sordu. Ben de: - Evet battı, diye cevab verdim. Esmâ` (Hazretleri): - Öyle ise Minâ`ya doğru yollanınız, diye emretti. Biz de yollandık, yürüdük. Nihâyet (Cemre mevkiine geldik) Cemre (-i Kübrâ) yi attıktan sonra Esmâ` radiya`llâhu anhâ (Minâ`daki menziline) döndü. Ve bu menzilinde sabah namazını kıldı. Abdullâh diyor ki, ben Esmâ`ya: - Anneciğim! Öyle zannediyorum ki, biz, vakt-i meşrûa takaddüm ettik, dedim. Bana cevâben: - Oğlum! Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem mahfetli kadınlar için erken Cemre etmelerine izin vermiştir, dedi.
| |
Hadis No |
816
|
|
Konu |
Bir Yere Girmek İçin İzin İstemek (istizan);istizan
|
Başlık |
Haccetü`l-vedâ`da Müzdelife`den Minâ`ya Harekete Dâir Hazret-i Âişe Ve Abdullah İbn-i Mes`ûd Rivâyetleari
|
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe
|
Hadis |
Vedâ` haccında biz, Müzelife`ye gelmiştik. Sevdv (bint-i Zem`a) halkın izdihâmından evvel kendisinin Minâ`ya gönderilmesi husûsunda Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`den izin istemişti. Sevde (iri yapılı), ağır canlı bir kadındı. Resûlullâh Sevde`ye izin verdi. Ve halkın izdihâmından evvel onu Minâ`ya gönderdi. Biz de sabaha kadar Resûlullâh`ın nezdinde kaldık. Sonra Resûlullâh bizi de, Sevde`yi gönderdiği gibi Minâ`ya gönderdi. (Kâşki) Sevde`nin isti`zân ettiği gibi ben de Resûlullâh`dan izin dileyeydim. Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`den izti`zân etmekliğim, bana, dünyâya mâlik olmaktan daha sevimlidir.
| |
Hadis No |
817
|
|
Konu |
Hac Menâsikı
|
Başlık |
Haccetü`l-vedâ`da Müzdelife`den Minâ`ya Harekete Dâir Hazret-i Âişe Ve Abdullah İbn-i Mes`ûd Rivâyetleari
|
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd
|
Hadis |
(Yezîd İbn-i Nehaî) şöyle rivâyet etmiştir: Abdullâh İbn-i Mes`ûd (Arafât`tan) Müzdelife`ye geldi. Akşamla yatsı namazlarından her birini başlı başına birer ezân ve ikâmetle kıldı. Ve bu iki namazın arasını akşam taâmı ile ayırdı. Bundan sonra İbn-i Mes`ûd şafak söktüğü sırada (çok erken) sabah namâzını kıldı. (Hattâ) kimi fecr tulû` etti, kimi de fecr tulû` etmedi, diyordu. Sonra Abdullâh İbn-i Mes`ûd, Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`in: - Akşamla yatsıdan ibâret olan bu iki namaz, şu Müzdelife mevkiinde (mu`tâd olan) vakitlerinden tahvîl edilmiştir. Sakın nâs, yatsı vakti girmedikçe Müzdelife`ye gelmeğe çalışmasın. Sabah namâzı (nın vakti) de (tulû-ı fecre işâret buyurularak): "şu saattir." buyurduğunu haber verdi. Sonra İbn-i Mes`ûd tan-yeri ağırıncaya kadar Müzdelife`de tevakkuf etti. Sonra: - Emîrü`l-Mü`minîn (Osmân radiya`llâhu anh) bu saatte Müzdelife`den hareket etse, sünnet-i seniyyeye muvâfakat etmiş olur, dedi. (Râvî Yezîd-i Nehaî:) - İbn-i Mes`ûd, bu sözü mü evvel söyledi. Yâhud Hazret-i Osman`ın Müzdelife`den Minâ`ya hareketi mi evvel vâkı` oldu? Bilmiyorum. İbn-i Mes`ûd, Kurban bayramının ilk günü Cemre-i akabeyi remyedinceyi kadar telbiyeye devâm eyledi, demiştir.
