Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz. Umulur ki, böylece korunmuş (Allah'ın azabından kendinizi kurtarmış) olursunuz. O Rab ki, yeri sizin için bir döşek, göğü de (kubbemsi) bir tavan yaptı. Gökten su indirerek onunla, size besin olsun diye (yerden) çeşitli ürünler çıkardı. Artık bunu bile bile Allah'a şirk koşmayın.(Bakara Suresi-21-22)
CENÂZE BAHSİ
         Fasilda Toplam 69 Hadisi Şerif
Konu Allâh`a Şirk Koşmamak;imanda İhlâs
Başlık Muhammed Ümmetinden Şirk Etmeden Ölen Mü`minin Cennetle Mübeşşer Olduğuna Dâir Ebû Zer Hadîsi
Ravi Ebû Zerr-i Gıfârî
Hadis

Ebû Zer Hazretleri demiştir ki: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: Bana rabbim tarafından (sefâretle) gelen Cibrîl, (bir kerre daha) gelmiş ve: - Ümmetimden her kim Allâhu Teâlâ`ya hiç bir şey`i (ulûhiyyette ve havass-ı rubûbiyyette) ortak tanımıyarak ölürse, o kimse Cennet`e girer, diye haber verdi, buyurdu. Ben: - (Yâ Resûla`llâh!) O adam zinâ ettiği ve sirkat eylediği halde (yine Cennet`e girer) mi? diye sordum. Resûl-i Ekrem: - (Evet) zinâ ettiği ve sirkat eylediği halde de (Cennet`e girer) diye cevâb verdi.

Hadis No 617


Konu Allâh`a Şirk Koşmamak
Başlık Müşrikin Cehennem`e, Muvahhidin De Cennet`e Dâhil Olacağına Dâir Abdullâh İbn-i Mes`ûd Hadîsi
Ravi Abdullâh B. Mes`ûd
Hadis

İbn-i Mes`ûd Hazretleri, bir kerre Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Allâh`a bir şeyi menend addederek ölen kimse, Cehennem`e dâhil olur" demişti. Ben de dedim ki: Allâh`a hiç bir şeyi menend addetmiyerek ölen kimse Cennet`e dâhil olur.

Hadis No 618


Konu Aksırana Duâ Etmek;altın Ve Gümüş Kap Kullanmak;altın Yüzük Takmak;cenâzeye Gitmek;dâvete Katılmak (icâbet);hasta Ziyâreti;ipekli Elbise Giymek;mazlûma Yardım;selâmlaşmak;yemini Kabûl Etmek
Başlık Yedi Şey İle Emir, Yedi Şeyden Nehy Buyurulduğuna Dâir Berâ` Hadîsi
Ravi Berâ` B. Âzib
Hadis

Berâ` demiştir ki: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem bize yedi şey`i işlememizi emretti. Yedi şeyden de bizi nehyeyledi. Resûl-i Ekrem bize, cenâze arkasında gitmeyi, hastayı ziyâret etmeyi, dâvete icâbet eylemeyi, mazlûme yardımı, yemîni kabûl etmeyi, selâmı karşılamayı, aksırana duâ etmeyi emreyledi. Yine Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem bizi: gümüş kap (kullanmak) dan, altın yüzük (takmak) tan, harîr, dîbâ, kasıy, istebrak (denilen ipekli kumaş isti`mâlin) den de nehyetti.

Hadis No 619


Konu Cenâzeye Gitmek;tezkiye
Başlık Ümm-i Alâ` Radyia`llâhu Anhâ`nın Osmân İbn-i Maz`ûn Radiya`llâhu Anh`i Tezkiyesi Hadîsi
Ravi Ümmü Alâ` B. Hâris
Hadis

Ümmü Alâ` Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`e bîat eden kadınlardan idi. Ümmü Alâ` demiştir ki: (Hicret-i Seniyye`de) muhâcirler kur`a ile (Ensâr arasında) taksîm edilmişti. Bizim âilenin sehmine de Osmân İbn-i Maz`ûn düşmüştü. Biz, Osman`ı evimizde konukladık. Fakat Osman (bir müddet sonra) sebeb-i mevti olan bir hastalıkla hastalandı. Vefâtında gasledildi. Kendi elbîsesi ile kefenlendi. Sonra Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem cenâzeye geldi. Ben (cenâzeyi tezkiye ederek): -Ey Ebû Sâib; Cenâb-ı Hak sana rahmet etsin! Senin hakkında bildiğim ve bu cemâate bildirmek istediğim şudur ki: sen, Allâhu Teâlâ`nın (âhiret âleminde) kerem ve inâyetine mazhar olmuş bir zâtsın, dedim. Bunun üzerine Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: - Allâhu Teâlâ`nın bu ölüye ikrâm ve inâyet buyurduğunu neden biliyorsun?" sûretinde sorgularına cevâben ben de: -Yâ Resûla`llâh, babam, (anam) sana fedâ olsun! Allah, (bu îmanlı, tâatli kuluna ikrâm etmez de) ya kime ikrâm eder? dedim. Bu def`a da Resûl-i Ekrem: -Osman İbn-i Maz`ûn ölmüştür. Ve Allâh`a yemîn ederim ki, ben de bu (mübârek) ölü için hayır ve saâdet umarım. Yine Allâh`a yemîn ederim ki, ben, Allâh`ın bir peygamberi iken bana (ve size yarın) Allah tarafından ne muâmele edileceğini bilemem, buyurdu. Ümmü Alâ` demiştir ki: Vallâhi bundan sonra ben, kimseyi tezkiye etmeğe cesâret edemedim.

Hadis No 620


Konu -
Başlık Abdullâh İbn-i Amr Radiya`llâhu Anh`in Uhud`da Fâcia-i Şehâdeti Hakkında Oğlu Hazret-i Câbir`in Rivâyeti
Ravi Câbir B. Abdullâh
Hadis

Hazret-i Câbir demiştir ki: Babam (Uhud gazâsında) şehîd edildiğinde ağlayarak üzerinden elbisesini çıkarıyorum da beni ağlamaktan men` ediyorlardı. Halbuki Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem nehyetmiyordu. Halam Fâtıma da ağlamağa başladı. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem (halamı ta`ziye ve şehîdin yüce mertebesini bildirerek) buyurdu ki: Ey Fâtıme, siz ona ağlasanız da ağlamasanız da siz şehîdi (mağlesinden) kaldırana kadar melekler (onun üzerine toplandılar), kanadlariyle onu gölgelendirdiler.

Hadis No 621


Konu Cenâze Namazı
Başlık Necâşî`nin Vefâtını Resûl-i Ekrem`in Haber Vermesi Ve Dört Tekbirle Namaz Kılması Hakkında Ebû Hüreyre Hadîsi
Ravi Ebû Hüreyre
Hadis

Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Necâşî`nin vefâtını, Necâşî öldüğü günü (Mescid`de bizzât) haber verdi. (Sonra Mescid`den) musallâya çıkıp Ashâb`ı ile saf bağlayarak dört tekbîr aldı.

Hadis No 622


Konu Hz. Peygamber`in Mu`cizeleri
Başlık Mûte Kumandanları Ve Ser-âmedân-ı Şühedâsı Zeyd, Ca`fer, İbn-i Revâha Hazarâtının Şehâdetlerini Resûl-i Ekrem`in Ağlıyarak Minber Üzerinde Haber Verdiğine Dâir Enes İbn-i Mâlik Hadîsi
Ravi Enes B. Mâlik
Hadis

Hazret-i Enes demiştir ki: "Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir kerre minber üzerinde: "İşte) sancağı Zeyd (İbn-i Hârise) aldı, Zeyd katlolundu. Sonra sancağı Ca`fer (İbn-i Ebî Tâlib) aldı. O da katlolundu. Sonra sancağı (Abdullâh) İbn-i Revâha aldı, o da katlolundu" buyurdu. (Bunu söylerken) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (mübârek) iki gözünden yaş akıyordu. (Resûl-i Ekrem devamla:) "Bundan sonra sancağı emirsiz, Hâlid İbn-i Velîd aldı. Ona feth ü nusrat ihsân olundu" buyurdu.

Hadis No 623


Konu Çocuğu Kendinden Önce Ölenler;hediye
Başlık Sabâvet Hâlinde Vefât Eden Çocukların Ebeveynine Şefâati Hakkında Enes İbn-i Mâlik Hadîsi
Ravi Enes B. Mâlik
Hadis

Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir: Üç çocuğu henüz erlik çağına ermeden vefât etmiş hiç bir müslüman yoktur. Ancak Cenâb-ı Hak o müslümanı, bu çocuklara ihsân buyurduğu geniş rahmet ve keremi ile Cennet`e idhâl eder.

Hadis No 624


Konu Cenâze Yıkamak
Başlık Gasl-i Meyyit Hakkında Ümm-i Atıyye Hadîsi
Ravi Ümmü Atıyye
Hadis

Ümmü Atıyye demiştir ki: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in kızı (Zeyneb radiya`llâhu anhâ) vefât ettiğinde Resûlullâh yanımıza gelip buyurdu ki: Kızımı su ve sidr ile üç, yâhud beş, hattâ îcâb ederse daha ziyâde yıkayınız. En sonrakinde kâfûr, yâhut kâfûr nev`inden bir koku kullanınız. Gasilden fâriğ olduğunuzda bana bildiriniz. Biz, gasli bitirince Resûl-i Ekrem`e haber verdik. Resûlullâh bize "Hikiv" denilen kendi izârını verdi. Ve: Bunu kızıma iç gömleği yapınız, buyurdu. (Râvî Muhammed İbn-i Sîrîn diyor ki): Ümmü Atıyye "Hikiv" ile izâr kasdetmiştir.

Hadis No 625


Konu Cenâze Yıkamak
Başlık Gasl-i Meyyit Hakkında Ümm-i Atıyye Hadîsi
Ravi Ümmü Atıyye
Hadis

Ümmü Atıyye hadîsinin diğer bir rivâyet tarîkinde Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "(Kızımı tek su ile yıkayınız), gasle, Zeyneb`in sağ tarafı ile ve abdest âzâları ile başlayınız" buyurduğu ve Ümmü Atıyye`nin de: "Zeyneb`in saçını taradık, (tarakla açtıktan sonra da kalınca) üç bukle yaptık (ve bunları arkasına salıverdik)".

