Kuran Ahkamı Meali Celal Yıldırım

 

YERYÜZÜNDEKİ ŞEYLER İNSANLARIN FAYDALANMASI ÎÇÎN YARATILMIŞTIR

 

«Yerde ne varsa   hepsini sizin   (faideniz) için   yaratan O'dur.»

Helâl ve haram kılma hakkı yalnız Allah'a aittir. Hiç kim­se dîn namına Allah'ın helâl kıldığını haram, haram kıldığım da helâl kılamaz. Böyle yapanlar olursa kendi hadlerini aş­mış, dinî teşri'de Rububiyet hakkına tecâvüz etmiş olurlar. Ve onların bu yolda sözüne inanıp amel edenler, onları Allah'a (eş) ortak koşmuş olurlar. Cenâb-ı Hak buna işaretle Şûra sûresi âyet 12'de buyuruyor ki: «Yoksa Allah'ın dinde izin ver-mediği bir şeyi onlara meşru' kılacak ortaklan mı vardır? Eğer kesin yargı bulunmıyacak olsaydı aralarında hemen hükmedi-lirdi. Doğrusu zâlimlere (haddini aşanlara) can yakıcı azâb vardır.»

O halde Allah ve Resulü neyi helâl kılmışsa o helâldir, ne­yi de haram kılmışsa, o haramdır. Ne hakkında susulmuş, bir hüküm verilmemişse o da afv sayılır.

Yûnus sûresi 59. âyet-i kerîmede buyuruluyor ki: «Bana söyleyin, Allah'ın size İndirdiği rızkın bir kısmını haram, bir İmamım helâl kıldınız; bunu size Allah mı bildirdi, yoksa Allah'a karşı yalan mı uyduruyorsunuz? de.»                                

Nahl sûresi âyet 116'da da: «Diliniz yalana alışmış olduğu İçin her şeye «şu haram, bu helâldir» demeyin ki Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Allah'a karşı yalan uyduranlar İse, saadete şüphesiz erişemezler.»

Evet, yukarıdaki âyetlerin açık beyânından da anlaşıldığı üzere hiç kimse kendinde din namına hüküm verme yetkisini göremez: aksi halde kendini Allah'a eş koşmuş olur. Çünkü Cenâb-i Hak bize haram ve helâl olan şeyleri en açık bir şekil­de bildirmiş, Peygamber Efendimiz onları tâlim etmiştir.

İmam-ı Şafiî «el-Ümrn» adlı kitabında Kaadı Ebû Yûsuf'­tan şövle naklediyor: İlim. ehlinden bir çok büyük zatlara ulaş­tım ki hepsi de «Bu helâldir; şu haramdır» konusunda çekin­gen davranır, ancak Allah'ın kitabında apaçık geçen hüküm­leri söylerlerdi.»

Âyet-i kerimesinin tahliline

gelince: İstidlal yollu iki rjüküm çıkarmak mümkündür :

1- Yeryüzünde mevcut ne varsa hepsi de insanların fay­dalanması için yaratılmıştır.

2- Hilâfına başka bir delîl sabit olmadıkça eşyada asıl olan ibâhadir.

îzahı:

İnsanlar için, onların faidesi için yaratılan şeyler, canlı ve cansız diye ikiye ayrılır. «Cemi'an» kelimesinin te'kîd olarak gelmesi hepsini içine almaktadır. Yer altındaki mâdenler de buna dâhildir. Çünkü bir şeyin zikre (anılmaya) tahsisi, hük­mün başkasından nefyine delâlet etmez.

Haram kılındığına dair bir delîl olmadıkça yeryüzünde mevcut her şey insanlara helâl sayılır. Zira eşyada asıl olan taharet ve ibâhedir. Ayrıca faydalanmak için zararlı şeyleri ıs­lâh etmemiz gerekir. Çünkü her şey insan yararlansın diye ya­ratılmıştır. Bir kısmı sıhhatimize, ruhî yapımıza zararlı oldu­ğu için haram kılınmıştır; fakat onun da ayrı bir hususiyeti ve dolaylı faydası vardır. îlim bir kısmım tesbit edebildi, bir kıs­mım edemedi. Âyet-i kerîmede bilhassa bu hususa işaret olun­maktadır.

Şunu da ilâve edelim ki, Cenâb-ı Hak bir şeyi haram kıl-mışsa, mutlaka ona karşılık daha hayırlı ve daha faydalı diğer bir şey ihsan buyurmuştur.  Meselâ :

a) Ribâyı haram kılmış, buna karşılık ticareti ve karz-i hasen (faizsiz ödünç para verme) müesseselerini getirmiştir.

b) îpeği erkeklere haram kılmış, fakat buna karşılık diğer giyimleri serbest bırakmıştır."

c) Zinayı haram kılmış, buna karşılık çok faydalı ve sıh­hatli olan evlenmeyi emretmiştir.

d) Sarhoş edici ve uyuşturucu maddeleri haram kılmış, buna karşılık bütün meyva sularını önümüze sermiştir.[1]

 

Çıkarılan Hükümler:

 

1- Yerde ne varsa hepsi insanların faydası için yaratıl­mıştır.

2- Hilâfına başka bir delîl sabit olmadıkça eşyada asıl olan ibâhedir.   Bâzılarına göre hakkında kesin bir delil bulun­mayan şeylerde asıl olan sakınmaktır.

3- Helâl ve haram kılma hakkı yalnız Allah'a aittir.

4- Hiç bir kimse  velî olsun, nebi olsun  Allah'ın helâl kıldığını haram, haram kıldığını helâl kılamaz.   Aksi hal­de kendini Allah'a eş koşmuş olur.  Tahrîm sûresinde buna işa­retle buyuruluyor ki: «Ey Peygamber! sen, zevcelerinin hoşnut­luğunu arayarak, Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin (kendi­ne) haram ediyorsun?» [2]


 

[1] Celal Yıldırım, Kur’an Ahkamı ve Mezhep İmamlarının Görüş Farkları, Bahar Yayınları: 1/266-268.

[2] Celal Yıldırım, Kur’an Ahkamı ve Mezhep İmamlarının Görüş Farkları, Bahar Yayınları: 1/268.


«Fizilalil Kuran Meali | Ali Bulac Meali | Diyanet Vakfı Meali | Abdulvahid Metin Meali | Kuran Mesajı Muhammed Esed | ibn kesir meali »

________________ oOo _________________

www.eraykitap.com