| |
Hadis No |
818
|
|
Konu |
Vakfe
|
Başlık |
Câhiliyyet Devrinde Ve Devr-i İslâm`da Müzdelife Dönüşlerine Dâir Hazret-i Ömer Rivâyeti
|
Ravi |
Ömer B. El-hattâb
|
Hadis |
(Amr İbn-i Meymûn) der ki: Hazret-i Ömer sabah namazını Müzdelife`de kıldı. Sonra (Meş`arü`l-Haram`da) vakfe etti de dedi ki: müşrikler, güneş doğmadıkça Müzdelife`den Minâ`ya dönmezlerdi. Ve: "Ey Sebîr (dağı, güneşin zıyâsiyle) yıldıra (da biz, Minâ`ya gidelim)" derlerdi. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Kureyş müşriklerine muhâlefet edip güneş doğmazdan evvel, (alaca karanlıkta) Müzdelife`den (Minâ`ya) döndü.
| |
Hadis No |
819
|
|
Konu |
Kurbanlık Hayvanlar
|
Başlık |
Kurbanlık Deveye Binmek Câiz Olduğuna Dâir Ebû Hüreyre Rivâyeti
|
Ravi |
Ebû Hüreyre
|
Hadis |
Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem birisinin kurbanlık devesini sevk ettiğini, (kendisi yaya olarak gittiğini) görmüş de ona: - Deveye bin! buyurmuş. O kimse: - (Yâ Resûla`llâh!) Bu deve kurbanlıktır, (nasıl binerim) demesi üzerine Resûlullâh: - Bu kurbanlık deveye bin! buyurmuş. O kimse yine: - Bu kurbanlıktır, deyince, Resûlullâh üçüncü veyâhud ikinci def`asında - Yazıklar olsun sana! Bin şu deveye, buyurmuştur.
| |
Hadis No |
820
|
|
Konu |
Hac Menâsikı
|
Başlık |
Menâsik Hakkında İbn-i Ömer`in Mufassal Bir Rivâyeti
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem Haccetü`l-Vedâ`da ömreyi hacca terdîf ile temetü` buyurdu. Ve Zü`l-Huleyfe`den berâberinde kurbanlık sevk edip bunları (Kâ`be`ye) hediye eyledi. Ve Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (ihrâma girerken) ömre (niyeti) ile telbiyeye başlayıp, sonra hac (niyeti) ile telbiye buyurdu. Ashâb, (Zülhuleyfe`de yalnız) hacca niyetle (ihramlanıp Mekke`ye geldiklerinde haccı fesh ile nihâyet) ömreyi iltizâm ederek Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber mütemetti` oldular. Ashab`tan kurbanlık sevk edenler bulunduğu gibi sevk etmiyenler de vardı. Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem Mekke`ye gelince, hüccâca şöyle i`lân buyurdu: Hüccacdan kurbanlık sevk edenler (ihramlarını muhâfaza etsinler) edâ-yi hac edinceye kadar ihramlıya işlemesi harâm olan şeylerden hiç bir şey işlemek bunlara halâl değildir. Kurbanlık sevk etmiyenler ise Beyt`i tavâf ve Safâ ile Merve arasında sa`yetsin, saçından bir parça kestirip ihrâmından çıksın! Sonra (Arafât`a çıkılacağı sırada) hac için ihramlansın!. (Minâ`da) kesecek kurban bulamayan her ferd (ihramlandıktan sonra) hac sırasında üç gün oruç tutsun. Yedi gün de ehline (, memleketine) döndükten sonra tutsun (on günü doldursun!)
| |
Hadis No |
821
|
|
Konu |
Hacda Kurban Kesemiyenler;ihrama Girmek;kurbanlık Hayvanlar
|
Başlık |
Kurbanlığın Kılâdelenmesine Dâir Misver İbn-i Mahreme İle Mervân`ın Rivâyetleri
|
Ravi |
Misver İbn-i Mahrem`e İle Mervân
|
Hadis |
Şöyle dedikleri rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Hudeybiyye sırasında Medîne`den yüz on bu kadar Ashâbiyle çıktı. Nihâyet Zülhuleyfe`de bulundukları sırada Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem kurbanlık hedyi kılâdeledi, ve nişanladı. Ömre niyetiyle de ihrâma girdi.