Hadis No 626


Konu Kefen
Başlık Tekfînin Keyfiyyeti Ve Resûl-i Ekrem`in Vücûdü Pâkinin Sûret-i Tekfînine Dâir Haberler
Ravi Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Hadis

Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem, (Âhirete intikâl ettiğinde) pamuktan (ma`mûl), sehûliyye (denilen) üç parça beyaz Yemen bezi içinde kefenlendiği, ve bunların içinde kamîs ve imâme bulunmadığı rivâyet edilmiştir.

Hadis No 627


Konu Cenâze Yıkamak;haccederken Ölenler;kefen
Başlık Gasil, Tekfin, Tahnit Hakkında Vaks Hadîsi
Ravi Abdullâh B. Abbâs
Hadis

İbn-i Abbâs demiştir ki: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birisi (Haccetü`l-Vedâ`da) Arafat`ta vakfe ederken ansızın devesinden düştü. Düşer düşmez de deve, (zavallının) boynunu kırdı. (Ve derhal öldü). Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Bu (ihrâmlı) adamı su ve sidr ile yıkayınız, ve iki kat ihrâmı içinde defnediniz. Ona koku sürmeyiniz, onun başına bez de sarmayınız. Çünkü bu (ihrâmlı) hacı, kıyâmet gününde (başı açık olarak ve) "Lebbeyk Allâhümme lebbeyk = Fermânına uydum, dîvânına geldim..." diyerek ba`s olunacaktır.

Hadis No 628


Konu Münâfığın Cenâzesi
Başlık Abdullâh İbn-i Übey Öldüğünde Hediye Buyurulan Kamîs-ı Saâdet`le Tekfîni Hakkında İbn-i Ömer Hadîsi
Ravi Abdullâh B. Ömer
Hadis

Abdullâh İbn-i Übey öldüğünde oğlu (Abdullâh) Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`e gelmiş ve "Yâ Resûla`llâh! (Mübârek) gömleğini bana versen de babamı onunla kefenlesem. (Lûtfen) namazını da kılsanız ve ona istiğfâr buyursanız" demişti. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem, Abdullâh`a gömleğini verdi. Ve: (Cenâze hazırlayınınca) bana haber veriniz, namazınızı kılayım, buyurdu. Abdullâh Resul-i Ekrem`e hazırlandığını arzetti. Resûlullâh İbn-i Übeyy`in cenâzesine namaz kılmak üzere iken Ömer radiya`llâhu anh, Resûlullâh`(ın arkasından rîdasın)ı çekti.Ve: "Yâ Resûla`llâh! Allah sizi münâfıklar üzerine namaz kılmaktan nehyetmedi mi?" dedi. Resûl-i Ekrem: Ben, istiğfâr etmekte ve etmemekte muhayyerim. Allâhu Teâlâ: "Habîbim! Bu münâfıklara sen, ister istiğfâr et, istersen istiğfâr etme (müsâvîdir. Farazâ) bunlar için yetmiş def`a istiğfâr etsen Allan, aslâ onları mağfiret etmiyecektir" buyurmuştur, diye cevâb verdi. Ve Resûlullâh Abdullâh İbn-i Übeyy`in cenâzesine namaz kıldı. Bunun üzerine: "Bu münâfıklardan ölenlerin hiç birisine namaz kılma habîbim!" meâlindeki Âyet-i Kerîme nâzil oldu.

Hadis No 629


Konu Münâfığın Cenâzesi
Başlık Kabrin Açılabileceği, Cenâzenin Nakli Câiz Olduğu Ahval Ve Zaman
Ravi Câbir B. Abdullâh
Hadis

Hazret-i Câbir demiştir ki: Abdullâh İbn-i Übey defnolunduktan sonra Nebî RS geldi. (Emr-i Nebevî ile) ölü hufresinden çıkarıldı. Resûl-i Ekrem onun cildine tükrüğünden üfledi. Ve ona gömleğini geydirdi.

Hadis No 630


Konu Medîne`ye Hicret;şehidin Kefenlenmesi
Başlık Mus`ab İbn-i Umeyr Hazretlerinin Sûret-i Defni Hakkında Habbâb Hadîsi. Ve Ulvî Bir Vasf-ı Mümeyyizi
Ravi Habbâb B. El-erett
Hadis

Habbâb Hazretleri demiştir ki: Biz, (dünyâ için değil) rızâ-yı Bârî kasdederek, Nebî RS ile (Medîne`ye) hicret ettik. Artık ecr ü mükâfâtımız (va`d-i ilâhî muktezâsı) Cenâb-ı Hakk`a (şer`an) vâcib oldu. Yoldaşlarımızdan bu ecr ü ni`metten hiç bir şey tatmadan âhirete gidenler vardır ki, "Mus`âb İbn-i Ümeyr" bunlardan birisidir. Dostlarımızdan, kendilerine hicret semeresi ulaşan ve bu meyveyi devşirenler de vardır. Mus`âb, Uhud günü şehîd olmuştu da biz onu saracak bir kefen bulamamıştık. Yalnız şehîdin bir kaftanını bulmuştuk ve bu (azîz) şehîdi ona sarmağa çalışmıştık. Başını bürürken ayakları açılıyordu. Ayaklarını kapatırken başı açığa çıkıyordu. (Bu yoksulluk karşısında) Nebî RS bize şehîdin başını örtmemizi ve ayaklarının üstüne de "izhir" (denilen kokulu ottan) koymaklığımızı emreyledi.

Hadis No 631


Konu Hz. Peygamber`in Cömertliği;kefen Hazırlamak
Başlık Hâl-i Hayatta Tekfîn Levâzımının Ve Kabir İhzârının Cevâzını İfâde Eden Sehl Hadîsi
Ravi Sehl B. Sa`d
Hadis

[Sehl demiştir ki: (Bir gün) bir kadın, (elinde) kenarlı dokunmuş bir bürde ile Resûlullâh RS`in huzûruna girdi. (Sehl:) -Bilir misiniz bu bürde nedir? (diye oradakilere sordu). Onlar da: Şemledir, ihrâmdır, diye cevâb verdiler. Sehl, evet öyledir, dedi.] Kadın: -Yâ Resûla`llâh! Bu bürdeyi kendi elimle dokudum. Ve size geydirmek için geldim, dedi. Resûlullâh RS de aldı. Kendisinin böyle bir bürdeye ihtiyâcı var idi. Sonra Resûlullâh, bu bürdeyi giyerek biz (im yanımız)a çıktı. Filân (Sahâbe) de bu bürdeyi tahsîn ederek: Yâ Resûla`llâh! Bu ne güzel imiş? (Lûtfen) bunu bana geydir, dedi. (Resûlullâh: - Pekâlâ, buyurup Hâne-i Saâdet`e girdi. Ve durup o zâte gönderdi). Mecliste hâzır bulunanlar ona: - Bunu iyi etmedin. Nebî RS bu bürdeyi ihtiyâcı olarak geymişti. Sonra sen, Resûl-i Ekrem`den, kendisinin (hiç bir sâili) reddetmediğini bildiğin halde istedin, dediler. O da: - Vallâhi ben, bu bürdeyi geymek için istemedim. (Öldüğümde) kefenim olsun, diye istedim, cevâbını verdi. Sehl (İbn-i Sa`d): - Hakîkaten bu bürde o zâtin kefeni oldu, demiştir.

Hadis No 632


Konu Kadınların Cenâzeye Gitmemesi
Başlık Kadınların Cenâze Ta`kîb Ve Teşyîinden Nehyolunduklarına Dâir Ümm-i Adıyye Hadîsi Ve Bu Bâbda Ulemânın İctihadları
Ravi Ümmü Atıyye
Hadis

Ümmü Atıyye demiştir ki: Biz (kadınlar, Resûlullâh RS tarafından) cenâzeyi ta`kîb etmekten nehyolunduk. Cenâzeye ittibâ`, bizim üzerimize farz kılınmadı.

Hadis No 633


Konu Ölüye Yas Tutmak
Başlık Kadınların Zevcinden Başka Bir Ölü İçin Üç Günden Fazla Yas Tutmalarının Câiz Olmadığına Dâir Ümm-i Habîbe Hadîsi Ve Diğer Rivâyetler
Ravi Ümmü Habîbe
Hadis

Ümmü Habîbe: Ben Resûlullâh RS`in şöyle buyurduğunu işittim, demiştir: Allâh`a ve Âhiret gününe îmân eden bir kadının zevcinden başka bir ölü için üç günden fazla yas tutması halâl değildir. Lâkin kadın, zevcine karşı dört ay on gün teessürünü izhâr eder.

Hadis No 634


Konu Sabretmek
Başlık Sabrın Kemâli Sadme-i Ûlâda Sabırdır
Ravi Enes B. Mâlik
Hadis

Hazret-i Enes demiştir ki: Nebî RS, (çocuğunun) kabri yanında (avaz avaz) ağlamakta olan bir kadının yanından geçmişti de o kadına: - (Ey emetu`llâh = Ey Allâhım mahlûku kadıncağız!) Allâh`ın gadabından kork! ve sabreyle, (çığlık koparma!) buyurdu. Kadın: - Haydi benden uzaklaş, sen benim musîbetim ile müsâb değilsin ki, demişti. Halbuki kadın, Resûlullâh RS`i tanımıyordu. Kadına denildi ki: -Bu zât, Nebî RS`dir. Bunun üzerine kadın, Nebî RS`in (hâne-i Saâdetleri) kapısına geldi. Kadın, (saray kapıları gibi) Peygamber`in kapısı yanında kapıcılar, gözcüler bulmadı. (hemen huzûra girdi.) Ve: - Yâ Resûlullâh! Seni bilemedim, (beni affediniz) dedi. Resûlullâh: - Sabrın kemâli, musîbetin birinci darbesi sırasında (tahammül edebilmek) dir, buyurdu.

