«Allah'ın âyetlerine inanıyorsanız, artık
üzerine Allah'ın adı anılan (besmele çekilip boğazlanan hayvan)lardan yeyin.
Size ne oluyor ki, O size darda kalıp muhtaç bulunduğunuz müstesna, neleri haram
kıldEğım ayrı ayrı bildirmişken adının üzerine anıldığı hayvanlardan
yemiyorsunuz?. Doğrusu bir çokları hevâ ve heveslerine uyarak bilmeden
saptırıyorlar. Şüphesiz kî Rabbİn, haddi asanları en iyi bilendir.»
«Günâhın açığım da, gizlisini de bırakın. Günâh
kazananlar, kazandıklarına karşılık şüphesiz ki ceza göreceklerdir.»
«Üzerine Allah'ın adının anıhnadığı hayvanlardan
yemeyin; çünki bunu işlemek Allah'ın yolundan çıkmaktır. Doğrusu şeytanlar (ve
şeytan karekterli insanlar) sizinle mücâdele edip tartışmaları için kendi
dostlarına fısıldarlar, eğer onlara boyun eğip uyarsanız, muhakkak ki siz â?
müşrik (Allah'a eş-ortak koşan)lar olursunuz.»
Bakare ve Mâide sûrelerinde bu hususa geniş yer
verilmiştir. Burada ise hasbir sebebe müsteniden, üzerine Allah'ın adının
anıldığı ve anılmadiğı hayvanlardan bahsedilmekte ve her şey'in, yani helâl ve
haramın ayrı ayrı beyân edildiğine temas edilerek bunların birbirinden bütün
aynntılariyle ayrıd edildiğine dikkatimiz çekilmektedir.
Hiç şüphe yok ki, Allah'ın helâl ve haram
kıldığı şey'lerde bizim afiyetimiz yani maddî ve manevî sağlığımız mevzuubahs-tir.
Ayrıca ilâhî buyruklara uyup uymadığımız gibi birtakım zahirî ve bâtını sebep ve
hikmetler de vardır. îlmî ve dinî sahada tekâmül etmemiş bir kimsenin aklı ve
mantığı bu hikmetleri kavramakta zorluk çeker, bazen bu yüzden inkâra sapar. Bu
bakımdan her iki sahada gelişip tekâmül etmiş cumhurun görüşüne uymak en sağlam
yoldur. Kabul teslimden sonra neden ve niçinler üzerinde durmakta büyük faydalar
vardır. Ayet-4 Kerime de bu hususa da işaret edilmiştir..
O halde, eğer Allah'a, O'nun kudret ve azametine
ve her şey'deki mündemiç esrar ve hikmetine inanıyorsak, artık O'nun emir ve
yasaklarına karşı gelmememiz icâb etmez mi? Aksi halde haddi aşmış ilâhî yolun
dışına çıkmış olmaz mıyız?.
Ebû Dâvud, Tirmizî ve Bezzâr'in tahrîc ettikleri
hadîste, İbni Abbas (R.A.) diyor ki: Yahudilerden birkaç kişi toplanıp Hazret-i
Peygamber'e gelerek dediler ki: «Biz kendi boğazlayıp Öldürdüğümüz hayvanı
yeriz, fakat Allah'ın öldürdüğünü yemeyiz!.» Bunun üzerine yukarıdaki âyet-i
kerîme indi..
Burada sebep her ne kadar husus ifâde ediyorsa
da, itibar lâfzın umumunadır, sebebin hususuna değildir.
O halde eti yenmesi mübâh olan herhangi bir
hayvanın üzerine Allah'ın adı amlırsa o helâldir; amlmamışsa, o haramdır. Ancak
zarurî haller müstesna.. Çünki zarûrat, mahzurati mübâh kılar. Bir işte meşekkat
görülünce ruhsat ve vüs'at gösterilir Zaruretler kendi miktarınca takdir
olunur.
Yalnız şu var ki Allah'ın adı anılmadan
boğazlanan hayvanlardan bahsedilirken, imâm ve fakîhlerin bu husustaki göriiş
farklarını dikkate almak lâzımdır. Çünki âyet üzerinde her birinin isabetli
tahlilleri ve bununla alâkalı istinbatlan vardır.
a)
îbni Ömer, Nâfi', Şa'bî, îbni Sîrîn, bir rivayete göre îmâm Mâlik ve Ahmed b.