| |
Hadis No |
822
|
|
Konu |
-
|
Başlık |
Bu Husûsa Dâir Hazret-i Âişe`nin İki Hadîsi
|
Ravi |
Amre Bint-i Abdürrahmân`ın Vâlidesi
|
Hadis |
Ziyâd İbn-i Ebî Süfyân Âişe radiya`llâhu anhâ`ya bir mektub gönderip mektûbunda: - Abdullâh İbn-i Abbâs radiya`llâhu anhümâ: kim ki (Mekke`ye) kurban gönderip (Kâ`be`ye) hediyye ederse, kurbanı kesilinceye kadar hacılara ihramlı iken haram olan şeyler, o kimseye haram olur, diyor. (Siz, ne dersiniz?) demişti. Hazret-i Âişe cevâben demiştir ki: - Bu mes`ele, İbn-i Abbâs`ın dediği gibi değildir. (Hicret`in dokuzuncu yılında) Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`in kurbanının kılâde (ip) lerini iki elimle ben büktüm. Sonra Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (aldı); iki eliyle hedyini kılâdeledi. Sonra da bu kurbanlıkları babam (Ebû Bekr) ile (Mekke`ye) gönderdi. İhramlı hacıya haram olan şeylerden hiç bir şey Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`e haram olmadı. (Belki) bu kurbanlar kesilinceye kadar Allâhu Teâlâ Resûlullâh`a bu muharremâtı halâl kıldı.
| |
Hadis No |
823
|
|
Konu |
Kurbanlık Hayvanlar
|
Başlık |
Bu Husûsa Dâir Hazret-i Âişe`nin İki Hadîsi
|
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe
|
Hadis |
"Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Mekke`ye kurbanlık) koyun ihdâ buyurdu" vârid olmuştur. Yine Âişe radiya`llâhu anhâ`dan gelen diğer bir rivâyette de: "Resûllullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (kurbanlık) koyun kılâdeledi Ve ehli yanında muharremât-i ihramdan mücerred bir halde bulundu" sûretinde vârid olmuştur. Diğer bir tarikte de Hazret-i Âişe`nin: bu kurbanlıkların kılâdelerin yanımdaki (renkli) bir softan büktüm, dediği rivâyet edilmiştir.
| |
Hadis No |
824
|
|
Konu |
Kurban Derisini Sadaka Vermek;kurbandan Tasadduk
|
Başlık |
Hazret-i Alî`ye Resûl-i Ekrem Nâmına Kestiği Kurban Develerinin Çullarını Ve Derilerini Tasadduk Etmesini Emrettiğine Dâir Hazret-i Alî`nin Rivâyeti
|
Ravi |
Alî B. Ebî Tâlib
|
Hadis |
Müşârün-ileyh: Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem bana, kestiğim kurban develerin çullarını ve derilerini tasadduk etmemi emreyledi, demiştir.
| |
Hadis No |
825
|
|
Konu |
Kurbandan Tasadduk
|
Başlık |
Hazret-i Alî`ye Resûl-i Ekrem Nâmına Kestiği Kurban Develerinin Çullarını Ve Derilerini Tasadduk Etmesini Emrettiğine Dâir Hazret-i Alî`nin Rivâyeti
|
Ravi |
Ümmü`l-mü`minîn Âişe
|
Hadis |
Sıddîka-i Müşârün-ileyhânın: "Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem ile biz, (Vedâ` Haccı`na) Zilka`de`den beş gün kala (Medîne`den) çıkmıştık" dediği yukarıda geçti. Bu rivâyette ise şu ziyâde vardır: Âişe Hazretleri demiştir ki: Kurban Bayramının ilk günü (Minâ`da elinde) sığır eti ile birisi geldi. Ben: - Bu nedir? diye sordum. Eti getiren: - Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem zevceleri nâmına kurban kesti. (Bu da kurbanınızın etindendir) diye cevab verdi.