Hadis No 635


Konu Evlâda Şefkat Göstermek;ölüye Ağlamak;şefkat
Başlık Ölüye Ağlamanın Cevâzı Hakkında Üsâme Hadîsi. Ve Bu Hadîsin Rivâyet Tarîkları
Ravi Üsâme B. Zeyd B. Hârise
Hadis

Üsâme Hazretleri demiştur ki: Nebî RS`in kızı (Zeyneb radiya`llâhu anhâ) Resûlullâh`a: - Oğlum öldü, bana geliniz, diye haber gönderdi. Resûlullâh da kızına selâm söyleyip: - Allâh`ın almak ve Allâh`ın vermek istediği her şey kendisine âiddir. Ve her şey`in ilm-i ilâhîde muayyen bir ömrü vardır. Kızım, sabret, ve bu sabrın Allah yanında ecr ü sevâbı olduğunu hatırla! diyerek cevâb yolladı. Bu def`a Zeyneb, Resûl aleyhi`s-selâm`a and vererek: - Her halde geliniz, diye haber gönderdi: Bu haber üzerine Resûlullâh kalktı. Maiyyetinde Sa`d İbn-i Übâde, Muâz İbn-i Cebel, Übey İbn-i Kâ`b ve Zeyd İbn-i Sâbit olduğu halde (Zeyneb`in evine geldi. Hasta) çocuk, Nebî RS (in kucağın) a verildi. Çocuğun hayâtı ihtizârda ve muztarib bir halde idi. Vücûdü (za`fiyetten) eski kırbaya dönmüştü. Resûlullâh`ın iki gözü yaş döküyordu. Sa`d İbn-i Übâde: - Yâ Resûlullâh! Bu yaş, bu ağlayış nedir ya? diye izhâr-i hayret etti. Resûl-i Ekrem: - Bu göz yaşı, Allâh`ın (merhametli) kullarının gönüllerine koyduğu rahmet(-i ilâhiyyenin eseri) dir. Cenâb-ı Hak bu rahmeti, kullarından şefkatli olan (gönül)lere ihsân eder, buyurdu.

Hadis No 636


Konu Evlâda Şefkat Göstermek;ölüye Ağlamak;şefkat
Başlık Nevhasız Ağlamanın Cevâzı Hakkında Enes İbn-i Mâlik Hadîsi
Ravi Enes B. Mâlik
Hadis

Hazret-i Enes demiştir ki: Resûlullâh RS`in kızı (Ümmü Gülsüm radiya`llâhu anhâ) nın cenâzesinde bulunduk. Resûlullâh kabrin bir tarafına oturmuştu. Yine Enes: "Resûlullâh`ın iki gözünün yaş döktüğünü gördüm" demiştir. Ve yine demiştir ki: Resûlullâh RS: - İçinizde bu gece günâh işlememiş kimse var mıdır? diye sordu. Ebû Talha: - Ben varım (yâ Resûla`llâh) dedi. Resûlullâh: - Haydi kabre in, buyurdu. Enes Hazretleri: Bunun üzerine Ebû Talha, Ümmü Gülsüm`ün kabrine indi, demiştir.

Hadis No 637


Konu Ölüye Ağlamak
Başlık Hadîs Hakkında Ashâb-ı Kirâm`ın İhtilâfları;ölüye Ağlamanın Vaz`-ı Şer`îsi Ve Bu Bâbdaki Vücûh-ı Rivâyât;hazret-i Âişe`nin Ömer Ve Abdullâh İbn-i Ömer Radiya`llahu Anhumâ Rivâyetlerini Vehme Nisbet Etmesi
Ravi Abdullâh İbn-i Müleyke
Hadis

Osmân radiya`llâhu anh`in kızı (Ümmü Ebân) Mekke`de vefât etmişti. (Namazında ve defninde) bulunmak için biz de bu cenâzeye gelmişdik. İbn-i Ömer ve İbn-i Abbâs radiya`llâhu anhüm de bu cenâzede hazır bulundular. Ben, İbn-i Ömer ile İbn-i Abbâs`ın arasına oturmuştum. Yâhud İbn-i Ömer`in yanına oturmuştum da İbn-i Abbâs da gelip benim yanıma oturmuştu. (Bu sırada evden kadınların feryâdı yükseldi). Bunun üzerine İbn-i Ömer (yanında bulunan Hazret-i) Osmân`ın oğlu Amr`e dedi ki: - Şu kadınları susturamaz mısın? Çünkü Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Şübhesiz ki meyyit, âilesinin kendisine ağlamasından dolayı azâb edilir" buyurdu. Bunun üzerine Abdullâh İbn-i Abbâs da: - "Ömer radiya`llâhu anh, meyyit, kendisine âilesinin her ağlaması yüzünden değil, bâzı gûnâ ağlaması sebebiyle azâb olunur, der idi" dedi. Sonra da İbn-i Abbâs şu hâdiseyi anlattı: - Ben Mekke`den Ömer radiya`llâhu anh ile birlikte hacdan dönmüştüm. Biz, (Mekke ile Medîne arasındaki) "Beydâ`" mevkiinde duraklamakta iken büyük bir ağacın altında develi bir yolcu kâfilesi göründü. Ömer bana: - Git bak bakalım, bu kâfile içinde kim var? dedi. Ben de baktım. Ve derhal "Suheyb"i tanıdım. Ve (Hazret-i) Ömer`e haber verdim. - Öyle ise Suheyb`i bana çağırınız, dedi. Suheyb`in yanına döndüm. Ve: - Emîrü`l-mü`minîn`in yanına buyurunuz, ve (onun mevkibine) iltihâk ediniz, dedim. (Berâber Medîne`ye geldik. Çok geçmedi), Ömer vurulduğunda Suheyb: - Ey Suheyb! Bana mı ağlıyorsun? (Sakın ağlama!), Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Meyyit, âilesinin bâzı gûnâ ağlamalarından dolayı azâb olunur, buyurdu" dedi. (Sonra) İbn-i Abbâs (şöyle) anlattı: Hazret-i Ömer vefât ettiğinde bu vak`ayı Hazret-i Âişe radiya`llâhu anhâ`ya anlattım. O da dedi ki: - Allah, Ömer`e rahmet etsin. Allâh`a yemîn ederim ki, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Allah, ehil ve âilesinin ağlamasından dolayı bir mü`mini azâb eder" dememiştir.L âkin Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Allah, ehl ü âilesinin kendisine ağlamasından dolayı kâfirin azâbını tezyîd eder" buyurdu. Âişe radiya`llâhu anhâ (sözüne devamla): - Size Kur`ân kâfîdir. Cenâb-ı Hak: "Hiç bir günahkâr, başkasının günâhını yüklenmez" buyurmuştur. Âişe radiya`llâhu anhâ`nın sözlerinin naklini müteâkıb Abdullâh İbn-i Abbâs: - "İnsanı Allah güldürür, Allah ağlatır" dedi. (Râvî) İbn-i Müleyke (bunları nakl ü rivâyet ettikten sonra): - Allâh`a yemîn ederim ki, İbn-i Ömer radiya`llâhu anhumâ bundan sonra bir şey söylemedi, demiştir.

Hadis No 638


Konu Ölüye Ağlamak
Başlık Bu Hususta Hazret-i Âişe Hadîsi
Ravi Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Hadis

Hazret-i Âişe demiştir ki: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir kerre) âilesi başında ağlaşmakta olan bir Yehûdî karısının (mezarı) yanından geçmişti de: "Bunlar ölülerine ağlıyorlar. Halbuki ölü kabrinde azâb olunuyor" buyurmuştu.

Hadis No 639


Konu Hz. Peygamber`e Yalan İsnadı;ölüye Ağlamak
Başlık Ölüye Nevha Ve Feryâd Ederek Ağlamanın Kerâheti Hakkında Muğîre Hadîsi;resûl-i Ekrem`in Lisânından Yalan Uydurmanın Cezâsı Husûsundaki Haberler
Ravi Muğîre B. Şu`be
Hadis

Mugîre, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu işittim, demiştir: Benim ağzımdan yalan söylemek, başka bir kimseyi dedi diye yalan söylemek gibi değildir. Her kim bile bile benim ağzımdan yalan uydurursa Cehennem`deki yerine hazırlansın! Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu da işittim: Hangi meyyit ki, ona nevha ve figân edilirse, bu nevha sebebiyle azâb olunur.

Hadis No 640


Konu Ölüye Ağlamak
Başlık Yüzünü Döverek, Yakasını Yırtarak Ve Câhiliyyet Âdeti Üzere Münâsebetsiz Sözler Söyliyerek Izhâr-ı Mâtem Etmek Menhî Olduğuna Dâir Abdullâh İbn-i Mes`ûd Hadîsi
Ravi Abdullâh B. Mes`ûd
Hadis

İbn-i Mes`ûd demiştir ki: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem: Kim ki (ölüler için) avuc içi ile yanaklarını, (yüzünü) döver ve yakalarını yırtar ve câhiliyyet âdeti üzere (münâsebetsiz sözler söyleyerek) feryâd ü figân eylerse, bu kimse biz(im ehl-i sünnetimiz) den değildir, buyurdu.