Hanbel'e göre ister kasden, ister unutarak üzerine Allah'ın adı anılmadan
boğazlanan hayvanlar haramdır, etleri yenilmez. Ebû Sevr, Ebû Dâvud ve Zahirî'
de aynı görüştedirler. Zira gerek bu âyetten, gerekse
âyetinden açık olarak anlaşılan mânâ budur. Ayrıca sahîh hadîslerde de av ve
başka hallerde tesmiye (Besmele çekilmesi) sübut bulmuştur. «Bu fısik (Allah'ın
yolundan çıkmak)tır cümlesi de bu mânâyı kuvvetlendirmektedir. «Müslüman
kimsenin Besmeleyi* ter-ketmesi fısik değil de Allah'dan başkası için boğazlamak
fısik-tir» diyenler yani âyetten böyle hüküm çıkaranlar varsa da yukarıda ismi
geçen imamlara göre Allah'ın farz kıldığı şey'i terkedeni fısik sıfatiyle
vasıflandırmak garip sayılmaz.
b)
îmâm-ı Şâfiî ve arkadaşlarına göre tesmiye müstehab-dir, vâcıb değildir. Bir
ııva^ette îmâm Mâlik ile îmâm Ahmed de aynı görüştedirler.
Bu mânâ îbni Abbas, Ebû Hüreyre ve Atâ' bin Ebî
Rebâh'-dan rivayet edilmiştir. îmâm-ı Şafiî buradaki âyeti, «Allah'dan başkası
için boğazlayan «mânâsına hamletmiştir ki bu, mu-hassîssız bir tahsis sayılır.
Gerçi Ebû Dâvud mursel
hadîsler arasında «Üzerine Allah'ın adını ansın anmasın, Müslümanın
boğazladığı helâldir.» hadîsini getirmişse de bu âyeti tahsis etmeye münâsip
değildir.
Bundan başka Hazret-i Ali'den rivayet edilen
hadîsle ise eti yerken tesmiye getirmenin kâfi geleceği belirtiliyor. Şöyle ki:
Hazret-i Âişe Validemiz, Resûlüllah (S.A.v.) Efendimize sormuş:
— Ey Allah'ın Resulü! Bazı kabilelerden bize et
getiriliyor; fakat üzerine Allah'ın adının alınıp anılmadığını bilmiyoruz (ne
yapmamız gerekir?) demiş.
Hazret-i Peygamber (S.A.V.) :
— Siz besmele çekin ve yeyin! buyurmuşlardır.
Bu hususta imamların görüşü:
îmâm Mâlik'e, İmâm Ahmed'dcn gelen meşhur kavle,
Ebû Hanîfe ve îshâk bin Rahaveyh'e göre besmele unutularak ter-kedilirse bir
zarar /vermez. Kasdcn terkedilirse, yenmesi helâl değildir.
Bu görüş Hazret-i Ali, îbni Abbas, Saîd b.
Müseyyeb, Ata', Tavus, Hasan Basrî, Ebû Mâlik, \bdurrahman bin Ebî Leylâ, Cafer
bin Muhammed ve Rabîa b. Ebî Abdirrahman'dan mcı-vîdir. Adı geçen imamlar bu
mânâya Beyhakî'nin îbni Abbas'-dan tahrîc ettiği şu hadîsle istidlal
etmişlerdir:
«Müslüman kimse hayvanı boğazlarken tesmiyeyi
unutursa, Allah'ın adını ansın da o hayvandan yesin, yani etini yemeğe
haşlarken Besmele çekip yesin!»
Bu hadîsin Hazret-i Peygamber'e ref inde hatâ
vardır. Ha-dîsçilerin tetkikine göre, îbni Abbas'ın sözüdür. Ayrıca bu mes'elede
bâzı âlimlerce istidlal edilen
«Allah'ın ismi her müslümamn kalbi üzerindedir»
hadîsi ise zayıftır
1.
Zaruri haller müstesna, eti yenmesi mübâh olan herhangi bir hayvanın üzerine
Allah'ın adı andırsa o helâldir; anil-mazsa o haramdır.
2.
Bir rivayete güre (ki bu gayrimeşhur bir rivayettir) îmâm Mâlik, îmâm Ahnıed ve
Ebû Sevr ile Dâvud-i Zâhirî'ye göre ister kasden, ister unutarak üzerine
Allah'ın adı anılmadan boğazlanan hayvanlar haramdır
3.
Îmâm-ı Şafiî ve arkadaşlarına göre tesmiye müstehab-dır. Bir rivayete göre İmâm
Mâlik ile İmâm Ahmed de aynı görüştedirler.
4.
Ebû Hanîfe'ye göre unutularak besmele terkedilirse bir zarar vermez, yâni o
hayvanın eti yenilir. Meşhur bir rivayete göre îmâm Mâiik ile îmâm Ahmed de aynı
görüşü izhar etmişlerdir.
5.
Hazret-i A M'den yapılan bir rivayete göre hayvan boğazlanırken besmele
unutulursa, eti yenilirken besmele getirmek bunun yerine yani terkedilenin
yerine geçer.