| |
Hadis No |
826
|
|
Konu |
-
|
Başlık |
Kurbanlıkların Kesilmesine Dair Hadîsler
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
Ravi kurbanını Menhar`de yâni Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem`in kurban kestiği yerde kesmek i`tiyâdında olduğunu, kölesi Nâfi` rivâyet etmiştir.
| |
Hadis No |
827
|
|
Konu |
Kurban Kesme Şekli
|
Başlık |
Kurbanlıkların Kesilmesine Dair Hadîsler
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
Ravi`nin (Minâ`da) kurbanlık devesini çöktürüp kestiğini gördüğü bir kimseye: "Ayağı bağlı ve ayakta olarak kes!. Devenin bu sûretle boğazlanması Muhammed salla`llahu aleyhi ve sellem`in sünnetidir" dediğini Ziyâd İbn-i Cübeyr rivâyet etmiştir.
| |
Hadis No |
828
|
|
Konu |
Kurban Kesme Ücreti
|
Başlık |
Kurban Etinden Zebih Ve Kesim Ücreti Verilmiyeceğine Dâir Hazret-i Alî Rivâyeti
|
Ravi |
Alî B. Ebî Tâlib
|
Hadis |
Müşârün-ileyh Hazretleri: "Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem buna kurban develerine nezâret etmemi ve bunların zebhi husûsunda kurbandan (ücret nâmiyle) hiç bir şey vermemekliğimi emreyledi" demiştir.
| |
Hadis No |
829
|
|
Konu |
Kurban Eti;kurbandan Tasadduk
|
Başlık |
Kurban Etinden Sûret-i İntifâa Dâir Câbir İbn-i Abdullâh Hadîsi
|
Ravi |
Câbir B. Abdullâh
|
Hadis |
Müşârün-ileyh demiştir ki: biz, Minâ`da kaldığımız üç günden fazla bir zamanda kurban develerimizin etinden yemezdik. (Üç günden arta kalan eti tasadduk ederdik). Sonra Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem müsâade etti. Ve: kurban etinizi yeyiniz! Ve (kavurup) azık yapınız, buyurdu. Biz de yedik ve azık edindik.
| |
Hadis No |
830
|
|
Konu |
-
|
Başlık |
Haccetü`l-vedâ`da Resûl-i Ekrem`in Tıraş Olduğuna Dâir İbn-i Ömer Hadîsi
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
"Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem (Vedâ) Haccı`nda başını tıraş etti" dediği rivâyet edilmiştir.
| |
Hadis No |
831
|
|
Konu |
İhramdan Çıkmak
|
Başlık |
Muhallikîn Ve Mukassırîn Hakkında Düâ-i Nebevî`ye Dâir İbn-i Ömer Rivâyeti
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Yâ Rab, başlarını tıraş edenlere rahmet eyle! diye duâ buyurmuş, Ashab-ı Kirâm da: - Yâ Resûla`llah! Cenâb-ı Hak saçlarını kestirenlere de rahmet buyursun, demişler. Resûlullah yine: - Yâ Rab, başlarını tıraş edenlere rahmet eyle! demiş. Ashâb-ı Kirâm tekrar: - Yâ Resûla`llah! Allah saçlarını kestirenlere de rahmet etsin, demişler. Resûlallah bu def`a: - Yâ Rab, saçlarını kestirenlere de rahmet eyle! diye duâ etmiştir.
| |
Hadis No |
832
|
|
Konu |
İhramdan Çıkmak
|
Başlık |
Bu Husûsta Ebû Hüreyre Ve Muâviye Rivâyetleri
|
Ravi |
Ebû Hüreyre
|
Hadis |
İbn-i Ömer radiya`llahu anhümâ`nın muhallikîne duâ-i Nebevî`yi iş`âr hadîsi gibi Ebû Hüreyre radiya`llahu anh`ten de bir hadîs rivâyet edilmiştir. Şu kadar ki, Ebû Hüreyre hadîsinde ... rivâyet edildiği ve bu duâ, üç def`a tekrar edildikten sonra: "Saçlarını kestirenlere de rahmet eyle!" diye duâ buyurduğu haber verilmiştir.