Hadis No 641


Konu Allah Yolunda Harcamak (infak);hasta Ziyâreti;infak
Başlık Resûl-i Ekrem`in Sa`d İbn-i Ebî Vakkâs`ın Hastalığında Izhâr-ı Teessür Buyurması
Ravi Sa`d B. Ebî Vakkâs
Hadis

Sa`d Hazretleri demiştir ki: Vedâ` Haccı yılı (Mekke`de) şiddetli bir hastalığımda Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem beni iyâde ve ziyâret ederdi. (Bir ziyâretinde) ben: - Yâ Resûla`llâh! Bendeki hastalık, görüyorsunuz şu müzmin hadde ermiştir. Ben, servet sâhibiyim. Kızımdan başka da bir vârisim yoktur. Mâlimin üçte ikisini tasadduk edeyim mi? diye sordum. Resûlullâh: - Hayır, tasadduk etme, buyurdu. Ben: - Yarısını edeyim mi? dedim. Resûlullâh: - Yine hayır, tesadduk etme, diye cevâb verdi. Ve sonra Resûlullâh (sözüne devâm ederek) buyurdu ki: - Sülüsünü tesadduk et (kâfîdir!) Sülüs (mâlin) de büyüktür. Yâhud çoktur. Ey Sa`d! Senin vârislerini zengin bırakman, muhtâc ve halka (sadaka için) ellerini açar bir halde bırakmandan çok hayırlıdır. Ey Sa`d! Allah rızâsı için infâk ettiğin her nafakadan şübhesiz me`cûr olursun! Hattâ (yemek yerken) hayat yoldaşının ağzına verdiğin lokmadan da me`cûr olursun. Yine ben: - Yâ Resûlullâh! (Siz Medîne`ye döneceksiniz de) ben dostlarımdan geriye mi kalacağım? diye sordum. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: - Hayır, sen (bizden) geri kalamazsın. (Şâyet burada kalır da) amel-i sâlih işlersen elbette onunla derecen artar, merteben yükselir. Sonra öyle zannediyorum ki: sen uzun zaman yaşayacaksın. Hattâ senden birtakım akvâm müstefîd olacak, diğer birtakım akvâm da zarar görecektir. Yâ Rab! Ashâb`ımın (Mekke`den Medîne`ye) dönüşünü tamamla, onları ters izine döndürme! (Bunun üzerine Sa`d İbn-i Ebî Vakkâs demiştir ki): - Lâkin en bîçâre Sa`d İbn-i Havle`dir. Eğer Sa`d Mekke`de ölürse, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ona çok acır, mahzûn ve mükedder olur.

Hadis No 642


Konu -
Başlık Resûl-i Ekrem`in Musîbet Zamânında Sayha Eden, Saçını Yolan, Elbîsesini Yırtan Kadınlardan Hoşlanmadığına Dâir Ebû Mûse`l-eş`arî Hadîsi
Ravi Ebû Mûsâ El-eş`arî
Hadis

Ebû Bürde demiştir ki: (Bir kere babam) Ebû Mûsâ şiddetli bir hastalıkla hastalanmıştı. Bu sıra başı, âilesinden bir kadının göğsünde olarak bayılmıştı. Bunnu üzerine haremi (Ümm-i Abdullâh Bint-i Ebû Devme şiddetle bağırarak) ağlamaya başladı. Fakat Ebû Mûsâ`nın hal ve vaziyeti kadının bu hareketini men` etmeğe bir türlü müsâid değildi. Ebû Mûsâ bu baygınlığı atlatıp açılınca demiştir ki: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (hoşlanmayıp) uzak bulunduğu herkesten ben de uzağım. Resûlullah salla`llâhu aleyhi ve sellem musîbet zamânında sayha eden, saçını yolan, elbîsesini yırtan kadınlardan uzak bulunurdu.

Hadis No 643


Konu Eğitim;ölüye Ağlamak;terbiye (eğitim)
Başlık Mûte Kumandanları, Mûte Şehidleri Ve Mûte Harbi
Ravi Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Hadis

Hazret-i Âişe demiştir ki: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem (Mûte şehidleri Zeyd) İbn-i Hârise`nin, Ca`fer`in İbn-i Revâha`nın haber-i şehâdetleri geldiğinde Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem (Mescid`de) oturmuştu. Yüzünde âsâr-ı hüzn ü keder görülüyordu. Ben de kapının, Resûlullâh görülebilecek bir aralığından kendisine bakıyordum. Bu sırada Resûlullâh`a birisi geldi. Ve: - Ca`fer`in (haremiyle âilesi) kadınları (ağlaşıyorlar) dedi. Ve (nevha ile) ağlaştıklarını söyledi. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de o kimseye kadınları bu çığlıktan men` etmesini emretti. O adam gitti. Sonra ikinci def`a Resûlullâh`a geldi ve kadınların kendisine itâat etmediklerin haber verdi. Resûlullâh gene: - Kadınları men` ediniz, buyurdu. O adam üçüncü def`a geldi ve: - Yâ Resûla`llâh! Vallâhi kadınlar bize galebe ettiler, dedi. (Râvî Ömr`e diyor ki:) Hazret-i Âişe: - Resûlullâh o adama (haydi git) bu kadınların ağızlarına, (yüzlerine) toprak saç, buyurdu, dedi.

Hadis No 644


Konu Evlâda Şefkat Göstermek;şefkat
Başlık Musîbet Zamânında Hüzün İzhâr Edilmemesinin Ve Şiddetli Bir Sabrın Fazîleti Hakkında Enes Hadîsi
Ravi Enes B. Mâlik
Hadis

Hazret-i Enes demiştir ki: Ebû Talha`nın (ağır) hasta olan bir oğlu Ebû Talha evde yokken ölmüştü. Zevcesi (Ümm-i Süleym), çocuğun öldüğünü görünce onu gasledip kefenlendi. Ve evin bir köşesine koydu. Ebû Talha geldiğinde: - Oğlan nasıldır? diye sordu. Ümm-i Süleym: - Çocuğun ıztırâbı sâkinleşti. İstirahat ettiğini zannediyorum, dedi. Ebû Talha kadını doğru söylüyor sandı. Ve (Sevinerek) yattı (eşi ile de birleşti). Sabah olunca gusledip çıkmak istediğinde Ümm-i Süleym Ebû Talha`ya çocuğun öldüğünü bildirdi. Ebû Talha (Mescid`e gidip) Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem ile namaz kıldı. Sonra bu karı koca arasında o gece olup bitenleri anlattı. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de: - Cenâb-ı Hak bu gecenizi hakkınızda mubârek kılsın! diye duâ buyurdu. Süfyân İbn-i Uyeyne: (Ensâr`dan İbâye İbn-i Rifâa isminde) bir kimse (bu çiftleşmeden Ümm-i Süleym, Ebû Talha`ya Abdullâh`ı doğurdu. Bu) Abdullâh`ın dokuz oğlunu gördüm. Bunların hepsi de Kur`ân okurdu, dediğini bildirmiştir.

Hadis No 645


Konu Evlâda Şefkat Göstermek;şefkat
Başlık Resûl-i Ekrem`in Mahdûmu Hazret-i İbrâhim`in Sûret-i Vefâtı Hakkında Enes İbn-i Mâlik Hadîsi
Ravi Enes B. Mâlik
Hadis

Hazret-i Enes demiştir ki: (Bir kere) Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem ile Haddâd bir san`atkâr olan Ebû Seyf (Berâ` İbn-i Evs) in evine gitmiştik. Ebû Seyf`in zevcesi Ümm-i Bürde Peygamber`in mahdûmu Hazret-i) İbrâhîm`in murdıası, süt ninesi idi. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem İbrâhîm`i (kucağına) aldı. İbrâhîm`i öptü, kokladı. Bundan sonra bir kerre daha Ebû Seyf`in evine gittik. (Bu def`a) İbrâhîm can veriyordu. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in iki gözü yaş dökmeğe başladı. Bunun üzerine (Abdurrahmân) İbn-i Avf: - Yâ Resûlullâh! Halk musîbet zamânında sabretmiyebilir, fakat sen de mi? diye taaccüb ve istiğrâb eyledi. Resûlullâh: - Ey İbn-i Avf! Bu hal, (babanın çocuğuna karşı beslediği) rikkat ve şefkattir. (Yoksa sabır ve tevekküle münâfî bir nevha değildir) duyurdu. Sonra bu göz yaşını bir diğeri ta`kîb eyledi. Bu def`a da Resûl aleyhi`s-selâm: - Göz ağlar ve kalb mahzûn olur. Biz, Rabbimiz`in râzı olacağı sözden başka bir kelime ile izhâr-ı hüzn etmeyiz. Ey İbrâhîm! Biz, senin ayrılığınla pek ziyâde mahzûn ve mükedderiz, buyurdu.

Hadis No 646


Konu Dili Tutmak
Başlık Resûl-i Ekrem`in Sa`d İbn-i Übâde Hazretlerinin Maraz-ı Mevtinde İyâde Buyurup Ağlaması
Ravi Abdullâh B. Ömer
Hadis

İbn-i Ömer demiştir ki: Sa`d İbn-i Ubâde (bir kere) kendisine ârız olan bir hastalıktan dolayı (mizâcından) şikâyet ediyordu. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem Abdurrahmân İbn-i Avf, Sa`d İbn-i Ebî Vakkâs ve Abdullâh İbn-i Mes`ûd ile birlikte Sa`d`i iyâde ve ziyârete gelmişlerdi. Resûlullâh Sa`d`in yanına girdiğinde onu âilesi tarafından dikkat ve ihtimâmla ihâta edilmiş bir halde buldu. Resûlullâh aleyhi`s-selâm: - Yoksa Sa`d öldü mü? diye sordu. - Hayır yâ Resûla`llâh! Ölmedi, diye cevâb verdiler. Aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm (müteessir olup) ağladı. Resûlullâh`ın ağladığını görünce oradakiler de ağlaştılar. Bunun üzerine Resûlullâh: - İşitmediniz mi? Allah gözyaşı ile, iç üzüntüsü insanı azâb etmez. Ve eliyle (mubârek) dilinde işâret ederek: İşte bunun yüzünden (ya) azâb eder, yâhud (vaîdini infâz etmez,) merhamet eder. Ve meyyit, âilesinin kendisine (menhî bir şekilde) ağlamasından dolayı azâb olunur, buyurdu. Ömer radiya`llâhu anh de (câhiliyet âdeti üzere) ağlandığında (te`dîb için) sopa ile döver, çakıl attırır, toprak saçtırır.

Hadis No 647


Konu Bî`at
Başlık Hicret`i Müteâkıb Kadınlardan Bîat Alındığında Bîat Maddeleri İçinde Ölüye Nevha Edilmiyeceğinin De Bir Madde Olarak Bulunduğu Hakkında Ümm-i Atıyye Hadîsi
Ravi Ümmü Atıyye
Hadis

Ümm-i Atıyye demiştir ki: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem biz (kadınlar) dan (İslâm üzere) bîat aldığında, ölüye nevha etmiyeceğimize dâir de söz almıştı. Beş kadından başka bizden hiçbir kadın (o sırada) ahdini îfâ etmedi. (Bu beş kadın:) Ümm-i Süleym, Ümm-i Alâ`, Muâz`ın karısı olan Ebû Sebre kızı ve daha iki kadındır. Yâhud Ebû Sebre kızı ile Muâz`ın karısı ve daha bir kadın.

Hadis No 648


Konu Cenâzeye Ayağa Kalmak
Başlık Cenâzeye Kıyam Hakkında Âmir İbn-i Rebîa Hadîsi. Ve Cenâzeye Kıyâmın Müntehâ-yi Müddeti
Ravi Âmir İbn-i Rebîa
Hadis

Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`den ahzeden Âmir İbn-i Rebîa`dan şöyle rivâyet edilmiştir: Resûlullâh buyurmuştur ki: Sizin biriniz bir cenâze gördüğünde, ânınla gitmek istemezse (cenâze ilerileyip) cenâzeden geri kalana kadar; yâhud cenâze (yi götürenler) o kimseyi geride bırakana kadar; yâhud o kimseyi geride bırakmazdan evvel cenâze yere inidirilene kadar kıyâm etsin!

Hadis No 649


Konu Cenâzeye Ayağa Kalmak
Başlık Bu Bâbda Ebû Hüreyre Hadîsi
Ravi Ebû Saîd-i Hudrî
Hadis

Makburî demiştir ki: Biz bir cenâzede bulunduk. Ebû Hüreyre radiya`llâhu anh Mervâ`nın elinden tuttu. Cenâze (omuzdan yere) konulmazdan evvel oturdular. Bunun üzerine Ebû Saîd (-i Hudrî) radiya`llâhu anh geldi. Mervân`ın elinden tuttu. Ve: - Kalk, dedi. Vallâhi şu adam (Ebû Hüreyre) bilir ki, Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem bizi cenâze omuzdan yere indirilmedikçe oturmaktan nehyederdi, dedi. Ebû Hüreyre de: - Ebû Saîd doğru söylüyor, diye tasdîk eyledi.

Hadis No 650


Konu Cenâzeye Ayağa Kalmak
Başlık Bu Bâbda Vârid Olan Haberlerden Câbir Hadîsi
Ravi Câbir B. Abdullâh
Hadis

Hazret-i Câbir demiştir ki: (Bir kerre) yanımızdan bir cenâze geçmişti de Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem cenâze geçtiği için kıyâm etmişti. Biz de (kendisine uyarak) ayağa kalktık. Ve: - Yâ Resûla`llâh! Bu bir yehûdî cenâzesidir, dedik. Resûl aleyhi`s-selâm: - Bir cenâze gördüğünüzde (müslim olsun, kâfir olsun) kıyâm ediniz!. (Çünkü ölüm korkunç şeydir) buyurdu.

Hadis No 651


Konu İyiliğin Mükâfâtı
Başlık Bu Bâbda Vârid Olan Hadîslerden Ebû Saîd-i Hudrî Hadîsi
Ravi Ebû Saîd-i Hudrî
Hadis

Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurmuştur ki: Cenâze (tabuta) konulup erkekler omuzlarına yüklendiklerinde o cenâze iyi bir kişi ise: Beni (sevâbıma) ulaştırınız, der. Eğer o cenâze kötü bir kişi ise: Eyvâh! Bu cenâze ile nereye gidiyorsunuz? diye feryâd eder. Cenâzenin bu sayhasını (gâfil) insandan başka her mevcûd işitir. İnsan da bunu duysa derhal bayılır.

Hadis No 652


Konu Cenâzeyi Acele Kaldırmak
Başlık Cenâzenin Önünde Kokular Yakarak Ta`kîb Edilmesi Menhîdir
Ravi Ebû Hüreyre
Hadis

Nebî aleyhi`s-selâm`ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Cenâzeyi (i`tidâl ile) everek naklediniz. Eğer bu ölü iyi bir kişi ise bu bir hayırdır. Onu (bir an evvel kabirdeki) hayır ve sevâbına ulaştırmış olursunuz. Eğer bu cenâze iyi bir kişi değilse, bu da bir şerdir. (Bir an evvel) omuzlarınızdan atmış bulunursunuz.

Hadis No 653


Konu Cenâzeye Gitmek
Başlık Cenâze Teşyîinin Fazîleti Hakkında İbn-i Ömer İle Ebû Hüreyre`nin İhtilâfları Ve Hazret-i Âişe`nin Hakemliği
Ravi Abdullâh B. Ömer
Hadis

(Nâfi` tarîkı ile) şöyle rivâyet edilmiştir: (Nâfi` demiştir ki:) İbn-i Ömer`e: - Ebû Hüreyre, cenâzeye uya (rak kabre kadar gide)n kimse için bir kırat (ecir) vardır, diyor, (Siz ne dersiniz?) denilmişti. İbn-i Ömer: - (Artık) Ebû Hüreyre de bize (hadîs rivâyet etmekte) çok oldu, diye cevâb vermişti. Fakat Âişe radiya`llâhu anhâ Ebû Hüreyre`yi tasdîk ederek: - Ebû Hüreyre`nin dediğini ben de Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, demesi üzerine Abdullâh İbn-i Ömer: - Allâh`ın bir çok ihsanlarını almakta kusûr ettik (desen a) buyurdu.

Hadis No 654


Konu Yahûdi Ve Hıristiyanların Kabirleri Mescit Edinme Âdeti
Başlık Kabirleri Mescid İttihâzının Nehyine Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi
Ravi Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Hadis

Şöyle nakledilmiştir: Nebî aleyhi`s-selâm âhirete rıhlet eylediği hastalığında: "Allah yehûd ve nasârâyı rahmetinden uzak kılsın!. Bunlar peygamberlerinin kabirlerini birer mescid edindiler" buyurmuştur. (Hazret-i) Âişe: "Böyle bir endîşe olmasaydı (Ashâb-ı Kirâm) Resûlullâh`ın kabrini açık bırakırlardı. Lâkin ben mescîd ittihâz edilmesinden korkarım" demiştir.

Hadis No 655


Konu Lohusa İken Vefat Eden Kadın
Başlık Cenâze Namazında İmam Meyyite Karşı Ne Vaziyette Durmalıdır?
Ravi Semüre B. Cündeb
Hadis

Şöyle rivâyet edilmiştir: İbn-i Cündeb demiştir ki: Loğusalığından dolayı vefât eden (Ensâr`dan Ümm-i Kâ`b adlı) bir kadına Resûlullâh`ın arkasında namaz kıldım. Resûl aleyhi`s-selâm cenâzenin (tam) ortası hizâsına doğru durmuştu.

Hadis No 656


Konu Cenâze Namazı
Başlık Cenâze Namazında Fâhita Kırâeti Hakkında İbn-i Abbas Hadîsi
Ravi Abdullâh B. Abbâs
Hadis

Cenâzeye namaz kıldığı ve (nemezde cehren) Kur`ân-ı Kerîm`in Fatîha (sûre) sini okuyup (sonra da) bilsinler ki, Fâtiha okunması sünnettir, dediği rivâyet edilmiştir.

Hadis No 657


Konu Kabir Suali;münker-nekir;ölüye Makâmı Gösterilir
Başlık Kabir Suâli Hakkında Enes İbn-i Mâlik Hadîsi
Ravi Enes B. Mâlik
Hadis

Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: (Mü`min) kul, kabrine konulup onun ashâb ve yârânı geri dönüp gittiklerinde -ki meyyit, bunlar yürürken ayakkablarının sesini bile muhakkak işitir- ona (Münker ve Nekîr adlı) iki melek gelir. Bunlar meyyiti oturturlar. Ve ona: - Hâ! Şu Muhammed -salla`llâhu aleyhi ve sellem- denilen kimse hakkında (ki kanâatin nedir?) Ne dersin? diye sorarlar. O mü`min de: - Samîmî bildiğim ve size de bildirmek istediğim şudur ki, Muhammed salla`llâhu aleyhi ve sellem Allâh`ın kulu, ve Allâh`ın Resûlü`dür, diye cevab verir. Bunun üzerine melekler tarafından: - Ey mü`min! Cehennem`deki yerine bak, Allâhu Teâlâ bu azâb yerini senin için Cennet`ten (yüce) bir makâma tebdîl eyledi, denilir. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem: "O mü`min, Cehennem ve Cennet`teki iki makâmını birden görür" buyurmuştur. Fakat kâfir veyâhud münâfık olan meyyit (meleklerin bu suâline karşı): - Muhammed hakkında birşey bilmiyorum. Halkın ona (peygamber) dedikleri bir sözü (işitir), ben de halka uyup söylerdim, diye cevâb verir. Bu iki melek tarafından bu kâfir veya münâfıka: - Hay sen anlamaz ve uymaz olaydın! denilir, sonra bu kâfir veya münâfıkın iki kulağı arasına demirden bir topuzla vurulur. O topuzu yiyince kâfir veyâ münâfık şiddetli sayha ile bir bağırır ki, bu feryâdı ins ve cinden başka bu ölüye yakın olan herşey işitir.

Hadis No 658


Konu Hz.mûsâ;mûsâ (a.s.)
Başlık Cenâb-ı Hakk`ın Melekü`l-mevt İle Hazret-i Mûsâ`yı İmtihânına Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi
Ravi Ebû Hüreyre
Hadis

Buhârî`nin tahrîcine göre Ebû Hüreyre demiştir ki: Melek-i Mevt Mûsâ aleyhi`s-selâm`a gönderildiğinde (şedîdü`ş-şekîme olan) Mûsâ, Azrâil`in yüzüne kemâl-i tehevvürle baktı. Bir halde ki, nüfûsu beşeriyyeyi kabza me`mûr olan bu bî-amân melek korktu, gözü karardı. Derin bir haşyet içinde Cenâb-ı Hakk`a: - Yâ Rab! Beni bir kuluna gönderdin ki, o ölmek istemiyor, diye arz-ı hâl etti. Cenâb-ı Hak Azrâil`e eski kudret ve metânetini iâde buyurarak tekrar Mûsâ`ya gönderdi. -Ma`dûd ve bir hudûdü müntehâ ile mahdûd ve muayyen olmak şartiyle kendisine arzu ettiği kadar yaşaması bahşedildiğini şöyle buyurdu. Mûsâ bu bahşâyiş-i ilâhîye muttali` olunca: - Yâ Rabbî! Bundan sonra ne olacak? Ölecek miyim, yoksa daha yaşıyacak mıyım, diye sordu. Taraf-ı İlâhîden: Öleceksin, buyuruldu. Mûsâ: - Öyle ise ölüm şimdi gelsin, niyâzında bulundu. Ve yine Cenâb-ı Hak`tan bir taş atımı menziline kadar kendisini Beyt-i Makdis`e yaklaştırmasını ve orada ölüp oraya defnolunmasını diledi. Ebû Hüreyre demiştir ki: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: - Eğer ben Mûsâ`nın medfeninde sizinle berâber bulunsaydım, onun yol kenarında olan ve kızıl bir kum tepesinin yanında bulunan kabrini size gösterirdim, buyurdu.