| |
Hadis No |
833
|
|
Konu |
İhramdan Çıkmak
|
Başlık |
Bu Husûsta Ebû Hüreyre Ve Muâviye Rivâyetleri
|
Ravi |
Muâviye B. Ebî Süfyân
|
Hadis |
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in (mübârek başındaki) saçından bir parçasını mişkas (denilen enli bir ok veya bıçak) ile kestim, dediği rivâyet edilmiştir.
| |
Hadis No |
834
|
|
Konu |
Cemrelere Taş Atma (şeytan Taşlama);şeytan Taşlama
|
Başlık |
Remy-i Cimâre Dâir Abdullâh İbn-i Ömer Ve Abdullâh İbn-i Mes`ûd Rivâyetleri
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
(Vebre isminde) bir kimse: - (Eyyâm-ı teşrikteki) cemreleri ne zaman atayım, diye sormuş. İbn-i Ömer de cevâben: - Emîr-i haccın atmağa başladığında sen de cemreleri atarsın, demiştir. Vebre süâlini tekrâr edince, İbn-i Ömer cevâben: - Biz, (Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem zamânında) vakt-i remyi mürâkabe ederdik. Ve güneşin zevâli sırasında remyederdik, demiştir.
| |
Hadis No |
835
|
|
Konu |
Cemrelere Taş Atma (şeytan Taşlama);şeytan Taşlama
|
Başlık |
Remy-i Cimâre Dâir Abdullâh İbn-i Ömer Ve Abdullâh İbn-i Mes`ûd Rivâyetleri
|
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd
|
Hadis |
(Abdurrahmân İbn-i Yezîd-i Nehâî) nin rivâyetine göre İbn-i Mes`ûd, (Cemre-i akabeyi) vâdînin ortasından (aşağıdan yukarıya doğru) atmıştır. Nehaî: - Yâ Ebâ Abdurrahmân: bâzı kimseler Cemreyi vâdînin üstünden (aşağı doğru) atıyorlar, demiş. Buna cevâben İbn-i Mes`ûd: Kendisinden başka hiç bir ma`bûd olmayan Cenâb-ı Hakk`a yemîn ederim ki: benim remyettiğim şu mevkı`, bir makam-ı mübârektir ki, bunun hakkında salla`llahu aleyhi ve sellem`e Bakare Sûresi inzâl buyuruldu, demiştir.
| |
Hadis No |
836
|
|
Konu |
Cemrelere Taş Atma (şeytan Taşlama);şeytan Taşlama
|
Başlık |
Remy-i Cimâre Dâir İbn-i Mes`ûd`un Ve İbn-i Ömer`in Diğer Bir Rivâyeti
|
Ravi |
Abdullâh B. Mes`ûd
|
Hadis |
(Abdurrahmân İbn-i Yezîd-i Nehaî`nin rivâyetine göre) Abdullah İbn-i Mes`ûd Cemre-i kübrâya (ki, Cemretü`l-akabe`dir) müntehî olduğundan Beyt (-i Şerîf) i sol tarafına, Minâ`yı da sağına alarak (Cemre mahallini istikbâl etmiş) ve yedi çakıl remyetmiştir. Sonra da: kendisine Sûre-i Bakare ınzâl buyurulan Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem de Cemreyi böyle remyetti, demiştir.
| |
Hadis No |
837
|
|
Konu |
Cemrelere Taş Atma (şeytan Taşlama);hac Menâsikı;şeytan Taşlama
|
Başlık |
Remy-i Cimâre Dâir İbn-i Mes`ûd`un Ve İbn-i Ömer`in Diğer Bir Rivâyeti
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
(Oğlu Sâlim rivâyet edip) demiştir ki: İbn-i Ömer, Cemre-i dünyâda yedi çakıl atar ve her çakılın remyini müteâkib tekbir alırdı. Sonra İbn-i Ömer buradan vâdînin ortasındaki düzlüğe iner, ve orada kıbleyi istikbâl (ve cemreyi istidbâr) ederek uzun zaman kaim olur. Ve iki elini kaltırarak duâ ettikten sonra (cemre-i) vüstâyı atardı. Bundan sonra İbn-i Ömer vâdînin şimal cihetine doğru yürür, (birincideki gibi) batn-i vâdîdeki düzlüğe iner, (ve Akabe mevkiine gelir) di. Burada da uzun zaman Kıble`ye karşı kaimen ellerini kaldırarak duâ ettikten sonba, batn-i vâdîden de Cemre-i Akabeyi atardı. Ve burada (duâ için) beklemeyip dönerdi. Ve (babam) Abdullah İbn-i Ömer: - Bu menâsiki, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in böylece edâ buyurduğunu gördüm, der idi.