Hadis No 659


Konu Şehitlerin Gömülmesi
Başlık Uhud Şehîdlerinin Sûret-i Defni Husûsunda Câbir İbn-i Abdi`llâh Hadîsi
Ravi Câbir B. Abdullâh
Hadis

Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Uhud (gazâsı) şehidlerinden ikişer kişiyi bir kabirde yerleştiriyordu. Ve bize: - Bunların hangisi Kur`ân`ı daha çok öğrenmiştir? diye soruyordu. Bu çift şehidlerden birisine işâret edilince, onu kabre önce koyuyordu. Ve sonra: - Kıyâmet gününde ben bu mücâhidlerin hayatlarını fedâ ettiklerinin şâhidiyim, buyurdu. Sonra da azîz şehidlerin gasledilmeden ve üzerlerine namaz kılınmadan kanlar içinde defnolunmalarını emreyledi.

Hadis No 660


Konu -
Başlık İrtihal Buyurmazdan Evvel Resûl-i Ekrem`in Uhud Şehîdlerine Namaz Kıldığına Dâir Ukbe İbn-i Âmir Hadîsi. Ve Şehîde Namaz Kılınması Husûsunda Ulemânın İctihadları
Ravi Ukbe İbn-i Âmir
Hadis

Rivâyet olunduğuna göre, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (irtihâline yakın) bir gün çıkıp Uhud (gazâsı) şehidlerine meyyite namaz kılar gibi namaz kıldı. Sonra (Medîne`ye) gelip minbere çıktı. Ve (ölülere, dirilere vedâ eder gibi bir hutbe îrâd edip) buyurdu ki: Ben sizin Kevser havuzuna ilk erişeniniz olacağım. Sizin Hak yolundaki hizmetlerinize şehâdet edeceğim. Vallâhi ben, şu anda (Cennet`teki) havuzumu görüyorum. Ve emîn olunuz yine şu anda bana hazâin-i arzın yâhud arzın anahtarları verildi, (bütün cihâna İslâm nûrunun intişârı tebşîr edildi). Vallâhi ben, vefâtımdan sonra sizin hâl-i şirke döneceğinizi umarak hiç endîşe etmem. Yalnız sizin (ihtiras ile) nefsâniyet güdüp didişmenizden korkarım.

Hadis No 661


Konu -
Başlık İbn-i Sayyâd Hakkında Abdullâh İbn-i Ömer Hadîsi
Ravi Abdullâh B. Ömer
Hadis

Rivâyet olunduğuna göre, müşârün-ileyh demiştir ki: Ömer radiya`llâhu anh Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem ile berâber bir cemâat içinde İbn-i Sayyâd (denilen bir kâhin) in yanına gitmişlerdi. Resûlullâh ile maiyyetindeki zevât İbn-i Sayyâd`ı (Ensâr`dan) Benî Megâle soyunun kasrı yanında çocuklarla oynarken buldular. İbn-i Sayyâd o sırada henüz erlik çağına ermeğe yaklaşmıştı. Bu genç kâhin Resûl aleyhi`s-selâm`ı bilemedi. Resûl-i Ekrem eli ile buna (hafifçe) vurarak: - Benim Resûlu`llâh olduğuma inanır mısın? deyince anladı. Resûl-i Ekrem`e bakarak: - Senin ümmîlerin peygamberi olduğunu kabûl ederim, dedi. Ve sonra Resûl-i Ekrem`e: - Sen de benim resûlu`llâh olduğuma inanır mısın, dedi. Resûlullâh bunun suâline cevap vermeği bırakıp: - Ben Allâh`a ve Allâh`ın (hak) peygamberlerine inanırım, buyurdu. Sonra da bu küçük kâhine: - Düşte, türede ne görüyorsun bakalım? diye sordu. O da: - Bana gerçek haberler de gelir, yalan haberler de. (Rü`yâmın kimi eğri çıkar, kimi doğru) diye cevab verdi. Bunun üzerine Resûl aleyhi`s-selâm: Öyle ise senin işin çok karışıktır, buyurdu. Bundan sonra Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem İbn-i Sayyâd`a: - Haydi gönlümde senin için bir şey sakladım, şunu bil bakayım? buyurdu. (Ve zihninde Sûre-i Dühân`ı hatırlamıştı). İbn-i Sayyâd: - Gönlündeki "Duh" dur, diye cevab verdi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem: - Haydi sus, yıkıl git, haddini tecâvüz etme, buyurdu. Şimdi Ömer radiya`llâhu anh: - Yâ Resûla`llâh müsâade buyur da şu yalancı piçin boynunu vurayım, dedi.. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem: - Bırak şunu, eğer bu deccâl ise sen onu vurmağa me`mûr değilsin. Deccâl değil ise onu öldürmekte senin için ne hayır ve menfaat vardır, buyurdu. Yine İbn-i Ömer radiya`llâhu anhumâ demiştir ki: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem bundan başka bir kerre de Übey İbn-i Kâ`b radiya`llâhu anh ile berâber İbn-i Sayyâd`ın bulunduğu bir hurmalığa gitmişti. Resûlullâh onu gâfil avlamak ve İbn-i Sayyâd kendilerini görmeksizin onun husûsî hayâtını görmek ve onun kehânetini ve gayri tabiî hâlini Ashab`a göstermek istiyordu. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem onu kadife kisvesi içinde yan yatmış bir halde gördü. Hırka içinde genizden gelen bir hırıltı vardı. Tam bu sırada bir hurma ağacının arkasına gizlenmiş bulunan İbn-i Sayyâd`ın annesi, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i gördü. Ve hemen: - Yâ Sâfi! İşte Muhammed geldi, diye seslendi. Sâfi, İbn-i Sayyâd`ın adıdır. İbn-i Sayyâd sür`atle ayağa kalktı. Bunun üzerine Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem maiyyetinde bulunan zevâta: - Şu kadın oğlunu o halde bıraksaydı, o, saçma sapan sözleriyle gayri tabiî hâli ile size ne mal olduğunu anlatırdı, buyurdu.

Hadis No 662


Konu Çocuğa Telkin
Başlık Resûl-i Ekrem`in Hâdimi Bulunan Bir Yehûdî Çocuğunu Maraz-ı Mevtinde İyâde Buyurup Ta`lîm-i Dîn Ettiklerine Dâir Enes Hadîsi
Ravi Enes B. Mâlik
Hadis

(Abdü`l-Kuddüs) adlı bir yehûdî çocuğu vardı. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`e hizmet ederdi. (Bir ara) çocuk hastalandı. Nebî aleyhi`s-selâm bunu iyâdeye geldi. Ve başucunda oturdu. Ve çocuğa: "Müslüman ol!" buyurdu. Çocuk (yanında bulunan) babası (nın yüzü) ne baktı. Babası oğluna: - Ebü`l-Kâsım salla`llâhu aleyhi ve sellem`in emrini kabûl et! dedi. Abdü`l-Kuddüs de hemen: - (Eşhedü en lâ ilâhe illâ`llâh ve eşhedü enne Muhammeden resûlu`llâh) deyip müslüman oldu. Nebiyy-i Erham salla`llâhu aleyhi ve sellem (hastanın yanından) çıkarken: Şu çocuğu Cehennem ateşinden halâs eden Cenâb-ı Hakk`a hamd ü senâlar olsun, diyordu.

Hadis No 663


Konu Çocuklar İslâm Fıtratı Üzerine Doğar
Başlık Cenâb-ı Hakk`ın İnsanları Hakkı Kabûle Müsâid Bir Fıtratta Yarattığı, Sonra Çocuğun Anasiyle Babası Kendi Dinlerini Öğrettikleri Hakkında Ebû Hüreyre Hadîsi
Ravi Ebû Hüreyre
Hadis

Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir: Her doğan çocuk muhakkak İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra anasiyle babası onu yehûdî yâhud nâsrâni, yâhud mecûsî yaparlar. Nasıl ki, her hayvanın yavrusu tâmmü`l-a`zâ` olarak doğar. Hiç o yavrunun burnunda, kulağında eksik, kesik bir şey görülür mü? Sonra Ebû Hüreyre radiya`llâhu anh: [Habîbim! Allâh`ın insanları hakkı idrâk ve kabûle müsâid yarattığı fıtrat-ı asliyyesi -ki, fıtrat-ı İslâmiyyedir- rehber-i hareket ittihâziyle Allâh`ın yarattığı bu İslâm ve tevhid seciyyesini şirk ile tebdîl etmek muvâfık değildir. Bu İslâm ve tevhid dîni, en doğru bir dindir] meâlindeki nazm-ı şerîfi okumuştur.

Hadis No 664


Konu Ölmek Üzere Bulunana Telkin
Başlık Resûl-i Ekrem`in, Amucası Ebû Tâlib`e Kelime-i Tevhîd Arzetmesi, Fakat Ebû Tâlib`in İ`râzına Dâir Müseyyeb Hadîsi
Ravi Müseyyeb İbn-i Hazn
Hadis

Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ebû Tâlib`e ölüm (alâmetleri) geldiği sırada ona, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem geldi. Ve amcasının yanında Ebû Cehl İbn-i Hişâm ile Abdullâh İbn-i Ebî Ümeyye`yi buldu. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Ebû Tâlib`e: - "Ey ammi! (Lâ ilâhe illâ`llâh) de, nezd-i Bârî`de kendisiyle sana şehâdet ve şefâat edebileceğim (bu mübârek) kelimeyi söyle!" buyurdu. Ebû Cehl ve Abdullâh İbn-i Ebî Ümeyye: - Ey Ebû Tâlib! Abdülmuttalib milletinden yüz mü çevireceksin? diye men` ettiler. Resûl-i Ekrem amucasına bu kelime-i tevhîdi arza devâm ediyordu. Bu ikisi de mütemâdiyen o sözlerini tekrar eyliyorlardı. Nihâyet Ebû Tâlib bunlara söylediği son söz olarak: - "O, (yâni ben) Abdülmuttalib milleti üzredir" dedi, ve "Lâ ilâhe illâ`llâh" demekten çekindi. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: - "İyi bil amcacığım! Yemîn ederim ki ben, hakkında mağfiret dilemekten nehy olunmadıkça herhalde Allâhu Teâlâ`dan senin için af ve mağfiret dilerim!" dedi.

Hadis No 665


Konu -
Başlık Alî İbn-i Ebî Tâlib Radiya`llâhu Anh`in Kazâ Ve Kadere Dâir Bir Hadîsi
Ravi Alî B. Ebî Tâlib
Hadis

(Biz bir kere) Bakî-i Garkad (kabristanında) bir cenâzede bulunduk. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem de yanımıza gelip oturdu, biz de etrâfına oturduk. Resûl-i Ekrem`in elinde bir asâ vardı. O hazret başını eğdi. Asâsiyle yere vurmağa başladı. Sonra buyurdu ki: - Sizden hiçbir kimse ve nüfûsu mahlûkadan hiçbir nefis yoktur ki, onun (Allâhu Teâlâ tarafından) Cennet`teki ve Cehennem`deki yeri takdîr ve ta`yîn edilmemiş olsun! Onun şakî ve saîd olduğu tesbit olunmamış bulunsun! Bunun üzerine Ashâb-ı Kirâm`dan birisi dedi ki: - Öyle ise yâ Resûla`llâh! Ameli ve ibâdeti bırakıp Cenâb-ı Hakk`ın takdîrine i`timâd edemez miyiz? Bizdenm, saâdet ehli (olması mukadder) olan her kişiyi kazâ-yı ilâhî, ehl-i saâdetin (hayır) ameline sevkeder, (kişi Cennet`e nâil olur). Yine bizden ehl-i şakâvetten (olması mukadder) olan her kişiyi de kazâ-yı İlâhî, ehl-i şakâvetin (şer) ameline sevkeder, (bu da Cehennem`e girer). Resûl-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem cevâben: - Saâdet ehline, saâdet sâhiblerinin (hayır) ameli (sevdirilerek) îfâsı kolaylaştırılır. Ehl-i şakâvete de eşkıyâ zümresinin (şer) işleri (sevdirilerek) îfâsı teshîl edilir, buyurdu. Sonra Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem şu mealdeki âyet-i kerîmeyi okudu: - O kimse ki Allah hakkını verir, Allah`tan korkar, güzel kelimeyi, (Lâ ilâhe illâ`llâh) Kelime-i Tevhîd`ini tasdîk eder, muhakkak biz o kimseye hayra karşı yüsrü mûcib bir haslet müyesser kılarız. O kimse ki, hakku`llâh`a buhl edip inâyet-i ilâhiyyeden istiğnâ ve güzel kelimeyi tekzîb eder, ona da hayra karşı usrü şiddet-i mûcib bir haslet müyesser kılarız.

Hadis No 666


Konu İntihar;kendini Öldürmek (intihar);yemin
Başlık İslâm`dan Başka Bir Dîne Yemîn Ve Hükmü
Ravi Sâbit İbn-i Dahhâk
Hadis

Resûl aleyhi`s-selâm buyurdu ki: Kim ki İslâm`dan başka bir dîne kâzib ve müteammid olarak yemîn ederse, o kimse dediği gibi (yalancı) dır. Kim ki, keskin bir âletle kendini öldürürse, bu kimse de Cehennem ateşinde o âletle azâb olunur.

Hadis No 667


Konu İntihar;kendini Öldürmek (intihar)
Başlık Müntehir Hakkında Cündüb Hadîsi
Ravi Cündüb B. Abdullâh
Hadis

Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir: (Sizden evvel geçen bir ümmet içinde) bir adamın yarası vardı. (Istırâbına dayanamayıp) kendisini öldürdü de, Allâhu Teâlâ: "Kulum kendi kendisine (ölüme teşebbüs ederek) bana takaddüm eyledi. Ben (de) ona Cennet`i haram kıldım" buyurdu.

Hadis No 668


Konu İntihar;kendini Öldürmek (intihar)
Başlık İntihârın Nev`ine Göre Müntehirin Azâb Olunacağına Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi
Ravi Ebû Hüreyre
Hadis

Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir: (Dünyâda ip ve emsâli ile) kendini boğan kimse Cehennem`de kendini boğar (ak, bıçak gibi şeylerle) kendini vuran da Cehennem`de kendini vurar(ak azâb olunur).

Hadis No 669


Konu Ölüyü Hayırla Anmak;şâhitlik;tezkiye
Başlık Ölüyü İyilikle Yâd Etmek
Ravi Enes B. Mâlik
Hadis

(Bir kerre) Resûl-i Ekrem ile bâzı Ashâbının yanlarından bir cenâze geçti. Ashâb-ı Kirâm bu cenâzeyi hayır ile andılar. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem de "vâcib oldu!" buyurdu. Sonra başka bir cenâze daha geçmişti. Ashâb-ı Resûl bunu da şer ile andılar. Resûl-i Ekrem de yine "vâcib oldu" buyurdu. Bunun üzerine Ömer İbn-i Hattâb: - Ne vâcib oldu, yâ Resûla`llâh? diye sorması üzerine, Resûlullâh: - Şu önce geçen cenâzeyi hayır ile yâdettiniz, ona Cennet vâcib oldu. Sonraki cenâzeyi şer ile andınız. Buna da Cehennem vâcib oldu. Çünkü siz yeryüzünde Allâh`ın şahidlerisiniz, buyurdu.

Hadis No 670


Konu Şâhitlik;tezkiye
Başlık Cenâzeyi Tezkiye. Ve Hayır Veya Şer İle Yâd Ve Şehâdetin Te`sîri;tezkiyenin Bilgiye Ve Vâkıa Mutâbakati Şart Mıdır?
Ravi Ömer B. El-hattâb
Hadis

Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir: Hangi bir müslüman ki, onun hakkında dört (mü`min) hayır ile senâ ve şehâdet eder, Cenâb-ı Hak o müslümanı Cennet`e idlâl eder. Biz dedik ki: - Yâ Resûla`llâh! Üç kişi şehâdet ederse de böyle midir? Resûl-i Ekrem: - Üç kişi şehâdet ederse de böyledir, buyurdu. Sonra: - İki kişi şehâdet ederse de böyle midir? dedik. Resûl-i Ekrem: - İki kişi şehâdet ederse de böyledir, buyurdu. Bundan sonra biz, Resûl-i Ekrem`den bir şâhidden sormadık.

Hadis No 671


Konu Kabir Suali;münker-nekir
Başlık Kabir Azâbı Haktır
Ravi Berâ` B. Âzib
Hadis

Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: (Münker, Nekîr adlı) melekler gelerek mü`min kabrinde oturtuldukta (bunların suallerine cevâben:) mü`minin "Lâ ilâhe illâ`llâh, Muhammedün Resûlullah" diyerek şehâdet getirmesi: "Allah mü`minleri, gönüllerinde yerleşen şehâdet kelimesiyle dünyâda ve kabirde böyle sâbit kılar" meâlindeki kavl-i şerîfi (n canlı bir ifadesi) dir.

Hadis No 672


Konu -
Başlık Resûl-i Ekrem`in Ehl-i Kalîbe Yâni Bedir Maktullerine Hitâbı. Bu Bâbda Abdullâh İbn-i Ömer Ve Âişe Hadîsleri
Ravi Abdullâh B. Ömer
Hadis

Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem ehl-i Kalîb`i (ki Bedir`de maktûl olan rüesâ-yi Kureyş`in harb meydanında serilen lâşeleridir) müşâhede buyurdukta, bunlara: - Nasıl, Rabbinizin va`dettiği azâb ü cezâyı hak buldunuz mu? diye hitâb etmişti. (Ömer İbn-i Hattâb tarafından:) - Yâ Resûla`llâh! Bu (duygusuz) cîfelere mi hitâb ediyorsunuz? denildikte, Resûl-i Ekrem: - Siz bunlardan fazla işitir değilsiniz. Fakat bunlar cevab veremezler, buyurdu.

Hadis No 673


Konu -
Başlık Resûl-i Ekrem`in Ehl-i Kalîbe Yâni Bedir Maktullerine Hitâbı. Bu Bâbda Abdullâh İbn-i Ömer Ve Âişe Hadîsleri
Ravi Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Hadis

Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem: (Bedir maktulleri işitir, demedi. Belki) bu ölüler kendilerine söylemekte bulunduğum sözümün hak ve doğru olduğunu şimdi bilir, buyurdu. Nasıl ki, Allâhu Teâlâ da: "Habîbim, sözünün ölülere duyuramazsın!" buyurmuştur.

Hadis No 674


Konu Kabir Suali
Başlık Hazret-i Ömer`in Suâlinden Gâyesi
Ravi Esmâ` B. Ebî Bekr
Hadis

Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (bir kerre) hutbe îrâdına başlamış ve kişinin kabirde görüp geçireceği sorgu ve sualleri anlatmıştı. Resûl-i Ekrem kabir ahvâlini böyle tafsîlâtiyle anlatınca müslümanlar dehşetli bir sûrette feryâd edip ağlaştılar.

Hadis No 675


Konu Kabir Azâbı
Başlık Kabir Azâbı Hakkında Ebû Eyyûb-i Ensârî Radiya`llâhu Anh Hadîsi
Ravi Ebû Eyyûb-i Ensârî
Hadis

(Bir gün) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in, güneş battıktan sonra (Medîne hâricine) çıktığı ve bir ses işiterek: - Yahûdiler mezarlarında azâb olunuyor, buyurduğu rivâyet edilmiştir.