| |
Hadis No |
838
|
|
Konu |
Kâ`be`yi Tavaf
|
Başlık |
Tavâf-ı Vedâ` Hakkında İbn-i Abbâs Hadîsi
|
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs
|
Hadis |
Nâsa menâsik-i haclarının sonu, Beyt-i tavâf (-i vedâ) olduğu (taraf-ı Peygamberî`den) emrolundu. Şu kadar ki, bu vedâ tavâfı hâiz (kadın)lardan tahfîf edildi (de onlara vâcib kılınmadı).
| |
Hadis No |
839
|
|
Konu |
Tavaf-ı Vedâ
|
Başlık |
Tavâf-ı Vedâ` Hakkında İbn-i Abbâs Hadîsi
|
Ravi |
Enes B. Mâlik
|
Hadis |
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Minâ`dan hareketle) "Muhassab" mevkiine geldiği ve burada öğle, ikindi, akşam, yatsı namazlarını kılıp sonra bir mikdar uyku uyuduğu daha sonra Beyt-i Şerîf`e doğru hareket edip Beyt`i, tavâf-ı vedâ ile tavâf buyurduğu rivâyet edilmiştir.
| |
Hadis No |
840
|
|
Konu |
Kâ`be`yi Tavaf;tavaf-ı Vedâ
|
Başlık |
Tavâf-ı Vedâ` Hakkında İbn-i Abbâs Hadîsi
|
Ravi |
Tâvus İbn-i Keysân İbn-i Abbâs
|
Hadis |
Müşârün-ileyhin: - Tavâf-ı ifâzayi (hayızdan evvel) îfâ eden hâiz için (vedâ tavâfını terk ederek) memleketine dönmesine (taraf-ı Risâlet`ten) müsâade edilmiştir, dediğini rivâyet etmiştir. Sonra (aynı sened ile Tâvus) İbn-i Ömer radiya`llahu anhümâ`nın da: - (Evvelâ) hâiz kadın (tetühhür ve vedâ tavâfı etmedikçe) memleketine dönemez, dediğini işittiğini, bundan bir zaman sonra da: "Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem , hâize, vedâ tavâfını terke müsâade buyurdu" dediğini de işitip rivâyet etmiştir.
| |
Hadis No |
841
|
|
Konu |
Hac Menâsikı
|
Başlık |
Muhassab Mevkiinde Tevakkuf Hakkında Ulemânın İhtilâfı Ve Bu Tevaffukun Sebebi?
|
Ravi |
Abdullâh B. Abbâs
|
Hadis |
"Muhassab, menziline inmek, menâsik-i hacdan ma`dud değildir. (Belki) Muhassab, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `in (ba`de`z-zavâl istirâhat için) nâzil olduğu bir mahaldir" dediği rivâyet edilmiştir.
| |
Hadis No |
842
|
|
Konu |
Hac Menâsikı
|
Başlık |
Hac Mevsiminde Ticâret Etmenin Cevâzı. Ukâz, Zü`l-mecâz, Mecenne, Hubâşe Panayırları
|
Ravi |
Abdullâh B. Ömer
|
Hadis |
(Nâfi`in rivâyetine göre): İbn-i Ömer, Mekke`ye gelirken Zîtuvâ mevkiinde geceler, sabah olunca Mekke`ye dâhil olurmuş. Minâ`dan dönüşte de Zîtuvâ`ya gelir, sabaha kadar orada gecelermiş ve: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem `in de burada beytûtet buyurduğunu yâd edermiş.
| |
Hadis No |
843
|
|
Herhangi bir yanlışlık ve hata gördüğünüz zaman lütfen e-mail adresine bildirin veya Affedin
...: ☆ ebubekiryasin_@hotmail.com ☆ :...