Hadis No 676


Konu Deccâl;kabir Azâbındar Allah`a Sığınmak
Başlık Resûl-i Ekrem`in Kabir Azâbından İstiâze Buyurduğuna Dâir Ebû Hüreyre Hadîsi
Ravi Ebû Hüreyre
Hadis

Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem şöyle duâ buyurmağa devam, (ve ümmetime ta`lîm) ederdi, dediği rivâyet edilmiştir: - Yâ Rab! Kabir azâbından, Cehennem azâbından, hayat ibtilâsından, ölüm şedâidinden, mesîh deccâlın fitnesinden sana sığınırım!

Hadis No 677


Konu Ölüye Makâmı Gösterilir
Başlık Ölüye Cennet Ve Cehennem`deki Makâmının Gösterileceğine Dâir Abdullah İbn-i Ömer Hadîsi
Ravi Abdullâh B. Ömer
Hadis

Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Sizden biriniz vefât ettiğinde sabah ve akşam ona kendi makâmı gösterilir: O kimse ehl-i Cennet`ten ise, ehl-i Cennet makâmâtından bir makam; ehl-i nârdan ise, Cehennem`in hücrelerinden bir karargâh gösterilir. Ve ona: Burası senin (müstakbel ve ebedî) durağındır. Kıyâmet günü Allah seni buraya gönderecektir, denilir.

Hadis No 678


Konu -
Başlık Resûl-i Ekrem`in Oğlu Hazret-i İbrâhim`in Cennet`te İrdâı Hakkında Berâ` İbn-i Âzib Hadîsi
Ravi Berâ` B. Âzib
Hadis

Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (memede iken oğlu) İbrâhim vefât ettiğinde: İbrâhim`in Cennet`te sütninesi vardır, (rızâını tamamlar), buyurduğu rivâyet edilmiştir.

Hadis No 679


Konu Müşriklerin Çocukları
Başlık Evlâd-ı Müşrikîn Hakkındaki Rivâyetler
Ravi Abdullâh B. Abbâs
Hadis

Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`e (gayri bâliğ) olan evlâd-ı müşrikîn sorulduğunda: "Allâhu Teâlâ müşrik çocuklarını yaratırken bunların (nasıl yaşayıp), ne işleyeceklerini pek iyi bilir" buyurduğu rivâyet edilmiştir.

Hadis No 680


Konu Fâizciler;kur`ân-ı Kerîm`i Bildiği Halde Okumamak;rüyâ;zinâ Edenler
Başlık Evlâd-ı Müşrikîn Hakkında Semüre Hadîsi
Ravi Semüre B. Cündeb
Hadis

Şöyle rivâyet edilmiştir. İbn-i Cündeb demiştir ki: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem sabah namazını kılınca yüziyle bize döner, ve: "Bu gece sizden kim rü`yâ gördü? diye sorar, idi. Birisi rü`yâ görmüşse, rü`yâsını Resûl-i Ekrem`e hikâye ederdi. O Hazret de o kimsenin rü`yâsını tâbir ederdi. Yine bir gün bize sordu. Ve: - "Sizden rü`yâ gören var mıdır?" buyurdu. Biz: - "Hayır, yoktur" dedik. Resûl-i Ekrem: - "Lâkin bu gece ben bir rü`yâ, gördüm." buyurdu: Gördüm ki, iki melek bana geldi. Bunlar iki elimi tutup beni düz bir fezâya çıkardılar. Orada bir kimse oturuyordu, diğer bir adam da ayakta duruyordu. Elinde demirden çatal bir kanca vardı. Ayaktaki adam bu çatal kancayı oturanın ağzının sağ tarafına, tâ kafasına kadar sokuyor ve ağzın bu kısmını parçalıyordu. Sonra bu adam ağzın diğer tarafını da bu sûretle tahrîb ediyordu. Bu sırada ağzın sağ kısmı iyi olmuş bulunuyordu. Bu def`a da buraya dönüyor, yine kancayı sokup parçalıyordu. Bu meleklere ben: - "Bu adam kimdir? Ve bu hal nedir?" dedim. Melekler: - "Hiç sorma, ileri yürü!" dediler. Birlikte ileri gittik. Nihâyet arkaüstü yatmış bir adamın yanına geldik. Bunun baş ucunda da bir adam oturmuş, elinde yumruk cesâmetinde bir taş. Bununla yatan adamın başını kırıyordu. Taşı başına her vurduğunda, taş yuvarlanıp gidiyordu. O adam da arkasından taşı almağa koşuyordu. O dönüp gelmeden bunun başı iyi oluyor, eski hâline avdet ediyordu. O adam avdet edince yine başına vurup eziyordu. Bu meleklere ben: - "Bu adam kimdir?" diye sordum. Melekler: - "Hiç sorma, ileri yürü" dediler. İleri gittik. Fırın gibi altı geniş, üstü dar bir deliğe eriştik. Bu deliğin altında ateş yanıyordu. Ateş, alevlenip yükseldikçe içindeki insanlar da yükseliyor, hattâ (delikten) çıkmağa yaklaşıyorlardı. Ateşin alevi sakinleştikçe de aşağı dönüyorlardı. Burada çıplak erkekler, çıplak kadınlar vardı. Bu iki meleğe ben: - "Bunlar kimdir?" diye sordum. Melekler bana: - "Hiç sorma, ileri git!" dediler. Yürüdük, tâ ki kandan bir nehrin içinde ayakta bir adam dikiliyordu. Bu nehrin kenarında da bir adam duruyordu. Önünde -nar gibi "yuvarlak" taşlar bulunuyordu. Nehirdeki adam yüzerek sâhile doğru- gelip çıkmak isteyince sâhildeki adam çenesine bir taş atıyor, nehirdeki eski yerine iâde ediyordu. Çıkmak için sâhile doğru gelmeğe her teşebbüs ettikçe, sâhildeki, hemen çenesine bir taş fırlatıyor, onu eski yerine reddediyordu. Bu iki meleğe ben: - "Bu nedir?" diye sordum. Melekler: - "Sorma, ileri yürü!" dediler. Birlik yürüdük. Yeşil bir bahçeye vardık. Bu bahçede büyük bir ağaç vardı. Bunun dibinde ihtiyar bir adamla birtakım çocuklar bulunuyordu. Bu ağaca yakın bir tarafta da, birisi, önünde ateş yakmakla meşguldü. Melekler benimle bu ağaca çıktılar. Beni bir eve koydular ki, ben bundan güzel bir ev görmedim. Burada ihtayar, genç birtakım erkekler, kadınlarla çocuklar vardı. Sonra melekler beni buradan çıkardılar. Benimle ağaca yukarı çıktılar ve beni eskisinden daha güzel ve daha kıymetli bir eve koydular. Burada da ihtiyarlar, gençler vardı. Meleklere: "Beni bu gece -iyi- gezdirdiniz. Şimdi bana gördüğüm şeyleri bildiriniz!" dedim. Melekler: Evet (anlatalım) dediler: Hani şu ağzı parçalandığını gördüğün kimse yok mu? Bu bir yalancı idi, o, dünyâda dâimâ yalan söylerdi.

Hadis No 681


Konu Ana Baba Namına Hayır Yapmak;hz. Peygamber`in Hastalığı
Başlık Meyyit Nâmına Yapılacak Hayırdan Müteveffânın Müsâb Olacağına Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi
Ravi Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Hadis

(Bir kerre) Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`e birisi, (yâni, Sa`da İbn-i Ubâde radiya`llâhu anh gelip) demiştir ki: "Yâ Resûla`llâh! Annem ansızın vefât etti. Öyle zannediyorum ki, Anneciğim söylenebilseydi, tasadduk (edilmesini vasıyyet) ederdi. Şimdi ben onun nâmına sadaka versem annem müsâb olur mu? Resûl-i Ekrem: Evet, (olur) buyurdu.

Hadis No 682


Konu Hz. Peygamber`in Defni
Başlık Resûl-i Ekrem`in Vesîle-i İrtihâli Olan Hastalığında Hazret-i Âişe Hânesini Arzu Buyurduğu Ve Orada Vefât Edip Oraya Defnolunduğu Hakkında Hazret-i Âişe Hadîsi
Ravi Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Hadis

Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem maraz-ı mevtinde Âişe, gününün geç kaldığından şikâyet ederek, ben bugün kimin nöbetindeyim? Yarın kimin nöbetinde olacağım? der, (ve benim günümü özlediğinden dolayı) diğer ümmühât-ı mü`minîne beyân-ı îtizâr eylerdi. Benim nöbetim geldiğinde (odama şeref bahşedip) Cenâb-ı Hak Hâtem-i Enbiyâ`nın mubârek rûhunu benim sînemde kabzeyledi. Ve benim odama defnolundu.

Hadis No 683


Konu Hz. Peygamber`in Hoşnut Olduğu Sahâbe
Başlık Resûl-i Ekrem`in İrtihâli Sırasında Kendilerinden Râzı Olduğunu Hazret-i Ömer`in Haber Verdiği Altı Zat
Ravi Ömer B. El-hattâb
Hadis

"Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem şu altı zattan hoşnud ve râzı olarak vefât etti, dediği ve bu altı zâtın adlarını Osmân, Alî, Talha, Zübeyr, Abdurrahmân İbn-i Avf, Sa`d İbn-i Ebî Vakkâs radiya`llâhu anhüm, diye tesmiye ve tasrîh eylediği" rivâyet edilmiştir.

Hadis No 684


Konu Ölüyü Hayırla Anmak
Başlık Emvâtın Mesâvîsini Yâd Etmek Menhî Olduğuna Dâir Hazret-i Âişe Hadîsi
Ravi Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Hadis

Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in: "Müslüman ölülerinin mesâvîsni zikretmeyiniz. Çünkü onlar âhirete götürdükleri cezâ-yı amellerine erişmişlerdir" buyurduğu, dediği rivâyet edilmiştir.

Hadis No 685







Herhangi bir yanlışlık ve hata gördüğünüz zaman lütfen e-mail adresine bildirin veya Affedin ...: ☆ ebubekiryasin_@hotmail.com ☆ :...